
freand
Members-
İçerik sayısı
102 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
3
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by freand
-
Haci haklıdır. Nokta.
-
Tamam ben de onu diyorum. Dayatma varsa demokrasi yoktur. Peki Muhammed kurduğu devlette dini dayatmalar yaptı mı yapmadı mı? Buradaki iddiana göre ben devamlı görüş değiştiren birisiyim. Bu iddiana göreyse ''sabit fikirli'' birisiyim. Karar verseydin bari görüşlerim sürekli bukalemun değişiyor mu yoksa sabit mi? Saçmalık. Ben indirgemeci falan değilim. Ama senin ''saçmaya indirgeyici'' olduğun kesin gibi duruyor.
- 8 yanıt
-
- 1
-
-
Lafı dolandırıp durma. Bana cevap ver. Kişisel fikrini sordum. İslam dininin kendisi demokrasiye uygun mudur? Evet yada hayır. Muhammed özgürlükçü ve insan haklarına saygılı biri miydi? Kuran demokrasiyi savunur mu yoksa insanlara baskı mı yapar? Kuran başkalarına dayatma yapılmasını ister mi istemez mi?
- 8 yanıt
-
- 1
-
-
Demokrasi ve cumhuriyet birbirinden farklı kavramlardır elbette. Modern demokrasi çoğunluğun azınlığın haklarını gasp etmediği, tüm vatandaşların can ve mal güvenliklerinin korunduğu, kimsenin ırk, etnisite ve siyasi görüşlerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmadığı, düşünce ve ifade özgürlüklerinin alabildiğine yaşandığı, insanların kişisel fikirlerinden ötürü yargınlanmadığı çok sesli bir durumu anlatır. Demokrasilerde bireyin hak ve özgürlükleri geniştir. Cumhuriyet ise devletin ideolojisinden bağımsız olarak, ülke yönteminde bir parlementonun hakim olması demektir. İslam İslam Cumhuriyeti de, Afganistan da, Pakistan da birer cumhuriyettir. Hepsinde seçimler vardır, meclisler vardır falan. Ama ifade özgürlüğü kısıtlanmış ve bireylerin yaşam tarzına mühadale edilmiştir. Bunun aksine İngiltere kağıt üstünde cumhuriyet olmadığı halde bu cumhuriyetlerden daha demokratiktir. Fransa ve Almanya gibi demokratik cumhuriyetler de bulunmaktadır. Laiklik olmadan demokrasi olmaz. Bu mümkün değildir. Gelgelelim İslam ve Yahudilik dinlerinin yapısı Hristiyanlık dinininkinden farklıdır. Erken hristiyanlardan Pavlus gibi kimseler, Roma'nın pagan halklarını dine ısındırmak için dinin şeriatından vazgeçmişlerdir. Yani şu andaki hristiyanlık teokrasi talebinde bulunmamaktadır. Bu yüzden Avrupa demokrasilerinin önünde lailkik hiçbir zaman sorun olmamıştır. Bunun aksine Yahudilik ve İslam dinlerinin şeriatları vardır. Günlük yaşamın her anını bireysel ve kitlesel bazda düzenleyen prensipleri vardır. Bunlara uymamak ''günahtır''. Dinini iyi tanıyan müslümanlar arasından laikliğe karşı savaşan oluşumlar bundan dolayıdır. Çünkü dine göre şeriata uymamak günahtır ve cehennemde yanma sebebidir. Din ve siyaset arasındaki ilişkiler dinden dine değişir. İslam ve Yahudilik demokrasiye pek sıcak bakmaz.
