Jump to content

Röpteşambırlı Uzaylı

Members
 Profile bak  See their activity

  • İçerik sayısı

    260

  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    4

 İçerik türü 

Everything posted by Röpteşambırlı Uzaylı

  1. Röpteşambırlı Uzaylı
    tanri bir diş macunu formülü verse iyidi.
  2. Röpteşambırlı Uzaylı
    mümkün değildir.çünki ; bizi oluşturan maddelerin geçmişte bir rolü vardır.geçmişte, boktaki atom şu an beynimizde.veya eskiden bir ağaçtaydi.bizi oluştiran atomlar.o yüzden geçmişe gidemeyiz. Geleceğe de gidilmez ama gelecek olasiliksal olarak simüle edilebilini.parçaciklarin yeri, zamani, ve hareketini bilince olasiliksal olarak hesap edebiliriz.maddesel olarak geleceğe bir kişinin gitmesi demek herkesin gitmesi demek olurdu.o yüzden imkansiz.olasiliksal olarak mümkün olsada kimse tüm parcaciklarin ne yapacağini bilemez.
  3. Röpteşambırlı Uzaylı
    Raised by Wolves
  4. Röpteşambırlı Uzaylı
    beyni bu kadar yüceltmeye gerek yok.su, tuz, protein,yağ,un,şeker karişimi kimyasal bişe sonıçta.
  5. Röpteşambırlı Uzaylı
    şu anki görme işlemi evrimsel süreçte karmasik bir hal almiş.dolayisi ile insanlarin bu görme işinin bir tanrının eseri ,tasarim,programli bi yapi olduğunu düşünmelerini yadsimiyorum. oysa, evrimsel süreçten taa ilk canliya bakarsak; görme işlemi o kadar tek düze ve basitki hatta ilk canlıda göz diye bişe bile yok.o yüzden görme işini anlamak için sondan başa değil, baştan sona bakmali.en azindan bu işin çok karmasık olduğunu, hiç anlamayacağini düşünenler;bir tanrinin, mistik gücün, ulu varlığın yaptığını iddia edenler öyle yapmali. aşiğidaki resimde düz, basit, tek hücreli canlilardaki fotoresöptör proteinler; göz noktaciklarina,ordan fotoresöptörlü zarli yapiya, ordan çukurlu pigmentli hücrelere, oradan çukur kapanırken içide hücre içi sıvıyla enzimle, suyla, jölemsi kıvamda sıvı bir yapıyla filan dolup camsi cismi oluşturmaya ordan da gitgide göze nasıl dönüştü, günümüzdeki hale nasıl geldi isteyen inceleyebilir.sonra belki tasarimda tasarim, yoktan var olduk, ol dedi oldu... sanat varsa... hüloğğğ.. diye tutturmazlar belki.yok kardesim, yookkk!.. sanat manat yok! .hepimiz tek tek hücrelerden oluşmuş, çok hücreli birer organizmalariz.bu tek hücrelerde zamanla evrenden tüm bilgiyi(doğal resöptörler sayesinde) toplaya toplaya değişik canlilara ve organlara(göz) evrilmiş.
  6. Röpteşambırlı Uzaylı
    empati ile olacak iş deil.buyuk iddialar buyuk kanıt gerektirir.bakiyorsun ortada ne kanit var ne bişe.
  7. Röpteşambırlı Uzaylı
    evrende ol deyince olan bişe yok.resimde görülen vagus siniri bebeğin beyin dokusunda oluştuktan sonra 2-3 hafta içinde dallanip budaklanip böbrek, bağirsak, kulak, karaciğere, kalbe 1-2 metre filan uzanıyormiş.buralardaki aci, ağri,tadi,sikintiyi beyne iletiyomus.midedeki reflüyü mesela.ayrica stress hormanlari bu yapiyi yipratiyormus.kortizol filon.stresten uzak durmak gerek.neyse... yani, öyle dinlerin dediği gibi bir okus pokus yok.ol deyince olan bişe yok.bu da yasamin spontane geliştiğini gösterir.ilk tek hücreli canlıda nöron neyin olmaması bu spontane gelişimin doğal süreçlerde ortaya çiktiğinin bariz kanıtıdır.
