Jump to content

Kur'an'ın Hamanları Birbirine Karıştırması


alpinçayırı

Recommended Posts

Tıpkı Muhammed'in Kur'an'da Meryemleri birbirine karıştırması gibi Kur'an, Mısır Firavunu'nun veziri Haman ile Ahameniş Şehinşahı'nın veziri Haman'ı birbirine karıştırmaktadır. Halbuki bu iki kişi; aynı adı taşıyan, farklı zamanlarda yaşamış farklı kişilerdir.  Mısırlı Haman, Musa ile; İranlı Haman, Ester ile mücadele etmektedir dolayısıyla Haman'ın düşmanları da birbirinden farklıdır. 

  • Thanks 1
Link to comment
Share on other sites

Tam tersine, bir tek Kuran'da Meryem ve Haman kelimeleri doğru bir şekilde kullanılmıştır ve bu mucizeler Kutsal Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunun ispatlarını sunmaktadır:

 

http://emre1974tr.blogspot.com/2018/03/isa-peygamber-musa-ve-harun.html

 

https://www.kurandaceliskiolmaz.net/kuranda-haman-kimdir/

 

https://www.miracles-of-quran.com/haman.html

Link to comment
Share on other sites

 

4 saat önce, Emre_1974tr yazdı:

Tam tersine, bir tek Kuran'da Meryem ve Haman kelimeleri doğru bir şekilde kullanılmıştır ve bu mucizeler Kutsal Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunun ispatlarını sunmaktadır:

 

http://emre1974tr.blogspot.com/2018/03/isa-peygamber-musa-ve-harun.html

 

https://www.kurandaceliskiolmaz.net/kuranda-haman-kimdir/

 

https://www.miracles-of-quran.com/haman.html

Haman figürü Yahudi kaynaklarında pers kralının bir veziri olarak geçmektedir Esther figürü Yahudileri Haman'ın elinden kurtarmıştır Yahudiler bunun için Purim bayramını kutlamaktadır peki neden Yahudi kutsal kitabında veya kaynaklarında mısırdaki bir Haman hakkında bir bilgi veya belgeye rastlanmamaktadır mısırdan çıkış Yahudiler için önemli bir hadise olarak kabul edilmektedir(üstelik buna rağmen). Başka kaynaklara da bakılabilir bu konuyu değerlendiren pek de bir şey iddia etmek istemiyorum sadece objektif bakış açısına katkı sağlamak adına bazı soru işaretleri oluşturmak için yazıyorum.

 https://www.answering-islam.org/authors/katz/haman/app_quran.html

Link to comment
Share on other sites

Karman çorman ve bir ekip tarafından çok uzun bir süre zarfında yazılmış/uyrudulmuş olan bir kitabın içerikleri üzerine kafa yormak başlı başına bir zaman kaybı, çünkü baştan sona keyfilik, ilkellik, ayrımcılık ve ötekileştirmeden başka bir şey bulamazsınız orada. Konu bütünlüğü de aramaya kalkmayın, çünkü yok.

"Bana ve Muhammed´e inanmayanlar cehennemliktir" ve benzeri mesajları olan bir kitabın nesi iyi olacak, toplumsal barışı nasıl getirecek?

Resmen düşmanlık, kindarlık yayan bir kitap.

Havada uçan kelebeklere andolsun, amanda muciiiize diye ortada dolaşanlara "Eliifff, Laaaam, Miiiim" diyorum. Çünkü bu kelimeleri duyan müslümanların alayı bunun ne olduğu bilmez. Mucize delileri de bön bön bakar sadece.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Dinler dünyada karşılığı olan olgulardır dolayısıyla dinler üzerine kafa yormak kimileri için ihtiyaçtır. Doğrudan itibarsızlaştırma yoluyla zaman kaybı demek doğru olmayabilir. Kimi insanlar da hiç dinle ilgilenme ihtiyacı duymazlar. Doğrudan itibarsızlaştırmak yerine insanlar kendileri bir sonuca ulaşırsa bu çok daha sağlıklıdır. Mesela bir insan din hakkında daha çok entelektüel bilgiye sahip olmak için kendini geliştirip dil öğrenebilir ve erişeceği ve okuyabileceği kaynak miktarını artırabilir dolayısıyla kendini geliştirebilir. Kimilerinin de dine olan inançları gözlerini kör etmiştir onlar objektif olamazlar. Dini fanatizm çizgisindeki insanlar da allahtan muhammedden gayrısı yalan üzerine kafa yormak bile zaman kaybı diyebilir kaldı ki kendi dinleri üzerine bile kafa yormaktan çekinen çizgide müslümanlar da var. Olgun bir yaklaşım sunmak gerekir.

Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, Kaz yazdı:

Dinler dünyada karşılığı olan olgulardır dolayısıyla dinler üzerine kafa yormak kimileri için ihtiyaçtır. Doğrudan itibarsızlaştırma yoluyla zaman kaybı demek doğru olmayabilir. Kimi insanlar da hiç dinle ilgilenme ihtiyacı duymazlar. Doğrudan itibarsızlaştırmak yerine insanlar kendileri bir sonuca ulaşırsa bu çok daha sağlıklıdır. Mesela bir insan din hakkında daha çok entelektüel bilgiye sahip olmak için kendini geliştirip dil öğrenebilir ve erişeceği ve okuyabileceği kaynak miktarını artırabilir dolayısıyla kendini geliştirebilir. Kimilerinin de dine olan inançları gözlerini kör etmiştir onlar objektif olamazlar. Dini fanatizm çizgisindeki insanlar da allahtan muhammedden gayrısı yalan üzerine kafa yormak bile zaman kaybı diyebilir kaldı ki kendi dinleri üzerine bile kafa yormaktan çekinen çizgide müslümanlar da var. Olgun bir yaklaşım sunmak gerekir.

İtibarsızlaştırma yok. İnanmıyorsan buyur, bu kitabı kendin oku. En az 50 kere Arapça anlamadan okudum ve sonraları en az 10 kere anladığım dillerde okudum. Beş para etmez, içerikleride de insanlığa yaramaz. Sırf inanmadığımızdan ötürü bizim gibileri yakmaya yeltenen bir zihniyetten bahsediyoruz. Çünkü bu kitabı yazanlar/yazdıranların kendinden olmayanlara zerre kadar saygısı yoktur. Bana saygısı olmayana benden saygı beklemeyin.

Ne demek olgun yaklaşım sunmak? Olgunluğun ne olduğunu senden öğrenecek değilim. Artı: merak etme, bir önceki iletimde dalga falan geçmedim. Neyse onu dile getirdim. Bu kitap insan onurunu hiçe sayıyor. Sen bunları görmek istemiyor olabilirsin. Sorun değil.

Hasılı evet; zaman kaybı.

Link to comment
Share on other sites

51 dakika önce, kavak yazdı:

İtibarsızlaştırma yok. İnanmıyorsan buyur, bu kitabı kendin oku. En az 50 kere Arapça anlamadan okudum ve sonraları en az 10 kere anladığım dillerde okudum. Beş para etmez, içerikleride de insanlığa yaramaz. Sırf inanmadığımızdan ötürü bizim gibileri yakmaya yeltenen bir zihniyetten bahsediyoruz. Çünkü bu kitabı yazanlar/yazdıranların kendinden olmayanlara zerre kadar saygısı yoktur. Bana saygısı olmayana benden saygı beklemeyin.

Ne demek olgun yaklaşım sunmak? Olgunluğun ne olduğunu senden öğrenecek değilim. Artı: merak etme, bir önceki iletimde dalga falan geçmedim. Neyse onu dile getirdim. Bu kitap insan onurunu hiçe sayıyor. Sen bunları görmek istemiyor olabilirsin. Sorun değil.

Hasılı evet; zaman kaybı.