- 8 yanıt
-
- 2
-
-
Evet. Tırnak içine alman güzel olmuş. Ancak İslam dini hangi müslümanlar üzerinden değerlendirilmeli? Hem İslam'ın tanrısallığına inanan hem de demokrasiyi savunan insanlar elbette ki varlar. Fakat benim dikkat çekmeye çalıştığım nokta, bu müslümanların kendi içlerinde tutarsız olmaları. Çünkü sen de biliyorsun ki Kuran teokrasiyi savunur, Muhammed'in bizzat kendisi Medine'de teokratik bir devletin liderliğini yaptı. İslam dinine göre peygamberleri örnek almak farzdır. Dinini gerçekten tanıyan bir müslüman Allah'tan geldiğine inandığı yasalarla, insanların yaptığını düşündüğü yasalar çelişince ne yapar? Muhtemelen şeriatı getirmek için gizli planlar yapar, derinden çalışmalar yürütür, laikliği yıkmak ister. Maide suresinin 44.ayetinde ''kim Allah'ın indirdikleriyle hükmetmezse kafirlerin ta kendileridir'' yazıyor. Yani Kuran kendisinin siyasi ve teokratik bir düzenin başucu kitabı olmasını talep ediyor. Türklerin çoğu Arapça bilmez. Mealleri bile okumazlar. Duvara asarlar Kuran'ı. Halbuki Araplar ana dillerinden okudukları için şeriatçılar. Çünkü Muhammed zamanındaki orjinal saf İslam dininin şeriat istediğini kendi gözleriyle görüyorlar. Laikliği savunan müslümanlar, Kuran ve hadislerde yazanlardan haberi yok diye bunu yapıyorlar. Evet, kendileriyle çelişen mülsümanlar olabilir. Dinin emir ve yasaklarına itaat etmeyen müslümanlar olabilir. Ama bu durum Muhammed zamanındaki orjinal İslam'ın demokrasiyle bağdaşmayan şeriatçı bir amacı olduğunu değiştirmez.
-
Siyasal İslam ifadesi işte o sözünü ettiğin emperyalistlerin, ılımlı müslümanların tepkisini çekmemek adını uydurduğu bir sözdür. İslam zaten doğası itibariyle siyasi, ekonomik, sosyal ve bireysel alanlarda bir sürü açıklama yapar ve müslümanların bunlara kayıtsız şartsız teslim olmasını ister. Müslim kelimesi ''teslim olmuş'' manasına gelir. İslam dininde inanılması gereken şeyler bir bütün kabul edilir. Misal Kuran'dan 1 ayeti inkar eden, 1 ayeti beğenmeyen adam hemen kafir olur. İslam dininde şüpheye ve tereddüte yer yoktur. Sorgulamaya da yer yoktur. Onlarca ayetin şüphesiz ki diye başlaması bunun en açık delillerindendir. Müslim kelimesi zaten ''teslim olmuş'' manasına gelir. Arapça'da lugat manası budur. İslam dini siyasete de karışır, ticarete de karışır, hayvancılığı da karışır, yaşam tarzlarına da karışır. Azhab suresinin 36.ayetinde ''Allah ve resulü bir emir verdiyse mümin erkek ve kadınlara bu hususta tercih yapma hakları yoktur'' gibi bir şeyler yazıyordu. Yani dinini yeterince bilen bir müslüman, insanların dini kurallara uymama hakkı olduğuna inanamaz. Şeriatçılık ve İslamcılık diye söylenen modeller İslam'ın Muhammed zamanındaki orjinal versiyonuna en yakın modellerdir. Zina meselesini ele alalım. İslam dinine göre evlenmeden cinsel ilişkiye giren erkek ve kadına bekarlarsa 100 sopa vurulur. Bu cezanın tatbiki sırasında yerli halkın olayı izlemesi istenir. Ayet ''Allah ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onlara bunu uygularken içinizde bir acıma olmasın'' gibi bir şeydi sanırsam. Yani Kuran, müslümanlara insanları yaşam tarzları hususunda