Jump to content

27 Mayis 1960 Darbesi


evrensel-insan

Recommended Posts

Zorlu'dan geriye, “Kıbrıs’ı sattı” diye kendisine demediğini bırakmayan İsmet İnönü’nün son başbakanlığında Kıbrıs’a garantör devlet olarak müdahale etmeye kalkması (ne gariptir ki, İnönü’nün CHP’si mecliste bu antlaşmaya red oyu vermiştir), daha da ilginci, Kıbrıs’ı sattığı için kendisine küs olan Bülent Ecevit’in 1974’de Zorlu’nun eseri olan garantörlük hakkımıza dayanarak adaya müdahalede bulunmuş olmasıydı.

 

http://www.mustafaarmagan.com.tr/huzunlu-bir-disisleri-bakani-portresi.html

 

Inonu, Kibris'a garantorluk hakki aldigimiz antlasmaya red vermis. Chp'nin "muhalefet etmek = her icraata tas koymaktir" felsefesi kimden geliyor bunu da ogrenmis olduk.

Link to comment
Share on other sites

Butun herseyin gercek oldugunu sende bildigin halde kanit diye her seferinde insanin vaktini bos yere ziyan ediyorsun. Asagida Selcuk universitesinden Yrd Doc.Dr Mustafa Arikan tarafindan yayinlanmis akademik bir makale var. Her sayfa altinda kaynakca, akademik kurallara uyularak veriliyor.

 

Makalenin 306. sayfasinda gecen paragrafta bahsi gecen telefon konusmasi(Bayar ve Inonu arasinda), altta kaynagiyla birlikte verilmis. Yazilari copy/paste yapamadigim icin buraya koymuyorum. Zaten yazinin tamamini okuyanlar, Inonu'nun darbedeki rolu hakkinda sorularina net yanitlar alacaklar.

 

 

http://www.turkiyat....dergi/s4/21.pdf

 

Hasan Polatkan'in infazina iliskin kaynak verebilecegime dair hicbisey soylemedim. Olay hakkinda derin bir sessizlik var dedim. Idam edilenlerden birinin yalvar yakar suruklenerek oldurudugune dair aklimda nerden bilmedigim birseyler vardi. Donem hakkinda bilgi sahibi oldugunu dusundugum ve ismini veremeyecegim kisilere e-mail yoluyla sordum, evet oyle dediler. Ama hala kanit diye usteleyene kanitim yok

 

Sadece arastirdiginiz takdirde Menderes ve ozellikle Zorlu'nun son anlari, olume giderken neler yaptiklarini anlatan cok sayida kaynak buluyorsunuz. Polatkan ise hic anlatilmiyor. Digerleri gibi ailesine yazdigi son bir mektup veya yolladigi mesaj dahi olmadigi goruluyor. Benim yorumuma katilmak ya da katilmamak okuyucularin kendi tercihidir.

 

Insanlarin tarihsel olaylari arastirip bunlar uzerine kendi yorumunu yapma ve bu tip platformlarda paylasma hakki vardir. Bu yoruma varmamizin gerekcelerini belirtir, tekdiri okurlara birakiriz. Kafamizda tasidigimiz beynin en onemli fonksiyonu ordan burdan duydugumuz seyleri papagan gibi tekrarlamak degil, kendimize has yorumlar getirebilmektir diye dusunuyorum. Her iddayi kanit getir yoksa yalancisin sozleriyle taciz etmek, en yumusak tabirle cehalettir.

 

Ornegin, Polatkan'in idam sayisini sadece 3'e tamamlamak amaciyla kurban edilmesi tamamen kendimce vardigim bir sonuctur. Basligi en basindan okuyanlar bu sonuca nasil vardigimi gorur, hakli olup olmayacagima kendisi karar verir. Bunlari kanit ta kanit diye yalanladigini sanmak aptalliktir. Lutfen dusunen, tartisarak konulari irdelemek isteyen insanlara biraz saygi

 

Jadı, sen bu yalanlarla çok rezil rüsva olursun forumlarda.

Birilerinin aleyhinde önemli bir iddiada bulunuyorsan, bunun kanıtını da ortaya koyacaksın.

Koyamıyorsan eğer başkasının iddiasını alıntılamış olsan bile yalana-iftiraya ortak olmuş sayılırsın.

Sen böyle değildin ama görüyorum ki liboşlaştıkça karaktersizleşmeye başladın. :lol:

Link to comment
Share on other sites

Inonu, Kibris'a garantorluk hakki aldigimiz antlasmaya red vermis. Chp'nin "muhalefet etmek = her icraata tas koymaktir" felsefesi kimden geliyor bunu da ogrenmis olduk.