  8. Röpteşambırlı Uzaylı
    yapmalı tabiki.ama ne yaparsan yap ariza benim gibi içerdense cilde bi şeyler sürmeyle olacak iş deil.karaciğerim bozuk.sırtımda filan hücrelerin içinde siyah, gri,yağ,kir gibi bişeyler çikiyor.gögüste filan.saçlarimida uzatamiyorum.saç derim de dökülüyor, yara oluyor, içinde bişeyler çikiyor.yağlaniyor filan.
  9. Röpteşambırlı Uzaylı
    yok, fiziksel herhangi bir meditasyon yapmak zor geliyor.sabah kalkınca yüzümü dahi yıkamaya üşenen bir asabiyim.bu yüzden ayni zamanda cilt hasarlari ilede boğuşuyorum.kıl kökü yağlanmam var.çene bölgesi, alın, burun,göz alti.dermatolağa gittim kimyasal bi karişim yazdi verdi.bir kaç gün kullandim attim.çare olmadi.bir kez bu entropynin ağina düştünmü artık ayvayi yemişsin demektir.yaşiyarak öğrendim. ne dua, ne ilaç,ne tanri, ne güzel bir hatun hiçbir şey derde derman olmiyor. kendime şifayı kendim aradim.kitap,defter,kalem, geleneksel tıp şudur budur okudum arastırdım; çeşitli karbon maskeler, yoğurt,jeller, kocakari ilaçlar filan kullandim olmadi.işte, en son; çay ağaci yağinin faydali olabileceğini düşünüp surdum.çivi çiviyi söker demişler.peeling etkisi var diye.o işte biraz iyi geldi.yağ butonlarim azaldi.kabus gibi günlerdi.aslinda yüzümü yıkamaya üşenmem ama suya dokunmayi sevmiyorum.su hastaliğim da var.su alerjisi.bulaşiklari elimde yıkayınca kaşinti başlıyor.egzamada var.detarjana,sabuna, yağ sökücülere dokununca zaten coşuyor.her neyse tek mutlu olduğum anlarim sigara ve alkol.alkol fazla almiyorum ama sigarayı anca mezarda birakirim.tek meditasyon ve yaşama motivasyon kaynağim.gece yolda yalniz yürürken bi sigara yakip, yıldızlara bakıp, evreni düşünüp dolaşmak gibisi yok benim için.ama tabi artık eskisi gibi dışari çikamiyorum.iki adim atiyorum çişim geliyor.prostatta basladi.ama genede arada paltomu alir çikarim dışari. tek meditasyon kaynağim dedim ama bir de müzik.müziksiz olmaz.evrensel tek dilimiz.tesla ne demiş biliyorsun evrenin sırrı frekanslarda gizli.çeşitli frekanslarda müzikler dinlerim.işe yariyor mu, yarar mi, yaramaz mi, ne kadar yarar tartışılır.ama sınucta beyni etkilediği muhakkak.eskiden akıl hastalarina müzik dinletirmişler.musiki ile tedavi, su sesi,keman, arp, tanbur ile tedavi etmeye çalişirmişlar.musuki, beynin; hormonal düzensizlikler üzerinde veya strwss hırmonlari üzerinde katalizatör görevi görecek hormonlar, enzimler, maddelerr salgılanmasına yardımcı olurmuş.bu da beynin kirlenmiş kimyasal yapisini temizlermiş.çamurlu suyun akıp, durup durulup, sakinleşip temizlenmesi gibi.dinliyorum işte tek kulak, tek kulaklık, tek elde sigara ile obür kulak arizali demiştim.ariza mekanik olunca musiki ile düzelmesi imkansiz tabi.cerrahi mudahale lazim.yalniz sıkıntı şu ki yerine takacak yedek paraça yok.ilerde belki 3d yazıcılarda üretiler beynin loplarinibilinmez neyse.youtupta şöyle çeşitli meditasyonik uzun süreli frekans videolari var.faydalimi yoksa zararlı mi bilmem ama bazi frekanslar iyi gibi.
