evrensel-insan Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Report Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Benim kullandığım deyimleri felsefi deyimlere çevirip eleştiriyorsunuz. Benim felsefe ile alakam yok. İletilerimi kendi anladığınız bir dile çevimeye benziyor bu. Bana bilimsel bir soru sormuyorsunuz. Açıklamalarınız bilimsel değil. Yazılanları ya anlamıyorsunuz ya da anlamıyor görünüyorsunuz.. Yalın felsefe ile ancak bu kadar olur... Peki sana bilimsel sorular. Bilim kesin ve mutlak midir? Bilim neyi bilir ve bildirir? Fizik kurallari doga kurallari ya da kurallar kimin/neyin kurallaridir. Olgu ile gercek farki nedir? Link to comment Share on other sites More sharing options...
haci Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Bilimin ne olduğunu biliyorsanız bu soruları yanıtlayabilirsiniz.Kuralların kimin kuralları olduğunu sizden duymak isterim.. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Report Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Bilimin ne olduğunu biliyorsanız bu soruları yanıtlayabilirsiniz. Kuralların kimin kuralları olduğunu sizden duymak isterim.. Insanoglunun kurallari. Kurallar soyuttur ve insanoglunun beyni ve zihninin urunudur. Yani diyelim, dogayi algilar ve gozlemler burdan da kurallara varir. Mesela yer cekimi. Yer yere gore cekmez, insanogluna ve onun algisina gore ceker. Simsek simsege gore cakmaz, insanogluna gore cakar. Yani bir fenomene her turlu soyut deger oznellik ozellik ve ozsellik insanoglu tarafindan verilir. Buna fenomenin varliksal ne oldugu ve adi da dahil. Link to comment Share on other sites More sharing options...
haci Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Doğadaki kurallar öznel midir yoksa nesnel midir?Kurallara uymak için onları bilmek gerekir mi? Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Report Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2015 Doğadaki kurallar öznel midir yoksa nesnel midir? Kurallara uymak için onları bilmek gerekir mi? Dogadaki kurallari insanoglu verdigine gore 4'ludur. Oznel, nesnel, kavramsal ve bilgisel Zaten bilen ve bildiren insanogludur. Yani dogaya gore doganin kanunlari yoktur, insanogluna gore "doganin kanunlari" vardir. Bu kanunlari da doga ile insanoglu ozdeslestirir. Ayrica bunlarin olgu olarak gecerliligi gozlem ile yanlislanabilene kadardir ve N.S.A. dir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrenselbirey Mesaj tarihi: Şubat 19, 2022 Report Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 19, 2022 On 9/24/2013 at 3:26 PM, haci said: Bilim bütün canlıların cansız, akılsız ve bilinçsiz atomlardan çıktığını ve yalnız onlardan oluştuğunu kabul ediyor. Bilim ayrıca en azından insanlarda bilinç denilen ve şimdilik kısaca çevrenin farkına varmak olarak tanımlayabileceğimiz bir yetinin var olduğunu ve o yetinin yalnız cansız, akılsız ve bilinçsiz atomlarla açıklanması gerektiğini de kabul ediyor. Herşeyden önce cansız maddelerin bir araya gelmesi ile böyle bir yeti nasıl ortaya çıkmış olabilir? Kökeni nedir? Bilinç maddenin nasıl bir davranış biçiminin veya biçimlerinin ürünüdür? Cansız ve akılsız atomlar bir araya gelince nasıl oluyor da akla ve bilince kavuşabilmektedirler? Bilinci