Jump to content

Evren nasıl ortaya çıktı?


mantik

Recommended Posts

Agop,

 

Evrendeki ince ayar ve akıllı tasarım iddiaları ile ilgili olarak aşağıdaki kitapları öneririm:

 

Truman State üniversitesi profesörlerinden Taner Edis'in kitapları mesela:

The Ghost in the Universe

Why Intelligent Design Fails

Science and Nonbelief

 

Ya da Victor Stenger'in kitapları:

The Fallacy of Fine-Tuning: Why the Universe Is Not Designed fos Us

Not by Design: The Origin of the Universe

God: The Failed Hypothesis. How Science Shows That God Does Not Exist

Has Science Found God?

 

Ya da şu kitap:

The Universe - Order Without Design : By Carlos I. Calle

 

Daha pek çok kitap var önerilebilecek. Ama bunların herhangi biri kafandaki soruları cevaplamak için yeterli olur.

 

Tabi bunların kaçı Türkçeye çevrilmiştir ve Türkiye'de bulunabilir bilmiyorum. İngilizcen varsa Amazon'dan ısmarlayıp okuyabilirsin.

Link to comment
Share on other sites

Agop,

 

Bir de şunu söyleyeyim.

 

Bilimden, veya doğadan, dünyadan Tanrı'nın veya herhangi bir doğaüstü kavramın varlığına dair herhangi bir delil bulamazsın. Unut bunu. Bu safça bir temenni.

 

Konunun teorik temeline ve felsefesine yeterince hakim olmayanların düşünce tarzı bu.

 

Meseleyi yeterince yakından izleyen uzmanların tümü, ki buna teologlar (din bilimciler) de dahildir, Tanrı'nın varlığının öyle dünyada ve evrende gözlenen şeylerle kanıtlanamayacağını görür. Bu yüzden yeterince bilgili teologlar, resmi tartışmalarda ateistlerle tartışırken genellikle olayı faith (yani iman) tartışmasına dönüştürürler ve Tanrı'ya giden temel yolun fideist bir iman olacağını iddia ederler. Yani tutarlı olanlarının çoğu böyle yapar diyelim. Çünkü bu konularda yeterince birikimi olan kişi Tanrı'nın varlığının kanıtlanamayacağını görür.

 

Hem neden Tanrı ki? Neden Zeus değil Ra değil, Thor değil, ya da dünyada gelmiş geçmiş 10 bin tane dinin mitolojilerinden veya efsanelerinden çıkan karakterler değil?

 

Neden bir tane, neden tek bir güç, neden her şeye kadir?

 

Evrenin altında bir amaç ve zeka gören biri bile, bu zekanın ve amacın mahiyetinin hakkında net birşey söylemeyi imkansız hale getirecek kadar geniş olduğunu görür. Yani iddia çok bulanık. Net birşey yok ortada. Gözlemler evrenin bir zeka ve tasarım ürünü olduğunu gösteriyor olsaydı bile, ki göstermiyor, bu ortaya net bir sonuç çıkarmazdı.

 

İnsanlar buradan kendi dinlerinin veya felsefi inançlarının doğaüstü kavram ya da kavramlarına geçiş yapamasalar, bu sonucun bir anlamı olmazdı.

 

İnsanların bu konudaki düşünce biçiminde benim gördüğüm bu ikinci sıçrama birincisinden daha vahimdir. Yani birincisi dediğim, evrenin altında zeka gören yaklaşım. Onu hadi bir yere kadar anladık. Ama onun kanıtlandığını farzedelim, buradan neden zafer naraları yükselsin ki herhangi biri için? Bak ne diyorum 10,000 tane din. Dile kolay bu. Bunların çoğunun inanç sisteminin üç büyük dinin inanç sistemiyle ve felsefesiyle alakası yok. Hepsinde doğa üstü faktörler veya yaratıklar da yok ille. Bazısı tamamen doğanın içinde kalan inançlar bunların.

