Jump to content

Predictor

Üyeliğini sildirmiş kullanıcı
  • İçerik sayısı

    158
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    3

Everything posted by Predictor

  1. @Emre_1974tr Bir hafta önce, bu forumda gezinirken, yazını okudum. Bununla ilgili, zaman darlığı nedeniyle sana o zamandan beri aklıma gelen ve soramadığım bir soru soracağım. Soruma cevap vermeden önce, bir düşünce deneyi yapman gerekir. Bu düşünce deneyi şu şekilde: 12 yaşındaki iki çocuk (bir kız ve bir erkek) dışında tüm insanların öldüğünü hayal et. Birdenbire bu 2 çocuk dışında herkes gitti. Tabiri caizse, bu dünyadaki tek insanlar onlardır. Bu çocuklar daha önce hiç din dersi almamışlar ve bir yaratıcıyı hiç duymamışlar! Doğal içgüdülerini takip ederler ve çocuk sahibi olurlar. Ve onların çocuklarının da çocukları olur vesaire. Sonuç olarak, önümüzde büyük bir aile var. Şimdi soruma gelelim: Ne düşünüyorsun, yaratıcı hala var mı, yok mu? Ve eğer soruya, evet, yaradan hala var olduğu şeklinde cevap verirsen, sormak isterim ki, yaradan bu insanların zihinlerine nasıl ulaşabilir? Bu soruyu cevaplamak için istediğin kadar zaman ayırabilirsin!
  2. @Cougar Sana yardimci olmak isterim sorunu sor. Soruna gore cevap veririm. Ne yani, hepsi bu mu? Öyleyse, sana tavsiyem: Kısa donunu giy, kendine bir bardak süt doldur, bilgisayarın başına otur ve online oyunu oyna! Geleçek için: Burası ağır siklet. Ağır siklette ağır abiler yazar. Ağır abilerin yazdığı yerde parmaklarını klavyeden çek. Ya da ağır abi gibi davran!
  3. @Cougar Virusler yoktur diyecek kadar salaksan, sana cevap vermeye vakit de harcanmaz. Bana neden salak olduğumu açıklamak zorundasın! Entelektüel gevezelik benim için yeterli değil. Cesaretin varsa, neler bildiğini göster. Hadi, saçmalıklarını göster de göreyim!
  4. Değerli forum üyeleri, Yeni Tıp'ta Terapi Yeni Tıp'ta hasta, kendi etrafındaki sürecin ve organizmasının mutlak patronudur. Kendisi için neyin gerçekten iyi ve doğru olduğunu yalnızca kendisi bilebilir, kendisi için gerçek sorumluluğu yalnızca kendisi alabilir. İlk olarak, hasta bağlantıları anlamalı veya kendisine açıklanmalıdır. Vücutta neler olup bittiğini anlamak, ilgili kişi için en önemli şeydir. Korku ve panik, iyileşme yolundaki en büyük engeldir. Eğer kişi iyileşme fazının iyileşmenin bir parçası olduğunu ve bunun geçeceğini bilirse, şiddetli ağrılara bile katlanabilir. Daha sonraki adım bir belirtinin, örneğin belirli bir kanserin, fiziksel sebebine bağlı olarak biyolojik doğasının anlaşılmasını sağlamaktır. Kapsamlı tıbbi öykü ile birlikte hastanın hala çatışma-aktif fazında mı yoksa iyileşme fazında mı olup olmadığını belirlemek için yaşamsal önem taşır. Eğer hala aktif fazdaysa, odaklanılacak şey orjinal DHS’i belirlemek ve çatışmayı çözmek ile ilgili strateji geliştirmektir. Hastayı iyileşme fazının belirtilerine ve olası komplikasyonlar için hazırlamak çok önemlidir. Bu belirtiler oldukça öngörülebilirdir! Dr. Hamer'ın araştırmaları bize bu bilgiyi olağanüstü detaylı bir şekilde sunmaktadır. Çoğu semptomlar sadece iyileşme evresinde ortaya çıktığı için, tedavi genellikle gereksizdir. Ameliyatlar ve ilaçlar (kemoterapi hariç) prensip olarak reddedilmemektedir. Çatışmaların %10'u dışında hiçbir ilaç tedavisine gerek yoktur, olayı uzatır ve mikropların yardımıyla gerçekleşen doğal iyileşmeyi kesintiye uğratır. Elbette, modern kaza tıbbı da kesinlikle iyidir. Örneğin bağırsak tıkanıklığı durumunda cerrahi müdahale mantıklıdır veya bir tümör çok büyür ve diğer organlara baskı yaparsa. Çatışma çözümünün işe yaramadığı ve diğer tüm seçeneklerin tüketildiği durumlarda yapay kalça kullanımı gibi katarakt ameliyatı da faydalıdır. Morali ve vücudun kendi kendini iyileştirme gücünü güçlendiren tüm önlemler de faydalıdır. Hasta ve terapistin, doğanın işini kolaylaştırıcı olarak birlikte çalışması ile iyileşme süreci, her iki taraf için de harika ve hayat dolu bir süreç olabilir. Herşeyden önce ailenin ve dostların ilgisi ve desteği, sevilen birinin bu zaman zarfında alabileceği en değerli armağandır. Dr. Hamer bundan HASTANIN ETRAFINDAKİ DANS olarak söz etmeyi severdi – Yeni tıp terapisinin ruhu daha iyi tanımlanamazdı. Hamer'ın bulguları güvenilir bir sistemle bizim sadece hastalıkları anlamamıza değil, aynı zamanda tüm hastalıkların her birinin belirtilerini ve gelişimini öngörmemize de olanak sağlar. Bu gerçek koruyucu tıptır. Gerçek koruma bir hastalığın gerçek sebebini anlamayı gerektirir. Bu bilgi güçten daha fazla bir şeydir, hayatları kurtarabilir. Terapide neye konsantre olmamız gerekiyor? Semptomun üzerine mi (geleneksel tıp'ta olduğu gibi) yoksa Sebepin üzerine mi? Tabii ki sebepin, yani çatışmanın tesbitine ve çözümlenmesine konsantre olmamız gerekiyor! Dünyada hiç bir ilaç ve hiç bir cihaz, bir çatışmayı ''ortadan kaldıramaz''! Not: Hasta yeni tıbbı anlamazsa veya anlamak istemezse, terapinin davamı anlamsızdır. Herkes dilediği terapiyi alır. En iyi arkadaşın bile olsa, bir hastaya asla yeni tıbbı zorlamamalısın. Bu sadece sorunlara, vicdan azabına ve genellikle de başarısızlık ve ardından gelen suçluluk duygularına yol açar. Bu, kendi içinde biyolojik bir çatışmayı tetikleyebileceğin anlamına gelir!
