Kovulmuş Üye

Ben ayılardan ümitliyim. Biraz akıllansalar insanlığı yola getirirler. 2 ton basan kol kasları ile insanların yapmak istediği tüm tahribatı engelleyebilirker. Özgüven eksiklikleri var sadece. Ayı diyerek hakaret etmeyi bıraktım bu yüzden. Üzerlerine alınıp özgüvenleri zedelenmesin

Virüslerin yapısına baktığımızda bir RNA dan oluştukları görülmektedir. Bu ilkel yapılı varlıkların çoğalmak için bir DNA ya ihtiyaçları vardır. Kendilerinde bir DNA bulunmadığı için konakçı olarak başka bir canlının DNA sına yerleşirler. Bu yerleşim ile birlikte kendi enzimlerini DNA ya sentezleterek varlıklarını bir üst kompleks düzeye çıkartırlar. RNA nın sentezlettiği enzim ve proteinler konaklanan organizmaya aykırı olduğunda hastalık durumu ortaya çıkar. Ancak uyumluluk söz konusı olduğunda ise beslenme ve koordinasyon ortaya çıkar. Merak ettiğim konu burası. İnsan ve benzeri diğer gelişmiş canlılar da uyumlu RNA virüslerinin kolektif bir çalışma ortamı olabilir mi? Çünkü çoğu canlının enzim ve protein yapısı da bir diğerine uyum sağlamamaktadır. Bilgisi olan yazabilir mi

Uzmanlar doğanın bozulması nedeniyle maynunların evriminin hızlanma olasılığını düşük görüyor. Ancak ben tam tersini düşünüyorum. Doğal ortamların yok edilmesi bazı hayvanların beyinlerinin gelişimini daha da hızlandırabilir. Nitekim kediler, köpekler , ayılar ve tilkiler bunu gösteriyor.

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/12/151225_vert_ear_maymun_tas_alet Kaynak yukarıdaki bağlantıda Taş devrini sadece insanların yaşadığını, taş aletleri sadece insanların kullandığını sanırız. Oysa taşı alet olarak kullanan şempanze ve maymunlar da var. Batı Afrika’daki yağmur ormanlarında, Brezilya ormanlarında ve Tayland sahillerinde arkeologlar bazı taş aletler buldu. Onları özel kılan ne şekilde işlenmiş oldukları değildi. Hatta kabaca bakıldığında alet olduğunu anlamak bile zor. Onları özel kılan şey, Mısır piramitleri kadar eski olmaları da değil. Bu taşların özelliği maymunlar tarafından, şempanzeler, kapuçin ve makak maymunları tarafından kullanılmış olması. Yıllar önce biyologlar alet kullanan tek canlının insan olduğunu düşünüyordu. Bugün ise birçok memelinin, kuşların, balıkların, hatta böceklerin bile yaşamlarını kolaylaştırmak için etraflarındaki bir nesneyi alet olarak kullandığını biliyoruz. Primatların çoğu da alet kullanır. Örneğin 2014’te bir gorilin karınca yuvasındaki karıncaları çıkarmak için bir dal kullandığı tespit edilmişti. Fakat bu canlılar taşları alete dönüştüremez. Oxford Üniversitesi’nden ve Primat Arkeolojisi projesi lideri Michael Haslam “orangutanlar, bonobolar ve gorillerin bitkisel aletler kullandığı görülmüş, ama taş aletlerle hiç görülmemişlerdi” diyor.

Oy verdik düzelmedi zaten sorun bu. Demek ki işe yaramıyor. Sivil toplumun itaatsizliği hepsini dize getirir. Önce şu köle kafasından kurtulmak gerek. Akp nin bugünkü aday tanıtım müziğinde şunu diyor , oy veremeyen iki tarafta da mesul. Bu söz insan haklarına aykırıdır , vicdan ve din istismarıdır. Laikliğe ve anayasaya göre suçtur. Bu şarkıyı söyleyen de suça ortak olmaktadır.

Türkiye'deki cumhur millet kavgası yolsuzluk yapanlarla yolsuzluk yapmak için bekleyenler arasında geçiyor. AKP'nin ne kadar yolsuzluk yaptığı ortada. CHP ise 100 yıldır 60 binden fazla belediye yönettiği halde hani nerede o sosyal belediyecilikleri? Akpden şikayet ettikleri hangi konuda kendi belediyeleri uzak duruyor? CHP nin bir tane bile örnek belediyesi , kent planlaması var mı? CHP nin bir tane bile Avrupa'ya örnek olacak belediyesi var mı? 100 yıldır yönettiği belediyeler bile keşmekeş ve kokuşmuşluk içinde. AKP nin çıkarttığı her hukuksuz kanundan onşar da dibine kadar yararlanıyor. Oy verelim düzelecek diyorlar. Hah oldu , bu güne kadar oy verdik düzelmedi. Bundan sonra önce düzeltsinler sonra oy verelim. Artık böyle..

