Jump to content

Emre_1974tr

Members
  • İçerik sayısı

    380
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    3

Everything posted by Emre_1974tr

  1. Müslüman olan Yahudiler batıda Hıristiyan kadınların neden hızla İslam'a yöneldiklerini açıklamış: 1. the bible convicts women as the original sinners, (ie. eve picking from the forbidden tree){genesis 2:4-3:24}. the koran clarifies it was adam not eve {qur'an 7:19-25} 2. the bible says "the birth of a daughter is a loss" {ecclesiasticus 22:3}. the qur'an says both are an equal blessing { qur'an 42:49} 3. the bible forbids women from speaking in church {ı corinthians 14:34-35}. the qur'an says women can argue with the prophet {58:1} 4. ın the bible, divorced women are labeled as an adulteress, while men are not {matthew 5:31-32}. the koran does not have biblical double standards { qur'an 30:21} 5. ın the bible, widows and sisters do not ınherit any property or wealth, only men do{numbers 27:1-11}the koran abolished this male greediness { qur'an 4:22} and god protects all. 7. "ıf a man happens to meet a virgin who is not pledged to be married and rapes her and they are discovered, he shall pay the girl's father fifty shekels of silver. he must marry the girl, for he has violated her. he can never divorce her as long as he lives" {deuteronomy 22:28-30} one must ask a simple question here, who is really punished, the man who raped the woman or the woman who was raped? according to the bible, you have to spend the rest of your life with the man who raped you. would the christian men reading this prefer the women they know to be christian or muslim? 9. women were given rights to vote less than a 100 years ago in the (us), while the quran (42:38) gave women voting rights almost 1,500 years ago. 10. ıslam has unconfined women and has given them the human right to reach for the sky. there have been muslim women presidents through out the centuries, but to this date, the oppressive mentality of the men in the western u.s.a. has stopped any women from becoming presidents in predominately christian countries, while the muslim countries have voted for and elected female presidents." Jews for Allah sitesinden... https://jewsforallah.org/
  2. sahte Tevrat'tan alınma korkunç bir uygulama. Bu arada başörtüsü, sünnet olmak, fakirizm, ruhbanlar, kadın düşmanlığı ve daha bir çok şey bu sahte İncillerde var. Yani İslam dininde bunlar yok. Buna karşılık Musevilik ve Hıristiyanlıkta varlar. Ama bugün Arap ülkeleri ve İran bu sahte İncillerin ilkelerine göre yaşıyorlar (hadis ve mezhepler vasıtasıyla). Ve işin ilginci Musevi ve Hıristiyan ülkeler ise günümüzde daha çok Kuran öğretisine uygun yaşıyorlar.
  3. sahte İnciller baştan sona çelişkili. Bu yüzden bu pagan kitaplarda çelişki olmayan tek bir yer var mı diye aramak doğru olandır.
  4. Ve: https://islamidusunce.net/forum/index.php?topic=16194.0
  5. Sahte İncil'e göre Musa'yla birlikte Mısır'dan kaçanlar milyonları buluyor. Çıkış 12. Halk Ramses’ten Sukkot’a doğru yola çıktı. Çocukların dışında, yaya olarak altı yüz bin erkek vardı. Başka halklardan büyük bir topluluk da onlarla birlikte çıktı; ayrıca yanlarında davar, sığır, pek çok hayvan vardı Ve yine ifadelerden anlaşıldığına göre bu topluluk Mısır'ın işgücü ihtiyacını da karşılıyordu. Eğer gerçekten böyle yüzbinler milyonlar bir gecede ülkeden ayrılsaydı o dönemin dünya nüfusunun azlığını da gözönünde bulunduracak olursak tarih kitaplarına geçecek dehşet bir göç olurdu. Böyle bir durum yok elbette. Kuran yine işin doğrusunu yazar, Musa ve Harun'la birlikte yola çıkanlar küçük bir topluluktu: Kutsal Kuran 26:52 Musa'ya: "Kullarımı gece yürüyüşe geçir, çünkü izleneceksiniz" diye vahyettik. 26:53 Bunun üzerine Firavun, kentlere toplayıcılar gönderdi: 26:54 "Kuşkusuz bunlar, küçücük bir topluluktur."