  5. Aynen!
  6. @BillGates Ben Geerd Hamer'in 'öğrencisiyim', bilimsel kitaplarından öğrendim. Hamer'in keşfini anlamam üç ayımı aldı. Ve her şeyi anlamam 3 yılımı aldı, pazartesiden cumaya günde 8 saat, tatiller hariç! Özel programlar İşte bu özel programların çoğu kişiye tanıdık gelmesi gereken bazı örnekleri: Kesik durumunda, beynin otomatik kontrolü özel bir programı harekete geçirir, yaralı dokuyu onarmak için. Onarımın sonunda, sadece bir yara izi bize kesiği hatırlatır. Vücut çok fazla soğursa, ısı üretmek için özel titreme programı devreye girer, ısı üretir. Titremenin amacı vücudun çekirdek sıcaklığını korumaktır. Sadece limon gördüğümüzde ağızdaki tükürük bezlerinin özel programı devreye girer. Tükürük bezleri daha sonra asidi seyreltmek için çok hızlı bir şekilde çok fazla tükürük üretir. Bazı insanlar için limonun fiziksel olarak orada olması bile gerekmez, limon demek yeterlidir. Hiç limon yememiş bir kişide özel bir program devreye girmeyecektir, çünkü bilgi (limonun asitliği) henüz hafızasında kaydedilmiş değildir. Gözyaşı bezlerinin özel programı, örneğin soğan keserken etkinleştirilir. Soğan kesme sırasında enzimler amino asidi parçalar, bu buharlaşır ve böylece göze kaçar. Tahriş edici maddenin gözlerden dışarı atılması için gözyaşı bezleri harekete geçer. Hapşırma programı, diğer şeylerin yanı sıra, toz parçacıkları veya kir burna girdiğinde etkinleştirilir. Hapşırma, partiküllerin solunum yollarına girmesini engeller. Biz insanların aşina olduğu bu özel programlardan en başta bahsettim ki otopilot tarafından kontrol edilen özel programların prensibini anlayabilirsin diye. Eğer prensibi anladıysan, daha sonra Anlamlı Biyolojik Özel Programları ya da bizim "hastalık" veya semptomlar olarak ne anladığımızı daha iyi anlayacaksınız. Anlamlı Biyolojik Özel Programlar Nedir (SBS)? Bunlar yukarıda bahsedilen özel programlarla aynı şekilde çalışır. Bu özel programlar Dr. Geerd Hamer tarafından keşfedildi. Dr. Hamer bu Anlamlı Biyolojik Özel Programları bulgularını Yeni Tıbbın 5 Bioyolojik Yasası olarak adlandırdı. Dr. Ryke Geerd Hamer Kimdir? Dr. Hamer tıp, fizik ve teoloji okudu, 1972'de iç hastalıkları uzmanı oldu ve Üniversite Hastanesi'nde dahiliye uzmanı olarak çalıştı. Tübingen'de uzun yıllar kanser hastalarıyla ilgilenmiştir. Dr. Hamer, tüm bu sözüm ona "hastalıklar" denilen şey, aslında kendini korumaya yönelik doğal programlar olduğunu keşfetmiştir, bu, tetikleyici uyaranın veya onun deyimiyle biyolojik çatışmanın aşamasına ve içeriğine bağlı olarak belirli organik ve psikolojik semptomlar üretir. Doktor Hamer Anlamlı Özel Biyolojik Programları nasıl ve ne zaman keşfetti? 18 Ağustos 1978 tarihinde, Hamer'in oğlu Dirk, Cavallo'da (Korsika) tatildeyken, İtalya'nın Savoy Prensi Emanuel tarafından yanlışlıkla kurşunla vuruldu. Dirk Hamer hayati tehlike arz eden yaralanmalara maruz kaldı ve (birkaç acil ameliyatın ardından) üç ay sonra babasının kollarında öldü. Hamer bu süre zarfında testis kanserine yakalandı. Daha önce hiç ciddi bir hastalık geçirmediği için, kanserinin gelişiminin oğlunun şok kaybıyla bağlantılı olabileceği düşüncesi aklına geldi. İyileştikten sonra bu soruya açıklık getirmek istedi. O sırada Münih kanser kliniğinde kıdemli hekim olarak çalışıyordu. Burada çatışma benzeri bir şok yaşayıp yaşamadıklarını görmek için hastalarını muayene etme fırsatını buldu. Hastalarına kanserin