Jump to content

Lozan Andlasmasi


evrensel-insan

Recommended Posts

  • Replies 108
  • Oluşturuldu
  • Last Reply

Top Posters In This Topic

Takviye alamadılar mı ? Gerçekten böyle mi biliyorsun bu konuyu ?

 

Peki ya Ermenistan ? Fransa, İtalya, İngiltere ?

 

Gümrü anlaşması kimle ve neden yapıldı ?

 

Ankara anlaşması kimle ve neden yapıldı ?

Yunanistan kimden ve hangi tarihte ya da hangi savas icin takviye aldi?

 

Ikinci soruda neyi sormak istedin, anlamadim.

 

Andlamalarin kimin ile yapildigini sorarken, neyi vurgulamak istedin?

Link to comment
Share on other sites

Neyi başardılar ? Sevrin kazanımlarını geri mi aldılar ?

 

Ne demiş Lord Curson:

 

"memnun değiliz lozan muahedesinin müzakeresinden. hiç bir dediğimizi yaptıramadık. reddettiklerinizin hepsini cebimize atıyoruz. harap bir memleket alıyorsunuz, bunu kalkındırmak için mutlaka paraya ihtiyacınız var. bu parayı almak için gelip diz çökeceksiniz. cebime attıklarımın hepsini çıkaracağım size. hepsini vereceğim size..."

Lurd Cursun'un kendine has kini ve nefreti vardi. O da parlementodan onay alamadi.

 

Su an diktator eli ile ve BOP projesi temelinde sence neyi hedefliyorlar?

Link to comment
Share on other sites

Yunanistan kimden ve hangi tarihte ya da hangi savas icin takviye aldi?

 

Ikinci soruda neyi sormak istedin, anlamadim.

 

Andlamalarin kimin ile yapildigini sorarken, neyi vurgulamak istedin?

 

Dönemin İngiliz Parlemento Tutanaklarına bakarsan öğrenirsin.

 

İngilizler de dahil olmak üzere, Kurtuluş Savaşında Fransızlarla da, İtalyanlarla da, Ermenilerle de, Yunanlılarla da SAVAŞILMIŞTIR.

 

Yeterince vurgulamış oldum mu bilmiyorum artık anlayabilmen için.

Link to comment
Share on other sites

Yani başaramadılar diyorsun ama bir önceki mesajda başardılar diyordun ? Sen ne diyorsun ?

Lozan baskadir, Lord curson baskadir. Lozan basarmis, Lord curson kendi kisisel tam istedigini basaramamistir.

 

Sen bu cümlenle hangi olayı kastetmiştin ?

 

Sence inonu ilk toplantiyi neden terk etti? ve sonra degisen ne oldu? " 

Terk etmesi kendi algisinca "sarlar agirdi ve ulke aleyhineydi" Iste ben sana soruyorum "sonra degisen ne oldu?" diye.

Link to comment
Share on other sites

Dönemin İngiliz Parlemento Tutanaklarına bakarsan öğrenirsin.

 

İngilizler de dahil olmak üzere, Kurtuluş Savaşında Fransızlarla da, İtalyanlarla da, Ermenilerle de, Yunanlılarla da SAVAŞILMIŞTIR.

 

Yeterince vurgulamış oldum mu bilmiyorum artık anlayabilmen için.

Fransizlarla savasan bolge halkidir.

 

Italyanlarla da oyle

 

Ermenilerle savasan Osmanlidir

 

Kuvay-milliye bir tek yunanlilarla savasmistir.

Link to comment
Share on other sites

Terk etmesi kendi algisinca "sarlar agirdi ve ulke aleyhineydi" Iste ben sana soruyorum "sonra degisen ne oldu?" diye.

Buradan okuyabilirsin :

 

" TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı'na katılarak Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.