  6. Piyasadaki sahte Tevrat'a göre tecavüzcü kurbanıyla evlenmeli ve bu evlilik de ömür boyu sürmek zorundaymış. Yasanın Tekrarı 22 28. “Eğer bir adam nişanlı olmayan erden bir kızla karşılaşır, tutup onunla yatarsa ve bu ortaya çıkarsa, 29. kızla yatan adam kızın babasına elli gümüş verecek. Kıza tecavüz ettiği için onu karı olarak alacak ve yaşamı boyunca onu boşayamayacaktır. Burada cezalandırılan kız olmakta, hem de ömür boyu tecavüzcüsüyle evli kalmak zorunda olarak... Ayrıca, sahte İnciller genel olarak da boşanmayı zina gibi görür. Kuran piyasadaki İncillerin bu hatasını da düzeltir. Kimse kimseyle evlenmek veya evli kalmak zorunda değildir: Kuran 4:19 Ey iman edenler! Kadınlara, zor ve baskı kullanarak mirasçı olmanız size helal olmaz. Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp götürmek için onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir fuhuş yapmaları hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan tiksindinizse olabilir ki, siz birşeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok hayır koymuş olur.
  7. Sahte Tevrat'a göre zinanın cezası recmdir yani idamdır. Kuran bu hatayı da düzeltir. Hiçbir zaman zinanın cezası idam olmadı Allah'ın dininde . Zinanın cezası gerçekte sadece cilde 100 sopadır: Zina eden kadın ve zina eden erkeğin ciltlerine yüz vuruş vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun. 24-Nur Suresi 2 https://www.kurandakidin.com/2011/10/26-bir-buyuk-uydurma-recm-taslayarak-oldurme/
  8. Ayetlerde cennettekilerin cehennemdekilerden farklı olarak, ilk ölüm dışında ölümü tatmayacakları vurgulanıyor. Cennettekiler sonsuza dek yaşarken, cehennemdekiler ise bir gün cehennemin kendisiyle birlikte yok edilecek olabilirler. Saffat 55. Baktığında, onu cehennemin ortasında bulur. 56. "ALLAH'a andolsun, az kalsın sen beni de mahfedecektin," der. 57. "Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de şimde seninle birlikte olurdum." 58-59. Biz ilk ölümümüzden başka ölecek değiliz ve biz azaba uğrayacak da değiliz. Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur.(Duhan Suresi 56. ayet) Sadece Cennet sonsuza kadardır. Evet, cennettekiler sonsuza kadar yaşayacak, cehennemdekiler ise bir gün cehennemle helak olacaktır. Ve vermiş olduğum bu ayetlere göre cennettekiler ömürlerinde bir kez ölümü tadacaklardır. Yani, dünyadaki ölümleri. Ama cehennemdekiler ikinci bir ölümü tadacaklar. Çünkü onlar bir kez dünyada öldüler ve şimdi de cehennemde bir kez daha ölecekler. Cennettekiler toplam bir ölüm, cehennemdekiler ise toplam iki ölüm yaşamış olacaklar. Bu ayetlerin bize verdiği bir başka bilgi de reenkarnasyon diye bir şeyin olmadığıdır. Çünkü Allah'ın dediği gibi, yeryüzünde ölümün tek bir tadı vardır. Ve; kutsal Kuran 40:40 "Kim bir kötülük işlerse, ancak misliyle cezalandırılır. Erkek olsun, kadın olsun, kim bir makbul olarak iyilik yaparsa, işte onlar, sınırsız rızık alacakları cennete girerler. " 6:160 Kim bir iyilik ile gelirse ona onun on katı verilir. Kim bir günahla gelirse ona ancak misliyle karşılık verilir. onlara zulmedilmez. 1- Cehennem bir gün bitecektir. 2- Reenkarnasyon yoktur. 3- Mükafat, cezadan daima daha büyük ve ebedîdir. 4- Cennettekiler, ancak bir ölümü (dünyadaki ölümlerini) tatmışlardır. Ama cehennemdekiler ikinci bir ölümü tadacaklar (dünyadaki ölümlerine ek olarak cehennemde bir kez daha ölecekler).
