Kovulmuş Üye

Ateistler bir üst organizasyona sahip olmalılar. Aksi halde filistinde bebekler ölüyor demekten başka bir söz hakkınız olmaz. Meşru savunma hakkınızı bile gasp eder bu barbarlar. Şuan muhalefet denen zavallı siyasetin hali bundan ibaret. Akşama kadar Filistin goygoyu yaptıktan sonra 30 Ağustos kutlamalarında ismail haniye adlı teröristin posteri niye asılmış bunu tartışıyorlar. Ateistler Küresel düzende de hiyerarşik açıdan ağırlığını göstermelidir.

İslam'ın ilk emri oku değildir. Bu dil mantığına da aykırıdır. Yıllarca nasıl keklendik değil mi. Yok efendim allahın ilk emri oku imiş... Ortada yazı yokken neyi okuyacaksın? İslam'ın ilk emri anlat demektir. Yani İkra sözü anlat demektir. Bu mantıklı bir bağlam oluyor. Var olan bir yazı okunur. Söz ise anlatılır. İslam hikayesi sözlü geldiğine göre , söz okunmaz anlatılır. Mağaradaki hayalet olan cebrailin muhammed ile konuşmasını bir kez daha dikkatle inceleyin. Cebrail oku diyor , Muhammed ne okuyayım diyor. Cebrail bu kez ardından sözde ayetleri sallamaya başlıyor ve git bunları oku diyor. Ama Söz okunmaz ki anlatılır ,tekrarlanır. Bu saçma bir mizansen. Şimdi doğru olanı yapalım, Cebrail anlat diyor , muhammed ise ne anlatayım diyor , cebrail ise sözde ayetleri sallamaya başlıyor ve bunları anlat diyor. Muhammed de kasabaya dönüp aynılarını anlatıyor. İşte bu oldu. Sonuç ; İslam'ın ilk emri oku değildir. İlk emir "Anlat", "tekrarla" ,"bildir" demektir. Ayrıca Türkçede okumak argo anlamda kullanılır. Masal anlatmak , yalan söylemek anlamında. Hadi oku bakalım , sen yine bildiğini oku , boşa gazel okuma .....gibi..eğer birine sözlü olarak "oku" derseniz , at bakalım palavraları , demiş olursunuz. Acaba cebrail de muhammede böyle mi demek istedi.

Bakın bunlar tennure oluyor , renkli renkli fistanlar. Bu giyisilerin kendi içlerinde de aşamaları var. Hizmetçi , usta çırak gibi rütbe gösterenleri var. Mevleviler eşcinsel erkekleri mi kapsıyor? Çünkü hiç Mevlevi kadın görmedim , onlar da etek giyip dönüp dans etseler ya. Bence daha çok seyirci toplarlar.

Ortadoğulu semitik Arap Yahudi dinlerinin insanları otistik yaptığı bir gerçektir. Otizm aile içinden gelir. Bazısı genetik bazısı da sonradan oluşur. Dinler tüm insanları otistik yapmak için uğraşır. Çünkü tüm ritüelleri ve öğretiler otizm ile paralellik gösteriyor

Dinleri oluşturan temel etken insanların ölüm korkusudur. Dinler bu temel üzerine kurulmuştur. Sonra insanların bu korkusu siyasete alet edilmiştir. Ve kitaplı sistemli dinler ortaya çıkmıştır. Hiçbir din yoktur ki öldükten sonraya dair bir iddiası olmasın. Herhangi bir dinden ölüm sonrasını çıkartırsanız geriye embesilce yapılan davranışlar kalır. İsterseniz deneyin bir kere. İslam'dan ölüm sonrası konuları çıkartın , geriye ne kalır...kocaman bir hiç...aslında dinlerin ölüm sonrası yalanları da kocaman bir hiçtir. Orasını kimse bilmiyor. Ama deneyimleme şansı bir kez olduğu için geri dönüp anlatan olmamış. İşte bu boşluğu fırsat bilen siyasi tüccarlar hemen insanları yönetmeye başlamışlar.

