-
İçerik sayısı
3.544 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
391
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by evrensel-insan
-
Yaratilis "Teorisi" Evrim ve Madde Ile Celismez
evrensel-insan replied to evrensel-insan's konu in Felsefe
Saygideger karakedi; Hersey maddenin davranisidir.Gördügümüze göre var,varolduguna göre öncedende varmis-karakedi- Neyden onceden varmis? Madde nedir, var midir, insanoglu eliyle vari oldurulan midir? Madde kime/neye gore vardir? Maddenin varini veren nedir/kimdir? Tanriyi madde ile ozdes kilanlara vereceginiz yanit nedir?, hyloteizm ve panteizm ve de panenteizme. Maddeyi davrandirtan nedir/kimdir? Saygilarimla; evrensel-insan -
Yaratilis "Teorisi" Evrim ve Madde Ile Celismez
evrensel-insan replied to evrensel-insan's konu in Felsefe
Saygideger karakedi; Bir kere yaratici,yaratmak,yaratilis,yoktan var etmeyi,tanriyi silelim,ondan sonra tartisiriz...-karakedi- Buyrun silin ve nasil sildiginizi de izah edin ve tartismayi acin. Yalniz silerken dikkat edin, cunku; insanoglu soyutun yaraticisidir ve her turlu ideolojik, inancsal duzen ve sistemin akilli tasarimcisi ve planlayicisidir. Kavramin yaraticisidir. Ama, yaratilis baskadir. Bu konuda, isterseniz "Yaratis ve yaratilis farki" basligini okuyabilirsiniz. Saygilarimla; evrensel-insan -
1990'lar SSCB'nin parcalanisinin ve emperyalizmin, BOP temelinde Irak'i bolme hareketinin baslangicidir. Otarihlerde, Turkiye bir cesit emperyalizmin, Kuzey Irak projesine "Direnmis" ve BOP'sinin asamali yerine gelmesine karsi cikmisti. Bu karsi cikisla birlikte, basta ABD yonetimi olmak uzere, Emperyalizm, Turkiye'de bazi degisikliklerin dugmesine basmisti. O donemde, 2 Temmuz Sivas Katliamina gelmeden once, faili mechul cinayetler orgutlenmisti. Iste2 Temmuz'da bu orgutlenmelerin, mezhep kavgasini baslatmanin, eski duzen ve sistemin savunusunu zayiflatmanin ve dine muhalif edenlere goz dagi verilmesinin donemiydi. T. Ozal, M.Yilmaz, T. Ciller bu orgutlenmenin basindaydilar. F.Gulenler, Ocalanlar bu orgutlenmenin, orgutleyicisiydiler. ABD'nin ve emperyalizmin basarisinin gun yuzune cikmasi da, 2000 lerde kanitlandi. Milenyum ile artik Turkiye'de her yonuyle Emperyalizm sozcusu, ABD emir eri BOP projesi destekli yeni bir donem basliyordu. Bugun hala, 1980'lerle planlanan ve 1990'larla eylemlere gecen ve 2000 lerle iktidar olan, devletin basini ve parlementoyu, yargiyi ele geciren bu sureci yasiyoruz. Bu sureci de kendi ortaya koyumuyla hedefi, 2023 tur. Bu tarih acaba, her yonuyle 1980 oncesi TC'nin sonu mu olacaktir? Eger 2 Temmuz Katliaminin baglarini gormek istemeyenler, bu katliama karsi ciksalar bile, bu 1980 lerle gelen emperyalizm emirerligini, onlarin BOP projesini ve bu projenin, bombalarla, isyancilari ayaklandirmalar ve desteklemelerle gelen insandisi ve insanlikdisi her turlu "mesruluklarini" hosgoruyorlarsa, onlar; Sivasta olenlerden, iki saldirganin yaninda olmak durumundadirlar. Ayrica da o donemdeki her turlu faili meechul cinayetleri yapanlar ve orgutluyenlerle ayni cati altindadirlar. Cunku bugun 1980 de baslayan ve 2000 le sonlanarak ulkeyi her turlu ele gecirenler, emperyalizmin, emir eri ve bu katliam ve faili mechul cinayetlerin mimarlari ve sonuclaridir. Oyuzden herkes, kendi ideolojisi ve inandiklari dogrulariyla, destekledikleri her turlu insan ve insanlik katili emperyalizmi, insan ve onun insan haklari adina, evrensel hukuk adina ve hak ve ozgurlukler adina bir daha degerlendirsinler. Baskinin, ayaklandirmanin, kandirmanin, yalanin, iftiranin, santajin, bombalamanin, yasaklamanin, yargisiz infazin v.s. nin nasil bir demokrasi anlayisi oldugunu sorgulasinlar. Kimse TC 1980 oncesine ve hatta 1923'e donsun demiyor, sadece insan ve insanliktan nasibini alsin, neyin buna karsi oldugunu algilasin, bilinclensin ve farkina varsin. Kimse de kendisini, ideolojisine bakarak; anti emperyalist olarak kandirmasin. Cunku anti emperyalist her turlu uygulama da, emperyalist zihniyetin bir parcasidir. Bunu algilamak icin, neyin nasil bir duzen, sistem, dusunce ve davranisin, uygulamanin mesru degil; insan haklari ve hak ve ozgurlukleri oldugunun bilinc ve farkina varmak; yeterlidir Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger LA-Illallah; Yani "dinlerden ozgur olmak mumkun degildir" mi diyorsun? Anarsistlerin dinlerden ozgurlugunu aciklayabilir misin? Senin dedigin aklin kendini kurallarla sinirlamasi temelinde tum ideolojileri, inanclari din yapmak. Ama; bilim ve bilimsellikte ne ideoloji, ne de inancsallar mevcut degildir. Neyin ne oldugunu ortaya koymaktan ziyade, onu gozlemler ve gozlemini ortaya koyar. Dolayisiyle, bilim ve bilimselligi one cikarmis, aklin sinirlarini, gozlemin dusunce ufkuyla asmis, herhangibir ideoloji ve inancsal bir degeri, tabusu verisi kalmamis ustelik dusunce ufkunu sadece dile getirerek, kimseye hic bir konuda empoze etmeyen ve karismayan, baski kurmayan ve zorlamayan bir zihniyete sahip, birey bilincini tursel bilinc ile ozdeslemis ve her seyin bir insanoglu yaptirilmisligin ve bunun yapi ve isleyisinin bilincine ve farkina varmis ve bu yapi ve isleyisin insan ve insanligi adina, her turlu sorununu dile getiren bir serbest dusunur, dinlerden ozgurdur. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Hic dusundunuzmu, creation, yani, insanoglunun one surdugu yaradilis "teorisine" karsi, yine insanoglunun one surdugu bir teori varmidir? Burada; evrim teorisi bu teoriye karsitlik icermez, cunku; evrim, evrimlesmek demektir. Ama; sonucta sey olursa evrimlesme olur. Iste sey temelindeki yaratilis teorisinin karsiti nedir. Madde de diyemeyiz, bu seferde madde nasil olustu? sorusunun cevabi yoktur veya olsa bile "o nasil olustu? sorusu gelir. Kisaca, sey yaratilmismidir? Diyelim, yaratildi. O zamanda; o yaratan sey yaratilmismidir? temelli sorular devam eder. Bu temelde gidersek; bir seyi baslangic almak gerekir. Inac bunu, tanri olarak; bilim de madde olarak, ki en kucugu de bulunsa, ortaya koyar. Peki burada bir celiski yok mu? Yani; sorumuz olusmak uzerine mi? olmak zorunda? Ozaman bir olusturan aranmiyormu? Peki bu olusturan; madde veya tanri olsa; sonucta bir olusturan da, karar kilinmis olmuyor mu? Yoksa, cevabimiz varolus uzerine mi? var ve olmak? olan mi var?, yoksa var mi olan? Neden var ve olmak ikilemini bir arada kullaniyoruz da; sonra onu teke indirgemeye calisiyoruz. Evren varmiydi, yoksa olustumu? Nerden baslayacagiz? Ya bir yaratici, ki tanri veya madde, ya da SEYIN KENDI IC DINAMIGIYLE KENDINI VE BASKALARINI OLUSTURMASI. Buradaki ilk sey veya baslangic seyi; ister istemez bizi suregelen surekli surekliligin surecinde; bir karara zorluyor. Boyle bir kararsiz karara insanoglunun kendini zorlamasi, ne kadar mantikli? Evren var mi? var. Peki nasil var? bes duyumuza yansimasiyla var. Peki evren oldu mu?, olusturuldu mu? Bu sorulari insanoglunun cevap olarak herhangibir zaman bilebilmesi mumkun mu? Iste buradaki olmak, YARATILISTIR. Demekki olmak tan yola cikmak, yaratilisa varmaktir ve ilk yaraticida madde veya tanri karar kilmak demektir ama; "onu kim olusturdu?, ya da o nasil oldu? sorusu her zaman baki kalarak. Demekki olmak yerine, vardan yola cikmak gerekiyor, ustelik olmak ile birlestirmeyerek. Yani EVREN VAR, VARDI, VARLA BASLADI. EVRIM DE EVRENIN BUNYESINDEKILERININ KENDI ICINDE EVRILMESI. Demekki; olmak fiili ve olemri, sadece yaratilis kokenli bakis acisidir, ne bilimsel; ne de epistemolojik, ne de gercekcidir. Tamamen insanoglunun; kendi yetisi ile; vari olusturmasi veya oldurmasidir. EVREN VE EVRIM VAR; YARATILIS ISE OLMAKTIR. Cunku olmak icin; bir olduran lazimdir ve bu olduranin da oldurulmadan olani yoktur. Boylece, olmak temelli vara bakis acisi, cikmaza ve cozumsuzluge girer. Ama, varin; olani insanoglu eliyle verilmistir. isim, cins, tur, bilim, felsefe, dil, algi, ifade, dusunce Son cumle; VARI OLDURAN INSANOGLUDUR. Oyle oldugu halde, bunun bilincinde olmayip; bir olduran aramaktadir. Vari olduran, insanoglunun kendisidir. Halbuki varin oldurulmaya da; ihtiyaci yoktur. Vara sadece insanoglu verir. Iste varin oldurumundaki insanoglunun rolu gorulmezse; diger tum kapilar yaraticiya cikar. Vari oldurmanin evrensel koken ve temelini olusturan da dusunce ve onun yarattigi kavramdir. VARI KAVRAMLAR OLDURUR. Buradan da; oldurma temelli ve kokenli; dogal dusuncenin; tum insandisi ve insanlikdisi icerigi ortaya cikar. YARATMAK OLDURMAKTIR VE VARI OLDURAN TEK TURDE INSANOGLUDUR VE KENDI TURU ICIN OLDURMUSTUR. Boylece, vara olmak ilistirilmistir. Dolayisi ile; " A nasil oldu, olustu? sorusu ve cevabi; hem sorun, hem celiski, hemde yaratilis icin soru ve cevaptir. Cunku A var degilse; zaten oldurulmaz. Dolayisiyle tanrisal yanasim; olmak temelli yanasimdir. Olmakta tamamen insanoglunun oldurmasidir ki buna, tum soyutlar, tum ideolojik inancsal dogrusallar ve tanri oldurumu da dahildir. TANRIYI VE SOYUTU OLDURAN INSANOGLU VARIDIR. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Ideal bir devlet; ulkesini tabusal/verisel/degersel ayrimciliga tasiyacak hic bir politika gudmemelidir. Eger bir devlet; belirli bir ideolojik strateji guderse, bu toplumun baska ideolojik stratejiler temelinde kutuplasmasi demektir. Devletin gorevi ve isleyisi bireysel hak ve ozgurlukleri nasil bir degere sahip olursa olsun tanimakla yukumlu olmalidir. Devletin yapilanisi ve isleyisi "Ben, bireylerim icin varim. Onlarin her turlu hak ve ozgurluklerini tanimak ve bunu yaparken de, bir bireyin hak ve ozgurlugunun diger birey uzerinde baski/mudahele/ustunluk araci olarak kullanmamasini sivil yonetim ve idaremin hukukuyla onlerim" "Benim icin birey demek; kendi oz iradesiyle, kendi hak ve ozgurluklerini, hic bir baski/mudahele altinda kalmadan