Jump to content

Kovulmuş Üye

Üyeliği silinmiş kullanıcı
  • İçerik sayısı

    3.653
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    187

Everything posted by Kovulmuş Üye

  1. Avrupa aslında hiçbir zaman dize getirilmedi. Dönem dönem istilalar olabilse de kalıcı olmadı. Osmanlı'nın Avrupa hareketi hep küçük zayıf devletçikleri yutmak amaçlı gelişti. İstanbul zaten bitmiş son lokma kalmıştı. İstanbul'un fethi bir çağ açtı ama bu Avrupa için çağ açtı anlamında. Osmanlı için tam tersi oldu hiçbir şey değişmemekle birlikte daha da geriye gitti. Osmanlıda Türk kavimleri medenileştirlmedi. Yerleşik hayata geçişlerine izin verilmedi. Yörük olarak kaşmsları istendi. Yerleşik hayata geçebilen iki Türk soyu Karamanoğlu ve Balkan Türkleridir. Onları da zaten sevmediler. Osmanlı onları hep itici isyankar olarak tanıttı. Çünkü onlar durumun farkına daha kolay varıyorlardı. Göçebe olmadıkları için şehir yaşamının nimetlerini biliyorlar ve Türklerin ezildiğini anlıyorlardı.
  2. Virüslerin çok tanımı var. Ama biologların ortak görüşü ilkel canlılar olduğudur. Biologlar virüslerin evrimin yapıtaşı olduğu konusunda ortak bir görüşe sahip diyebiliriz. Buna katılmayanlar da var. Virüsler sayesinde canlıların evrimi devam ediyor. Yapımıza uygun olanşar bize katılıyor , uygun olmayanlar ise hastalık yapıyor bizimle savaşıyor. Aslında savaş demek doğru olmaz. O virüsler de kendi yapılarına uygun bir organizmaya katılmak için uğraşıyorlar diyebiliriz belki. Her canlının kendi sistemine uygun bir bakteri florası var. Bir diğer canlaya uymuyor hatta aynı türler içinde bile bu flora uyumsuzluk çıkarabiliyor. Bir insan taşıyıcı olurken diğeri hastalık belirtileri gösteriyor. Virüslerin evrimi sağlayan yapıtaşları olduğu düşüncesi çok daha akla yatkın. Aşağıda elektron mikroskobu ile çekilmiş virüsler görülmektedir
  3. Ölüm olmasaydı dinler de olmazdı. Dinlerin tek ortak noktası ölüm sonrası sonsuzluk yalanı , vaadleri ve tehditleri. Bütün dinler insanları be nedenle ölümle korkutur yada tehdit eder. Bu tipik davranış dincilerin refleksidir. İnsan ihtiyaçları doğrultusunda bir tanrı yaratmış olay bundan ibaret. Demek ki Türkler dünyayı çok seviyor sonsuz yaşam arzusu ağır basıyor mı araptapar İslamcıların ölüm anlatılarından çok etkileniyorlar.
  4. Kıvırmanın ayrı boyutu da bu ama bayat bir şey. Temel genel kimya kitabının arka sayfalarında tablolar vardır oradan başla okumaya. Yok ben anlamadım dersen , bu yazdıklarımı kağıda geçir üç kere oku suya ıslat ve iç. İçerken gargara da yap. Artık senle tartışmam , zaten seviyesizliğin anlamı yok.
  5. Bir Proton ve Elektron sabit bir parçacıktır. Sabit bir parçacık, 6 invajinasyona sahip soğan şeklinde, sürekli olarak baş aşağı çevrilir ve çevrenin titreşmesine neden olur. Yöne bağlı olarak bu salınımların fazı, bu salınan nesnelerin birbirlerine yaklaşmasına ya da birbirlerinden uzaklaşmasına neden olur. Süreci iki üç boyutlu dişli çark olarak hayal edebilirsin, ya birbirini çeker ya da tam tersi olur. Demişsin ------------------------------ Kuantlaşma teriminden haberin yok. Madem ukalalık yapılacak önce kuantum nedir onu öğren. Enerji seviye farkları başka bir manyetik alanın varlığında ortaya çıkar. Heisenberg belirsizlik ilkesi diye bir şey var. S p d f obitalleri sadece manyetik alan varlığında elektronların bulunma olaslığının yüksek olduğu yerleri gösterir ama orada bulunması şart değildir.bunlar varsayımdır. Boltzman enerji dağılım yasasını iyi öğren. Bir madde her an her enerji seviyesinde olabilir. Gazların kinetik teoremi ve Schrödinger dalga teorisi ikinci bir manyetik alan varlığında geçerlidir. Kuantlaşma seviyesi manyetik alanın durumuna göre değişebilir.
