Kovulmuş Üye

Doğaya hükmettiğini söyleyen Süleyman da bir bastona muhtaç kaldı sonunda, Bill Gates gibi. Uzaya çıkıp tanrıyla konuştuğunu söyleyen muhammed de bir Hatice'nin himayesine muhtaçtı en zor anlarında.

İlginçtir ki CHP medyası küreselcilerin gazına çabuk geliyor yada onları reklam etmeyi görev biliyor. Korona zamanında bile CHP medyası aşı olmayanları linç ediyordu. Tam tersine akp medyası çok da tın havası estiriyordu. Hatta Erdoğan bile aşı olmayacağım ama size tavsiye ederim gibi ikircikli bir laf etmişti. İşte bu nedenle kafam karışıyor. Bilimi probaganda malzemesi olarak gören solcuların da gerçeklerden pek haberi olmuyor. Onların da ipiyle kuyuya inilmez. Birşey biliyormuş havası estiriyorlar ama kuklacının süflelerini tekrarlıyorlar.

Djitalleşme adına paranın da elektronik hale getirilmesinin en başlıca sebebi bireysel ambargolardır. Bunu yapmak için elbette suçluları bahane ediyorlar. Ancak iş sadece suçluları engellemekte kalmayacak , özel hayata müdahale yada bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlamak, fişleme ile sınıfsal ayrımcılıkları meşru hale getirmektir. Örneğin trafik suçları işleyenleri trafikten men edecekse sorun yok. İsteseler bunu şimdi de yaparlar. Dijital para olmadan da yaparlar. Nasıl olacak , benzin almanı engelleyecek , ücretli geçiş hesabını kapatacak. Ancak bu kadarla sınırlı değil. Amaç bireysel hakları da ortadan kaldırmaktır. Bunun arkasında küresel para çeteleri yani bankalar var. Kendilerinin hemen şekillendirebileceği bir topluma dönüşmemizi istiyorlar. Onların dayatmalarına muhalif olursanız bir bakacaksınız onların marketinde sanal cüzdanınız engel uyarısı verecek. Belki cep telefonu kullanacaksınız ama en yüksek tarifeden sunacaklar. Onların istemediği marka aracı almanıza ödeme yapmanıza izin verilmeyecek. İşte bu uzayıp gider. Yani resmen fişleneceksiniz. Ve fişlendiğinizi herkes bilecek. Çünkü sanal cüzdanınız oralarda geçmeyecek. Sanal banka reklamları ile insanları buna alıştırmaya çalışıyorlar. Neyi reklam ediyorlarsa ondan kaçın. Sizi razı etmek için yada bu işe zorlamak için çeşitli suçlular ile işbirliği bile yapacaklar. Toplumu buna razı etmek için resmen ekonomik terör uygulamayı planlıyor olabilirler. Sonra diyecekler ki , bakın sanal cüzdan olsaydı böyle olmazdı. Şu ülke sanal cüzdan kullanıyor ne kadar rahat ve huzurlular. Gibi elma şekeri gösterdikleri kendi ajan kolonilerini bize reklam edecekler.

Bu da insanların alternatif para birimleri üretmesine sebep olacaktır. Bitcoin bunun için üretilmiş sanal bir paraydı aslında. Hackerlar ve suç örgütleri bankacılık sisteminin dışında bir alış veriş ağı kurmuşlardı. Bu suç ağı farkında olunmadan iyi bir şeye hizmet etti. Ancak devletlerin resmi olarak tanımaması güvenirliğini sorgulanıyor.

İlkel insan psikolojisi hep güçlüden yana olmayı ister. Zaten tanrıların ortaya çıkış mantığı da budur. Ancak zamanla yerleşik hayata geçiş ile insanlar tanrı algısını kendi kontrol alanlarına çekerek birbirlerine hükmetmeye çalışmışlar. Şimdilerde ise para , güçlü devlet ve çoğunluk algısı üzerinden güç hesapları yapılıyor. Eğer güçlüden yana olmaksa ben de doğadan yanayım. Nice dinleri nice tanrıları nice devletleri çöplüğe gönderen doğanın üstünde bir güç tanımıyorum. Tanrıları birer masal kahramanına dönüştüren, sülümanları herkülleri, muhammedleri musaları kendi yalanlarıyla boğan bu doğa ve evrenin tarafındayım. Nice kibirli insanları , varlığıyla ğstünlük taslayanları bile yaşlanınca maskota çeviren bu doğaya teşekkür ederim.