ve baskalarinin da hak ve ozgurluklerine mudahele etmeden istemde bulunma bilincini almis kisi demektir. Bir birey, eger bu konuda kimden gelirse gelsin bir sikayette bulunursa, bu hukukun bireyin dokunulmazligini koruma konusudur." Bir bireyin, devlet olarak bu bilincte yetismesini saglamak benim gorevimdir." "Iktidara hangi ideolojik gorus gelirse gelsin, devlet olarak bireyin hak ve ozgurluklerini iktidar amacli arac edinmesine ve herhangibir degeri toplumsallasma temelinde kullanim propaganda araci edinmesine izin verilemez" Butun bunlar, devletin; toplumu kutuplastirici hic bir politik ideoloji ve inanca agirlik vermeyecegi ve hic bir ideoloji veya inancin tarafi olmayacagi anlamini tasir. Bir devletin hic bir sekilde toplumu ayrimlastirici bir ideolojisi veya inanci soz konusu olmamalidir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Oncelikle konunun ozunu algilamak gerekir. Bilhassa ulkemizde, insan haklari ve ozgurlukleri; siyasetin iktidar veya muhalefet, her turlu gorusune alet edilmekte ve bu hak ve ozgurlukler, siyasi bir amac ugruna arac olarak kullanilmaktadir. Insan hak ve ozgurluklerinin basinda yasam hakki gelir. Bir kisi, nasil ve kim tarafindan ve hangi nedenle oldurulurse oldurulsun; olduren kisinin, kimligine, yerine siyasi gorusune bakmadan bunun bir cinayet ve insan hakkini ihlal oldugunun bilincinde olmak gerekir. Insan hak ve ozgurluklerinin diger bir gerekli olanida; dusunce ve ifade ozgurlugudur. Bir kisinin, ya da toplumun milli-dini-geleneksel-kulturel v.s. ozelligini dile getirmesi; onun insan hak ve ozgurlugudur. Ulkemizde, yasam hakki gibi; dusunce ve ifade ozgurlugu de; siyasi gorus temelinde kanunlarla yasaklanmaktadir. Bir kisinin, ya da toplumun; milli-dini ozelliginin dile getirilmesi konusuda; her turlu siyasi gorusun amaci dogrultusunda arac olarak kullanilmakta; kullananin amacinin bu hak ve ozgurlugu tanimak yerine, bunu kendi siyasi cikarina alet ettigi gorulmektedir. Turkiye'de her turlu insan hak ve ozgurlukleri, ya yasaklanarak, ya gale alinmiyarak, ya da bir siyasi goruse alet edilerek su-istismar edilmektedir. O yuzden, kendisine aydin, ilerici, devrimci v.s. diyen; kisaca "elit" kesimin; once insan haklari ve ozgurlukleriyle; siyasi gorusu oyle veya boyle bu hak ve ozgurluklere kendi cikarlarina uygun kullanmalarini gormesi ve buna bir butun olarak karsi cikmasi gerekir. Ama; gorulen odurki; bu "elit" kesimin; kendisinin siyasete alet olmasi; onlarin insan hak ve ozgurluklerinden bihaber olarak , ustelik; bu alet olmaya da herturlu destegi vererek; insan hak ve ozgurluklerinin onune set cekmesidir. Bir kisinin, ya da grubun; siyasi gorusu ne olursa olsun; bunun insan haklari ve ozgurlukleriyle bir bagi yoktur. Cunku, insan hak ve ozgurlukleri, farkli siyasi goruslerin "oyuncagi, kullanim araci" degil; bizzat, insan olmanin insanligi istemenin ta kendisidir. Siyasi gorus farklarimizi ortaya koymadan once; insan olarak hepberaber, insan hak ve ozgurluklerini savunalim ve bu savunu da birleselim. Insan hak ve ozgurluklerine, karsi olabilecek bir siyasi gorus varmidir, acaba? Varsa; dusuncelerini "gerekceleri" ile beraber, bu baslikta ortaya koysun. Yoksa da; sitemizdeki her turlu farkli siyasi goruse sahip, yazarlar; insan hak ve ozgurlukleri ve bunun, hangi sart ve kosulda olursa olsun, kim icin ne icin olursa olsun; savunusu konusunda HEMFIKIR olmalidir. Aksini dusunen var mi? Saygilarimla; evrensel-insan
-
"Dinlerden Özgür Olmak" Ne Demektir? Hic dusundunuz mu, "dinlerden ozgur olmanin" ne oldugunu? Eger bu konuda fikir belirtmek isteyen arkadaslarimiz olursa, buraya yazabilirler. Evet, herkesin dinlerden ozgurlukten algiladigi nelerdir? Kimler dinlerden ozgurdur, nasil ve neden? Sizce, ne ve neden sizi, dinlerden ozgur kilar? Bura da ozel bir din mi, genel bir din mi algilanmalidir? Kisinin dine kendi bakis acisi mi? Yoksa din ile mucadelesi mi, algilanmalidir? Benzer sorulari, isteyen ekler ve cevap verebilir. Ben, goruslerimi gelen yanitlara gore verecegim. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger GZY; 20.yuzyildan itibaren butun kavramlar birbiri ile icice ve iliskiye girdi. Biliyorsun, 17. Yuzyilda bir gorunur musluman gizli yahudi Sebatay Sevi vardi ve sonunda Osmanlilar tarafindan Selanik'e suruldu. Ben diyorum ki, Turkiye'de Ateist gorunur, neo-liberalleri "gizli muslumanliktan" kurtarip,, bugunden sonra AKP, F Gulen cemaati ve surekasi olarak birlestirip, "dindar ateistler" diye aciga cikarsak fena mi olur, ne dersin? Idealist ateistlere, bir de dindar ateistleri eklemis olur, boylece ateizmin "gelismesine" de katkida bulunmus oluruz. Kendi kendine bir sey yetistiremeyen, Turkiye aydinina da, bati kuyrukculugu sonucu, ancak bu yakisir; zaten. Ey amerikan idealizmi, emperyaslist zihniyet, soros ideolojisi ve evengalist orgutlenme; sen nelere kadirsin. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger jadi; Evrensel insan disil erkek zamir olmamasi ile definite artikel'in ne alakasi var? Bunu ornek olarak vermenizde duz mantik yurutmeniz disinda soruma cevap niteligi tasiyan veya ikna ediciligi bulunan bir mantik var mi? Ayrica benim bunu bilmedigimi mi saniyordun ki boyle bir ogretme cabasina girdin, vaktini harcadin? -jadi- Ben bagi, notamatik arkadasin verdigi bilgiler temelinde detayli olarak acikladim, algilanmayan bir yer varsa, sorabilirsin. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger pante; Ayrıca sadece Türkçe'de değil, Rusça, Çince gibi dillerde de article kullanılması gerekmiyor. Çünkü dilin yapısı böyle ilave bir kelime kullanmayı gerektirmiyor. -pante- Bu fark daha onceki mesajlarimda da acikladigim gibi,dilin linquistik aileleriyle bagli bir durum. Rusca da ve cince de Turkce kokenli kelimeler de mevcut. Eger bir eksiklikten bahsedilecekse, dunya dillerindeki ortak eksiklik erkek egemen dil yapisi. Bu bilhassa ingilizce de buyuk sorun. Bilhassa meslekler, genelde erkek takilari uzerine ifade ediliyor. Turkce'deki bu konudaki tek eksiklikte, o sahis zamirinin hem erkek, hem disi, hem de esya icin ortak kullanimi. Bunun da nedenini cografi ve toplumsal tarihi miras olarak daha onceki mesajlarimda acikladim. Zaten bunu da ben yapi ve isleyis olarak, insanOGLU, MAN kind ve erkeksel karakter olarak x ve y yapilanisinda da acikladim. Dil, genelde ve tum dunyada kokenini ve belirtisini erkekten alir ve erkek,insanogluna esdeger kilinir. Oyuzden de insanOGLU ve MAN kind'dir. Kadin, woman olarak erkegin geldigi yer, rahim etimolojisini tasir, human da hue olarak erkek cesitliligine isaret eder. male ve female de, yani disi; male'in saglamligi temelindedir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger jadi; Eger the ile, he ve o arasinda bag kurabilirsen; Turkce de The 'nin kullanim olarak degilde; anlam olarak yer aldigini anlgilarsin. Ustelik Turkce de zaten erkek, disi ve esya farki sadece o da birlesmistir. Dil anlatimi olarak, erkek, disi ve esyayi sahis zamiri olarak farkli kilamayan Turkce de, bu zihniyetin olmadigi ve verilmek istenen farkli anlamlarin sahislar uzerinden degilde, isaret uzerinden , o da sadece mesafe farki belirtilerek verildigini algilarsin. Cunku, bir seyin kendi icindeki farkini anlamda degil de, dilde belirtmek; toplumlarin gelismesi, birey bilinci ve tarihsel mirasa dayanir. Bu tarihsel mirasta, maalesef Anadolu topraklarinda, bilhassa dinden gelen, erkek egemenligi ve kadinin degersizligi buyuk rol oynar. Dolayisiyle, dilde de bu farkin belirtim icerigi gundeme gelmemistir. Oyuzden de harf-i tarif belirtimi dilde degil; anlamdadir. Bunun algilanmasi gerekir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger jadi; gramatik bir eksiklikten bahsettigimi anlamiyor,-jadi- Once terbiyeni takinmaya davet ederim seni. Hele hele bir bayanin agzina "salak" kelimesi hic yakismiyor. Ustelik Ingiltere gibi bir ulkede bulunmakta olan bir bayana. Bende sana "medeniyet gormemis" mi diyeyim,yani! Iki dilde de gramatik bir eksiklik yoktur ve her iki dilde de dilin kullanim ve anlasilim temelinde harfi tarif oyle veya boyle yerini almaktadir. Ayrica Notamatik lakapli yazar arkadas ta, belirginlik ve belirsizligin ucuncu tekil sahis zamiri olan ve ingilizce de, erkek icin, he, disi icin she ve insanoglu cinsi olmayan (genelde esya, sey) icin it kullaniminin temelini de gayet guzel aciklamis. Se, selfin kokeni olan kendinden gelir. Cunku kendi, yani se ve he; dogal zihniyet dil yapilanisinin erkeksel temelini ve tabanini teskil ederler, insanOGLU-MANkind, per se-kendi demektir. Almanca ve fransizcada da, bir sey disisi ve erkegi ile birlikte kullanilir ve ogrenilir. Fansizca da la-erkek, le-disi. Almanca'da da der, di das olarak kullanilir. (Almanca yazilim yanlis olabilir) Ingilizce ile almanca, cumle yapilari da dahil; ayni linquistics grubuna dahildirler. Fransizca ve Almanca ayni gelenegi surdururken; notomatik lakapli yazar arkadasin da acikladigi gibi, ingilizce he, she it'ten a/an ve the ya gecmistir. Yani eger bir eksiklik aranacaksa, bu eksiklik harfi tarif degil; Turkce de 3. tekil sahisin sadece o olarak tekli kullanimidir. Bu da birey bilinci ve insanoglunun farkli gorunumdeki iki cinsiyetinin farkini dil kullaniminda ortaya konmasinin onemi ve gerekliligi demektir. Cunku o ayni zamanda isaret zamiridir, bu, su, o Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger jadi; Sana anlattigimi da nereden cikardin? Daha once de dedigim gibi, mesajlar kisinin laskabina yonelik olsa da, burasi bir kitlesel platform ve her baslik, her mesaj kitlenin okumasina ve yazmasina acik. Konu da neden Turkce'de harfi tarifin olmadigi ve olamayacaginin ve olmasi gerekmediginin aciklanmasi Benim, bu aciklamayi belki biraz detayli yapmis olmam da, benim yol ve yontemim; ne yapalim, huyum kurusun! Cunku bazi konular arif olanin anlamasina acik olmuyor. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger jadi; Arif olan anlamayinca,bu yolu sectim; kusura bakma. Sectigim yolda, iki dilin hic bir sekilde biribiriyle mukayese edilemeyecegi ve her iki dili de kendi bunyesinde ogrenmek gerektigi ve bir dilden diger dile tercumenin ise, kelime kelime degil; anlam ve icerik tercumesi oldugunu aciklamak istedim. Surc-i lisan eylediysek, af ola! Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger jadi; Turkce ile ingilizce arasindaki en buyuk dil karmasasinin yasandigi konu var ve yoktur. Turkce de bunlarin kullanimi degismez. Tanri yok/var Ali yok/var Dinazor yok Kus var Ingilizce de her yok,farkli bir anlam icerir. God is non exist/exist Ali absent/present Dinazor extinct Bird exists Orada bir ev var-there is a house Ali'nin evi var-Ali has a house Buradan da algilanacagi uzere, ingilizce dili bir seyi ifade edebilmek acisindan, kisiye daha anlasilir ve yerinde anlam saglarken, Turkce dili "lastiklidir." Oyuzden ingilizce dilinde, bir seyi yanlis anlama olanagi dili bilen icin minimumdur. Var/yoka benzer ornekler baska konularda da coktur. Mesela,isigi kapatmak/acmak ile radyoyu kapatmak/acmak ve kitabi kapatmak/acmak taki kapatmak fillileri farklidir. Switch the light off-Switch the light on Turn the radio off-Turn the radio on Shut the book.-open the book Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger jadi; Benim dile getirdiklerimin, konu ile alakasinin olup, olmadigi bir algi meselesi. Bak, mesela; Turkce'de yanlis kullanilan misli gecmis zaman ingilizce de yoktur. Ingilizce de bu zaman they say, yani onlar der ki ekiyle kullanilabilir ki bunu da ingilizce konusanlar tercih etmezler Misli gecmis zaman; zamani kullananin kendisinin haberdar olmadigi bir gecmisten bahsetmesidir. Turkiye 1950'lerde Kore ile savasmis. Burada savasti diyebilmek icin, kisinin o savas sirasinda yasamasi ve savasi hatirlamasi gerekir. Yalnis kullanim,ise; mesela ben 1980 yilinda dogdum,kullanimidir. Kimse dogumundan haberdar olamayacagi icin ve dogumunu hatirlayamayacagi icin, dogrusu ben 1980 yilinda dogmusum olacaktir. Ayrica ingilizce de s1k kullanilan ve Turkce de olup ta kullanilmayan bir zaman vardir. Bu zaman, gecmiste baslayip,bugun devam etmekte olan, present perfect tense'dir. I have been writing for 5 minutes" Ben 5 dakikadir mesaj yaziyorum, kullanimi Turkce de yanlistir, dogrusu; ben 5 dakikadir mesaj yazmaktayim olacaktir. Love, yani sevmek fiili Turkce de simdiki zaman da kullanilirken, seni seviyorum; ingilizce de genis zamanda kullanilir, I love you. Turkce, de sevmek fiilinin genis zaman kullanimi olan, seni severim ise ayni anlami vermez. Ya da I am loving you, denisi ingilizce de yoktur. Ayrica en onemlisi Turkce de filler kok yapisi sabit tutulup, eklerle zaman degisimi alir. Ingilizce de ise filler ya duzenli (ed eki alarak), ya da duzensiz degisime ugrarlar. I go-ben giderim Iwent-ben gittim I have gone-gitmekteydim Ama olumsuzlarda ve soru cumlelerinde yardimci filler ingilizcede devreye girerken, Turkce de olumsuzluk eki sadece ve ses uyumuna gore me ve ma dir. I did'nt go-gitmedim. Did I go-gittim mi? Cunku ingilizce dei yardimci filler, ayni zamanda zaman ekidir. Buna benzer daha cok farkliliklar vardir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Ingilizce dili ile Turkce dilini, herhangibir konuda birbiri ile mukayese etmek, mantiksal degildir. Ingilizce linquistics olarak, Indo-Europian, bati hint (Avrupayi/Avrupali hint) dillerinin, bati germanic sinifina aitken; Turkce, Ural-Altay dillerinin, bati Turkic sinifina dahildir. Ayrica her iki dilin, etomolojik kelime kok yapisinin da geldikleri yerler, cagrafi ve tarihsel olarak farklilasir. Mesela, ingilizce dilinin omurgalarindan birini yardimci filler ve zaman, sahis halleri (am, is, are v.s.) olustururken, Turkce de yardimci fiil yoktur. Cumle yapilanislari da birbifrinin ayni degildir. Ingilizce'de isim takilari; "s" ve "es" alirken; Turkce'de ismin yapisi ve kalin/ince sese gore ve de ismin sesli/sessiz harfle bitisine gore degisir (Ali'nin, Ahmet'in, Betul'un, Fatma'nin, Fazil,in v.s.) Oyuzden bir dilde olan, o dile gerekirken; diger dilde olmayan ona gerekmez. Gerekmeyen bir seyi de, bir dile eklemek kadar anlamsiz bir sey olamaz. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Şu kesin: Kuran, toplumcu, solcu, paylaşımcı ve antikapitalist bir metindir. Kuran, halk için inmiştir, ruhbanın aracılığına, yorumuna ihtiyaç yoktur! -Alinti- Algiladigim kadariyla, tartisma konusu, yukaridaki cum le olmasindan ziyade, dusunce dile getirimi olarak, ateist oldugu algilanan bir kisinin, yukaridaki cumleyi dile getirmesidir. Herseyden once, Kuran; toplumsal delil, inancsal ve toplumu bir yone yonlendiricidir. Buradaki solculugun kullanimindaki anlam ve icerik algiya gore degisir. Neye gore solcu, saga gore mi?, sag nasil anlamlandiriliyor? Paylasimcilik ta, en azindan disinin kuranda, kadin algisinin esya yerine konmasi acisindan, kuran sexisttir ve male sovenizmi icerir. Antikapitalistlik ise, tarihi bilmemektir. Cunku Kuran'in yazildigi tarihte, henuz insanoglu kapitalizm algisi ve olgusu ile tanismamistir. Bir seyin anti olabilmesi icin, once o seyin kendisinin ortada olmasi gerekir. Kuran halk icin degil; sadece belirli bir amac ve bu amaca insanoglunun yonlendirilmesi icin yazilmistir. Kuranin "indirilmesi" konusu ise, ayni bilimin yasalarini tanri yapmak ve dogaya kanun bahsetmekle esdegerdir. Insanoglu faktorunun yetisini, dusunce ve uygulamalarini dilini, felsefesini, bilimini goz ardi etmek ve NESNEYE INSANOGLU ELIYLE YUKLENEN OZNELLIGIN, SANKI NESNEDE VARMIS GIBI GOSTERILMESIDIR. Kuran'in ne oldugu ve ne anlam ve icerik icerdigi de, Kuran tercumeleri ve yorumlari acisindan farkli gorusler icerdiginden acik degildir. Herseyden once, 1400 yilinin arapcasinin bilinmesini gerektirir, o cagdaki ve yuzyildaki Arap toplumunun her turlu yasam ve iliski duzeyinin algilanmasini gerektirir ve Kuran'in neden boyle bir ortamda ve neyi ve de nasil amaclayarak, yazildigini algilamak gerekir. Ulke Turkiye ve toplum da TC toplumu olunca, basta butun bu algi ve bilgilerin disinda farkli bir dil ile (Turkce) Kuran'in algisi ve tercumesi devreye girer. Gozlemler de gostermistir ki, Kuran da yazanlari tercume eden her bir kisi ve kurum, kendi algisinca farkli yorumlara varmaktadir. Ikinci konu ise, yazar ve ateistligi ile ilgilidir. Ateizm bir bilinc ve farkindaliktir ve herseyden once BIREYSEL BILINC GEREKTIRIR. Turkiye toplumunda birey yetistiriminin olmadigini goz onune aldigimizda, bu bir handikaptir. Dolayisiyle, tanrinin yok olma dusuncesi, tanri tanimazlik, ve tanri konusundaki her turlu olumsuz dusunce ve davranis, Turkiye toplumunda temelini din olarak islamdan, kisi olarak muslumanliktan ve tanri inanci olarak ta Allah'tan alir. Bu ozel ve bolgesel bir din, dini uygulama, inanc ve tanri cesididir. Halbuki ateizm, bolgesel ve ozel olmaktan ziyade, genel bir bilinc ve farkindalik gerektirir. Dolayisiyle, ateizm algisinin bir kisi tarafindan bolgesel ve ozel bir konuda alinmasi; otomatikman o kisinin ateist bilinc ve farkindaliga erdigi anlamini tasimaz. Her bolgesel ve ozel bir yetistirimden dogan ateist algisinin da, ateizmin genel bilgi, bilinc ve farkindalik tasidigi anlamina gelmez. Bu da ister istemez, bolgesel ve ozel bir sekilde, ateist olmus bir kisinin, ateistligini korumasini ve kalici kilmasini zorlastirir. Tarih; ateistlikten, tekrar tanriya ve inanca donen kisileri gozlem olarak bizlere sunmustur. Cunku bir seyi YOK SAYMAK, TANIMAMAK, KARSI CIKMAK v.s BASKADIR, BIR SEYI BILINCLI FARKINDA OLARAK ALGILAMAK VE ONU DEGERLENDIRMEK BASKADIR. Konunu bir baska yonude, bu bilinc ve farkindaligin olmayisinin tum toplumumuzun bir ozelligi olmasidir. Bugun kendini ateist goren bir kisinin, sag ve dini temelli bir politik gorusu destekleyebilmesi buna en guzel ornektir. Oyuzden kimin kendini ne olarak ortaya koydugu degil; kimin kendini dile getirdigi dusuncelerle,m davranislarla ve yasam ve iliskisinde nasil ortaya koydugudur, onemli olan ve o kisinin kim veya ne oldugunu algilatacak olan. Oyuzden ulkemizde, bu koku olmayan bilinc ve farkindaligin bulunmasindan dogan ve kendini lanse ettigine sadece kulak dolgunlugu, ya da bir karsi cikis, isyan v.s. ulasan kisilerin kendi dile getirdikleriyle ortaya koyduklari karmasa da dogaldir. Musluman materyalistler Idealist ateistler Islama "sicak bakan" materyalist ve ateistler Dini olmadigini soyleyip, her gun din ile yatip kalkanlar. Laik muslumanlar Deist muslumanlar v.s. oldugu dusunulur ve gozlemlenirse; kimsenin kesin bir ideoloji ve inanc cizgisi olmadigi, eklektik, dogma ve demogog oldugu v.s. ortaya cikar. Din disinda isin icine etigin ulkede yerlesmisligini de eklersek, alisilagelmis ve yerlesmis bilhassa oyle veya boyle milliyetcilik temelli materyalistler ve ateistler ve de muslumanlari da siralamak yanlis olmaz. Sonuncu olarak ta, herkesin her an, her sart ve kosulda dusunce ve davranis olarak inancsal ve ideolojik, politik v.s. degisime ugradigi dusunulurse; kimsenin "ne iken ne olduguna" ya da nerden nereye geldigine" sasmamak gerekir. Cunku butun bu degisimin temelinde, egosal cikarlar, politik cikarlar ve ekonomik cikarlar ile korku felsefesi ve suru psikolojisi de cok buyuk rol oynar. Bilhassa neyin ne oldugunun bilincine ve farkina varamayanlar ve sadece ne oldugunu kulaktan dolma ve bir duygusal degerlendirme temelinde secenler, icin. Oyuzden ne her materyalistim, diyen materyalisttir; ne her muslumanim diyen muslumandir, ne her ateistim diyen, ateisttir v.s. Ayinesi istir kisinin, lafa bakilmaz; Rutbe-i asri gorunur her eserinde. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Fenomen/Numen Bagi, Iliski mi/Celiski midir? Konuya aciklik getirmeden once, kullanilan kavramlarin konu ile ilgili aciklamasini yapmak gerekir. Fenomen, goruntu veren bir yapiya sahiptir. Numen, goruntu vermeyen (zihinsel) bir yapiya sahiptir. Insanoglu disinda kalan ve insanogluna goruntu veren baska hic bir numenal yapiya sahip olan bir fenomenal yapi yoktur. Ali ile masayi ele alalim. Masa Aliye, fenomenal bir goruntu verir ve Ali, masayi fenomenonumenal yapisi ile algilar. Ali masaya bir goruntu vermez, cunku masanin yapisi sadece fenomenal bir yapidir ve masanin numenal bir yapisi yoktur. Simdi, masa yerine Veli'yi ele alalim. Ali, veli'ye fenomenal bir goruntu verir, veli'yi numenal olarak algilar. Ayni sey, veli icin de gecerlidir. Simdi Ali ile veli arasindaki fenomenal ve numenal iliskiyi (celiski yi?) ortaya koyalim. Ali, kendi numenal yapisi ile, velinin fenomenal yapisini gozlemler. Veli de, kendi numenal yapisi ile Ali'nin fenomenal yapisini gozlemler. Ylniz buradaonemli bir ayrinti mevcuttur. Bu ayrinti da, Ali ile Veli'nin numenal yapilarinin AYNI DEGIL; FARKLI OLUSUDUR. Ali aslinda, kendi gozlem vermeyen, numenal yapisi ile, Veli'nin fenomenal yapisini gozlemlerken, Veli'nin fenomenal yapisini mi, yoksa numenal yapisini mi degerlendirmektedir? Eger numenal yapisini degerlendiriyorsa, goruntu vermeyen bu yapiyi degerlendirmesi nasil mumkun olabilir? Eger fenomenal yapisini degerlendiriyorsa, bu degerlendirme Veli'nin numenal yapisi (dile getirdikleri, davranislari) degil midir? Peki aslinda ortada nasil bir iliski (celiski?) vardir. Burada gozden kacan durum sudur. Ali, kendi gozlem vermeyen numenal yapisi ile, Veli'yi degerlendirirken, bu degerlendirmeyi veli'nin numenal yapisi uzerine yapmakta, ama; veli'nin fenomenal yapisina iletmektedir. Yani Ali, hem kendisinin, hem de veli'nin goruntu vermeyen numenal yapilardan hareket etmekte, ama; bunu goruntu veren fenomene yoneltmektedir. Yani Ali, goruntu vermeyen numenal yapisini, goruntu veren fenomenal yapisi ile birlikte, Veli'den aldigi goruntu vermeyen numenal yapiyi, velinin goruntu veren fenomenal yapisina yonlendirmektedir. Iste aslinda, goruntu vermeyen, numenal yapilar iletisim icindeyken, goruntu veren fenomenal yapilar iliskiyi almaktadir. Ustelik bu fenomenal iliski gibi gorunen, numenal iliski de, ne Ali kendi gozlem vermeyen numenal yapisini, ne de Veli'den aldigi numenal yapinin fenomele yonelik goruntusu ortada yoktur. Ayni sorun ve isleyis, Veli icin de gecerlidir. Yani her ikisi de, aslinda goruntu vermeyen numenal yapilarin iliskide oldugunu ALGILAYAMAMAKTA, sadece goruntu veren fenomenal yapilari algilayabilmektedirler. Cunku, her ikiside fenomenonumenal yapiyi, gozlem verirken, fenomenal yapiya ve gozlem alirken de fenomenal yapiya INDIRGEDIKLERININ FARKINDA DEGILDIRLER. Cunku goruntu vermeyen numenal yapi, goruntu veren fenomenal yapi ile ozdeslestirilmis ve tek kilinmistir. Bu hem Ali'nin, hem Veli'nin kendileri acisindan, hem de birbirileri ile olan iliski acisindan boyledir, ama farkinda olunmamaktadir. Iste o yuzden Ali'nin fenomenonumenal ve numenal goruntu vermeyen numeni yerine goruntu veren fenomenal muhatabi, Veli'nin goruntu vermeyen numenalligina yonelmis olsa bile, onun fenomenal goruntu veren kismidir. Iste, fenomen ile numen arasindaki bu kendinden icicelik iliskisi algilanmazsa ve de goruntu vermeyen numenal yapi muhatap oldugu halde, gale alinmazsa; ortada sadece fenomenal bir goruntu kalir. Iste goruntu vermeyen ve fenomenal yapi ile ic ice ayrilmaz bir butun olan numenal yapi, gale alinmadigi gibi, ayri bir katagoriymis gibi, fenomenal yapinin karsisina konur. Kisaca goruntu veren, fenomenal yapi olsa bile, alinan goruntu numenaldir. Numenal goruntu vermedigi icin de, alinan goruntu fenomenal olarak indirgenmistir. Soyle ozetlersek; insanoglu turu birlerinin birbirleri ile olan iletisimlerinde, fenomenal yapi, numenal bir algi, fenomenal bir goruntu verir. Oyuzden, GORUNTU FENOMENAL, ALGI NUMENALDIR. Goruntu ve algi, birbirinden ayrilmaz bir butun oldugundan da, ortada yalnizca, ne fenomenal bir goruntu, ne de numenal bir algi vardir. Ortada olan FENOMENONUMENAL BIRLIKTELIKTIR. Yani oz ve gorunus, icicedir. gorunusu veren goruntu, gorunusu alan ozdur. Diger bir deyimle, gorunusu veren, fenomen; gorunusu alan numendir. Ustelik burada, numen de fenomende insanoglu birlerinin iletisimi acisindan ikilidir. Yani insanoglu turu birinin ikiligi (fenomenonumenal yapi ve isleyisi)dir. Iste bu ikili birlik, birer birler olarak, iletisimdedir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger gerilla; Buyuk Britanya'nin devlet prensipleri en az 300 yilliktir ve odun vermezler. Mesela, toprak kraliyetindir ve kimse toprak satin alamaz. Her