Jump to content

Lozan Andlasmasi


evrensel-insan

Recommended Posts

  • Replies 108
  • Oluşturuldu
  • Last Reply

Top Posters In This Topic

Sen de gerçekler ortaya konulunca su koyvererek soğukkanlılığını kaybedip tartıştıklarını bu şekilde kendince suçlamaktan vazgeçmediğin müddetçe yanlı baktığının ( BB tarafı ) düşünülmesi çok normaldir.

Iste tam da oltaya dustun. Kendi milli tarafinin bende de oldugunu iddia ediyorsun. Yani mesajimi onayliyorsun. Cunku ufkun o kadar.

Link to comment
Share on other sites

Iste tam da oltaya dustun. Kendi milli tarafinin bende de oldugunu iddia ediyorsun. Yani mesajimi onayliyorsun. Cunku ufkun o kadar.

 

Sen hangi gerçekleri ( olgu ) ortaya koydun da ben inancım / ideolojim nedeniyle buna bir karşı argüman göstermeden karşı çıkıp, seni suçladım ?

 

Oysa ben sana yanlış bildiklerinin doğrusunu gösterdim. Belli ki, inancını sarsmışım ki suçlamalara hatta seviyesiz hakaretlere başladın.

Link to comment
Share on other sites

Yukarida cumle cok acik kimin egosal davrandigini ortaya koyuyor.

 

Sahi G.Antepte Fransiz'a karsi savasanllarda millet ya da milli bilinc var miydi?

 

Ya da Kuvay-i milliyede milli ya da millet bilinci var miydi?

 

Hala anlamamışsın. Kuvay-i Milliye Anadolunun işgal edilen her bölgesinde direniş gösteren halk milislerine denir. Bunları örgütleyen de Kuvay-i Milliye teşkilatıdır. Yani, Egede de, Güneyde de, Güneydoğuda da, Karadenizde de, Doğuda da savaşan halk milisleri yani Kuvay-i Milliyedir. Milli demek Anadolulu İslam Milleti demektir. Tarihsel olgular konusunda bilgi sahibi olmak yerine hala kelime oyunları ile haklı çıkmaya çalışıyorsun.

Link to comment
Share on other sites

Sen hangi gerçekleri ( olgu ) ortaya koydun da ben inancım / ideolojim nedeniyle buna bir karşı argüman göstermeden karşı çıkıp, seni suçladım ?

 

Oysa ben sana yanlış bildiklerinin doğrusunu gösterdim. Belli ki, inancını sarsmışım ki suçlamalara hatta seviyesiz hakaretlere başladın.

Sosyal bilgi de olgu olmaz. Sosyal dogru sosyal gercek ve sosyal bilgi olur.

 

Tarihte Kuvay-i milliyenin isgal gucleri ile savasmadigi bir sosyal gercektir.

 

Ama tabi koyunu isgal eden koylunun isgalciye karsi direnisini sen kuvay-i milliye yapiyorsun, o baska. Bu senin kendi inancini tatmin icin kendini inandirmandir. 

 

Sosyal bilgi de, ne dogrular yanlislanabilir, ne de bir dogru "benimki dogru" diye iddia edebilir. Bu olaylara kim tarafindan nerden ve nasil bakildigini baglidir. 

 

Vahdettine gore Ataturk haindir, Ataturke gore vahdettin haindir.

 

Tarih Ataturk'u basarisiz kilsa idi, bugun cok farkli konusuyor olurduk.

 

Burada benim inancim yoktur. Sorgulamam ve duygu temelinde degil, mantik temelinde degerlendirmem vardir.

Link to comment
Share on other sites

Hala anlamamışsın. Kuvay-i Milliye Anadolunun işgal edilen her bölgesinde direniş gösteren halk milislerine denir. Bunları örgütleyen de Kuvay-i Milliye teşkilatıdır. Yani, Egede de, Güneyde de, Güneydoğuda da, Karadenizde de, Doğuda da savaşan halk milisleri yani Kuvay-i Milliyedir. Milli demek Anadolulu İslam Milleti demektir. Tarihsel olgular konusunda bilgi sahibi olmak yerine hala kelime oyunları ile haklı çıkmaya çalışıyorsun.