  10. Röpteşambırlı Uzaylı
    adamin hikayesi ilginçmiş.ne gibi semptomlar göstermiş bilmiyorum ama düşünebilme yetisine bişey olmamişsa bile zamanla o beyin dokusu, zari, gri hücreleri, serbral kortex iltihaplasip, enfeksiyon kapip, apse filan olup kafa içindeki kimyasallar birbirine girince(kısaca entropysi artinca) zihni muhtemelen bulanıklaşmiştir.para üstünü hesaplayamamak gibi.okb yani; takıntılarin artmasi gibi.anjsiyete gibi.kısacs 13 yıl içinde entropysi artmiş ölmiş.kimyasal olarak. evt. dediğin gibi frontal lob düşünme ile alakali merkezmiş.konusuruz ama bu aralar hiç yazasım yok.bunlari konusmanin faydasi da yok zaten.entropy ölüm demektir.yapacak bişi yok.bişe bozulunca ya yenisini takacan ya temizleyecen.kombi mesela bozulunca teknisyen gelip parcalarini seyini temizliyor çalişiyor.ama insan veya beyin organik madde olduğu için zamaninda temizkenmese hemen mikroorganizmalar yemeye başliyor veya hücreler çabuk ölüyorlar.vucudu savunma hücreleri var ama savun savun nere kadar.mikroplar galip geliyor.it gibi ürüyorlar çünki😂 veya dokular intrasellüler enzimler yolu ile aseptik kimyasal yoldan çürüyor.yaoacak bişe yok. Belki var ama o kadar zeki tür değiliz.bi kaç bin yil sora kimbilir.sende saol.
  11. Röpteşambırlı Uzaylı
    eğer düşünebiliyorsan tanrı ve etrafindakiler var; düşünemiyorsan, etrafini algilayamiyor, beyinde, noronlarda,beyin hücrelerinde,serebral korteks zarında filan adi neyse artık sorun varsa sen diye bişey yok.artık takaza olmiş, bozulmuş, paslanmiş bir robottan başka bişey değilsin demektir. onun için tanri dediğin şey; düşünen beynin, zihnin,us'un edindiği bilgilerin bütününün bellekte olışmuş bir yan ürünü veya yansımasıdır. bu beyin denen aygıt nasıl bir kimyasal yolla çalişiyor, işliyor,analiz yapiyorsa içinde ki kimyasallar (kafa tramvasi, stress hormonlari salgilamasi sonıci aşinmalar, kanda ölü hücre birikimi, kimyasal sıvısının bulamaç olmasi sonucu) birbirine karişinca kafa duruyor.işte, ölüncede geri dönüşümsüz kapanacak.hiçbir şeyden haberimiz olmayacak.mikrorganizmalar ayıştırıp, çürüyüp, yok olup gideceğiz. mesela; ben gençken kaza yaptim, kafa travmasi geçirdim.sonra, işte; kafa büyüdükçe içindeki hasar gören dokular, sıvılar, kimyasallar ve stress hotmonlariin da salgılanip iyce zamanla beyin sıvısını bulamaç yapmasi bende çeşitli hasarlar birakti.kulak tıslamasi, migren, zihin bulanikliği, denge sorunu, amnezi, demans, parlinson,şizoluk,sesler duyma, titreme, jamais vu, deluzyonel bozukluklar,işitme kaybi, halüsinasyon, sinirlerde karincalanma falan filan yaşlandikça artti.bazen zihnim uyuşuyor o vakit ne tanri diye bişe düşünüyorsun ne baska bişi.kafa gidiyor.sistem işlemeyince, düşünemeyince, zihin bulanıklaşinca ne tanri var ne evren ne ben.sadece boş bir çökmüş biyolojik kütle.hayalci olmaya gerek düşününce tanri var düşünemeyince yok.nöronal sistem bozulunca yani.yapacak bişey yok.gerçeklerden kaçilmaz.saldim zaten.evrenin oluşmasi içinse bir tanriya gerek yok.hawkingin bunu anlattiği video vardi.ama adını ve konusunu unuttum.
  12. Röpteşambırlı Uzaylı
    kardeşim bunlar derin konular.girdinmi çikamazsin.eşitlikten kastın nedir ki? soyut mu, somut mu bişey? 80 kilo bir kadın ile 70 kilo bir erkek elbet eşit olmaz.ama sana bir somun ekmek versem al ikisine eşit bölüştür desem.bu kadın 80 kilo ona ekmeğin 14te 6 sını verek mi diyeceksin? Yoksa ikiye mi bölecen.yoksa 80 kilo biri daha çok enerji harcar deyip erkeğe mi az verecen?gördüğün gibi eşitlik kavrami kullanimina göre deiişiyor.