başlamasından kısa bir süre önce yaşadıkları şok deneyimleri hakkında sorular sordu ve istisnasız olarak aradığı şeyi buldu! Bütün incelenen vakalarda istisnasız olarak böyle bir şok meydana gelmiştir ve tüm hastalarda, kanserin o andan itibaren büyümüş olması gerektiği yeniden yapılandırılabilir. Keşiflerini tıbbi bir tartışmaya sunmak istediğinde, klinik yönetimi tarafından kendisine seçim hakkı tanındı, ya klinikten ayrılma ya da yeni teorilerinden "vazgeçme" seçeneğini sunuldu. Hamer klinikten ayrıldı. Hamer, Ekim 1981'de bulgularını habilitasyon tezi olarak incelenmesi ve onaylanması için Tübingen Üniversitesine sundu. Makalede, Hamer'ın kanser bulgularını doğrulayacak yaklaşık 200 vakaya atıfta bulunulmuştur. Tek bir vakayı bile incelemeden, Mayıs 1982'de tez reddedildi. Hamer daha sonra Tübingen Üniversitesi'ne dava açmıştır. 1986 yılında Mahkeme, Tübingen Üniversitesi'nin habilitasyon prosedürüne devam etmesine karar verdi, ancak bu karar hala üniversite tarafından bugüne kadar reddetilmiştir. Üniversiteler tarihinde eşi görülmemiş bir durumdur bu. Benzer şekilde resmi tıp da, hem bağımsız hekimler hem de profesyonel kurumlar tarafından bilimsel olarak 30 kadar doğrulamaya rağmen bulguları onaylamayı reddetmektedir. Aynı zamanda Dr. Hamer'ın hekimlik ehliyeti, standard tıp ilkelerine uymayı reddettiği gerekçesiyle elinden alındı. Yine de çalışmalarını sürdürmeye kararlıydı. 1987'de çalışmalarını hemen hemen tıpta bilinen tüm hastalıklar kapsamında genişletebilmişti. Başlangıçtaki 200 hasta, Hamer'ın 2017'deki ölümüne kadar 40.000 hastaya ulaştı ve değerlendirildi ve tek bir istisna bile bulunamadı! Hamer'dan önce bile kanserin psikolojik tetikleyicileri olabileceğinden şüpheleniliyordu. Hamer'in keşifle birlikte ilk kez bilimsel kanıt elde edilmiş oldu. Hamer tarafından keşfedilen bu yasalar, biz onları bilsek de bilmesek de, onlara inansak da inanmasak da işlemektedir. Bunlar insanlar, hayvanlar ve değiştirilmiş bir biçimde bitkiler için de geçerlidir. Tek sınırlama, yaralanmalar, yanıklar, radyasyon, zehirlenme ve eksiklik hastalıklarıdır (örneğin C vitamini eksikliğine bağlı iskorbüt hastalığı). Anlamlı Biyolojik Özel Programlar 3 düzeyde senkron çalışır Ruh, Beyin ve Organ eşzamanlı olarak çalışır. Ruh = 1. düzey Beyin = 2. düzey Organ = 3. düzey Örneğin sadece gördüğümüz limon: Programcı bilgiyi (limon) alır = 1. Programcı düzeyi Otopilot tükürük bezlerine sinyaller gönderir = 2. Beyin düzeyi Tükürük bezleri tükürük üretir = 3. Organ düzeyi Hastalığın kaynağı beyindedir Dr. Hamer ''her hastalığa'' kişiyi tamamen hazırlıksız yakalayan bir çatışma şokunun sebep olduğunu belirlemiştir (1. Biyolojik Yasa). Dr. Hamer, oğlunun anısına bu beklenmedik stresli olayı Dirk Hamer Sendromu ya da DHS olarak adlandırmıştır. Ayrıca Dr. Hamer, bir çatışma şokundan (DHS) sonra vücudun otomatik olarak kalıcı strese (sempatokoni'ye) geçdiglini ve çatışmanın çözümlenmesi (vagotoni) halinde her hastalığın iki faz halinde ilerlediğini keşfetmiştir (2. Biyolojik Yasa). Daha fazla bilgi için: https://learninggnm.com/documents/i_sbs_turkish.html Bu link'de 30 PDF Datayı var. İngilizce biliyorsan, ana sayfaya git! Caroline Markolin, Hamer'in öğrencisiydi. Çeviren: Nermin Uyar'dır. Hamer'in bulguları alternatif tıp değildir, gerçek bilimdir! Benim için Hamer, tüm zamanların en büyük tıp bilimcisi ve aynı zamanda SONUNCUSU!
