
Astur
Üyeliği silinmiş kullanıcı-
İçerik sayısı
266 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
1
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by Astur
-
Bazı insanlara cevabı kısacık bir soru sorarsın, sonra sana 1 saat yüzde 99 alakasız bir şeyler anlatırlar, hem sıkılırsın, hem de zamanın harcanmış olur. O tarz durumlarda "adam beni kitledi resmen ya" falan dersin. Bilmem anlatabildim mi.
- 62 yanıt
-
- 1
-
-
Pek öyle değil hacı. Bully ne demek? Zorba demek, kabadayı demek. Sizinle fikir ayrılığına düşen herkesi admin yetkileri ile kendi forumunuzda sindirdiğinizi sanıyorsunuz. Ondan buraya gelince de kendinizi aynı kudrette sanıp dayılanıyorsunuz. Ama burada yetkileriniz yok, ondan kabadayılığınız sökmüyor. Öyle olunca da sinirlenip kaçıyorsunuz.
-
Kusura bakmayın, ben başlığımı açana kadar tartışma çoktan ilerledi de.
-
Verdiğim linklerdeki makale ve kitapların tamamının yazarı Türk. İngilizce yazmaları onları Türk akademisyen olmaktan çıkarmıyor... Asıl senin yaptığın pişkinlik, ve hatta mızıkçılık yani. Ayrıca örneğin Gür'ün makalesinin Türkçesi de var. Sitede bir iki linke tıklayıp ulaşman mümkün, makalenin özeti İngilizce abstract'te var diye İngilizce olanın linkini verdim. Bu bir siyaset bilimi terimi ve dünyanın her yerindeki akademisyenler aynı şekilde kullanıyor. Türkiye'ye özel tanım yapılacak hâli yok. Şu niyet okuma zırvasından da kurtulun artık. Sonra Kemalistlere şöyle dediler böyle dediler oluyor; böyle yaparsanız derler tabii. Bir sürü akademisyen, yazar, gazeteci vs. entelektüel o kadar emek veriyor, bir sürü çalışma ortaya koyuyor; siz de işinize gelmeyenlere özel çıkar vs. atfediyorsunuz. Ne farkınız var o anlamda İslamcılardan falan?! Yok, öyle değil. İngilizce maddeyi farklı, Türkçe olanı farklı insanlar hazırlıyor. Maddeyi hazırlayan Türk de Türkiye'deki kültürden etkilendiği için vs. maddeyi Türkiye'ye uygun bir şekilde hazırlıyor, diğer ülkelerdeki insanların gerek görmediği övgü içeren birkaç şey yerleştiriyor. Sizler de dünyaya sadece kendi pencerelerinizden bakmayı rahat bulduğunuzdan çok seviniyorsunuz. İdol sözcüğünü çok sık duyuyorum ama bu bağlamda kullanmıyorlar onu. Kişi kültü terimini de hem eğitimim süresince, hem de köşe yazılarında, makalelerde, kitaplarda vs. pek çok yerde gördüm. 3-5 makale de değil hem. Kaç makale istediğini söyle ona göre yerli yabancı sıralayalım! Bu linkteki makalenin yazarı zaten Özbek'ten alıntı yapmış, sayfanın altındaki notlar bölümünde yazıyor. Ayrıca senin istediğin gibi bir tanım yok, terim bir konudan bahsedilirken aynı benim örnek verdiğim makalelerdeki gibi terim olarak kullanılmış. Neticede bunlar ders kitabı değil makale. İşin komiği senin hiç sevmediğim putlaştırma sözcüğü de aynı sayfada kullanılmış. Kendi ayağına kurşun sıkıyor, kendi haksızlığını ortaya koyuyorsun Pante. Linkten alıntılıyorum: Tanımlarda görüldüğü üzere lider sultası kavramı kişi kültü kavramından farklı bir anlama sahip, o nedenle onun yerini alması mümkün değil.
-
Yok artık. İstemiyorsan, hoşlanmıyorsan ne sataşıyorsun?! Tartışmalara katılacak bilgin, görgün yoksa parazit yapma.
-
Siyasetin işleyişini, iktidardaki partiyi vs. beğenmeyebilirsin, ben de beğenmiyorum ve seni o anlamda anlayışla karşılıyorum. Ancak uçuk komplo teorilerine kapılmak hiçbir şeyi çözmüyor. İki yanlış bir doğru yapmıyor elektro.
