Jump to content

Kuran ve İncil eleştiri


Aristo

Recommended Posts

İncil'de Tanrı kainatı altı günde yarattı, yedinci gün yani pazar günü istirahat etti der. Pazar gününü o yüzden kutsal sayarlar.

Kuran'da altı günde yarattı, zaatına çekildi der.

Ele alalım şimdi Kuran'da Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehdir, diye buyrulur. Yani insan gibi özellikler dinlenme, uyuklama, beslenme ihtiyaçı yoktur. İncilde ise insansı özellikleri de katar. 

Benim en bariz bulduğum hata daha dünya kadar var da, en dikkat çekeni bu bana kalsa.

Edited by moderator
İmla hataları
Link to comment
Share on other sites

Artı...

Müslümanlarin ilahı da sinirlenir, öfkelenir, beddua eder, tuzak kurar, konuşur vs.... Yani her bakımdan bize benzer. Zaten benzemeseydi çok şaşardım, çünkü piyasadaki tüm yazılı/sözlü eserlerin sahibi biziz. Kimin tanrısı olduĝu önemli deĝil, hepsinin özellikleri üç aşaĝı beş yukarı aynı. Bizdeki tüm olumlu olumsuz özellikler onlarda da var.

Link to comment
Share on other sites

31 dakika önce, kavak yazdı:

Artı...

Müslümanlarin ilahı da sinirlenir, öfkelenir, beddua eder, tuzak kurar, konuşur vs.... Yani her bakımdan bize benzer. Zaten benzemeseydi çok şaşardım, çünkü piyasadaki tüm yazılı/sözlü eserlerin sahibi biziz. Kimin tanrısı olduĝu önemli deĝil, hepsinin özellikleri üç aşaĝı beş yukarı aynı. Bizdeki tüm olumlu olumsuz özellikler onlarda da var.

Bir düşünür vardı.

Balinalar yada öküzlerde düşünebilseydi, Tanrı'yı öküzler öküzlere, balinalar balinalara, benzetirdi diye. 

Saçma değil aslında doğruyu söylüyor, bizim nasıl Tanrı'yı kendimize benzettiğimiz gibi.

Link to comment
Share on other sites

Hepsinin kökeni tevrattır , tevrat da Babil yazıtlarından aşırmadır büyük ihtimalle.

İncil çok tahrip edilmiş orjinal tevrattan uzaklaşmış. Ama orjinalinin hakkındaki efsaneler Kur'an'a çok benziyor şeklinde.

 

Babil ve Asur'da Ay tanrısı olarak tapılan Sin, Sümer mitolojisindeki Nannanın karşılığıdır. Kaderin tanrısı olarak da anılan Nanna, Enlil ve Ninlil'in oğludur. Nanna Sümerce "ışık" veya "aydınlatıcı" mânâsına gelir. Kutsal şehri Ur'dur. Babil ve Asur'da ise bu tanrıya Sin denmiş, ve ona Suriye ve Harran'da da sami ırk tarafından tapınılmıştır. Kanatlı bir boğayı süren Sin'in lapis lazuliden bir bıyığı vardı.

Karısı Ningal olan Nanna/Sin, Utu (Shamash - Güneş) ve daha sonraları İştar adını alan İnanna'nın babasıdır. Bazı metinlere göre İşkur da onun çocuğudur.

Sin aynı zamanda İslam öncesi Arabistan'ın Hadramut bölgesinde tapınılan bir ay ve zenginlik tanrısıdır.[1]

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Sin_(mitoloji)

 

Link to comment
Share on other sites

Bu konulara bir ekleme yapalım.
Burada tartışılan Kuran İncil Tevrat gibi derlemelerin ne olduğunu anlatayım.

Tevrat Tanrı Elohim'in Yahudi krallarıyla konuşup onlara vahiyle verdiği yaşam ve kurtuluş talimatlarıdır.
Bu talimatları alanların hepsi Yahudi'dir ve hepsi bir Yahudi aşireti lideridir.
Yahudilik inancı ve Tevrat burada biter.
Hristiyanlık buradan itibaren başlar.
Bu hikayenin halkı kontrol etmekte ve yönetmekte çok etkili olduğu görülmüş liderler tarafından.