İnsanlar genellikle sevmedikleri kişilerin zıddı tarafında kalarak onlardan intikam aldıklarını düşünüyorlar. Din de bu intikam taraflarından en etkin kullanılanıdır. Dinlerine daha fazla saplanarak sevmedikleri insanlardan intikam alacaklarını düşünüyorlar. Ancak saplandıkları şeyin kendi öfke dünyaları olduğunu anlayacak ay ku düzeyinde değiller. Bu nedenle çocuğuna tecavüz bile edilse ailesi şikayetçi olmuyor. Çünkü şikayetçi olursa sevmediği insanların eline koz vereceğini düşünüyor. Özetle insanların çoğu dinlerini saf öfke ve nefret duyguları ile yaşıyorlar. Hatta bunun için çocuk yapıyorlar. Çünkü çocuklarını kendi avatarları haline getirerek mutlu olduklarını düşünüyorlar. Çok üreme hedeflerinin bilinç altında bu yatıyor. Daha çok avatar üretmek. İyikide doğada plansızlık hakim , iyi ki de doğada rasgelelik hakim ki dindar bir aileden nice zıt görüşlü insanlar yetişiyor. Herşeyin bir olması olanaksız.

Enflasyonu olmayan bir para birimine geçilmeli. O da altındır. İstanbul borsası nadiren de olsa iyi şeylere sahne olabiliyor. Biga projesi ile altın ile alışverişin önünü açmaya çalışıyorlar. Bir gram altın (biga) projesi ile hesabınızdan altın ile alış veriş yapma olanağı bulunuyor. Banka kartı gibi Biga kart ile tüm ürünleri fiyatı değişmeden Biga ile alabilirsiniz. Örneğin bir tane ekmek 0.005 gram altın ediyorsa hesaptan o kadar düşüyor. Maaşınızı da isterseniz altın izerinden hesabınıza aktarabilirsiz. Bu proje aşamasından uygulama aşamasına geçerse uluslararası spekülasyonun da önüne geçilebilir. Tabiki her şeyin bir düşmanı var. Başta İngiltere karşı çıkacaktır. Devletlerin en sevmediği şey dünyanın dolar sisteminden çıkmasıdır. Rusya bitcoin ile alışverişe başladı ye ABD tepiniyor. Yaygınlaşmasında korkuyorlardı ama sonra spekülatif hareketler ile bunu aşacaklarını düşündüler. Ancak altın ve gümüş ile ticaretin enflasyonu olmaz. Ayrıca hem metali hem de sanalı ile alışveriş devam edebilir. Ama bitcoinin metali yok. Sadece sanal olması tehlike oluşturuyor.

Bu kadar diplomalı insanın olduğu bir ülkede bu kadar sahtekarlık varsa bunun bedeli de olacak elbette. Sahte ilaçlar , sahte doktorlar, sahte siyasetçiler , sahte mühendisler , sahte iş dünyası ..sahte insanlar. Bunun bedeli olmasa herkes yapar bir tek biz mi uyanığız .Amerika bile yapmaktan çekiniyor da seni maşa olarak kullanıyor. Amerika bile onun bedelini ödüyor. Siz de ödeyeceksiniz!!!! Sefilliği kutsayacaksınız. Her açıdan ama sadece maddi açıdan değil. Ben diploma düşmanı değilim kendim de üniversite mezunuyum ama şeref ve onur ile diplomanın bağlantısı yok.

Koskoca İngiltere kral.eliçesi saçını boyamamış , botoks yok , bir de basmadan güllü entari giymiş. Bizimkisinin leydisinde her giysisinde siponsoru vardır.