-
Sen de cevabımı sığ bulduysan ona cevap verme o zaman. Kendini Ateistforum'da sandın herhalde de böyle yazabiliyorsun. Hem küstahsın, hem cahilsin, hem de terbiyesizsin. Bu arada kafam da seninkinden iyi çalışır. Onu da geçtim, senden akıllı bir sürü türbanlı biliyorum!
-
Sadece Murat Belge'nin değil, pek çok gazeteci ve akademisyenin konuya ilişkin köşe yazıları falan var, hepsinde de kavram benim kullandığım gibi kullanılıyor. Sen köşe yazılarında bir ders kitabı ya da ansiklopedideki tarz bir tanım beklersen bulamazsın elbette. Ama tabii kafayı biraz kullanan tanımı terimin kullanılış biçiminden de çıkarabilir. Yalan söyleme Pante, terim yerini almıştır, terimi kitaplarında, makalelerinde kullanan onlarca akademisyen, gazeteci vs. vardır. Örneklerini verdik, istersen daha fazlasını da veririz. Haydi o zaman sen bizlere yerli siyaset bilimcilerden şunların birkaç tanımını getir.
-
Sana Türk bir akademisyenin terimi aynı benim gibi kullandığı bir makalesini örnek verdim. Makalenin İngilizce olması yabancı yayın olmuyor bir de. Senin istediğin şekildeki basit tanımları zaten bu tarz makalelerde bulman zordur, onlar textbook'larda falan yer alır. Andrew Heywood'un kitapları siyaset öğrencileri tarafından sıkça kullanılır mesela derslerde, orada da kullanılıyor aynı terim mesela. Terimin benim kullandığım şekliyle kullanıldığı birkaç örnek daha vereyim, hani sen kafanı kuma gömmeye kararlı gibisin, ama diğer arkadaşlar yararlanırlar belki: Faik Gür'ün şurada yayımlanan makalesi iyi bir örnek mesela: http://www.toplumvebilim.com/public/makale.aspx?dsid=186&dyid=5538&yazi=Abstracts%20%28%DDngilizce%20%F6zetler%29 Şu makalede Aylin Tekiner'in daha önce bahsettiğim kitabının ufak bir özeti var, orada da terim benim kullandığım şekliyle kullanılıyor: http://www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=unastethic-ataturk-monuments-remains-taboo-in-turkey-2011-01-09 İstanbullu Sefarad Yahudisi bir akademisyen var(ismi Türk ismine benzemiyor bu kadın yabancı demen ihtimaline karşı belirtiyorum), "Faces of the State" adlı kitabında Atatürk etrafındaki kişi kültü hakkında koca bir bölüm var, terim yine benim kullandığım şekliyle kullanılıyor. http://www.socanth.cam.ac.uk/tag/yael-navaro-yashin/ Sibel Bozdoğan'ın şu kitabında da aynı terim benimkine çok benzer değerlendirmelerle kullanılıyor: http://books.google.com/books?hl=tr&lr=&id=If6lyZ_oOoQC&oi=fnd&pg=PR9&dq=Modernism+and+Nation+Building+bozdo%C4%9Fan&ots=5twAiUKIns&sig=YpcK4h8oVOL6R99tcJFoVmGoSMo#v=onepage&q&f=false Yeter mi? Daha istiyor musun? Yahu kavramın Britannica'dan alınan tanıma uyduğunu gösteren yerli-yabancı bir sürü örnek getirdim. Hâlâ nasıl onaylanmamış diyorsun? Senin onayın yok diye akademik topluluk onaylamamış mı oluyor. Hani tek referansımız Vikipedi'deki madde olsa itirazın anlamlı olacak ama seni yanlışlayan bunca örnek varken hâlâ "acımadı ki acımadı ki" diye dolaşmak ne oluyor?! Kişi kültü tanımına Lenin, Mao, Stalin vb. liderlerin dahil olduklarını zaten hem bu başlıkta konusu açıldığında, hem de aylar önce bu konuda TD'de yazdığım yazıda değindim. Bu tanımlar zaten üzerinde açık açık olmasa da uzlaşılmış şeyler ki dünyanın dört bir yanından akademisyenler birbirini alıntılıyor ve kavramı aynı şekilde kullanıyor. Senin keyfine göre de bu tanımlar değişmez. Ha ben makalemi yazar akademik dergilerde vs. yayımlatırım, kavram hakkında tartışma yaratır kendi tanımımı benimsetirim diyorsan buyur yap, bol şans! Napolyon konusunda, en azından bu kişi kültü konusu özelinde okuma, araştırma yapmadığımdan bu konuda değerlendirme yapmaktan imtina ediyorum. Ama günümüzde böyle bir kült zamanında varsa da mevcut olmadığından Napolyon benim açımdan en azından şu anda önemli değil. Bence desek daha yerinde olur, hatta daha da spesifik olmak gerek. 