Kovulmuş Üye

İslamın toplum baskısı her zaman kapitalist ve sömürgecilere yarar. Çok çocuk demek , daha pahalı ve daha düşük kaliteli bir yaşam sürmek demektir. Daha ucuz işçilik daha pahalı ev , daha pahalı araba ve hiç ulaşılamayan sağlık hizmetleri demektir. Ve daha çok vergi, daha çok savaş demektir. İslam öyle bir kurgulanmış ki siz ne kadar müslüman olursanız , kapitalistler de o kadar güçlenir. Yani göbekten birbirine bağlı , motor tekerlek ilişkisi. Cahillerin çocuk yarıştırması ve birbirlerine bu konuda baskı kurmasının tek kazananı kapitalistler ve devletlerdir.

Egemenlik kayıtsız şartsız AKP'nindi şimdi egemenlik kayıtsız şartsız CHP'nin olacak gibi. Hiçbir zaman milletin olmadı ki zaten. Şimdi CHP trollerine büyük görev düşüyor. Eh artık uçan arabayı da siz yaparsınız.

Şimdi de CHP'nin Atatürk istismarı nasıl yapılır adlı tiyatrosunu izlemektesiniz. Torpil ile işe alım , ihalecilik , yolsuzluk , rant ve işbirlikçi siyasetin ağababası bunlarda da var. Bakın Junior Tayyip olan Ekrem İmamoğlu seçim öncesi söylediklerinin hepsini unuttu gitti. Ne demişti , iş alımlarında asla torpil yapmayacağız. Yoh yaa. İnternet siteniz tıpkı 2019 seçimlerini kazandıktan sonra olduğu gibi yine girişe izin vermiyor. Çünkü bu arada torpilli kadroları doldurmaya başlıyorsunuz. 2029 yerel seçimi öncesine kadar torpille alacağınız elemanları alır sonra tekrar halka açarsınız. Artık ayak işi , temizlikçi , amele ne varsa alım yapıyoruz diye maval okursunuz. Halkın malını halka satmak tam da eski CHP nin tıpatıp aynısı. Değişen birşey yok.

Kendini test etmemişsen sana sunulan yaşamın sınırlarına doğru sürüklenirsin. Hırs değil özentilerine karşı koyamamak bir parça öfkelendiriyor belki. Yok olan iradenin kontrolüdür. Belki de yaşama bir kez geldim herşeyi yapmalıyım diye düşünmeye zorlanmak , yanlış hayat bilgisi..

Kapitalizmin can damarı bankacılık sistemidir. ABDnin temsil ettiği kapitalizm girdiği her yerde bankacılık sistemini çok iyi korur. Diğer herşeyi saldım çayıra bırakır. Bakınız Türkiye , 60 yıl önce ABD işgaline izin veren Menderes'in zamsnından beri gelişen tek şey bankacılık sistemidir. Diğer her konuda geriye gittik. Eğitim , sağlık , insanlık , adalet hepsi Yok oldu. Ha sadece islamcılık ve sömürü konusunda çok çok ileriyiz elhamtillah..

David zihniyeti ile Davud zihniyeti arasında hiçbir fark yok. Taraf olmaya gerek de yok.

İşin komik tarafı müslümanlar ve kapitalistler hep çatışma halindeymiş gibi görünür. Burada hem ikiyüzlü olduklarını gösteriyorlar. Hem de birbirlerine düşman değil rakip olduklarını gösteriyorlar. Bir topluö yada bir ülke daha iyi sömürülecekse gerekirse müslümanlar kapitalist olur veya gerekirse kapitalistler müslüman olurlar.

Ben de bu söze imzamı atarım. Zaten İslam denen sözde din Yahudiliğin Protestan mezhebidir.

Siz kız arkadaşınızla gezerken birisinin laf attığını görürseniz hiç tartışmaya girmeyin. Sessizce takip edip arkasından taşşakşarına okkalı bir tekme atın o yerde kıvranırken çekin gidin. Erkek olsa bir kıza böyle birşekilde laf atmaz. Arkadan kalleşçe saldırıyı hakediyor. İstanbul Kadıköy'de bir genç erkek , kız arkadaşına laf adan 57 yaşındaki ors.çocuğununa laf anlatmaya çalışırken kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Bu nedenle böyle mabadı belediye otobüsü olmuş kişilerle tartışmaya girmeyin. En kolayı taşşaklarına okkalı bir tekme ile cinsel yaşamını rahata erdirin yeter. Giden can geri gelmez ama taşşaksız bir sapık bir daha sapıklık yapamaz.

