Jump to content

Ateist Bakış

Üyeliği silinmiş kullanıcı
  • İçerik sayısı

    176
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

Everything posted by Ateist Bakış

  1. Konu nereden nereye gidiyor. Bak burada sizin bulunduğunuz derinlik 100 metre. Ben 250 metreden sesleniyorum. Müzik ismini çıkar literatürden. Onun yerine xcfgytxyfrt adlı bir kavram koyalım literatüre. Nedir bu xcfgytxyfrt? Biz buna müziğin tam tersi bir şey diyelim. Ritmsizlik, sessizlik gibi durumlarda aynen müzikteki gibi tepki verme durumu olsun. İnsan için tabi. Bu kavram başka canlıda da bu şekilde olabilir mi? Aynı şekilde? Aynı sistemle? Aynı sonuçla? Olamaz. İşte senin müziğin ve benim xcfgytxyfrt'im bize has şeyler. Sen süt üretim tesisini ayakkabı fabrikası yapamazsın. Müzik süt üretim tesisidir. Benzer boyutu vardır hayvanlarda. Ancak onlarla aynı noktada (müzik algısında) buluşamazsın. Müzik kavramı bilinçle alakalıdır. Bilincin kendi sesi ve titreşimi vardır. Bu yüzden tecrit edilen ömür boyu hapis mahkumları kafayı yer zaten. Etrafındaki kısıtlı çevre ve objelerle senkronize etmeye çalışır bilincinin temposunu. Kendi düşüncelerini sesli duyar. Değişik el kol bacak hareketleri yapar. Bilincin temposuna uygun ahenkli sesler seçmesi bir sektör oldu artık. Bu sesleri hem üretiyorlar hem de tüketiyorlar. Sana Ajdar'ın müziği uyumlu gelmiyor. Çünkü senin bilincin başka bir tempoya sahip. O ses de giremiyor senin tempona. Cızırdıyor işte. Ben burada bunu anlatmaya çalışıyorum. Müzik biyolojik organlarla ilgili bir olay değil ki. Müzik bilinçle ilgili bir şey. Hayvanlardaki boyutu insanları referans alarak modellemeyin. Senin müzik veya ahenk olarak algıladığın hiçbir ses esasında senin algıladığın özelliklere sahip değil doğada. Ne kanarya, ne bülbül, ne guguk kuşu bir keyfe hitap için ses üretmiyor. Aslında üyle ilginç bir şeyki bu durum. Ayı homurtusunu ahenkli ses olarak seçseydin şimdi de ayının homurdanmasına senaryo döktürecektin, İltifat için sevgiline "sesin ayı sesi gibi" "eşek gibi anırıyorsun" diyecektin. Arkadaşlar az biraz kendinize gelin. Eşek anırmasıyla bülbül sesi arasında bir fark yoktur.
  2. Bülbül dinlemek aptallık değil. Bülbülün bilinç dünyasında o senin duyduğun sesleri müziğe, keyfe, hoşluğa, güzelliğe çekmek aptallık. Kuşlar güzellik hoşluk olsun diye o sesleri çıkarmazlar. O seslerin onların davranışlarındaki yeri başka. Onların bilinçlerinin onları nedne o sesleri çıkarmaya zorladığını her zaman bilmiyoruz. Bazı türlerde biliyoruz. Sesinin perdesinden dişi o erkeğin genine varana kadar okuyor vs gibi. Ama bülbülün şakımasını senin kullandığın amaç ile bülbülün şakıma amacı aynı değil. Aynı sanmak aptallıktır. ben bunu diyorum. Bak Hacı, Senin Türkçen o kadar iyi değil. ben de Türkçeyi herkes gibi kullanan biri değilim. Cümle akışım, kelime, öğe, vurgu yerlerim farklıdır. Benim yazıları okurken iki kere oku bir zahmet. Anlamıyorsun. Ve polemik çıkarıyorsun. Bir de keçi gibi inatçısın ve polemiği çıkardığın yeri anlamıyorsun. Ben fikrimi ifade ederim arkadaş. Ama bu yaptıkların resmen cehalet. benim yazdığım neresi, senin yazdığın neresi. Siyahla beyaz gibi. Bülbül dinlemeyenler böyle yazar dediğin zaman bile anlamamışsın. Ben senle mi uğraşıp duracağım? Adam gibi doğru anla yazdıklarımı. Oku bakalım geriye doğru senin yanıtlarınla benim cevaplar örtüşmüş mü?