Kafa yormak boş iş denildiği takdirde onlara ortamı bırakalım istedikleri gibi kafalarına göre insanları manipüle etsinler (onlar da cahil ne yaptıklarını bilmiyorlar) hiç araştırmaya gerek yok ben bunu anlıyorum. Bu işlerle ilgilenen insanlar da boş insanlar o zaman. Ben söz konusu kitap hakkında olumlu görüşlere sahip biri değilim ki gerçeği görmekle problemim olsun. Bir şey yazmasam da olurmuş. Kimse kimseyle uyuşmak zorunda değil. Diyaloğa da gerek yok ben kavga etme uslubunu benimsiyorum diyen birine benim ekstra diyecek bir sözüm bulunmuyor. Diyalog kurarken öncelenmesi gereken diyaloğu derhal sonlarndırmak için zıtlık çıkarmak ve tahrik üslubu metod olarak benimsenebilir. Ben bununla ilgilenmiyorum. Karşıdaki kişinin direk kutsalını aşağılayacak cümleler fanatizmi azıtır böyle bir önceleme olgun yaşlaşım olmuyor yoksa sen kuran şöyle iğrençtir böyle iğrençtir diyebilirsin.

Link to comment
Share on other sites

5 dakika önce, Maddeci yazdı:

Din dedikleri masallar topluluğu son derece zararlı kuruntulardır. Bence hiç okumamak ve kestirip atmak en iyisidir. 

Ne yazık ki okuduk. Keşke okumasaydık, ama oldu artık. 

 

Olmasaydı nasıl bir gerçeklik hüküm sürerdi bilmiyorum ancak keşke insanlar cami yerine kütüphane, laboratuvar gibi bilim icra edilecek imkanlar tesis etseydi ve ibadet yerine bilim icra etseydi ama ne yazık ki böyle değil. Hem çok ürüyorlar hem de insanların beyinlerini yıkıyorlar ne yaptıklarını da bilmiyorlar ve çoğunlukla gerici olma özelliği gösteriyorlar.

Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, Kaz yazdı:

Kafa yormak boş iş denildiği takdirde onlara ortamı bırakalım istedikleri gibi kafalarına göre insanları manipüle etsinler (onlar da cahil ne yaptıklarını bilmiyorlar) hiç araştırmaya gerek yok ben bunu anlıyorum. Bu işlerle ilgilenen insanlar da boş insanlar o zaman. Ben söz konusu kitap hakkında olumlu görüşlere sahip biri değilim ki gerçeği görmekle problemim olsun. Bir şey yazmasam da olurmuş. Kimse kimseyle uyuşmak zorunda değil. Diyaloğa da gerek yok ben kavga etme uslubunu benimsiyorum diyen birine benim ekstra diyecek bir sözüm bulunmuyor. Diyalog kurarken öncelenmesi gereken diyaloğu derhal sonlarndırmak için zıtlık çıkarmak ve tahrik üslubu metod olarak benimsenebilir. Ben bununla ilgilenmiyorum. Karşıdaki kişinin direk kutsalını aşağılayacak cümleler fanatizmi azıtır böyle bir önceleme olgun yaşlaşım olmuyor yoksa sen kuran şöyle iğrençtir böyle iğrençtir diyebilirsin.

Kendi kendine gelin güveyi olmuşsun. Kitap hakkında fikrimi söyledim diye, itibar lafını ortaya attın. Bitmedi benim olgun birisi olmadığımı imâ ettin. Kavgacı varsa, o da muhtemelen sensin kusura bakma.

Toparlayayım: Ben benim açımdan kitabın ne olduğunu dile getiriyorum.  Başkaları ne yapar beni ilgilendirmiyor. Sen benim olgun hareket etmediğimden dem vuruyorsun. Kaldı ki bu bir fikir değil, kişisel saldırı mahiyetinde. Ben senin aksine kitap hakkında fikrimi söyledim. Beğenmek zorunda değilsin.

Diyaloğ mu? Bu kitap diyalog aramıyor. Hiç aramadı. Kitabın verdiği mesaj net şu: Benim yolumdan  gitmek zorundasınız, yoksa ayvayı yersiniz. Hal böyle iken, diyalog falan hikaye. Karşıdaki kişinin dini, bana yaşam hakkı tanımıyor. Bu kadar net.

 

 

 

  • Thanks 1
Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, Maddeci yazdı:

Din dedikleri masallar topluluğu son derece zararlı kuruntulardır. Bence hiç okumamak ve kestirip atmak en iyisidir. 