  7. @pigeon Ya burada yazdıklarımı tersine çevirmeye çalışıyorsun ya da mantığını kullanmıyorsun! Biramayası ile ekmek yapmadın mı? Yoğurt mayalamadın mı? Konserve yaparken ısıtmadan kapat kavanozları bakalım ne oluyor? Gıda zehirlenmeleri neden oluyor? Örneğin botoks denilen şey bakteri zehri. Burada tanımladığın şeye eksojen (dışsal) denir! Ve böyle bir şey olmaz diye hiçbir yere yazmadım! Örneğin, bakteriler cesetlerde de, oksijen yokluğunda tehlikeli toksinler üretebilir. Kuduz mikrobunu beyine şırınga etmek gerekmiyor. Kuduz olan herhangi bir hayvanın ısırması yetiyor. Bu bilimsel çalışmayı görmek istiyorum? Bir hayvanda 'kuduz' dediğimiz şey ağızdan köpük gelmesidir. Ama bu köpüğün biyolojik bir anlamı var. Örneğin, bir yıl önce, köpeğimin ağzında köpük vardı. Çıplak elimle sildim, çünkü doğada bulaşma olmadığını biliyorum! Doğa açısından bakıldığında, buna anlamlı biyolojik özel program denir. İnsanda yaklaşık 175 biyolojik özel program vardır. Bu programlar iki fazda çalışır: birinci faz soğuk, ikinci faz sıcaktır. Soğuk faz aktif fazdır ve sıcak faz devre dışı (deaktif) fazdır. Devre dışı faz herkes tarafından bir 'hastalık' olarak bilinir. Bu aşamada, organizma kendini onarmalı, hücreleri parçalamalı (ör. tüberküloz böyle bir fazdır), hücreler oluşturmalı (ör. mukoza zarının yeniden oluşturulması) vb. Köpeğim, eşim ve benim hekime ihtiyacımız yok. Terapiyi ben yapıyorum. Ben bir doğaterapistim. Tek ihtiyacımız acil tıp: Yaralanmalar, yanıklar ve radyoaktif radyasyon için.
  8. @pigeon Bilimsel çalışma çok var. Ararsan bulursun. Tıp biliminin varlığından bu yana, tüm önemli bilimsel çalışmaları okudum. Örneğin, Louis Pasteur ve Robert Koch'un dolandırıcı olduğunu. Louis Pasteur bilimsel bir sahtekardı: Bu, 90'lı yılların başında gazeteler tarafından ilan edildi. Enfeksiyon teorisinin kurucusu ve kuduz aşısının mucidi olan Pasteur, deneylerini her zaman sonuç fikirlerine karşılık gelecek şekilde büktü. Sadece 'bulaşıcı' materyali doğrudan test hayvanlarının beyinlerine enjekte ederek 'kuduz' üretebildi. Ancak o zamanlar çok az insan bu gazete haberini not aldı ve düşündü. Ve Robert Koch'un 1882'de siyasi otoriteler adına geliştirdiği dogmayı (bilimsel sahtekarlık yoluyla ) daha da ileri götürmek için, hastalıkların mikroplar ve virüsler tarafından bulaşabilirliğini icat ettigini. Ama sen o görüntülerede sahte diyeceksin. Tek yapacağın şey mikroskop alıp bakmak . Sadece mikroskopda yetmiyor onu görünür hale getirmek için boyaman lazım. Şeffaf sonuçta çoğu. Evet sahte. Fotoğrafların çoğu renkli. Bu, tasarımcıların iş başında olduklarının kanıtıdır, çünkü elektron mikroskobik fotoğraflar her zaman siyah beyaz görünür. Örneğin, sözde HIV, kızamık ve çiçek virüsü görüntüleri, altyazılarda da belirtildiği gibi, virüslerin içinde bulunması gereken hücreler oldukları. Yani hiçbir şey izole edilmedi. Fotoğraflar hücreleri ve her türlü tipik endojen maddeleri göstermektedir. Bu yapılar iyi bilinir ve örneğin hücrelerin içinde ve dışında taşımada kullanılır. Örneğin, kabakulak ve kızamık 'virüslerinin' kopyalarında, sadece maymunlara bulaşma girişimlerine (1934), kuluçkalık yumurtadaki 'virüslerin' üremesi ve izolasyonuna atıfta bulunulmaktadır (1945) ve hücre kültürleri (1954 ve 1955), ancak virüs izolasyonuna dair hiçbir atıf bulunamamıştır! Bakteriler bağımsız canlılardir. Endojen protein molekülleri (diğer şeylerin yanı sıra) ülserleri, cildi ve cildi yeniden inşa eder, mukoza zarları yardımcı olur. Onları gördüğümüz gibi bir tür dost 'katalizör' gibi görünüyorlar, kimyası: sadece varlıklarıyla hareket eden, ancak kimyasal olarak hareket eden maddeler süreç değiştirilemez. Sana tavsiyem fazla televizyon izleme, televizyon gerçek değildir. Televizyon bir eğlence parkı. Televizyon bir sirk, bir karnaval, akrobatlar, hikaye anlatıcıları, dansçılar, şarkıcılar, anormallikler, aslan terbiyecileri ve sporculardan oluşan bir topluluktur. Tele: Uzak Vizyon: a. Dini bir deneyim olarak doğaüstü görünüm, b. optik halüsinasyonlar, c. gelecekle ilişkili olarak tasarlanmış görüntü (bunları Almanca olan yabancı sözlükden aldım).
  9. @pigeon Bulaşıcı tabi. Bağışıklığın yoksa hastalığa yakalanırsın. Bu bilimsel çalışmayı görmek istiyorum? Sana bir tüyo vereyim: Doğada böyle bir şey yoktur ve asla olmayacaktır!