  9. Biraz daha gerçekçi rol yapmayı öğrenin lütfen. Bakın İslam'ın Allah'ın dini olduğunun siz de farkındasınız ki bu yüzden binbir hille ve stratejiye başvurmaya kalkınyorsuuz. Yoksa haklı ve doğru olanın, kazananın İslam olacağının hep farkındasınız.
  10. Bu arada yine hıristiyan değilmiş gibi davranmaya çalışan misyonerler aynı bayat taktiklerine devam ettiklerine göre hatırlatalım: https://www.diniyazilar.com/2018/06/hiristiyan-misyonerler-internet/
  11. Bırak şimdi palavrayı, sen de Ömer nikiyle yazan kişi de hepiniz hıristiyan misyonerlersiniz. Bu arada üçlemeci mi yoksa İsa'yı peygamber olarak gören misyonerlerden misiniz?
  12. http://vekilsizmeclis.com/viewtopic.php?f=4&t=5568
  13. Yok, bu sahte figürleri İsa Peygamberin hayatına bakarak yarattılar. Musa'nın hayatına bakarak ise Süpermen'i kaleme aldılar.
  14. Bu da Osiris ve Horus hikayelerinin neden İsa'nın hayat hikayesine benzediğini açıklıyor. Osiris ve Horus'un hikayeleri, İsa'nın hayatından esinlenmiştir. Çünkü İsa daha önce bir çağda yaşamıştı. Ne yazık ki, insanlar her zaman yaptıklarını yaparlar. Peygamber'in hayat hikâyesini putlaştırdılar. Hristiyanlık da yüzyıllar sonra bu hikayeye dayanarak yaratılmıştır.
  15. Kutsal Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunun ve korunarak günümüze kadar geldiğinin daha sayısız kanıtları vardır: https://www.miracles-of-quran.com/ ve Kuran'daki gerçek İslam bilinenden çok farklıdır: https://www.kurandakidin.com/
  16. http://emre1974tr.blogspot.com/ https://www.mucizeler.com/ https://www.youtube.com/@Altay19/videos Selam
  17. İsa Peygamber Musa ve Harun Peygamberlerin Yeğeniydi http://emre1974tr.blogspot.com/2018/03/isa-peygamber-musa-ve-harun.html İsa paygamber sahte Tevrat'taki Yuşa'nın ta kendisidir. Yani İsa peygamber zannedilenden çok daha eski bir çağda yaşadı ve sahte İnciller de zannedilenden çok daha eski çağlarda kaleme alındı. Bu yüzden geçen yıllarda Amerikalı bir rahip ile yaptığımız tartışma sonucunda, ellerindeki İncillerin tarihi bilgiler ile tamamen çeliştiğini fark etmesi üzerine Hıristiyanlığı terk etmişti. Evet İsa Peygamber Musa ve Harun Peygamberlerin yeğenidir. Ve böylece Kutsal Kuran piyasadaki sahte İncileri bir kez daha düzeltti.
  18. Ve Maide 33'te de Bahsedilen Nefsi Müdafaa ve Kısastır http://emre1974tr.blogspot.com/2012/12/maide-33te-istenen-nefsi-mudafa-ve.html
  19. Verdiğim ayetleri bile okumamışsın, kaldı ki bir de Kuran'ı yorumlamaya kalkacaksınız bu akılla. Devam ayetinde kendi dininde kalsa da sana karşı iyi davranırsa hemen mücadeleyi bırak diyor. Savaştan bahseden surelerin tamamında bu anlatılıyor, saldırganlar saldırılarına devam ederlerse sen de karşılık ver, yok eğer vazgeçerlerse sen de savaştan vazgeç deniliyor. Namaz kılmaktan bahseden ayetlerde de yine o kişi Müslüman olduysa Müslümanlara karşı saldırılarından vazgeçmiştir. Ama savaş nedeni onun dini değil, onun saldırgan olup olmamasıdır. Sureyi bütünlük içinde okumuyorsunuz, Kuran'ı hiçbir zaman okumadınız, bunu bırakın şurada verdiğim birkaç ayeti bile bütünlük içinde okuyamadınız. Kısaca körü körüne kendi öğretinize iman eden yobazlarsınız.