 

İkinci sıçrama dediğim, insanların doğrudan kendi ana babalarının, toplumlarının dinine sarılması. İşte daha vahim olan ve ortada büyük bir zihinsel şartlanma olduğunu gösteren bu.

 

Ortalama bir insan, bildiği dinlerin sayısını saymaya kalksa, 10-20 tane bile zor sayar. Hatta o kadar dini bile sadece kültürlü insanlar sayabilir. Çoğu kişi muhtemelen 5-10 tanenin üstüne çıkamayacaktır.

 

Bütün bunlara rağmen, inanç krizi falan yaşayan kişiler de dahil olmak üzere, imanı tekrar bulduklarında neden döne döne kendi ailelerinin, toplumlarının dinine dönerler, hiç düşündün mü? (İnsanların %99'u için böyledir bu).

 

Ondan sonra biz sert bir biçimde bilimin dini emellere alet edilmesi ve bu dinsel masallara dünyadan veya bilimin içinden delil aranmasına karşı çıkınca, şartlanmış olmakla biz suçlanıyoruz.

 

Bu nasıl bir bakış açısıdır, senin takdirine bırakıyorum.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

  • 3 hafta sonra...

Big bang'ın medeni simetri kırılmasıymış. Bu, sistemdeki ince ayarı açıklamaya yetiyor mu?

 

Şişen Evren Kuramını tasarlayan Dr. Guth, geçenlerde kuramının “Evren’in hiç yoktan nasıl ortaya çıktığını açıklamadığını” kabul etti. Dr. Andrei Linde ise Scientific American’da çıkan bir makalede çok daha açık konuştu: “Başlangıçtaki bu tekilliğin açıklanması—tümüyle nerede ve ne zaman başladığı—çağdaş kozmolojinin en güç sorunu olarak kalmaya devam ediyor.”

Bu yeni bir bilgi veya "itiraf" değil ki! Bigbang kuramının bu iddiada olmadığı daha başından beri biliniyordu. Hatta tam olarak bu nedenle "fanatik" diyebileceğimiz inançsız bir bilim adamları kitlesi kabul etmekte direnç gösteriyordu. Fakat buna rağmen, eldeki bulguların bigbang ile uyumu sonucunda bu kitle tarafından bile kabul edildi.

Burada asıl dikkat edilmesi gereken konu; Ezici bir çoğunluğunun inançsız olduğu bilinen bilim dünyası tarafından kabul edilmesidir. Bilim dünyasını oluşturan insanlar, nihai felsefi görüşleri ile uyumlu olmamasına rağmen, bulgulardan yana taraf alıp, teoriyi kabul etmesidir.

 

İşte inançlı çevrelerde olmayan tam olarak budur.

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra...

Bütün bilimsel kavramları işimize geldiğimiz gibi kullanıyoruz ve bu da bizi çok büyük yanılgılara sürüklüyor.

 

Elimizde big bang e dair veriler var ve aksi ispat edilene kadar bu teori gerçek deniliyor. Kabul.

 

Ve yine burada big bang öncesine dair kuramlar var. Ama bizim fikiz algımız ve bilgimiz big bang i bile doğrulayamıyor ki, ondan öncesi bilimsel olsun.

 

Dolayısı ile zaten çok çok geriye gittiğimizde metafizik konuşuyoruz ama bunları dillendiren bilim adamı olunca bilimsel diyoruz.

 

Kendimizi kandırmayalım. :)

Link to comment
Share on other sites

Saygideger berguzar;

 

Kendimizi kandırmayalım-berguzar-

Zaten bilimin bilimsel olarak evren cikmazi da bu yuzdendir, illa evren fenomenini gozlemi disina cikararak, bilime ideoloji ve inanci katar.

 

Hersyden once, evren bir mekan, yer, bosluk v.s. olarak insanoglu urunu olan zamandan bagimsizdir. Oyuzden butun zamansal sorular (baslangic, ilk, once, sonra, son v.s.) evrenin gozlemi icin gecerli degildir. Evren perpetual, yani daimidir. Cunku, evren olmadan onun uzerinde evrenin ne oldugu hakkinda soru/cevap ureten insanoglundan ya da ontolojik/teolojik/teleolojik anlamla bir varliktan bahsetmek mumkun degildir.

