Jump to content

Röpteşambırlı Uzaylı

Members
  • İçerik sayısı

    260
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    4

Everything posted by Röpteşambırlı Uzaylı

  1. aynen öyle.o saydığın medeniyetlerin; aztek, maya, inka medeniyetlerinden ahlaki süreçleri farklidir.tanri amarika kitasına kitap yollamamiş anlaşilan.yollasa bu tüm medeniyetlerin ahlaki değer kavramlari ayni olurdu.
  2. ahlak, dinsel değil evrimsel bir süreçtir.dinlerdeki ahlak anlayışı bile evrim geçirip zamanla değişmiştir.örneğin; havva zamaninda kardes evliliği serbestti şimdi yasak.havva zamaninda başörtüsü, elbise filan yoktu şimdi var. evrime göre ilk insan diye de bişe yok orasi ayrı mesele.ahlak dinlerle değil evrimle ortaya çikmiştir.bugün bile her toplumun ahlak anlayişi farklıdır.afrika da ki bilmem ne kabilesi ile kuzey kutbundaki bilmem ne kabilesinin ahlaki değerleri farklidir.
  3. ne alakası var kardesim.senin o din, iman edebiyatı yapan kişilerin çoğu askerlik bile yapmamiştir.çürük almak için kırk takla atmışlardır.biraz sorgula, arastır.kuranda biz bu kitabi mekke ve çevresine indirdik yaziyor.demek ki bize indirmemiş.anlayasiz diye arapça yaptık diyor ama kimse anlamiyor. arap bile okuyup anlamiyor.biri dunya duz yaziyor diyor, oburu yok yuvarlak yaziyor, oburu yok mecaz diyor.oburu dünyanin dişi uzay yok diyor.hangi birini yazam.🙈
  4. okumak,öğretmek, vatan, millet ve kendin için çalişip çabalamaktır.başka da bir amaci yok.oturup posedion için ibadet etmek değildir heralde.
  5. forumdaşlar, mutfağin lambasi patladi.gittim markettn bir lamba aldim.mübarek hela lambasi gibi çikti.bir aydınlatıyor, parliyor, işik saçıyor sanki mutfakta işiğin içinde yuzuyurum.helalarda olur ya taşa, fayansa, duvara vuran beyaz işik gözleri kamaştirir, gozun açamazsin o cinsten.taa tabağin, kaşiğin, mutfak masasinin üstünde gezen mikro organizmalari gösteriyor öyle bi işik. Lambami aldim işik mikroskobumu belli deil. neyse, demek istediğim lamba alirken neye bakmak gerek.kaç Kelvin kaç lümen kaç watt olmali ideal bir lamba. neye göre aliyoruz.
  6. malesef insan beyni kendine öğretilenler dışına çıkamiyor.okuduğu, gördüğü,düşündüğü...kisaca ;kendisine ezbertilen her şeyi doğru kabul ediyor. dinler de böyledir.her kavim, toplum, coğrafya, bölge, kıta, saha,mıntıka insani kendi tanrısıni gerçek sanmaktadır.tanrilari uğruna kurbanlar,hediyeler,yiyecekler;güzel, bakire,siyah gözlü, beyaz tenli, 32 pirlanta dişli genç kızlar verirler filan.dişler önemli.dedem de kız alirken hep dişlerine bakmami söylerdi.dökük,çürük,hastalik felan varmi ve yaşini göstersin diye.dede çoktan öldü gitti, bunları yazarken aklima geldi onu da yad edeyim dedim.neyse... nerde kalmiştik.ha.. ortaçağlarda lejyonlar,köyün en güzel kızını seçip yüksek bir uçurumun tepesine çikarip orda tek kılıç darbesiyle kizi tanriya sunarlardı.şimşekli, yağmurlu, çamurlu bir gün olmasi olaya daha mistik,ürkütücü,korkunç bir hava katardi.muhtemelen köyde kimse sesini çikarmasın diye böyle bir gün beklenirdi.işte beyinler; baskilanip, kısıtlanıp, korkutulduğu için de tüm bu çağlar boyunca biri de çıkıp sorgulayamamiş ki; yavv iyi hoşta "ya tanri diye bi şey yoksa!". ya atmosfer basıncı yalansa!? Toriçelli, doldurup bir kaba soktuğu borudaki civanin tamamen boşalmamasi sebebini atmosfere bağlamişti.ilk bakışta doğru gibi gelsede o an gazlarin uçucu olduğunu düşünememiş.yani;gazlar yerçekimine karşi koyucudurlar.sürekli yerçekimi tersinde harekete, uçmaya, kaçmaya eğilimlidirler.yer yüzünden gök yüzüne doğru bir çekim kuvveti oluştururlar.o yüzden bu bir atmosfer basıncı değil olsa olsa bir atmosfer çekimi olurdu.civayi borudan boşaltan kuvvet yerçekimi veya atmosfer basıncının dengeleme etkisi değildi.atmosfer çekimiydi.arşimentin bulduğu suyun kaldırma kuvveti gibi.su aşağidan topu yukarı itekliyor, bir kuvvet uyguluyor.gazlarında hepsi bir araya gelince suyun kaldırma kuvveti gibi etki oluşturuyordu.resimlerde ki ok yönlerine dikkat.kisaca,toriçelli;atmosfer kaldırma kuvvetini bulmuştu.