  3. YSK falan hikaye. Bunlar AKP'nin kararları. YSK şu anda AKP güdümlü.
  4. Bağımsızlar meclisi boykot ediyor. Bence CHP ve MHP'de aynı şekilde boykot kararı almalı. AKP iyice arsızlaştı.
  5. Kuşu allah bize şarkı söylesin diye yarattı. Kuş nota biliyor. Hangi melodinin popüler olacağını da biliyor. Aptallık işte... Bedava ya...
  6. Taklitçi kuş bu. Galiba sesleri taklit etmede en iyisi falan diyorlardı buna. Müzikle alakasını anlamadım bahsettiğin şeyin everest. Sen bu kuşun bu sesleri arabesk veya pop çalar/dinler gibi keyf için mi yaptığını sanıyorsun?
  7. İşte o kart komple kredi kartı (taksiti osu busu var) Ancak ön ödemeli. Normalde bankamatik kartlarında taksit falan yok. Faizsiz kart. Ancak faizsizliğin zararını banka değil müşteri çekiyor. Çünkü müşteri parasını bankaya yatırıyor, banka o parayı kullanıyor. Ayrıca islami bankacılıkta faiz yerine kar payı vardır. İslami usullere göre kredi veren bankalar kar payı hesabı yapar. Yani paranın belirli ticari kurallara göre sürekli aktif olduğunu varsayma. Faiz de aynıdır. Paranın potansiyeli. Ancak müslümanlar paranın potansiyelini, ticaretin potansiyeli diye revize ediyorlar, sözde faiz yemiyoruz, helal kar payı alıyoruz diye kendilerini kandırıyorlar
  8. Bankamatik kartı gibi kredi kartı veriyorlar. İlk önce ödeyip sonra harcıyorsun. İlk önce harcayıp sonra ödeme sistemi yok.
  9. Bu arıza ilgisizlikten canı sıkılan bir meczup. Tutar AKp'yi savunur, sonra tutar terörü savunur, tutar ahlaksızlığı savunur, ensesti savunur vs. Yani insanlara muhalefet cephesi açarak üzerine ilgi çekmeyi seviyor. Bir nevi rahatsızlık. Fikirlerini ciddiye almamanı öneririm. Bilerek, inat olsun diye karşı taraf oluyor tartışmalarda.
  10. Hacı konumuz benim akıllı olup olmamam değil. Konu müzikle ilgili. Burada da ben biyolojinin sınırını ve haddini belirterek bilincin biyolojinin konusu olmadığını net bir şekilde ispatlayabiliyorum. Bu ispatlamamın üzerine, bilince dair (insan bilinci) son 200 yıl içerisinde Nietzsche harici hiç kimsenin derinlemesine çalışma yapmadığını da temellendiriyorum (bunla ilgili daha önce de tartıştık, ve bana nörolog ve psikologların hem genel olarak insan bilinci hem de bu insan bilinci çalışmasında bilincin psikolojik boyutu haricinde birşeyler sunamadın). Kısacası Hacı, Müzik bilinçle alakalı bir olgudur. Bilinç ise doğru, net, temiz, keskin düşünebilen felsefe adamlarının uzmanlığıdır. Balina konusuna gelirsek: Senin "akıllı" nitelemenin şartlarına bağlı. Mesela fok balıklarının davranışları, sosyal yaşamları, rutinleri, arkadaşlık veya aile ilişkileri, hızlar vs vs kısaca fok balıklarına dair konularda, balina açık ara önde gider. O konuda benden akıllıdır. Senden de akıllıdır. İnsanların hepsinden akıllıdır.
  11. Ben de sana bir soru sorayım. Kurtlar bilindiği üzere konuşamazlar. Tek kelime edemezler. Peki kırmızı başlıklı kız masalındaki nineyi yiyip yerine geçen kurt, nasıl oluyor da konuşuyor? Daha da önemlisi hangi dili konuşuyor? Selam ve dua ile... Bu yazdıklarından sonra sana biyolojik bir canlı olarak saygı duyuyorum ancak kafanın içinde barındırdığın işlem potansiyelinin insan klasmanında değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Senin klasmanın bence binek hayvanlarıyla aynı klasmanda olmalı.