  13. Röpteşambırlı Uzaylı
    tabiki ikinci dediğin seçerim.ama bu bir seçim veya istek olmamali. olmasi gerekli olan zaten ikincisi. yalniz, sıkıntı şu ki ; karsımıza bilimsel veriler gelince karnimiz doymayacak.hatta gelen veriler aleyhte bile olacak.dünyanin kaynaklari sinirli.insanin en temel ihtiyaci beslenme ve barınma.bunlar olmadan da insan maslowun diğer basamaklarina yükselemez. dediğin olmasi için insanliğin bu protein,enerji,su, işine bir çare bulmasi gerek.yapay et filan gibi.sonuçta başa gelecek ateistin elinde sınırsız kaynak olmayacak.kaynak içinde başka ülkeleri sömürmesi gerekecek.zaten bu maslowun en alt basamağindan çikamayinca eğitimmiş, sağlikmiş,hakmiş, adaletmiş, özgürlük, eşitlik cart curttan ibaret kaliyor. onun için hayalperest olmaya gerek yok.her sistem eninde sonunda bozulur.çöker.tıkanır.bu her alanda böyledir.sosyolojik,fizyolojik,biyolojik farketmez.
  14. Röpteşambırlı Uzaylı
    Hayalperest olmaya gerek yok.bu kadar insani memnun etmenin hiçbir yolu yoktur.ne kapitalist ne kominist ne faşist ne sosyalist...hiç bir sistem işe yaramaz.doğada hiçbir popülasyon da (bizim kütlemize yakın olanlari) bu kadar sayıya ulaşamamiştir.ilaçlar sayesinde işte.8milyar insan nedir!.doğaya ters bir durum.
  15. Röpteşambırlı Uzaylı
    The bok eli bu filmi sarip sarip izlerim.hafif amnezi hastai olduğum için filmi zaten unutuyorum.filmeddki sahneleri yani.kaç kere izlediğimi bile hatırlamiyorum.bi kaç sahnesi dışında hiç bişey hatırlamiyorum.
  16. Röpteşambırlı Uzaylı
    tanri denen süper gücün kimseye bir faydası olmamiştir.ne bir ilaç tarifi vermiştir ne de başka bir şey.o kadar elçi yollamiş elektriğin nasıl üretileceğini bile anlatmamiştir. sonra; homolar dünyada 2milyon yıldır varlar, bunun 1500 yılı taşi taşa vurmayla geçmiş; tanri ise izlemiştir.homolar ne zamanki ateş, dil ve yaziyi icad edip kullaniyor ondan sonra süper güçte tanrilar ortaya çikiyor.insanlik taşi taşa vururken nerdeydi bu tanri?tüm bunlar gösteriyorki tanri;gelişen insan zihninin bir ürünüdür.insanin tatmin edilmemiş ihtiyaç arzu ve isteklerinden doğmuş hayali bir varlıktır.bu yüzden yüce güce inanma ihtiyaci güçlü bir dürtüdür.böylece organizma inanarak doyuma ulaşir.doyum aşamasinda ise cezbeye, şevke, aşka gelir boşalir.deşarz olur.zihinsel bir gevşeme, rahatlama, orgazm hali yaşar.çünki;artık evrenin tüm sırlarini çözmüştür.bu aşamada kişi artık sorgulamaya kapanmıştır.o yüzden ne desen boştur.
  17. Röpteşambırlı Uzaylı
    evt.somut bişe.ama ne? bilim uğraşıyor işte.dinlerin zaten bişeye cevap verdiği yok.cin girmiş içine de geç.kim uğrasak bilim milim ile 🤣
  18. Röpteşambırlı Uzaylı
    dediğim gibi ben materyalist bir insanim.belli bi dçnem şizofren geçirdim.bı saydıklarin akıl hastaliği değil.bunlar vucutta salgılanan hormonlar ile alakalı.bu öğretiler vucutta duygudurum değişiklike sebep olur.bunlara da hormonlar neden olur.kişi kızar, bağirir, ofkelenir veya mutlu olur.
  19. Röpteşambırlı Uzaylı
    yazılım soyut bişey değil.yazilimin yazildiği bir madde var.bilgisayardan anlamam ama yazilimi bilgisayarin işleyişi sayesinde derleyip yükleyebilirsin.bilgisayarın kendisinin işletilmesini sağlayan, işletim sistemi vardır.yazilimi bozulunca bilgisayarin kendi bozulmuş olmuyor çöpe atilmaz elbet ama bu yazilim sonuçta soyut bişey değil.yazilimi yüklediğin bir disk var.beynin hafiza hücreleri gibi.bu disk bozulursa yazilimda gider.illa virüs değil tozlansa bile bozulur.donar, çöker,bekletir, kendini kapatir yeniden baslatir filan.bilgisayar bir nevi akıl hastasi olur.
