Kovulmuş Üye

Çimento antik çağlardan beri var olan bir malzemedir. İçerik olarak çok ince öğütülmüş mineral oksitleri içerir. Binlerce çeşit çimento hazırlanabilir ama dayanıklı olması için genellikle silisyum , kalsiyum, demir ve alüminyum oksit mineralleri kullanılır. Bu mineraller antik çağlarda yanardağ volkanik küllerinden elde ediliyordu. Zaten bu mineraller güçlü yanma sonucu oluşurlar. Şimdi ise yapay olarak fırınlarda da hazırlanabilmektedir. Kalsiyum, demir alüminyum ve silisyum içeren kaya parçaları yüksek sıcaklıkta fırınlarda yakılınca oksitler oluşur. Bu oksitler öğütülerek 5 mikron boyutuna inceltilir. Soba külleri de bu mineralleri içerir. Ancak çimento da tuz olmamalıdır. Tuzdan arındırılmış malzemr kullanılmalıdır. Daha ince oksit tozları çok daha kaliteli beton oluşumunu sağlar. 50 yıl önce üretilen çimento kalitesi şimdiki çimento kalitesinden daha yüksekti. Çünkü daha zengin minerallerden oluşuyordu. Şimdi kaliteyi düşürüp katkı maddesi olarak ayrıca satmaya başladılar. Daha ince çimento tozu üretmek yerine beton katkı maddeleri olarak ayrı kimyasallar satılır. Bunlar akrilik toz olarak üretilir. Akrilik toz yani bir çeşit tutkal tozudur. Suya dirençlidir. Sadece mikron boyutundaki boşlukları doldurup çimentoyu suya ve neme karşı dayanıklı yapar. Çimento sanayi devrimde ilk kez Hittler dönemi Nazi Almanyasında çelik ile güçlendirilerek kullanılmıştır. Yani günümüz çelik çubuk örgü sistemi o dönemin hediyesidir. Ancak kapitalist sistem bunu hemen fırsata çevirip çelik çubuk ile inşaat modelinde üretilen çimento kalitesini düşürmüştür. Aslında kaliteli beton ile yapılan bir yapı , demirsiz olarak beş kata kadar yani 15 metreye kadar dayanır. Üstelik öyle 30 yılda eskimez. Kaliteli betonun ömrü yaklaşık 200 yıldır. Tabiki bakım yapılmak şartıyla. Hatta üç kata kadar nereseyse 500 yıl bile dayanabilir. Ancak günümüz kapitalist sermayesi TV'den bize çevrecilik masalları satarlarken kendileri bunu hiç gündeme getirmezler. Ünlü Türk düşünür Peyami Safa inşaatın bir sektör olmaması gerektiğini söylemiştir. Çünkü hem çevreye hem de milli sermayeye yazık olur diye eklemiştir. Bir kez planlı yapılan binalar en az yüz yıl ayakta kalır. Şehirlerin yap boz tahtasına dönüşmesi ülkenin kalkınmasına da engeldir diye eklemiştir. Ne kadar ileri görüşlülük.

Emre algı yapıyorsun ve terimleri eğip büküyorsun. Put demek önünde secde edilen , tapınılan, sorgulanmayan demektir. Kimse zihnine tapmaz yada evreni sorgusuz olarak görmez. Tam tersine zihin ve evren sorgulanır. Asıl put senin allah dediğin hayalettir. Hayaletleri put edinme emre.

Ruh diye birşey yoktur. Ruha atfedilen tüm özellikler insan beynine aittir. Tabiki allah kuranda beyinden hiç sözetmediği için ne olduğunu tam anlayamadıkları beyinsel olaylara ruh demiş olabilir. Ama tabiki ruh o değil. Çünkü kuranda düşünme organı olarak kalp gösterilir ki bu da tevrattan kopyadır. Tevrat ise bu bilgiyi mısır mitolojisinden almıştır. Ruh sözcüğü etimolojik olarak İngilizcede ki pro- ön ekinin verdiği anlama eşdeğerdir. Örneğin vitamin yerine pro-vitamin dediğinizde şu anlama gelir. Vitamin değil ama yediğinizde vitamine dönüşecek. Yani pro eki bir olayın öncesini belirtir. Türkçede de bu aynen kullanılmıştır. Tuz ruhu denince akla HCL yani hidroklorik asit gelir. Çünkü bu asit ilk tepkimede tuza dönüşür. Herhangi bir tuza dönüşür. Burada tuz ruhu demek , ilk iş olarak tuza dönüşecek demektir. İşte ruh bu anlamdadır. İnsanın özünü ana maddesini nitelemek adına ruh belki de DNA mız olabilir. Ruhun gerçek anlamı DNA da değildir. Zigot olması daha yüksek. Çünkü DNA seçicidir ve ilk etkileşimde canlıya dönüşmez. Örneğin çoğu DNA zigot olma özelliğine sahip değildir. Öyleyse ruh zigottur diyebiliriz. Ama her zigot insana da dönüşmez. Öyleyse insanda ruh yoktur. Yada doğal koşullarda ruhtan söz edemeyiz. Çünkü ilkel insanın doğum oranı çağımız insanı kadar değildi yani döllenme sağlıklı olmadığından insan ölü doğuyor yada hiç olmuyordu.