Kuranda üç kere yinelenen "hristiyanlar yahudiler ve sabiler " sözündeki " sabi" dinini hiç merak ettiniz mi? Tabiki bir de kuranda adı geçen nasraniler de merak konusu olabilir. Kimdir bunlar? Sabiiler, kendi dinlerinin Adem'le birlikte başlayan "ilk din" olduğunu iddia etseler de Sabiiliğin tarihçesi gerçekte günümüzden yaklaşık iki bin yıl önce başlar. Sabiilik Milattan önce son iki yüzyıl içerisinde Filistin-Ürdün bölgesinde mevcut olan heterodoks Yahudi akımları içerisinde filizlenmiştir. Kutsal kitaplarında Sabiiler, Filistin'deki atalarından Nasuralar olarak bahsederler ve onların Yahudilerle olan mücadelelerini anlatırlar. Oldukça zengin bir dini literatüre sahip olan Sabiilerin kutsal metinleri arasında en önemli yeri oluşturan temel kitaplar Ginza, Draşya d Yahya ve Kolasta'dır. Sabii literatürü üzerinde yapılan çalışmalar, bu literatürden en azından bir kısmının MS 2. ya da 3. yüzyılda derlendiğini ortaya koymaktadır. Bunun dışında ezoterik metinler içeren birçok metnin de kutsiyetine inanırlar. İslamın ataları ebiyonitler , sabiler ve nasaranilerdir. Bunlar Yahudilikten kopan ve o dönemin yaygın mezapotamya mezhepleriydi. İslam dini bu üç mezhepin derlemesi ile oluşturuldu. Zaten İslamın kurucusu da nasrani rahibi varaka bin nevfel olması şaşırtıcı değildir. İbadet biçimleri aydınlık ve karanlık tanrısı şeklinde yapılır. Ama daha çok aydınlık tanrısına atfen güneşe göre ibadet ederler. Kadere ve ruha inanırlar. Şeytanın varlığını kabul ederler. Sadece ilahi güçle insanların kurtulacağını zannederler. Güneşe İbadet öncesi su ile temizlenirler. Özellikle boy abdestine ve vaftize çok önem verirler.

Süryani nasturi rahibi varaka bin Nevfel aklıma geldi birden. Mıhammedin karısının kuzeni , mıhammedi de çok seviyordu. Varaka öldüğünde vahiy kesilmişti. Belki ebiyonitlerin bir anda kaybolmasıyla ilgisi vardır.

Bizim tarihçiler de araplaşmaya çalışıyorlar.

Tüm Ortadoğu dinleri antik mısır dinlerinden kopyadır. Antik Mısır'da tek bir din yoktu. Bir çok inanış vardı ve günümüzdeki üç büyük Ortadoğu dinleri tamamıyla antik mısır dinlerinden kopyalanmıştır. Antik mısır yöneticilerinin bu din kurgusunu nereden aldığı sorusu ise Atlantis efsanesine dayanmaktadır. Hepsinin amacı Atlantis gibi dünya hakimiyeti kurmaktır.

Evet bütün Ortadoğu dinlerinin kaynağı kökeni firavun hanedanlığına dayanır. Eskilerin masallarıdır. Çünkü firavunlar halkı kandırmak ve kolay yönetmek için çeşitli inançlar icad etmişlerdir. Hepsini uydururak ve içlerine bir parça gerçeklik serperek halkı köleler haline getirmek için çeşitli dinleri icad etmişlerdir. Aksi halde silah zoruyla o kadar köleye taş işçiliği yaptıramazsınız. Cennete gideceklerine inanıyorlardı Daha sonra firavun akenaton ile diğer mısır hanedanları arasında görüş ayrılığı çıkınca buradan kopyalanan inançlar ile musevilik adında yeni bir din derlemesi yapılmıştır. Tabiki eksik kalan yanlarını da musevililer yeniden uydurmuştur. Ardından museviliğin içinden Hristiyanlık ve İslam mezhepleri doğmuştur. @alpinçayırısenin de sıklıkla ifade ettiğin gibi İslam ve Hristiyanlık köken olarak museviliğin büyük bir mezhebidir. Tüm Ortadoğu inanışları uygulamada antik Mısır dönemi inanç şekillerinden kopyadır. Hatta çoğu gelenek bire bir günimize kadar devam ettirilmiştir. Antik Mısır'da sadece tek bir Ra inancı yoktur. Memphis cemaati lüxor cemaati , amon tapınağı Ra tapınağı gibi çok tanrılı inançlardan derlenerek tek tanrılı panteizm çalışmaları Antik Mısır'da başlamış ve günümüze kadar inatla sürdürülmüştür. Çünkü bunun köleler üzerindeki etkisi iştah kabartan boyuttadır