atomcu dünya görüşü olan materyelizmle nasıl açıklayabiliriz? Açıklayabilir miyiz? Soyut bir kavram olan bilinç maddenin nasıl bir davranış ürünü olarak ortaya çikmaktadir? Ve neden? Hayir, bilinci materyalizmle yada idealizmle aciklayamayiz. Bilinc, bilis fenomeni biyolojik bir olgudur ve ideolojilerle aciklanamazlar. Fakat size bilinci ben bilimsel olarak aciklayabilirim. Kesin bir tanimdan ziyade, bilinc deneyimini iceren ornekler uretebilirsiniz - tam uykuya dalacaginiz ve hatta arada anlamsiz bir sey soylediginiz an veya bilincinizin kesintiye ugradigi, bolundugu bir an—aniden neyi dusundugunuzu yada soyleyeceginizi unuttugunuz bir an. Bilinc, mistik ve ilgi cekici bir kavram olabilir. Cogu psikolog bilinci ic ve dis cevremizin farkindaligi olarak tanimlar; ancak bu tanim aldatici bir sekilde basit olabilir. Bilincle ilgili calismalar, hem psikoloji hem de felsefeye kok salmis birkac konudan biridir. 17. yuzyil Fransiz filozofu René Descartes, bilince yonelik yaptigi aciklamayla unludur: "Dusunuyorum, oyleyse varim." Descartes, zihnin ya da ruh dedigi seyin bedenden ayri olduguna ikna olmustu. Descartes'in hipotezi sonradan curutulse de, bilincle ilgili tartisma hala surmektedir. Tartisma, bilincin gizemini cozmek icin yeni teoriler sunan sinirbilimini de kapsayacak sekilde degisti. Filozof David Chalmers gibi bazilari icin bilinc, beynin parca-bolum toplamindan daha fazlasidir. Ancak bunun tam olarak ne oldugunu tanimlamak biraz zor olabilir. Ornegin, David Chalmers aciklanmasi daha zor olan hicbir sey yoktur diye yazar. Gunumuz filozofu Patricia Churchland gibi digerleri icin de bilinc, tipki gecmisteki bircok muammanin aciklandigi gibi bilim tarafindan cozulebilecek bir sorundur (ornegin, 17. yuzyilda, isigin fiziksel olmadigina inaniliyordu. Baska bir ifadeyle isik kimilerince doga yasalarinin disinda gerceklesen bir sey olarak algilandi.) Churchland, en nihayetinde sinirbiliminin (neuroscience) bilincin sadece farkli beyin durumlarinin bir meselesi oldugunu kanitlayacagina inanir.Her birimiz dünyaya biraz farklı bir perspektiften bakıyoruz; bu nedenle, gözlemlerimiz ve deneyimlerimiz öznel olma eğilimindedir. Hiçbirimiz dis dünyayı veya kendimizi aynı şekilde görmediğimizden, bilincin her insan için eşsiz bir deneyim olması muhtemeldir. Bilinc iki gruba ayrilabilir: Bireyin cevresinin farkinda oldugu uyanik bilinc ve uykudan farkli olarak cesitli uyaranlarin etkisindeki degisen bilinc durumlari. Degisen bilinc durumlari, depresan ilaclar veya alkol nedeniyle azalmis bir bilinc seviyesi de olabilir, veya yogun egzersiz, uyarici bir ilac veyahut metidasyon gibi bilinc egzersizlerinden kaynaklanan artan bilinc durumu da olabilir. Bu farkli bilinc seviyeleri sirasinda beyinde neler olduguna dair daha sonra yazacagim, fakat boyle bir etkinlik icin meditasyon ornek verilebilir. Cunku ornegin meditasyon, Srinivasan'a gore bilinc durumlarinizi degistirebilen bir etkinliktir. Meditasyon, odaklanmayi ve duzenli nefes alip vermeyi, belirli vucut pozisyonlarini, dikkat dagitici unsurlari en aza indirmeyi, zihinsel imgelemeyi ve / veya zihinsel netligi icerebilir. Meditasyon, vucudu gelistirdigimiz gibi, zihni, zindeligi ve farkindaligi arttirmak