  6. Git entalpi ve iç enerji tablosuna bak anlarsın.
  7. Ne anlatmaya çalışıyorsun peki? Tanı ve iyileştirme yeri hastanelerdir. Burada tedavi yapmıyoruz. Bilim de genel bilgi kapsamında kalabilir. Burada profesörlere akıl vermeye çalışmıyorum. Halka hitap ediyorum. Beğenmezsen ya okumazsın yada edebinle saygılı bir şekilde daha iyisini yazarsın.
  8. Var mı bilimsel bir çalışman? Dinlenme halinde ışık hızına çıkmak deyimini sen mi uydurdun? Proton da karalı değildir. Boş yapmışsın. Sana bunu anlattım üstteki yazıda ama egon seni fazla köreltmiş. Her titreşen varlık bir enerji dizeyine sahiptir. Daha düşük enerji düzeyini bulursa enerji düzeyini düşürür. Proton da elektron da buna dahildir.
  9. Yaz sorun değil , yararlı birşey öğrenirim . Ama burası tıp sözlüğü de değil. Genel bilgi paylaşımı olan bir yer. Aşırı teknik istersen sen yazabilirsin. Bana birşey olmaz ki. Gocunduğun noktayı çözemedim.
  10. Anladım sen fazla egoist bir tipsin. Eski adın predictor yeni adın kahin olmuş. Tamam sen en doğrusun en iyisin bizi kazıdın yendin oyun da bitti.
  11. Kaynak yazının içinde var. Burası tıp sözlüğü değil ama biliyorsan sen yaz , kimse üstüne alınmaz. Gerçi böyle bir konuda sen niye alınganlık yaptın tuhaf bir davranış şekli.
  12. Kaynak orada yazıyor , zahmet et de makaleyi sen göster. Burası ukalalık yapmak için gelenlerin yeri değil. Bilmediğim bir şeyi sen söyle memnun olurum.
  13. Tuhaf bir durum mu var. Grip ingilizce sözlükte tutmak , kavramak kilitlemek anlamına gelir. Halk arasında bu nedenle grip sözü kullanılmış ,oradan da bizim dilimize geçmiş . İnfluenza virüsü kas tutulması yaptığı için böyle isimle adlandırılmış. Sataşacak bir durum göremiyorum Grip sözü üzerine makale yazılmamısa sen yaz bir zahmet.
  14. Bir ortama azot ,fosfor , karbon , hidrojen, oksijen, demir , kalsiyum vs.. bolca koyarsanız sonra da sıcaklığı 0.1 derece artırıp her artışta bir milyon yıl beklerseniz orada illaki yüzbinlerce yeni molekül oluşur. Çünkü her olaslığı tek tek tarayarak gelen bir süreç var. Yani laboratuvar gibi değil , bir kabın içine koy ve ısıyı birden artır , olmadığını görürsün. Dünya soğumaya başladığından itibaren 400 milyon yıl sonra ilk bakteri oluşuyor. Bu 400 milyon yıllık süreçte ise ortamda bulunan elementlerin tepkimeleri ile binlerce yeni moleküller oluşuyor.
  15. Müslümanlar buna rağmen sineği haşlayıp şifa diye yememişler. Çünkü iğrenç ve doğamıza aykırı birşey. Ama üzerinde çok da durılmamış. Belki zorlasalar biraz örneğin sinek çorbası cennette hurilerin içeceğidir , kim bunu içerse otuz huri fazla alır deseler. Müslümanlar bunu da yapmaya başlarlar.