  10. @kavak Ben seni yukarıdaki cevabımla küçümsemiyorum! Yukarıdaki cevabımı düşünürken egonu cebine koy.
  11. Değerli forum üyeleri, size prim veriyorum, konuyu sözde patojen olan bakterilere kadar genişletiyorum. Konum, sözde patojen olan virüsler ve bakteriler!
  12. @pigeon Mikroskop altında görülebilir, bu ne anlama geliyor, bulaşıcı mı? Hayır!
  13. @Deadanddark Sende bir gariplik var ama dur bakalım belki bulacağım. Gariplik sende. Yukarıda yazdıklarımı okusaydın, cevabımı anlardın. Diğer şeylerin yanı sıra, yukarıda yazdıklarımı 'anlaşılır bir dille' sana söyleyim: Kara deliklerle ilgili halüsinasyonları görenler, sadece 4 piksel resim gördüklerini söylüyorlar. 4 pikselde ne görebilirsin? Kim, ne zaman, nerede ve nasıl cisimlerin yaydığı ışıkları görmüştür? Böyle bir şey yok, böyle bir şeyi görünür kılmak mümkün değil. Böyle bir teknoloji yok ve asla olmayacak! Bunları yukarıda yazmama rağmen, bana şu şekilde geliyorsun: ikili sistemler halinde yıldızların dansı, Galaksimizin merkezindeki iri yıldızlar neden böyle garip davranır sence. Sonra sizi görmediğimi yazıyorsun. Pardon, ama kara deliklerle ilgili halüsinasyonlara ihtiyacım yok. Kara deliklerin var olduğunu siz kanıtlamak zorundasınız. Bana kara deliklerle ilgili bilimsel çalışmaları göster, görmek istiyorum? Bilimsel çalışmanın dışında, artık bu konuda cevap vermeyeceğim!
  14. @kavak Komik olabilirim, sorun deĝil. Halbuki o baglantıda gayet detaylı bir şekilde açıklama yapılmıştı. Beni anlamadın, değil mi? Komikliğin: 2019'da Spektrum dergisinde de çıkan kara deliklerle ilgili haberi okumasaydım, '2019'da sansasyonel bir resim Kara Delik sunuldu' diye yazmazdım!
  15. @BillGates Virüslerin gerçek olmadığını ve hatta bulaşıcı hastalık diye bir şey olmadığını iddia ediyorlar. Mantık hatanı görüyor musun? Bak, sana gostereyim: Var olmayan virüsleri ve bulaşıcı hastalıkları var olduğunu iddia etmek mümkün değil! Anlamadıysan, işte daha da kolayı: Sadece virüslerin ve bulaşıcı hastalıkların var olduğunu iddia edebilirsin! Ve eğer hala anlamadıysan: Ben virüsler ve bulaşıcı hastalıklar olduğunu iddia etmedim. Virüsler hakkında halüsinasyonları olanların iddia ettiği şey budur.
  16. @kavak Komiksin, en üstte ne yazdım? Gercekten, 10 Nisan 2019'da 'sansasyonel bir resim' Kara Delik' sunuldu. Bağlantılara tıklamıyorum, bunu daha kaç kez söylemem gerekiyor?
  17. Peki ya yıldızlar orada birşey varmış gibi davranıyorsa. Oraya birşey koymalisin. Sence orada ne var? Hiçliğin içinde olamaz, öyle değil mi? Tabii ki mekan var! Sen neyin içindesin, hiçliğin içinde misin? Senin organizmanın bir hacmi var, değil mi? Ve organizmanın hacme (mekana) ihtiyacı var mı? Yoksa matematiksel bir sıfır noktada mısın? Gerisi saçmalık, sadece bana bu konuda bilimsel çalışma getirirsen cevaplayacağım!
  18. Dünyanın en büyük virüsü ise bir çok bakteriden büyüktür. Bu dev virüsleri görüntülemek çok daha kolay elbette. Bugüne kadar sadece bakterilerde, tatlı sulardan tek hücreli yeşil alglerde ve denizden iki ipliksi alglerde virüs olarak adlandırılabilen ve hepsi pozitif rol oynayan yapılar görülmüş ve tespit edilmiştir. 1989 yılında, moleküler biyolog Stefan Lanka, diploma tezinde (Viral istila üzerine araştırmalar, deniz kahverengi alglerde) dev bir virüsü (Riesenvirus) izole etti ve fotoğrafladı, aynı zamanda ilk. Denizden gelen lifli algler ile virüsün sadece olumlu görevleri olan enerji, yapı malzemeleri ve bilgi iletimi gözlemlendi. Aksi takdirde sporlar içeren alglerin sporlar ve gametler oluşur, bu virüsler özellikle algler çok ısındığında sık oluşur. Bu virüslerden bahsetmiyorum, 'patojen ve ölümcül virüslerden' bahsediyorum!
  19. @pigeon bak, seni severim. Beynime gıda olan cevaplar veriyorsun! Ama tıp bilimi seni gerçekten aşar. Ya tıp bilimiyle düzgün bir şekilde ilgilenirsin ya da uğraşmazsın. Benim asıl alanım insan biyolojisi, yandan fizik (doğa) okudum, çünkü benim için insanın temel yüklerden oluşan temel yapı taşları önemlidir. Lütfen zamanımı boşa harcama ve lütfen bunu yanlış anlama! Predictor
  20. @pigeon Virusler elektron mikroskopu ile doğrulanabilir. Olmayan bir şey doğrulanamaz, bu imkansız! Kim, ne zaman, nerede ve nasıl virüsleri görmüştür? Bu bilimsel çalışmayı görmek istiyorum? Bana bunun bilimsel çalışmada tam olarak nerede (hangi sayfada) olduğunu göster, buraya kopyalayabilirsin!