icin onemli bir factor olarak tanimlanir. Meditasyon eski zamanlardan beri uygulanmakta olup ve maalesef genellikle dini gelenekler veya inanclarla iliskilendirilmistir. Gunumuzde meditasyon, kullandigimiz "spor" yada "egzersiz" gibi kolektif bir terimdir ve ille de dini bir bileseni olmasi gerekmez. Cogu iki genel kategoriden birine giren cok sayida farkli meditasyon turu vardir: (1) odaklanmayi esas alan dikkat meditasyonu ve (2) izleme-gozlem meditasyonu. Odaklanmis dikkat meditasyonu, tum meditasyon seansi boyunca dikkati bir nesneye yonlendirmeyi icerir. Nesne dahili (ornegin nefes) veya harici (ornegin bir kaya) olabilir ve seans saatlerce surebilir. Buradaki fikir, dikkatinizi tum dikkat dagitici unsurlari engelleyecek sekilde odaklamaktir (hic denemediyseniz bu son derece zor olabilir.) Budistler tarafindan uygulanan bir tur meditasyon olan Samatha, odaklanmis meditasyonun bir ornegidir. Acik gozlem meditasyonu tek bir nesneye veya deneyime odaklanmaz. Bunun yerine, deneyimin tum yonlerinin (ornegin dusunceler, duygular, sesler) yargilayici olmayan bir gozlemcisi olursunuz. Icinizdeki ve cevrenizdeki tum deneyimleri tanir ve kabul edersiniz, ancak bunlardan herhangi birini yargilamaz veya degistirmeye calismazsiniz (ayrica bu da epeyce zor bir uygulama) Farkindalik meditasyonu, muhtemelen en iyi bilinen acik izleme-gorme-gozlemleme meditasyonudur ve psikolojik bozukluklar icin cesitli tedavilere dahil edilmistir. Meditasyon uygulamasini uykulu ve trans benzeri bir durummus gibi dusunebilirsiniz, ancak meditasyonu uygulayan deneyimli kisiler genellikle yasamlari ve cevreleri hakkinda yuksek bir duyarlilik ve farkindalik iceren degismis bir bilinc durumu halini tanimlarlar. [Bakiniz; Jon Kabat-Zinn PhD] Secici Dikkat, Dikkatsizlik (Uyanikken Uyumak) ve Bolunmus Dikkat Bilginin bilincinde olma ve bazi bilgi parcalarini gerektigi gibi bilinc icine ve disina tasima becerimiz, hayatta kalma konusunda bize onemli bir avantaj saglar. Kendimizden ve cevremizden tamamen habersiz olsaydik, bir grup yirticida (veya dort seritli bir otoyolda) uzun sure hayatta kalamazdik. Ayni zamanda, etrafimizda ve icimizde olup biten her seyin bilincinde olsaydik, muhtemelen tamamen bunalir yeterince iyi calisamaz hale gelirdik. Neyse ki, belirli bir zamanda yalnizca en onemli seylere dikkat ederek bilincimizi odaklayabiliyoruz. Secici Dikkat Evrimsel yolla kazandigimiz beynimizdeki karmasik sinirsel surecler sayesinde, bizi ilgilendirmeyen durumlarla ilgili bilgilerle dikkatimizi bosa yere harcamayiz. Bu kisitlayici islev, belirli bir zamanda secici dikkat veya tek bir uyariciya veya algiya farkindalikla odaklanmamiza izin verir. Ornegin, bir sinava girdiginizde, secici dikkat, gomleginizin cildinizde yarattigi his veya kalemin parmaginiza uyguladigi baski ile mesgul olmadan sorulari okumaya ve cevaplamaya odaklanmaniza olanak tanir. Bronkhorst'a gore, secici dikkat, kokteyl partisi fenomeni olarak adlandirilan seyden veya kalabalik, gurultulu veya kaotik bir ortamda digerlerini filtrelerken belirli mesajlari secici olarak algilama yetenegimizden de sorumludur. Buyuk bir toplantida bir arkadasinizla veya kucuk bir grup insanla konusurken buyuk olasilikla