Kovulmuş Üye

Oğlunu kesmeye götüren adamın aklını sorgulamak yerine onu kutlamak çok garip bir yaklaşım zaten. Ama özüne bakıldığında deve çobanlarının ticaretidir kurban Bayramı... Onların bayramı çöldeki tapınağa giden turistlerin yapacağı harcamalardır. Aynı zamanda kapitalist sistemin vicdanıdır din. Yaptığınız günahları hayvan keserek arındırma yöntemidir. Çalınan hakları , hayatları birşekilde tanrıya iade edip rahatlama yoludur. Yakında sevgililer günü var, öncesinde yılbaşı vardı..sonra ana baba günleri falan filan.. hepsi ticari..

Y ve Z nesli tıpkı 1890'lı yıllarda kimyasal zevkleri için yaşayan bir nesil yetiştirmeyi amaçlayanları doğrular nitelikte.. hazırcı ve tüketici. MS Babil filmindeki gibi olmaya doğru gider. Sınırları kaldırıp insanları sürüler halinde serbestçe bırakmak , sadece işlerine yarayacak kadarını kendilerine angaje etmek yolunda ilerliyorlar. Anlamak istemiyorlar. Tıpkı güzel bir kadının peşinden giden on binlerce yoksun insanın geride bıraktıklarına aldırış etmeden gördüğü hayalle yaşaması gibi.. Tıpkı ekranda gördükleri hayali gerçek zannedip peşine takılan milyonlarca kadının hayatı pahasına neyi satın aldığını umursamaması gibi.. Sanal zevkler peşinde insanlık

Yav Ankara yürüyüşü olsa ne ki.. adam son dört seçimde kaybettiği halde hile ile kazanıyor. Muhalefet çıkmış demokrasi den ayrılmayacağız diyor. Lan seçime hile karıştırıyorlar daha ne demokrasi den bahsediyor bu adam. 17 Nisan referandumunda çılaracaktı sesini , pısırık kemal. Halk zaten sokağa çıkmıştı protesto için , herif tuttu içeri girin çağrısı yaptı. Bu angutlar sandıkları tutmasını da bilmiyor oy saymasını da. Ne olmasını bekliyorlar? %90 ile iktidara gelmeyi mi? Muhalefette iken sandıkları koruyamayan bir zihniyet iktidara gelse ilk seçimde yine hileye yenik düşer. Sandıkları tutsalar adam zaten kazanamayacaktı. Hazirana denk gelen seçimlerde hepsi tatile gitti. Sayısız örnek var etrafımda. 2023 yine hazirana denk geliyor. Bu sisteme küfür edenler yine gider tatile. Akp nin seçim parolası , kızım CHP tatile çıksın, oldu galiba

O zaman susmak da veya hiçbir şey yapmamak da şiddet olabiliyor. Çünkü susulmaması gereken yerde susmak , konuşulmaması gerekn yerde de konuşmak zarara sebep olabilir. Bu nedenle şiddet kavramı eyleme bağlı değil, sonuca bağlı olarak tartışılabilir. Yani şiddet bir eylem değil bir sonuç diyebiliriz. Tıpkı hiçbirşey yapmayarak şiddet uygulayanlar gibi..

Öyle de olabilir. Sonuçta başka ülkelere %14'den fazla faiz ile para gönderip aradaki fark ile kuru baskılıyor. Ve sana %14 bile vermiyor çünkü kur yükselmedi tersine düştü diyor. Ama fazla parayı kendi şirketlerine ucuz kredi olarak paslıyor. Bu sistemin çalışması için fazla paranın üretime aktarılması gerekir. ABD bunu geçen sene Türkiye'ye yaptı. City bank faizdeki paralarını 7 liradan dolara çevirip sıvıştı. Buna rağmen ABD'de enflasyon azalmadı. O kadar sanayisi olduğu halde.

Şiddet Nedir diye konu açayım dedim. Susmak da bir şiddet midir? Veya bile bile yanlış yapmak da şiddet olabilir mi? Zorbalığa direnmek nasıl mümkün olabilir? Veya kimlere şiddet uygulamak meşrudur? Devlet eliyle mi yoksa sivil yolla mı yapılırsa adına şiddet denir? Fikirlerlerinizi bekliyorum.