1000 sene öncenin İslam'ı ile bugünkü bir değil, çok fark var, aynı şekilde İran'daki ile Suudi Arabistan'daki, Türkiye'deki ile Yemen'deki de farklı. Hayır. Roma'nın ilk imparatoru Augustus'un kişi kültü vs. de literatürde yer alır. Ama antik kişi kültleri ile 20. yüzyıldakiler saydığım özellikler nedeniyle sıkça ayrı ayrı ele alınıyor. Kişi kültü olayı devlet desteği olmadan olabilecek bir şey değil. Aynen öyle olmuş bence. Bu tarz ifadeler İngilizce Britannica'da yok mesela. Buyur bak: http://www.britannica.com/EBchecked/topic/40411/Kemal-Ataturk Ayrıca benim kişi kültü konusunda örnek verdiğim şeylere ilişkin şu tarz ifadeler de var: Terminolojide ikisi için de "cult of personality", yani kişi kültü deniyor. Sadece Atatürk hakkında değil, Mao, Enver Hoca, baba-oğul Kim'ler vs. için hep aynı terim sıkça kullanılıyor. Elinin altında Google var, inanmazsan kendin bak.
-
Ben de aynı konuşmayı Facebook'ta görüp izlemiştim, ben de çok kötü bulmadım konuşmayı. TED gibi oluşumların farklı, günümüze daha uygun İslam yorumlarını destekleme gibi bir eğiliminden söz edilebilir bence. Akyol'un konuşmasını da böyle görmüşlerdir. Siyasal İslam'ın neden radikalleştiği konusundaki, veya hem dini hem de seküler akımların kültürlerden etkilendikleri vb. konulardaki açıklamalarından bazıları da son derece mantıklı.
-
Selam Notamatik. Bu noktada Diriliş ile yazışmalarımızın bağlamı konusunda birkaç ufak açıklama yapma ihtiyacı duydum. Diriliş'in iddiası hiçbir çağdaş, Batılı ülkede kamusal alanda dini simgelerin gösterilemeyeceği yönündeydi, ben de buna yönelik olarak durumun söylediği gibi olmadığını belirttim. Senin iddian dünyada tam anlamıyla laik bir ülke olmadığı yönündeyse tartışmanın seyri farklı olur elbette; laiklik konusunda doğru yaklaşımın ne olduğu konusunda ülke örneklerini kullanmak imkan dahilinden çıkar mesela. ABD'nin veya kanadanın AB'ye nazaran "geri" olduğu bile rahatlıkla söylenebilecek bir şey değil. Devletlerin dine karşı tutumları konusunda farklı yaklaşımlar var; en belirgin özelliği müdahalesizlik olan Anglo-Sakson model var, dini kamusal alanın dışına itme konusunda oldukça sıkı davranan ve Türkiye'de de sıkça örnek alınan Fransız modeli var, bu ikisinin arasında gördüğüm Alman modeli var vs. Kimin neyi daha iyi, ileri addettiği de kişilerin değer yargılarına bakıyor. Benim laiklik modelini bizimkinden daha iyi bulduğum, hatta "olmuş" diyebileceğim ülkeler var mesela; o açıdan sana katılamıyorum. Devlet işlerinin dini hükümlere göre yapılmaması gerekiyor, bu konuda hemfikiriz. Ama bu durumun, yani devlet işlerinin dinlerden bağımsız olarak yürütülmesi durumunun onlarca yıldır fiilen geçerli olduğu bir sürü ülke var, ve sen bunları da tam olarak laik addetmiyorsun. Beklentin tam olarak nedir anlamadım tam. Mesela kamusal alanda (ki bunun da nasıl tanımlandığı tartışılır) haç, türban, kipa vb. simgelerin görünür olması konusunda ne düşünürsün? Hizmet veren ve alan ayrımı yapar mısın? vs. asıl sorular, ve cevaplar konusunda görüş ayrılığına düşebileceğimiz konular da zaten bunlar. Bilmukabele..
