
LA-illallah
Members-
İçerik sayısı
130 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
1
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by LA-illallah
-
Bak hava olmasın? Hava sıcaklığındandır o hararet Bu arada; forumu canlandırmak için aynı konudan bir tane de buraya açılabilir. Hiç olmazsa burada kendimizi "özgürce ifade" edebilelim.
-
"ALLAH sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman bir şey bilmiyordunuz. Size işitme, görme duyuları ve beyinler verdi ki şükredesiniz."
-
Kimse yok; Herkes Stalin'e tavuk olmaya gitti, kendini yoldurmaya. Ben o Stalinlerin o pala pala poz bıyıklarını öyle bir yolardımkine 7 neslinin kıllarını kuruturdum da, işte sakalımız var ki sözümüz dinlenmiyor. Neyse, biz de buralarda kemoşcu turkey avlayıp gulu gululattırmayla idare ediyoruz.
-
Bu evrende yerin ve göğün yaratıcısından başka bir tanrı (kanun/yasa koyucu, hükümdar, hakim, boyun eğilip itaat edilecek) yoktur! Maximilianus'tan tağut Hadrianus'a
-
"LA İLAHE İLLALLAH" Bu söz sadece Müslümanlar için geçerli değilidir. Bu söz her insanın özgürlüğünün doruk noktasıdır. "La ilahe" diyerek dogmalaşmış tüm değer yargıları, gelenek, kanun, sistem ve ideoloji putlarını bir bir deviriyor ve tüm putlardan arınıp özgürleşiyorsunuz. Ondan sonra da "illallah" (Allah'tan başka) diye bir parantez açarak "beni yargılayabilecek birisi varsa o da ancak beni ben yapan, benim varlığımı bana kazandıran, varlığı bana emaneten vermiş olan yaratıcı, var edicidir" yani ONLY GOD CAN JUDGE ME! demiş oluyorsunuz. Ne mutlu LA İLAHE İLLALLAH diyene! Red ediyorum; tüm dogmalaşmış değer yargılarını, gelenekleri, ideolojileri, kanunları. İnsanın insana kulluğunu red ediyorum!
-
Hiç şaşırmadım; Hıyanet işlerinden sorumlu bu hayınlar; penguen rahatsız olur diye hutbede "Allah var, din gerçek" demekten bilem vazgeçebilirler.
-
Afiyet zıkkım olsun. Ben de buz gibi ayranımı içiyorum; Ooohh!... alnından öpeyim ayranı icad edene, kurban olayım ayranı icad ettiren yaradana. Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim. Kemoş dininin dogmatik şeriatı ve laiklik "Milletin kayıtsız şartsız egemenliği, demokrasi, cumhuriyet" Cumhuriyet mi? Ne cumhuriyeti? Cumhuriyet ne arar la sezarda?
-
"CHP'nin yemin etmesi..." yemin etmeyi geçin, meclise girmelerine bilem gerenk yok. zaten meclis ya seve seve ya da öpe öpe kemoş putunun şer'i kanunlarını yürütmek zorundadır. aksi taktirde kemalist cihad örgütü olan tsk hemen cihad ilan eder. ve kemalizm dinince kafir olan gayrikemalistleri bazookadan geçirir. chp gitsin tatil yapsın, olmadı tapınağa gidip dua ets.. şey anıtkabire gidip ataya şikayette bulunsun. o da olmadı 6 okunu da alıp gitsin o okları bir yere sok... şey atsın, evet atsın atsın; dart tahtasına atsın, bir daha da o tahtadan çıkar(a)masın.
-
Evren materyalistin putudur, Hubel'idir. Materyalistler muvahhiddirler yani tek bir puta taparlar; Monopagandırlar. Senin "tevhid inancı" dediğin şey böyle birşey olsa gerek.
-
Put demişken evrene (puta) mesaj gönderen (dua eden) putperestlerden bahsetmeden olmaz. Bu sitede çekim yasası dininin müridi, evren putunun kulu var mıdır acaba? Ne dersin pante?
-
"Allah'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiç bir insan, 'Allah'tan sonra bana da kulluk ediniz' diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, 'Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Rabbine adayan kullar olun' der." Yeterli mi?