Bu dinciler , cemaatçiler , tarikatçiler neredeler? Eskiden hepsi böyle sitelere girip cihat edip tebliğ yaparlardı.. Galiba şimdi hepsi IRC Chat sitelerinde uçkur peşinde..😄😄😄. Gerçekten böyle. Chat siteleri karı – erkek farketmez nurcu fetöcü tarikatçi kaynıyor. Kız ismiyle giriyorum hepsi sapık gibi mesaj yağdırıyorlar. Kendileri de saçma sapan bir düşünceyi takip ettiklerini anlamışlar demek ki. Ama geçiş süreci yaşıyorlar, sosyal hayatta medeni ilişkiler kuramadıkları için chat sitelerinde çare arıyorlar galiba. Ama böyle yapmasınlar , onlara bir tavsiyem var. Cenneti beleşe getirmeye çalışmayın . Abi-Abla yada imam-şeyh lerinize diyin ki; sizin sisteminizi kabul etmiyoruz böyle gitmez

Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugünkü protesto biçimini beğendiniz mi? Elektirik faturasını zamlar geri alınana kadar ödemeyecekmiş. Ey kemal, amacın ne senin? Protesto edeceksen 16 Nisan referandumunu etseydin. O zaman pıstın , şimdi mi kükreyesin geldi. Amacın ne oğlum , halkı akp ye öldürtmek mi?

Varoşların kavgasına buyurun.. durumu herkes biliyor ama çözüm üretmiyor. Boş bir tartışma , varoş dediğiniz kişileri aşağışayarak belki eksik tarafınızı tatmin ediyorsunuz. Varoşluk da gereklidir gelişim için. Ama medeniyeti engelleyen biçimde varoşluk mücadele edilmesi gereken bir konudur. Varoşlık sayesinde neyin olması ve olmaması gerektiğine karar verebiliyorsunuz. Bence hata kendini beğenmiş medeni zanneden kişilerde de vardır. Onlarda menfaatleri için aynı dümenin suyuna gidiyorlar. Aslında kendini medeni diye tarif edenler kendilerini tanımıyorlar bile.

Mutlu insanlar salak değildir ama salakların hepsi mutludur.

Evet Kılıçdaroğlu ve dahi şuanki muhalefet bunu yaptı. 16 Nisan referandumuna itiraz etmedi, Haziran seçimlerinde CHP li seçmen tatile gitti , onları uyarıp yerinde tutamadı. Bu iki noktada direnilseydi akp yi çoktan iktidardan alabilirdi. Çünkü iki oylama sürecinde de akp kaybetmişti. Buna rağmen ılıman muhalefet yapmayı tercih etti. Ali babacan ve Ahmet Davutoğlu pişmanmış...gülelim de boşa gitmesin. Görev süreleri boyunca o kadar pisliği bildikleri halde bir tane suç duyurusu yapılmamış Kendi bakanlığı tarafından..şimdi pişmanmış..nasıl olsa İngiliz vatandaşıdır kendisi. İngiltere'de pişman olsun bakalım neler oluyor kendisine. Bütün bunların bir tek açıklaması var. Akp gitsin biz gelelim , ama aynı sistem değişmesin..

Dünyada herşeyin iyi bir tarafı da vardır. Safi kötü olamaz, iyi olamadığı gibi. Varoşluk da gösteriş de iyi tarafından değerlendirilebilir. İnsanlara düzgün konuşma gösterişi yapılabilir, nezaket, kıyafet , tutumluluk konusu da gösteriştir ama iyi tarafından. Her şeyde olduğu gibi kötü taraf daha çabuk yayılır çünkü insanı cezbeder. Üç erkek biraraya geldiğinde konuşulan klişe bayat laflar olduğu gibi üç kızın bir araya gelmesiyle konuşulan klişe bayat laflar da aynıdır. Manita ortamında kimin daha önde olduğu konuşulur. Bunlar basit ve bilinen olasılıklıar. Asıl olan insanları iyi taraflara yönlendirmektir. Kötülüğü tartışmanın bir anlamı olmuyor , tecrübelerimle anladım çünkü.

Varoşluk bence inansanın genlerinde olan bir şeydir. Tıpkı yağmacı , biriktirici, kıskanç duygular gibi... Eğer doğru eğitilmezse her aileden çıkabilir. Bakınız gösteriş konusu, yeni dil öğrenmiş birinin bağıra bağıra konuşmaya çalışması, arabada ayrıcalıklı hissetmeye çalışması gibi.. Eskiden okullarda görgü kuralları öğretirlermiş. Şimdi onları kaldırdılar. Görgü kurallarını dizilerden ve reklamlardan öğreniyor gençler. Çünkü sermayenin dürtmesi ile yeni sınıfların tüketim anlayışının şekillendirilmesi gerekir. Bugün metrodaki baştan sona reklam akıtan ekrana uyuz olmamın sebebi buydu. Sevgililer günü reklamları, yılbaşı reklamları, ramazan reklamları, yeni mobilyalı mutlu aile reklamları, araba ile baştan çıkan kadın , dondurma ile orgazm olan insanlar, yeni traş bıçağı ile mahallede kız bırakmayan erkekler, yeni saç bakımıyla erkekleri peşine takan kızlar...yeni kameralı telefonu ile göz kamaştıran elit bayanlar.. İşte içgüdüsel gelen varoşluğun kapitalizm tarafından eğitilmesi böyle birşey. Buna sosyalistler bile karşı değil.