-
İnternette, ya da Amazon vb. kitapçılarda "cult of personality" diye ufak bir arama yaparsan bir dolu makale, kitap vs. ile karşılaşırsın aslında. Türkçe yayınlar arasında aradığını bulman biraz daha zor. Terimin kullanılış şeklini Türkiye örneğinde görmek için 1998'de yayımlanmış şu makaleye bakılabilir mesela: http://www.economist.com/node/170263 Türk siyaset bilimcilerin bu konular hakkındaki çalışmalarından bir iki örnek de verebilirim, ama makalelerin önemli bir kısmını en azından şu anda buraya taşımam mümkün değil. Türk bir akademisyenin konuya ilişkin şöyle bir makalesi var örneğin: http://www.anayasa2011.com/wp-content/uploads/2011/05/Foundations-of-Civil-Religion-in-Turkey.pdf Bu konuda yazan bir Türk akademisyen: http://www.kamu.hacettepe.edu.tr/detay.php?hID=27 vs. Kişi kültü terimi onlarca yıldır siyaset, sosyoloji vb. bağlamlarda kullanılıyor zaten. Dini kültler için falan bu terim kullanılmaz; Stalin, Mao, Kim il-Sung vs. için kullanılır, senin de bahsettiğin yüceltme-kahramanlaştırma-efsaneleştirme-mükemmelleştirme vb. anlamlarda kullanılır. Bilmem, bu hali de bana komik geldi, sen Atatürk'e son derece büyük hayranlık duyan biri olarak bu durumun tapınma gibi görülmesinden (ki yer yer bu noktaya da vardığı olmuyor değil kişi kültlerinin) o kadar endişe duyuyorsun ki, tanımda böyle bir ifade görmek istiyorsun sanki. %100 uyması elbette şart değil ancak kavramın ayırt edici özelliği olması için her durumda da kullanılamaması gerekir. Olmaz olur mu, elbette var. Eskinin edebiyatı, halk hikayeleri vs. radyo, gazete, televizyon ile karşılaştırılamaz. O dönem ile bugünkü kentleşme karşılaştırılamaz; şehir meydanlarına dev anıtlar dikmek, her okula büst dikmek, her sınıfa Gençliğe Hitabe asmak, her ders kitabının girişine resimler, alıntılar koymak, stadyumlarda törenler düzenlemek vb. uygulamalar da eskiden mümkün olan şeyler değil. Atalar kültü ile kişi kültleri arasında çok da parallelik göremedim. Ben bizdeki kişi kültünün Kore'de, Çin'de, zamanında Arnavutluk'ta, Sovyetler'de falan olanlara benzediğini, yani 20. yüzyıldaki diğer kişi kültleri ile paralellik gösterdiğini düşünüyorum. ------------------------- Diriliş de ayrılmış ama şu cevabı havada kalmasın, son bir cevap yazalım. Yok, öyle demiyorum. Diyorum ki bu konu tüm dünyada aktif biçimde tartışılır, tartışmalarda da seninkisi gibi saçma bir ayrım yapana da rastlanmaz diyorum. Bu kolpa. Avrupa'dan, Kuzey Amerika'dan, Okyanusya'dan aksi yönde örnekler getirmek çok kolay mesela. Yazdım. Senin dediğini diyen tek bir link yok. Kolpacı. Bana ne o örneklerden yahu? Çağdaş, Batılı ülke deyip Rusya'dan, Özbekistan'dan örnek getirmek nasıl bir zihniyetin ürünüyse artık...
-
Ben de Poyra'ya Pazar gününe uyan hoş bir ballad ile karşılık vereyim: http://www.youtube.com/watch?v=Pj56hR7MSmY
-
Videoyu izledim, yaklaşımı 1 kelimelik bir cevaptan fazlasını hak etmeyen sığlıkta gördüğümden o şekilde yanıtladım. Daha fazlasını hak edene üşenmeyip doğru düzgün cevap da yazarım.
-
Açılınca sizinki gibi olacaksa kalsın zaten, açılmasın.
-
http://bebekvecocuk.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1395144&AuthorID=62&b=27%20Mayis&a=Taha%20Akyol
-
Dayı ne diyosun yav, uff.
-
Hea, o dediğinden. Saygın çevrelerin akademik makalelerini değil de uçurmuş komplo teorisyenlerinin zırvalarını mı okuyalım kardeşim?