-
Muhammed benim efendim değildir, sadece önderimdir. Benim efendim, Muhammed'in de alemlerin de efendisi olan Allah'tır. Sizin efendiniz de kemal değil mi? Ben sizlerin efendisi, ilahı (hükmedicisi) olan bay kemal'e sövmüyorum. Sadece kınayıcının kınamasından korkmadan kediye kedi diyorum. Sapık diye doğru yoldan sapanlara denir. Muhammed ne yapmış da sapık olmuş? Hayvan mı düzmüş, hemcinsini mi? Ha çok evlilik yapmış, değil mi? E tabi sizin gibi beyni genital bölgesiyle yer değiştirmiş olanlar, nikahtan "am-göt-meme" üçlüsü dışında aşk evliliği, mantık evliliği, siyasi (stratejik) evlilik vs. anlayamazlar.
-
Ben hiçbir ateden Muhammed'e Hz. ve s.a.v. saygısı beklediğimi hatırlamıyorum. Böyle bir şeyi beklemem mantıksızdır zira; Eğer saygı duysaydınız ate olmazdınız. Ve tekrar ediyorum; Kedi eğer kediyse ona başka ne diyebilirim? İguana değil de tazmanya canavarı olabilir mi acaba?
-
Peki biz kediye de kedi diyemeyeceksek, ne diyeceğiz? İguana mı?
-
Mustafa Kemal'i haklı dahi olsak eleştiremiyoruz mu yani? İslam'ı eleştirmek ile İslam'a hakaret etmeyi biribirine karıştıranların kıçlarına tekmeyi yemeleri haliyle kaçınılmazdır. Şimdiye kadar hiçbir İslam sitesinin modu olmadığım için atelerin kıçını tekmeleme şerefine nail olamadım malesef. Hani sen müslümandın ya Gel seninle birlikte bir forum açalım da test edelim sansürlüyor muyuz, sansürlemiyor muyuz?
- 29 yanıt
-
- 1
-
-
Evet sizi kısıtlayan ideolojiler de birer (seküler) dindir. Kemalistseniz dinden özgür olamazsınız. Zira kemalizm de seküler bir dindir, hem de en dogmatiğinden. Bir kemalist olarak 6 okun birini ihlal edebilir misiniz? Afedersiniz ama deyim yerindeyse "nah! edersiniz"; 6 okun birini inkar edenleri zindana atarlar. Bir kişi çıkıp "yok arkadaş ben 5 oku kabul ederim ama 6.oku mesela laikliği kabul edemem" diyemez. Sıkıysa bir desin hele; kemalist şeriat mahkemesi tarafından yargılanıp hooop yassı adaya, altındaki sandalyeye bir tekme öbür tarafa postalarlar adamı. Sizler hala takılıkalmışsınız "din = Allah, peygamber, ilahi kitap" kısmına; Din dediğiniz şey tüm sistem, ideoloji ve felsefeleri kapsar. Siz dinden falan özgür değilsiniz siz sadece göksel dinlerden özgürsünüz ancak yersel dinlerden özgür değilsiniz. Göksel din sana mini eteği yasaklıyorsa, yersel din de insanlara çarşafı, peçeyi yasaklıyor. Göksel din senin şapkana karışmıyorken yersel din senin sarığına bile karışabiliyor. Yani bizlere şeriatçı, baskıcı falan diyorlar ama yeryüzü dinleri göksel dinlere göre daha baskıcı. Bizde "Muhammed'i sevmiyorum, kemoşu seviyorum" diyen hakkında suç duyurusunda bulunup, bir kadına ağız-burun dalınmazken yersel dinlerde böyle şeyler olabiliyor. En saçması da bizlerde bir hayvan put devirdiği için cezalandırılmazken, yersel dinlerde insanların taptığı putu olduğundan habersiz put deviren bir inek bile cezalandırılabiliyor. (evet yanlış duymadınız bildiğiniz inek (mööö diyen hayvan)).