  21. AIDS salgınının ABD'de 1980/81'de eşcinsel erkekler arasında başladığı söyleniyor. Ama o zaman gerçekten başlayan şey, bu hasta adamların daha önce sağlıklı olduklarını, aniden hastalandıklarını ve hastalandıklarını iddia etmişlerdi, neden hasta olduklarını açıklayamadılar. Basitçe bir virüsün olduğu iddia edildi. Oysa aslında erkekler hastaydı çünkü çok farklı inanılmaz miktarlarda ve karışımlarda uyuşturucu (ilaç) tüketmiştlerdi. Hastanede, bunun da ötesinde, onlar tamamen yanlış muamele görerek daha çok zarar verildi. Hekimlerinn feci beceriksizliği daha sonra şu gerçeğiyle örtüldü: Bu uğursuz iki hastalık pneumocystis carinii pnömonisi ve kaposi sarkomu sendrom ve tüm suç yalnızca ve yalnızca sözde 'şeytani' bir virüse itildi. Daha sonra sözde 'patojen' olan bu virüs için dünya çapında hararetli bir arama yapıldı. Bu, bu araştırmacıların o sırada giderek daha fazla fon kesintisi yaptıkları anlamına geliyordu, çünkü araştırmalar 1971 yılında ABD Başkanı Richard Nixon tarafından ilan edilen 'hastalıkla savaş' ile başlayan 'kanser virüsünün' ardından (The War on Cancer) dünya çapında başlatıldı, yine yeni coşku ve yeni finansal kaynaklarla donatıldı. Yeni bir fantom'un peşine düşmelerine izin verildi, sözde tüm insanlığı tehdit eden! Kısacası: Tek bir virüs yok, virüsler halüsinasyonlardır! Koşullar Değerli forum üyeler, tema benim temam. Sorularınızı veya cevaplarınızı cevaplamak için aşağıdaki koşullara sahibim: A, B'den öğrendi, C'nin söylediğini, C'nin D'den duyduğunu ve tıp profesörleri / doktorları / hekimleri şunu ya da bunu dedi, kabul etmiyorum. Ya bu adamları ve kadınları buraya, bu siteye getirirsiniz ya da en azından onların bulgularıyla uğraşmızsınızdır! Diğer (ölmüş/ölmemiş) tıp adamlarının/kadınlarının bilimsel bulgularını kopyalamak serbest, bunu size bırakıyorum. Bilimsel olmayan çalışmaları kabul etmiyorum! Onların bilimsel çalışmalarını burada kısa ve öz bir şekilde basit kelimelerle açıklamanız yeterli. Linkleri, resimleri veya hızlı resimleri (videoları) kabul etmiyorum, yani bağlantılara tıklamıyorum! Predictor, sen aptalsın, saçma sapan konuşuyorsun, tımarhaneden kaçtın, halüsinasyon görüyorsun ve benzeri sözleri kabul ediyorum. Ama bunun neden böyle olduğunu yazmalısınız! Konuyla ilgili duygu dolu da yazabilirsiniz, ancak yalnızca duygularınız gerçekçi kaldığı sürece. Bel hizasının altına inen kelimeleri kabul etmiyorum, bu zaten bu web sitesinin kurallı! Konum VIRÜS! Bu konu hakkında yazmak isteyen herkes objektif bir tartışmaya davetlidir. Predictor
  22. @BillGates Bu da, uçan spagetti canavarının Predictor'a verdiği peygamberliğin en büyük kanıtlarındandır. Vaktim yoktu, şimdi ikinci kısım: Uçan makarna canavarı (Flying Spaghetti Monster, kısa: FSM) 2006 din parodisinde Uçan Makarna Canavarı İncili'nde, evreni 'Işık olsun' ifadesiyle yarattığı söylenen bir god olarak anılır. Yazar Amerikalı Bobby Henderson'dur. Yerleşik dinler örneğini takiben, takip eden yıllarda çeşitli ülkelerde kilise yapıları ve topluluklar kuruldu ve devletin dini ve ideolojik bir topluluk olarak tanınması arandı ve kısmen sağlandı. Pastafaryanizm (makarna ve Rastafari hareketinin birleşimi) bu dünya görüşünün Almanca konuşulan ülkelerdeki adıdır ve üyeleri kendilerine Pastafari adını verir. Uçan Makarna Canavarı Kilisesi Almanya e. V. (KdFSMD), 2011'den beri Almanya'da, 'münhasıran ve doğrudan kilise amaçlarını destekleyen' kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak tanınmaktadır. Bu dinin kurulmasının nedeni, ABD okullarındaki biyoloji derslerinde 'akıllı tasarımın' ('yaratıcının') öğretilmesi hakkındaki kamuoyu tartışmasıydı. O zamandan beri, FSM dünya çapında sempatizan kazandı. Eylem sosyo-kültürel bir fenomen haline geldi. Düzinelerce blog daha geniş dağıtıma katkıda bulundu. Fikrin çürütülmesi için sunulan muazzam ödül parası da bir sansasyona neden oluyor. Yaratılışçı Kent Hovind'in mevcut bir bahsinin parodisini yapan Boing Boing blogu şöyle yazıyor: 'İsa'nın Uçan Spagetti Canavarı'nın oğlu olmadığına dair ampirik kanıt sağlayabilen herkese 250.000 dolar ödemeye hazırız.' - Boing Boing'in 250.000 $ 'lık Akıllı Tasarım mücadelesi Para ödülü o zamandan beri 1 milyon doların üzerine çıktı. Ancak burada amaç sadece böyle bir ispatın imkansızlığı ilkesinin altını çizmektir: İsa'nın Uçan Spagetti Canavarı'nın oğlu olduğu inancı Pastafari inancı değildir. Bu parodi o kadar ileri götürüldü ki, Avusturya'da idare mahkemesi kararı ile bir pastafari, kafasında süzgeçle ehliyet fotoğrafında görünmeyi başardı. İnternette 'pastafari führerscheinbild sieb' altındaki resimleri ararsan, resmi ehliyet ile bulabilirsin! Spagetti canavarı senin 'yaratıcını' da yarattı, ama sen henüz farketmedin. Eğer bu kadar 'zekiysen', hadi tam tersini kanıtla!
