Kovulmuş Üye

Bir de bu görüntü var hiç aklımdan çıkmaz. Depremde onbinlerce insan ölmüş , onbeş gün sonra bu fotoğraf.

Erdoğan'ın uçan sarayının içi. Fiyatı 250 milyon dolar. Türk parası ile 7.5 milyar lira. Adam bir uçak bir saray daha alacaktı ama fedakarlık yapıp almadı , sizin için vazgeçti.

Avrupa'nın zenginleri ve elitleri böyle şeylerle uğraşmazlar. Bunlarla uğraşacağına ülkelerindeki başkaca ciddi sorunları var. Birazda halkı oyalamak için ortaya atılan laf tartışması bunlar. Örneğin AİHM başkanı Tayyip Erdoğanın ayağına sarayına ziyarete gitti , ben Avrupalılardan buna çok tepki vermelerini beklerdim. Ama tıh yoh.

İstanbul depremi yaklaştı diyorlar , buna önlem hala alınmadı. Eski kafa bürokrat ve siyasetçiler açıklama yapıyorlar , tüm kamu binaları güçlendirildi diye.. içleri rahat görevlerini yapmışlar. Peki ya 16 milyon insan ne olacak? Gece olan depremde kamu binalarında kaç kişi yaşıyor? 1993 den beri Tayyip Erdoğan ve ekibinin yönetiminde olan İstanbul'un yapı stoğu iki katına çıktı. Büyük sorumluluk Tayyip Erdoğan ve ekibinindir. Bu güne dek , rant üzerinden politika yapıldı şehrin göbeğinde acil toplanma alanları imara açıldı. Kentsel dönüşüm adımda zengine rezidans yapıldı. Peki muhalefet ne yaptı? Bizim gibi burada dedikodu yaptı. Onların da tüm dertleri günün birinde iktidar olursak aynı kirli ilişkilerden parayı götürmekti. Kurulu tezgahı bozmak istemediler. Böyle usul usul ılımlı muhalefet edelim , nasılsa birgün sıra bize de gelir dediler. İstese muhalefet İstanbul'un talan edilmesine engel olabilirdi. İmamoğlu gitti maraşta şov yaptı , İstanbul'u bıraktı , oradan cumhurbaşkanlığı hayali kurdu. Sonuç maraşta %60 akp çıktı. İstanbulluya ihanet etmeyin, görevimizin başına dönün diye çok söyledim , İstanbul iş bekliyor siz maraşa kalıcı konut desteği veriyorsunuz bu akp ye hizmet etmektir dedim. Sonuç? İzmir'in durumu çok mu iyi? Beş kilometre sahil şeridi yapmışlar her videoda hep orayı çekiyorlar. Çünkü arka mahalleler bildik aynı düzenden devam ediyor. Şimdi Tayyip Erdoğan ve ekibi çıkmış oy verin yapalım diyorlar. Daha önce verilen oylara saysınlar.

Bu işler neye niyet neye kısmet. Genelde insanlar gücü ve gizemi temsil eden sembolleri benimserler. Ama öyle oldukları anlamına gelmez. Bakarsın siyah bayraklı Amerikalı askerler çıkıverir. Tüm terör örgütleri kendilerini böyle bir şeye dayandırıp motivasyon kaynağı elde ederler.

Kararsız çekirdekler kullanılır , tepkime süresi olsa olsa bir mikrosaniye kadar. Senin sonra gördüğün şeyler işte o mikrosaniyenin basınç etkisi. Saçılmalar ve sıcaklık..

