kavak

Ölünce kurtlara, böceklere, otlara bir faydan oluyor. Onlar sana minnettar olacak. Doğumdan ölene kadar bu doğanın nimetlerinden faydalandın, ölünce sen de bir şeyler vermen gerek. Sonuç itibarı ile doğaya olan borcunu ödemiş oluyorsun. Dikkat et doğayı fazla kirletme. Bu açıdan bak ve bu noktanın tadını çıkar. Bir hiç olmadığını veya olmayacağını belki böyle farkedersin.

Güldürme beni, ki bendeki RAM sendekini döver aslında. O salak dediklerin sadece CHP´den ibaret değil. Asıl sen beni dinle; kamyonunu al Türkiye dışına çık, çünkü sana bir süreliğine değişik bir mekan gerek. Avrupa´ya heveslenme, kapı gibi vize istiyorlar.

Dünya çapında meydana gelen son salgın hastalık yüzünden toplumda bir değişiklik olmadı. Zekiler yine zeki, aptallar yine aptal. Ancak bunun ikisi daha da belirginleşti.

@Ebu Zibidi, yine pirelendin galiba. Her gün kadınlara ve CHP´ye fırça atmadan duramıyon.

Bu hastalığa neden olan mikrobun/virüsün adı nedir? Bilenler yeşillendirsin lütfen.

Bunlardan Türkiye´deki okullara dağıtmalı. Din dersinden daha faydalı olur.

Bre zındık, ne olduğunu biliyorduk. O kadar beynimiz sulanmadı daha.

Lokantaların mutfaklarını da ekle listene. Temeli belli; temizlik şart ve hayvanlarla haşır neşir olmak da iyi değil. Bu resmin daha iyisini bulamadım.

Aile ve mahalle baskısı çok berbat bir şey. Yetişkin bir birey olmanıza rağmen hayatınıza karışıyorlar ve size sınır çiziyorlar. Amcasından tut dayısına kadar hepsi karışıyor. Halbuki kendi uçkurlarına sahip olamayanlar, böyle şeyler yapabiliyorlar.

Temizliğin olmadığı veya hayvanlarla iç içe yaşanan her yerde salgın hastalıkların olması gayet olası. Bu tip hastalıkların başlangıç noktaları ya Afrika, ya Hindistan ya da Çin oluyor.

Haklısın, cahile anlatmak zor.

Neden hukuksuz oluyormuş? Kararları alan seçilmiş meşru bir hükümet var. Hükümetin görevlerinden birisi vatandaşların sağlığını daima ön planda tutmakdır. O kararları keyiflerine göre aldıklarını zannetmiyorum. Vatandaşın sağlığını gözeterek aldılar.

Türkiye´deki tarikatlar kapalı kutu gibi. Ne yaptıkları belli değil ancak ben büyük paraların yurt dışında olduğunu düşünüyorum. Kanıtlayamam ama muhtemelen İsviçre, Panama, Katar gibi ülkelere gönderiyorlar.

Tamam, bunlara itiraz etmiyorum ki. Benim takıldığım nokta şu: Hükümetin ülke genelinde aldığı kararları belediyeler uygulamak zorunda. Sağlık konusu bunlardan birisidir.

CHP´nin işini düzgün yaptığını söyleyen yok ama her zımbırtıyı onlara bağlamak kolaycılığa kaçıyor.

Mevzuat böyle, çünkü Türkiye federe bir devlet değil. Çoğu şey merkezde/hükümette karar veriliyor. Bu da AKP/MHP´yi sorumlu yapar. Derdini bunlara anlatacan.

Zaten bu tür büyük boyuttaki işlerin olabilmesi için siyasi bir ayağın olması şart. Zamanında ne demişti bir siyasetçi? Ne istediniz de vermedik! Mesela İtalya´daki mafya örgütlerinin senelerden beri istedikleri gibi at koşturmalarının sebebi oradaki siyasetçilerin de bu bataklığa saplanmış olmalarıdır. Bunların en ünlüsü Andreotti´dir.

@Ebu Zibidi, aşı olup olunmamasının CHP ile alakası var? Kararı veren hükümet, yani sağlık bakanlığı. Buradan çıkan kararları belediyeler uygulamak zorunda. Yani AKP ve MHP. Uçan bir kuş tecavüze uğrasa, ona bile CHP diyecen. Olmaz ki.

Bre ex-zındık, kelliğine çare varmış. Hemen al ve kullan. "Bıttım sabunu saç dökülmesine karşı en etkili sabun olarak onlarca yıldır kullanılmaktadır. Güneydoğu Türkiye'den gelen %100 doğal zeytinyağı ve Bıttım bitkisinin (Pistacia terebinthus) karışımından elde edilen şampuan, şampuan olarak kullanıldığında saç dökülmesine karşı koruma sağlar." Kaynak: https://www.otto.de/p/paos-haarseife-bittim-seife-empfohlen-bei-haarausfall-empfohlen-bei-haarausfall-S0R9T0PD/#variationId=S0R9T0PD6M3C

İlaç tarifı demedik zaten, şampuan tarifi olması kâfi. Hem kafanı yıkayacan hem de kıllanacan. Demek ki senin de bilgilerin sınırlı, yani sen de bizim gibi dünyalısın.

Yanılıyorsun; hepsi zehir zemberek gibidir. Kelliğe/kelliğine çare olabilecek bir şampuan tarifin varsa, ona hayır demezler mesela.

Burada herkesin hali vakti yerinde, böyle şeylere heveslenenlere iyi gözle bakmazlar.

Kel olduğun nasıl da belli. O zaman sabuna da gerek yok. Islak bir peşkille silmen yeter.

Aman bana söyleme. Elbette isim verecen, ki bakalım yazdıklarının altı kızarmış mı. Bilhassa yurt dışında ülke adına ve çıkarına lobicilik yapanları önemserim.

İnsanlık ölmedi de, değerini bilenlerin sayısı günden güne azalıyor. Bunun böyle olmasının nedeni insanların doğada yaşamak yerine, milyonlarca insanın birarada yaşadığı metropollere göç etmesinde yatıyor. Kimisi mecburiyetten, kimisi meraktan, kimisi umuttan. Şehirlerdeki rekabet daha acımasız ve daha gaddarca. İş olanakları daha fazla olmasına rağmen, daha az iş bulma imkanı var, çünkü daha fazla insan aynı bölgede yaşıyor. Yaşam şartları daha pahalı. Bu nedenle insanlar daha fazla kendilerini düşünüyor, dostlukların sayısı azalıyor. Kimse kimseyi tanımıyor. Bu da aslında bir nevi doğaya/çevreye adapte olma şeklinden başka bir şey değil. Doğanın etkisini, daha doğrusu içinde yaşanılan ortamı her canlı her an hissediyor, haliyle etkisi de olduğu muhakkak. Ama az ama çok. 100000 sene sonraki insan türü, kendini imha etmediyse, bizden farklı bir bir türe dönüşecektir.