İncil; Yeşua isminde ortaya çıkmış, geleneklerdeki gibi Aşiret lideri olmayan ancak Elohim'in babasız olarak doğmasını sağladığı bir kurtarıcıdır.
Yeşua kayıt tutmamıştır.
İncili oluşturan tüm kayıtlar Yeşua ortadan kaybolduktan sonra havarileri tarafından ya vahiyle ya anıların yazılmasıyla oluşmuştur.
Bu hikaye ve kitabın da aynı ilki gibi toplumlarda halkı kontrol etmekte çok etkili olduğu görülünce kurumsallaşma başlamış.

İncil hikayesinden sonra vahşi Arabistan'da da ilk iki hikayenin bir türevi uygulamaya alınmış.
Tevrat ve İncil kitaplarının bir Arap uyarlaması yapılmış.
Ancak İsrail Oğulları ile Araplar iç içe geçmiş kültürler olduğundan olayı anlayacakları için bu hikaye Yahudi hikayesinin yeni seçilmiş kişi ve kurtarıcıyla devamı şeklinde piyasaya sürülmüş:
Kuran'a bakabilirsiniz.
Muhammed harici tüm kahramanlar (yani peygamberler) Yahudi.

BU kitapların hikayesi bu.

Kuran kitabı Peygamber Muhammed bir mağarada 40 günlük meditasyonunu yaparken melek Gabriel tarafından ona getirilip anlatılmış.
İslam mitolojisinin başı burasıdır.

Yani ciddiymiş havası katılarak anlatılan bu konular hep hikayedir.
Kanıtı, tanığı olmayan söylentilerden başka başvuru kaynağı olmayan hikayelerdir bunlar.



 

Link to comment
Share on other sites

KURAN'IN 'TEK KELİMESİNİN BİLE DEĞİŞMEMİŞ' ve 'TEK KURAN' OLMASI
 
Türkiye hariç diğer ülkelerdeki müslümanlar, dünyada halen aktif olarak 4 farklı Kuran olduğunu bilir ve kabul ederler. Sadece her biri 'kendi Kuran'ının doğru olan' olduğunu savunur. Türkiye'de ise 'tek harfi değişmemiş, tek Kuran' düşüncesi vardır. Peki bu hep böyle miydi?
 
TABİKİ HAYIR!
1980 öncesi Türkiye'sinde diğer Kuranlar da aynen diğer ülke müslümanlarınınki gibi bilinirdi ve doğru olanın kendi okudukları olduğu iddia edilirdi.
 
Tek Kuran bilgisi hayatımıza ne zaman ve nasıl sokuldu?
Turgut Özal, Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku'dan bu konu hakkında fetva istedi. Bu fetva ilmik ilmik camilerde, Cuma hutbelerinde, cemaat-tarikat sohbetlerinde halkın zihnine işlendi.
 
Bugün dünyanın herhangi bir yerinde bir Müslümana 'tek Kuran' olduğunu söylerseniz size sadece güler.
 
Çünkü
- Sudan, Nijerya, ve Orta Afrika’da EL DURİ KURANI
- Libya'da QALOON KURANI
- Cezayir, Fas, Tunus ve Kuzey Afrika ülkelerinde WARSH KURANI
- Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan'da HAFS KURANI okunmaktadır.
* Suudi Arabistan'da hem Hafs hem Warsh okunur. Yaygın olan Hafs'tır.
 
Türkiye'deki din adamlarına(!) bunu sorarsanız 'kıraat farkı' der geçiştirirler. Oysa 'tek harfi değişmemiş, tek Kuran' inancını bu 4 Kuran yerle bir eder.
Ayrıca 1924'de Mısır'da toplanan İslam Komitesi bu Kuranlarda, anlam/hitap karmaşası olan bazı ayetlerin başına "de ki" eklemeye karar verdiler. Yani bir anlamda Allah'ın ayetlerindeki kusurları giderdiler.
 
Ancak yine de hitap konusunda o gün gözden kaçan ayetler oldu. Onu da sağolsun bizim dev bütçeli Diyanet İşleri Başkanlığı'mız 'parantez içi'ne yazarak hallediyor.  https://www.facebook.com/karikateist/posts/2355449444552190/
 
😁:D
Link to comment
Share on other sites

  • moderator changed the title to Kuran ve İncil eleştiri
5 saat önce, Aristo yazdı:

Bir düşünür vardı.

Balinalar yada öküzlerde düşünebilseydi, Tanrı'yı öküzler öküzlere, balinalar balinalara, benzetirdi diye. 

Saçma değil aslında doğruyu söylüyor, bizim nasıl Tanrı'yı kendimize benzettiğimiz gibi.