özgür bırakma hakkı tanımamıştır. Yani bir müslüman ''Allah ceza verin demiş ama bence bu ceza çok sertmiş'' derse veya ''çağımızda bu olur muymuş canım çok ilkel bunlar'' derse Kuran ayetlerini eleştirdiği için hemen kafir olur. Şeriatın bir kısmından sapmak bile dine göre yasaktır. Yanlış hatırlamıyorsam Maide suresinde ''sana indirilenin bir kısmından bile saptırmalarından sakın'' tarzında bir cümle geçiyordu. Yani müslümanlar dinin tüm yasalarını uygulamak zorunda olduklarına kayıtsız şartsız iman etmezlerse, fıkıh kitaplarının ridde bablarında belirtilen maddelere göre kafir oluyorlar. İslam ve siyaset ilişkisi nasıldır? İslam dinine göre insanların dini yasalara aykırı yasalar çıkarması haramdır. Demokrasideyse yasalar modern ilkelere göre verilmekte, dinden bağımsızlık esas alınmaktadır. Din ise kendisinin dışlanmasından hoşlanmaz. Kısacası İslam hayatın hem bireysel yönünü hem de toplumsal yönünü tam bir kontrol altında tutma hedefinde olan bir dindir. İslam'ın doğduğu topraklarda binlerce yıldır yaşayan Arap halkları gerçek İslam'a en yakın İslam'ı yaşarlar. Türkler ise sonradan müslüman oldukları için hayata bakışlarında başka etkiler de vardır.
-
Sence bu darbe iyi mi oldu kötü mü oldu? Bu specific konuda kişisel görüşün nedir?
-
Aynı adamın diğer yorumlarından: uçaktan denize atacağız hepsini.... infazları öyle mahkemeyle de olmayacak içlerinden bazılarının... avukat ve yargılama vatan hainlerini ve ülkemizin düşmanlarını kapsamaz,sen avukat isteyecek türden bir vatandaş olduğunu mu sanıyorsun.. konuşsan iyi olur belki ölşümünü çabuklaştırmamıza ve daha az acı çekmene izin veririz... işte büyük devletler böyle yaparlar...biz de böyle yapacağız..keşke OSMAN PAMUKOĞLU gibi bir başbakan önce terörü bitirse sonra başka bir parti iktidara gelse...Türkiye'nin sen şu anda sadece bizim sana yapabileceklerimizi düşün ve ona göre bizimle işbirliği yap... lami cimi yok bu faşizm falan değildir...yoksa konuşturamazsın ve kurtulamazsın böyle çamurumsu bataklık böceklerinden...bunlara normal hukuk uygulanmaz..
-
Kemalistlerin kalesi Odatv.com sitesindeki birkaç okur yorumunu sizinle paylaşacağım. Odatv.com isimli haber sitesinde yorumlarını yazan Terra isimli kullanıcıdan tüyler ürpertici kemalizm yorumları. Terra isimli koyu kemalist kullanıcı kurmayı planladıkları hükümetin işkence yapacağını itiraf ediyor: Demokrasi hakkında ne düşünüyor? Fanatik kullanıcı bununla da kalmıyor, halkın geri kalanını da işkence yapmaya davet ediyor. Böylece TCK'da belirtilen ''halkı kin ve düşmanlığa tahrik'' suçunu işliyor. Kendisinin kemalist oldunun altını çizen kullanıcı bunları yapacağına dair yeminler ediyor. En sonunda da bunları Atatürk adına yaptığını söylüyor. .
- 4 yanıt
-
- 1
-
-
AKP ve Biat Eden Genclik/Sorgulayan-Yaratici ve Cagdas Genclik
freand replied to evrensel-insan's konu in Genel
Yeni başlık açıyorum Evrensel-insan. Oraya gel. -
Dedim ya henüz ispatlanmış bir suçları yok. Bu yüzden hükümlü değil tutuklular. Tutukluluk süreleri aşırı uzun gerçekten de. Ancak balyoz davası sonuçlandı, ama sen hala kabul etmiyorsun. Ergenekon ise henüz bitmedi.