 

Big bang ise, yine insanoglunun fizik teorilerine dayanan ve daha once evrene bir bakis acisi olan steady state theory, yani duraganlik teorisine karsi ortaya atilmis ve bugun bilimsel kabul edilen bir teoridir. Ne evrenin baslangici ile ilgili bir bilgi verir,ne de evrenin ne oldugu ile ilgili. Big bang evrenin bir doneminde bir bolgesinde vuku buldugu teori olarak ortaya atilan bir onermedir.

 

Saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Sevgili arkadaşım,

 

Bilim başlığında konuştuğumuz konuya paralel yazıyorum bunları. Dediklerine katılıyorum ama iş inanç kısmına girince bir sebepin varlığı ile bu fizik bilgileri pekiştirmek metafizik, bir sebebin yokluğu ile bu fizik bilgilerini pekiştirmek de metafiziktir diyorum ben. Neyse tartışma ilerledikçe zaten yazarım düşüncelerimi.

Link to comment
Share on other sites

Yer (kap/butun), Yer Tutan Sey (parca/icerik) ve Zaman

Baslikta belirtilen uclemi iyi algilamak gerekir. Birincisi, yer olmadan; ne yer tutanin olmasi, ne de zamanin olmasi mumkun degildir. Burada yeri iyi algilamak icin, bir kac ornek verebiliriz. Evren, bosluk, delik , uzay, gokyuzu, dunya, doga v.s. Ikincisi; yer tutan seyin olabilmesi de; ancak yer varsa mumkundur.

 

Zaman konusuna gelince; zaman, herseyden once, yerde yer tutan parcanin, yani insanoglunun bir urunudur. Demekki zaman, insanoglu ile birlikte kavramlasmis ve soyut bir icerige sahiptir.

 

Buradan ise; bir celiski ortaya cikmaktadir. Insanoglu, herseyini zaman soyutuna gore kavramlar ve belirtir. Bu da su demektir. Zaman, kavrami olmadan; ne yerin, ne de yer tutanin; belirlenmesi veya belirtilmesi mumkun degildir.

 

Burdan da, su sonuca variriz. Eger, yer tutan olarak; insanoglu olmasaydi ve zamani soyut olarak yaratmasaydi, hicbir seyin ne belirtilebilmesi ne de kavramlastirilabilmesi mumkun olmayacakti.

 

Iste, insanoglunun en buyuk sorunu ve cikmazi; zamandan bagimsiz olan, hem yerin; hem de yer tutan parcanin, belirtilmesi, kavramlastirilmasi veifade edilebilmesi icin; insanoglunun yarattigi zamanin gerekliligidir.

 

Bunu sayiya dokersek; 1) yer, 2) yer tutan parca 3) zaman

 

Ki burada zamani yaratan yer tutan parca, insanoglu olduguna gore; siralamamiz; daha dogrusu insanoglunun siralamasi, 1) zaman 2) yer ve 3) yer tutan olarak belirir.

 

Bu celiskiyi daha iyi algilayabilmek icin; baska bir uclu kullanabiliriz. Beyin olmazsa, dusunce; dusunce olmazsa kavram olmaz. Burada, beyini, yer yerine; dusunceyi, yer tutan yerine, kavrami da, zaman yerine koyarsak; ayni paradoxla karsilasiriz. Paradoxumuz; 1) beyin 2) dusunce 3) kavram iken; kavram; herseyi belirler ve belirtir olma vasfiyla, yani kavram olmasa; ne beyini ne de dusunceyi belirtememe vasfiyla, siralamamiz 1) kavram 2) beyin 3) de dusunce olur.

 

Iste insanoglunun bu zamana endeksli celiskisi; bir seyin ilkini, basini-sonunu v.s. belirlemede, her zaman bir paradoxal sonuc sunar.