IŞİD daha çok kendini Kur'an'a göre değil de Muhammed'in söylediği iddia edilen sözlere göre dizayn etmiş. Bu durumda hadislerin doğru olduğunu varsaydığımızda tamamen ortaya çıkan şey İslam'ın terörü övdüğü ve desteklediğidir. Avrupa'nın bunu bile bile gevşetmesi de kendi topraklarında işidçi militan yetiştirmesi anlamına geliyor. Yukarıdaki işidin el kitabında yazan maddelere baktığımızda tamamen yardım dernekleri görünümleri üzerinden , vicdan yaparak hareket ettikleri çok açık. Zaten başka türlü insanları kandıramazlar. Filistin olayında da direkt çocuklar ve bebekler üzerinden martaval okumaya başlamaları tesadüf değil. Terörü vicdan yaparak gizleme martavallarını kim yapıyorsa IŞİD ile sıkı fıkı işbirlikçidir. Çok net. Misilleme korkusu ile göz yummak Türkiye için bir acizlik göstergesidir. Bu acizliği gösteren ise ne gariptir ki yine siyasal islamcılardır. Kemalizmden bu kadar taviz alamayacaklarını bildikleri için Atatürk düşmanlığını devam ettiriyorlar. IŞİD tespit komisyonu kurulmuşmudur bilmiyorum ama eğer böyle bir birim varsa şunlara çok dikkat edilmelidir. 1-Türkiye için vicdansız davranıp başka ülkeler için sürekli vicadan yapmak örneğin depremde , selde , göçükte kader diyerek geçiştirmek. Tehlikeyi ve üzüntüyü hep uzaklarda gösterip siz yine iyisiniz diyerek para toplamak. 2-Atatürk ve Kemalizm düşmanlığı yaparak cumhuriyet ve laikliği hedef almak. Askerlik yapmamak için aşırı kilo alıp çürüğe çıkmak. Osmanlıyı sevmese bile sırf Atatürk'ü karalamak için Osmanlıyı sürekli övmek. 3- Kendi emelleri için kendi kurallarını çiğnemek. Bakınız eskiden komnist ateist olanların siyasette bir anda AKP'ye geçmesi. Yada radikal sol örgütlerden Filistin'e özgürlük savaşçısı gönderme durumları.. Bunlar İslami terörün üç temel tespit ana maddesidir. Takiyye yapıyorlar sözünün üç ana unsurudur.

Liboşlara ve liboş destekçilerine para kazandırmayın. Onların tek güvencesi paralarıdır. Ve sömürebilecekleri liboş kitleleridir. Hedefiniz bu olmalı. Tüm dünyada liboş referanslı projeleri destekleyen ülkelere de para kazandırmayın. Liboşun hükmettiği kitleyi her ortamda ters yapmaya çalışın. Sürekli yanıldıklarını onlara gösterin belli edin.

Kendi varlığını dahil herşeyin varlığını görünmez güce dayandıranlar ellerindeki imkansızlıklar ve sorunları görünen insanlara dayandırıyor. Onların bilinçaltı ikiyüzlü olduğundan işine geldiği gibi davranoyorlar. Sonrada ikiyüzlülük günahtır diye reklam yapıyorlar.

Gökten doğal olarak sadece su , taş , hava ve ışık gelir. Onun dışında gökten bir bilgi inmemiştir. Eğer gökten kutsal bir bilgi inseydi önce insanlara yararı olacak bilgiler inerdi. Elektrik, ilaç , giysi , çeşitli gıdalar inmemiş. Ama tapınma , kölelik ve fakirlik ile ilgili sözlerin gökten indiğinin iddia edilmesi saçmalıktır. Ayrıca gökten indi denilen sözlerin hiçbirinde gelecekten bir bilgi yoktur. Sadece o günün bilinen sözleri ve olayları anlatılır.