-
Ortada çok ciddi iddialar varken, sırf siyasi görüşlerinle örtüşmüyor diye davaya dair her şeyi hemencecik düzmece demek de ne oluyor? Gazeteci olanların çoğu masumdur bence, ama subaylardan emin değilim.
-
AKP ve Biat Eden Genclik/Sorgulayan-Yaratici ve Cagdas Genclik
freand replied to evrensel-insan's konu in Genel
Ben Amerika'dan yazmıyorum. Bizzat içlerinde bulundum. Aralarında bir sürü arkadaşım da var. Burada eleştirdiğim nokta gezi parkı eylemlerinde bulunuyor olmanın bir insanın biat kültüründen uzak olması manasına geldiği sanmandı. Böylesine eylemler, ortak değerler etrafında birleşilmesi gereken tavırları gerektirir. ''Hükümet istifa'' gibi ''Tayyip gitsin'' gibi sloganlar etrafında birleşecekleri yerde şu anda hayatta olmayan (ve dolayısıyla bizi asla duyamayan) liderlerin isimleri haykırıyorlardı. Oysa kemalistlerin temsil ettiği kesim bu ülkenin en fazla yüzde 25'idir. Ülkenin diğer bir %35'i de koyu AKP yanlısıdır. Öyleyse eylemciler, tarafını henüz seçmemiş olan %45'i etkilemek için uğraşmalılar. Ancak onlar bunun yerine birbirini dövdüler, birbirinin standlarını yıktılar. 8 haziran cumartesi akşamında ben gezi parkındayken büyük bir kavga çıktı. Kemalistler ve kürt milliyetçileri birbirine girdi. Yan taraflardan eli sopalıların katılmasıyla kavga büyüdü. İşte bunlar böylediler. Orada amaçları sadece özel yaşamlarını yapılan müdahaleleri protesto etmek değil. -
AKP ve Biat Eden Genclik/Sorgulayan-Yaratici ve Cagdas Genclik
freand replied to evrensel-insan's konu in Genel
AKP insanların yaşam tarzına müdahale ediyor mu? Bu soru çokça soruldu ve üzerinde sıkça tartışıldı. Kısaca evet diyebiliriz. Peki Gezi Parkı eylemlerinde aktif rol oynayan gençlerin ekserisi demokrat ve özgür düşünceli bireyler midir? İşte bu sorunun cevabı net olarak ''HAYIR''dır. Biliyorum çünkü 3 hafta önce bir gözlemci olarak Gezi Parkı ve çevresinde bulundum. Eylemcilerle sohbet etme fırsatı buldum. Eylemlerde çok farklı düşünen insanlar vardı. Ve onlar bazı kesimlerin ''hareketi sahiplenme'' saçmalığından oldukça rahatsız oluyordu. Mesela ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'' sloganları eşliğinde yürüyen eylemciler, AKP'ye karşı olan ama kemalist olmayan kesimlerin desteğini kaybedebilir. Bir komünist, bir liberal, bir anarşist veya ideolojilerden tamamen özgür bir birey kimsenin askeri olmayı kabul etmeyecektir. Meydanlardakilerin bir kısmının özgürlükten ziyade, kendi ideolojilerini topluma dayatabildikleri eski ortamlarını arzuladıkları belirginleştikçe işin rengi değişecektir. Hiçbir siyasi partinin müdahalesi olmadan kendiliğinen başlayan bu doğal halk ayaklanması, kısa süre içinde çeşitli partiler tarafından sahiplenildi. Komünist partilere göre halk sosyalizm; kemalist partilere göre halk kemalizm; liberal partilere göre halk liberal demokrasi istediği için sokaklara dökülüyordu. Oysa asıl olayı göremediler: Siyasi ideolojileri ön plana çıkardıkça AKP karşısında birleşen kalabalıkları böldüler ve yine kaybettiler... -