  7. Aga, bireysel veya maddesel bir geçmişe gidiş değil;evrenin komple geriye sarması bir noktadan sonra.büyük çöküş gibi.içe çökmesi gibi.Big Crunch Theory. Video da ki deney ataçin geçmiş asıl hali değil elbet ama maddenin uygun şartlarda tersinebileceğine kanittir.bu bize maddenin hafızası olduğunu gösteriyor.dolayısı ile evreninde bir mega hafızası olmali.ve eski ilk haline dönebilmeli. Evrendeki tüm enerji salinimlari ve bunların oluşturduğu parçacıklar veya bu parçacıkların oluşturduğu titreşimler bir yerden sonra geriye doğru dalgalanabilir.ataçin eloktronlari bunu yapiyorsa komple tüm evren neden yapamasın.böylece evren, big bang anina dönebilir.bu da sonsuz döngü demek.Yaşa, öl, tekrar et filminde ki gibi.ama biz bunu hatirlamiyoruz.dejavu olarak animsiyoruz sadece. zaman diye bişe zaten yok.anlar var.geri dönüş evrenin şekilsel bir dönüşü.mesela biz bebekliğe doğru bir dönüş yaşamiyoruz.gittiğimiz yolu geri dönmüyoruz yani.ataçta zaten şekilsel olarak geri dönüyor.onu oluşturan parçacıklarin enerjileri katlanarak geri dönmüyor.zaten öyle olsa kütleleri artar.zaten bu deneyin adı shape memory, şeklen bir tersinme.evreninde bir şekli varsa? O yüzden evrenin içindekiler değil, evren şeklen ilk haline dönüyor.içindekiler ise dağilip, parçalanip, gaz haline gelecek zaten entropy sonucu.
  8. her madde tersinebilir.evrende tersinemez hiç bir şey yoktur.tersinmezlik koca bir yalandir. zaman ileri gittiği gibi pekala geri de gidebilir.sonsuz bir döngünün içerisindeyiz.aynı hayatları trilyonlarca kez yaşamiş olduğumuzu düşünüyorum.çünkü;evren bir noktadan sonra hızla tersinip başa sariyor.bir film vardı adını unuttum.neyse.işte dejavu hislerimizde bu yüzden oluyor.çünkü;bu hayati ilk defa yaşamiyoruz.b.ktan bir döngünün içine haps olmuşuz ve sürekli tekrar ediyor.ayni filmi defalarca başa alip izlemek gibi. Suya atılan ataçin tersinmesi gibi.
  9. insan mükemmel değil ama mükemmelliyetçi, hayalperest,aciz bir varlıktır.bu yüzden ultra süper güçleri olan tanrilari icat etmiştir. daha bi kaç ay önce kalan son bir kaç dişimden birini daha toprağa verdim.kulak duymur, göz görmür, el ayak titremesi... . iki bardak çay içiyorum hemen işeme ihtiyaci araz oluyor.kemiklerim,basim, gözüm, karnım eklemler filan ağiriyor.vucut dökülüyor.suya dokununca kaşinti geliyor.kulaklar killaniyor.ulan kulakta kıl çikar mi be.ama işte yaş geçtimi çikiyor.kaş uzanasi da cabasi.sorsan tanri bizi en iyi mükemmel bir şekilde yaratmiş.hepsi neyse de bu diş dökülmesi nedir arkadas ya.bari döküyorsun yerine yenisini çikart.tam kafayi yemelik bu hayat.sorsan imtihan.tanri gelsin kendini imtihan etsin böyle.bir gün dayanamaz.