 

Bunu en son insanli-insansiz degerlendirdigimizde, su sonucla karsilasiriz. Insandan once ne vardi? Yer. Peki zaman? o da insanla birlikte ve insanin getirdigi soyut. O zaman siralamamiz; 1) yer 2) insanoglu 3) zaman

 

Ama sonucta; yeri zamanlayan, yani kavramlayan insanoglu olduguna gore; siralamamiz, 1) zaman 2) yer 3) insan olur.

 

Iste, maddezamansal ve yersel olarak; insanoglundan once olsa bile; insanoglu, onu zamansal kavramla -ONCE- dile getirdiginden, insanoglu sonrasi ifade olarak ortaya cikmistir. Iste buradaki paradox, oncesi ve sonrasi karsitliginin, bir birine zamansal zitligi; ne oncesi?, ne sonrasi? sorulari da; zamansal ikilemidir. Uclemimiz ise; yer, zaman ve insan-yer tutan parca- olur.

 

Eger, bu paradox algilanirsa; evrenin insan yaratimi zamanla ancak, ortaya konabilecegi; fakat, aslinda evrenin; hem zaman, hem de insanoglundan, bagimsiz olan varligi ortaya cikar. Cunku, sorumuz; zaten zamansal ve insansal dir.

 

EVREN NE ZAMAN OLUSTU? ISTE BU SORU, EVRENE GORE; MANTIK DISIDIR. CUNKU EVREN, VAR OLMAK ICIN; HEM ZAMANA HEMDE INSANA BAGIMLI DEGILDIR.

 

Bu paradoxu algilayabilmek; insanin mi one cikacagini, yoksa insan disinin mi-tanri ve madde- one cikacagini da aciklar.

 

ILK NEDIR? ILK ZAMANSAL BIR KAVRAMDIR, O ZAMAN ILK INSANOGLUNUN INSANDISI-TANRI, MADDE- BIR URUNUDUR.

 

ISTE SORUNDA; BURADADIR, BU KULVARDADIR.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger berguzar;

 

Evren konusunda neden inanc konusuna giriyoruz ki. Evren bir fenomen olarak gozlem veren bir olgu. Dolayisiyle ortada inanca sapacak bir durum yok.

 

Ama evreni illa, insanoglu urunu zamana tasirsan, ya da yaratilis konusuna tasirsan, ideolojiye ve inanca girmen kacinilmazdir.

 

Benim bu konuda, "bilimin evren cikmazi yazim var.

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/53-bilimin-evren-cikmaziceliskisi/

 

Saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Çünkü, deminde dediğim gibi insan olgularla bilim yapar ama bu olguların yansımasıdır insanın hayatına anlam katan, biçim katan, değer katan. Yani insan böyle bir makinadır. Dolayısı ile hep merak eder ve hep bilmek ister. Bilimsel duruşla teoriler-kuramlar üretiyoruz ama bunlarda bir noktadan sonra metafizik oluyor. Bilim kendisinin bu metafizikliğini kabul etmiyor. İşte ben buna sitem ediyorum aslında.

 

Selamlar.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger berguzar;

 

Dolayısı ile hep merak eder ve hep bilmek ister. -berguzar-

Iste kilit nokta, insanoglunun dogal zihniyeti ile insanin insansal zihniyeti farki da buradadir.

 

Cunku insanoglunun dogal zihniyeti, bilim ve bilimselligin epistemolojik olan ve surekli suregelen surec daimiliginde yenilenen, yanlislanan, degisen bilgisiyle yetinmek ve bu bilgi uzerine yogunlasmak yerine; aklinin tanrisal/egosal tatmin ve merak algisi ugrua, illa akil kendisini tatmin edecek bir ideolojik inanca dogru olarak sarilir. Ondan sonra da ona sahiplenir, sabitler ve savunuya gecer.

 

Ama tarih, insanoglu aklinin her ideolojik inancsal dogrusunun temelsizligini ve insan ve insanliga zararini, her bilimin ve tekniginin gelismesinde yuzune vurmustur.