 

Türkiye'nin garantörlüğüne karşı çıkılmadı. Çarpıtma.

 

İkinci Londra Konferansı sonrasında imzalanan bu genel uzlaşma antlaşması; a- Kuruluş, b- Garanti, c- Askeri İşbirliği, d- Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası gibi dört ayrı antlaşmadan oluşmaktadır. Bu antlaşmalar onaylanmak üzere, 4 Mart 1959 tarihinde T.B.M.M.’ne sunulmuştur. Bu görüşmeler sırasında söz alan ana muhalefet partisi, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, söz konusu antlaşmaların, ABD ve İngiltere’nin baskıları sonucunda imzalandığını ima ederek, bu antlaşmaların “taksim tezinin uygulanmasına imkân bırakmadığını”, ENOSİS’e kapıları kapamadığını ve Türkiye’nin, Kıbrıs Türk toplumuna yeteri kadar yardım yapabilmesine yönelik hükümler taşımadığına işaret ederek, hükümete şiddetli eleştirilerde bulunmuştur. TBMM, yapılan görüşmeler sonrasında, Londra Ant-laşması’nı 2 çekimser, 138 olumsuz oya karşın, 347 olumlu oy ile kabul etmiştir. Böylelikle Kıbrıs Federal Cumhuriyeti Türkiye tarafından onaylanmış oldu.

 

Fahir Armaoğlu, Kıbrıs Meselesi (1954-1959). Türk Hükümeti ve Kamuoyu Davranışları. Ankara. 1963.

T.B.M.M.Z.C., Dönem: XI, Cilt: 8.(4 Mart 1959).s.22-24

Link to comment
Share on other sites

Dostum iyi hoş diyorsunda bu kadar hizmetin yapılmasının temeli yine DP öncesidir.Chp döneminde merkez bankasında 280 milyon dolarlık döviz rezervi vardı, 1954 yılında kasa boşaldı.Nitekim ondan sonrada ekonomik istikrarsızlıklar başladı.

 

Daha önce ateforumda bir liste asmıştım belki görmüşsündür.Tek parti döneminde yapılanlar.O listeyi tekrar buraya asmıcam.Bankalar,limanlar,sanat merkezleri,demir yolları,limanlar ve bi dolu fabrika.Üstelik bunların bir çoğu ekonomik buhran ve ikinci dünya savaşı sırasında açıldılar.Üstelik tek kuruş borç almadan.Menderes'te bunların üzerine illa ki birşeyler kattı,faydalı şeyler yaptı.

 

Ama benim hoşuma gitmeyen,eleştirdiğim nokta dine verdiği tavizler.Said Nursi'yi göklere çıkarması, kendi çıkarları için onu adice kullanması,komunizm bahane edilerek risalelerin peynir ekmek gibi okutulup halkın aptallaştırılması falan.Bugünde bunun ceremesini biz çekiyoruz.Ha 1950 ha 2011 zihniyet aynı.Gram fark yok.Bugünde dini sömüren,kendi çıkarları için tarikatları kullanan bir başbakan var.Vahim olan kısmı artık açık açık yapıyorlar bunu.

 

Elbette, erken cumhuriyet döneminde yapılan değişikliklerin temelinin de Osmanlı'nın son dönemindeki çağdaşlaşma hareketleri olduğu gibi. Hiçkimse hiçbir şeye sıfırdan başlamıyor. Ama yine de Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek lazım. DP döneminde o zamana kadar yapılmamış işler yapıldı. Özellikle ekonomik kalkınmaya CHP döneminde verilmeyen önem DP döneminde verildi.

 

Merkez bankasına ilişkin verileri nereden okudun? Bunlara göz atmak isterim.

 

Atatürk döneminde tek kuruş borç alınmadığı da yalandır.

 

http://www.tarihihtisaskitapligi.com/kutuphanedata/1/10.pdf

 

Sovyetler ile ekonomik ilişkilere ilişkin bir makale, burada Sovyetler'den alınan krediler hakkında falan bilgi var.

 

Dine verilen tavizler diyorsun da sen tek parti dönemindeki kısıtılamaların hepsini makul buluyor musun? Ben bulmuyorum. İşin komiği, çok partili hayata geçilirken CHP de bunların makul olmadığını, çok tepki çektiğini gördü ve değişikliklerin önemli kısmını bizzat gerçekleştirdi. Zaten bu açılımlardan sonra bu alanda partiler yarışmaya başladı.