-
Ben de diyeceğimi diyip konuyu kapatmıştım ki siz gelip yeniden kaşıyıp çıban çıkarttınız. Bu başlıkta asılı mesajları okuyan herkes sizdeki dünden redci dogmacı a(nti)teist zihniyeti fark edecektir. Hani ateizm bir sonuç olsa neyse belki anlayabilirim de sizin ki bir amaç bir şartlanma yani bildiğiniz bir dogmadır. Bunun yanı sıra sizdeki megalomaniyi, karşındakini küçümseyici tavrı da fark edecektir. Ben kimseye ne hakaret ettim, ne de küçümsedim. Sadece aldığım izlenime göre hakkınızda doğru ama yanlış bir yorum yaptım ancak sizin gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup karşımdaki hakkında işkembeden sallamadım. Doğru ve gerçek bir tanedir. Senin doğrun, benim gerçeğim diye birşey yoktur. Mutlak bir doğru ve gerçek vardır. Bunun dışında benimsenen kişisel ya da toplumsal gerçek ve doğru(!)lar insanların kendilerince yonttukları putlardan farksızdırlar. Gerçek ve doğru herkesi bağlar. Siz dahil 7 sülalenizi de bağlar. "Beynim iq tavanını deliyor" demek yerine gel o tavanı burada del de hepimiz şahit olalım. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Ya ispatlarsın ya da senin burada havanı indirir, sibobunu eline veririz. Karşı tarafı küçümsemeye kalkışmak bir zeka belirtisi olmadığı gibi içinde bulunulan zavallılığın da göstergesidir. Daha fazla alçalmak istemiyorsan ya susarsın ya da itibarını düzeltmek için iddialarını (zekanı) ispatlarsın. Dinlerden özgürlük konusunda söyleyeceğimi en başta söyledim. Din demek yol, hüküm demektir. Eğer insanların takip ettikleri seküler yollar (ideoloji,sistem,felsefe) ve bu yollara konulan hükümler, kanunlar sizleri kısıtlıyorsa siz dinlerden özgür değilsiniz demektir. Zira sizin de bildiğiniz gibi mevcut seküler düzenlerin dogması olan "ifade etme yasağı" var yani anlayacağınız şekilde ifade özgürlüğü yoktur. Kemalist sistemde iseniz dinden özgür değilsiniz demektir mesela. Bay kemal hakkındaki negatif düşüncelerinizi ifade edemezsiniz. Bırakın negatif düşünce ifade etmeyi sevmemeniz bile suçtur, inek-minek de demez hakkınızda yaptırım uygularlar. Dinsizlik ancak tüm yolları ve kanunları red etmekle mümkündür. Sizce, "ben yhwh,god,Allaha inanmıyorum ehehe" diyip seküler ideolojilerin boyunduruğunda olup kanunlarına uymaya zorlanan birisi ne kadar (dinlerden) özgürdür? Dinleri sadece semavi dinlere indirgemek ne kadar doğrudur? Bununla birlikte özgürlük tanımını da doğru yapmak gerekir ki ona göre de dinlerden "özgürlük"ten bahsedebilelim. Liboş bir zihniyetle herşeye gerekli-gereksiz, faydalı-faydasız, doğru-yanlış özgürlük deyip hak talep etmek özgürlük değil zıvanadan çıkmak, azıtmaktır. Özgürlük ihlali ancak temel hakların ihlaliyle geçerli olabilir, keyfi(gereksiz) şeylerin yasaklanmasıyla değil. Siz herhangi bir inanca zorlanıyor musunuz? Hayır (en azından İslam için), dini uygulamalara zorlanıyor musunuz? Hayır (yine islam için). O halde demek ki dinden (İslam) özgürsünüz. Ha derseniz ki ben özgür değilim o halde ya peşinize engizisyoncular, cadı avcıları takılmıştır ya da sizin özgürlük anlayışınızda ciddi bir sakatlık var demektir.
-
Aynı başlığa aynı anda ard arda 20 kere mesaj göndermemin sebebi, 1. gönderişimden sonra hiçbir gerekçe bildirilmeden silinmesine bir tepkidir, forumu sabote etmek değil. Sansür edecekseniz eğer; gelecek her tepkiye açık olmalısınız. Yok olmaz diyorsanız da sansürcülüğü bırakacaksınız. Ne o, ampulcülere mi özendiniz? Sabredin hele; Daha 45 gününüz var.
-
Önerim; Mesajlarını sansürlediğiniz üyelerin (benim gibi) sansürlenmiş mesajlarını profildeki mesaj sayısı kısmından düşürmenizdir. Benim mesaj sayım taş çatlasa 60'dır. Zira bir konuya ard arda 20 kere gönderdiğim mesajım hiçbir sebebe dayanmadan sansürlenmiş bulunmaktadır. Ah sizi gidi (gerçekleri sansürleyen) kefereler sizi.