Kimmiş o düşünüüüür?:D

Valla öküzleri bilemem ancak balinalar bir hayli zekidir. Ekip halinde avlanırlar ve çok uzun mesafelerde bile iletişim kurabiliyorlar. Öküzler, olsa olsa "möööö" der herhalde.

Şaka bir yana...insanlar bir hayli hayalperestir. Eskilerin masallarına körü körüne inanmaya da bir hayli meyillidirler. Buna hiç şaşmamak lazım, çünkü küçük yaşlardan itibaren beyinlerimiz bir güzel din tecavüzüne uĝruyor. Yetişkin çaĝa geldiĝimizde bunlardan sıyrılmak bir hayli zordur. Yani dinlerin dünyanın dört bir yanına yayılmasının başlıca nedeni tam bu noktada yatar.

Link to comment
Share on other sites

7 saat önce, kavak yazdı:

Kimmiş o düşünüüüür?:D

Valla öküzleri bilemem ancak balinalar bir hayli zekidir. Ekip halinde avlanırlar ve çok uzun mesafelerde bile iletişim kurabiliyorlar. Öküzler, olsa olsa "möööö" der herhalde.

Şaka bir yana...insanlar bir hayli hayalperestir. Eskilerin masallarına körü körüne inanmaya da bir hayli meyillidirler. Buna hiç şaşmamak lazım, çünkü küçük yaşlardan itibaren beyinlerimiz bir güzel din tecavüzüne uĝruyor. Yetişkin çaĝa geldiĝimizde bunlardan sıyrılmak bir hayli zordur. Yani dinlerin dünyanın dört bir yanına yayılmasının başlıca nedeni tam bu noktada yatar.

Efendim siz benim yazdığımı iyi okuyun lütfen.

Link to comment
Share on other sites

9 saat önce, kavak yazdı:

Okuduk da n´oldu? Öküzlerle balinaların durumu aynen yukarıda yazdıĝım gibidir.:D

Ayrıca dedik ki, kimmiş bu düşünür?

🤦‍♂️🤦‍♂️🤦‍♂️

iyi okuyun lütfen.

Balinaların ilk kara canlısı olduğunuda biliyormuydunuz ?

Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, Aristo yazdı:

🤦‍♂️🤦‍♂️🤦‍♂️

iyi okuyun lütfen.

Balinaların ilk kara canlısı olduğunuda biliyormuydunuz ?

Balinalar önce karada yaşarlamış...mış. Yok bilmiyorduk, sayende öĝrendik paşam. Elbette biliyorduk.

Sen şimdi şu düşünürün kim olduĝunu söyleyecek misin yoksa söylemeyecek misin?

"Bir düşünür vardı." diye sen burada kimi kastediyorsun?

Link to comment
Share on other sites

36 dakika önce, kavak yazdı:

Balinalar önce karada yaşarlamış...mış. Yok bilmiyorduk, sayende öĝrendik paşam. Elbette biliyorduk.

Sen şimdi şu düşünürün kim olduĝunu söyleyecek misin yoksa söylemeyecek misin?

"Bir düşünür vardı." diye sen burada kimi kastediyorsun?

ismini hatırlasam söylerdim unuttum. Önemli filozoflardan.

Link to comment
Share on other sites

20 dakika önce, Aristo yazdı:

ismini hatırlasam söylerdim unuttum. Önemli filozoflardan.

Adını hatırlamadıĝına göre demek ki pek önemli birisi deĝil. Halbuki mahlasını "Aristo" olarak seçen birisi, önemli filozofların ismini unutmaz.

Neyse...hatırlarsan ya da bir yerde bulursan buraya iliştiriver bir zahmet. Ben internette bu lafa benzer bir şey bulamadım.

Link to comment
Share on other sites

22 dakika önce, Aristo yazdı:

ismini hatırlasam söylerdim unuttum. Önemli filozoflardan.

2 dakika önce, kavak yazdı:

Adını hatırlamadıĝına göre demek ki pek önemli birisi deĝil. Halbuki mahlasını "Aristo" olarak seçen birisi, önemli filozofların ismini unutmaz.

Neyse...hatırlarsan ya da bir yerde bulursan buraya iliştiriver bir zahmet. Ben internette bu lafa benzer bir şey bulamadım.

Herakleitos’un çağdaşı olan Yunan filozof Ksenophanes, felsefenin gerçek başlatıcısı, ilk adım attırıcısı olarak kabul edilmektedir.