 

Lozan'da TBMM Hükümeti, sadece Anadolu'ya saldıran ve orada yendiği Yunanlılarla değil I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ni mağlup eden devletlerle de karşılaşıp hesaplaştı ve artık tarihe karışmış olan bu imparatorluğun tüm tasfiye davaları ile yüzleşmek zorunda kaldı. 20 Kasım 1922'de Lozan görüşmeleri başlamıştır. Osmanlı borçları, Türk - Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapılmıştır. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul'un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır. Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923'te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir. Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu'na savaş hazırlıklarının başlamasını emretmiştir. Sovyetler Birliği eğer tekrar savaş çıkarsa bu sefer Türkiye'nin yanında savaşa gireceğini duyurmuştur. Bu ihtimali göze alamayan İtilaf Devletleri barış görüşmelerinin tekrar başlatmak için Türkiye'yi tekrar Lozan'a çağırmıştır. "

 

( tr.wikipedia )

Link to comment
Share on other sites

Fransizlarla savasan bolge halkidir.

 

Italyanlarla da oyle

 

Ermenilerle savasan Osmanlidir

 

Kuvay-milliye bir tek yunanlilarla savasmistir.

Yunanlılarla savaşan Arjantin halkı mıdır ? Kuvay-i Milliyeden sen ne anlıyorsun sahi ?

 

İtalyan ve Fransızlarla yapılan savaşlardaki Kuvay-i Milliye'yi örgütleyen kimlerdir ?

 

Gümrü anlaşmasını oku dedim, okumamışsın. Kazım Karabekir kimdir ve kimlerle savaşmıştır ?

 

İngilizlerin planladığı ve örgütleyip, silah ve malzeme desteği verdiği Yunanlılarla da, bizzatihi İngilizlerle de savaşılmıştır.

 

Ayrıca, Anzavurun ordusunu da, Hilafet ordusunu da ingilizler planlayıp, destekleyerek Milli ordunun üzerine salmışlarıdır.

Link to comment
Share on other sites

Kuva-yi Milliye[2] (Güncel TürkçeyleUlusal/Milli Güçler), Anadolu'nunYunanİngilizFransızİtalyan ve Ermeni birliklerince işgal edildiği veMondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı dönemde çeşitli yörelerdeOsmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı günlerde doğan bir milli direniş örgütüne verilen isimdir. Kuva-yi Milliye, Kurtuluş Savaşı'nın ilk savunma kuruluşudur.

 

Kuva-yı Milliye mevcudu, 1919 yılı sonuna kadar, Batı Anadolu’da 6.500-7.500 arasında değişmiştir. 1920 yılı ortalarında ise, bu mevcudun yaklaşık 15.000 kişiye ulaştığını tahmin edilmektedir.[3]

 

İlk Kuva-yi Milliye kıvılcımı (ilk silahlı direniş) Güney Cephesi'nde Dörtyol'da 19 Aralık 1918’de Fransızlara karşı başlamıştır. Bunun en önemli nedeni, Fransızların işgallerine Ermenileri ortak etmeleridir.

 

İkinci etkili silahlı direniş hareketi (örgütlü ilk Kuva-yi Milliye hareketi) İzmir'in İşgali'nden sonra; Kuva-yi Milliye hareketini, milliyetçi ve yurtsever olan bazı subaylar halkı örgütleyerek Ege Bölgesi'nde resmen başlatmışlardır. Batı Anadolu'daki Kuva-yi Milliye birlikleri düzenli ordu kuruluncaya kadar geçen sürede Yunan birliklerine karşı vur kaç taktiği ile savaşmıştır. Güney Cephesinde (Adana, Maraş, Antep ve Urfa) Kurtuluş Savaşı'nı düzenli ve disiplinli Kuva-yi Milliye birlikleri yapmıştır. Ulukışla'da faaliyet gösteren Kuva-yi Milliye de ilk kurulanlardan olup Fransızların Toros'lar ardında ulaştığı bu en iç noktadan kısa sürede püskürtülmelerini sağlamışlardır. Çalışmalarını belgeleyen bir karar defteri[4] M. Ali Eren 'in çabalarıyla günümüze ulaşmıştır.