  23. İnsanların ürettiği pardon tükürdüğü kitap ve şiirler de beyindeki matematiksel hesaplamalara ve zekaya dayanıyor. Gerçekte, insan ürettiklerini daha önce okuduğu metinlerden ve öğrendiği bilgilerden tükürmektedir. Yapay zeka sistemleri, kendilerini algılamak şöyle dursun, Predictor'dan bile daha iyi, bir çok kitap ve makale hazırlayabilir. Burada yapay zekanın insanlar tarafından programlandığını söylemeyi unuttun!
  24. @pigeon İnterferometreler hakkında bilgim yok ... İnterferometre ve resimler farklı şeylerdir! Bir interferometre ile kara delikleri tespit etmeyi ilk okuduğumda, beynimdeki tüm 'alarm zilleri' çaldı. 'Işık hızında', kabaca biz insanların kullanabileceği tüm teknolojileri düşünmeye başladım, ve Kanada'daki bir sincabın osuruğunu (molekülünü) bulunduğum konumdan tespit etmenin bir teknikle mümkün olup olmadığını kendime sordum? Biraz düşündükten sonra bunun imkansız olduğu sonucuna vardım! Bir avukat arkadaşımla votka masasında otururken ve havadan sudan sohbet ettiğimizde, kara delikler, interferometreler konusu açıldı. Arkadaşım bana bir interferometrenin nasıl çalıştığını ve onunla kara delikleri tespit etmenin mümkün olduğunu teknik terimlerle açıkladı (bilime çok meraklıdır ve çoğu avukat beyin akrobasisinde mükemmeldir!). Beynim dönmeye başladı. Bunun imkansız olduğunu bilgimle ona açıklamaya çalıştım. Bu benim için yeterli değil, bana daha fazlasını anlatmalısın dedi. Anlaşıldı, bana daha fazla zaman ver ve interferometre ile ayrıntılı olarak ilgileneceğim ve bunun neden mümkün olmadığını açıklayacağım. Konu şimdilik bitmişti. Ertesi gün, votkanın etkisi geçtikten sonra kendi kendime sordum, seni aptal, böyle saçmalıklarla uğraşmaktan başka yapacak işin yok mu? İnternette interferometreleri ilk araştırma fırsatı bulduğumda, bir bilim adamının yazdığı bir makale gözüme çarptı. Düşündüm ki, oh, ne şans, saçmalıklarla uğraşmak zorunda değilim! Bu yazıyı arkadaşıma gönderdim ve topu (argümanlarını) iade ettikten sonra, bu top bugüne kadar geri gelmedi! Bu yazıyı kısaca buraya tercüme edeceğim: Görelilik teorisi ve Ana Yasa'nın devlet tarafından ihlali: kanıt 5 2003 yılından bu yana, GOM Görelilik Teorisi projesi, özel görelilik teorisinin eleştirisiyle - tüm ülkelerde ve tüm dillerde - ortaya çıkmış tüm yayınların eksiksiz bir uluslararası dokümantasyonunu oluşturma hedefini kendisine belirledi. Yazarların her gün tutarlı bir şekilde katkıda bulunduğu kritik bir makale sunuyoruz. Projenin 2003 yılından bu yana bir diğer önemli görevi de, Ana Kanunun 5. maddesinin 'Akademik Özgürlük'ün eğitim ve öğretim alanındaki 5. maddesinin 3. fıkrasının ciddi şekilde ihlal edildiğini resmi konuşmalarla devlete bildirmek ve bu ihlallerin ortadan kaldırılmasını istemektir. diğer şeyler -Makale: Görelilik teorisi skandalı: Devlet, Ana Yasa'yı büyük ölçüde ihlal ediyor. Ne yazık ki, 10 yıllık çabalarımızın dengesi ayıklayıcıdır: Sorumlu kamu otoritelerinin hiçbiri sorumluluklarıyla yüzleşmemiştir - özellikle 2009'dan itibaren G.O. Mueller araştırma grubunun dokümantasyonunun 9. bölümünde analiz edilen bir gerçek. Hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir devlette, yürürlükteki yasaların devlet tarafından ihlal edilmesinin cezasız kalması kabul edilemez. Resmi konuşmalarla çabalarımızın başarısızlığa uğramasından sonra, geriye sadece yasal yol kalır: Bilimsel skandal Görelilik teorisi: Tek çözüm yasal yoldur. Kamu hukuku, her bir vatandaşa, bu kompleksteki bazı bireysel davalarda başlattığımız ve gerekirse Avrupa Adalet Divanı'na götüreceğimiz devlet tarafından suistimallere karşı yasal işlem başlatmaları için yasal yollar tanır: Milyar euroluk CERN nötrino deneyinin yanıltıcı resmi yorumu, dolandırıcılık vakası Hafele-Keating deneyi ve halk