İzlemiyorum , emre boşuna internet kotamı bitirme. Allah 19 dan mucize çıkaracağına Araplara çölde su vereydi de kıçlarını silmek için üç taş fetvası vermek zorunda kalmazlardı.

Bu hadis inkarcıları Avrupa'nın başına da bela olacaklar. Oraya gidip gidip insanlara İslam baş şeker diyorlar tabiki hadislerde ki şiddet ve şehveti görmezden geliyorlar. İnsanlar da ne tuhaf ki bunlara hak veriyorlar. Asıl hedef kuran ve tevrattaki vahşet olmalıdır. Bunu tüm dünyaya açıklamak gerekir. Daha da tuhaf olan şu ki , cahil ve kurnaz müslümanlar ellerindeki yalan dolan kitabı tüm dünyaya pazarlamak için birlik olurken akıllı ve aydın geçinenler ise hiçbir şey yapmadan ıslık çalıyorlar.

Al-i İmran bölümü 7.inci cümle Öyle bir Tanrı'dır ki sana kitap indirdi. Onun bir kısmı, manası apaçık ayetlerdir ve bunlar, kitabın temelidir. Diğer kısmıysa çeşitli manalara benzerlik gösterir ayetlerdir. Yüreklerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onları tevil etmek için manaları açık olmayan ayetlere uyarlar. Halbuki onların tevilini ancak Allah bilir. Bilgide şüpheleri olmayacak kadar kuvvetli olanlarsa derler ki: Biz inandık ona, hepsi de Rabbimizdendir; bunu aklı tam olanlardan başkaları düşünemez. Bakara ( inek) bölümü 2. İnci cümle Bu kitapta hiç bir şüphe yoktur. Şimdi senin allah iyice karıştırmış. Kendi kitabından bi haber. Bir cümlede şüphe yok apaçıktır diyor. Diğer cümlede bazı cümleleri ancak allah bilir diyor. Nur ( ışık) bölümündeki cümle olduğu gibi zeytinyağı yada gazyağı kandilini tarif etmiş. Büyük olasılıkla ilk kez görmüşler süslü püslü güzel bir kandil , ayet yapalım demişler.

İslam'ın iddiaları hep muğlak ve öldükten sonrası içindir. Madem orası sonsuz ve mükemmel bir yer o zaman bu dünyada niye tepinip duruyorsunuz. Edebinizle yaşayın ve ölün. İspat etmekten kaçtığı için herşeyi öldükten sonraya havale ediyor ama ganimete geldi mi "ganimetler allah ve elçisinindir" diyor. Bu ne perhiz bune lahana turşusu emre?

Yıllar önce Hatay'da bir gecekondu da kazılan esrarengiz çukura kimseyi yaklaştırmadılar. Şimdi de bolu da kazıyorlar. Ne oldu bilen var mı. Gerzekleri Bizans hazinesi var diye kandırdılar. İki çukurun da akıbetinden haber yok.

Osmanlı'da ramazan bayramı diye bir şey yoktu , adı şeker bayramıydı. Hem bayram demek , zor ve kötü bir şeyin ardından rahata çıkış için yapılan kutlamadır. Oruç madem çok iyi çok güzel , sonunda neden bayram var? Çünkü eziyetli ve kötü birşey olduğundan sonu bayramdır. Oruç iyi diyenler hergün oruç tutsun madem. Hem oruç dinin kerndi şeriatı içinde bile ceza amaçlı kullanılmaktadır. Ne diyor şeriat , 60 gün keffaret orucu var. Yani ceza!!!!! Demek ki oruç ceza , eziyetli kötü birşey Bunu ben demiyorum , sizin muhammed ve allahı diyor. İşte dinin kendi içinde saçma olduğunun onbininci kanıtı da bu. İslam kendi kendini yalanlıyor , anlayana.