  20. Hayır sevgili John Ahmet. tam tersine, ben senden daha derinlemesine bilgi sahibim bu konuda. Tamamen yanlış bu senin izinden gittiğin öğreti. Hatta bahsettiğin zattın tabletleri kasıtlı olarak hatalı çevirdiği de ortaya çıktı. Tabii daha önceleri onun çevirilerini kontrol edebilecek kişiler pek yoktu ama artık yapay zekanın da yardımıyla gerçek tercümelere ulaşılabiliyor. Doksanlı yıllarda bile senin şu anda sahip olduğun bilgiden daha fazlasına sahiptim bu alanda.
  21. Tekrar belirtelim; Kuran`da sadece nefsi müdafaya izin vardır İslam karşıtlarının yaptığı en güzel çarpıtma taktiklerinden biri de ayet cımbızlamadır. Bu yolla surenin bağlamından koparılan ayet alınır ve aslında sadece savunma savaşına izin veren söylemler sanki saldırı savaşını ve dinsel baskıyı emrediyormuş gibi gösterilir. Örneğin: 9 - Tevbe Suresi 1. Allah ve resulünden, kendileriyle antlaşma yapmış bulunduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu; 2. Yeryüzünde dört ay daha dolaşın ve bilin ki siz, Allah`ı âciz bırakamazsınız. Şu da bir gerçek ki, Allah küfre batanları rezil eder. 3. Bir de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var: Allah da O`nun elçisi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. O halde, tövde ederseniz bu sizin için hayırlırdır. Yok eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah`ı acze düşüremezsiniz. Küfre saplananlara acıklı bir azabı muştula! 4. Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever. 5. O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr`dur, Rahîm`dir. 6. Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yanına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah`ın kel dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur. 7. Müşriklerin Allah katında, onun resulü katında ahitleri nasıl olabilir! Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız müstesna. Bu şekilde antlaşması olanlara, onlar size doğru-dürüst davrandıkça, siz de doğru-dürüst davranın. Allah, sakınanları sever -------------------------------------------- Şimdi burada açıkça antlaşmayı bozup saldıran inkarcılara karşı siz de onlara karşı savunma amaçlı savaşın emri vardır.Ama antlaşmaya aykırı davranmayan , saldırmayanlara siz de saldırmayın, size saldıranlar da bundan vazgeçerlerse hemen siz de barışa yönelin denmektedir ayetlerde. 9:12 Anlaşma yaptıktan sonra andlarını bozar ve dininize saldırırlarsa, o inkarcılığın önderleriyle savaşın; çünkü onların andı artık geçersizdir. Belki vazgeçerler. -------------------------------------------------------------------------------- 9:13 Andlarını bozan, elçiyi sürmeye yeltenen ve sizinle (savaşı) ilk defa başlatan topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? İnanıyorsanız asıl çekinmeniz gereken ALLAH`tır. -------------------------------------------------------------------------------- 9:14 Onlarla savaşın ki, ALLAH ellerinizle onları cezalandırıp rezil etsin, sizi zafere ulaştırsın ve inanan toplumun göğsünü ferahlatsın, Yine aynı sürede saldıranlarla savaşın kendinizi savunun emri vardır. İşte tüm savaşla ilgili sürelerde istenen budur. Ama çarpıtma tekniğine başvurmak isteyenler bu nefsi müdafayla ilgili ayetlerden birini cımbızlıyor ve sanki durup dururken inkarcıları yakalayıp öldürün deniyormuş gibi bir hava yaratılıyor.) Ama aslında istenen tek bir şey vardır, sana saldırana karşı kendini savun,onlar vazgeçerlerse sen de barış yap. "Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah, aşırı gidenleri sevmez.Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir. Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir. (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. "(2 Bakara Suresi , 190-193) Evet bu savunma savaşıyla ilgili ayetlerden de biri cımbızlanırsa sanki inanmayanlara saldırın gibi bir ifade varmış gibi gösterilir ki bu strateji hep izlenmektedir. -------------------------------------------------------------------------------------- Kuran`da düşünce özgürlüğü temeldir. Çünkü imtihan dünyasının gereği insanlar dilediğine inanacak ki ahirette ondan sorumlu tutulabilsinler. Bu yüzden islam`da sadece tebliğ vardır. Kimse kimseye düşüncesinden dolayı bir tokat bile atamaz yoksa kendine yazık etmiş olur: -------------------------------------------------------------------------------- Mearic Suresi 42 bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar. ------------------------------------------------ En`am Suresi 112 İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar; -------------------------------------------------- Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (60 Mümtehine Suresi, Herkes dilediğine inanmakta ve yaşamakta özgürdür ki, ahirette inancından dolayı sorumlu tutulabilsin: Bakara Suresi 256 Dinde baskı-zorlama-tiksindirme yoktur. Doğru bilgiye dayalı eriş, bozuk bilgiye dayalı sapıştan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah`a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir. 29. De ki, "Bu gerçek senin Rabbindendir." Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Biz zalimler için onları çepeçevre saracak bir ateş hazırladık. Onlar her ne zaman feryad ederek yardım isteseler, derişik asit gibi yüzleri haşlayan bir su sunulur. Ne kötübir içecek, ne kötü bir son! 10:99 Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi inanırdı. Öyleyse, sen mi halkı inanmaları için zorlayacaksın? Evet düşünce özgürlüğü ve dilediğin gibi yaşama serbestliği vardır. Ve nefsi müdafa dışında savaş yasaktır. Hatta tokat bile atamazsın. Sadece nefsi müdafaya izin veren ayetlerin dini bir konuda baskıyla yakından uzaktan alakasının olmadığının, amacın tamamen saldırganı durdurmak olduğunun en güzel kanıtlarından biri de şu ayettir: HUCURAT 9. Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah`ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever. Görüldüğü üzere saldıran taraf bir müslüman topluluk ise bile onlarla barışa yanaşıncaya kadar, başka bir deyişle saldırılarından vazgeçinceye kadar mücadele edin diyor. Her zaman ayetlerde istenen barışın sağlanması, saldırganın-zulmedenin durdurulmasıdır. Yoksa herkes dilediği inancı yaşamakta serbesttir. Selam ve sevgiler.
  22. Sahte Tevrat'taki Tanrı sözde, takipçilerine savaşta kadın, çocuk, hayvan dahil her canlıyı öldürmek için katliam emri verir: 1. Samuel 15 2 Göklerin hâkimi Yehova diyor ki, ‘Amalek’e, İsrail’e yaptıklarının hesabını soracağım. Çünkü İsrailoğulları Mısır’dan çıkıp gelirken yolda onlara karşı koydu. 3 Şimdi git Amalek’i vur, onun her şeyini tamamen yok et. Hiçbirine acıma, kadını ve erkeği, çocuğu ve emzikteki bebeği, sığırı ve koyunu, deveyi ve eşeği, hepsini öldür.’” Kuran sahte Tevrat'ın bu iftirasını da düzeltir. Asla kimse masum birinin kılına dahi zarar veremez. Kuran'da Allah her zaman sadece saldırganların durdurulması gerektiğini, sadece nefsi müdafaa savaşına izin olduğunu söyler ve de sabrı öğütler. Kuran 2:190 Sizinle savaşanlarla ALLAH yolunda savaşın. Saldırgan olmayın. ALLAH saldırganları sevmez. 2:192 Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir. http://vekilsizmeclis.com/viewtopic.php?f=4&t=5568