kokteyl partisi fenomenini deneyimlemissinizdir. Arkadasinizin az once gordugu son filmle ilgili aciklamasini dikkatle dinliyor olabilirsiniz ve sonra aniden odanin diger ucundan birinin adinizdan bahsettigini duyuyorsunuz. Hemen basiniz sese dogru donuyor ve merak ediyorsunuz, "Neden bahsediyorlar?" O anda, ne mi oluyor? Dikkatiniz arkadasinizi dinlemekten ziyade, sizin hakkinizda kimin konustugunu ve ne soylediklerini bulmaya dogru kayiyor. Baska bir sohbete dikkat ettiginizi dusunmediniz, ama belki de oyleydiniz? Sezgisel olarak, bir seyin farkinda olmak icin once ona dikkat etmeniz gerektigi mantiklidir. Ancak bu fikir her zaman genis capta kabul gormemistir. Aslinda bircok arastirmaci, dikkat ve bilincin birbiriyle iliskili olmasina ragmen, islevsel olarak farkli olduklarini ve hatta bilissel aktivitelerde farkli calistigini iddia etmektedir (Mesela Eimer, Grubert yada Tsuchiya bukonularda clismalar ortaya koymustur). Bu bakis acisini destekleyen calismalar, dikkatin farkindalik olmadan da ortaya cikabilecegini ve farkindaligin dikkatsizce yada amaclanmadan da gerceklesebilecegini gostermistir. Mesela kokteyl partisi fenomeni, farkinda olmadan dikkat etmenin bir ornegidir ve bilincalti-algi-algisallik, dikkatsiz yani amaclanmamis, farkindaliga bir ornek teskil eder. Bilincaltina dayali algilama durumunda, kisi aslinda bir seyi bilinclice algilamamistir, ancak bilincli alginin alt katmanlarinda bir seviyede bu olay meydana gelmistir. Bu nedenle kisi, duruma bilincli bir dikkat gostermeden bir fenomenin farkindaligini deneyimleyebilir. Secici Dikkatsizlik Dikkatiniz belirli bir seye odaklanirken goz ardi edilen cevresel uyaranlara atifta bulunan secici dikkatin diger yuzunu gormus olduk. Bu fenomen, artik akilli telefonlar gunluk yasama cok girift bir sekilde girdigi ve insanlari bagimli hale getirdigi icin pratikte cok daha fazla cesidi gorulebilir. Kac kez birini (veya birinin videosunu) telefonuna baktigi icin trafik kazasi yaptigini, yada bir direge, bir insana carptigini, bir seyini unuttugunu gordunuz yada duydunuz? Arac suren biri olmaniza gerek yok. Hayatinizin bir noktasinda bunun gibi talihsiz bir deneyim yasamis olabilirsiniz. Cevrenize dikkat ettiginizi saniyorsunuz, ancak gercekte cevrenizin belirli yonlerine korsunuz cunku dikkatiniz baska bir seye odaklanmis durumda. Birkac klasik calisma, secici dikkatsizligin guclu etkisini gostermistir. Kisaca bunlardan bahsedersek, 1970'lerden baslayarak, bir deneyde, arastirmacilar, bir videoyu izlerken dikkat gerektiren bir gorevi yerine getirmeleri istendiginde, insanlarin pek cok seyi "kacirabileceklerini" gosterdiler (Neisser & Beckleni arastirmanizi oneririm: Selective looking: Attending to visually specified events). Bu arastirmasinda Neisser 1979'da, alti basketbolcunun (ucu siyah gomlekli, ucu beyaz gomlekli) bir topu ileri geri attiklarini ve katilimcilardan yalnizca birine dikkat etmelerini istedigi bir calismayi anlatiyor. oyunculardan olusan bir takimi izliyorlar. Ve top bir baskasina her gectiginde bir dugmeye basmalari isteniyor. Yaklasik 30 saniye sonra, deneye katilanlar aktiviteyi izlemeye daldiginda, acik bir semsiye tasiyan bir kadin sahnenin tam ortasindan yuruyor. (toplam