Senin kıçın da enstruman olabilir. Doğru notayı tuttur yeter ki.

Türkiye'deki siyasal İslamcı sistemde evlilik tastamam bir ticarete dönüşmüştür. Ama bu ticaret evlenenler arasında değildir. İnsanların evliliğinden büyük kazanç sağlayan bir sistemle karşı karşıyayız. Bu nedenle gençler sürekli evliliğe özendiriliyor, ama düğünsüz olmaz , takısız olmaz , çeyizsiz olmaz, tatilsiz olmaz , adetsiz geleneksiz olmaz dayatması yapılıyor. Burada kazananlar belli , en başta sana düğün için malzeme satanlar kazanıyor sonra ev sahipleri iyi paraya kiracı buluyor sonra da devlet var tabiki, üç çocuk yap , iyi eğitecem diye bir bavul para harca sonra gelecekte yine semaye sistemine ucuz işçi olsun. İşte bu döngü senin çocuğun üzerinden dönüp duruyor. Çok çocuk yaptıkça sistem sizin daha çok aleyhinize oluyor. Hindistan Pakistan gibi olmaya doğru gidiyoruz. En sonunda 150 milyon nüfuslu Türkiyeye ulaştığımızda senin çocuğun çok düşük ücrete çalışmak için daha fazla okul okumak zorunda kalacak. Ev alması asla ve asla söz konusı bile olmayacak. Bakın çin modeli demiyorum. Çin sosyalist ve laik bir devlettir. Orada da işçilik ücretleri ucuzdur ancak sosyal barınma imkanı ömür boyu devlet garantisindedir. Pakistan İslam devleti ve Hindistan gibi olacaksınız dedim. Çünkü orada işçilik çok ucuz olmasına karşın devletin sana barınma garantisi yoktur. Kast sistemi vardır. Yani üstünler , din adamları ve köleler. Köleler sokakta yaşar , ve hayatta kalabilmek için herşeyi yaparlar. Bakınız Pakistan'da kızlar fuhuş ve kadın mafyasının eline düşer. Erkeler ise uyuşturucu için kullanılır yada onlar da eşcinsellik karşılığında kiralanırlar. Organ, fuhuş ve uyuşturucu ticaretinin en çok yapıldığı ülkelerin başında gelirler. Bu artık o derece normal olmuş ki , bacha bazı denen sapık uygulama Pakistan İslam Cumhuriyeti'nin içinde bir gelenek halini almış. Erkeksiz bir kadının sokakta yürümesi demek , on beş yirmi erkeğin tecavüzüne uğraması anlamına gelmektedir. Hemde sokak ortasında. Pakistan İslam Cumhuriyetinde bu sapıklıklar suç olmaktan çıkmış gayet normal. Çünkü üstünlerin , sermaye sahiplerinin umurunda değil. Onlar sadece ucuz köle sağlama derdindeler. İşte sizde bu sistemde buna zorlanıyorsunız. Bunu sistemi size dayatmak için ise bol bol din pompalıyorlar. Üzgünüm solcu denen medya da bu işin içinde.

Allah'ın yada diğer tanrıların bugüne kadar birine birşey verdiğine kimse şahit olmadı. Ama ısrarla aynı yalanı söyleyerek toplumları asimile edip hipnoz etmeye çalışıyorlar. Bize nimet veren doğadır. Beynimiz ve bedenimizdir. Zayıfların ölmesi bu yüzdendir. Sağlıksız bedene sahip olanlar günün birinde ölür. Burada allah yada tanrı ile ilgili bir durum yoktur. İddia eden varsa şarlatandır , yalancıdır , ispat etmekle yükümlüdür. Teknolojinin en kötü yan etkisi ise aptalların yaşamasına olanak vermesidir. Teknoloji olmasaydı bu kadar aptalı doğa barındırmazdı. Ama ne yazık ki , kâfir ve ateistlerin buluşları ile sağlıklı kalıp allaha şükredip , kâfirleri kahreyle ellaaahiiimm , diye tüküre tüküre beddua ediyorlar , kahrolasılar. Bu nedenle bilim insanlarına sesleniyorum. Artık yeter , bildiklerinizi bir süre saklayın , söylemeyin, gizli tutun.. ayda üç kuruş maaş alacaksınız diye bu cehaleti ve faşizmi beslemeyin. Nasıl olsa onların allahları var , bakalım nasılmış o zaman anlasınlar. Bilgili insanlar , medeni ve saygılı insanlar hayatta kalsınlar. Uzun yaşasınlar. Doğal seçilimi bu yönde serbest bırakın artık. Kimse size iyi birşey yaptığınızda afferin oğlum demiyor . Tam tersine yaptığınız iyiliği dincilere pazarlayıp sonra da "allahim kâfirleri kahreyle" diye arkanızdan lanet okutturutorlar.