Iste dedim ya kuvay-i milliyeyi kendini nasil inandiriyorsan, oyle acikliyorsun.

 

Neden bir koylu koyunu isgal edene karsi direnirse, bu kuvay-i milliye olsun. Bugun herkes sen onu rahatsiz edersen tepki gosterir.

 

Birisi senin evine saldirsa, sen evini savunmayacak misin? Ne o bunu yapan kuvay-i milliye mi oluyor, guldurme beni!

 

Ha, tabi ayni diktatorun gezi direnisini faiz lobisi orgutluyor dedigi gibi, sen de koyunu korumak icin direnen koyluyu kuvay-i milliye orgutluiyor diuyorsun.

 

O rada koyluyu orgutleyen yok, direnis kendi bunyesinde kendiusini orgutluyor.

 

Milli demenin anadolu islam milleti oldugu algisi da, yine senin kendini inandirmak icin anlamlandirdigindir.

 

Tarihsel olgu yoktur, olay ve gercek vardir.

Link to comment
Share on other sites

Sosyal bilgi de olgu olmaz. Sosyal dogru sosyal gercek ve sosyal bilgi olur.

 

Tarihte Kuvay-i milliyenin isgal gucleri ile savasmadigi bir sosyal gercektir.

 

Ama tabi koyunu isgal eden koylunun isgalciye karsi direnisini sen kuvay-i milliye yapiyorsun, o baska. Bu senin kendi inancini tatmin icin kendini inandirmandir. 

 

Sosyal bilgi de, ne dogrular yanlislanabilir, ne de bir dogru "benimki dogru" diye iddia edebilir. Bu olaylara kim tarafindan nerden ve nasil bakildigini baglidir. 

 

Vahdettine gore Ataturk haindir, Ataturke gore vahdettin haindir.

 

Tarih Ataturk'u basarisiz kilsa idi, bugun cok farkli konusuyor olurduk.

 

Burada benim inancim yoktur. Sorgulamam ve duygu temelinde degil, mantik temelinde degerlendirmem vardir.

 

Mantık temelinde ulaşılan yargının doğru olabilmesini için ilk önce öncül önermelerin doğruluğunun sınanması ve kavramların da birbirine karıştırılmaması gerekir.

 

Öncelikle ben köylünün işgale spontan direnişini Kuvay-i Milliye yapmıyorum, çünkü köylünün işgale yerel direnişini örgütleyen Kuvay-i Milliye örgütlenmesini kuran Osmanlı subaylarıdır ve bu tanımı yapan onlar olduğu için bu tanım böyle.  Zaten köylünün işgale spontan direnişinin örgütlenmeden başarı şansı " mantıken " yoktur.

 

Ondan sonra Sosyal Bilgi dediğimiz kavram bilimsel bir kavramdır ve " değer yargısı " içermez. Bu itibarla " Hain " gibi yargılar göreli değer yargılarıdır ve sosyal bilgi ( gerçek / olgu ) değildir. " Vatan Haini " yargısı da bunu söyleyenin vatanının ne olduğuna göre değişir. 

 

Ama, Vahdettin'in İstanbul'u İngiliz gemisi ile terkettiği bir sosyal olgudur. Kurtuluş savaşında Kuvay-i Milliyenin ve sonrasında Milli Ordunun İngilizlerle, İtalyanlarla, Fransızlarla, Ermenilerle, Yunanlılarla, Rumlarla savaştığı da sosyal bir olgudur.

 

Burada senin inancın eksik bilgiden ve değer yargılarını subjektif tarih bilgisi sandığından oluşmuş.kaynaklanıyor.

 

Zira, Atatürk başarısız olsaydı da Kuvay-i Milliye'nin tanımı değişmeyecekti veya İngilizlerle, Fransızlarla, İtalyanlarla, Ermenilerle savaşılmadığı bilgisi de yine yanlış bilgi olacaktı.

Link to comment
Share on other sites

O rada koyluyu orgutleyen yok, direnis kendi bunyesinde kendiusini orgutluyor.

 

Milli demenin anadolu islam milleti oldugu algisi da, yine senin kendini inandirmak icin anlamlandirdigindir.

 

Tarihsel olgu yoktur, olay ve gercek vardir.