 

Surasi unutulmamalidir ki, insanoglu hangi duzeye ve caga gelirse gelsin, epistemolojik olarak her zaman bilgisi, bildigi yukardaki daimiligi surdurecek ve insanoglunun hic bir caginda gelecekte BILIM VE BILIMSELLIK NOKTALANAMAYACAKTIR. Eger bu olursa, inanc galip geldi demektir.

 

Saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

İnsan bildiği kadar vardır, bildiğiyle vardır demeye getirmişsin biraz. Yani bildiğiyle yetinmek derken. Niye yetinsin ki? Bu herşeyden önce insanın gelişimine bir sektedir bence.

 

Ayrıca söylediklerin benim teistik söylemlerim gibi ön kabüllü. :) Üzülerek böyle yani.

 

Ben de tam aksini tek gerçek Tanrıdır, doğa onun işleyiş ve eylem alanıdır, doğaya bakarak insan kendini geliştiremediğinden dinler doğru uygulanmaz. Uygulamadaki yanlış dinleri doğru din diye kabul edenler, ön yargılılardır diye düşünüyorum.

 

Çünkü insan salt madde değildir, daha önce de söyledim.

 

Papatya benim papatya olduğum ile zerre kadar ilgilenmez, bunu biliyorum. Çünkü ondan bana dair bir tepki alamıyorum.

 

Ama papatyanın papatya olması beni ilgilendiriyor, maddenin dışında bir boyutu var.

 

Salakça bile olsa seviyor-sevmiyor yapıyorduk bir zamanlar. Yani papatya sadece bize maddeyi çağrıştırmıyor. İnsan böyle kurgulanmış bir makina. Bunu evren böyle kurgulamış de, bende Tanrı diyeyim, ikimizde aynı şeyden bahsederiz. Zerre kadar fark yok yani bu iki söylemde de...

 

Selamlar...

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Saygideger berguzer;

 

Lutfen yapma, dediklerimi algilamak bu kadar mi zor. "Yetinmek" burada epistemolojik, anlik degisken, yenilenen ve yanlislanan ve surekli suregelen surecin daimiligidir.

 

Mesela bir ornek vereyim. Bir zamanlar atom en kucuk bilinen parca idi. Simdi burada bununla yetinmek demek,bilimsel olarak atomun parcaciklarini ortaya koymaya calismak, atomu gozleme tabi tutmak v.s. demek.

 

Inanc olarak ta, bu bilimin anlik siniriyla yetinmeyip, atom hakkinda aklin kendini tatmin edecegi ideolojik inancsal dogrulara sarilmak demek.

 

Ne oldu,bilim ilerledi ve bugun atomun parcaciklarini buldu. Peki o gunku bilimle yetinmeyen inanc ne yapti, kendini kandirdi,kendine zarar verdi.

 

Cunku, aklin egosal ve tanrisal ideoloji ve inanclari sabittir, sahiplidir,kesinlikcidir savunucudur, ispatcidir v.s.

 

Ama, bilimin bilimsel dusuncesi ise, gozlem temelinde yenilenici, yanlislanici, degisimci ve surekli ve daimi gelisimcidir.

 

Aklin inanc ve ideolojik dogrulari NOKTALAMASAL, Bilimin bilimsel gozlem ve dusuncesi, bilgisi, bildirdikleri VIRGULSELDIR.

 

Allahinin askina, daha nasil bilimsellik ile inancsallik, akil ile dusunce, bilim ileideoloji v.s. farkini ortaya koyayim.:huh:

 

Saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger berguzar;

 

Ben de tam aksini tek gerçek Tanrıdır,-berguzar-

 

Tanri nedir?

 

Gercek nedir?

 

Arasindaki birbirini dogrulama, ozdeslestirme v.s. bagi, neye kime gore kurulur?

 

Gercek, neye/kime goredir?

 

Tanrinin "gercekligini" hangi temele dayandiriyorsun?

 

Sana, tanrinin gercekligini dogrulatan nedir?

 

Gercegin inanc ve bilim temeli nedir?