Memed Şişmek i unutmuşsun. Mesuth yılmaz , apthullah gül de var. Bir de mortu çekmiş biri var babalar gibi satarım diyen herif. Türkiye'nin sözde sanayicileri var. Hani meşhur şu en eski iki kafadar. İşte onlar küresel sermayenin Türkiye bonmarşesi. Birde thayyiph var. Ülkeyi şirket gibi yöneteceğiz diye vaad vermişti. Dediğini de yaptı. Aklıma gelmişken ben Tayyip'in kendi annesine babasına böyle hürmetle çekilmiş bir resmini hiç görmedim.

Anarşi kural tanımamazlık demektir İslam'da ve Yahudilikte darül Harb adında bir anlayış vardır. Yani savaş yurdu anlamına gelir. Bu anarşist anlayışta eğer içinde yaşadığın topraklar İslam yada Yahudi toprağı değilse , onların şeriatı uygulanmıyorsa , ORADA KURALLARA UYMAK ZORUNDA DEĞİLSİN , YADA KURAL UYGULAMAK ZORUNDA DEĞİLSİN . İslamcılar arasında bunu bilmeyen yoktur. Bu anarşist anlayış terörün ta kendisidir. Türkiye cumhuriyetinde pembe tezkere alarak askere gitmemek için ıkınan dincilerin çoğu da bu anlayışı benimser. Vergi vermezler , yani vermek zorundalar ama hile hurda yoluyla kaçırırlar Askere gitmemek için kendilerini çürük gösterirler. Devletin malını ganimet görürler. O ülkenin insanlarını hizmetçi olarak görürler. Açın araştırın darül Harb ne demek. Her dinci yaşadığı ülkeye ihanet etmeye müsaittir. Zaten böyle olduğunu görüyoruz ispata gerek yok.Öyle olmasa Amerika tarafından desteklenmez. İçine sızmaya çalıştığı ülkelerde tebliğ , şehit , cihat anlayışına sahip maşaların olması büyük bir avantaj sağlar. Ayrıca darül Harb terör öğretisi ile her alçaklığı kolayca yaptırabilecek , kışkırtabilecek kitleyi elinde tutar. İşte sebebi bu DARÜL HARBTİR

Hac bölümü 47.inci Cümle: Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduğunuz bin yıl gibidir. Bu cümlede allah kendine zaman tayin ediyor. Meariç Bölümü 4.üncü Cümle: Melekler ve ruh, miktarı elli bin yıl süren bir gün içinde ona yükselir. Bu bölümde allah kendine mekan ve zaman tayin ediyor. Rad Bölümü 2.inci Cümle: Allah odur ki; gökleri direksiz bir şekilde yükseltti. Siz onu görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti. Bu cümlede kendine mekan tayin ediyor. Arş taht demek , istiva ise oturmak yayılmak demek. Hud Bölümü 7.inci Cümle: Ve O gökleri ve yeri altı günde yarattı. Ve onun Arş'ı su üzerinde idi. (Bu kâinâtı yarattı) Ki, hanginizin daha güzel iş yaptığınızı denesin. Burada da Allah tahtını daha eskiden su üstüne koyduğunu belirtiyor. Mekan değişikliği de yapmış olduğunu söylüyor. Kuran zaten başlı başına kendiyle çelişen bir kitap. Bu nedenle Türkçe okunmasını istemiyorlar. Anlamamızı istemiyorlar. Arapça olarak anlamadan okuyalım ne söylenirse inananlım istiyorlar.

Buna katılırım çünkü faşist sistem artık tıkanma noktasına geldi. Bunu yürütmek için genç ve tüketen nüfusun artması gerek. Ancak nüfus da çok fazla geliyor. Öyleyse tek çare yaşlıları öldürmek. Emekli maaşlarını vermemek için ve tüketimi artırmak için yaşlılar öldürülmüş olabilir. Çünkü korona dedikleri her yıl yaşanan sıradan bir grip.