Filistin İsrail kavgası tecavüz edenlerle tecavüzü savunanlar arasında geçen bir kavgadır. Burada haklı haksız ayırmak saçma olur. Çocuklar üzerinden oynayarak kendilerini haklı göstermeye çalışan müslimalar tecavüzü savunuyorlar. Kendi sözde kutsal kitaplarında ve fetvalarında başka dindekilerin malı, toprağı , canı ve namusu helaldir diye savunuyorlar. Yahudiler ise islamcıların savunduğu bu rezaleti uyguluyor. Şimdi burada mağdur varsa kim söyliyeyim; Üçüncü kişiler asıl mağdur olanlar. Yani Japonya , Türkiye , Fransa gibi filistin israil kavgasında haklı haksız ayrımı yapanlar asıl gerçek mağdurlar olacaklardır. Çünkü taraflardan biri kazansa tecavüz etmeye devam edecekler. Kime? Japonya , fransıza Türkiyeliye...çünkü kutsalları bunu emrediyor. İki pezevengin sermaye kavgasında ayırmaya çalışan kadın en sonunda onlardan birinin sermayesi olur. Başka yolu var mı? Taraf olmak demek , gel bana da tecavüz et demektir. Başka açıklaması var mı? @japansministeryofculture @MEXT @日本文化省

İlliaki bir siyasi partiyi desteklemek zorundamıyız. Anayasa herkes için geçerli değil mi? Hukuk kişiye ve partiye göre değişiyor mu? Anayasal haklarımız oy vermekle mi sınırlı? Temsil yetkisi hukukun üstende mi? Eğer bunlara cevabınız evet ise kime oy verdiğinizin önemi yok. Ama günün birinde mühür başkalarının eline geçerse bağırmak yok. Seçim sonrası da hukukun üstünlüğüne inanmıyorsanız kime oy verdiğinizin önemi yok. Temsil yetkisi sizin tüm insan haklarınızın üstünde ise kime oy verdiğinizin önemi yok. Zararda ortak , kazançta ise yoksanız kime oy verdiğinizin önemi yok. Seçimler açık zarf usulü yapılsın. Zaten halk laçka olmuş.

Tırnaklar glikojen adlı molekül zincirinden oluşmuş kemiksi yapıdır. Saç , tırnak , deri,bağırsak ve mide glikojen molekülünün farklı şekillerinden oluşmuştur. Tırnaklarda oluşan tipik sorunlar sararma , beyazlaşma, soyulma veya kırılmadır. Bunların temel nedeni ilk olarak vitamin eksikliğidir. Eğer ekstra bir tedavi görmüyorsanız başka bir ilacın yan etkisi altında değilseniz tırnaklarınız vitamin eksikliğinden zayıflamıştır. H ve B vitamin kompleksi tırnağın ihtiyaç duyduğu vitaminlerdir. B vitamin kompleksi dediğimiz B1 ,B2,B5,B6,B12 vitaminlerinin karışımıdır. Özellikle kış aylarında meyve sebze ağırlıklı beslenme azaldığından vücut yeterli vitamini alamaz. Bunun etkisini tırnaklara da yansıtır. Sağlıklı bir tırnak için H ve B vitaminleri içeren gıdaları tüketmeliyiz. Ayrıca fiziki etkilerden de tırnaklar yıpranır. Makyaj , aşırı tırnak kullanımı , tırnak yemek, yanlış törpülemek ve sağlıksız manikür nedeniyle mantar oluşumu gibi durumlarda da tırnaklar yıpranmaktadır. Bunun için hijyene önem verip nemlendirici ürünler de kullanılmalıdır. Hatta saf zeytinyağı yada badem yağı ile yağlanması daha da etkili olur. B vitaminleri sadece tırnak değil vücudumuzun diğer fonksiyonları için de gereklidir. Şu gıdalarda bulunurlar. tahıllar, kuru baklagiller, kuruyemişler, karaciğer, kırmızı et, tavuk, balık, sakatat, yumurta, süt ve süt ürünlerinden olan yoğurt, peynir, maya, ıspanak, mantar, brokoli, patates, portakal, limon olarak sıralanabilir.