Her masal kitabında çelişkiler olur , örneğin süper büyücü Harry Potterın gözlüksüz görememesi gibi. Kuranda da böyle. Peygambersiz allah yok. İllaki arap sülalesinden birini seçecek. Soru sorarak cevap vermek aptalların sıkça yaptığı bir davranıştır. Ayrıca soru sorarak cevap vermek , yaptığını başa kakma davranışıdır. Yani ahlaksızca bir davranıştır. Size şunu verdim bunu verdim , siz de bana bunu bunu verin demek ahlaksızlıktır. Ayrıca allah denen hayaletin bize birşey vediğine şahit olmadı kimse bugüne kadar.

Memed Şişmek kamuda tasarruf paketi açıklayacakmış. Işığı södür , musluğu kapa , kağıdı israf etme gibi ciddiyetsiz mi olacak. Yoksa 20 milyonluk makam aracını sattıracak kadar ciddi mi olacak göreceğiz. Yada milletin bankadaki varlıklarına el koymaya kadar ileri gidecek bir moratoryum mu olacak. Yani faşoluk mu?

Allah duruma göre kural değşiiştirir. Arap erkeği istemiş ,allah ona göre ayet yazmış, yerseniz diye. Hiç evrensel bir tanrı kural değiştirir mi? Adamın bilinen beş kitabı var , durmadan değiştiriyor.

Her topluma peygamber falan gönderilmedi . Kur'an yazarlarının bilgisi Ortadoğu'dan ibaret olduğundan dünyadan haberleri yok. Sonra bir de diyor ki , peygamber göndermediğimiz topluma azap etmeyiz. Bak sen şimdi tam sıvadı yani. Güney Amerika'da hiç peygamber görmemiş ve hala daha kendi yerel geleneklerine göre yaşayan milyarlarca insan gelmiş geçmiş. Şimdi onları Allah affediyor ama biz Kur'an'ı bildik diye bizi hesaba çekeceğini söylüyor. Saçmalığın daniskası. Arabın saçmalıkları dünyaya huzur getirmez.

En gerçek hakikat fen bilgisi kitabıdır. Orada da birçok soru var. Ne yani kitapta soru sorulmuş diye kutsal mı diyeceksiniz? Bak ben de soru sordum ne hikmetli bir iş yaptım. Kuranda birçok tekrar vardır bunları tekrar etmek yerine muğlak kalan cümleleri açıklasaydılar. Ama kendi de bilmiyor ne yapsın.

Aslında sorun tüm insanlık değil , Türkiye ve beraberinde birkaç ülke dünyanın en rezil ülkesidir.

İki yıldır söylentisi var ancak hiç görmedim. Geçen gün bir TV programında adı geçti ,sanki çıkmış gibi konuştular. Ben de merak ettim internet Google çöplüğünden bakayım dedim. En sonunda darphane sitesine girdim tedavüldeki metal paralar kısmında 5 TL görünmüyor. Demek ki yok şimdilik. https://www.darphane.gov.tr/turk-lirasi-ve-kurus 2022 yılındaki habere göre 1 TL nin maliyeti 3 TL olmuş. Demek ki şimdi daha da fazla olmuştur. Duruma bakın ki para basarak para kaybeden ülke haline geldik. 1 TL basmak için üç liradan fazla para harcıyoruz.