Gün itibariyle asgari ücret maaşlarınız 548 dolara düşmüştür. Yani yaklaşık 1000 TL değer kaybetti. Geçen yıl aynı dönemde asgari ücret 602 dolar yapıyordu. Bilginize. Geçen yıl 602 dolar asgari ğcret alıyordunuz. Dolar enflasyonu yıllık yüzde altı desek şimdi en az 640 dolar civarı almamız gerekirdi. Bu da yaklaşık 20 bin net maaşa karşılık geliyor. Öğretmen maaşları daha çok eridi örneğin 32 bin TL alan öğretmen yıl başından bu güne 100 dolar kaybetti. Yaklaşık 3000 TL ediyor.

https://www.bbc.com/turkce/articles/clj9x0146n1o Eski bir üst düzey Mossad yetkilisi, yıllar önce İsrail Başbakanı Netanyahu'ya Hamas'ın finansal varlıklarını hedef almayı önerdiğini açıkladı. Bahsedilen finansal ağlardan biri de Hamas tarafından kontrol edilen ve Türkiye'den yönetilen milyonlarca dolarlık bir yatırım portföyüydü. 2016 yılına kadar Mossad'ın mali varlıklarla ilgili biriminin başında çalışan Udi Levy, BBC Panorama programına konuştu. Binyamin Netanyahu'yu Hamas'ın finansal varlıklarına dair defalarca bilgilendirdiğini söyleyen Levy, geçmişte Hamas'ın büyümesini "sadece finansal araçlar kullanarak" durdurabileceklerini belirtti. --------------------- Demek oluyor ki Türkiye'de kurban zekat diye toplanan ve sözde fakirler için toplanan paralar borsa hesaplarında terörü finanse etmek için harcanabiiyor. Yardım dernekleri adı altında toplanan paraların hesabı sorulamıyor arkası araştırılmıyor. Hatta dinci yönetim gözüken Türkiye'de fuhuş yüz katı artmış neredeyse. Bu kadar fuhuş ticaretinden elde edilen gelir nerede kime harcanıyor? Ev kirasını takibe alan devlet bu paraları görmüyor mu Sanal ticareti takibe alan devlet bu para kaynağını görmüyor mu Yıllar önce cimere şikayet etmiştim gelen cevapta diyordu ki , bize adres isim verin işlem yapalım. Yani ev kirasını veya sanal ticareti takibe alırken adres isim verilmesini beklemiyorlar ama konu başka olunca adres isim verin diye lafı dolandırıyorlar.

https://www.bbc.com/turkce/articles/c3g0y2p5pedo Belçika adaletini tebrik ediyorum. İşyerinde dini siyasi sembollerin kullanılmaması gerektiğini belirterek işveren tarafından istenirse başörtüsünü çıkarması gerektiğini onayladı. Karar tüm ülkede emsal oluşturuyor. Başörtüsü yasağının cinsiyet ayrımcılığı içermediğini belirtti. Çok haklılar. Başörtüsü ile dini probaganda yapmakla kalmıyorlar ayrıca başka kadınlara ahlaksız vurgusu yaparak rencide ediyorlar. Aynı başörtülüler kendi derneklerinin halktan çalıp çırptığı paralara hiç sesleri çıkmıyor. Aynı başörtülüler Türkiye'de patronlarının devleti dolandırmasına alet olurken hiç ahlak düşünmüyorlar. Aynı dinciler kendi destekledikleri siyasetçilerin ve tarikatların pisliklerini , cinayetlerine ve ahlaksızlıklarına sesleri çıkmıyor. Başörtüsünün dini değil tamamen siyasi bir sembol olduğunu belçikacanlamış sonunda. Umarım geç kalmamıştır.

Bizim burada yaptığımız dedikoduların aynısını muhalefet de mecliste ve medyada yapıyor. O kadar yetkileri var ama kullanmıyorlar. Kandır çocuğu birlikte düzelim hesabındalar. Vatandaş olarak bu düzeni boykot edeceksen en azından bankacılık sisteminden uzak duracaksın , sıkı tasarruf yapacaksın. Bu düzeni besleyen heriflerden alışveriş yapmayacaksın. Mümkünse kendin evden iş yerine yemek götüreceksin , mümkünse her işini kemdin görmeye çalışacaksın. Böylece sistem büzüşecek , sistemi bekleyenlerin de canı yanacak. Lüks tüketimi kesinlikle bırakacaksın. Dinciler işlerini böyle yaptılar 90 li yıllarda. Sonra ne oldu , herkes sistemden bıktı.