 

Sen direnişin çıkış kaynağı ve niteliği ile örgütlenmesini birbirine karıştırıyorsun. Sen bu mantıkla, Ege'deki Yörük Ali Efe'yi, Demirci Mehmet Efe'yi, Çerkes Ethem'in Kuvay-i Seyyare'sini de Kuvay-i Milliye saymazsın.

 

Köylünün işgale spontan direnişinin örgütlenme olmaksızın uzun vadeli başarı şansı " mantıken " yoktur.

 

O devirde Milli demek İslami demekti. Direnişlerin niteliği de hep İslami referans ile olmuştur. Bu bir olgudur, inanç değil.

 

Tarihsel olguda vardır, gerçek de vardır, çünkü tarih de pozitif bir bilimdir.

 

Olay ve olgu da aynı şey değildir. :)

 

Olay bir süreç belirtmez. Olgu süreç belirtir. Temel farkı buradadır.

Link to comment
Share on other sites

Kel alaka. Bir kisinin temsil ettigi ulke ile onun kisisel kin v e nefretinin ne ilgisi var?

 

Var alaka. Lord Curzon'un kin ve nefret sahibi olduğu senin subjektif değer yargındır. Adam işini yapıyor. Sevrin kazanımlarının Lozan'da elden gitmesine Birleşik Krallık'ı temsil eden TEK YETKİLİ olarak Milli bir refleksle tepki göstermiştir. Başaramayan onun şahsında Birleşik Krallık'tır. Bu bir tarihsel gerçektir. Çünkü, somuttur, bilimsel olarak ispat edilebilir.

Link to comment
Share on other sites

Mantık temelinde ulaşılan yargının doğru olabilmesini için ilk önce öncül önermelerin doğruluğunun sınanması ve kavramların da birbirine karıştırılmaması gerekir.

 

Öncelikle ben köylünün işgale spontan direnişini Kuvay-i Milliye yapmıyorum, çünkü köylünün işgale yerel direnişini örgütleyen Kuvay-i Milliye örgütlenmesini kuran Osmanlı subaylarıdır ve bu tanımı yapan onlar olduğu için bu tanım böyle.  Zaten köylünün işgale spontan direnişinin örgütlenmeden başarı şansı " mantıken " yoktur.

 

Ondan sonra Sosyal Bilgi dediğimiz kavram bilimsel bir kavramdır ve " değer yargısı " içermez. Bu itibarla " Hain " gibi yargılar göreli değer yargılarıdır ve sosyal bilgi ( gerçek / olgu ) değildir. " Vatan Haini " yargısı da bunu söyleyenin vatanının ne olduğuna göre değişir. 

 

Ama, Vahdettin'in İstanbul'u İngiliz gemisi ile terkettiği bir sosyal olgudur. Kurtuluş savaşında Kuvay-i Milliyenin ve sonrasında Milli Ordunun İngilizlerle, İtalyanlarla, Fransızlarla, Ermenilerle, Yunanlılarla, Rumlarla savaştığı da sosyal bir olgudur.

 

Burada senin inancın eksik bilgiden ve değer yargılarını subjektif tarih bilgisi sandığından oluşmuş.kaynaklanıyor.

 

Zira, Atatürk başarısız olsaydı da Kuvay-i Milliye'nin tanımı değişmeyecekti veya İngilizlerle, Fransızlarla, İtalyanlarla, Ermenilerle savaşılmadığı bilgisi de yine yanlış bilgi olacaktı.

Kendi kendine celiskiye dusmussun. Hem sosyal bilgi bilimseldir, deger yargisi icermez diyorsun. Hem de hain kullaniminin iki farkli bakis acisinda degisebiklecegini soyluyorsun. Demekki neymis, deger yargisi iceriyormus ve bakisa gore de degisiyormus.

 

Koylu kendi arasinda orgutlenebilir ve mucadelesini de kazanabilir. Bunu illa baska orgutl gucun  bir parcasiymis gibi gostermek gerekmez.

 

Tarihte hic bir yerde bati isgal kuvvetleri ile savasildigi yer almaz. Yalniz tabi mesela Istanbul'da ingiliz askeriune spontemne bir karsi koyusu "savas" olarak algilamazsan.

 

Sen istersen once kendi yanlisini degerlendiur. Tabi bunun icin once varliginin farkindaligi ve bilinci gerekiyor.