  20. Röpteşambırlı Uzaylı
    farklı değil.fiziksel hepsi.robot süpürgeninde noronlari denecek sensörleri vardır sinyali alip yazilima iletir.bozuldu mu ileri geri gider, etrafinda döner, duvara çarpar filan.akıl hastasi gibi davranır.beyinde ayni işte.bişeleri bozulunca akıl hastaliği olarak geri dönüyor.ne demek istediğini anlamiyorum.ben materyalist bir insanim.bilinçte maddedir.psikoloji ruh bilimi demektir ve ruh gibi maddesel olmiyan bişeyle hiç bişey açiklanamaz.
  21. Röpteşambırlı Uzaylı
    başka ne ile alakalı olabilir? ben kendim de okb, anksiyete, bipolar, alzeymır, parkinson hastaysiyim; şizo olduğum dönem bile vardi.kafamda sesler dolaşiyordu.sonra geçti.lakin migren aldi yerini.kulağimda ki fısilti, patlak top tıslamasi hiç susöiyor..senin mental parazit dediğin durumlarda bu noranal bozukluğa ilişkin ortaya çikiyor. örneğin; dinlerde ki seksı köleliğini bilmek bir bilgidir. bu bilgiyi öğrendiğin an iki nöron arasinda ki sinaps denen boşluklarda kaliyor.işte böyle böyle öğrendiğin dinsel bilgilerin veya etrafinda gördüğün dinsel ritüeller ani, hatira, hayal olarak beyninde yer ediyor.yani; tüm bu görsel, işitsel, duyumsal bilgiler hipokampus, neokorteks ve amigdala bölgelerinde noronlar arasinda depolaniyor.bunlari daha sonra hatirlamakta kişide normal psikolojik etkiye neden olur ama: bu bölgelerde ki kimyasal hasarlar da ileri derece psikolojik bozukluk olarak ortaya çikar.çünkü; artık o nöronlar arasi doğumdan beri edinilmiş tüm bilgiler, düşünceler, sesler birbirine girmekte.hayal gercek karişmakta.tabi bundan motor becerilerde etkileniyor.el, ayak, kas, yüz, göz seğirmesi oluyor.zihin bi şekilde bulaniklaşiyor.kısaca demek istediğim ;beyin normal çalişsa bile hafiza hücrelerinde hoşa gitmeyen ve kayitli duran bilgi açiğa çiktimi kişi bir çeşit içsel çatışma cinnet hali yasiyabilir.hepsi beyindeki kimyasal tepkimelerle alakalıdir.mental parazit dediğin de durduk yere hiçlikten çikip gelecek bi şey değildir.
  22. Röpteşambırlı Uzaylı
    olumsuz kötü düşünceler, işsizlik, inme, ensefalit (beyin iltihabı), demans, anoksi, hipokampus hasarı, kafa travmaları, psikolojik travmalar, aşırı alkol kullanımı ve elektro konvülsif tedavi akıl hastaliğina sebep olabilir.bunlar haricinde alüminyum, bakır, çinko gibi çanak çömlekten yemek yemek;travma,stress,korku, kaygi,uykusuzluk, ani dıygu değişimlerine bağli olarak sinapslar arasi kimyasal enerji iletim ve tepkimelerinde ki bozukluklar, beyindeki genel ektrokimyasal bozukluklar ve nöron ölümü veya bozulmasi.beyinde gerçekleşen birçok olumsuz kimyasal tepkimeler.beyinde oluşan defosforilasyonun; yıkımı,entropiyi, noron hücrelerinde ki hasari tetiklemesi. dünya savaslarinda görülen shell shock(şarapnel, mermi, bomba şoku) zihnin kaymasi; pek çok general, bu hastalığa yakalanan askerleri korkak olarak nitelendirmiş ve hepsinin infazına karar vermiştir. o dönemde doktorlar buna neyin sebep olduğunu çözememişlerdi, bu nedenle bu duruma yakalanan askerler direkt olarak cepheden gönderiliyorlardı. https://onedio.com/haber/halusinasyon-ve-zihin-kaymasina-yol-acan-savas-sonrasi-psikotik-travma-durumu-shell-shock-719960
  23. Röpteşambırlı Uzaylı