 

http://www.arastiralim.com/chp-ticaniler-ve-ataturku-koruma-kanunu.html

Link to comment
Share on other sites

1960 ihtilali hakkında çok şey söylendi.

 

Menderes sanki demokrasi, özgürlük halk kahramanı gibi anlatıldı. Gerçekten öyle miydi?

 

Doğrusu hiç sanmıyorum. Milyarda bir bile ihtimal vermiyorum.

 

"Ama darbeler kötüdür, demokratik yolla iktidar gelmiş birine saygılı olmak zorundayız" denilecek belki.

 

Peki demokratik yolla iktidar gelen kimseler demokrasiyi yok etmek isteseler ne olacak? Örneğin Hitler gibi biri çıkıp demokratik yolla iktidar gelse, ona saygılı mı olacağız; ona karşı yapılacak askeri darbeyi yerden yere mi vuracağız?

 

Hitler'i indirmek için askeri bir darbe olsaydı bunu çok eleştirmezdim doğrusu. Özellikle Hitler'in savunmak için bunu yapmazdım. Çünkü Hitler'in savunulacak bir yanı yok.

 

Menderes'in de savunulacak bir yanı yok.

 

Ama sırf sağcılığı savunmak için yine de onu savunabilirsiniz. Orası bana uymaz ama.

 

 

Yahu ne alakası var Hitler'le? Tamam anladık Hitler seçimle geldi. Seçimle gelen herkesi darbeyle devirelim o zaman?!

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Reductio_ad_Hitlerum

 

Menderes ne yapmış? Parlametoyu mu feshetmiş? Seçimleri mi iptal etmiş? Kendini ömür boyu devlet başkanı hâline getirecek düzenlemeler mi yapmış? Hiç. Tamam, özellikle günümüzdeki demokrasi anlayışına sığmayacak çok eylemi var ama yine de Hitler'le falan karşılaştırılacak bir durum yok. Demokrasiyi ortadan kaldırma gibi bir gaye de yok.

Link to comment
Share on other sites

Jadı, sen bu yalanlarla çok rezil rüsva olursun forumlarda.

Birilerinin aleyhinde önemli bir iddiada bulunuyorsan, bunun kanıtını da ortaya koyacaksın.

Koyamıyorsan eğer başkasının iddiasını alıntılamış olsan bile yalana-iftiraya ortak olmuş sayılırsın.

Sen böyle değildin ama görüyorum ki liboşlaştıkça karaktersizleşmeye başladın. :lol:

Kaynagi verdim ya bakmadin mi?

Link to comment
Share on other sites

Yahu ne alakası var Hitler'le? Tamam anladık Hitler seçimle geldi. Seçimle gelen herkesi darbeyle devirelim o zaman?!

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Reductio_ad_Hitlerum

 

Menderes ne yapmış? Parlametoyu mu feshetmiş? Seçimleri mi iptal etmiş? Kendini ömür boyu devlet başkanı hâline getirecek düzenlemeler mi yapmış? Hiç. Tamam, özellikle günümüzdeki demokrasi anlayışına sığmayacak çok eylemi var ama yine de Hitler'le falan karşılaştırılacak bir durum yok. Demokrasiyi ortadan kaldırma gibi bir gaye de yok.

Adamlar AET'ye uyelik basvuru yapiyolar ve bunda cok ciddiler diyoruz hala ayni argumanlarla geliyorlar. Politik rakiplere atilan iki adet fix suclama var. 1) irtica 2) diktatorluk kuracaklardi(future tense, tahmin, kehanet,akil yurutme}

Link to comment
Share on other sites

Adamlar AET'ye uyelik basvuru yapiyolar ve bunda cok ciddiler diyoruz hala ayni argumanlarla geliyorlar. Politik rakiplere atilan iki adet fix suclama var. 1) irtica 2) diktatorluk kuracaklardi(future tense, tahmin, kehanet,akil yurutme}

 

Şeriat baktılar bir türlü gelemedi, şimdi sivil dikta ve de Stockholm sendromu moda. :)

Link to comment
Share on other sites

Şeriat baktılar bir türlü gelemedi, şimdi sivil dikta ve de Stockholm sendromu moda. :)

Soyle bir mantiksizlik var, nasilsa senin silahli kuvvetlerin orada duruyor, sana dokunan eden yok(Menderes zamanindan bahsediyorum). Baktin adam dedi "tamam secim mecim yok, biz yonetioz bundan sonra" hemen ordunla indiriverirsin.