Yıl sonunda cebinizde 100 Gr altın kadar para artmıyorsa boşa çalıştınız demektir. Yani yeme içme ve giyinmek için çalışmışsınız gerisi patrona gitmiş demektir. Bugünkü kurla 100 Gr altın 220 bin lira yapar. Çok para değil bu hızla birktirseniz on beş yılda bir ev alırsınız beş yıl daha ekleyip bir de araba alırsınız. Sonra yaşlanınca göz ve dişler için SGK kapısında üç yıl sürünmemek için özele gitmek zorundasınız. Zaten devlet çoğunu karşılamıyor. Bunlar için de neredeyse 100 Gr altın parası harcamalısınız. İşte niye yazıyorum amacım moral bozmak değil. Siz bir ev bile alamazken sizi hayal vaadlerle çalıştırıp her yıl son model araba değiştiren patronları bilin diye yazıyorum. Böyle zengin oluyorlar. Türkiye'de üreterek zengin olan yok bunu bilin. Emek hırsızlığı yada doğrudan devleti soyarak zengin oluyorlar. Sonra size hava atıyorlar. Şirketler işçilerine hakettikleri maaşı verseler öyle iki yılda bir son model değiştirmezler. Bütün müdürlerin altına her yıl son model araba çekip işçiye de baktırıyorlar. Halbuki işi yapan işçidir. Onların ki ise emek hırsızlığı.

İllaki üniversite okumak zorunda değilsiniz. Bu tamamen ülkemizde ticarette. Birileri iyi para döndürür üniversite üzerinden. Ev kiraları , yeme içme turizm basım yayın dersane gibi sektörler köşeyi dönerler. Sanmayın siz birey olun diye değil... En iyi nedir? Lise çağında yapmak istediğiniz işe çoktan karar vermiş olmalısınız. Özellikle de babadan gelen bir meslek varsa çok daha idealdir. Hangi mesleğin olduğu çok da önemli değil. Buna kafa takmayın. İşinizi iyi yapmak için önce bilen birinin yanında çalışın , varsa meslek kurslarına gidin. Devlet okulları fasa fiso. Dedim ya ticaretten öte değil. Sonra isterseniz kendi işletmrnizi açın yada birinin yanında devam edin. Çok lazımsa üniversite okuyun ama acele etmeyin çünkü Türkiye'de bir katkısı olmuyor size. Üniversite okumadan önce dil öğrenebiliyorsanız öğrenin. Bunu size şu yararı olacaktır , işinizi düzgün öğrenmek için yabancı ülkelerde eğitim staj gibi alanlara girişmeniz çok önemlidir. Zaten yabancı dili de yurtdışında öğrenin. Bunları yaparsanız üniversite okumaya da çok gerek kalmaz. Zaten öğretilenlerin çoğu boş laf. Laboratuvar yok doğru düzgün kağıt üzerinde formül çevirmek kimseye birşey öğretmez. Sizi gaza getirmek için üniversiteleri ayrıcalık gibi anlatırlar. Onlara bir hava katarlar. Sakın aldanmayın. Tamamen sektörel ticari bazlıdır. Bugün devletin en baba kırımları diye anlatılan ASELSAN roketsan Tübitak seçme üniversiteli proflarla doludur ama sonuç bu işte. Manita bulmak için atılan yalanlara inanmayın. Kabiliyeti olan her yerde manita bulur. Üniversitenin bununla bir ilgisi yok😁

Darül Harb anarşinin müslümancasıdır. Ve bu konu din kitaplarından çıkartılmalıdır. Bunu savunanlar yargılanmalıdır. Resmen terörü övmek ve teşvik etmektir. Darül harp İslam fıkhından ve kurandan çıkarılmalıdır aksi halde suç teşkil eder.