 

Yerel sivil örgütlenmeler, çeteler olarak ortaya çıkan Kuva-yi Milliye, düzenli ordulardan oluşan işgalci güçlere karşı, bugünkü deyimiyle bir gerilla savaşı uygulamıştır. İlk direniş olayları Güneydoğu Bölgesi'nde Fransızlara karşı görülmüşse de, örgütlü direnişİzmir'in düşmanca ele geçirilmesinden sonra Ege Bölgesi'nde Kuva-yi Milliye olarak başlamış ve bağımsız yerel örgütlenmeler olarak yayılmıştır. Bölgesel kuruluşlar, daha sonra TBMM'nin kurulması ile birleştirilmiş ve I. İnönü Muharebesi sırasında da düzenli orduya dönüşmüştür.

 

Kuva-yi Milliye'nin amaçlarının başında hiçbir devletin ve ulusun egemenliğini kabul etmeyerek, Türk Milletinin kendi bayrağı altında yaşama hakkını ve bağımsızlığını oluşturmak gelmiştir.

Mustafa Kemal Paşa Kuva-yi Milliye'nin kuruluşunu şöyle açıklar:

Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askerî bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, ulusun ve devletin bağımsızlığını koruyacak kuvvetlere emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve ulusun araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, 'ordu' adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki yurdu savunmak ve korumak olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya, ulusun kendisine kalıyor. Buna Kuva-yi Milliye diyoruz...

"

 

( tr.wikipedia )

Link to comment
Share on other sites

Buradan okuyabilirsin :

 

" TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı'na katılarak Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.

 

Lozan'da TBMM Hükümeti, sadece Anadolu'ya saldıran ve orada yendiği Yunanlılarla değil I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ni mağlup eden devletlerle de karşılaşıp hesaplaştı ve artık tarihe karışmış olan bu imparatorluğun tüm tasfiye davaları ile yüzleşmek zorunda kaldı. 20 Kasım 1922'de Lozan görüşmeleri başlamıştır. Osmanlı borçları, Türk - Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapılmıştır. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul'un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır. Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923'te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir. Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu'na savaş hazırlıklarının başlamasını emretmiştir. Sovyetler Birliği eğer tekrar savaş çıkarsa bu sefer Türkiye'nin yanında savaşa gireceğini duyurmuştur. Bu ihtimali göze alamayan İtilaf Devletleri barış görüşmelerinin tekrar başlatmak için Türkiye'yi tekrar Lozan'a çağırmıştır. "

 

( tr.wikipedia )

Koyulasmis yer biraz "kahramanvari/meydanokurvari/kulhanbeyivari/ v.s." olmus.

 

Neden bu ihtimali goze alamamis emperyalistler?

 

Eminim yaniti resmi tarihtedir.

 

Bunun tam aksi soylemlerde var.

 

Neyse tarih onu anlatanin subjektivizmidir.

Link to comment
Share on other sites

Yunanlılarla savaşan Arjantin halkı mıdır ? Kuvay-i Milliyeden sen ne anlıyorsun sahi ?

 

İtalyan ve Fransızlarla yapılan savaşlardaki Kuvay-i Milliye'yi örgütleyen kimlerdir ?

 

Gümrü anlaşmasını oku dedim, okumamışsın. Kazım Karabekir kimdir ve kimlerle savaşmıştır ?

 

İngilizlerin planladığı ve örgütleyip, silah ve malzeme desteği verdiği Yunanlılarla da, bizzatihi İngilizlerle de savaşılmıştır.

 

Ayrıca, Anzavurun ordusunu da, Hilafet ordusunu da ingilizler planlayıp, destekleyerek Milli ordunun üzerine salmışlarıdır.

Dedim ya tarih subjektiftir. Ben artik bu sekilde s.d.k yarisindan biktim. "Senin esegin kancik olsun!"