Yeni sevgili bulan ergenler sokakta öpüşmek için bahane ararlar. Bunu da ancak varoş fetişistleri anlatır. Kusura bakma ama görgüsüzsün biraz🧠

Ben ateistim ve ateist dahi olsa kimseyi kimlik üzerinden değerlendirmem. Alevi olması dürüst olacağı iddiası taşımaz. Ülkeyi temsil eden bir kişi çok dürüst olabilir ama kavak arkadaşımızın da dediği gibi halkın çoğunluğu bozuk. Ahmet Necdet Sezer de çok dürüst idi. Ama çevresinin neler yaptığını gördük. Sorun dürüst insan azlığıdır. Bugün metroya bindim. Ekrana bakıyorum , paçasına kadar reklam akıyor. Sosyalist bir yönetim anlayışının reklama karşı olması gerekir. Sömürüye karşıyız ama reklama hayır diyemeyiz anlayışı sosyal değildir. Bunun gibi bir çok çarpıklık varken birtek kişinin dürüstlüğü de olsa olsa reklamdır. Yani şunu anlamıyorum , ülkenin düzelmesi için bir kişinin yada o kadronun değişmesini beklemek mi gerekir. Muhalefet de tiyatroya ortakdır. Soros ve İngiliz politikalarını sosyal sosuyla bize hazırlıyorlar şimdi. Böyle giderse afiyet olsun. Not: İmamoğlu da sosyalistlere sokulan bir Truva atıdır. Tıpkı dincilerin arasına sokulan malum şahıs gibi..

Böyle acayip teorilere hiç aklım ermiyor. Madem devlet vatandaşa para vermeye bu kadar istekli, o zaman vergileri indirsin de herkese eşit faydalanma hakkı sağlasın. Bankaya her ne isim altında para yatırırsanız yatırın, devletin vatandaşa vaadettiği %14 dür. Banka ise sizin paranızı hazineye gecelik %24’den satıyor. Peki aradaki farkı kim ödeyecek? Zam olarak size geri yansıyor. Yani kur korumalı zımbırtı da böyle. Devlet size kur koruması vaad ediyor da kuru sabit tutmak için habire zam yapıyor. Yani açıkça size hiçbir şey vermemek için elinizdekini daha çok alıyor. Yani KKM hesabına para yatıran biri devlete şunu demiş oluyor, bana vereceğinden fazlasını benden alabilirsin... Diyor. Aslında bunun gerçek adı ZKM olmalı. Zam korumalı mevduat, yada zengin korumalı mevduat hesabı falan..

İnsanlar liyakat sistemiyle değerlendirilirse , eğitimde ciddi hamleler yapılırsa , onların dini gitti bizim dinimiz geldi diyerek kendi ikonlarını halka dayatmazlarsa ....vs..vs...vs...vs... Marsda insan nüfüsü on milyona ulaşırsa, ışınlama bulunursa... Görgüsüzlük biterse, bilinçli tüketici olunursa, gelir dağılımı adil yapılırsa, hem bilmemneye karşıyız diyip hemde iki dk sonra şimdi reklamlar.. denilmezse.. Uçan araba yapılır, benzin on kuruşa ucuzlarsa, insanlar denizde yürüyebilir hale gelirse, devler hamallık pireler tellalık yaparsa... Gelen iki trilyon doları da birileri cukkalamazsa...para bol nasılsa ithal lüks arabaya sıvarız havamızı atarız denilmezse..bende para çok bak kıçıma elmas piercing taktırdım diye hava atmazsa insanlar.. Her yıl lüks tüketime para harcamayıp o parayla makinalaşma imkanı sağlanırsa... O zaman olur. Yani çok uzun lafın kısası HERŞEY PARA DEĞİL!!! Bak 30 trilyonun vardı nasıl çaldırdın. İki trilyona mı güveniyorsun? Bu karaktersizlik kolay düzelmez. Geçen aya kadar Tayyip diyen müsveddeler elektirik ve benzin zamlarından sonra gebersin demeye başladılar. Yarın indirim yaparsa yine yaşasın derler.. Öyle herşey para değil TTT. Muhalefet 31 trilyon çalınırken ne yapıyordu, TV ekranlarında seçmene ninni söylüyordu...

Batı müziği de %95 çöptür. Daha doğrusu sanatçıya değerini veren bir kurum olduğu müddetçe böyle devam edecektir. Tüm dünyada değer bulan ve her dönem yaşabiliyen sanatçılar kurumlardan bağımsız olanlardır. Çok azı istisna... Bakın yerli yabancı devlet konservatuarlarına , onlarca yıldır dolgun maaşlara çalıştırdıkşarı ses sanatçılarından yeni bir güfte , beste yoktur. En azından yeni bir derleme bile olmadı. Abc'nin şarkısını efg'nin sesiyle dinliyoruz sadece. Bunu başaran çok az istisna var.