Bir amerikan filminden replik ; Teğmen : Yüz başı bu işi yaparken neden teröristlerle işbirliği yapıyoruz? Yüzbaşı: işler ters giderse suçu üstlenecek birileri lazım teğmen. İşte devletler ellerini kirletmemek için terör örgütleri kurarlar. Bazen de bu teröristler el değiştirir satılırlar. Başka devletlerin güdümüne girerler.

Olmalılar , geç bile kalındı. İyi bir girişim. Ancak kadınlar da cepheye gitmeli. Yazıhane memuru yüzbaşı ile komando yüzbaşı bir tutulmamalıdır

Hizbullah varlığını sürdürmek için tabiki de camileri ve tarikatları kendine mesken seçti. Çocuk yaşta insanları din adı altında İrana götürüp birer canlı bomba ve katil olarak eğittiler. Ayrıntılar aşağıdaki yazıda. https://www.turkocaklari.org.tr/nuri-gurgur/hizbullah-in-iki-yuzu/930

UV ışınları sana değmiyor ki suya değiyor, musluğa gelene kadar etkisi kayboluyor. Şiddetini ona göre ayarlıyorlar.

Hizbullahın amacı nedir? Hizbullahın amacı müslüman Kürt devleti kurmaktır. Yani PKK dan hiçbir farkı yoktur. Hizbullah'ın amacı insanları dine zorlamak ve gerekirse onları vahşice öldürmektir. İslama zorlamak istemelerinin nedeni ise bugünkü siyasal İslamcı iktidarın çatısı altında kendi siyasetlerini be bölücü hedeflerini gerçekleştirmektir. Hizbullah'ın siyasi uzantısı HÜDA-PAR denen örgüttür. Bu örgüt akp nin siyasi destekçisi olarak doğu illerinde faaliyet göstermektedir. Amaçları müslüman bir kürt devleti kurmaktır. PKK dan hiçbir farkları yoktur.

Dinci liboş ile solcu keko aralarında konuşuyorlar, geçende tanık oldum bu konuşmaya. Keko: Mutfağı baştan sona yeniledim, eski değildi ama on yıl olmuştu, değişmesi gerekir. Liboş : ben de eski televizyonu attım oled TV aldım 85 bin para verdim ama harika bir TV. Yeni eve taşınmıştım yeni eşya gerek. Önceki de çalışıyordu ama olsun yeni eve yeni eşya lazım. Bunların manevi babaları kapitalist sermaye sahipleridir. Yani özünde bu ikisi kardeştir.

Camiler ve daha genel anlamda tapınaklar çoğunluğu hiçbir işe yaramıyorlar. İçleri dolmuyor bile. Ama bir çok enerji tüketiyorlar. Hem yapımında hem de kullanımında bir çok gereksiz enerji tüketimine neden oluyorlar. Bir caminin tükettiği günlük enerji yaz kış ortalaması 30 kW /gün. Bu ne demek biliyor musunuz. 1 günde beş ton su israfı demek. Bunu gereksiz yapılam onbinlerce cami için düşünün bir kere. Sadece elektrik harcamasını söylüyorum. Bunun yanında her yıl değişen halıları var Ayrıca abdesthanede foşur foşur akıtılan sular var Küçük bir caminin yapımı için 4000 ton malzeme harcanıyor. Bunların çevreye verdiği zararları siz düşünün. Amaç ne? İnsanların ölüm korkusu yüzünden bu kadar malzemeyi boşa harcayıp dünyayı pisletmeye gerek var mı? Dinlerin ve tapınakların var olöasının tek amacı zayıf indanların ölüm korkusudur. Yazık yahu. Tapınaklar olsa da ölüyorsunuz olmasa da ölüyorsunız. Çevreyi koru ve tapınaklara camilere cemevlerine du de!!!

Evet ama doğru olan bu. Faşist dincilere daha az vergi ödemek ve onların babaları olan kapitalist sermaye sahiplerinin daha az kazanması için bu fedakarlığı yapmalıyız. Böylece biz kazanırız onlar kaybeder.