Hiçbir hayvan benim kürküm kutsaldır , siyah renk kötüdür beyaz renk iyidir diyerek bir diğerini öldürmez. Hiçbir hayvan dört tane taş dikip burası kutsaldır diyerek diğer hayvanları bu uğurda katletmez. Hiçbir hayvan diğer bir hayvanı kutsal bir taş için kurban etmez. Hiçbir hayvan niye benim gibi giyinmiyon lan diyerek başka hayvanlara saldırmaz. İnsan da bir hayvandır , bu konuda insan hariç diyebiliriz. İnsan hayvanların en aşşağılığıdır. Diğer hayvanlar sadece gereği kadar doğadan yararlanır. Dinler ortaya çıkana kadar insanlar da diğer hayvanları örnek alarak gelişiyordu. Ama sonra o yasak meyveyi yiyerek beynimizin hayal gücünü tetikledik. Ve dinleri icad ettik. İşte o günden beri dünyada savaş bitmiyor.

Osmanlıyı batıran da bu politikalar oldu. Fatih'in hristiyan sevgisi ile kanuninin yahudi sevgisi sosyal adaleti sağlamak yerine tam tersine sosyal adaleti bozdu. Şimdiki Osmanlı artıklarının arap sevgisi de Türkiye için aynı etkileri yapıyor. Hesapsızca alınan arap göçmenler insanlık değil tam tersi etki yaratarak sosyal düzeni bozuyorlar

Bilim dışı varlıklara inanan herşeye karşıyım. Doğanın ruhu olduğuna inanan şamanları da reddediyorum. Çünkü insan beyni kolaycıdır. O inanç orada kalmaz. Günün birinde şaman köyünde günahkar kadınlar yüzünden deprem oldu diyerek canlı canlı yakmayacaklarının garantisi yoktur. Böyle düşünmek insan beynini mutlu eder. Çünkü o günah keçisi sen olmadığın sürece ruhlara karşı saygı görevini yerine getirmiş olarak vicdanın rahat uyursun. Eğer günah keçisi sen olduysan zaten kendini savunacak hakkın olmadan ölmüş olursun.

Meröet şimşeki kemal dervişe benzetenler var. Ekonomi bakanı benziyor iyi güzel de başbakan ve Cumhurbaşkanı benzemiyor. Onu ne yapacağız. Böyle her onbeş yılda bir ülkenin içine edip sonra da kemal derviş benzeri birini mi getireceğiz? Ülke tek adamla yönetiliyor. Görevden alınması bir gece yarısı kararına bakar. Mehmet Şimşek'in Kuzey Kore'de bakanlık yapması ne kadar etki uyandırırsa Türkiye'de de bakanlık yapması o kadar etki uyandırır. Yabancı yatırımcı sadece bir bakanın lafına gelmez. Ülkenin çivisi çıkmış bir kere.

Hiçbir kamu kuruluşunun zarar etme yada borçlanma lüksü yoktur. Eğer zarar ediyorsa yöneticiler soyuyor demektir. Bu kadar net. Kanunlarla koruma altına alınmış ve gelir garantisi verilmiş bir kurumsal yapının asla zarar etmek gibi bir lüksü olamaz. Borç para harcayan hangi kurum olursa olsun yolsuzluğa batmış demektir. Kendi makam araçlarından ve torpilli eleman alımlarından kısıntı yapmaları gerekir.