-
Konuyu uzatan kim acaba? Yazdığınız ithamlara cevap verip son bir özet ile konuyu kapatan ben mi? Yoksa "benim için bitmiştir, konu kapanmıştır" deyip de alttan alta karşısındakine laf giydirmeye çalışan siz mi? Ne dersiniz? Şu yazdıklarınızdan ne kadar yüksek egolu, megaloman olduğunuz her halinden anlaşılıyor. Yok "evrensel-insanım, bilgi birikimim var, sende o beyin yok, senin seviyen düşük" gibi ifadelerden oluk oluk ego akıyor. Oysa ben size hakaret etmiş değilim. Yalancıya yalancı demem ne kadar doğal ise liboşa liboş, yüksek egolu olduğunu düşündüğüme de megaloman demem o derece doğaldır. Kendiniz hakkında böylesi teşhisler konulmasından rahatsız olmanız ne kadar tahammülsüz, egolu birisi olduğunuzu kanıtlar niteliktedir. Mazoşist değilim ancak bana yaptığım bir eşeklikten dolayı "eşek" denmesine sizin gibi egomu incitilmiş hissetmem. Karşımdakine köpürmeden önce kendimde bir eşeklik var mı yok mu ona bakarım. Varsa hatamı kabul eder, düzeltmeye çalışırım, değilse ya öyle olmadığımı savunur, ispatlarım ya da susar geçerim. Karşınızdakinin acı ama gerçek sözlerine onun çaresizliğinden kaynaklanan duygusal bir tepki yaftası yapıştırmadan önce kendinizde bir "eşeklik" var mı? yok mu? diye bir bakın. Herkes hak ettiği karşılğı alır. Biz kediye kedi deriz. Bana "karşındakine etiket yapıştırıyor" diyeceğinize bana fütursuzca yapıştırdığınız etiketleri hatırlasanız, ne dersiniz? İnanan herkesi aileden görme dindar, sorgulamadan dogmacı, dogmalarından dolayı aklını çalıştırmaktan çekinen diye etiketlemişken hangi yüzle sizi burada tanıyarak hakkınızda bir değerlendirme yapmama, sizi tanımlamama "etiketleme" diyebiliyorsunuz? Hiç mi utanmıyorsunuz, o kadar mı yüzsüzsünüz? Yoksa neler yazmış olduklarınızı mı unuttunuz? Hatırlamak için eski mesajlarınıza bir göz gezdirmeniz yeterlidir. İkide bir küçümsercesine bir teslimiyet lafı tutturmuş gidiyorsunuz. Var olan gerçekliğe tanık olunan bir gerçekliğe teslim olmayıp ne yapmam gerekiyor? Sırf megaloman olduğum için inkar etmem mi gerekiyor? Tekrar soruyorum; Bu soruya net bir cevap vermediğiniz takdirde sizi bir daha muhattap almayacağım. Eğer Allah'ın gerçekliğine apaçık bir şekilde tanık dahi olsanız onun emirlerine teslim olmaz, red mi edersiniz? Yani siz dinsizliği dogmalaştırmış, egosuna teslim olmuş, kulu-kölesi olmuş, Kur'ani bir ifadeyle nefsini (benliğini) ilah edinenlerden misiniz? Bize "dinlerden özgür değilsiniz" demeden önce gerçekleri ve doğruları inkar ettirebilecek kadar azgınlaşmış olan egonuzdan özgür olup olmadığınız sordunuz mu hiç kendinize? Hele bunun bir cevabını verin bize. Egosuna teslim olmuş hiçbir beyin ne sıçrama ne de zihinsel bir devrim yapamaz. Beyinleri şartlanmış inkarcılığa, dinsizliğe programlanmış bir aklın sınırsızlığından, özgürlüğünden bahsedilemez.