 

Bilgilerin yanlisligi dogrulugu inanca ve ideolojiye gore degisir. Gorununen/bilinen goz klavuz istemez.

 

Yalniz burda sen "kralcidan da kral" kesilerek, resmi tarihte bile olmayasn sav aslari kerndi inancin ile varmis gibi gostermeye calisiyorsun. Demekki buna kendini inandirmasan, farkli bir algin olusacak.

Link to comment
Share on other sites

Sen direnişin çıkış kaynağı ve niteliği ile örgütlenmesini birbirine karıştırıyorsun. Sen bu mantıkla, Ege'deki Yörük Ali Efe'yi, Demirci Mehmet Efe'yi, Çerkes Ethem'in Kuvay-i Seyyare'sini de Kuvay-i Milliye saymazsın.

 

Köylünün işgale spontan direnişinin örgütlenme olmaksızın uzun vadeli başarı şansı " mantıken " yoktur.

 

O devirde Milli demek İslami demekti. Direnişlerin niteliği de hep İslami referans ile olmuştur. Bu bir olgudur, inanç değil.

 

Tarihsel olguda vardır, gerçek de vardır, çünkü tarih de pozitif bir bilimdir.

 

Olay ve olgu da aynı şey değildir. :)

 

Olay bir süreç belirtmez. Olgu süreç belirtir. Temel farkı buradadır.

Sen istersen tarihte cerkez ethem'in kimilerince "hainligini" once algila. O yuzden kuvay-i milliye senin aldinda kendi kendine ihanet etmis oluyor.

 

Yukarida koylunun orgutlenebilecvegini yazmistim. Ayni cumleyi iki kere tekrar etmenin geregi yok.

 

Kendi kendine gelin guvey olma. Olay ile olgunun ayni sey oldugunu soyleyen olmadi.

 

Senin olgu dedigin milli temelin islami temel oldugu sadece senin algindir. Kendi algisini olgu yapmak ta baska bir egosal tatmin olsa gerek.

 

Son cumlen de yanlis. Olay da surec belirtir. Gunlerce aylarca yillarca suren savaslar vardir.

 

Tarihsel olgu varsa ve itiraz gelmezse bu sadece zamansal bir veri olabilir.

 

Olgu ile gercek farkini aciklar misin?

Link to comment
Share on other sites

Var alaka. Lord Curzon'un kin ve nefret sahibi olduğu senin subjektif değer yargındır. Adam işini yapıyor. Sevrin kazanımlarının Lozan'da elden gitmesine Birleşik Krallık'ı temsil eden TEK YETKİLİ olarak Milli bir refleksle tepki göstermiştir. Başaramayan onun şahsında Birleşik Krallık'tır. Bu bir tarihsel gerçektir. Çünkü, somuttur, bilimsel olarak ispat edilebilir.

Bir kisi bir karar alir, baskasi baska bir karar alir. Gucu ve otoritesi olanin karari gecerli olur.

 

Burada basaramayan T.C'dir. Cunku savasta kazanan tarafa "kaybeden" taraf sart kosamaz.

 

Demekki burada senin algindaki gibi bir kurtulus savasi zaferi yok.

 

Lozan tamamen T.C. devletine emirli dayatimlardir. Bu dayatimlari kaybeden degil, ancak istedigini yaptirabilen sart kosabilir.

Link to comment
Share on other sites

Kendi kendine celiskiye dusmussun. Hem sosyal bilgi bilimseldir, deger yargisi icermez diyorsun. Hem de hain kullaniminin iki farkli bakis acisinda degisebiklecegini soyluyorsun. Demekki neymis, deger yargisi iceriyormus ve bakisa gore de degisiyormus.

 

Şu söylediğinde mantık var mı ? Değer yargısının kişiden kişiye değiştiğini, onu değer yargısı yapanın zaten bu olduğunu göstermek ve dolayısıyla bilimsel olmadığını, Sosyal Bilgi olmadığını göstermek için bir örnek vermişim, sen kalkmış bana çelişki diyorsun. :)

 

Link to comment
Share on other sites

 

Tarihte hic bir yerde bati isgal kuvvetleri ile savasildigi yer almaz. Yalniz tabi mesela Istanbul'da ingiliz askeriune spontemne bir karsi koyusu "savas" olarak algilamazsan.

