Jump to content

İnanma ustune


osho

Recommended Posts

Ben inanmaya inanmorum;

konumalarda bile inanca yer vermemeye çalorum;

ama "u ii baaracama inanorum" yerine,

"u ii baaracamdüünüyorum" diyemiyorum;

çünkü baar öncel artbaara olan inançt.

Bu konuda bir eyler söyleyebilir misin?

alttaki mesajsilebilirsiniz; bozuk oldu

Link to comment
Share on other sites

Ben inanmaya inanmorum;

konumalarda bile inanca yer vermemeye çalorum;

ama "u ii baaracama inanorum" yerine,

"u ii baaracamdüünüyorum" diyemiyorum;

çünkü baar öncel artbaara olan inançt.

Bu konuda bir eyler söyleyebilir misin?

alttaki mesajsilebilirsiniz; bozuk oldu

Yazdigin genelde okunmuyor, ancak tahmin edilebilir.

 

Neden boyle yazdigini sorabilir miyim?

 

Teknik bir sorun mu var?

Link to comment
Share on other sites

ben de anlamadım düzeltemedim de yeniliyorum;

ben inanmaya inanmıyorum

ama

şu işi başaracağıma inanıyorum

tümcesi yerine

şu işi başaracağımı düşünüyorum

demek de uygun düşmüyor

çünkü başarının ön şartı başaracağına inanmaktır

bu konuda bir şeyler söyleyebilir misin

Link to comment
Share on other sites

ben de anlamadım düzeltemedim de yeniliyorum;

ben inanmaya inanmıyorum

ama

şu işi başaracağıma inanıyorum

tümcesi yerine

şu işi başaracağımı düşünüyorum

demek de uygun düşmüyor

çünkü başarının ön şartı başaracağına inanmaktır

bu konuda bir şeyler söyleyebilir misin

Yazin duzelmis. :)

 

"Inaniyorum/zannediyorum/dusunuyorum"

 

Bu ucunun her birisi kisinin algisina bilgisine ...e gorelerine (ideolojik mi/inanmcsal mi/izmsel mi/bilimsel mi v.s." gore degisir.

 

Basarinin on sarti "basaracagina inanmak" degil; aksine basari olanaginin her turlu olabilirlik olasiligini analiz etmek ve bu temelde kendinin bu olasiliktaki yerini yani basarinin "onemini, etkisini ve ilgisini" degerlendirmektir.

Link to comment
Share on other sites

peki başaracağına inanmanın etkisi inkar edilemez

eğer zihinde bu inanç yoksa zaten yenilgi olasılığı çok yüksek değil midir

yani inancın psikolojik etkisini kastediyorum

Eger kontrolu bu etkiye verirsen, oyle.

 

Neden olsun ki!

 

Insanoglunun fonksiyonu icin inanca ihtiyaci yokki.

 

Tabi eger kendini bu inancin hakimiyetine birakir ve bir de inandigini yerine getiremezsen; psikolojik etkisini yasarsin.

 

Eger ne yaptiginin bilincinde isen ve sonuclarini da analiz etti isen, basarisizlik sana etki etmez; aksine yeni bir denemedusuncesi verir.

Link to comment
Share on other sites

iki uazıyı da okudum beğendim

bilgilendirici

ama sorumu yineliyorum

Verdigim ilk linkteki baslik sonrasi mesajda, inanc kavraminin ne anlamlara geldigini vermistim.

 

Mesela ne zaman "ben arkadasimin dogru soyledigine inaniyorum" dersin?

 

Birincisi dogru soyledigini bilmedigin zaman

 

Ikincisi dogru soyledigini dusunmedigin zaman.

 

Peki, seni arkadasinin dogru soyledigine inandiran nedir?

 

Bugune kadar onun ile olan iliskilerin.

 

Onu etigine olan guvenin.

 

Yani "arkadasim yalan soylemez" cumlesinin senin beyninde yer etmis olmasi.

 

Ya da hic arkadasinin bugune kadar ki soylemlerinde yalana rastlamaman.

 

Ya da eger diyelim konu mahkeme sen de sahitsen, onun ceza almasini istememen.