Dincilerin sıklıkla kullandığı bir sözdür bu. Konuşan tek şey hakikattir , evet doğru bir söz ancak hayatta tek gerçek olan bilimdir. Bu söz dinciler tarafından çarpıtılarak sanki kendi safsataları hakikatmiş gibi reklam ediliyor. Sanki onlar kesin bir bilgiye sahiplermiş gibi algı yapıyorlar. Evet sadece hakikat konuşur. Bismillah diyerek bir kötülüğü iyiliğe çeviremezsiniz Herşeyin bir kuralı var. Bilim var. Siz ne kadar dua ederseniz edin ne kadar allaha taparsanız tapın doğa kanunları konuşur siz de bakarsınız. Sizler çürük binaları yaptıkça depremlerde yüz binlerce insan ölecek ve sizler yolsuzluk hırsızlık yaptıkça fakirliğiniz savaşlarınız bitmeyecek. Sizler ne kadar dinci olursanız cehaletiniz de o kadar artacak. Bunu görmeyip de suçu hep başkalarına attığınız sürece böyle kalacaksınız. İşte hakikat konuşur ama siz anlamazsınız.

Asıl putperestler müslümanlardır. Her gün kabeye dönüp secde ederler. Kabe bir puttur. Kökeni petradaki dört köşeli puta dayanır. Müslümanlar bir de iftiracıdırlar kendi yaptıkları her kötülüğü başkalarına atarlar. https://tr.m.wikipedia.org/wiki/El-Lât El-Lât (Al Laht, Allat, Allatu, Alilat, Allāt, Ar. اللات; "Tanrıça"[1]), İslam öncesi Arabistan'daki kader, kısmet ve bereket tanrıçası.[1] En büyük tapınağı Taif'te bulunuyordu. Lat, Taif'te dört köşeli düz bir kaya parçası ile temsil ediliyordu ve etrafında bir ev inşa edilmişti. Tapınak Taif Kabesi olarak biliniyordu.[2] Kara taş, İslam öncesi dönemde Petra'da bir adı da Kaab olan tanrıça El-lât'ın sembolü durumundaydı.[3]

Türkiye'de bunların dışında işyeri bulmak çok zordur. Eğer çalışmak zorundaysanız , kendinizi ön plana çıkartmadan çalışın. Kariyer mariyer unutun bir kere. Ek olarak size çocuk muamelesi yağmaya kalkan işyerlerinden de kaçının. Çünkü iletişimi kopuk , kişiliksiz yöneticiler bu yolu tercih ederler. Bu nedenle emrindeki personeli hep kendinden yaşçaçok küçük olanları tercih ederler. Hem sömürmesi kolaydır hemde bağırıp çağırdığı da küfür ettiğinde karşılık veren olmaz. 8.maddeyle bağlantılı bir durum. Yönetici sizin ezik olmanızı istiyor olabilir. Bunu farkediyorsanız öyle rol yapın ama iş aramaya devam edin. Patronunuza vereceğiniz hiçbir artı kazanç size geri dönmeyecektir bunu bilin. Süs köpeği gibi başınızı okşayıp adınızın yazıldığı metal parçası vermekten başka birşey yapmazlar. Hatta bunu da yapmazlar genelde. Sizler müdürlerin yada patronların son model araba alabilmesi için birer araçsınız. Türkiye böyledir. Ek olarak vatan millet edebiyatı yapanlara da kanmayın. Hiçbirinin umurunda değildir. Hepsi arka kapıdan devleti soyma peşindedir. Vatan millet aile kardeş edebiyatı yapanların hepsinin amacı duygusallık üzerinden seni ucuza çalıştırmaktır. Siz Haziran ayında vergi dilimine girip düşük maaş almaya başlarken onlar da yeni araçlarının tadını çıkarıp promosyon yurtdışı tatiline çıkarlar. Okey?

Kemal Kılıçdaroğlu hapse atılan milletvekillerini bile çıkarılmasını sağlayamamıştır. 2011 C.Başkanlığı seçimlerinde güçlü adaylar varken Ekmeleddin gibi silik sönük bir karakteri ısrarla desteklemiştir. Tıpkı 2023 seçimlerinde kazanması garanti adaylar varken kendini ısrarla aday göstermesi gibi. Kemal Kılıçdaroğlu ve sarı CHP medyası akşama kadar malumun ilanını yaparak , halkın zaten bildiği şeyleri halka anlatmaktan başka hiçbir şey yapmamıştır. AKP'li yandaş medya bile tayyipten bu kadar çok söz etmedikleri halde sarı chp medyası akşama kadar Tayyip aşşa Tayyip yukarı demeyi muhalefet yapmak zannediyorlar.