  10. "Müddei iddiasını ispatla mükelleftir” ifadesi, evrensel hukuk sisteminde sıkça kullanılan bir kuraldır ve “iddia sahibi ispat yükümlülüğü altındadır.İddia sahibi iddiasını delillerle kanıtlamalıdır. Birini suçlayan, bir şeyi iddia eden bunun doğru olduğunu ispatlamalı, sorgulayanları ikna etmelidir. Aksi durumda müfteri (iftiracı) durumuna düşer. Bu evrensel bir hukuk kuralıdır. yani, aziz kardesim; ortaya bir sürü iddia atiyorsun ama hiç birinin kaniti yok.homokiralite üzerinde deney, gözlem, arastirma yapılabilir.senin varoluş iddian öyle mi? kim görmüş yaratilan bir şeyi? aşi ile yazdıklarında kanıtsız.aşi oldu diye ölen,hasta olan,kötüleşen görmedim.zaten hasta ve evhamli tiplerin durumlarini aşiya yorması bir delil değildir.bir sürü viral hastalık var.kuduz birine aşi yapmazsan işi biter. ilk insan diye de bişey yok.sadece hafizamiz diğer hayvanlardan biraz daha fazla bilgi kaydedecek şekilde evrilmiş hepsi o.bu yüzden hayvanlara göre kompleks düşünebiliyoruz.alet yapan, ev yapan,problem çözen ilk canli türü değiliz.türler arasi çiftleşmeler sonucu beynimiz bir şekilde daha fazla veri alip, kaydedecek şekilde evrimleşmiş.hafıza iki sinir hücresi arasındaki sinapslarda (sinir hücreleri arasındaki boşluğun adı) tutulur. bu sinir hücreleri arasındaki bağlantının gücü, anılarimizin da gücünü belirler. eğer sinir hücrelerine veya sinapslara zarar gelirse, hafıza kaybedilir.bu durum ise bizlere ruh diye bişeyin olmadiğini ve diğer hayvanlardan bilgi depolama alani olarak bir tık üstte olduğumuzu gösterir. alzheimer hastalığında hipokampus beyinde ilk etkilenen yerlerden biridir.bu nedenle hastalarda hafıza bozuklukları görülür.yani; çocukluktan beri çevreden edindiğimiz bilgiler nöral ağların, hafiza hücrelerinin hasar görmesi ile kaybolur.bu durum bize gösteriyor ki ;insan dediğin, çevreden topladiği veriler kadar diğer hayvanlardan daha fazla işlem yapabilme kapasitesine sahip.ıq olarak çoğu insandan daha gelişmiş hayvanlar bile var.örneğin;goril koko.belleği iyi çalişiyor,çevreden aldiği verileri kodlamasi güzel ama hafizasi bizim kadar çok alana sahip olmadiği için düşünme becerileri kısır kaliyor.kodlama, bilgilerin beyindeki sinirsel aktiviteler aracılığıyla işlenerek hafızaya kaydedilmesi sürecidir.robotlarda ki gibi.robotların da daha gelişmiş algoritmalara ihtiyaci var.daha fazla veriye.bizim gibi.çocumluktan beri maruz kaldiğimiz çevresel uyaricilar kadar veri girmeli ve karmaşik algoritmalar yazmaliyiz.o zaman bir robotu insandan ayırt edemezsin.düşünme işlevi dediğimiz budur.veri yoksa, sinirsel aktifte yoksa,verileri analiz edecek nöral bir ağ, algoritma yoksa düşğnme de insan da yoktur.bu yüzden ilk insan diye bir şey yok.veriye maruz kalma durumu var.ilk ilkel canlinin bilgi toplama ve yayma genetik konjugasyonu.(genetik bakımdan seks ayrıcalığı gösteren iki bakteri hücresinin yan yana gelip aralarında oluşacak geçici bir hücre birleşmesi ile bakteriden bakteriye genetik materyal aktarılması olayına konjugasyon adı verilir.) Konjugasyon; bakterilerde genetik madde aktarılması yöntemlerinden biridir.Verici hücre DNA'sının tümünün veya bir segmentinin direkt temas veya seks pilusları aracılığı ile alıcı hücreye aktarılması olayıdır. Eski,antik,karanlık çağlarda böyle böyle genetik konjugasyonlar sonucu ilkel yaşam üst düzey bir bilinçsel yaşama evrildi.şimdi ise geriye evriliyor o ayrı mesele.
  11. yaşam; inorganik moleküllerin organik maddeye dönüşmesiyle başladı.homokiralite ve manyetik akı ile ilgili akademik çalişmalari incelersen yaşam moleküllerinin nasıl ortaya çiktiğini görürsün. bu bir fiziksel süreç ve bu süreç tamamen bilinçsizce işliyor. bilinçli olsa sol elli z dna olmazdi. tüm dna oluşumlari a ve b dna gibi sağ elli olurdu.hatta a dna da olmazdi. yaşamin ise bir var oluş sebebi yok. çünkü; var oluş, var etmek diye bişey yok.madde ,dağilip birleşip etrafinda gördüklerini oluşturuyor.evren içinde olma potansiyeli olan varlıklar da bu milyonlarca dağilip birleşme olsaliği içinde oluyor işte.