-
Bana benim düzeyimde yazabilecek, inkarcılığa şartlanmamış bir beyin gerekiyor. Üslubumu sertleştirmemin sebebi ise ben değil sizsiniz. Herşeyi ısrarla şartlanmış bir şekilde red etmeniz ve bazı gerçekleri göz ardı edip perdelemeniz takdir edersiniz ki "aferin" denilecek şeyler değildir. Bununla birlikte üslubumdaki sertliğim samimiyetimin bir ifadesidir de. Hiçbir şekilde hakaret amacı gütmediğim, sadece içinde bulunduğunuz durumu tanımladığımı bilmenizi isterim ancak eğer rencide olduysanız bunun sebebi kanımca yüksek egolu olmanız olabilir. Kimseye zorla birşeyi dayatmıyoruz ancak insanların kendimiz gibi olmasını istememiz bizim davamızdaki samimiyetin bir göstergesi olsa gerek. Suçlama denilen şeyler ise ısrarla kabul etmek istemediklerinizdir. Karşıt argümanlar geliştirmek yerine dogmatik bir şekilde şartlanmış bir inkarcılıkta ısrar eden bir beyin ile benim de yazışacak birşeyim olamaz. Bu tartışma benim için burada bitmiştir. Kendi adıma kısa bir özet yapmam gerekirse; İslam, kendi düzenini korumak dışında hiçkimsenin özgürlüğünü kısıtlıyor değildir -ki sosyal düzeni korumak kadar doğal, "norm"al birşey yoktur. Zaten bir insanın kendi özgürlüğünü sınırsızca yaşamaya kalkışması, toplum düzenini bozması, başka insanların özgürlüklerini ihlal etmesidir -ki var olan özgürlük tanımına da aykırıdır bu. İslam düzeninde herkese din ayrımı yapmaksızın eşit haklar sağlanmaktadır. Fakat dinin kısıtlayıcı olarak algılanmasının temelinde yatan sebep, hak ve özgürlüğü yozlaştırmış, her türlü pisliği, yalanı-dolanı "(sınırsız) özgürlük" adı altında meşrulaştırmaya çalışan zihniyettir. Kaldı ki sınırsız özgürlük oksimoron bir kavramdır. Sınırsız özgürlük değil özgürlük diye birşey yoktur. En fazla "(geniş) imkanlar, haklar" vardır denilebilir. Eğer dinlerden bir özgürlük aranıyorsa zaten her dinsiz, dindar olmayarak "dinden özgür"dür. Fakat "dinden özgürlük"ten gerekli-gereksiz din düşmanlığı ve dine saldırı, hakaret anlayışılıyorsa, kimseye böyle birşeyi "dinden özgürlük" adı altında yapmasına müsaade edilmez.
-
İnsan haklarından anladığınız her türlü pisliği, ahlaksızlığı, doğruluğu ve gerçekliği olmayan şeyleri özgürlük adı altında hoşgören süperneo-liboş zihniyet ise ben öyle hak ve özgürlükleri red ediyorum. Her pislik de hak ve özgürlük adı altında da yamanmaya kalkışılmaz ki. Bu yaptığınız "Hak ve özgürlük" kavramlarının içini boşaltıp yozlaştırmaktan başka birşey değildir. Hak ve özgürlüğün belli başlı kıstasları ve sınırları vardır. Hak ve özgürlük demek liboşluk demek değildir, aklınızda bulunsun. Kadın vücudunun (dikkatinizi çekerim kadın değil) her yönüyle ELİNDE OLMADAN DA OLSA (yaratılıştan) potansiyel bir cinsel obje olduğu gerçeğini fark edemiyorsanız sizin doğal dürtülerinizde bir sorun vardır, bir endokrinologa, psikologa görünmenizde fayda vardır. Aseksüelsiniz diye de herkesin sizin gibi olmasını bekleyemezsiniz. Herkes sizin gibi olmayabilir. Sorunlu olan (doğal olarak etkilenen) bizler değil etkilenmeyen ya da etkilenmiyor numarası yapan sizsiniz. Bununla birlikte kadın kadar baştan aşağı çekiciliğe sahip olmayan erkeklere kadınlar kadar tedbir konulmuyor olması bir erkek şovenizmi değildir. Bu yapılan baskıcılık değil sosyal normları, toplum düzenini koruma adına bir tedbirdir. Siz nasıl bir toplum düzen(sizliğ)i hayal ediyorsunuz? Çıplaklar kampı gibi bir topluluk mu? Her yerde erekte vaziyette dolanan kaslı zenciler falan mı olsun, ne olsun? Böyle bir düzeni savunarak mı gelip benim şeriat düzenime "tu kaka" demeyi düşünüyorsunuz? Israrla hak ve özgürlüğü içi boşaltılıp