Yunus bölümü 57.inci cümlede şu yazar Rabbinizden size bir öğüt, kalplerdeki hastalıklara bir şifa, inananlara bir rehber ve rahmet gelmiştir. Şifa demek , hastalıklı bir durumu iyi etmek demektir. Hastalığı daha da azdıran şey şifa olamaz.olsa olsa zehir olur. Ama birde şu cümleye bakın Maide (sofra) bölümü 68.inci cümle; De ki: Ey kitap ehli, hiçbir şeye inanmış sayılmazsınız Tevrat'ın, İncil'in ve Rabbinizden size indirilen kitabın hükümlerini yerine getirmedikçe ve andolsun ki Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını, kafirliğini arttıracak, artık o kafir kavim yüzünden tasalanma sen. Ha demek ki Kur'an şifa değilmiş , kalplerinde hastalık olanları daha da azdırırmış. Hangisi doğrudur? Allah'a sorarmısınız, beni engellemiş de Şifa demek , hastalığa iyi gelir demektir ama kuran her yönüyle başta kendi cümleleri ile çelişkide. İşte burada öfke ayrımcılık ve nefret suçu övülmektedir. Hemde güya vicdan ve iyilik adı altında yapılmaktadır. Siz hala bunlara mı inanırsınız?

Tek dünya düzeninin kurulması ve ortak insani değerlere ulaşılması için başta Ortadoğu kökenli İbrani dinler olmak üzere diğer tüm dinler yargılamalıdır. Çünkü içeriklerinde suçu ve suçluyu övmek, suça teşvik ve ayrımcılık öğeleri içermektedir. Bu öğretiler ile insanlara sevgi barış kardeşlik aşılamak imkansızdır. Nasıl olacak yani , benim gibi olmayan cehennemliktir kafirdir malı helaldir diyerek başkasının seni sevmesini bekleyemezsin. Başta dört büyük din olan Budizm , Hristiyanlık ,İslam ve Yahudilik incelenmelidir. 1-işgal ve yağmacılık 2- cinayete teşbbüs 3- ırkçılık ve ayrımcılık ( cinsel dinsel ekonomik veya mezhepsel) 4- suçu ve suçluyu övmek Bu dört suçtan sorulturulmalı ve içerikleri bu ifadelerden çıkarılmalıdır. Aksi halde dünyada barış marış olmaz. Dünyanın önde gelen saygın STK ları Ateistleri ortak bir dosya hazırlayıp bu suçları uluslararası hakem kuruluşlarında yada mahkemelerde yargılamalıdır.

Yıllardır laik cumhuriyet diyerek bizi kandırdılar. Laik ülkede diyanetin işi olmaz. Atatürk'ün yaptığı en büyük hatalardan biridir. Hem laik halkçı diyeceksin hem de diyaneti kuracaksın Arap dini probagandasını devletin bütçesiyle yapılmasını sağlayacaksın. O zaman ateist budist Yahudi dernekleri de maaşa bağla. Olacak iş mi? Dolayısıyla Türkiye hep arapçı faşist kafayla yönetildi. CHP zamanından beri böyle.