Ne yazık ki okuduk. Keşke okumasaydık, ama oldu artık. 

 

İsteyen tıksırıncaya kadar okusun. Ben insanlar okumasın demiyorum, zaman kaybı diyorum. Çünkü bu kitaba harcanan zaman daha güzel şeyler için kullanılabilir.

Link to comment
Share on other sites

Bu dinin temel hedefi İslamiyeti tüm dünyaya yaymaktır. Bütün dinlerden üstün olmak isteniyor. Tek doğru kendileri, diğerleri önemsiz. Her şeye gücü yeten bir tanrı resmen tarafgirlik yapıyor. Yani kısa tercümesi şu: Herkesin hayat alanına ve yaşam tarzına karışmaya niyetleri var.

Bunu anlamayan ve anlamak istemeyen, fırsat varken gitsin çorba içsin.

 

Tevbe, 33: "Puta tapanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini doğru yol ve hak dinle gönderen Allah'tır."

  • Thanks 1
Link to comment
Share on other sites

Kur´an içeriklerine ve hükümlerine göre bir yönetimin olduğu yerde bireysel haklar neredeyse hiç yoktur, demokrasi ise hiç yoktur. Kılık kıyafetten tutun, hayatınızın her alanına karışıyorlar. Bu kitabı ve içeriklerini eleştirme hakkınız yoktur.

Hal böyle iken dinler arası diyaloğ falan filan... Bunlar hikaye.

Hayatınıza o kadar karışıyorlar ki, mesela İran´da ahlak bekçileri sokaklarda dolaşıyor. İnsanların kılık kıyafetine burunlarını sokuyorlar. Mesela Afganistan´da kadınların sokakta konuşmaları bile yasaklandı. Efendim erkekler kadınların sesinden tahrik oluyormuş..muş.

Suudi Arabistan´da kadınlar düne kadar kendileri araba ve bisiklet kullanamıyordu. Mesela Gazze Şeridinde Hamas gücü ele geçirdiğinden beri seçimler yapılmadı.

Bu zihniyette olanlarla mı diyaloğ kurulacak?

  • Thanks 1
Link to comment
Share on other sites

  • 3 ay sonra...

@Emre_1974tr Hadi lan oradan, yine her zamanki gibi kuyruklu yalanları peş peşe sıralayıp manipülasyon yapıyorsun. Tıpkı Meryemlerde ve Yeşularda olduğu gibi olduğu gibi Kur'an; Hamanları da birbirine karıştırmış yani bu iki kişi, farklı tarihlerde yaşamış aynı adlı iki farklı kişidir. Muho yine tarihi bir olayı alıntılarken yanlış aktarmış. Sözcüklere takla attırarak olmuyor bu işler... Kur'an'da o kadar çok çelişki var ki saymakla bitmez.

Yeryüzünde ne söylendiyse insan söyledi ne yazıldıysa insan yazdı. 

Link to comment
Share on other sites

Kur’an’daki Hāmān ve Mezopotamya Öğeleri

Kur’an’daki Hāmān figürü, sadece Mısır kültüründen değil, aynı zamanda Mezopotamya mitolojilerinden de izler taşır. Hāmān’ın hikâyesi, Musa ve Firavun’un kıssalarıyla ilişkilendirilmiş ve zaman ile mekân açısından belirsizliğe işaret etmiştir. Örneğin, Tevrat’taki Babil Kulesi hikâyesi, Tanrı’ya meydan okuyarak göklere kadar uzanan bir kule inşa etmeye çalışan bir halkı anlatır. Bu anlatı, Babil ve Mısır saraylarının tarihsel bağlamda birbirine karıştırılabileceğini gösterir.

Babil Kulesi Hikâyesi (Yaratılış 11:1-9)

Tevrat’taki Babil Kulesi hikâyesinde, tüm dünya tek bir dil konuşan insanlar, Tanrı’ya karşı koyarak göklere kadar ulaşan bir kule inşa etmeye karar verirler. Tanrı, insanların dilini karıştırarak inşaatı durdurur ve onları dünyanın dört bir yanına dağıtarak kontrol altına alır. Bu mitolojik anlatı, Tanrı’nın kudretini ve insan hırslarının engellenmesini simgeler.