  12. maalesef formül icat edecek kadar zekam yok dostum.genç olsam belki uğrasirdim.avogadro sayısı ile önce gezegenin yaklaşik tanecik sayısını bulmak icap eder.filan.nobel ödülü verseler uğrasamam bu yaşta.
  13. aynı durum bende de var.zihnim eskisi gibi berrak değil;bulanik.iyce mallaştim 🤣 kulağimda ki patlak top fisiltisi zaten kafa birakmiyor.forumda bile nere ne yazdiğimdan haberim yok.
  14. @pigeon dünya düzdür diyen dayılar gibisin ha 😅 venüs yavas döndüğü için yerçekimi az oluyor.jeton kaç köşeli kardesim? düşmüyor galiba!
  15. nasıl alakası yok kardesim.eloktronlari atomun kolu gibi düşün veya moleküller arası bağları.bunlar eğer içsel dönüş sonucu sıkışıp kısalirsa kendi etrafında ki dönüşler hızlanir.notron yıldızı gibi.biraz kafanda olayi simüle et.anlarsin
  16. yanılsamadır.sadece dönme ile değil.atmosfer,sıcaklık,yoğunluk,basınç,sürtünme, kinetik, potansiyel gibi bir sürü faktör var.
  17. evet, ipe gerek yok.yani; taşiyici bir kuvvete gerek yok.örneğin ; durumla uyumsuz.ip orda kütle çekimine sebep olmuyor.daha çok bu durum atomlar arası kuvvetle alakali.
  18. Trollükle alakası yok.gezegen hızlarını vermemişsin.venüs yavas döndüğü için orda yerçekimi az diyorum zaten.dünya venusten hizli döner.ve atmosfer basıncı gibi durumlarda kütle çekimi dediğin olayı etkiler.bunlari önceden yazmiştim ama anlamiyorsun.
  19. İp yok ben mi diyorum? 🤣 sen kendin diyorsun. anlamiyorsun.her zaman dışa olmaz.bu resme bak.buzz patenci si eğer kollarini içe bükerse dönüş hızi artar.koldaki kuvvet içe doğru olur. bağlayan bir kuvvet yok.dönme sonucu bir çekim alani oluşuyor.onu anlatmaya çalişiyorum. ben merkezcil kuvvet var demiyorum.bunlarin hiç biri yok.sen anla diye öyle yaziyorum.kütle çekimi dönme ve hareket sonucu ortaya çikiyor.merkezcil bi kuvvet yok.bu bir yanilsama.
  20. öyle görünüyor, diğer kutsal yazitlarda da benzer hikayeler var.masallarda mantık aranmaz.insanoğlunun hayal dünyası geniştir.çok değil 50 yıl önce okyanusların içinde dev yaratıkların var olduğuna inaniliyordu.denizciler, denize açilmaya korkuyordu filan.
  21. kardesim, bosver bunlari.tünelin ucu hiç bir yere çikmiyor.vakitine yazik.senin gibi biz de gençken tanriyi çok aradık, tünelin sonuna, dibine kadar gittik.sonunda başladiğimiz yere döndük. kutsal yazitlara bu kadar vakit ayırıp araştiracağina "evrimsel biyoloji"yi arastır.yaşamin var olmasi için bir tanriya ihtiyaç olmadiğini anlarsın.evren ve hayat tanrisal bir dokunuş olmadan ortaya çikmiştir.zaten sürekli de çikmakta.kimse yaratmiyor.olmayan tanriyi aramanin manasi yok.
  22. kısaca; oluşturamazsın.evrime ters.ya o nesil yok olur ya da evrimleşip zeka itibari ile uyum sağlamali doğaya.
  23. evet, bir tür evrimsel devolusyondan bahsediyorsun.tersine evrim yani.ama evrim hep daha gelişmişe doğru ilerler.zeka,akil,güç vs. uyum sağlayamanlar eleneceği için. seninki kontrollü olsa bile evrimsel süreçte nesil kendini düzeltecektir.aksi halde tür yok olur zaten.bir sürü tür yok olmuş keza.
  24. Dostum; tanriyi arayan ilk insan değilsin, muhtemelen sonda olmayacan.😅 insanlar : asırlar, nesiller, çağlar boyu tanriyi aradi durdu elde ne var? koca bir; hiç.yıllardır tanriyi aradim, bu forumda ki çoğu kişi de aramiştir.sonuç ;sıfıra sifir elde var sifir.
  25. ipi çikarirsan kuvvet oluşmaz diyorsun da topu veya adami çikarirsanda oluşmaz. Ay'ı dünyaya bağlayan ip te yok.ama o kuvvet var. ipe gerek yok dostum.dönerli bir sandalyeye otur, elini ayağini aç dön o kuvveti hissedersin.
×
×
  • Create New...