Ergenekon, balyoz ve benzeri davalarla mevcut hükümete muhalif insanların sesinin kısıldığına dair iddialarda elbette haklılık payı var. İnsanlar ''ya beni de alırlarsa'' diye endişeleniyorlar. İçeri alınan gazetecilerin ekserisinin AKP'ye muhalif çizgide olmaları da bu şüpheleri artırıyor. Ancak bu demek değildir ki Türkiye'de askeri darbeleri arzulayan, asker gelsin diye yolunu gözleyenler yok. Cumhuriyet mitinglerindeki insan kalabalıklarının askeri darbe hayaliyle yanıp tutuştuğunu bilmeyen kalmadı herhalde. Çevremdeki arkadaşlarım arasından bile askerin darbe yapmasına sıcak bakanları görüyor olmak beni üzüyor açıkçası. Evet, şu anda hükümet siyasi otoritesini devletin bağımsız olması gereken kurumlarının üzerine baskı yapmakta kullanıyor olabilir, AKP gibi dini ve otoriter bir partinin demokrat olmasını beklememiz abesle iştigaldir. Amma ve lakin, kendini devletin yegane sahibi gören askeri elitistlerin de bir şekilde önlenmesi gerekiyordu. Ben bir asker düşmanı değilim, ama milliyetçilik ideolojisinden hiç hoşlanmıyorum. Milliyetçiliği kimseye danışmadan darbe anayasına koyarak insanlara silah zoruyla dayatmasını da hiç hoş karşılamıyorum.
-
Bu devlet vatandaşlarına ne zaman tek tipleştirme politikası uygulamadı ki? Belirtildiği gibi, AKP'den önceki dönemde de kafa yapısı günümüzle hemen hemen aynıydı. Cumhuriyeti kuran kadrolar da insanları milliyetçi, ulusalcı, askerci olmaya zorladılar. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi vatan haini diye idam ettiler. Kanunlarına muhalefet edenleri asmak için onlarca kentte darağacı kurdular. Sözde fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirme iddiasında olan okullarda, lider kültünün temelleri atıldı. Atatürk hata yapmayan, hata yapması söz konusu bile olamayan birisi olarak tanıtıldı. İşin aslında ülke yönetiminde söz sahibi olan askeri sınıf gücünü yitirmek istemiyordu. Eğitim sistemine bulaştırılan militarist anlayış beden derslerinden müzik derslerine, tarih derslerinden türkçe derslerine kadar her yeri kapladı. Oyun çağındaki çocuklara henüz anlamını dahi idrak edemeyecekleri metinler ezberletildi. Demokrasilerde devletin rejimi vatandaşların arzularına göre ayarlanır. Oysa böylesine geri kalmış ülkelerde devlet kendi olanaklarını kullanarak ''makbul vatandaş'' yetiştirme yolunda koşar ve insanların düşüncelerini manüple etmek için türlü bahaneler arar. Bu anlayıştakilere göre vatandaşlar iradesiz köleler topluluğudur. Bu ülkede ne yapıldıysa hep o ''vatandaş için de en iyisini biz biliriz'' kafasıyla yapıldı. Bir zamanlar torna tezgahına benzettiği okulları, kendi dini inançlarını pompalaması için kullanan da şu anda AKP olmuş vaziyette. Türkiye'ye demokrasi gelmesi oldukça zor. Avrupa ülkeleri demokrasilerini kanla kazandıkları için, ''hak verilmez alınır'' dedikleri için koruyorlar. ''Aydınlanma''sı tepeden inme gelmiş, asker zoruyla tatbik edilmiş bir ülkenin gelişmesi için daha 40 fırın ekmek yemesi lazım.
-
Burada vurgulamak istediğim şey, genetik ve maddi alt yapı olmadıktan sonra numenal yetinin işe yaramaz olduğuydu.
-
Yanlış. Zihinsel gelişim de maddi(genetik) evrimle alakalıdır. Neden bir şempanze yavrusunu ne kadar eğitirsen eğit konuşamaz? Çünkü FOXP2 geni insanlarınki gibi değildir.