Isınmak için diğer bir uygulama da evin içinde bile olsa maske takmaktır. Böylece nefesiniz ısınır boğazınız ılık kalır. Ek olarak yün boğazlıklar takın. Kan dolaşımının çok olduğu bölge olan boyun kısmını sıcak tutar ve ısı kaybını önler. Ayağınızı sıcak tutun. Terleyen bir ayağınız varsa tek kat çorap idealdir. Aksi halde terli ayak daha çok soğur. Yine her şekilde terli kalmaktan kaçının , terlemekten kaçının çünkü terli beden daha çok üşümeye başlar. Isı dengenizi terleme hızına göre ayarlayın.

İkra sözü oku anlamında değildir. Hiçbir dil başka bir dile tam olarak çevrilemez. Bu da kuranın mucize olmadığını gösteriyor. İkra , tekrar et anlamındadır. İkrar ve tekrar aynı fiil kökünden türemiştir. Araplar okuma eylemini bizim gibi öğrenmek olarak görmüyor. Başkasının yazdıklarını tekrarlamak olarak değerlendiriyorlar. İkra sözü tam anlamıyla tekrar et , burada duyacaklarını git orada birdaha anlat demektir. Zaten Muhammed soruyor neyi tekrar edeyim diye. Bunu bizim dinciler "neyi okuyayım" diye çarpıtarak çeviriyorlar. Muhammed mi gerizekalı yoksa Cebrail mi? Olmayan kitap için "oku" emri verilir mi hiç. Kaldı ki ortada daha kuran yok , kitap yok , ilk kez bir ayetin indiği mağaradaki mizanseni düşünün bir kere. İkra yani tekrar et anlat emrine karşın Muhammed "neyi anlatayım" diye yanıt veriyor. Mizansen böyle kurulduğunda mağara tanrısı allahın muhammedle konuşması biraz daha normal oluyor değil mi. İşte bütün bunlar ikra sözünün oku anlamına gelmediğini ispat eder. Zaten arap kureyş sözlüğünde de bu böyledir.

Ben buna makas zıplama hareketi diyorum.

Malumunız heryerden gaz ve petrol çıktığı şu son birkaç yılda benzine ve doğalgaza üç kat zam geldi. Önümüzdeki aylarda da doğalgaza yine iyi oranda zam gelecek. Daha az doğalgaz yakmak için püf noktaları sıralayacağım. Evi değil kendinizi ısıtın. Bunun için şunları öneririm; Sıcak tutan giyisiler giyinin Sıcak su torbası kullanın , en küçük boy sıcak su torbalarını belinize sokabilirsiniz yada hırkanızın altına koyabilirsiniz. Gece büyükçe battaniye yada yorgan kullanın böylece üstünüz açılmaz. Gündüz hareketsiz kalmayın , olabildiğince işlerinizi kendiniz yapmaya çalışın. Böylece hep hareket halinde bedeninizi ısınır. Evi günde iki kez havalandırın. Bu size saçma gelebilir ancak bedeniniz dışarıdaki soğuk havayı on dakika hissetse bile yeter. Ilık içecekler tüketin. Kombinizi en kısık ayarında sürekli açık tutun. Mutfakta sıcak suyu kombiden almak yerine ocakta caydanlıkta ısıtın. Evinizde termos varsa sıcak suyu termosta saklayın. Böylece dört beş saat içinde yeniden sıcak su ısıtmanıza gerek kalmaz. Bedeninizin kan dolaşımını hızlandıran hareketler yapın ama sürekli değil , günde altı kez makas zıplama hareketi yapın. Yani on kere zıplayıp ayaklarınızı ve kollarınızı açıp kapatın. Bunu günde altı kez yapın. Kan dolaşımını en kolay hızlandıran hareket budur. Böylece kalp ve damar sağlığınız da korunmuş olur. Gündüz kahvaltıda kalorisi yüksek besinler tüketin , akşam ise sıcak süt yada sıcak içecekler tüketin.

Ülkede kriz derinleştikçe halkı oyalamak için anayasa ve rejim tartışması çıkartıyorlar. Akp şimdi de terörist ortağı HÜDA-PAR ı konuşturuyor. Böylece salak muhalefet akşama kadar onları konuşacak. Ve bu sayede halk gerçek sorunları konuşmayacak. 20 yıldır niye hep aynı oyuna geliyorsunuz anlamıyorum. Aslında anlıyorum da anlatamıyorum.