yozlaştırılmış, liboşlaştırılmış pencereden görmeye çalışıyorsunuz. Herkesin eşit haklara sahip olduğu bir İslam düzeninde bir tek ekstra vergi yüzünden diğer tüm hak ve eşitlikleri perdeleyebiliyorsunuz. Kaldı ki olmayandan birşey almayan bilakis olmayana maaş bağlayan bir düzene diyebiliyorsunuz bunu, e pes doğrusu. Şeriat düzenine laf giydireyim derken birbiriyle çelişkili terimleri de fütursuzca, işkembeden sallamışsınız. Bir karar verin; Monarşi mi? Oligarşi mi? Teokrasi mi? Monarşi olamaz çünkü bizde saltanat yok. Oligarşi olamaz biz de devlet-i aliyye diye birşey yok. Böyle olursa zaten teokrasiye de ters olur zira; teokratik bir düzende ne bir ferdin, ne de zümrenin değil ilahın sözü geçer. Ancak ille de monarşi, diktatör isterim derseniz; kemoşu, oligarşi isterseniz de chp'yi ve onların temsil ettiği elit kokonaları örnek verebiliriz. Sizin gibi yüce(!) egolu, yozlaşmış özgürlük iştahı kabarmış neo-liboşlar standart, minimum düzenlere ancak ortaçağ karanlığı diye çemkirerek eleştiride bulunabilirler. Birgün pasta yerine kuru ekmeğe talim edemeyecek bir zihniyetten kanaat etmesini, egosunu törpülemesini beklemek hata olur sanırım. Liboşa ve liboşluğa prim veren her düzen ise bodoslama denizin dibini boylamaya mahkumdur. Böyle bir düzen Dünya düzenine düşmandır. Böyle bir düzen Afrika'da akbabalara yem olan zenci çocuk dururken California'da köpeğine pasta yedirebilecek kadar adaletsizdir. Var olan kaynakları hiçbir amaç gütmeksizin boş yere çılgınca tüketip heba eden bu liboş zihniyet tehlikelidir. Her an üzerimize saldırabilir. Bunu özgürlükler ülkesi denilen tazmanya canavarı abdden anlamak pek zor olmasa gerek. Bir de buna trdeki liboşların abdci ampul partisine yağ çekmesini eklersek daha net bir tablo ortaya çıkmış olacaktır. İnsanlık ve insanoğluluktan anladığınız yozlaştırılmış, liboşlukla zehrlenmiş hak ve özgürlük anlayışı ise ben almayayım. Ben ideal insan prototipi olan müslümanlığı tercih ederim.
-
Eğer ortada gerçek ve doğru bir kaynaktan gelen ideal bir prototip varsa teslim olmaktan başka ne yapılır? Siz hayatı çok spontane, düzensiz bir şekilde yaşıyor olmalısınız. Yani sizde istikrar ve nizam namına birşey yok. Tekrar etmekten sıkıldım artık; Geminin rotası olmadıktan sonra en iyi dümen çeviren kaptana, titanic gibi bir gemiye sahip olmanız hiçbir kıymet ifade etmez. Balık tutmak "için" denize açılan (ufak da olsa bir amacı olan) balıkçı teknesi yanında sadece gereksiz bir kalabalık ve israfsınızdır. Eşeğe altın semer vurun yine eşektir. Aynı şekilde "insan"a (be careful insanoğlu değil) da semer vursanız yine "insan"dır. Evrenin en geniş mekanı olduğunu biliyoruz da siz yeryüzü gezegeninden ne kadar uzağa gidebildiniz de evrensel oluverdiniz? Henüz Ay'a bile çıkmamışsınızdır? Kaç tane bizlerden farklı yaşam formu tanıdınız da bir "evrensellik" standartı geliştirebildiniz? Yoksa sizinkisi evrensel bir emperyalizm falan mı? Şimdiden tüm evreni dünyalaştırmaya mı gözünüzü diktiniz? Siz var olan gerçeklikleri red ettikten sonra bu yobazlıkla hiçbir zihinsel devrim yapamaz, dogmalaştırdığınız redciliğinizle ortada kalakalırsınız. Teorilerle zaman harcamak yerine önce bir kanunları kavrayın -ki sonra sıra teorilere gelebilsin. Herşeyi sorgulamaktan kasıt var olan gerçeklikleri göz ardı edip red etmek ise buna sorgulama değil dogmatik redcilik denir. Siz karşınızdakini dogmatik kabulcülükle itham ederken kendinizdeki dünden redciliği göremiyorsunuz. Apaçık gerçeğe bile teslim olmayı red ettiğiniz için siz bir DOGMACISINIZ. Şu halinizle sizin