 

Daha cok soru sorulabilir, ama; istersen once gercekten basliyalim.

 

Saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

  • 3 hafta sonra...

İşte embeleee,

 

Durun uşahlar iki lafda ben edem.

Arhadaşın biri şöyle diyür.

Bilimsel olarak başka türlüsü ileri sürülene kadar.

Bir önceki geçerlidir.

Doğru demiş.

 

Bilim adamları bazanda SALLLIYORLAR.

Neymiş?

Evren BİG BENGLE ortaya çıhmış.

Önceleri heç birşey yohmuş.

Vay sizi gurtlanasız emi.

 

Yoh ,BİG BENG olarmı.

 

Dinderlerde üşütük.

Yoh efendim,Kureyşin Ellahı herşeyi yohdan yarattı.

Yoh devenin nalı.

 

Kendisi hep vamışda,bir gün dimişki böyle yalanuzluhdan canım çoh kötü sıhılıyor herşeyi yaratamda,onların kimisini

Eyi yaraturam

Kiminide kötü

Kimine gunah işletürem

Kimine savap

Kimini

ASARAM

KESEREN

HESTE EDEREM

Kavga ettürürem

Savaşatuttururam

Birde şaytan yarattımmı deme getsin.

Bunlarla haşır neşir olurkan can sıhıntısındanda gurtuluram dimiş.

Eyide bu herifi kim yarattı demezlermi adama.

Derler tebi.

 

Aslında dinderler heçbir PO......... bülmezler.

 

Arabın götünün altındakı GARA almasıda ne Allahları bülebildi nede kendileri.

 

Neyse gonuyu dağıtmayalımda

 

Bu iki teoridede iş yoh.

 

Insanoğlu sanırım bunu çözemeyecek.

 

 

Ümüdünüzü gırmıyımda benim düşünceme göre ambele.

 

 

Ülen ,bilim adamları araştırmaları yaparkan birden FISTANLILARIN Allahı garşılarına çıharsa,vallah gorhudan HADIM olurlar.

Siz genede tedbirli olun.

 

Sadettin Teksoy gene çıhdı piyeseye.

Gecen sefer

Fıranvunlardan

Cinlerden

Perilerden

Mısırdan çaldıhları Fıravunun lahdı atlas ohyanusunun ortasında gemiden gaçtığınıda yazmıştı.

 

Teksoy belki bu dafa Ellahdan ve BİG BENGDEN anlatırda aydınlatır bizi.

Onun möhürlü heçbir terefi yohmuş.

Herşeyi sahlı yanıyla görebüliymiş valla.

 

Sadettin Teksoyu forum gonuh ederse burıya ondan çohşey ögrenebülürüz.

 

Gerçi cinlerden bir tehdit aldıydı,burnunu işimize sohma yohsa gırarız goca burnunu.

tehdit eden cinlerin yarım görüntülerinide yayınlayınca gızıl giyemet goptuydu.

O oldu Sedettin beg ortalarda görünmez oldu çoh uzun zamanlar.

 

Bu işi çözse çözse Sadettin çözer.

Birde FEZELİLERİ gızdrırsa yandığımız gündür valla.

Süleyelimde gızdırmasın herifleri.

 

Tolonbeg

Link to comment
Share on other sites

Ben bu yaradılışçı küstahlığına karşı zerre tolerans gösterilmemesi gerektiğini bir kez daha belirtiyorum.

Mantık,

Sen bilimsel bir olası olgudan bahsediyorsun.

Adam gelmiş ejderhalar, uçan atlar, görünmez bilinçler kökenli bir yazıyı asıyor ve sen de ona cevap yazıyorsun bir de...

Komik...

 

Yaradılış teorisi, akıllı tasarım, kasıt ile evren oluşturma, planlı oluşum vb ne varsa YALANDIR YALAN!!!!!!!!!!!!

 

Sen burada herife cevap verip çürütürken bile o adam prim yapıyor bundan.

Ortadaki cahil 1 tane iken senin cevap vermenle başlayan züreçte 10'lara çıkıyor.