Link to comment
Share on other sites

Yahu ne alakası var Hitler'le? Tamam anladık Hitler seçimle geldi. Seçimle gelen herkesi darbeyle devirelim o zaman?!

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Reductio_ad_Hitlerum

 

Menderes ne yapmış? Parlametoyu mu feshetmiş? Seçimleri mi iptal etmiş? Kendini ömür boyu devlet başkanı hâline getirecek düzenlemeler mi yapmış? Hiç. Tamam, özellikle günümüzdeki demokrasi anlayışına sığmayacak çok eylemi var ama yine de Hitler'le falan karşılaştırılacak bir durum yok. Demokrasiyi ortadan kaldırma gibi bir gaye de yok.

 

Tam senden beklediğim türden bir yorum gelmiş.

 

İnan hiç şaşırmadım.

 

O zaman yaşasaydın da Menderes'e filan oy verir, toprak ağalarını filan bile savunurdun belki ve inan hiç şaşırmazdım.

 

Çünkü senin demokrasi ve özgürlük anlayışınla benimki arasında dağlar kadar fark var. Neyse bunlara uzun boyutlu girmeyeceğim. Çünkü boşuna bir tartışma.

 

Ama şunu söyleyeyim kısaca da yanlış anlaşılmasın:

 

Elbette Menderes, Hitler gibi olmadı, olamadı; çünkü zaten en başta buna fırsat verilmedi.

 

Verilseydi neler olurdu peki, asıl sorulması gereken soru bu...

 

Hitler gibi olmasa bile onu çok da aratmayacağını düşünüyorum...

 

İlle her konuda Hitler gibi yapmayabilir şu bu...

 

Ama Türkiye demokrasisinin çok ciddi yara alması, ortadan kalması tehlikesi vardı. Ve bu öyle geçiştirilecek hafife alınacak bir tehlike değildi. Ve senin pembe gözlüklerle dünyaya bakman bu gerçeği pek değiştirmiyor.

 

Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olur derler.

 

Senin için farketmez o ayrı.

 

Belki o zaman göbek bile atardın.

Link to comment
Share on other sites

Demokratik secimleri kaldiracaklarina dair hicbir emare bulunmuyor. Ustelik CHP'nin cok fazla kiskirticilik yaptigini soyleyen Cuneyt bilmemne, Cumhuriyet yazari olan. Inonu hapisteyken ziyaretine dahi gitmis

Demokrasi yoktu zaten. Seçimler vardı yalnız.

Tahkikak komisyonları, Vatan Cephesi, 1960'da örfi idare, baskılar, tutuklamalar, üniversite öğrencilerinin yürüyüşleri, Harp okulu talebelerinin yürüyüşü, polisin üniversite öğrencilerine ateş açması, ölümler............ Ve daha bir sürü anti demokratik davranışlar..

 

Siz yoktunuz dünyada.. Biz vardık ve bütün bunlara şahitlik ettik.

Ben oldukça küçüktüm ama hatırlıyorum.

Link to comment
Share on other sites

Kaynagi verdim ya bakmadin mi?

 

Jadı, sen de hiç utanma yok mu?

Yüzün hiç kızarmaz mı senin?

Sen hep böyle pişkin misin?

 

Kaynak diye verdiğin yazıda şu ifadeler var sadece:

 

Gürsel, ihtilalin lideri olarak İzmir'den Ankara'da geldiği günün ertesi günü İsmet İnönü'yü arar ve çok saygılı bir dille: "Emirleriniz bizim için daima peygamber buyruğudur" der ve ondan gelecek talimatları gözü kapalı uygulayacağının teminatını verir.

 

Hani burda İsmet İnönü'nün "Asıl ben sizin emrinizdeyim" lafı?

Seni yalancı liboş seni! :D

Link to comment
Share on other sites

Demokrasi yoktu zaten. Seçimler vardı yalnız.

Tahkikak komisyonları, Vatan Cephesi, 1960'da örfi idare, baskılar, tutuklamalar, üniversite öğrencilerinin yürüyüşleri, Harp okulu talebelerinin yürüyüşü, polisin üniversite öğrencilerine ateş açması, ölümler............ Ve daha bir sürü anti demokratik davranışlar..

 

Siz yoktunuz dünyada.. Biz vardık ve bütün bunlara şahitlik ettik.

Ben oldukça küçüktüm ama hatırlıyorum.