Köyde amcama satmışlar bir tane. Kullanamıyorum diye şikayet etti. Şöyle bir baktım , gerçekten ekran dokunmatik düzgün çalışmıyor ,sürekli donuyor , sağa tıklıyorsun soldakini algılıyor. Ekran kalibrasyonu zayıf ve cihaz sıklıkla donuyor. Telefon açma kapama yaparken on kere basıyorsun ki algılasın.Arçelik getiriyormuş.

Devlet faizi %45 olarak açıkladı. Peki hangi banka bu faizi veriyor? En iyi faiz veririm diyenler bile üç ay sonra %25'e düşürüyor. Hesap yaparsanız yıllık bileşke faiz %28'e falan geliyor. Bankadan faiz almak mantıksız. Ama bu ülkede mantık aramak boşuna. Bankaya faize para yatırmak demek bedava para vermek demektir. Zengine bahşiş vermek demektir. Enflasyonun düşmesi için önce gerçekten lüksünden vazgeçeçek , sonra artan parayla sanayi yatırımı yapacak sonra da faizi enflasyon düzeyinde tutacaksın. Gerisi hikaye.

Dincilerden en çok duyduğumuz yalanlardan biri de allah herkesin rızkını verir yalanıdır. Şimdi Ramazan geliyor başlarlar duygu sömürisü yapıp yalan söyleyerek para toplamaya. Dünyada 300 milyon aç çocuk varmış diyorlar. E hani Allah veriyordu herkesin rızkını. Tayyip Radyo Televizyonu TRT yi izliyorum , probaganda videosu hazırlamışlar. Efendim neymiş dünyanın gelirinin %90'ı 100 tane zenginde toplanıyormuş. Diğerleri açmış. E hani Allah veriyordu rızıkları , beşer beşer doğurun diyordunuz . Kendi uçaklarına , saraylarına , yatlarına, villalarına gelince , o başka canım. Adam çalışıyor o kadar da olmasın mı canıııım diyerek savunmaya geçiyorlar. Lüks makam araçlarını söyleyince milletin itibarı için diyorlar. O zaman demek ki dünyadaki zenginler de aynen sizin gibi düşünüyor. PARA >ALLAHTIR.

Buna katılmak mümkün değil , nükleer denemeler yüzlerce kez yapıldı. Kontrolsüz Nükleer tepkime gerçektir. Herhangi bir maddeyi 20 milyon watt DC ile çekirdek kararlılığını bozup patlatabilirsin. Ama dünya koşullarında 20 milyon watt DC üretmek ve iletmek mümkün olmadığından bunun birkaç milyon watt ile yapıyorlar. Herhangi madde yerine çekirdek kararsızlığı olan radyo aktif madde kullanıyorlar. Uranyumu saflaştırmalarının sebebi bu. Nükleer santrallerde ise bir kez saf uranyum kullanılır ilk tepkime için sonrasında çok düşük uranyum içeren çubuklar kullanılarak güvenli tepkime sağlanır ki patlama sızıntı olmasın diye. Uzaydaki güneş yada diğer yıldızlarda olan da nükleer patlamadır.

Bu nano plastik ve mikro plastik konusu da laçka oldu medyanın elinde. En büyük Nanoplastik kaynağı taşıtların lastik tekerlekleridir. Hem solunum yoluyla doğrudan akciğere ulaşır..

Bu toplum reklam budalası oldu zaten. Ne derlerse inanıyorlar. Sonuçta inanmak işlerine geliyor. Ticaret yaparken müşteriye doğru söyleyince kızıp gidiyordu,ama yalan söyleyince çok mutlu oluyordu. Çünkü onun beklediği cevabı verince rahatlıyordu. İş görüşmesinde sözde psikolok kadın işçinin yalanlarını yakalamak için kılı kırk yararken kozmetik mağazasına girdiğinde ise herşeyi unutup oradaki tüm yalanlara inanıyor. Sorgulamak istemiyor bilinç altı. İnsanların çoğu böyle. Sigara konusu ise günah keçisi yapıldı.sigaraya gelene kadar kanser yada hastalık yapan onlarca başka etkiler var. Evet hastalığı doz yapar. Videolar bölümünde şu başlığa cevap vermiştim.