 

Öğrenmeye karşı bu kadar dirençli olmak doğru değildir. İzmit'te İngilizlerle Milli Ordu karşılaşmıştır. 

 

" Ali Fuat Cebesoy (23 Eylül 1882; SalacakÜsküdarİstanbul – 10 Ocak 1968, İstanbul), Türk asker ve siyaset adamı.

Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ile Harp Okulu yıllarında sınıf arkadaşı idi. Türkiye'nin işgali sırasında İzmit'ten Ankara'ya ilerleyen İngiliz birliklerine ateş açma emrini vererek, şimdiki adı Alifuatpaşa tren istasyonu olan mahalde durdurması nedeniyleKurtuluş Savaşı'nı fiilen başlatan ilk komutan oldu ve savaş boyunca önemli görevler üstlendi. "

 

( tr.wikipedia )

Link to comment
Share on other sites

Koylu kendi arasinda orgutlenebilir ve mucadelesini de kazanabilir. Bunu illa baska orgutl gucun  bir parcasiymis gibi gostermek gerekmez.

 

Senin fantazi dünyanda olaylar böyle yaşanmış olabilir ama Tarih bilimi böyle yazmıyor. Kuvay-i Milliye Milli mücadeleye karar veren Osmanlı subaylarının yerel bölük pörçük etkisiz direnişlerin örgütlenmesi amacıyla kurulan bir örgüttür. Bu örgüt sayesinde spontan tepkisellikler etkili bir güç oluşturabilmişlerdir.

 

Senin dediğin gibi olsa, yani başı bozuk insanlar bir şey yapabilseler, İspanyadaki iç savaşta hiyerarşi kabul etmeyen Anarşistler, Frankonun düzenli birliklerince bir hamlede dağıtılamazlardı.

Link to comment
Share on other sites

Öğrenmeye karşı bu kadar dirençli olmak doğru değildir. İzmit'te İngilizlerle Milli Ordu karşılaşmıştır. 

 

" Ali Fuat Cebesoy (23 Eylül 1882; SalacakÜsküdarİstanbul – 10 Ocak 1968, İstanbul), Türk asker ve siyaset adamı.

Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ile Harp Okulu yıllarında sınıf arkadaşı idi. Türkiye'nin işgali sırasında İzmit'ten Ankara'ya ilerleyen İngiliz birliklerine ateş açma emrini vererek, şimdiki adı Alifuatpaşa tren istasyonu olan mahalde durdurması nedeniyleKurtuluş Savaşı'nı fiilen başlatan ilk komutan oldu ve savaş boyunca önemli görevler üstlendi. "

 

( tr.wikipedia )

Hangi tarihte? Bu simdi savas mi oluyor, ates acmak ile savas ayni sey mi?

 

Sen istersen once savasin ne oldugunu bir ogren.

Link to comment
Share on other sites

Bilgilerin yanlışlığı, doğruluğu değil, haklılık haksızlık meselesi inanca / ideolojiye göre değişir. Bilgilerin doğruluğunu pozitif bir bilim olan tarih belirler.

Tarihi dile getirenlerde kendi subjektif penceresinden bakarlar.

 

Buradaki tarafsizlik her iki pencereden de bakmamaktir.

 

Boyle bir T.C.vatandasi da olmasi mumkun degildir. Cunku kurtulus savasi denince duiygular kabarir.

Link to comment
Share on other sites

Sen istersen tarihte cerkez ethem'in kimilerince "hainligini" once algila. O yuzden kuvay-i milliye senin aldinda kendi kendine ihanet etmis oluyor.

O senin çarpık algın. Çerkes Ethem vatan haini değildir. Ona hain denilmesi konjontüreldir. Düzenli orduyu kabul etmemek buna rağmen liderliğe oynamak, dönemin koşullarında karşı tarafı güçlendirici bir hamledir. Bu anlamda liderliğe bir ihaneti vardır. Ama vatan haini değildir. Yunanlılarla asla birlik olmamıştır, onlara yardım etmemiştir.