Filistin Türkiye'nin toprağı olmayı kabul ederse desteklerim yoksa...imde bile olmaz. Varlığımı o şerir Araplara borçlı değilim. Allahları yok mu yardım etsin bize ne.

Yandaş kanallarda ilk ekonomi haberi şu, merkez bankası rezervleri artıyor. Peki nasıl? Dolar bir ayda bir lira arttı. İşte böyle. Sizin cebinizden alıp merkez bankası kendi kasasına koyuyor. Doların ayda bir lira artması demek ,merkez bankasının piyasadan dolar aldığı anlamına gelir. Bu durum maaşlı çalışanların ve emeklilerin cebinden bir ayda 18 dolar eksiltmiştir. 30 milyon çalışan ve emekli var. 30 milyon x18 dolar hesaplarsanız 540 milyon dolar para merkez Bankası tarafından takas edilmiş demektir. Yani banka ha bire para basıyor ve dolar alıyor , bu yaptığım hesap minimum seviyedeki rakam. Daha toplanan vergiler var onları saymadım. Merkez Bankası para basarak karşılığında döviz satın alıyor çünkü ihracat gelirleri ithalatı karşılamıyor. Bu durum vatandaşın cebinden parayı hissettirmeden almak demek. Yaptığım hesap sadece bir aylık döviz kuru yükselişiyle ilgili. Daha bunun 2024 yıl sonuna kadar olan artışları var. 7 yıl öncesi 200 liraya 50 dolar alabiliyordunuz şimdi ise 6 dolar alıyorsunız. Merkez bankası kasasıno doldururken sizin cebiniz boşalıyor. Çünkü borç sizin borcunuz çünkü bunu siz seçtiniz.

Türkiye'de hiçbirşeyin ölçüsü yok ki , çünkü insanlar mantık ile hareket etmiyor beyin çalışmıyor. Tamamen duygusal davranıyorlar. Hani bakanım birisi siyasi bir konuyu hissediyorum demişti ya. İşte onu bilerek kinaye yaparak söyledi. Duygular sadece öfke sevgi arasında gidip gelmiyor , kibir ve nefret de var. Böyle bir toplumda yaşarken uyanık olacaksın. Dürüst olmayacaksın.Tayyip bir açıdan iyi yapıyor. Milleti zayıf yerinden yakalamış iliğini kemiriyor. Paçasından yakalamış insanları sürekli olarak duygularına oynuyor. Bu toplumda akıl mantık veri sonuç sağlamaya kalkarsan linç edilirsin yada alay ederler. Eşitlik kadın erkek arasında da aynen bu duydu seline göre ilerliyor. Bir bakıyorsun kadını palet yapmış koltuğunun altında saklıyor , bir bakıyorsun aynı kadını niye ona buna baktın diye dövüyor. Kadınlar ise yine aynı minvalde 15 yaşına geldi mi erkek diye peşinden koşuyor bir bakıyorsun evlendikten sonra erkeği evde görmek bile istemiyor.

Japonya aya inen beşinci ülkeymiş, oyumu Japonlara vereceğim.

Lafı benden aldın , az önce bunu yazacaktım. Dünyadaki tüm altın beş katlı dört daireli apartman kadar neredeyse

Dünyada geçmişte beri çıkarılmış toplam altın miktarı 201 bin 296 ton olarak hesaplanmıştır. Bunun yanı sıra yer üstü rezervlerde çıkarılmayı bekleyen 3000 ton altın olduğu tahmin edilmektedir. Dünyanın kütlesine oranla yapılan hesaplara göre ise dünyada çıkarılmamış toplam 53 bin ton altın bulunmaktadır. Yani 3 bin ton çıkarılabilir altın iken 50 bin ton yerin çok altında belki mağmada bulunmaktadır. Denizlerde de çözünmiş altın bulunmaktadır ancak onlar çıkarılması imkansız olarak değerlendirilmektedir. Çünkü ayrıştırması maliyet olarak bin kat daha pahalıya gelmektedir. Anlaşıldığı gibi altın rezervlerinin neredeyse tamamı çılarılmış durumdadır. Bitcoin gibi sanal paraların neden icad edildiğini üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz. Çünkü artık madeni altın çok fazla kalmadı. Ama insanların elinde çok aşırı kağıt para var. Yani kağıt dediğime bakmayın banka hesaplarında devlet parası var. Eğer bu paralar başka alanlara yönlendirilmeszse gideceği yer altın olacaktır. Bu da fiyatların en az on katına çıkmasına sebep olur. İşte bu yüzden devletlerin aşırı manüpüle ettiği kendi para birimlerinin bir şekilde farklı alternatiflere yönlendirilmesi gerekiyor. Bunun için sanal para icad edilerek bitcoin gibi varlıklara yönlendirilmesi sağlandı. Ancak filmin sonu yine aynı olacak. Çünkü altın fiziki bir Metal olduğundan manüpüle etmesi çok zordur ve risklidir. İnsanlar sanal paradan altın yatırımına dönüş yapacaklardır. Devletler kendi bastıkları aşırı değersiz parayı değerlendirmek için faiz ve bitcoin gibi sanal paraları altın karşısında baskı aracı olarak kullanmaktadırlar.