 

Kisaca inanc aklin gercegi dogrulamasidir.

 

Yani senin acindan arkadasinin dogru soyledigi bir gercek ve bu gercek senin inancina dayaniyor.

 

Kisaca inanc, etik temelde kullanilabilir, psikolojik temelde kullanilabilir.

 

"Arkadasimin uzgun olduguna inaniyorum." v.s.

 

Genelde iliskilerde karsi tarafa olan oluimlu yanasimini dile getirmek icin kullanilabilir. 

Link to comment
Share on other sites

Verdigim ilk linkteki baslik sonrasi mesajda, inanc kavraminin ne anlamlara geldigini vermistim.

 

Mesela ne zaman "ben arkadasimin dogru soyledigine inaniyorum" dersin?

 

Birincisi dogru soyledigini bilmedigin zaman

 

Ikincisi dogru soyledigini dusunmedigin zaman.

 

Peki, seni arkadasinin dogru soyledigine inandiran nedir?

 

Bugune kadar onun ile olan iliskilerin.

 

Onu etigine olan guvenin.

 

Yani "arkadasim yalan soylemez" cumlesinin senin beyninde yer etmis olmasi.

 

Ya da hic arkadasinin bugune kadar ki soylemlerinde yalana rastlamaman.

 

Ya da eger diyelim konu mahkeme sen de sahitsen, onun ceza almasini istememen.

 

Kisaca inanc aklin gercegi dogrulamasidir.

 

Yani senin acindan arkadasinin dogru soyledigi bir gercek ve bu gercek senin inancina dayaniyor.

 

Kisaca inanc, etik temelde kullanilabilir, psikolojik temelde kullanilabilir.

 

"Arkadasimin uzgun olduguna inaniyorum." v.s.

 

Genelde iliskilerde karsi tarafa olan oluimlu yanasimini dile getirmek icin kullanilabilir. 

o zaman, başaracağına inanma da psikolojik temelde inanmadır ve yararlıdır

"bilimin yararlı olduğuna inanıyorum": bu da psikolojik temelde inanma ya mı girer;

çünkü bilim zararlı olarak ta kullanılabilir

Link to comment
Share on other sites

o zaman, başaracağına inanma da psikolojik temelde inanmadır ve yararlıdır

"bilimin yararlı olduğuna inanıyorum": bu da psikolojik temelde inanma ya mı girer;

çünkü bilim zararlı olarak ta kullanılabilir

Inanmak baska inanmanin getirecegi sonuclar baskadir.

 

Yararli da olabilir, hayali sukuta da ugratabilir.

 

Bu acidan inanclara "fazla belbaglamamak" gerekir.

 

Cunku inanilan olmazsa ya da ters cikarsa, bu psikolojik bir sorun yaratabilir.

 

O yuzden "koru korune inanc" tan ziyade, en azindan bir tutunacak tarafi bulunmasi tutarlidir.

 

Bilim ile ilgili ise, bilime degil de, bilim hakkinda inanclar tasinabilir.

 

Ayrica tabiki bilimi kullananlar "zarara" da kullanabilirler de, buradaki "zoarar" in neye/kime oldugu onemlidir.

 

Burada konu bilim degil, inanandir.

 

Yani bilime bir sey olmaz. Inananin yararina ya da zararina olabilir.

Link to comment
Share on other sites

Inanmak baska inanmanin getirecegi sonuclar baskadir.

 

Yararli da olabilir, hayali sukuta da ugratabilir.

 

Bu acidan inanclara "fazla belbaglamamak" gerekir.

 

Cunku inanilan olmazsa ya da ters cikarsa, bu psikolojik bir sorun yaratabilir.

 

O yuzden "koru korune inanc" tan ziyade, en azindan bir tutunacak tarafi bulunmasi tutarlidir.

 

Bilim ile ilgili ise, bilime degil de, bilim hakkinda inanclar tasinabilir.

 

Ayrica tabiki bilimi kullananlar "zarara" da kullanabilirler de, buradaki "zoarar" in neye/kime oldugu onemlidir.