gelişmeden, sınırsızlıktan, özgürlükten, akıl vs. den bahsetmeye hakkınız olamaz. İnsanlıkdışından bahsederken var olan gerçeklik ve doğruları red etme sebebiniz olan egonuzu saymışsınız. Bu demek oluyor ki siz insanlıkdışı birisiniz. Siz nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ancak siz evrenin te öbür ucunda yaşıyor izlenimi veriyorsunuz. Bir uğurda savaş vermek ile soykırımı birbirine karıştırmayalım. Zevk için adam öldürmek, işkence etmek ruh hastalığıdır ancak haklı bir davada mücadele vermek ve savaşmak en doğal şeydir. Hiç kimse savaş etmek istemez, kimsenin savaşa meraklı olduğu yok. Ancak eğer insanlar bazı gerçekleri seve seve kabul etmek istemiyorlarsa öpüle öpüle kabul etmeye zorlanınca da "öptü" diye çemkirme hakkına sahip değildirler. İnsanoğlunun doğumunda ve ölümünde insiyatif sahibi olmadığı gerçeğini sonunda idrak edebildiğinize göre edilgen olduğunu ve etki edenin olduğunu da idrak etmiş olmanız gerekir. Ortada bir etki eden olduğuna göre, yaşam adıyla bizlere verilen bu sermayeyi iflas edecek şirkete kaptırmak yerine "geleceğe" yatırım olarak değerlendirilmesi gerektiği gerçeğini de kavramış olmanız gerekir. "Kimsenin kimseye kulluk etmeyeceği düzen" diye sunulan ancak herkesin birbirinin kurallarına tapınacağı süperneo-liboş düzende kula kulluğun padiŞAHı olacaktır. Yüce(!) egosunun kabarık iştahı sebebiyle standart, minimum ihtiyaçlara kanaat edebilen düzenlere "yüce(!) ego standartları enstitüsü"nün altında demek yerine insanlıkdışı denmesinin sebebi ise herşeyi, her türlü pisliği, ahlaksızlığı özgürlük adı altında meşrulaştırmaya çalışan, zihinsel devrim dediği süperneo-liboş mantalitesindendir.
-
Teşhircilik, bedeni pazarlamaktır, açmak, göstermektir. Amaç teşhir dahi olmasa insanları rahatsız edeceğinden yasaktır. Herkese aynı ölçüde değer verilmez. Dürüst bir insan ile sahtekar bir insana aynı muamelede bulunur musunuz? Evet bizde ayrımcılık var ancak bizimkisine pozitif ayrımcılık denir. Zira insanları seçemediklerinden (renk, ırk vs.) ötürü değil seçebildiklerinden (din, felsefe, ideoloji vs.) ötürü ayırıyoruz ve normal, doğal olanı da budur zaten. Tıpkı sizin dindarları ayırmanız gibi. Düzeni değiştirmeye kalkmanız suçtur. İfade özgürlüğü ile çirkeflik yapıp insanların değerlerine saldırmayı birbirine karıştırmayın. Eğer amacınız gerçeği kavrayabilmek ise efendi efendi gelir aklınızdaki soru işaretlerini ortaya döker ve cevaplarınızı alırsınız. Olmadı zaten böyle platformlarda şansınızı denersiniz. Bilimin yasak ağaç olmadığını Adem ve eşinin meyvayı yedikten sonra "cinsel bilinç"lerinin açılmasından anlayabilirsiniz. Bununla birlikte İslam'da engiziyon mahkemesi olmayıp galileo'lar idam edilmediğinden bilakis birçok bilimadamı çıkardığından bilimi şeytan işi görmediğini de anlayabilirsiniz. Şeytanın işi insanlara boş boş kuruntular, şüpheler vermek ve kötü şeyleri akla düşürmek ve telkin etmektir. Kimsenin domuz yemesine, içki içmesine karışılmıyor ancak sizin gibi sırf kıllık olsun diye muhalefet yapan antici liboşların sabırlı ve anlayışlı olması bekleniyor. İlla ki anticilik için havadan nem kapmaya çalışanlara da gerekli yaptırımlar uygulanır. İnsan hakları mahkemesi denen zırvaya da esaslısından bir hassektör çekilir. Böyle anticileri iple bağlayan yok, beğenmiyorlarsa beğendikleri bir yere göç ederler, olur biter. Eceli gelen hariç birkaç saat aç ve susuzluktan da kimse ölmez. Gerekli depolama yapılırsa hiç sıkıntı çekmeden, rahat bir şekilde iftara çıkmak mümkün olabilir. Bununla beraber rahatsızlığı olan rahatsızlığı olduğu zaman orucunu erteleyebilir.