Uzaya astronot gönderdik ama daha geçen yıl depremde mazot yok , jenaratör yok , kepçe yok , hastane yok, güvenlik yok, insan yok...meğer sağlam bina yokmuş.. Gerçek gündemimiz deprem olmalı. Muhalefet bunu söylemekten uzak duruyor akşama kadar Erdoğan'ın faaliyetlerini yorumluyor.

Dindarlar arasında erkeklerin sünnet olması bir hayli yaygındır. Penis ucundaki penisi koruyan derinin kesilip atılmasına sünnet olmak deniyor. Sünnet olmak dinler tarihinde Yahudilikten gelen bir adettir. İslami gelenekte Muhammed’in sünnet olmadığı yani sünnetli doğduğu rivayet edilir. Öyle ise sünnet olmak muhammedden önce de var olan bir davranıştır. Üstelik adı üstünde sünnet , farz değil ama farz gibi bütün erkeklere bu yahudi geleneği dayatılmaltadır. SÜNNET OLMANIN AMACI NEDİR Sünnet olmanın sağlıkla ilgili hiçbir amacı yoktur. Tamamen dini inanışlara bağlı olarak cinsel zevki azaltmak ve erken boşalmayı sağlamaktır. Böylece ilişki süresi kısalacak ve eşinizle yatakta geçireceğiniz süre kuş kadar olacaktır. Cinselliğin günah olarak algılandığı Ortadoğu dinlerinde cinsel zevki kısaltıp biran önce boşalmayı hedeflemek için penis ucundaki fazla deriyi keserler. Böylece penis ucu fazla hassaslaşır hemen uyarılarak cinsel ilişkiyi sonlandırır. Bu durum erkeklerde erken boşalmaya sebep olur. Çoğunlukla böyle olmasına karşın istisanalar da vardır. Ama sünnetin mantığı zaten erken boşalmayı sağlamaktır. Erkek egemen Arap toplumlarında herşey gibi cinsel ilişki de erkeğin zevkine göre planlanmıştır. Halbuki kadın ile erkeğin aynı anda doruğa ulaşması gerekir. Aksi halde kadının cinsel hayatı evli bile olsa bekarlık gibi geçer. SADECE ERKEKLER Mİ SÜNNET OLUR Afrika kabilelerinde kadınların da sünnet olduğu yerler vardır. Amaç yine erkeğin sünnet edilmesi ile aynıdır. Cinsel zevki yok etmek. Günümüzde lazer teknolojisi ile çocuklar daha bir aylıkken sünnet ettiriliyor. Bunun insan haklarına aykırı olduğu açıktır. Bir erkek büyüdüğü zaman buna kendi karar vermelidir. Çünkü tıbben hiçbir zararı olmayan bir dokunun kişinin rızası alınmadan kesilmesi yukarıda söylediğim gibi cinsel sorunlara yol açmaktadır. Bebeklerin sünnet edilmesinin tıbben ve hukuken yasaklanması gerektiğini düşünüyorum. Erkek olmanın şartı gibi anlatılan sünnet olma durumunun tamamen bir çevre baskısı haline dönüşmesi de cabası. Aslında erkek olmakla da hiçbir alakası yoktur. Erkekliğe olumsuz katlkıları vardır. İslami açıdan da hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Çünkü Muhammed kendisi sünnet olmamıştır. Madem orada fazlalık deri parçası var. Allah niye yaratmış?