Link to comment
Share on other sites

Neyse, böyle bir düzeyde zaten tarih dahil hiç bir konu tartışılamaz da, önemli olan bilir geçinip bir iddia ortaya atılıp doğrusu gösterilince ısrar edilmemesi.  Önce doğrusu budur denilirken, yanlış olduğu anlaşılınca yan çizip subjektivizme sığınılmasını falan hoş görüyorum artık. Lozan'ın, Kuva-i Milliyenin ne olduğunun, hangi ülkelerle savaşılmış olduğunun öğrenilmiş olması yeterlidir. 

Link to comment
Share on other sites

Neyse, böyle bir düzeyde zaten tarih dahil hiç bir konu tartışılamaz da, önemli olan bilir geçinip bir iddia ortaya atılıp doğrusu gösterilince ısrar edilmemesi.  Önce doğrusu budur denilirken, yanlış olduğu anlaşılınca yan çizip subjektivizme sığınılmasını falan hoş görüyorum artık. Lozan'ın, Kuva-i Milliyenin ne olduğunun, hangi ülkelerle savaşılmış olduğunun öğrenilmiş olması yeterlidir. 

Sen konuya tarihi ve cagdas bilinc ile ve tarafli baktiktan, kendi tarafindan bakmayani da "karsi taraf" olarak algiladiktan sonra; bu konuda yazisabilinecek bir sey kalmiyor. 

 

Cunku algi da konu "taraf" ve "karsi taraf" atismasina savunusuna ve polemigine donusuyor.

 

Buna da benim ihtiyacim yok.

Link to comment
Share on other sites

Lozan bir kişi adı değildir. Lozan başaramaz zaten. Lord Curzon ise İngiliz ( BB ) hükümetinin temsilcisidir. Yani başaramayan BB'dir.

Boyle bir niyet yazilandan cikarmak, inan; beni hic sasitmadi.

 

Lozan derken ve lozan'da bulunanlari kast ettim.

 

Temsilciligi ve istemi parlemento tarafindan desteklenmemistir.

 

Basaramayan, hirs ve nefrettir.

Link to comment
Share on other sites

Temsilciligi ve istemi parlemento tarafindan desteklenmemistir.

 

Zaten onun için Lozandan sonra petrol bölgelerine daha bir önem verdi İngilizler. Hatta İtalyanlar Ege ve Akdenizde hak iddia etmeye başladıklarında Atatürk Lozana dayanarak ( anlaşma ihlalinde misak-ı milli tekrar gündeme gelebilecekti ) Musul'a askeri operasyon planlayıp, orduyu hazırladığında Şeyh Sait isyanını çıkardılar. Zira, İngiliz halkı, Çanakkale Krizinde ülkedeki ekonomik bunalım nedeniyle Loyd George hükümetine savaş için destek vermemişti.

Link to comment
Share on other sites

Sen konuya tarihi ve cagdas bilinc ile ve tarafli baktiktan, kendi tarafindan bakmayani da "karsi taraf" olarak algiladiktan sonra; bu konuda yazisabilinecek bir sey kalmiyor.

Sen de gerçekler ortaya konulunca su koyvererek soğukkanlılığını kaybedip tartıştıklarını bu şekilde kendince suçlamaktan vazgeçmediğin müddetçe yanlı baktığının ( BB tarafı ) düşünülmesi çok normaldir.

Link to comment
Share on other sites

Kuvay-i Milliye neymiş, Kurtuluş Savaşında kimlerle savaşılmış, Lozan Antlaşmasında İnönü neden görüşmeleri kesmiş bunları artık öğrendiysen suçlama çabalarının bir önemi yok. Egosal bir durumdur normal karşılıyorum.

Yukarida cumle cok acik kimin egosal davrandigini ortaya koyuyor.

 

Sahi G.Antepte Fransiz'a karsi savasanllarda millet ya da milli bilinc var miydi?

 

Ya da Kuvay-i milliyede milli ya da millet bilinci var miydi?

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now



×
×
  • Create New...