kavak
-
İçerik sayısı
2.730 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
137
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by kavak
-
2. Bilim inkarına karşı çıkmak İklim sorunları hakkında yüksek sesle konuşursanız, aslında bilim inkarcıları, şüpheciler ve "erteleyiciler" olarak adlandırılması gereken iklim inkarcılarıyla çok hızlı bir şekilde uğraşmak zorunda kalacaksınız. Materyalimiz bu olguyla en iyi nasıl başa çıkılacağını gösteriyor ve en yaygın argümanları ve sahte gerçekleri çürütüyor. Kaynak (Almanca): https://info-de.scientists4future.org/materialien/falschbehauptungen-widerlegen/ Dipnot: Kaynakların yabancı dilde olması sizi hayal kırıklığınâ uğratmasın, çünkü Türkçe´ye tercüme ettirmek bir hayli kolaylaştı. Bunun için mesela Google Translate, DeepL vb. kullanabilirsiniz.
-
Bu hususla ilgili elime geçen bilgileri, kaynakları ve makaleleri buraya iliştireceğim, çünkü her kafadan farklı bir ses çıkıyor. Bilgi kirliliği had safhada. Bilen bilmeyen, anlayan anlamayan uzman kesiliyor. 1. Bilime karşıtlık edenler, tüm öfkelerine rağmen bilime ve ürünlerine muhtaçlar. Sadece bu bile, bilimin gerçeğe ulaşmaktaki gücünü ve işlevselliğini gösteriyor. Kaynak: https://www.birgun.net/makale/yeni-moda-bilim-dusmanligi-bilime-guvensizlik-yaratmak-280115
-
Terör örgütü PKK´yı âlenen savunduğunu veya onlara arka çıktığını zannetmiyorum, böyle olsa yargılanır.
-
Yaşadığı ülkede iç savaş olan veya hayatı herhangi bir sebepten ötürü tehlikede olan insanların iltica taleplerine olumlu yanıt verilme olasılığı var. Ekonomik sebepler sayılmıyor. Suriyeliler mülteci durumunda, yine de %20´si iltica telebinde bulunmuş. Suriye tamamen güvenli hale gelene kadar geri gönderilmeyecekler. Yani uzun hikaye, çünkü bu ülkenin eski haline dönüşmesi kısa vadede imkansız. Türkiye ise güvenli ülke konumunda, bu nedenle iltica telepleri genellikle reddediliyor. Avrupa genelinde geçen seneki iltica taleplerindeki dilekçe durumu: 1. Suriye 2. Afganistan 3. Türkiye 4. Venezuela https://www.destatis.de/Europa/DE/Thema/Bevoelkerung-Arbeit-Soziales/Bevoelkerung/EUAsylantraege.html
-
Bence ayardan ziyade kıskançlık krizine işaret ediyor.
-
Ben sorun falan görmüyorum. Her ülke kendi bacağından asılır. Yani mesela Azerbeycanlılar neden Aliyew sülalesini sürekli seçer derdinde değilim doğrusu, onu onlar düşünsün veya Kıbrıs´da beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren sadece Türkiye ve orada yaşayan vatandaşlar. Çünkü Büyük Türkiye sevdalısı değilim, yeterki Türkiye´deki insanların durumu iyiye doğru gitsin.
-
Marie Ablamızın bakın ne kadar katkısı varmış: https://tr.wikipedia.org/wiki/Marie_Curie
-
Bilhassa Bahçeli bir sonraki seçimleri sağlık nedenlerinden ötürü göremeyecek. Keza tekerlekli sandalyede olsa bile aday olmaktan çekinmez. Koltuğa gelen oraya yapışıyor.
-
Adayların isimlerini anma noktasında şimdiden gelin güveyi olmak için çok erken, çünkü önümüzdeki 4 senede derenin altından çok sular akacak. Şimdiden kesin olan şu: Anayasa değişikliğine gidilirse RTE yeniden aday olacak; yeni anayasa demek, yeni adaylık demektir. Bu nedenle son seçimlerden sonra sürekli Anayasa değişikliğini gümdemde tutuyorlar. Ancak kendisi pek genç sayılmaz, olası sağlık sorunları nedeniyle geri adım atmak zorunda kalabilir.
-
Asırlardan beri erkekler kadınları ezmiştir ve hâlâ dünyanın birçok yerine böyle devam ediyor. Kadınların iyi veya kötü yanını bir kenara bırakırsak, ki tüm kadınların iyi veya faziletli olduğunu söylemedik zaten, kadınlar erkeklere hiç güvenmesinler. Kendi kaderlerini kendileri çizsin, böyle olursa, bu dünya daha şirin bir ortama bürünecektir.