“Eğer öküzlerin, atların ve aslanların elleri olsa ve ellerini biz insanların yaptığı gibi sanat eserleri yaratmak için kullansalar, atlar atlara ve öküzler de öküzlere benzeyen tanrı şekilleri çizer ve onların bedenlerini kendi farklı türlerinin şeklinde yapardı.”

https://www.felsefe.gen.tr/ksenophanesin-hayvan-teologlari/

 

Balinalar yokmuş.  :)

  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

8 dakika önce, TAO yazdı:

Herakleitos’un çağdaşı olan Yunan filozof Ksenophanes, felsefenin gerçek başlatıcısı, ilk adım attırıcısı olarak kabul edilmektedir.

“Eğer öküzlerin, atların ve aslanların elleri olsa ve ellerini biz insanların yaptığı gibi sanat eserleri yaratmak için kullansalar, atlar atlara ve öküzler de öküzlere benzeyen tanrı şekilleri çizer ve onların bedenlerini kendi farklı türlerinin şeklinde yapardı.”

https://www.felsefe.gen.tr/ksenophanesin-hayvan-teologlari/

 

Balinalar yokmuş.  :)

Balinalar yoksa, bulamadıĝıma hiç şaşmamalı. Keza Xsenophanes isimini de ilk defa duyuyorum.:D

@TAO klavyende X harfi yok mu?:D

Link to comment
Share on other sites

4 dakika önce, kavak yazdı:

Balinalar yoksa, bulamadıĝıma hiç şaşmamalı. Keza Xsenophanes isimini de ilk defa duyuyorum.:D

@TAO klavyende X harfi yok mu?:D

Varda alıntı yaptığım yer öyle yazmış. :)

  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

İnancın yol açtığı bir diğer durum da içeriği belirsiz muğlak mesaj aktarımıdır.
Ateistler genelde analitik bir akla sahiptir.
Mesaj içeriğinde kiloysa kilo, gramsa gram, litreyse litre, koordinatsa koordinat bellidir.
Ancak inanç hastalarının kurduğu cümlelerde muğlaklık vardır.

Sanki yakalanmamak için çayırların arasına saklanan sincaplar gibiler.

Buradaki arkadaşlar bu durumu bizzat test edebilirler.

Dikkat edin mesajlarına inanç hastalarının hiç bir netlik yok.

Gluk gluk çalkalanan su gibi.

Netliğin olmadığını ve sunmaları gerektiğini talep ettiğinizde ise sen kakasın söylemleri başlıyor.
Genelde üslupla önce kendilerini son derece mağdur ve kötü davranılan bir kurban ilan ederler.
Bunu tekrarladıkça artan netlik talebi baskısını nezaket dışı, olmaması gereken davranış ilan ederler.

İlkelliklerine göre oyunları değişiyor.

EN ilkel teistik seviyede genelde gözleri kör, kalpleri lekeli insanlar ya da misyonerler ya da ebu bilmem kimin torunlarıyla başlar çıta.
Gelişmiş versiyonlarda hümanizmin ve insan haklarının çeşitli dallarına zıplayıp nezaket ve görgü kurallarına kadar giderler.

Her şey var ortada.
Zavallı mağdur edilmiş bir inanan var, o inanan çok özel ve harika bir kişi senaryosu var, her türlü mükemmellik var
Ama netlik, kesin bilgi, belirli bir cevap yok.

Bu insanlar gerçek diyorum sayıları sayesinde böcek stratejisi kullanarak hayatta kalıyorlar.
Analitik akılları meşgul ederek hayatta kalıyorlar.

Bu yüzden İsrail stratejisi uygulamalısınız.
İsrail iletişimi diyaloğu barışı vs defalarca denedi bu adamlarla
Ama sonunda travma ve ani darbe stratejisinin en etkili silah olduğunu keşfetti.

Bakın bu insanlar kendilerinde olan inancın, düşüncenin, saçma fikrin geçerli bir değeri olduğunu sanıyorlar.
Değerinin olmadığını göstermek için siz vakit harcadıkça da böcek stratejisiyle etrafınızı sarıyor ve güçleniyorlar.

geçit veremezsiniz bu saçmalıklara, baştan kestirip atın.
Ağlarsa ağlasınlar, mağdur edebiyatı yapsınlar.
Artık kimse gerçekten mağdur olduklarına inanmıyor bile.

 

Link to comment
Share on other sites

On 20.06.2022 at 01:41, Aristo yazdı:

Hocam o konuda bana sadece hayvan isimlerine takıldım deme beynimi çöpe atarım.

Arama motorlarında bulamayanlar için öyle dedim. :)

 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Sign in

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...