Çalışanlara yada çalışmak isteyenlere önerilerim var. Öncelikle şunu bilin ki tüm işyerlerinin amacı daha fazla kar etmektir. Gerisi laf ebeliğidir. Fazla para kazanmak işçinin de isteğidir elbette bu nedenle kazancını tek taraflı gören şirket profillerinden uzak durunuz. Eğer yeni iş arıyorsanız şu iş yerlerinden Uzak durun derim size , 1 En önemlisini en başta yazayım , biz bir aileyiz diyerek kardeş , ana baba , aile tatavası yapan şirketlerden uzak durun. Kimse kendine aile anne baba aramak için işe girmiyor. Bu tarz laf eden firmalar daha çok işçiyi sömürmek için kendince böyle laf eder. Duygu sömürüsü yaparlar. 2 Patron her alana karşıyor ve kendini her alanda yetkili görüyorsa uzak durun derim. Para verdiğim işçiye her işi yaptırırım , para benim değil mi , düşüncesine sahip insana saygısız işyerleri böyledir 3 Cinsiyet dağılımının çok orantısız olduğu işyerlerinde çalışma arkadaşları ile anlaşmak zordur. Çünkü orada eşit işe eşit ücret ödenmez. En ağır pis işleri erkelere yaptırırlar. Bir kutunun yerini bile değiştirmeyen kişilerle aynı ücreti verirler. 4 Sinekten yağ çıkaran şirketlerden uzak durun. Tüm ekipmanları bozuktur , ve sizden o bozuk malzemeler ile yüksek rekabet beklerler. Özellikle tüm arızalar en son işe girenlerin üzerine yıkılır. 5 çalışanlar arasında maaş uçurumu olan şirketlerden uzak durun. 6 hep akraba hemşehri yada tanıdıkların olduğu işyerlerinden uzak durun. Yada hep birkaç belli üniversite mezunlarını işe almışlarsa temkinli olun. Eğer tesadüfen böyle bir yere torpilsiz girdiyseniz ilk olarak mobing yani psikolojik şiddet ile karşılaşacaksınız. 7 sürekli olarak kendi şirketini öven patron yada müdürlerin olduğu işyerleri sakıncalıdır. 8 Daha iş görüşmesinde sizi aşağılamaya çalışan şirketlere hiç yeltenmeyin. Başarılar dileyip çıkın. Boşuna zaman kaybı. 9 şirketin duvarlarında mesaj içerikli yazılar resimler varsa , Kemalizm yada dini içerik, o şirketler çalışmaya değmezdir. 10 işe girdiniz diyelim ki , sürekli olarak sizden görev tanımınızın dışına çıkmamızı istiyorlarsa o şirketlerden sonuç beklemeyin. 11 Beyaz yaka mavi yaka ayrımı yapılıyorsa , sözleşmeli kadrolu gibi uygulamalar varsa o tarz şirketlerde genelde çok hızlı gruplasmalar olur. Tarafsız kalabiliyorsanız ne iyi. Ama uzun süre psikolojiniz dayanmaz. 12 ilk iş görüşmesinde size belirsiz bir iş tanımı yapıyorsa , yani biz bu işi çok önemsiyoruz senden özveri bekliyoruz, gibi laflar söyleniyorsa uzun süreli düşünmeyin. 13 Çalışma saatleriniz belirsiz yani esnek çalışma lafları ediyorlarsa emeğinizin karşılığını alamazsınız. Özetle böyle şirketler çalışana hiç değer vermez. Tamamen emek sömürüsü üzerinden çıkar sağlamaya çalışır. Nitelik önemli değildir. Böyle şirketlerde çalışmak zorunda kalırsanız bildiğiniz herşeyi onlara vermeyin. Ön plana çıkmayın, öz veri göstermeyin. Her hangi bir sorunu gidermeye çalışmayın , ben biliyorum diyerek kedinizi öne çıkartmayın. Usul usul çalışmaya devam ederken bir yandan da iş aramaya devam edin.

@Emre_1974tr ne yani dünyada yan gelip yatıyorsunuz cennette mi çalışacaksınız? Yoksa orada da ihale yolsuzluk yalan dolan işleri yapmaya devam mı? Yok istemem öyle cennetti. Birbirinizi düdükleyin orada