Ben yassiada'da bu kisilere neler yapildigini dusundugumde, yoneltilen suclamalari ve gerekcelerini okudugumda(usenmedim az once gercekten okudum bunlari), insanlarin kendilerini savunmasina dahi izin verilmedigini dusundugumde, butun bunlarin kisisel kin, ihtiras ve intikam yuzunden yapildigi sonucuna variyorum.

 

Sanilmasin ki DP yuzde yuz demokratti demeye calisiyorum burada, ama sanmiyorum ki demokrasi bilinci acisindan CHP'den daha kotuydu.

 

Gercekten bakin, idam edilen iki bakanin suclandiklari seyler ve bu yuzden oldurulmus olmalari akil alir gibi degil

Link to comment
Share on other sites

Ben yassiada'da bu kisilere neler yapildigini dusundugumde, yoneltilen suclamalari ve gerekcelerini okudugumda(usenmedim az once gercekten okudum bunlari), insanlarin kendilerini savunmasina dahi izin verilmedigini dusundugumde, butun bunlarin kisisel kin, ihtiras ve intikam yuzunden yapildigi sonucuna variyorum.

 

Sanilmasin ki DP yuzde yuz demokratti demeye calisiyorum burada, ama sanmiyorum ki demokrasi bilinci acisindan CHP'den daha kotuydu.

 

Gercekten bakin, idam edilen iki bakanin suclandiklari seyler ve bu yuzden oldurulmus olmalari akil alir gibi degil

Daha çok aydınlanmanız gerekiyor..

 

http://www.mustafatarakci.com/index.php/ders-notlari-3/askeri-mudahaleler27-may12-eyl

Link to comment
Share on other sites

Jadı, sen de hiç utanma yok mu?

Yüzün hiç kızarmaz mı senin?

Sen hep böyle pişkin misin?

 

Kaynak diye verdiğin yazıda şu ifadeler var sadece:

 

 

 

Hani burda İsmet İnönü'nün "Asıl ben sizin emrinizdeyim" lafı?

Seni yalancı liboş seni! :D

Evet orada ekleme olmus. Linki verdigim yazara e-mail atip bunun gerekcesini soracagim. Inanilmaz jet hiziyla yanit veriyorlar. Ondan sonra yanlis yada dogru oldugunu hep birlikte gorecegiz

Link to comment
Share on other sites

Ben yassiada'da bu kisilere neler yapildigini dusundugumde, yoneltilen suclamalari ve gerekcelerini okudugumda(usenmedim az once gercekten okudum bunlari), insanlarin kendilerini savunmasina dahi izin verilmedigini dusundugumde, butun bunlarin kisisel kin, ihtiras ve intikam yuzunden yapildigi sonucuna variyorum.

 

Sanilmasin ki DP yuzde yuz demokratti demeye calisiyorum burada, ama sanmiyorum ki demokrasi bilinci acisindan CHP'den daha kotuydu.

 

Gercekten bakin, idam edilen iki bakanin suclandiklari seyler ve bu yuzden oldurulmus olmalari akil alir gibi degil

 

Sorun CHP'nin DP'den daha kötü olması değil.

 

DP'nin yasama, yürütme ve yargıyı ele geçirme yönünde artan eğilimleri, muhalefeti susturması darbe için yeterli nedenler.

 

Mahkeme konusunda bir takım yanlışlıklar olmuş olabilir ama buradaki yanlışlar DP'yi haklı çıkarmaz.

Link to comment
Share on other sites

Türkiye'de ordu demokrasinin, laikliğin, hukuk devleti olmanın yerleşmesi için çaba göstermiştir.

Türkiye'de ordu ilericidir. Çağdaşdır. Yasaların korunmasında ve adil olarak uygulanmasında en etkili kurumdur.

Türkiye'ye şeriat gelmez ama nedeni sandığınız gibi değildir.

Bu rejim ordudan ve milletten korkmasa, yarın gelir şeriat.

Türklerin önemli bir azınlığı yobazdır ama onlara direnen kesim de az değildir.

Atatürkçüler şeriat gelecek diye korkutmazlar.

Atatürkçüler din gelecek diye korkuturlar ve korktukları başlarına gelmiştir.

Link to comment
Share on other sites

Haklısın Marquez, 1960 darbesi Türk demokrasisini kurtardı, gelişmesine de önayak oldu gerçekten.

Aklını biraz kullanan (tabii aklı olan) bütün darbelerin sonunda Türk demokrasisi ve hatta sosyo-ekonomik yaşamı için olumlu olduklarını anlar..

Bugün gelinen aşama bunu açıkça göstermektedir.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...