-
UFO'lar ve masonlar bence.
-
Pante takdir edersin ki bu tanımlar senin keyfine göre yapılmıyor. Tarihte böyle bir olgu açıkça var ve de bu şekilde adlandırılmış, tanımlandırılmış. Neden kişi kültü deniyor dersen tabu, insanüstülük, yanılmazlık vb. özellikler bu tanıma dahildir. Evet, bunlar güzel örnekler. Antik Roma'da çok ilginç örnekler var, 20. yüzyıldaki gibi bir siyaset aracı olarak kullanılmış kişi kültleri: http://en.wikipedia.org/wiki/Imperial_cult_%28ancient_Rome%29 Ne yapacağız, birkaç yobazdan çekindiğimizden gayet açık ve net tanımları mı değiştireceğiz? Gerek yok, ne düşündükleri önemli değil. Napolyon şu tanıma ne kadar uyar ama? Lenin için ise kişi kültü kesinlikle söz konusudur, tabii onun durumu ilginç, kült büyük ölçüde o öldükten sonra Stalin tarafından yaratıldı, kendi kültü için altyapı olarak hatta. Türk toplumunda bu tarz bir gelenek olduğu da tartışılır, var mı Osmanlı'da falan örneği? Zaten modern kişi kültleri medya vb. tarzı moderniteye içkin, 20. yüzyıl araçlarına muhtaçtırlar.
-
Gözden kaçsa yazık olurdu elektro, maksat iğneleme yapmaktı zaten. Olağanüstü iddialar olağanüstü kanıt gerektirir, sen ve komplo teorilerine meraklı tüm arkadaşlar bu cümleyi iyi öğrenmeliler bence. Derviş olayı da şu, ekonomiyi batırdılar, kurtaracak adam aradılar, önemli görevler almış başarılı ekonomist Derviş'i çağırdılar, o da geldi reformlar yaptı; AKP de onun yaptığı reformlara uygun hareket etti ve bu sayede ekonomimiz daha sağlam hâle geldi, AKP de epey ekmeğini yedi hatta bu durumun. AKP'nin ABD projesi olduğu iddiası da gerçekle bağdaşmıyor, Wikileaks belgelerinde ABD'lilerin dediklerini okumak dahi yeter bunu görmek için.
-
http://d3uwin5q170wpc.cloudfront.net/photo/127877_460s.jpg
-
http://www.youtube.com/watch?v=ePSR7gFt7s4
-
Bu konudaki tartışmaların önemli bölümünde (yani örneğin okullarda dini simgeler gösterilebilmeli mi) hepsi dini simge olarak aynı kefede değerlendiriliyor. Sadece İslami örtünme biçimlerini hedef alan yasalar var, burada da tartışma kadın hakları vb. şeyler üstünden yürüyor. İki şekilde de örtü-takı ayrımı yapılmıyor, çünkü böyle saçma bir ayrıma gerek yok. Kamu yararı görülen durumlarda yasaklar konabiliyor tabii de, senin önerilerin kamu yararına olabildiğince ters. Şu habere bir link verebilir misin? Şu dışında tabii: http://gizlibelge.wordpress.com/2011/01/15/gulen-okullarinda-cia-ajanlari-mi-calisiyor/ Bir kere türban konusundan bahis açıp Gülen cemaatine sıçrıyorsun. Aynı konuda kalmayı dahi beceremiyorsun. Bir ikincisi, çağdaş-batılı ülkeler dedikten sonra getirdiğin örneklere bak... Meğer sorun kılavuzunuzun karga olmasıymış.
-
"Acımadı ki! Acımadı ki!" Türban, haç, kipa vs. benzer simgeler. Saçını örttüğünde o da komple giysi değil. Ama mesele bunlar değil. Kamusal alan dediğin şeyin nereleri kapsadığı muğlak bir kere. Onu net tanımlarsan hangi konuda tam olarak ne düşündüğümü söylerim. Bu konular dünyanın her yerinde aktif biçimde tartışılan komplike konular/sorunlar. Siz istiyorsunuz her şeye cevap veren hazır bir formül olsun, tekerleme gibi onu söyleyelim. Ama o kadar basit değil işte. Mesela dersliklerde dini simgeler konusunda Avrupa'daki tartışmalara ilişkin şöyle bir şeyler yazmıştım TD'de: Asıl tuhaf tavır bu tarz şeyler.