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Epilepsi Epilepsi ya da sara, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluktur. Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin, aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur.[3] Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişinin ağzı köpürebilir veya kişi yere düşebilir. Bu da kemik kırılması dahil bazı fiziksel yaralanmalara sebep olabilir. Epilepsinin sebep olduğu sorunlar genellikle engellenebilmektedir. Nöbetlerin yüzde 70'i ilaç tedavisi ile kontrol altına alınmaktadır. Ameliyat, nörostimulasyon ve diyetler ise diğer tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır. Epilepsi, mutlaka doktora başvurulması ve doktorun gerekli gördüğü sürece kontrol altında kalınması gereken bir hastalıktır. Bu durum, epilepsinin ömür boyu devam edeceği şeklinde algılanmamalıdır. Epilepsinin bazı türleri hasta belli yaşlara geldiğinde kendiliğinden tamamen düzelebilir ve ilaç tedavisine gerek duyulmayabilir. Ancak bu hassaslık derecesine de bağlı olabilir ve ne yapılacağına ilişkin kararı doktor vermelidir.

Toplumda çok yaygın olarak görülen bir zihinsel sorundur. Yazının tamamı aşağıdaki linkte var. https://psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/27/panik-bozuklugu PANİK ATAĞI NEDİR? Temel özelliği, aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Hastalarımızın çoğu zaman “kriz” adını verdiği bu nöbetlere biz PANİK ATAĞI DİYORUZ. Panik Atağı, birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve 10 dakika içinde iddeti en yoğun düzeye çıkar; çoğu zaman 10-30 dakika (seyrek olarak da 1 saate kadar) devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. PANİK ATAĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR? Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma, Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması Terleme, Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma, Soluğun kesilmesi Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma Uyuşma ya da karıncalanma Üşüme, ürperme ya da ateş basması , Bulantı ya da karın ağrısı Titreme ya da sarsılma Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu Ölüm korkusu 1. İlaç Tedavisi: Panik Bozukluğunun tedavisinde, beyin sinir hücrelerindeki bozuk olan hormon faaliyetlerini düzelterek Panik Ataklarını önleyen ilaçlar kullanılmaktadır. Halen, ülkemizde bu hastalığa iyi gelen oldukça fazla sayıda ilaç bulunmaktadır. Doktorunuz bu ilaçlardan birisini seçerek, az bir dozla başlamanızı önerecek ve düzenli kontroller ile dozu gerektiği kadar artıracaktır. İlaç tedavisi en az bir yıl sürdürüldükten sonra yavaş yavaş azaltılarak kesilecektir. 2.Bilişsel-davranışçı tedavi: Bu tedavi yönteminde iki amaç vardır: 1. Hastanın, aslında tamamen “zararsız” olan Panik Atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve hastanın bu belirtiler ile korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır. 2. Panik Atağı geleceğinden korktuğu için tek başına bulunmaktan kaçındığı yer ve durumlarla aşamalı bir şekilde tekrar tekrar karşılaştırılması, böylece korkularının“üstüne gitme”si sağlanarak korkularını yenmesi amaçlanır. Bu tedavide doktor hastasına dışarıya çıkma, pazara gitme, taşıt araçlarına binme gibi hastanın, korku ve Panikleri nedeniyle yapamadığı etkinlikleri bir plan dahilinde en basitlerinden başlayarak “alıştırma ödevleri” olarak verir. Hasta basitleri yapabilir hale geldikçe zorlarına geçerek bütün korkulan durumlar bitinceye dek alıştırmalar sürdürülür. EN İYİ SONUÇ, BU İKİ ÇEŞİT TEDAVİNİN BİRLİKTE UYGULANMASI İLE ALINMAKTADIR.

Dincilerin normal insanlara göre daha fazla zaafları var olduğu artık ispatli ve teyit edilmiştir. Kolay sinirleniyorlar Paraya karşı doyumsuzlar Yoklukla yetiştikleri için cinselliğie karşı çok fazla zaafları var. Onlara göre herşey düşmanlık sebebi olduğundan sürekli kavga ediyorlar ve dostları az. Bilimdışı dogmalara inandıklarından gerçekleri göremiyorlar ileri görüşlü değiller. İşte bu nedenlerle devletten dincilerin olması beka sorunu yaratıyor. Bu sebeplerle kolayca hırsızlık yolsuzluk yapabiliyorlar, cinselliğe karşı aç olduklarından hemen şantaj yiyorlar. Politik değiller , dışlama yada öfke yoluyla çevrelerini dağıtıyorlar. Ve sonunda ülke bu tiplerin elinde oyuncağa dönüyor. Kuklaya dönüşüyorlar. Trumpın dediği gibi aptal olma senin mal varlığını soruştururum. Yani sürekli dış güçlere ve iç güçlere taviz vermek zorunda kalıyorlar. Devleti ateistler yönetmeli. En azından şantaj yemezler çünkü zaten ateist , cinsel ihtiyacını normal şekilde karşılayabiliyor. Para konusunda ateistler daha bilimsel yaklaşıyorlar. Dogmalara inanmıyorlar. İşte böyle