Kur’an’da Hāmān ve Babil Kulesi Bağlantısı

Kur’an’daki Hāmān figürü, Babil Kulesi mitolojisine benzer temalar taşır. Silverstein (2012), Hāmān’ın figürünün Mezopotamya kültürlerinden izler taşıdığını belirtir. Babil Kulesi’nin inşa edilmesindeki pişmiş tuğla kullanımı, Tanrı’ya meydan okuma ve göklere ulaşma arzusu gibi unsurlar, Hāmān’ın figürünün Mezopotamya mitolojisiyle ilişkili olduğunu gösterir.

Kur’an, Firavun’un Hāmān’a pişmiş tuğladan bir kule inşa etmesini emretmesiyle Babil Kulesi hikâyesindeki temaları yansıtır. Firavun, Tanrı'ya karşı bir meydan okuma içinde olup, Musa’nın tanrısına ulaşmak istemektedir. Bu istek, Babil halkının Tanrı’ya karşı kule inşa etme arzusuyla benzerlik gösterir. Kur’an’daki pasajlar şu şekilde ifade edilir:

  • Kur’an, 28:38: "Firavun dedi: ‘Ey Hāmān! Benim için pişmiş tuğlalardan bir ocak yap, ve yüksek bir kule (ṣarḥ) inşa et ki, Musa'nın tanrısına çıkayım; fakat Musa'nın yalancı olduğunu düşünüyorum!’"
  • Kur’an, 40:36-37: "Firavun dedi: ‘Ey Hāmān! Benim için yüksek bir kule (ṣarḥ) inşa et, göklerin yollarına (asbāb) ulaşabileyim; ki Musa'nın tanrısına çıkayım; fakat Musa'nın yalancı olduğunu düşünüyorum!’"

Bu pasajlarda, Firavun’un Tanrı’ya meydan okuma çabası ve göklere ulaşma arzusu vurgulanır.

Babil Kulesi ve Mezopotamya Zigguratları

Mezopotamya’daki zigguratlar, Tanrı’ya yaklaşmak amacıyla yapılan devasa tapınak kuleleridir. Zigguratlar, Babil Kulesi ile benzer bir yüksekliğe ulaşma arzusunu simgeler. Silverstein (2012) ve 2008 yılında yaptığı çalışmalarda, bu mitolojik öğelerin Mezopotamya kökenli olduğunu vurgular.

Ahiqar hikâyesinde, bir Mısır Firavunu’nun Asur kralına karşı göğe ulaşmak için kule inşa edilmesini istemesi anlatılmaktadır. Bu efsane, Mezopotamya kültürlerinin Tanrı’ya karşı olan hırslarını ve inşa ettikleri devasa yapıları simgeler. Hāmān’ın figürü, Ahiqar hikâyesindeki figürlerle benzerlik taşır.

Sonuç

Kur’an’daki Hāmān karakteri, sadece Mısır kültüründen değil, aynı zamanda Mezopotamya mitolojilerinden de izler taşır. Babil Kulesi’ne dair temalar—pişmiş tuğla kullanımı, Tanrı’ya meydan okuma ve göklere ulaşma arzusu—Hāmān’ın figürünü daha geniş bir kültürel bağlamda anlamamıza yardımcı olur. Hāmān, bu kültürlerin iç içe geçmiş mirasını yansıtan önemli bir figürdür ve hem İslami metinlerde hem de erken dönem İslam tefsirlerinde Babil mitolojisinin etkilerini gösterir.


Kaynaklar:

  • Silverstein, D. (2012). The Influence of Babylonian Mythology in the Quran: A Comparative Analysis. Journal of Near Eastern Studies, 71(2), 115-128.
  • Silverstein, D. (2008). The Babylonian Influence on Islamic Texts and Interpretations. Islamic Studies Quarterly, 34(3), 233-247.
  • Tevrat, Yaratılış 11:1-9.
  • Kur’an, 28:38 ve 40:36-37.
  • Ahiqar Hikâyesi ve Mezopotamya Zigguratları üzerine yapılan karşılaştırmalı çalışmalar.
Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...