  23. Ve Sahte Tevrat'taki Yuşa aslında İsa'nın ta kendisi. Yazımın başlığından da anlaşılacağı üzere, İsa Peygamber zannedilenden çok daha eski bir dönemde yaşadı ve Kuran ayetlerinde de belirtildiği gibi Musa ve Harun Peygamberlerin yeğeniydi. Yani aynı dönemde yaşadılar. Tabii İsa eğer çok uzun bir ömür sürdüyse onlardan sonra da dünyadaki serüvenine uzunca bir süre devam etti demektir. Bilindiği üzere elimizdeki değiştirilmiş Tevrat'da da bahsedilen bir Meryem var ve babasının adı İmran, abilerinin adı Musa ve Harun. https://tr.wikipedia.org/wiki/Miryam Kuran'da da Meryem İmran'ın kızıdır. Ayrca bir ayette kendisine "ey Harun'un kızkardeşi" şeklinde seslenildiğini görüyoruz: “Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.” (19/28) Gerçi bu ifade "Harun soyundan gelen" anlamına da gelir. Fakat burada Meryem'in Harun'un gerçekten kızkardeşi olduğu anlatılmakta. Ve piyasadaki sahte Tevrat'ta Musa'nın yeğeni olan İsa'dan da bahsedilir aslında. Ama adı daha çok Yuşa olarak bilinir: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ye%C5%9Fu "Yuşa (veya Yeşu) (İbranice: יְהוֹשֻׁעַ Yehoşua; Yunanca: Ἰησοῦς İsa ile aynı; Latince: Josue veya Jesus; Arapça: يشع بن نون Yuşa ibn Nun)," Wikipedia'da da yazdığı üzere Yuşa Yunanca ve Latince'de zaten apaçık bir şekilde "İsa" olarak yazılmakta ve okunmakta. Yani aslında Hristiyan ve Yahudilerin zannettiği gibi Yuşa adında ayrı biri yoktu. Yuşa İsa'nın ta kendisidir. Tabii belirttiğim üzere çok uzun ömürlü birisi de olabilir İsa Peygamber, ve Musa'nın döneminde yaşamakla birlikte, ondan sonra da uzunca bir süre dünya hayatında yolculuğuna devam etmiş olabilir. Bu durumda da , tıpkı Nuh Peygamber gibi asırlarca dünyada konuk oldu demektir. Ve Meryem de aslında Harun ve Musa'nın kızkardeşi demektir elbette ki. “Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.” (Meryem Suresi 28.). Ali İmran 50: "Tevrat'tan önümde bulunanı doğrulayıcıyım. Size haram kılınmış olanın bir kısmını size helal yapacağım. Rabbinizden bir mucize getirdim size. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin." İsa'nın burada bahsettiği, gerçek Tevrat'taki haramlardı. Yani aslında helal olan şeyler de o an için haram kılınmıştı ve bu ceza sadece suçlu olan topluma yönelik olmalıdır. O haramlar Yahudilerin işlediği günahlar yüzünden muhtemelen sadece bir nesle geçici olarak ceza olarak verilmişlerdi. Ve burada İsa Peygamber o toplumun işlediği suç yüzünden çocuklarının ve torunlarının aynı cezai haramları yaşamayacaklarını müjdeliyor olmalı. Zaten düşünsenize, o yahudi toplumunu cezalandırmak için verilen özel haramlar, neden asırlarca torunlarına da veya sonradan iman eden diğer toplumlara uygulansın? Bu yüzden Tevrat'ın insanlığa sunuluşundan kısa bir süre sonra İsa İncil'i insanlığa iletmiş ve artık bu ceza amaçlı haramların yürürlükten kalktığını bildirmiştir (Tabii şu an piyasada bulunan sahte İncillerden, yani hadis kitaplarından değil, orjinalinden bahsediyoruz). Enam Suresi 146: Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yüzünden bir ceza olarak yaptık. Biz elbette sözünde duranlarız. Bu cezai haramlar dediğim gibi aslında normalde helal olan temiz şeylerin Tevrat'ta sadece o suçlu topluluğa özgü olarak yasaklanması