  16. Dinlerin tek amacı sömürüdür, yayılmacılıktır. Dinlerin ürettiği tüm içerikler sömürmek üzere tasarlanmıştır.
  17. Stirling motorları yukarıdaki videoda gösterildiği gibi çok basit yapılıdır. Distribütör, enjektör , zamanlayıcı , ateşleyici ,akü ve dişli sistemlerine sahip değildir. Dolayısı ile eski çağlarda da çok kolayca yapılmış olabilir. Bir ucu kapalı boru ve ateş ile yapılabilir. Yüksek teknolojiye de gerek yok bunları yapmak için. Sadece ısınan havanın genleştiğinin farkına varılması yeterlidir. Demek istediğim, antik çağlarda bu motorlar yapılmış olabilir. Öyle uzaylı , astral seyahat varsayımları ile insanların kafalarını bulandırıp duruyorlar. Dev yapıları bu tarz motorlar ile kolayca yapmış olabilirler. Stirling motorları çok yüksek beygir gücü üretmez ama insanlardan daha üstün bir güç üretebilir. Ağır işleri kolaylaştırır.
  18. Bence biografi bölümü de açılmalı, bilimin mantığın öncüleri ve şimdiki saygı değer insanların yaşamları orada sıralanması çok iyi olur. Gğzel bir arşiv olur. Sadece bilim değil sanat dünyasından da biyografiler paylaşılabilir.
  19. Siteyi takip ediyorum çok yararlı mantıklı bilgiler var. Sallamasyon yapmıyor hepsi açıklamalı konular. Kendisine teşekkür ediyorum böyle yararlı çalışmalarının devamını diliyorum.
  20. Allah kendine secde ediyor. Yani en büyük egoist.
  21. Bunlara inanmayanlara kâfir diyorlar , ne günlere kaldık.
  22. Halkın hızla fakirleştiği şu dönemlerde ikinci el araçların bile yanına yaklaşılamazken TOFAŞ şahin modelini 2024 yılında yeniden üretime sokma konusunu gündeme getirdi. Teknolojik açıdan hiçbir yenilik içermeyen 2024 şahin marka aracı mısır ve Etiyopya üretiyordu. Ancak gelişen teknoloji karşısında onlar bile üretimi bırakmışlardı. Tofaş meraklıları Etiyopyadan gelecek habere odaklandı. Türkiye’de 1988 yılında başlayan Tofaş Kuş Serisi otomobil üretimi, 2002 yılında durdurulmuştu. Tofaş Şahin otomobiller, 10 yılı aşkın bir süre Mısır ve Etiyopya’da üretilmeye devam etti. 2009 yılında Mısır, 2017 yılından sonra ise Etiyopya; Tofaş Şahin otomobillerin üretimine son verdiğini açıklamıştı. En son haberlere göre Etiyopya, 2023 yılında tekrar sıfır Tofaş Şahin üretimine başlayacağını bildirildi. İşte Etiyopya’da üretilecek Tofaş Şahin otomobiller ile ilgili merak edilen tüm detaylar... Yeni üretilecek 2023 model Tofaş Şahin’in fiyatının 13.000 dolar civarında olacağı söyleniyor. Yani yaklaşık olarak 245.000 TL’ye denk geliyor. Ancak ithal edildiği takdirde bu fiyata ilave olarak nakliye ve gümrük ücretleri de eklenecek. Eski modeller ile teknik açıdan hiçbir farkı yok. Gümrük ithalat ve ÖTV vergileri ile yaklaşık 600 bin liraya Türkiyede piyasaya çıkacağı öngörülüyor. Devlet bu araç için vergiden kaçınırsa belki 400 bin civarına da satılabilir. Aracın yüksek silindir hacmi vergisinin yüksek olacağına işaret. Diğer yandan teknik donamımının çok düşük olması ise sigorta ücretlerinin yüksek olacağı anlamına geliyor. https://www.dunya.com/sektorler/otomotiv/tofas-dogan-sahin-tutkunlarina-mujde-bu-modellerin-sifir-uretimine-tekrar-baslandi-iste-detaylar-haberi-685378
  23. https://abcgazetesi.com/tbmm-lokantasindaki-fiyatlar-yine-gundem-oldu-iste-meclis-lokantasindaki-tepki-ceken-fiya-714876 TBMM lokantasındaki fiyatlar yine gündem old... TBMM Lokantasında hem emekli hem de vekil olan milletvekillerinin yemek fiyatları, sosyal medyada gündem oldu. Maaşları 230 bin TL'yi bulan milletvekillerinin 140 TL'ye yiyebildiği yemekler, vatandaşlar arasında eleştiri konusu oldu. Fotoğrafta yer alan bilgilere göre, TBMM Lokantasında sunulan yemekler arasında Dana Kavurmalı Pilav 42 TL, Fıstıklı Tel Kadayıf 32 TL, Ton Balıklı Salata 45 TL, Zeytinyağlı Humus 12 TL ve küver ücreti olan 10 TL ile birlikte toplamda 141 TL ödeniyor. Bu yüksek fiyatlar, milletvekillerinin yemek alışkanlıklarını gündeme taşıdı. YİYORLAR EFENDİM YİYORLAR. O YEMEK FİYATLARI ORADA ÇALIŞAN GARSONLARIN MAAŞINA BİLE YETMEZ. ÜSTÜNÜ VERGİLERDEN TAMAMLIYORLAR. HASTALARA İLAÇ TEMİN EDİLMESİ GEREKEN VERGİLERİ ORADA BİR GÜZEL YİYORLAR. SONRA DA SEÇİN BİZİ KURTARALIM SİZİ DİYE MANİ OKUYORLAR MİLLETE.