    ağir ms ve demans hastasi biri olarak şunu diyebilirim ki duyum: beynin işletim merkezine cpu'suna; enerji,elektirik,sinyal aktarimidir.sinyal yoksa veya sinirsel bağlantıda sinyalin frekans kaybı varsa duyumda yok. hasta biri olarak, çok ağir ms veya demans olmasada; uyuşma, halsizlik, karincalanma,çişi tutamama,hatirlamada güçlük, zihin bulanikliği,dokunduğun bişeyi hissddememe ne ararsan var.şıvan(schwann)hücrelerim bitmiş, miyelin kılıfım kaymiş, bağaşiklik hücrelerimin kafasi karişik.aslinda hepsi uzun yıllar salgilana gelen stres hormonlarina bağli erken entropy yuzunden ama geçen bir doktor bunun allahin cezasi olduğunu söylüyordu.🤣allah işi gücu bırakmiş beni cezalindiriyor.bazi tarikatta ki tecavuzcu şeyhlere ve muridlerine hiç bişe olmuyor.hepsi turp gibi.bir doktorun böyle açiklama yapmasi ise akıl alir gibi deil.doğuştan duyum kaybi olan çocuklarin suçu ne? Cıpa hastasi olanlar.haydi ben lanetliyim, cadiyim, wampirim... neyse, bu bebeklerin suçı nedir arkadas? aslinda bu duyumsama sistemi bile bir tanrinin veya ruh diye bişeyin olmadiğinin kanıtıdır.şu şekle bakin. adamlar deri içinde ki tum resöptörleri yazmiş.hücre bu sayede dışardaki sinyali, enerjiyi hücre içine aliyor.burda ruh nerede? bu resöpterler olmasa( ki cıpa hastalarinda yok.) duş alirken su sıcak mi soğuk mu, kaynar su mu, kaç derece hiç bişey anlamayip duşta haşlanacağiz demek.hala yok ruh falan filam.her sey ortada, ne ruhu kardesim.rıh dediğin milyonlarca resöpterveya sinir hücresi işte.eskiden, orta çağda kim ne bilsin resöptörü, nöronu, sinyal taşiyan proteini vs. Derimizin altında çeşitli hisleri almaya(basınç, sicaklik, dokunma, aci, ağri gibi) özelleşmiş hücrelerler, reseptörler bulunur. merkel diskleri ve meisner cisimciği;dokunma. pacini cisimciği;basınç. ruffini cisimciği;sıcaklık. krause cisimciği;soğuk. serbest sinir uçlari;ağriyi algılar. eee ruh bunun neresinde.her şey gayet açik.insan biyolojik bir makinedir.ruh muh,tanri yoktur.hayalperest olmanin manasini yok.ilk ilkel hücrede bu duyularin %99u yoktu.hepsi milyonca yıllar içinde genetik malzemenin altarimi ile
  24. Röpteşambırlı Uzaylı
    yav şimdi tüm bunlar bir kenarda dursun.sana bir şey diyeceğim; öldün gittin diyelim obur tarafa.orda bu gördüğün tanrının gerçek tanrı olduğunu nerden bilecen?belki insanlıktan üstün baska bir varlık kendini tanrı diye tanitiyorsa!olamaz mi?seni de geçtim peygamberler orada gördükleri tanrının gerçek tanrı olduğunu nerden bilecek?hasan sabbahi bilirsin. haşhaş verip cennete gittiz geldiz diye kandırdığı insanlar daha bu gördükleri cennetin sahte olduğunu anlamamiş; kızlarla sevişmiş, şarap içmişler, eğlenöişler filan.sabahın adamlarının, onlara;" işte bu cennet! "dedikleri yerin asıl cennet olmadığını anlamamişlar. (varsa bir tanri) sen,orda gördüğün bu sana" tanrın benim" diyen tanrının gerçekten de tanrı olduğunu nerden anlayacan?
  25. Röpteşambırlı Uzaylı
    israil alttan yukarı yardırmaya, vaad edilen yerleri bir an önce sınırlarına katmaya çalişiyorken: paralel evrenlerdeki olasi bir kürdistanin sonu; filistin gibi olmaktır.bunu görememek için ahmak olmak gerek. yahudilikte çoğu inanç sistemi gibi yayılmaci bir dindir.ve bunu tanrı adına yaptıkları için de asla durmazlar.yahudiler; olasi kürdistani yerle bir etmeden asla durmayacaklardır.cezbeye, şevke, şehvete gelip atraksyon aramaya gerek yok.milli birlik,bütünlük ve beraberliğimize yönelik her tür tehdite karşı; türkü, kürdü,alevisi,lazı neyse işte hepsi bir olup karşı durmalıdır.
×
×
  • Create New...