-
Sizin prototipin ne olduğundan da mı haberiniz yok? Prototip bir örnektir. Muhammed bizler için bir prototiptir. Siz ise çağrısını yaptığınız zihniyetin bir prototipisiniz ya da henüz olmayan ancak olunması gerektiği düşünülen ütopik bir insanı oluşturmaya çalışıyorsunuz; ideal insan olduğunu düşündüğünüz "evrensel-insan" prototipini oluşturuyorsunuz. Seçimi kişiye bırakıp bırakmamak sizin yaptığınızın bir prototip oluşturma olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Siz kendi keyfinizce bir put oluşturuyorsunuz ve cahiliye putperestleri gibi bu ilahlaş(tırıl)mış insan modeline tapınıyorsunuz. Tıpkı bugünkü kemoşçuların oluşturduğu kemoş prototipi gibi. İşte ilah yaratma dediğiniz şey böyle birşeydir. Önce bir kendinize gelin evrensellik nedir? Kaç tane galaksi, gezegen gördünüz de evrensellikten bahsediyorsunuz? Nedir bu evrenselliğin açılımı? Şu ikide bir sayıkladığınız insandışı ve insanlıkdışılarına da bir açılım getirin. İnsandışı dediğimiz zaten insan olmayan herşey için geçerlidir. Fil, ayı, kedi, köpek vs. bunu pek açmaya gerek yok. Ancak insanlık algınız ne ki ona göre insanlık dışı dediğiniz de nedir? Düşük standartlarda yaşayan köyümün memo emmisi California'nın george'una göre insanlık dışı bir hayat mı yaşıyor? Bunu belirleyebilmek için önce standart, en minimum insan tipini belirlememiz gerekecektir? Şu halde soruyorum; Standart insan nedir? Kimdir? Ve bu standartın altı, üstü nedir, kimdir? Yahu doğa kanunlarının boyunduruğunda olduğunuz fark edemeyecek kadar da mı algılarınız kilitlenmiş? üstünüzdeki olabilecek potansiyel güçleri fark edebilmeniz için önce doğadaki zavallı konumunuza bir dönüp bakmalısınız. Aksi halde böyle başka güç, irade yok diye sayıklamaya devam edersiniz. Korkunun temeli bilgisizlik değil, bilakis başına neler geleceğinin bilgisidir. Fakat bir de yersiz korkular vardır ki o da insanların benliklerinin törpüleneceği, yontulup en aza indirileceği korkusudur. Herşeyin başı ve her insanın amacı da egosu değil mi zaten? Ego insana herşeyi yaptırabiliyor; Doğru ve gerçekleri, hak ve adaleti çiğnetebiliyor. Ego insanı kusurunu görüp teslim olmaktan da alıkoyabiliyor. Delilleriyle suçunu yüzüne dahi vursanız inkar ettirebiliyor. İnsanın en büyük putu; yüce(!) ego! İnsanların bu put için herşeyi istisnasız yapmaları kulluktur, iradesizliktir, zavallılıktır. Oysa biz zaaf sahibi değiliz, güçlüyüz, irade sahibiyiz ve böylece de özgürüz. İnsanoğlu kendi benliğine tapınmaya devam ettiği sürece, herkesin içinde farklı bir ses, herkesin içindeki ego putundan bir vahiy çıkacak ve böylece de her zaman kan gövdeyi götürecek ve sürekli bir istikarsızlık olacaktır. Oysa kimsenin kimseye kulluk etmediği; en üstün gücün, iradenin yönetiminde gerçek ve doğrulardan oluşan tek tip, tek düzen tüm sorunları bertaraf edecektir.