Kendi dinini sorgulaması için bir alan yaratılmış olur en azından. Öbür din diye birşeyin olmadığını anlamış olur.

Bugüne kadar hangi siyasi hırsıza ve hangi siyasi faşiste hesap sorulmuş ki? Bu yüzden Tayyip’in gitmesi sorun değil. İmamoğlu'nun da ikinci bir reis olma ihtimali çok yüksek. Çünkü halk hesap sormadıkça siyasi hırsızlar her zaman kendini güvende hissedecek ve çalacaktır. Muhalefet belediyelerinde hiç mi yolsuzluk yok? Hepsi sonuna kadar avantacıdır. Bakın sözde sosyalist HDP bile İBB seçimlerinde İmamoğlu ile ihale pazarlığı yaptı. Eşit ve adil yönetim üzerine pazarlık yapılmadı. Şimdi ise İmamoğlu halka değil HDP ye verdiği sözü tutuyor. Onlara iş ve ihale garantisi verildi. Muhalefet dahil tüm siyasiler hiçbir yönetim biriminde avantasız iş yapmıyorlar. Sonuna kadar çalıyorlar. CHP belediyelerinde kendileri soruşturma açma cesareti yok. Çünkü önce kendi seçmeni yer onları. Hepsi aynı kumaşın kiridir.

Ben İstanbulda yaşayan bir erkeğim. Tanışmak isteyen olursa görüşebiliriz

Cevap = reis gitmeyecek , çünkü başkanlık dedi ve oldu, 2023 dedi ve oldu.. Bundan sonra gitse de hedefini yapmış bir şekilde gider. Muhalefet ve tüm siyasiler aynı zihniyette, kapı arkasında ihale sırası bekliyorlar. Topluma karşı atışmalarının amacı seçmen kitlesini arkasında tutabilmektir. Muhalefet isteseydi bu iktidarı 10 yıl önce sandığa gömerdi. Bakın ortak konuştukları dillerde birbirlerine hakaret edemiyorlar. Nedir o ortak dil? İhale yolsuzluğudur, rant kapısıdır. Bu konularda birbirlerine taş atmıyorlar. Atatürk , din , millet üzerinden kavga ediyorlar. Çünkü ortak konuştukları dil üzerinde kavga etseler hepsinin başı ağrıyacak. #hiçbiriniz istemiyoruz #olmasanız da olur.. Dersek o zaman giderler. Başka türlü gitmez. Bir reis geldi o gider diğeri gelir. Çünkü halk bu kafada ..

Buna tamamen katılıyorum. Bir yazımda demiştim ki insanlara okullarda saçma sapan dersler öğreteceklerine , en başta sosyal ilişkiler dersi versinler. O dersi geçmeyeni de mezun etmesinler çünkü onların okuyup diploma alması insanlığın başına beladır. Eğer böyle yapılırsa aileler çocuklarının meslek sahibi olabilmesi için daha dikkatli ve özenli davranırlar. Şimdiki sistemde , vur çocuğum , ittir cocuğum , yapış kızım, kandır evladım...kendini kurtar.. Tarzında yönlendirmeler yapılıyor.

Bu ülkede evlilik çoluk çocuk yapmak deli işi, zaten evlenen de deliriyor. Bu ortamda ancak deli üretirsin. Başka imkansız.

Varoşluk bir zihniyettir ve onu şehrin kenarlarına sığınmış insanlara yapıştırmak yanlış olur. Varoş zihniyet her yerde var. Ben onlara GAVAT diyorum ( Gelişmekte olan avam takımı). İşte onlar parayı bulduklarında herkese tepeden bakan ve büyüdüğü ortamı şehrin kenarlarına iten tiplerdir. Parası yokken zengine düşman olurlar parası varken de fakire düşman olurlar. Bu zihniyet avantacı, komisyoncudur. Toplumun her kesiminde vardır, Sanat dünyasından iş dünyasına, siyasete kadar. Parayı bulunca kendilerini “ oldum” zannederler. Kentlerin dışında yaşamak zorunda olanlara varoş genellemesi yapmak doğru olmaz. Varoşluk bir yerleşim bölgesi değil , zihniyettir. Rezidansda yaşar , villada yaşar, sarayda yaşar, gecekonduda da , köyde de yaşar. Bu varoşluğu yaratan da daha çok toplumun zengin GAVAT' larıdır. Onlar üretemedikleri için iyi tüketiciler. Lüks arabasına binip giderken otobüs durağının önünde hava atmayı unutmaz. Bu davranış da toplumda ters etkileşime yol açar ve yeni varoşları üretir. Rahatsız olduğu sisteme özenir ve sonra onlar da rahatsızlık vermeye başlar.