-
Platon idealizmin babasıdır. İdealar evreni dediği hayali bir mekana inanır. Esansiyelizm adında geçersiz bir öğretiyi de desteklemiştir, söylediklerinin çoğu yanlıştır.
-
Gerçeği söylemek gerekirse dinlerin ve dillerin kökenine dair bilinen hiçbir şey yoktur. Bu konuda elimizde birkaç spekülatif hipotezden başka bir şey yok.
-
Tamam da bu bir düşünce değil, bilimsel gerçek. Organlarımızın boyutları, şekilleri ve çalışma şekilleri genetik değil mi? Aynı şey bir organ olan beyin için de geçerli. Sözlerimi çarpıtıyorsun. Ben hiçbir yerde sadece genetik demedim. Genetik + Fenomenal çevre. Anladın mı? Genetiğin yanında çevrenin de payı var. Çevre kontrolümüz dışında diye özgür irade yok zaten.
-
Hahaha. Kendi verdiğin linki okumamışsın sen yaw. Psikoloji bilimi demiyor. ''Bilimin psikolojisi'' diyor. Yani bilimadamlarının psikolojik halleri demek, psikolojinin kendisi değil. İkisi de bilim değildir. Bir bilgi sistemidir ama bilimsel yönteme uymaz. Freud çıkar kafasından bir şeyler sallar, ben çıkarım başka bir teori uydururum herkes hemen inanır. Psikoloji para tuzağıdır.
-
Epistemolojistik(!)derinliklerde düşünebilen bir filozofa yakışmayan sığlıkta bir ifade. Meteoroloji bilim değildir senin tanımına göre. Kusura bakma, ateizmin esaslarından birisi de potentially predictable universe düşüncesidir. Her şeyin predictable olduğu bir yerde unpredictable bir ''mucizeye'' yer yoktur çünkü. Bu sözünün sence müslümanların şu yaklaşımından bir farkı var mı? ''Allah yok mu diyorsun? Çevrene bak Güneş, yıldızlar mükemmel bir nizam içindeler, tüm bu güzellikler kendiliğinden oluşmuş olabilir mi?'' Değişime uğrar çünkü Ateistforumda okudukları onu etkiler. Ateistforum fenomenal çevredir. Dış çevredir. Özgür irade var olsaydı, insanlar hiçbir araştırma yapmadan kendiliğinden dinden çıkıp-dine girerlerdi kolayca. Ben kimseye ayrımcılık yapmıyorum. Her insanın eşit anayasal ve hukuki haklara sahip olmasını desteklerim. Ama bir gerçek var ki insanlar eşit doğmuyorlar. Eşitlik hakkı verilsin, ama insanlar yine eşit olamayacaklar.
-
Hayır anlamamışsın malesef. Sen çok ön yargılı davranıyorsun. Yeni görüşlere asla açık değilsin. Ben insanın bütün davranışları sadece genetiktir demiyorum. İnsanın davranışları; genetik ve dış çevrenin toplamıdır. Çevre de çok önemlidir ama çevre sadece fenomenal çevreden oluşur ve insanın kontrolü dışındadır. Wikipedia bile psikolojiyi bilim olarak kabul etmiyor. Psioloji insan davranışlarını inceleyen inanca dayalı bir disiplindir. Bak bilimadamları ne demiş: ''That's right. Psychology is not science. Al sana link: http://articles.latimes.com/2012/jul/13/news/la-ol-blowback-pscyhology-science-20120713 Sosyolojiye bir itirazım yok. Sosyolojiyi severim. İnsanları birbirinin peşinden sürüklenen sürüler olarak ele alır. Bu gerçekçi bir tutumdur çünkü insanlar bir sürüdür. Psikolojinin parapsikolojiden tek farkı doğaüstücülük safsatasına yer vermemesidir. İkisi de bilim değildir. İnsan davranışları sosyolojik (fenomenal çevre) ve biyolojiktir.(genetik)