Akne, cildin orta tabakasında bulunan sebum yani yağ salgılayan kanalların tıkanması, şişmesi ve daha sonra bakterilerle inflame olması sonucu ortaya çıkar. Deride artan yağ salgısı ve gözeneklerin tıkanması sonucu siyah nokta (komedon) oluşur. Daha sonra bu komedonlar bakteriler ile enfekte olur ve ciltden kabarık kırmızı ve iltihabi şişlikler oluşur. Aşırı büyük olanlar deride iz bırakırlar. Akne genellikle ergenlik çağında başlar ve otuzlu kırklı yaşlara kadar uzayabilir. Bebeklik dönemine mahsus iyi huylu akne tipi de vardır. Erkeklerde kadınlara oranla daha fazladır. En sık; yüz, sırt, kol ve göğüs bölgelerinde görülür. Devamı linkte. https://www.medicalpark.com.tr/sivilce-nasil-gecer/hg-1729 Son yıllarda yayınlanan makalelere göre aknelerin önemli bir bölümünün nedeni cilt yüzeyindeki yoğun yağ tabakasının, yağ bezi kanallarını tıkaması. Bu durumda yağ bezlerinin salgıladığı yağ, cildin dışına atılamıyor ve sivilce oluşumu tetikleniyor. Bu sorun belli dönem ve koşullarda her insanda gözlenebiliyor. Bazı kişiler genetik olarak sivilce oluşumuna daha yatkın. Kişinin cilt tipi, kullandığı ilaçlar, günlük hayatta maruz kaldığı aşırı stres, hormon düzensizlikleri, uyku problemleri ve normalin üzerindeki cilt yağlanması akneleri meydana getiren sebepler arasında. https://www.drlidaciteli.com/gecmeyen-sivilcelerin-nedeni-nedir Ben yüzüme beber şapı denilen şap taşı sürdüm. Tahtakalede kuaför malzemeleri satan bir dükkandan almıştım. Sivilce oluşmaya başlayacakken ıslatıp üzerine sürüyordum iki gün tekrar ile geçiyordu.

Cnc compute numerical control demektir. Türkçesi hesaplamalı sayısal kontrol demektir. O zaman HSK kesim diyelim. Yada ölçerkeser diyelim. Cnc tezgahını zaten yapıyorduk. Tezgah sorun değil onun beynini ve motorunu yapmak mesele, işte onu yapamıyoruz.

33 yaşında emekli olmak ve bunu savunmak nasıl bir zihniyettir. Çevremizde bu gibi insanlardan çok var. Dönemin başbakanları Tansu Çiller ve Süleyman Demirel’in oy uğruna çıkarttığı bur rezaletin faturasını şimdi sizler ödüyorsunuz. 65 yaşına kadar maaş almayı bekleyeceksiniz. Çünkü birileri sizden önce 33 yaşından beri maaş almaya devam ediyor. Üstelik üç paralık pirim ücreti ödeyrrek emekli oldular. Şimdi en ucuz pirim ücreti 7000 TL. Sonra çalışmaya ve piyasadan pay kapmaya yine devam ettiler. 33 yaşında evde oturacak değil ya. Ödedikleri pirimin 100 katı maaş aldılar. Bunun adına da sosyal güvenlik diyorlar. O dönemde kadınlar 33 erkekler de 38-40 yaşında emekli edildiler. İşte çocuklarının geleceğini çalmak budur Tansu Çiller ve Süleyman Demirel ikisi de Tayyip Erdoğanın akıl danıştığı kişilerden. Milletin anasına küfür eden sözde meşhur iş adamı Mehmet Cengiz Tansu Çiller döneminde aldığı ihaleler ile parladı.

Onlar mecbur haber geçecek , aksi halde asılırlar. Halkın umurunda değil.

Aslına bakarsan milletin umurunda değil. Ülke dibe batmış milletin derdi başka. Sadece şovmen çıkarcı akp liler eğlence peşinde o kadar.