  12. Bu başlıkta bir yanlış anlaşılmanın düzeltilmesi gerek. "Hayvanlarda da müzik var" ifadesi bazı biyologlarca ve de dolayıısyla burada bazı arkadaşlarca İNSAN BİLİNCİNDEKİ haliyle olan bir müzik üzerine getiriyor düşünceleri. Böyle bir şey yok. Evet hayvanlarda da müzik vardır. İnsan müziklerine yönelik tepkiler vardır. Ancak hayvanların müzik kavramı farklıdır. Onlarda bizdeki müzik denilen kavrama eşdeğer olan şeyi anlamamız için onların bilinç hallerini bilmemiz lazım. Biz daha onların psikolojilerini bilemiyoruz. Dolayısıyla, psikolojilerini ve daha bir çok düşünsel, işlevsel, operasyonel, algısal süreci içinde barındıran bilinçlerini (kimlik sahibi enerjilerini) bilmemiz şimdilik hayal gibi duruyor. Bu iş için insan davranışları ve insana özgü şeylere odaklanmış çok güçlü felsefecilere ve de yapay zeka uzmanlarına gerek var. Geri kalan bilim dalı mensupları maalesef bizi yanlış köprüden götürecekler. Kısaca bu çok önemli konuyu insan müzik anlayışıyla karıştırmamak lazım. Hatta müzik hayvanlarda bizim bildiğimiz anlamıyla seste de olmayabilir. Bunun yerine titreşimlerde ve hatta kimyasallarda bile olabilir bu yaratılan etki. Bu konuda bu uyarının yapılmasını gerekli görüyorum. Hatta çok önemli. Çünkü insanla özdeşleştirerek doğayı ve maddeyi anlamaya çalışma bir çeşit dogmadır.
  13. Sen muallakta olan ve şu ana kadar yaşamış bilim adamlarının "bu budur" diye adlandıramadığı bir konudaki sayısız yaklaşımdan (teoriden) birine ait yazıyı yapıştırıyorsun. "Bu budur" diye bir tanımın olmadığı yerde böyle bir yazının asılması "ben bu teoriye yakınım" demektir. Buradaki forumda da bu teorinin sahibi olmadığına göre (herhalde adam bu tartışmanın tarafı olsaydı ona cephe alırdım, ama adam uzaklarda bir yerlerde bir çalışmasını paylaşıyor). E tabii ki sen tartışmanın tarafı olacaksın. Sen bu yazıyı öylesine asmadın ya...
  14. Zaten 3 mesaj yukarıda onu alıntıladım ya... Verdiğin kaynağa itiraz ediyorum zaten...
  15. Ben de sana soruyorum ya işte. Balinada, yunusta, kuşta ve diğer bilumum canlılardaki sesin müzik olduğunu nereden biliyorsun? Balina, yunus, kuş bilinci mi inceledin? Hayvanlarda müzik var demişsin. Söyle o zaman nasıl var?
  16. Hacı bunların müzik olduğunu nereden biliyoruz? Bize anlamlı veya hoş gelmesinden mi? O zaman çiçekler de resim yapıyorlar dememiz laızm gerekmez mi? Peki ya şu yaklaşım?: Biomusicologists argue that not only are the sounds of some animals pleasing, but they are also composed with the same musical language that humans use. Whales, for example, use many of the musical concepts found in human music, including similar rhythms, phrase lengths, and song structure. These similarities, the Science writers maintain, “prove that these marine mammals are inveterate composers. ” Bu arızalı bir yaklaşım değil mi? Bu hayvanlar gözlenirken insan tarafından gözlendiklerini biliyorlar. Balinalar ve yunuslar bir çeşit, kendi akıllarınca merhaba diyebilirler. Bizim dilimizi konuşamıyorlar, bizim gibi mimik ve jestleri de yok. Başka nasıl iletişim kurmaya çalışabilirsin? Tek seçenek kalıyor. Kuşlar konusunda yukarıda yazdığım gibi bir iletişim çabası olması imkansız. Çünkü kuş sesinden güzelliği çıkartan biziz.