İslamcı faşistlere göre Allah'a inanmayanlar cehenneme gidecek. Sadece onların hayal ürünü olan tanrılarına inanmadıkları için ağızlarıyla kuş tutsalar , gençlik iksirini bulsalar , çocukları ölimden kurtarsalar yararı yok. İllaki cehennemlikler. Ancak yine aynı dinin kaynaklarına göre Tarikatlarda çocuklara tecavüz edenler de cehenneme gidecek Bunlara göz yumanlar da cehennem de olacak Babasından bedava devraldığı dinini herkesin vergilerinden ödenen paralar ile yaşayan imamlar müezzinler ve diğer tüm din görevlileri de cehenneme gidecek. Dini gerekçeler ile milletin arazilerini kendi dini çevresine peşkeş çeken ve buna göz yumanlar da cehenneme gidecek. Dini gerekçe ile darul harp diyerek milletin hazinesini soyanlar da cehenneme gidecek. Özetle bakarsak cehennemde daha fazla dindarlar olacak. Hatta neredeyse kâfirler hiç olmayacak gibi. Yani bu dönemde cehenneme gitmek için müslüman olmak ve onları desteklemek yeterlidir.

Eskiden ben de senin gibi düşünürdüm ama sonra kavga etmeye başlayınca düşüncem değişti. İntikam daha güzel. Hani derler ya ölümüne dövüşmek zorunda kalırsan onlara da zarar vermeden ölmem.

Daha sonraları bu temizlik dini üyeleri kıçlarını silmek için daha fazla taş kullanmaya başlayınca ortalıkta boka bulaşmayan taş kalmamış. Ardından dönemin İslam alimleri büyük bir buluş yaparak yukarıdaki hadise dayanıp kıçınızı sileceğiniz maksimum taş sayısını hesaplamışlar. Aksi halde sokakta ellerini hangi taşa atsalar boklu çıkıyor. Salgınlar başlamış , çareyi böyle büyük bir zeka ürünü ortaya koyarak bulmuşlar. İşte metanet işte feraset işte kurandaki şifa mucizesi. Ama Avrupa'nın bulduğu tuvalet kötü birşey. Hele oturaklı klozet tarzı asla iyi değil. O zaman buyurun taşa...

Evet , doymak bilmez kapitalist semayeler holdingleşiyorlar. Halkı daha fakir bırakıyorlar. Soyacak sömürecek insan kalmayınca birbirlerini kazıklıyorlar , en sonunda kendi kendini kazıklamaya başlayacaklar. Çünkü herşey teknolojiye bağlandı yapay zeka belki kapitalist faşis sistemin sonunu getirir. Şöyle ki , Teknoloji sayesinde büyük holdingler kendi kendine yeter hale geldiler. Yani gurup şirketler içerisinde makina ve teknoloji sayesinde tüm gereksinimlerini karşılıyorlar ancak para dönmüyor. A şirketi yemeğini kendi kurduğu B şirketinden alıyor. Servisini kendi kurduğu C şirketine ihale ediyor , araç gereksinimini yine kendi kurduğu D şirketinden gideriyor.. böyle uzayıp gidiyor. İlk önceleri çirkince zengin oluyorlar ama halk fakirleşmeye başlıyor. Bir süre sonra holding karları giderek azalıyor ve sıkı tasarrufa gitmek zorunda kalıyorlar. Ama tasarrufu kendi lüksünden değil işçilikten yapınca önce kalite düşüyor sonra işçi bulamıyor. Ardından tasfiye sürecine giriyorlar. Benim öngörüm bu şekilde. Bu kısır döngünün son aşamasına yeni girildi. Ama çıkmak için bir çare var. İşçiye holding kazancından fazla para vermek. Ancak şirketler kurnazlık yapıp işçiye para vermek yerine özel sigorta promosyonu veriyorlar. Böyle kendilerini kandırıyorlar. Çünkü özel sigorta şirketi de yine aynı holding bünyesinde. Bundan çıkışın tek yolu işçiye hakettiği ücreti vermektir. Çoğu holding adı büyük sözde büyük şirketler fazla mesai ve gece mesailerini normal ücret üzerinden veriyor. Bunu tasarruf adına yapıyor halbuki en az yüzde 50 fazla vermesi gerekiyor. Bu noktada işbirlikçi devlet devreye giriyor. Devlet memuruna işçisine fazla para basarak güya fazla para veriyor. Halbuki devlet bir işletme değildir. Ödediği fazla maaşları vergilerden yada matbaadan karşılamak zorunda. Bu durumda aşırı enflasyon oluşuyor ve yine çok uzamadan durgunluk sürecine geçiyor piyasa.