Link to comment
Share on other sites

Senin fantazi dünyanda olaylar böyle yaşanmış olabilir ama Tarih bilimi böyle yazmıyor. Kuvay-i Milliye Milli mücadeleye karar veren Osmanlı subaylarının yerel bölük pörçük etkisiz direnişlerin örgütlenmesi amacıyla kurulan bir örgüttür. Bu örgüt sayesinde spontan tepkisellikler etkili bir güç oluşturabilmişlerdir.

 

Senin dediğin gibi olsa, yani başı bozuk insanlar bir şey yapabilseler, İspanyadaki iç savaşta hiyerarşi kabul etmeyen Anarşistler, Frankonun düzenli birliklerince bir hamlede dağıtılamazlardı.

Bak kimin fantazi dunyasinda oldugu kimin tarihi kendi duygusu ile degerlendirdigi ortada.

 

Senin gibi tarafli bir kisi ile bu kionulari yazismak bile abes. Cunku hem kel hem de hodulsun.

 

Hem sadece tarihi kendinin bildigini zannediyor hem de baska bir anlatimi algilayacak bir bilinc acikligina sahip olmadigini gosteriyorsun.

 

Yeter artik ve kusura bakma. Ben senin gibi kendini iman duzeyinde bir seye inandirmis bir beyin ile yazisamam.

 

Cunku bir anlami yok.

 

Tamam tarih tam da senin dedigin gibi o,du, oldu mu. Egonu inancini tatmin ettin mi?

Link to comment
Share on other sites

O senin çarpık algın. Çerkes Ethem vatan haini değildir. Ona hain denilmesi konjontüreldir. Düzenli orduyu kabul etmemek buna rağmen liderliğe oynamak, dönemin koşullarında karşı tarafı güçlendirici bir hamledir. Bu anlamda liderliğe bir ihaneti vardır. Ama vatan haini değildir. Yunanlılarla asla birlik olmamıştır, onlara yardım etmemiştir.

Tabi tabi her zamankiu gibi kendi inancina kendini inandirmaadina kendini bahanelerle kandirmada cok basarilisin.

Link to comment
Share on other sites

Hangi tarihte? Bu simdi savas mi oluyor, ates acmak ile savas ayni sey mi?

 

Sen istersen once savasin ne oldugunu bir ogren.

" İngilizler, İzmit etrafında, Hasanpaşa, Solaklar, Tepe Köy, Ağa Köyü hattının bazı yerlerine siperler kazarak buralara Halife Kolordusu’ndan 1, 2 ve 3. alayları yerleştirmişler ve bunların cenah ve gerilerine de iki üç İngiliz taburu koymuşlardı. İzmit Limanı’nda bulunan birkaç parça İngiliz Savaş gemisi de söz konusu savunma mevkinin sağ kanadını ateşleriyle koruyabilecek bir durum almıştı. "

 

" 14 Haziran sabahının erken saatlerinde önceden kararlaştırdığım plan gereğince her taraftan yapılan baskın saldırıları Halife Kolordusu’nun birlikleri üzerinde beklediğimiz etkiyi yapmış, piyadelerinin hemen hepsi direnme göstermeksizin tüfek ve makineli tüfekleriyle bizim tarafımıza geçmişlerdi. Yalnız topçuları Kumla Çiftliği civarında mevzi alarak üzerimize ateş açmak cüretinde bulunmuştu. Fakat topçumuzun şiddetli ateşi karşısında ateş keserek İzmit şehrinin girişine sığınmışlardı. Öğleye kadar Hacı İbrahim, Solaklar, Tepeköy, Akköy hattı tarafımızdan işgal olunmuş, Halife birliklerini bizimle savaşa sokmak amacıyla üzerimize ateş açmış olan bazı İngiliz birlikleri, İzmit içerisine kadar sürülmüştü."

 

Ali Fuat Cebesoy

Link to comment
Share on other sites

Bak kimin fantazi dunyasinda oldugu kimin tarihi kendi duygusu ile degerlendirdigi ortada.

 

Senin gibi tarafli bir kisi ile bu kionulari yazismak bile abes. Cunku hem kel hem de hodulsun.

İşte böyle karşı argüman getiremeyenler, kendi inançları sarsılınca hep böyle karşı tarafı suçlar ve hakaret eder, gerçek seviyelerini belli ederler.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now



×
×
  • Create New...