-
Türkiye´de amma çok Nazi hayranı varmış. Kimileri âlenen, kimileri gizlice. Halbuki ortada bir yanlış varsa, başka bir yanlışla savunulmaz. Nasıl ki İran tüm İsrail halkının kökünü kazımak istiyor, aynı düşünce Hitler´de mevcuttu. Hatta kendisi bir adım daha fazla kafayı sıyırmıştı, çünkü Aryan beyaz ırk hayaliyle yatıp kalkıyordu. Bu nedenle masum insanları, çoluk çocukları, kadınları ve engelli olanları bile gaz odalarına gönderdi. Evvela Yahudilerin malına mülküne konacaktı, onları gaz odalarında/kamplarda yok edecekti, sonra etrafındaki ülkelere saldıracaktı. 1933 senesinde 1000 sene sürecek olan Büyük Germen İmparatorluğunu (Drittes Reich) kurduğunu iddia etmişti. Yani resmen megalomanyaktı. Olan milyonlarca katledilen insanlara oldu. Diktatörler hastalıklı tiplerdir (Franko, Mussolini, Hitler, Putin vs.), şahsi emelleri uğruna milyonları katledecek kadar gözleri dönmüştür. Bu tipleri savunanlara ne denir bilmiyorum.
-
Mesele sadece 3 semavi dini değil. Dünyadaki tüm dinler için geçerli olan bir husus. Başlanğıçları muğlaklığı korur, temelinde ilk taşı atan belli değildir. Genellikle bir ekip işidir aslında.
-
Bu kavramın yegane hedefi Yahudilerdir.
-
He. Boş konuşan sensin. Hitler pisliliğini savunuyorsun ya. Helal olsun. Irkçının tekiydi. Bu kesin. Çoluk çocuk genç ihtiyar hepsini toplama kamplarına ve oradan gaz odalarına. Halka vermedi, bilakis o paralarla ve toplama kamplarındaki esir işçilerle savaş sanayisini geliştirdi ve akabinde çevresindeki ülkelere saldırdı ve II. Dünya Savaşı başladı. O kadar megalomanyaktı ki, Rusya´ya saldırdı. Boyunun ölçüsünü aldı sonunda ve intihar etti.
-
Birçoğunuz çok karamsar. Benim kayda değer bulduğum nokta şu: Kadınların sayısı yönetici kadrolarında çoğaldıkta, bunun topluma yansıması olumlu olacaktır. Bunu gören kadınlar erkeklerin eteğini bırakacaklardır. Bundan iyisi can sağlığı. Böyle şeyler, hele ki Türkiye gibi ülkelerde hemen olmaz. Zaman ister, emek ister ve elbette cesur ve başı dik kadın ister. Müğe Anlı kim ki? Buna benzer saçma sapan programlar Avrupa´da da var. Mesele bu değil ki. Mesele kadınların belli başlı yüksek mevkilere gelebilmeleri ve orada başarılı olmaları.
-
Detaylarında kaybolma. Hrıstıyanlık dendi mi, akla hemen Pavlus veya Roma gelmez. İlk akla gelen şahıs İsa´dır. Temel odur, yön odur ve onun rızası kazanılmaya ve onun yolundan gidilmeye çalışılır.
-
Tam tersine. Hitler daha dünkü ırkçı ve ezik çocuk. Hastalıklı (aryan beyaz ırk) hayallerini gerçekleştirmek için onların malvarlığına ihtiyacı vardı. Alayını kamplara sürerek hem onların malını ellerinden aldı hem de onları gazladı. Ayrıca Yahudi düşmanlığı ondan önce de vardı. İnsanlar sürekli şamaroğlanı arama derdinde, böyle yaparak düşman yaratılıyor ve mevcut sorunlar öteleniyor.
-
Aynı değil. Mal sahibi Allah. Bu nedenle kumar falan oynamaz. Ancak kendisi tuzak kuranların en hayırlısıdır.
-
Günboyu yakıcı güneşe ve sıcağa mahsur kalınan yerlerde (Afrika, Orta Doğu vb.) insanlar örtünmeyi yeğler. Sadece kadınlar değil, erkekler de örtünür. Mesela Bedevi erkekler sadece yüzleri görünecek şekilde kafalarını örterler ve entari giyerler.
-
Yahudi olsa bile ne farkeder? Mesele onun Hrıstiyanlık dininin yeşermesine köklü bir katkısı olduğuna inanılması ve global bir dine dönüşmesi. Yahudi olup olmamasını ben şahsen önemsiz buluyorum, keza gerçekten yaşayıp yaşamadığı bile tam olarak belli değildir zaten.
-
İddiaya girmenin kumar oynamakla ne alakası var?
-
Yahudileri fazla büyütmeyin, yani her şeyin sorumlusu onlar değil. Da, çıkmış bir kere adları. Her zındıklık onlara yükleniyor. Bu kolaya gitmekten başka bir şey değil.
-
Tüm aile sade takılıyoruz. Benim oğlan yeni başladı parüm kullanmaya. Onu da gençliğine veriyorum. Günboyu tüm pencereler açık bizde.
-
@zavalli, bir zamanlar Ateistforumun en aktif üyesinden birisiydin. N´oldu, yaşlandın mı?
-
Tüm dinlerin temeli bir hayli muğlaktır. Hepsinin ilk zamanlarını somut bir şekilde bilen yok, çünkü fazla somut kaynak yok veyahut bir kısmı sonradan geriye doğru düzenlendikleri için, kafasına esenleri eklemişlir, çıkarmışlar veyahut tamamen yeni bir şeye dönüştürmüşler. Somut kaynak (mesela rivayet kültürü) olarak sunulanlar da bir hayli şaibeli. Herkes birbirinden kopya çekmiş.