fatura üç beş mütayite kesildi tıpkı 1999 depreminde olduğu gibi. Onlar da göstermelik olarak yapılıyor. Depremde ölenlerin sorumluluğu en son mütayitlerdedir. Çünkü çürük araziyi imara açan belediye meclisidir , zemin etüdü yapmayan belediyedir. Denetim yapan firma sağlam onayı vermişse belediye ruhsat vermişse mütayit de gider ev yapar tabiki de. Devlet yetkilileri hiçbir zaman hesap vermedi bu ülkede. Sadece fetö hesap verdi ilginç değil mi. O da kirli paraları paylaşamadıkları için mızıkçılık yaptıkları için hesap verdi .yani milletin yararına bir hesap verme hiç olmadı bu ülkede. Kimden bahsediyorum anladınız siz ama söyliyim tabiki Tüm siyasetten , CHP AKP MHP kısacası AKCHMHP Partisi. Hatay’da yıkılan binalardan CHP’li belediye meclisi sorumludur. Marasta yıkılan binalardan AKP’li belediye meclisi sorumludur. Peki özel yargı mahkemeleri kurulan ülkemizde deprem amaçlı özel yetkili mahkemeler kuruldu mu? Hayır!!!! Hepsi suçu ya birbirine attılar yada allaha atıp geçtiler. İşte dinin de yararları bunlar. Asla hiçbiri özeleştiri yapmadı ve kendi partilerini 250 bin ölen insanın canından ğstin tuttular. Parti değil aslında suç örgütü haline dönmüşler. Şimdi bu ahlaksızlar bizden oy istiyorlar. Oy verin de düzeltelim diyorlar. Nah veririm. CHP hatayda hiç sorumluluk almadı. Aynısını Tekirdağ Çorlu Beylikdüzü Esenyurt taraflarında da yaptı ve yapmaya devam ediyor. Tarım arazisi ve sulak arazilere imar veriyor hem de öyle böyle değil yüksek katlı. Peki yarın deprem olsa yıkıntılardan kim sorumlu , tabiki AKP sorumlu değil mi. Peki AKP nin izin verdiği uygunsuz inşaatlardan kim sorumlu , tabiki kader yada Amerika. Gördünüz mü herkes suçu patronuna atıyor. Hala bunlardan medet bekleyen varsa ya SALAKTIR yada çıkarı olan AHLAKSIZIN tekidir. Bu iş baklava çalan çocuğa 14 yıl hapis veren hakimlerin işine benzedi. Sistem düşmanı hainler , halkı kışkırtmak için böyle yasaları manipüle ediyorlar. Yolsuzluk yapanlar dışarıda ama ölenler şehit yada fakirlik nedeniyle suç işleyenler hain oluyor.

Kendini akıllı mı sanıyorsun , normal insan çok az bu dünyada. Kör müsün sen , masallara inanan milyarlar var. Genetik hasarlar kolay düzelmiyor. Kusura bakma yine hava gazıyla yazdım

Yazıyı okudun mu diyerek sülfür gazıyla sesli konuşmuşsun ondan böyle cevap verdim