turlu egitimin dili, resmi dil olan ingilizcedir ve baska bir dile egitimde izin verilmez. Ama, ozel olarak; her turlu etnik dilde, basina izin verilir,m BBC'nin Turkce servisi bile vardir. Ticarette de bir kisitlama yoktur, ustelik seni cifte vatandas ta yapar. Ama, devletiu devlet yapan, toprak ve dilden odun vermez. Bireysel hak ve ozgurluklerden ve antiayrimci hukuk ve sivil kurum ve kuruluslardan odun vermez. Oyuzden ne din, ne de milliyet hic bir zaman bir toplumsal sorun ve politikanin araci olamaz. Cunku devletin ne dini vardir, ne de etnik kokeni. her turlu vatandasina birey muamelesi yapar. Her british vatandasinin, ingiliz dahil; farkli bir etnik kokeni ve disaridan gelmis ve G.B.'ya yerlesmisse, vatandasligi olabilir. Her etnik kokene de, bireysel hak ve ozgurlugu verir. Bu dinde de, milliyette de boyledir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger gerilla; batıdan kastım ege,akdeniz,iç anadolu, marmara gibi kürdlerin yaşadığı bölgeler. kürdistanın batısı yani. arz talep demişsin. britanyadaki iskoç, gallerli vs. ana dilde eğitim talep etmeyip sadece dil dersi ile yetinebilir, bu onların sorunu. zaten ingilizcenin küresel yaygınlığı ve geçerliliği göz önüne alındığında böyle bir talep olmaması makul karşılanabilir. ama türkçe için aynı şeyleri düşünmek mümkün değil. türkçe bilimde, sanatta, felsefede küresel anlamda söz sahibi olan, politik olarak geçerliliği olan bir dil değil. kullanım alanı kendi sınırlarına hapsolmuş güdük bir dil. ingilizce ile kıyaslanması söz konusu bile olamaz. hal böyleyken kürdler neden kendi dilleri varken türkçe ile eğitim görmeye mahkum olsun? bu reva mı? ayrıca arz talep demiştin ya kürdlerin kendi dillerinde eğitim görme konusunda yoğun talepleri de var, ama arz yok. sorun burada.-gerilla- Kusura bakma, ben bati diyince Avrupa'yi kast ettin zannettim. Burada henuz Kurtce dil olarak ta okullarda ogretilmiyor. Yalniz, bireysel hak ve ozgurluklere bagli olarak; dili ingilizce olmayan ve dili ne olursa olsun, her birey; devlet ile olan iliskilerinde (danisma, hastahane, mahkeme v.s.) bir tercuman getirebilir, ya da dil kullanimi yayginsa o bolge de, kendisine tercumen tahsis edilebilir. Kurtce'ye gelince; mesela ehliyet yazili imtihaninda Kurtce text ile girebiliyorsun. Kurtce'nin ana dil mufrezatina girmemesinin nedeni, diplomasi olabilir, bir devletleri olmamasi olabilir, bulunduklari bolgelerde konusulan diller olabilir, ornegin, Turkiye icin Turkce, iran icin farsca, suriye icin arapca, dillerini kurtler de konustuklarindan, boyle bir dusunce gelismis olmayabilir. Eger irak'taki Kurt konusu, bir devlete donusurse, belki o zaman Kurtce'ye de ana dil ogretim olanagi olusabilir. Zannedersem bir sorunda, Kurtce dilinin tek bir dil olmamasi ve kendi bunyesinde farkliliklar gostermesi Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger gerilla; Bati derken, nereyi kast ediyorsunuz? Mesela Buyuk Britanya'da ana dilde egitim yoktur, ana dil ogretimi vardir. Yani okul mufrezatinda, o bolgedeki arz/talepe gore; bir etnik dil, diger dersler gibi ogretilir ve hatta diploma verilir. Bu da bolgesel arz/talep temelindedir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
12 Haziran seçimleriyle oluşan TBMM’nin yeni üyeleri bugün and içecekler. Hatip Dicle krizi ve tutuklu milletvekilleri nedeniyle yeni Parlamento “sorunlu” bir başlangıç yapıyor. BDP destekli bağımsızlar yemin törenine katılmayacaklar. CHP de, “Gandivari” bir direniş hazırlığında; yönetim Meclis’e girip yemin etmemeyi tartışıyor-Alinti- http://siyaset.milliyet.com.tr/yemin-krizi/siyaset/siyasetyazardetay/28.06.2011/1407621/default.htm Yemin krizi yabanci basinda; Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku milletvekillerinin Meclise gitmemesi, CHP’li vekillerin de yemin etmemesi dış basında da geniş yer buldu. Wall Street Journal, CHP’nin TBMM’de yemin etmeme eylemi için “büyük ölçüde sembolik” dediği haberinde, Blok milletvekillerinin boykot kararını ise “daha ciddi” olarak niteledi. New York Times, “Türkiye’de kanun yapıcıları, protesto için yemin etmeyi reddetti” derken BBC, “Boykot, demokratik gelişmeyi tehdit eden eski fay hatlarını gözler önüne serdi” dedi.-Alinti- http://www.evrensel.net/news.php?id=8887 Yemin krizi sonrasi RTE'den aciklama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tutuklu vekillerin durumuna ilişkin olarak, ''Onlar (CHP'liler) önce tekliflerini ortaya koysunlar sonra biz söyleyelim'' dedi.-Alinti- http://www.haberturk.com/gundem/haber/643743-yemin-krizi-sonrasi-basbakandan-ilk-aciklama Gazeteler ve yazilar, sadece haber amacli secilmistir. Saygilarimla; evrensel-insan
-
Saygideger jadi; Yoo, eger mesajlarima bakarsan, ya konu ile ilgilidir, ya da bir mesaja verilen yanittir. Yoksa, konu dil, Turkce, ingizce genelinde olsa, sayfalarca yazabilirim. Saygilarimla; evrensel-insan