olayıdır. Fakat, onların gelecek çocuk ve torunlarının bu konuda bir suçu/günahı yoktur, ya da dine sonradan yönelip iman edenlerin ve başka toplumlardan olanların onların yaptıklarıyla bir ilgisi yoktur . Bu bağlamda Tevrat'tan sonra İncil'in, ya da Musa'dan sonra İsa'nın yeni bir kitapla gelmesi, arasında öyle asırlar falan olmaması akla yatkın geliyor. Ve durum böyleyse, zaten bu yasaklardan kısa bir süre sonra, kendi peygamberliği döneminde bu haramların ortadan kalktığını, artık tüm temiz nimetlerin Yahudilere de helal olduğunu müjdelemektedir ayetteki (Ali İmran 50.) ifade doğrultusunca İsa Peygamber... Bu arada, yabancı kaynakları araştırınca Yuşa peygamberin aslında İsa olabileciğini fark edenler olmuş. http://www.eliyah.com/nameson.htm İsa ve Yuşa' nın aynı kişi olduğunu gören araştırmacıların bazıları Onun ünlü hükümdar Tutankamon olduğunu da iddia etmekte. Günümüzdeki sahte İncillerde (kendileri aslında hadis kitaplarıdır) de bir bağlantı var mı İsa ile Musa arasında diye bakınca şunu görebiliyoruz: Matta 17. Bölüm İsa'nın görünümü değişiyor (Mar.9:2-13; Luk.9:28-36) "Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yakup'un kardeşi Yuhanna'yı alarak yüksek bir dağa çıktı. 2. Orada, gözlerinin önünde İsa'nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu. 3. O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa ile konuşuyorlardı". Tabii tekrar hatırlatalım; şu an piyasadaki İnciller, Zebur veya Tevrat adını verdikleri kitaplar insan yazımı hadis kitaplarıdır. Yani gerçekleri değildir. Zaten Kuran, onların gerçek kitaplarını sakladıklarını belirtir: En'am Suresi 91: Allah'ı, kadrine/şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. Çünkü, "Allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir." dediler. De ki "Mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği Kitap'ı kim indirdi? Siz o Kitap'ı birtakım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. Size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi." "Allah" de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynayadursunlar. *** Bakara 136. Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." Bu ayette de İsa Peygamberin adı Musa'dan hemen sonra geçiyor dikkat ederseniz... Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyle destek vermiştik. Şöyle demişlerdi: "Biz, size gönderilen elçileriz!" (Yasin Suresi 14. ayet). Aynı veya yakın dönemde ve yerde birden fazla elçinin görevlendirildiği örnekler var... Kısacası bu durumda, yeni bir Kuran mucizesiyle daha karşı karşıyayız demektir ve bize şu bilgileri sunmaktadır: 1- Piyasadaki Tevrat ve İncillerde bahsedilen 2 ayrı Meryem'in gerçekte aynı kişi olduğunu Kuran göstermiş oluyor. 2- Yine değiştirilmiş Tevrat ve İncillerde farklı kimseler zannedilen Yuşa ve İsa Peygamberlerin gerçekte aynı kişi olduğunu sadece Kuran belirtmiş oluyor (zaten Yuşa diye ayrı bir ismin de olmadığını...). Başka bir deyişle sahte Tevrat'ta İsa peygamberin yaşam öyküsünden kesit olmasına karşın isim hatasından ve öyküsünün de kısmen değiştirilmesinden dolayı pek kimse bunun farkında değil. Ama Kuran sayesinde bu gerçeği öğrenmiş bulunuyoruz. 3- İsa Peygamberin Musa ve Harun Peygamberlerin yeğeni olduğunu, bu bağlamda bilinenden çok daha eski bir çağda dünyaya geldiğini de Kuran ayetlerinden anlamaktayız. 4- Gerçek Tevrat ile İncil'in insanlığa iletilişi arasında zannedildiği kadar uzun bir süre geçmediği sonucuna varabiliyoruz. 