 

Burada konu bilim degil, inanandir.

 

Yani bilime bir sey olmaz. Inananin yararina ya da zararina olabilir.

güzel, açıklığa kavuştu

ancak anlamak istediğim şudur:

Einstein görelilikle ilgili düşüncelerinin doğrulanacağına inanmamış olsaydı

o kadar gayretle senelerce çalışabilir miydi

Link to comment
Share on other sites

güzel, açıklığa kavuştu

ancak anlamak istediğim şudur:

Einstein görelilikle ilgili düşüncelerinin doğrulanacağına inanmamış olsaydı

o kadar gayretle senelerce çalışabilir miydi

Burda inanctan ziyade bilimsel onsezi soz konusu.

 

Ayrica kararlilik, azim, algi, bilgi, bilinc ve farkindalik ta cabasi.

 

Einstein, kendi uzerinde calistigini ispata calisirken, quantum mekaniginin gecerliligini algiladiginda bunu kabullenebilecek kadar etikti.

 

Durustluk etik olmanin temelidir.

Link to comment
Share on other sites

Burda inanctan ziyade bilimsel onsezi soz konusu.

 

Ayrica kararlilik, azim, algi, bilgi, bilinc ve farkindalik ta cabasi.

 

Einstein, kendi uzerinde calistigini ispata calisirken, quantum mekaniginin gecerliligini algiladiginda bunu kabullenebilecek kadar etikti.

 

Durustluk etik olmanin temelidir.

hmmm bilimsel önsezi bu güzel oldu

önsezi de inancın kaynağı değil  midir diyesim geliyor ama bilimsel önsezi diyerek kroşemi atmadan kesiyorsun

ne diyeyim daha fazla zorlayamıyorum ama ne demek istediğimi anladın

sezi ya da sezgi bilime de inanca da kaynaklık eden bir yeti diye düşünüyorum

Link to comment
Share on other sites

hmmm bilimsel önsezi bu güzel oldu

önsezi de inancın kaynağı değil  midir diyesim geliyor ama bilimsel önsezi diyerek kroşemi atmadan kesiyorsun

ne diyeyim daha fazla zorlayamıyorum ama ne demek istediğimi anladın

sezi ya da sezgi bilime de inanca da kaynaklık eden bir yeti diye düşünüyorum

Tabiki hayal gucu insanoglu zihninin en ust siniridir.

 

Yeterki bu hayal gucunu ...e gore temelinde, insanlik, evreensellik, bilimsellik, bilissellik, cagdaslik, etik olmalik ve buna bagli olarak teknikte kullanalim.

 

Popper soyle demis" Einstein'in elinde bir tek tebesir vardi, ama beyninde de hayalgucu"

 

Buradan da insanoglu aklini gozleme tasima adina bulgu olgu ve kurguya tasirken; bunu ne icin yaptiginin bilincinde olmali ve sahte ego elbisesini ve devamindaki dogal/fenomenal zihniyetini en azindan bilimselonsezisine katmamali.

 

Cunku bilimde cikar da somuru de, guc otorite de hakimlik ustunluk te ayrimcilikta ideoloji de inancta yoktur ve olm,amalidir.

 

Bunlar ne kadar yok ise o kadar hersey bilimseldir.

 

Einstein'den alintilar ile bitirelim.

 

Einstein, 11 yaşındaki oğlu Hans Albert'e, "Keyif alarak bir şey yapıyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsan, bu öğrenmenin en iyi yoludur" diyerek kendi formülünü açıklıyor.

 

"Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimdenbaşarıyorum."

 

Hayal gücü güç verir

"Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyengüzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücübilgiden daha önemlidir."

 

 ‘Zekanın gerçekgöstergesi hayal gücüdür, bilgi değil’. Bu yüzden hayal gücünüzün hantallaşmasına izin vermeyin.

 

Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın."

 

"Zamanınızı başarılı olmak içinharcamayın, değerler yaratın. Eğer değerli olursanız başarı kendiliğinden gelecektir."

 

"Yapmanız gereken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kurallarını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur!"

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Sign in

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...