eğitim sistemindeki eleştirmenleri itibarsızlaştırmak. Eleştirmen Reinhard Rohmer'in Baden-Württemberg Eyalet Bakanlığı'na girişimini de memnuniyetle karşılıyoruz. Devlet tarafından yasadışı davranış iddialarımızın kanıtı olarak, aşağıda G.O. Mueller'in belgelerinden 5 numaralı kanıta atıfta bulunuyoruz ve herhangi bir okuyucunun kanıtları daha fazla bilgi veya kişisel deneyimle desteklemeye katkıda bulunabileceği takdirde minnettar olacağız ve işbirliği için şimdiden teşekkür ederiz: Kanıt 5: Eleştirmenlerin deney verilerine erişiminin reddedilmesi Projemiz, ancak eleştirel yayınların yeniden değerlendirilmesi yoluyla, istenmeyen teorik eleştirilere karşı savunmak için özel bir önlem türünü ortaya çıkarabildi: 'başarı raporlaması' amacıyla verilerin manipülasyonunu gizli tutmak için deney verilerinin basit bir şekilde reddedilmesi. Akademik fizikte, sonuçları teorinin temsilcileri tarafından teorinin büyük onayları olarak açıkça ilan edilen ve alkışlanan ayrıntılı deneylerle ilgilidir. Eleştirmenler orijinal deney verilerini istediklerinde, vaatler, teslim edilmeme, mazeretler, teselliler ve nihayet yalnızca yayınlanan verilerin teslimi ile reddedilirler. Çarpıcı bir örnek, Hafele / Keating'in ünlü atom saati taşımacılığı tarafından sağlanmıştır (rapor 1972).O zamandan beri, akademik 'bilim' tarafından, özel görelilik teorisinin muzaffer bir teyidi olarak kutlandı. İrlandalı eleştirmen A. G. Kelly, 2000 yılına kadar, kaynağını iyi nedenlerle söyleyemediği bu deneyin orijinal verilerini elde etmeyi başaramadı: kaynak koruması. Kelly, gerçek verileri, resmi sevinç raporundan çok farklı görünen bir makalede (www.cartesio-episteme.net/H&KPaper.htm) paylaştı. Kelly'nin örneklerinden biri: Portatif sezyum saatlerin oranı genellikle belirli bir sabit sapma gösterir ve bu da aniden daha büyük sıçramalar yapabilir. 4 saatten birinin (Clock 447) sürüklenmesi 26 nanosaniyeden (saatte) 266 nanosaniyeye sıçradı – Hafele / Keating bu saat için rapor verirken: “no significant changes in rate were found for clocks 408 and 447“. Kelly: “This barefaced manipulation of the data was outrageous.” ('408 ve 447 numaralı saatler için hızda önemli bir değişiklik bulunamadı'. Kelly: 'Verilerin bu çıplak yüzlü manipülasyonu çok çirkindi.') Eğer önemli gerçek verileri otuz yıl boyunca kasada gizlemek mümkünse, o zaman icat edilen neşeli mesaj otuz yıldır sosyal etkisini göstermiştir ve artık internette örgütsel olarak dışlanmış bir eleştiri ile ulaşılamaz. Bastırmaya ve susturmaya başvurmuş bir akademik 'bilim'in temsilcileri zaten Kelly'ye tepki göstermeyecektir. Önemli sonuçların -Michelson/Morley 1881'den D. C. Miller'ın 1927'ye kadar yaptığı interferometre deneyleri- yanı sıra 1919'daki güneş tutulması gözlemleriyle ilgili eşit derecede ciddi kanıtlar, bilim sosyologları Harry Collins ve Trevor Pinch tarafından iki baskı halinde yayınlandı. 1993'ten beri ve ayrıca Almanca çevirisi yayınlandı (Golem: Herkesin bilim hakkında bilmesi gerekenler. Cambridge 1993. 164 S.). Collins/Pinch'in gizli tutulan verilere başvurması bile gerekmiyordu, yalnızca yayınlanan verilerdeki bariz manipülasyonları kanıtlamaları gerekiyordu. – çevirinin sonu – Olmayan kara delikleri tespit edemeyen interferometre hakkında daha fazla kanıt var. Ama bugün artık interferometrenin ayrıntılarıyla uğraşmak istemiyorum, çünkü her şey saçma. Bunu o zaman yaptım ve tespitcilerin sadece halüsinasyon gördüğü sonucuna vardım. Ayrıca kara deliklerin olmadığını ben kanıtlamak zorunda değilim, bunu iddia edenler kanıtlamak zorunda!
  25. @pigeon Hepsi animasyon değil. Kara deliklerle ilgili halüsinasyonları görenler, sadece 4 piksel resim gördüklerini söylüyorlar. 4 pikselde ne görebilirsin? Gerçekten kara!
×
×
  • Create New...