  24. Son açıklanan verilere göre Türkiye'de dolaylı verilerin oranı toplam verilerin içinde %76 oldu. Avrupa'da %80 miş diyorlar. Vergi konusunda hep Avrupa'yı örnek gösteriyorlar iyi de hizmet konusunda ise hiç oralı bile olmuyorlar. Avrupa'da altyapı üstyapı sorunları yok, işsizlik yok , emekliler sürünmüyor , güvenlik ve terör zaafları yok , adalet, sağlı ve eğitim sistemi kendi içlerinde çok iyi çalışıyor. Peki ya aynı oranda vergi ödeyen Türkiye'de şu saydıklarımdan hangisi var? Bir de Türkiye'de yardım toplayan sözde dernekler var. Bakın ramazan yaklaşıyor başlarlar yine Filistin'e yardım , löseve yardım, yok depremzedeye yardım diye toplarlar. O zaman bu vergiler nereye harcanıyor? Avrupa aldığı vergileri yetiriyor ve artırıyor bile. Almanya geçen yıl toplu taşımayı ücretsiz yapmıştı bütçede para arttı diyerek. Peki onlar nasıl para artırıyor da bizdekiler parayı yetiremiyor? En basitinden makam araçları...en basitinden milletvekili ve bürokrat maaşları ...işte paralar oralara gidiyor , yiyorlar ... Ama hizmet yok. https://www.dunya.com/kose-yazisi/dolayli-vergi-yukunde-tarihi-zirve/692047
  25. Sosyopatlığın anlaşılması çok zordur. Genellikle erkeklerde daha sık görülür sözü doğru değildir. Çünkü sosyopatlar çok kolay yalan söylerler ve hiç pişman olmazlar. İyi yalan söyleyen sosyopat kendini iyi gizler ve çevresini karıştırıp insanları zora soktuğu için de çok mutlu olur. Bu nedenle kadınlarda oran daha yüksektir. https://basarihastanesi.com/blog/sosyopat-kime-denir-/ Bakın sosyopatlık bu resimdeki değildir. Sosyopatlar yanlız içe kapanık mutsuz olmazlar. Sosyopatlık bu aşağıdaki resimdekiler gibidir. Sosyopatlar sosyal olurlar çünkü adı üstünde sosyopat..başkalarıyla iletişime geçmek zorundalar aksi halde çevresiyle alay edip , entrika çevirerek , başkalarına huzursuzluk vererek nasıl mutlu olabilir? İşte sosyopat örnekleri Bir kişinin sosyopat olup olmadığını anlamak için ilk önce empati yapıp yapmadığını kontrol edin. Sosyopatlar genellikle ikiyüzlü davranır. Politik olmak ile karıştırılabilir ancak bunu ayırt etmek kolaydır. Bir politikacı da ikili oynar ama toplumun iyiliği için ikili oynanabildiği gibi kötülük ve şahsi çokarı için de ikili oynanabilir. Sosyopatların hep bir gizli gündemleri vardır. Asla onu söylemek istemezler. Ve sosyopatlar kıskanç olurlar. Yani iyilik için uğraşmazlar. Her yaptıkları işte genelin menfaatini gözetmezler. Trafik kurallarına uymazlar ama ülkelrini çok severler. İnsana saygıları yoktur ama milliyetçidirler. Bu tipler bu ülkede çok var üzgünüm. Ayrıntılı bilgi aşağıdaki yazıda devam ediyor.Okudukça size hiç yabancı gelmeyecek eminim.. Belki bir siyasetçi , işyerinde bir müdür, okulda bir öğretmen , kaynana , gelin , eş , camide bir hoca yada inandığınız tanrı sosyopat çıkabilir. Ülkemizde yaşarken aklımızda olması gereken kocaman bir yazı şu olmalı; DİKKAT SOSYOPAT ÇIKABİLIR Çünkü o kadar çok ki.. Yeri geldiğinde mağdur