Alman hitler döneminde kurulan Almanya sanayisinin bel kemiği olan Farbenindustrie şirketine Hitler'in yenilgisinden sonra Amerikanlar tarafından el konuldu. Daha sonra bu şirket aynı aile üyelerinin içinde miras yoluyla dallanıp budaklanıp ilaçtan deterjana silaha gıdaya boya ve havacılık saniyisine kadar her alanda farklı isimler altında faaliyetine devam etti. Aslında dünyadaki küresel şirketlerin çoğu aynı aileye aittir. Birisi kanser yapan bir deterjan üretirken diğeri de onun ilacını geliştirip satar. Bunlar birbirinden haberlidir. Çünkü argeleri hep paralel gider. Sonra nerden biliyorsunuz diye sorduğunızda gelişmeleri yakından takip ediyoruz diye yalan uydurdular. İnovasyon , başarı , girişimcilik yalanları sıkarlar. Çin bunu farkedip kazanca dönüştürmek için kanser tedavi merkezleri kurdu ve gelişmiş ülkelerden bir çok gönüllü hastayı da ülkesine çekmeyi başardı. Bu işten ne kadar başarı elde etti bilmiyorum ama iyi para kazandı. Buna karşın batı ülkelerinde Çin'e tedavi amaçlı gitmek yasaklandı. Ama insanlar yine de turist adıyla kaçak Göçek gidiyorlar.

Evet doğal diye satılan ürünlerin hepsi sentetik ürünler içermektedir. Bilimi manupule ederek para kazanma dönemine girdik. Satın alınmadık profesör yada otorite kalmadı. Hepsi bir yere hizmet ediyor. Birinin adamı. Bastır parayı al raporu.

Sentez sürecindeki aşamalarda kullanılan güçlü çözücüler çok da önemli değil. Onlar gc kalıntı analizi yapılarak çok kolay belirlenebilir. Zaten buhar basıncı çok düşük oldukları için vakum ortamında ortamdan hemen ayrışırlar. Burada asıl sorun hangi çözücü kullanıldığı değil molekülün stereo izomerisinin uygun olup olmadığıdır. Enzimlere katılacak her molekül için bu izomeri çok önemlidir. Diğer bir nokta ise vitaminlerin ölümcül sonuçlar meydana getirdiğidir. Evet bu konu hep sümen altı ediliyor. Google çöplüğe dönmüş diye konu açmıştım. Çünkü A ve D vitaminlerinin ölümcül dozlarını gösteren üretici belgesini aradım , on yıl önce internette bulduğum belge artık internette yok. Bu dozlar size satılan ürünlerin içerisindeki miktar ile neredeyse aynıdır. Ayrıca A ve D vitamini yağda çözünen tür olduğundan yağ dokusunda depolanabilir. Bu durumda sürekli kullanılan vitaminler bir anda ölümcül düzeye çıkabilir. Bunlar hiç konuşulmuyor.

Bir de aziz mahmutçular var. İnsanların kafasını hurafelerle doldurup ilim öğretiyoruz diyorlar. Gelecekte içi boş bir nesil üretmek için çalışıyorlar.

İlaç firmalarının neredeyse hiçbiri stereo izomerik analiz yapmıyor. Çünkü olumsuz sonuç alacakları olasılığı çok yüksek. Zaten ellerinde böyle bir standart madde yok ki neye göre yapacak. Zaten bunu analiz edecek uzman yok. Hepsi yalama itaatkar personel ile iş yapıyor. Oradaki en büyük âlim profesör yada allah patronlarıdır. Patron var derse vardır yok derse yoktur. Elemanlar ise patronun yalancı şahididir.