Sorularla İslamiyet sitesinin saçma yorumu aşağıdadır. Lütfen okuyunuz; " Mesela; yaş, makam ve mevki bakımından büyük olan bir kimsenin, kendisinden küçük olan birine “Aferin!” demesi, çok güzel bir başarı ödülü kabul edilirken, küçük bir kimsenin büyük bir kimseye “Aferin” demesi, edep dışı çirkin bir laubalilik kabul edilir. Yine; yüksek bir makamda bulunan bir yetkilinin suçlu olan bir kimse hakkında kullandığı “sert ifadeler”, onun sorumluluğuna uygun, makamına münasip, haşmetine yakışır, başkalarının hak ve hukukunu muhafaza arzusuna muvafık, suçluların suç işleme cesaretlerini kırma noktasındaki caydırıcılık amacına mutabık düştüğü için insanlar tarafından makul karşılanır. Fakat aynı “sert ifadeyi”, bir normal vatandaştan duymak, çok olumsuz etkiler bırakır." ----------------------------------- Burada dinci site en başta kendi tanrısını savunma hatasına düşmüştür. İkinci olarak da özrü kabahatinden büyük bir laf etmiştir. Yani insani ilişkileri referans alarak allahın makamını tanımlamaya kalkmıştır. Allah ile bir padişahı yada bir kralı kıyaslama zibidiliğine kalkışmıştır. Zaten İslamcı müptezellerin kaçtıkları en son nokta buraya kadardır. Şimdi sorularla islamiyet sitesinin saçma yorumuna geri dönelim , demişler ki ; "Allah kendi sorumluluğuna uygun olarak başkalarının hak ve hukukunu korumak adına böyle argo ifadeler kullananilir. " Demek ki kendi sözde mükemmel yarattığı sistemin bozulma endişesini taşıyan ve korkan bir allah var. Ve bu durumdan korktuğu için başkalarına karşı argo ve hakaret sözleri kullanıyor. Şimdi endişe duymak allaha yakıştı mı? Zaten bu endişe kuran yazarlarının kendisine ait bir durum olduğundan yani insani bir refleks olduğundan kuranda bolca tehdit küfür hakeret argo gibi sözleri bulabilirsiniz. Korumak eylemi zaaftan kaynaklıdır. Bozulma endişesi taşıyan biri onu korumaya çalışır. Gelelim sorularla İslamiyet sitesinin diğer saçma açıklamasına şöyle demişler ; "Mesela; yaş, makam ve mevki bakımından büyük olan bir kimsenin, kendisinden küçük olan birine “Aferin!” demesi, çok güzel bir başarı ödülü kabul edilirken, küçük bir kimsenin büyük bir kimseye “Aferin” demesi, edep dışı çirkin bir laubalilik kabul edilir." Bir yönetici yada bir kırala avam birinin akıl vermesi hakarettir demiş. Bu tamamen insani bir reflekstir. Çünkü böyle bir durumda kralın yada yöneticinin itibarı zarar görür. Bu zaafını gidermek için önlemler alır ki hükmetmek istediği insanlara karşı gücü olsun. Gördüğünüz gibi aynı durum kurandaki Allah tanımlamasında da bulunmaktadır. "Allah doğurdu diyenler ne çirkin söz ediyorlar" diyerek birilerini azarlamaktadır. Çünkü hükmetmek istediği topluma karşı rezil olma korkusu taşımaktadır. Çinkü Araplar arasında kadınlık aşağışıl bir şeydir. Bunlar baştan sona insani davranışlardır. Kuranın insan ürünü olduğunu tek seferde açıklamaya yeter de artar bile. Özetleyecek olursak , allah korkmuş , endişe duymuş ve bu tür sözler kullanmıştır.

Kapitalist sistemin doğal ürün yalanları televizyondan resmen pompalanıyor. Doğada var olan herşey doğaldır. Radyasyon da doğaldır , yılan zehiri de doğaldır , lağım suyu da doğaldır. Doğal yalanları ile sakat ürünlerini insanlara yüksek fiyattan satmaya kalkıyorlar. Asıl olan doğal olması değil metabolizmaya uygun olup olmamasıdır. Organik olması da kesin iyi anlamına gelmez. Vahşi kapitalizm ve şımarık Anadolu sermayesi yine para yarışına girdi.