  17. Evrensel-insan, Nihilizme düzdüğün övgüler veya Nihilizmi savunman bile Nihilizm açısından gereksiz ve saçmadır. Anlam ifade etmez. Nihilizm insanlarda alev çaktıracak bir şey değildir. Nihilizm tüm çakan alevleri söndüren bir şeydir. Konu varklık olduğunda, nihlizmde varlık yokluk karşısında anlamsızlaşır. Konu anlam olduğunda, anlam anlamsızlaşır. Yani yukarıda yazdığın yazılar Nihilizm açısından hiç yazılmamışlarla eşdeğerdir
  18. Sadece insan grubunda yok bu. Bazı hayvanlar da tepki veriyor. İnsan bilinç sistemine uyumlu müziğe tepki verdiklerine göre onların kendi bilinç sistemlerinde de var bu. Bu da olayın insansı boyutunu ortadan kaldırır. Müzik aslında bilincin kendi çalışma ritmiyle uyumlu ses dalgalarıdır. Ayrıca bir dene bakalım masa üstünde uzun ritimler çalmayı. 3 vuruşlu ritimleri karşı taraftaki dinleyiciye iletirsin de daha fazla vuruşlu ve sana göre sistematik ritmleri karşı tarafa iletemezsin. Sebebi de o çaldığım ritmde senin bilincine uygun şeyler olması. Ağzınla da aynısı olur. Du du du diye bir melodi çalmayı dene. İletemezsin karşıya kolay kolay. Tekrarını istediğinde de o karşıdaki kişi kendi bilinç temposuna göre yakaladığı şekilde tekrar etmeye başlar. Tabi bunlar nota bilmeyen iki kişi arasında olmalı. Nota bilenler ortak bir dil kullandıkları için mesaj olduğu gibi iletilir.
  19. Evrende düzen yoktur. Sadece evrenin büyüklüğünden dolayı ortadaki kaosu insan göremez. Dünyaya kesinlikle bir meteor veya başka bir gök cismi çarpacak. Bu %100. Kesinlikle ve kesinlikle dünyaya zarar verecek nitelikte bir güneş patlaması yaşanacak (manyetizmaya veya ışıma, veya fiziksel zarar) Bunlar kesin olarak gerçekleşecek şeyler. O zaman düzen nerde? Sen uzaktaki iki yıldız, 3 galaksi, 5-10 tane gezegene bakarak düzen mi var diyorsun? Dünya ile Mars çarpışacak olsa bile bu çarpışma büyük ihtimalle 1000 yıldan fazla bir sürede gerçekleşecek. İnsan eline elma alıp da onu havaya attığında bir saniye gibi bir sürede gerisin geri gelişini görüyor. İşte kendi cüssesinde gerçekleşen bu olayı evrene de aynı zaman dilimi ve hızlarla uyarladığında düzen görüyor. İnsan yüzlerce misketi yere serper birbirlerine çarpmaları ve karmaşa halinde hareket etmeleri saniyeler sürer, Evren patlar ve içindeki cisimlerin birbirine çarpmaları ve karmaşa halinde hareket etmeleri, yüzbinlerce, milyonlarca ve hatta milyarlarca yıl sürer. Nerede düzen? Bu tür düzen var vb saçmalıklar yazan kişilerin iletilerinin silinmesini öneriyorum. Çünkü bu yalan ve ahlaksızlık. Nasıl küfre izin verilmiyorsa, bu tür yalan ve ahlaksızlıklara da izin verilmemeli. Yalan, yanlış, çarpıtmalı bilgi en büyük kötülüktür. Bu eylemi yapan kişiler yaptığının farkında olsun ya da olmasın bu böyledir. Bu bağlamda yukarıdaki yalan ifadeleri yazanların iletilerinin silinmesini talep ediyorum.
  20. Bırak din ve tanrıyı, bu durum insan bilincinin iki ayağı üstüne ilk dikildiği zamanlarda da vardı büyük ihtimalle.
  21. Benim dile getirdiğim şey, bir sorun giderme prosedüründe, bir checklist maddesi olabilecek niteliklerde bir öneri. Yani 6-7 maddelik sorun giderme eylem planındaki maddelerden biri olabilme vasfı taşıyor. Bu anlamda, evet! En iyisini ben bilirim!