Çünkü ipi çekişmesine giriyorsun.

 

 

Konu bilim ise, akıllı tasarım saçmalıklarını kafadan silip atın.

Agopun yazılarını silin.

Bilimsel bir değeri yok.

Kelime oyunundan başka bir şey değil.

 

Adamlar maddeyi değil hayal güçlerini referans alıyorlar.

 

Sen de maddeyi önlerine koy da gerçekle tanışsınlar.

 

Bilim forumunda akıllı tasarım, yaradılış, kasıt iddialarını yasaklayın artık.

Link to comment
Share on other sites

evren nasıl ortaya çıktı...

 

şimdi bu soruyu soran evrenin önceden ortada olmadığını onun sonradan ortaya çıktığını biliyor demektir...

 

 

hep ortada olan bir evren var ise bu soru geçersiz olur....

 

 

geçersiz olsa da sormuş bulunulmuş bir kere...

 

 

şimdi şöyle oldu efendim demek isterdik elbette...

 

 

evren ya hep vardı yada sonradan oldu...

 

hep var idiyse ne yapalım yapacak bir şey yok iyi ki varmış deriz...

 

sonradan olduysa işte o zaman daha çok sorular çıkıyor karşımıza...

 

nasıl yani hiçbir şey yokkken birden evren oluşmaya mı başladı...

 

bu nasıl oldu...

 

birisi mi başlattı kendi kendine mi oldu...

 

birisi başlattıysa o kimdi...

 

neyin nesiydi...

 

neden böyle bir şey yaptı...

 

 

ondan önce ne yapıyordu...

 

hem o birisi nerden geldi nasıl bir şey di...

 

evren kendi kendine oluşuma başladıysa ...

 

bu nasıl oldu..

 

zaten soru buydu demi be...

 

 

dönüp dolaşıp başa gelmek böyle bişey işte...

Link to comment
Share on other sites

evren nasıl ortaya çıktı...

 

şimdi bu soruyu soran evrenin önceden ortada olmadığını onun sonradan ortaya çıktığını biliyor demektir...

 

 

hep ortada olan bir evren var ise bu soru geçersiz olur....

 

 

geçersiz olsa da sormuş bulunulmuş bir kere...

 

 

şimdi şöyle oldu efendim demek isterdik elbette...

 

 

evren ya hep vardı yada sonradan oldu...

 

hep var idiyse ne yapalım yapacak bir şey yok iyi ki varmış deriz...

 

sonradan olduysa işte o zaman daha çok sorular çıkıyor karşımıza...

 

nasıl yani hiçbir şey yokkken birden evren oluşmaya mı başladı...

 

bu nasıl oldu...

 

birisi mi başlattı kendi kendine mi oldu...

 

birisi başlattıysa o kimdi...

 

neyin nesiydi...

 

neden böyle bir şey yaptı...

 

 

ondan önce ne yapıyordu...

 

hem o birisi nerden geldi nasıl bir şey di...

 

evren kendi kendine oluşuma başladıysa ...

 

bu nasıl oldu..

 

zaten soru buydu demi be...

 

 

dönüp dolaşıp başa gelmek böyle bişey işte...

 

siz en eyisi allah yaratmis deyip cikin isin icinde, bilime ve dusunmeye gereksiz yere ugrasmaya filan gerek yok...

Link to comment
Share on other sites

  • 3 hafta sonra...

Agop, yani benim kuzen, yine döktürmüş, ben sana gösteririm. :)

 

Evren nasıl ortaya çıktı? Bu konuda bilim insanları açıklama yapıyor zaten.

Biraz araştırman yeterli dikran kardeşim. Kaç kere söylicez, Gerçi sen zaten biliyorsun, sorunun kafanda kala kalıp ve dogmalar bulunması. Yinede okumak istersen ( ve diğer üyeler) şu başlığı tavsiye edebilirim:

 

http://www.historicalsense.com/Archive/e_i_evrimi_1.htm

 

evrim, evren ve insan üzerine..

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...