dort saniye). Katilimcilarin sadece yuzde 21'i calismanin sonunda kendilerine dogrudan soruldugunda semsiyeli kadini fark ettiklerini bildirdi! Bu deneyde semsiyeli kadinin yeterince "farkedilebilir" olmamasi mumkun mu? Simdi sizden bir sey yapmanizi istiyecegim. Assagida bir birine basketball topu atan birkac kisinin videosunu goreceksiniz. Videoyu izleyin ve siyah gomlek giyen takimin topu kac kez birbirine yolladigini sayin. Onceki deneyde semsiyeli bir kadin olay yerinden gecerken gorulmekte zorlanilmisti, digerinde ise goril kiyafeti giyen bir kisinin olay yerinden gecmesi, kameraya donmesi, gogsunu yumruklamasi ve uzaklasmasi farkedilemiyor. Bu karsilastirmada, gorili (yuzde 44) semsiyeli kadina (yuzde 65) gore daha az kisi fark etti. Beklenmedik ve araya sikistirilan uyaranlari gorenler ile gormeyenler arasindaki farkin sebebi nedir? En son Yale'deydiler sanirim, psikoloji professorleri Emily Ward ve Brian Scholl (Inattentional blindness reflects limitations on perception, not memory: Evidence from repeated failures of awareness), bu fenomenin hafiza degil, bir algi siniriyla ilgili oldugunu ve ozellikle bilissel olarak daha fazla zorlayici gorevler ustlenmeleri istendiginde deneklerin dikkat korlugu yasama olasiliginin daha yuksek oldugunu ortaya koymuslardir. Bazi psikologlar, iste yetenekli olmanin veya bir uzmanlik seviyesinde olmanin (ornegin, bir basketbol oyuncusu olmanin) dikkat korlugune karsi koruyucu bir factor oldugunu yani durumu biraz daha iyilestirdigini one surmuslerdir. Yine bilimsel bir makalede, "Gorunmez goril" deneyi yapiliyor. Bunun icin radyologlardan akciger taramalarini arastirmalarini gosteren resimler cekmeleri isteniyor. Son tarama setinde, arastirmacilar akcigere bir nodulun ortalama boyutunun 48 kati buyuklugunde bir gorilin goruntusunu yerlestiriliyor (gorili tespit etmekte sorun yasiyorsaniz asagiya baska bir goruntu daha ekliyorum). Resim 1: Resim 2: Ilk fotograf bir akciger filmidir. Ikinci fotograf ise, akcigere eklenen goril seklinin yakindan gorunumudur. Deney sonucunda bulgular oldukca dikkat cekiciydi: Test edilen diger radyologlarin yuzde 83'u, akciger filmindeki taramaya gomulu gorili fark edemedi (Selective looking and the noticing of unexpected events Memory & Cognition) . Cogu insan, kendilerine isaret edildiginde bu kadar bariz gorunen bir seyi nasil gozden kacirabileceklerini merak eder. Degisim korlugu, cevredeki gorsel uyaranlarin bir kesinti aninda degistigi, ancak gozlemci tarafindan fark edilmedigi bir dikkatsiz korluk bicimidir. Gozlem sirasinda cevredeki buyuk degisiklikleri fark edememe, kisa sureli bellekte cok az gorsel bilgiyi sakladigimizi gosterir. Secici dikkatsizlikte oldugu gibi, cogu insan cevrelerini ne kadar gozlemlediklerinin farkinda degil cunku cogumuz birden fazla is yaparken gercekten iyi oldugumuza ve bu nedenle cevremizdeki her seye dikkat edebilecegimize inaniyoruz. Bize gore biz farkindaligi yuksek hayvan gruplarindaniz. Simdi makalenin basinda vermis oldugum tanima tekrar donerek hatirlatalim, bilinci biz nasil tanimlamistik? "bilinc ic ve dis cevremizin farkindaligi" ise, sizce biz ne olcude bilincliyiz? Ne dersiniz? Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrenselbirey Mesaj tarihi: Şubat 19, 2022 Report Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 19, 2022 Simdi yukarida bilincin ne oldugunu bilimsel deney, yayin ve ileri okumalarla anlattim. Ileri okumalar yapabilmeniz icin de parantez icindeki linklere tiklayarak, daha fazla bilgi alabilirsiniz. Bilim bize bunlari soyluyor. Yani gorusldugu gibi, zihni, bilisi ve bilinci aciklamak icin herhangi bir ideolojiye gerek kalmiyor. Saygilarimla Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrenselbirey Mesaj tarihi: Şubat 20, 2022 Report Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 20, 2022 Ben, her aktardigimi bilimsel yayinlarla ve deneylerle ortaya koyarim. Yukarida aktarilan bilimsel yazi icerigine yine bilimsel bir karsi cikisiniz varsa, bilimsel yayinlarla bunu yaparsiniz. Bilmiyorsaniz da, yaziyi tekrar okursunuz ve birseyler ogrenmeye calisirsiniz. Yazinin neresine hangi bilimsel yayinlarla karsi cikiyorsunuz? Lutfen, bilmeden biliyormuscasina ahlam kesmeyin. Biraz saygili olun. Yoksa yazdiginiz hic bir yaziyi okumayacagim. Sizi gormezden gelecegim. Varsa bir takintiniz bunu baska bir yerde cozun. Varsa yardima ihtiyaciniz yardim alin. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Ateist-Bakış Mesaj tarihi: Şubat 20, 2022 Report Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 20, 2022 5 hours ago, evrenselbirey said: Ben, her aktardigimi bilimsel yayinlarla ve deneylerle ortaya koyarim. Yukarida aktarilan bilimsel yazi icerigine yine bilimsel bir karsi cikisiniz varsa, bilimsel yayinlarla bunu yaparsiniz. Bilmiyorsaniz da, yaziyi tekrar okursunuz ve birseyler ogrenmeye calisirsiniz. Yazinin neresine hangi bilimsel yayinlarla karsi cikiyorsunuz? Lutfen, bilmeden biliyormuscasina ahlam kesmeyin. Biraz saygili olun. Yoksa yazdiginiz hic bir yaziyi okumayacagim. Sizi gormezden gelecegim. Varsa bir takintiniz bunu baska bir yerde cozun. Varsa yardima ihtiyaciniz yardim alin. Bak canım bilincin, varlığın, maddenin ne olduğunu bilmiyorsun. Hazır ezberlediğin ayetler gibi sürekli alıntılar yapıyorsun. Bu alıntıların sahiplerindeki birebir karşılıklarıyla bir papağan olduğun gerçeğini kapatmaya çalışıyorsun Sürekli aynı savunmayı yapıyorsun. Bilgi modellenebilir. Yani sende bulunan şey bilgi olsaydı buraya kaynakları birebir yapıştırıp kalabalık yapmak yerine elindeki bilgiyle modellenmiş bir şeyler koyardın. Kendi ifadelerinle. Sen şimdi kafanı kaldırıp yıldızlara, çevrene, evrene baktığında bu manzaranın içeriğini, neyin ne olduğunu göremiyorsun, bilmiyorsun değil mi? Sağ elini kaldır, yüzünün önünde sağa sola hareket ettir. Bu manzaranın yapı taşlarını, o hareketin arkasını göremiyorsun değil mi? Modelleyemiyorsun O yüzden ayet tekrarı gibi alıntı tekrarı yapıyorsun. Bana şeyi söylesene, en basitinden içtiğin suyun nasıl oluştuğunu modellesene kelimelerinle? Örneklemelerinle? Bana H2O'yu ve ne anlama geldiğini anlatsana 3 cümle ile. H2O yerine 4 kibrit çöpü desem resim geliyor, modelenebiliyor aklında. 4 kibrit çöpü, kutusu, kutusu açık içindeler veya açık dışarı dağılmışlar. Bu model çok basit. Ama H2O'da böyle görselli, interaktif modeller gelmiyor değil mi? Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now