  22. Bu kısım tam bir fiyasko. Resmen doğada gördüğü hayvan eş seçme seramonilerini insanlara genellemiş. Herhalde o hayvanları da müzikle dans ediyor sanıyor Buradaki durum ise transmission kısmı üzerine bir senaryo oturtulmuş. Yani adam müziği transmit yapılan bir şey yapmış sırf teorisini adam yerine koysunlar diye Müzik transmit yapılmaz. Müzik bir perception/reception eylemidir. Bu adam biraz derinleştirmeye çalışmış durumu. Doğru da yapmış. Ancak biyolojinin verdiği bilince sıçrayamama özrü yüzünden saçmalamış etmiş içine bırakmış. Yine de dil kısmına getirmek iyi, çünkü dil kimlik sahibi enerji olan bilincin içinde dönen bir kavram. O kavrama kadar getirmek bilince dair sistemler hakkında bilimsel fikir yürütme temeli hiç olmadan başarı sayılır. Ama işlevsellik olarak saçmalık yine. Bu kısım fiyasko işte. Herhalde para kazanmak için saçmalamış bırakmış. Nasıl olsa aksinin ispatlanması da para harcama demek ya Neden fiyasko? Bunun nedenini Ateist foruma ulaşabilirsek oradaki senin düşünce ve hatırlama başlığına yazabilirsem bir yazı asacağım, orda açıklarım. Ancak genel olarak şunu söyleyebilirim ki, ortada sesin dürttüğü bir şeyler yok. Yani visual images'ler tetiklenmezler, onlar bilinç tarafından seçilirler. Yani şöyle bir düzenek çizeyim. Müzik → Kulak → Beynin ilgili bölümleri → Bilinç → Bilincin değişmesi → Değişikliğe lojistik desteğin gerekmesi → Beynin ilgili bölümleri → Bilinç → Bilincin bir fiziksel hareket yapmak istemesi şeklinde değişiklik göstermesi → Beynin ilgili bölümleri → Vücudun ilgili bölümleri
  23. 1- Biyoloji maddenin canlılık davranışını inceleyen bir bilimdir. 2- Bilinç maddenin canlılık davranışıyla üretilir ve maddenin canlılık davranışı değildir. 3- Bilinç kimlik sahibi bir enerjidir, bu enerjinin motoru da canlılık barındıran kütledir. 4- Müzik, bu kimlik sahibi enerjinin, çevredeki sesleri kendi var olma temposuyla (ritmiyle, titreşimiyle, artık her çalışma aktivitesindeki yarattığı farklılık her ne ise o) uyumlu hale getirmesidir. 5- Bu kimlik sahibi enerji (bilinç) kollektif ve tekildir. Bu nedenle müzik davranışı da kollektif ve tekildir. Sizler trafo tarafından üretilen elektiriğin bileşenlerini trafo ile aynı görüyorsunuz. Yanlış. Biyolojiyle alakası yok bilincin. Biyoloji trafoyu inceleyebilir. Trafoda üretilen elektrik artık başka bir konudur. İşte yukarıda yazılanlar bu yüzden bir saçmalıktır.
  24. Resmen saçmalık bu yazı. Nedeni ise müziğin insanın kütlesiyle bir alakası yok. Biyologlar bunu oraya katmak için saçmalıyorlar. Farkı anlatayım: Güneşin kütlesi ile bu kütledeki füzyon sonucu ortaya çıkan enerjinin bir alakası yok. İşte insandaki bilinçte böyle. Yukarıdaki yazı resmen şunu diyor: - Güneşin bir tabakasındaki belirli yüzey hareketleri sonucu, ortaya çıkan ışımanın dünyanın manyetik alanıyla karşılaşmasındaki davranışı şu şekilde oluyor, gibi bir saçmalık döktürüyorlar. Artık şunu anlaması laızm biyolojinin. Bilinç beyin tarafından üretilir, beyinle (kütleyle) bağlantılı olduğu çok az yerler vardır, ve bilinç kendi başına müstakil bir bütünlüğe sahiptir. Benim kafamdan geçirdiğim resimlerin, kelimelerin biyolojik kökeni ancak ve ancak benim beyin denilen motoru kullanmamla açıklanır. Gerçi bu kadar suçluyorum biyologları ama bilinci inceleyecek adamlar yok ki.. Psikolog, psikiyatrist, nörologlar var ancak onlar da soytarı gibi yaklaşıyorlar duruma. Neredeyse 150 yıl geçti ve halen daha Nietzsche kalitesinde genel ve ilkeli yaklaşan olmadı bilinç denilen şeye. Şu anda en önde gidenler alakasız insanlar. Bilişimciler. O da bilinci tanıdıklarından değil. Yarattıkları yapay bilinçlerin ortak şeyler içermesinden dolayı en önde gidiyorlar. Müziğin biyolojik bir kökeni yok. Ayrıca biyoloji bilimi beyin denilen motorun işlev ve bölümlerine kadar gider. Beyin motorunun çalışmasıyla oluşan bu bilinç fenomeni onun konusuna girmez. Sorulan müzik sorusunun cevabı bilinç denilen fenomeni araştıran bir bağımsız dal çıktığında anlaşılır.
  25. Anladım. Sen benim yazdıklarımı anladın mı?
×
×
  • Create New...