5- İsa Peygamberin yine genel kanının aksine dünyamızda da çok uzun bir ömür geçirmiş olabileceği ihtimaline de ulaşabiliyoruz. Bu arada tüm peygamberlerin şu anda Rabbin Katı adı verilen Ahiret Evreninde yaşamakta olduğunu hatırlayalım (dolayısıyla İsa Peygamber de diğer tüm elçiler gibi şimdiden cennette yaşamaktadır): http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2016/05/goklerevrenler.html Ve bunun dışında, şu ayetten İsa'nın dünyamızda tıpkı diğer peygamberler gibi evlenip çocuk sahibi olmuş olabileceği ihtimali gözönünde bulundurulur: -Yemin olsun, biz senden önce de resuller gönderdik, onlara da eşler ve evlatlar verdik. Hiçbir resul, Allah'ın izni olmadıkça herhangi bir mucize getiremez. Her süre için bir yazı vardır. (Rad Suresi 38. ayet). Tabii İsa Peygamberin dünyaya gelmesi Musa ve Harun'un kavmiyle Mısır'dan çıkışı sonrası dönemlere de denk geliyor olabilir. 6- Bu durum, milattan binlerce yıl öncesine dayanan ve İsa peygamberin hayatıyla örtüşen efsanelerin kaynağını da açıklamakta. İsa zannedilenden çok daha eski bir çağda dünyaya geldiğinden, o çağlardan günümüze kadar, yaşam öyküsü onunkine benzeyen ama başka isimlerle anılan karakterler ortaya çıkmıştı. Örneğin Osiris ve Horus... Yani bazılarının zannettiği gibi İsa Peygamberin öyküsü onlardan alınma değil, tam tersine, İsa çok daha evvelden yaşadığından onların öyküsü peygamberin hayatından alınmaydı. Ama tabii ki maalesef peygamberi tanrısallaştırıp ona tapındıkları şirk efsanelerine dönüştürdüler ve Hıristiyanlık da bu öykünün değiştirilmiş pagan versiyonu üzerine kurulu yine ne yazık ki. Kuran mucizelerinden ve Musa Peygamberin dönemindeki Antik Mısır'dan bahsetmişken yeni sayılabilecek bir tespiti de paylaşalım (bu tespiti yapan birkaç kişi olmuş birkaç yıl önce): Firavun dedi: "Ey seçkinler topluluğu! Ben sizin için benden başka bir tanrı tanımıyorum. Ey Hâmân! Benim için çamurun üzerinde ocağı yakıp/tuğla pişirip bana bir kule yap ki Mûsa'nın tanrısına ulaşayım. Aslında ben onun yalancılardan olduğunu sanıyorum." (Kasas Suresi 38. ayet). Ayetten, antik Mısır Medeniyetinde hükümdarların önemli inşaatlarında pişmiş çamuru kullandığını anlıyoruz. Ve bu eski Mısır Medeniyetiyle ilgilenen araştırmacılar ve jeologlar, yüzyıllar boyunca, Mısır piramitlerinin yakınlardaki taşocağında kireç taşlarının kesilip rampalarla taşınması yoluyla yapıldığını düşünüyorlardı. Ancak günümüzde elektron mikroskopları, üstteki blokların doğada hiçbir yerde bulunmayan kimyası olduğunu ortaya koydu. Üstteki bu bloklar pişmiş ve daha sonra modern çimento gibi dökülmüştü, yani mevcut kireç taşından kesilmiş değildir. Başka bir deyişle piramitleri oluşturan taşların bir kısmının pişmiş kilden/çamurdan yapıldığı ortaya çıkmıştır. Ve bunu günümüze kadar kimse bilmiyordu, firavunların diğer medeniyetlerden gizli tuttuğu bir inşaat tekniğiydi... Piramitlerdeki gizem yakın bir dönemde çözüldü ve tam da Kasas Suresi 38. ayette verilen bilgiyi doğruladı bu buluş. Antik Mısır medeniyetinde önemli yapıların yapımında gerçekten de pişmiş çamur kullanılmaktaydı. https://www.livescience.com/1554-surprising-truth-great-pyramids-built.html https://www.geopolymer.org/archaeology/pyramids/pyramids-3-the-formula-the-invention-of-stone/ Selam ve sevgiler
  24. Kutsal Kuran piyasadaki sahte İncilleri düzeltmeye devam ediyor: https://www.answering-christianity.com/blog/index.php?topic=3775.0 https://free-minds.org/forum/index.php?topic=9609978.0
×
×
  • Create New...