Hizbullah'ın Türkiye'deki yapılanması HÜDA-PAR denen teröristlerdir. HDP den hiçbir farkları yoktur. Hizbullah denen terör örgütünün siyasi uzantısı olan HÜDA-PAR ise bugünkü AKP'nin iktidar ortağıdır. HÜDA-PAR da tıpkı terörist PKK gibi geçmişte yaptıkları tüm katliam ve vahşetleri savunur.

İslam sapıklıktır, kocaman adamların 13 yaşındaki kızlara şehvetle bakmasını savunur. Masum bir canın kanını akıtarak kendi günahlarından arınacağını söyler. İslam terörü meşru olarak savunur. Bunun adına da cihat diyor. İslamın ilk hedefi sivillere ve silahsızlara baskı uygulamaktır. Teröristlik yapmak onlara göre mücahitliktir. İslam işkence ve tehditleri normal görür. İslam allah adına yapılan her suçu , hırsızlığı , cinayeti bile normelleştirir. İslam kendinden başka hiç kimseye yaşam hakkı vermez.

Son üç yılın en gözde sorusu bu. 2.el araçlar neden sıfır araçlardan daha pahalı? Yanıt fırsatçılık , ama nası? Bildiğiniz gibi değil. Bugün 500 bin birikmiş paranız var 400 bin kredi çekip yeni araç alalım diyorsunuz. Toplam 900 bin gibi görünüyor ama kredi olarak çektiğiniz 400 bin TL nin 24 ay FAİZLİ geri ödemesi 800 bin TL ediyor. Yani arabayı aldınız size maliyeti 1.3 milyon lira. Arabanın peşin fiyatı zaten 900 bin lira. Siz bunu acil 2. El olarak satmaya kalkarsanız 1 milyondan aşağı vermezsiniz. Satmayı düşünmüyorsunuz . Peki ama size maliyetini 1.3 milyondan hesap edecek ve sizde bunu başka ürünlere yansıtacaksınız. İşte pahalılığa neden olan sistem , akp rejiminin berbat ekonomi yönetimidir. Yıllar önce faizleri yüzde 20 yapsaydı şimdi enflasyon yüzde on civarı olacak ve faizler de yüzde 8 civarında kalacaktı. Kendini ekonomist ilan eden ve bunu alkışlayanlara duyurulur. İşte fırsatçılar, AKP'nin faiz lobisidir

Türkiye'deki bütün dinci çeteler , Laz mafyaları , aşiretler hepsi birden Filistin'e gidip İsrail'e karşı savaşmalılar. Ama onların işleri var. Kadınlar çocuklar ve savunmasız sivilleri tehdit etmekle meşguller. Karşılarına silahlı profesyonel ordu çıkınca fıs trıs sesler çıkarıyorlar.

Neyzen Tevfik bu milleti çok net özetlemiş İnsanoğlu tuhaftır her lafı kaldırmaz İbne dersin saldırır ,sikersin aldırmaz.

İnadına Coca-Cola alıyorum. Şok market yıldız holding yani Ülkere ait. Kendi kola turkalarını rafa dizmiş , ufak bir yere de coca cola koymuş , inadına coca cola alıyorum. Zaten kola turcanın tadı bir şeye benzemiyor. Hiç birşey bulamazsam cola turca da almam. İnadına Ariel , Domestos.

Ava giden avlanır Tam da Türkiye halkını simgeliyor bu söz. Üç kuruş çıkarı uğruna rüşvete ve yolsuzluğa göz yuman halk en sonunda bu çarpık sistemin elinde köle olur sonra da nerede bu adalet diye bağırır. Örneğin kendi tapusuz arazisine imar verilsin diye ona buna rüşvet veren halk en sonunda depremde göçük altında kalınca nerede bu devlet diye bağırmaktadır. Yada adil yaşamak yerine torpille rüşvetle iş takipçiliği yaparak sadece kendi çıkarını düşünen toplum bireyleri en sonunda aynısı kendisine yapılınca nerede bu devlet diye bağırır.