masum ayağına yatarlar , başkalarını kullanmayı çok severler.. Sosyopatlar küçük yaşlarda yaşadıkları sevgisizlik, ilgisizlik, şiddet ve taciz gibi kötü durumlara maruz kalarak büyüdüklerinde vicdandan yoksun, acımasız bir bireylere dönüşmektedirler. Bir başkası için sevgi, acıma, üzülme veya şefkat duymaları söz konusu değildir. Sosyopatlar yaptıkları kötü bir şeyden hiçbir zaman pişmanlık veya vicdan azabı duymazlar. Tam tersi, eğer birine kızmışsalar o kişiye karşı öfke ve şiddet duygularını saklayabilirler ve intikam almak için sürekli uygun bir zamanı kollarlar. Hiçbir zaman suçluluk duygusu hissetmezler. Sosyopatlar insanlara hiçbir zaman değer vermezler. Adeta onları bir araç gibi görerek, bağlılık, sadakat ve dostluk bağı kurmaya çalışmazlar. Eğer bir insanı yeni tanıma aşamasında iseniz, o kişinin sosyopat olma ihtimali her zaman vardır. Başlangıçta normal bir kişiymiş gibi gelebilirler ancak, farklı durumlara karşı göstermiş oldukları tepkiler kendilerini ele vermektedir. Toplumsal kurallara uymama: Toplum tarafından konulan kuralları ve yasaları hiçe sayarak asla tanımazlar. Utanma ve pişmanlık duymama: Hiçbir zaman yaptıklarından utanma veya pişmanlık duymazlar Tehlikeli durumlara karşı soğukkanlı davranma: Herhangi bir kaza veya felaket karşısında asla paniklemezler ve acıya karşı dayanıklıdırlar. Başkasının yerine kendilerini koyarak empati kuramazlar: herkese karşı acımasızdırlar. Duygu yoksundurlar ve hiçbir zaman gerçek sevgiye inanmazlar. İnsanlara hükmetme isteği: Bulundukları ortamda emir altında olmaktan nefret ederler ve riayet etmezler de zaten. Her zaman lider kendileri olmak isterler. Yalan konuşmakta sınır tanımazlar: Oldukça abartılı yalan konuşurlar. İyi niyetli ve temiz insanları çok kolay kandırırlar. Arkadaşları yoktur: Sosyal ilişkileri çok zayıftır. Arkadaşları yoktur ve hiçbir plana sadık kalmazlar. Bir kişinin başlangıçta sosyopat olduğu hemen anlaşılmazsa da şüphe duyulduğunda onu köşeye sıkıştıracak sorularla kendini kolayca ele verebilmektedir. Çok hayalperest oldukları için anlattıkları herhangi bir olaya yaşanmayan olağanüstü şeyler ekleyerek anlatırlar. Sorguladığınızda ise hakaret olarak algılarlar ve öfke ve saldırganlıkla tepki gösterirler. Sürekli olarak kendilerini üstün göstermek isterler. Kendilerinde olmayan özellikleri varmış gibi göstermekte oldukça ustadırlar. Yeni tanıştıkları insanlara kendilerini önemli biriymiş gibi anıtırlar. Sosyopatın tedavisi oldukça zordur ve bazen de imkânsızdır. Bu tür hastaları iyi analiz etme gerekmektedir. Hastalığının altında yatan sebepler araştırılarak ona göre bir tedavi şekli seçilmelidir. Eğer hastalığın altında madde bağımlılığı, depresyon veya duygu değişimi gibi nedenler yatıyorsa, tıbbi destek gerekir. Fakat bu tür insanlar her meseleyi farklı şekilde çözmeye çalışırlar ve kesinlikle hasta olduklarına inanmazlar. O yüzden tedavi etmekte zorlaşmaktadır.
×
×
  • Create New...