Depremde fatura üç beş mütayite kesildi tıpkı 1999 depreminde olduğu gibi. Onlar da göstermelik olarak yapılıyor. Depremde ölenlerin sorumluluğu en son mütayitlerdedir. Çünkü çürük araziyi imara açan belediye meclisidir , zemin etüdü yapmayan belediyedir. Denetim yapan firma sağlam onayı vermişse belediye ruhsat vermişse mütayit de gider ev yapar tabiki de. Devlet yetkilileri hiçbir zaman hesap vermedi bu ülkede. Sadece fetö hesap verdi ilginç değil mi. O da kirli paraları paylaşamadıkları için mızıkçılık yaptıkları için hesap verdi .yani milletin yararına bir hesap verme hiç olmadı bu ülkede. Kimden bahsediyorum anladınız siz ama söyliyim tabiki tüm siyasetten , CHP AKP MHP kısacası AKCHMHP Partisi. Hatay’da yıkılan binalardan CHP’li belediye meclisi sorumludur. Marasta yıkılan binalardan AKP’li belediye meclisi sorumludur. Peki özel yagı mahkemeleri kurulan ülkemizde deprem amaçlı özel yetkili mahkemeler kuruldu mu? Hayır!!!! Hepsi suçu ya birbirine attılar yada allaha atıp geçtiler. İşte dinin de yararları bunlar. Asla hiçbiri özeleştiri yapmadı ve kendi partilerini 250 bin ölen insanın canından üstün tuttular. Parti değil aslında suç örgütü haline dönmüşler. Şimdi bu ahlaksızlar bizden oy istiyorlar. Oy verin de düzeltelim diyorlar. Nah veririm. CHP hatayda hiç sorumluluk almadı. Aynısını Tekirdağ Çorlu Beylikdüzü Esenyurt taraflarında da yaptı ve yapmaya devam ediyor. Tarım arazisi ve sulak arazilere imar veriyor hem de öyle böyle değil yüksek katlı. Peki yarın deprem olsa yıkıntılardan kim sorumlu , tabiki AKP sorumlu değil mi. Peki AKP nin izin verdiği uygunsuz inşaatlardan kim sorumlu , tabiki kader yada Amerika. Gördünüz mü herkes suçu patronuna atıyor. Hala bunlardan medet bekleyen varsa yasa SALAKTIR yada çıkarı olan AHLAKSIZIN tekidir. fatura üç beş mütayite kesildi tıpkı 1999 depreminde olduğu gibi. Onlar da göstermelik olarak yapılıyor. Depremde ölenlerin sorumluluğu en son mütayitlerdedir. Çünkü çürük araziyi imara açan belediye meclisidir , zemin etüdü yapmayan belediyesine. Denetim yapan firma sağlam onayı vermişse belediye ruhsat vermişse mütayit de gider ev yapar tabiki de. Devlet yetkilileri hiçbir zaman hesap vermesi bu ülkede. Sadece fetö hesap verdi ilginç değil mi. O da Tayyip’in kirli paralarını paylaşamadıkları için mızıkçılık yaptıkları için hesap verdi .yani milletin yararına bir hesap verme hiç olmadı bu ülkede. Kimden bahsediyorum anladınız siz ama söyliyim tabiki Tim siyasetten , CHK AKP MHP kısacası AKCHMHP Partisi. Hatay’da yıkılan binalardan CHP’li belediye meclisi sorumludur. Marasta yıkılan binalardan AKP’li belediye meclisi sorumludur. Peki özel yagı mahkemeleri kurulan ülkemizde deprem amaçlı özel yetkili mahkemeler kuruldu mu? Hayır!!!! Hepsi suçu ya birbirine attılar yada allaha atıp geçtiler. İşte dinin de yararları bunlar. Asla hiçbiri özeleştiri yapmadı ve kendi partilerini 250 bin ölen insanın canından ğstin tuttular. Parti değil aslında suç örgütü haline dönmüşler. Şimdi bu ahlaksızlar bizden oy istiyorlar. Oy verin de düzeltelim diyorlar. Nah veririm. CHP hatayda hiç sorumluluk almadı. Aynısını Tekirdağ Çorlu Beylikdüzü Esenyurt taraflarında da yaptı ve yapmaya devam ediyor. Tarım arazisi ve sulak arazilere imar veriyor hem de öyle böyle değil yüksek katlı. Peki yarın deprem olsa yıkıntılardan kim sorumlu , tabiki AKP sorumlu değil mi. Peki AKP nin izin verdiği uygunsuz inşaatlardan kim sorumlu , tabiki kader yada Amerika. Gördünüz mü herkes suçu patronuna atıyor. Hala bunlardan medet bekleyen varsa yasa SALAKTIR yada çıkarı olan AHLAKSIZIN tekidir.

@Kahin ne diyon oğlum. Haberin dışından başka bir bilgi yazdım mı önce onu bir öğren. Sen prediktör değilsin olsan olsan prejudger olursun. Sana kalsa insanlık tekerleği bile icad edemezdi.

Akraba evliliği yapılmasının asıl nedeni din değil. Zaten dinler hep bir şeylerin kılıfıdır. Akraba evliliğinin nedeni paranın dışarı çıkmaması içindir. Malların yabancıya bölünmemesi amacıyla yapılır. Yabancı dediği kişi yine aynı köyün aynı ülkenin insanı ha , yanlış anlamayın ,yabancı derken Çinliler Ruslar değil. Bu nedenle yapılan akraba evlilikleri çoğunlukla ilk kuşakta bedensel engel meydana getirirken ikinci kuşakta zihinsel engel meydana getiriyor. Yani görünüşte sağlam , fizik yerinde ama algı zayıf , kapasite düşük , alık aptal türleri oluşturuyor. Kaldı ki ikinci kuşak akraba evliliği yapmasa böyle olur. Yani ilk kuşaktan gelen hasarlı genleri ancak üçüncü kuşak egale eder. Türkiye'de Anadolu köylerinde akraba evlilikleri çok sıradan bir durumdur hatta aileler şanslı hissederler.