Deadanddark

https://webbtelescope.org/quick-facts Buradan webb uzay tekeskobunun üstlendiği görevler listesini görebilirsiniz. Bir exo planetin üzerinde yaşam (daha iyi bir atmosfer analizi ile) olduğunu söyleyebilme yeteneğine sahip teleskoptur webb. Fakat büyük patlamayı(şişme,inflasyon) yanlışlayabilecegi ihtimali akla gelmesin. Erken evrene, oluşan ilk galaksilere daha iyi bir bakış gerçekleşecek. Yani quark çorbası dedikleri ve kozmik arka alan ışımasına sebep olan o ilk yapının ötesine geçmek söz konusu değil. O bizim için hep bir duvar.

Nesnelerin birbiri etrafında dönmesini ya da bir nesnenin başka bir nesne üzerinde kalmasını sağlayan, ışığa yol veren, merceklenme etkisi yaratan, kütle çekim dalgalarını yayan şey. Hubble ile görebildiğimizin ötesine webb ile geçemedik. Gelecek yıllarda çok daha güçlü bir teleskop gönderecekler. Fakat şimdiye kadar görülebilen en uzak nesne 13,3 milyar ışık yılı uzakta. Dürbün kullanmış olmalısın. Daha iyisi ile daha uzağı görürsün. İşte daha iyisi ile, webb ile 14 milyar ışık yılını yine gecemediler. Peki nasıl oluyor en uzaktaki cisim 13,3 milyar yılı uzaktayken evrenin çapı 93 milyar ışık yılı oluyor. Işığın yolculuğundaki gecikme, hızı+ hubble sabiti (evrenin genişleme hızı). Sebep bunlar. Sonsuzluğu görmek değil daha uzaktan bize doğru haraket eden nesneleri görebiliyor olmalıyız. Mesela 20 milyar ışık yılı uzakta bir quasar galaksi içindeki süper nova patlamalariyla maviye kaysin. Evren sonsuz diye herseymi birbirinden uzaklaşır!!!! Bahsettiğim konu galaksilerin belli yönlere hareket etmesidir. Sonsuz evrende harekete ne sebep oldu. Galaksinin kendi ekseni etrafında dönüşünü sonsuz evren ortamında anlayabilirim ama bir yöne doğru hızla yol almalarını anlayamam. Bir kuvvet onları harekete zorluyor. Buda genişleme ve kütle çekimle açıklanabilir. Sonsuzluk eşittir durgunluk olmalı. Okyanusları çalkalayan kuvvetler var mesela. Bilmiyoruz arkada birşey var mı yok mu. Fakat akla yatıyor, neden arkada birşey olmasın. Arkadaki şeye evren1 diyelim içinde olduğumuz yapıya evren2 diyelim. Şu üzerindeki sabun köpüğü gibi olsun. Su farklı köpük farklı. Kulağa mantıklı geliyor. Yani ikiside farklı şeyler olabilir. Yapı biçim olarak birbirine hiç benzemeyebilirler. Paralel evrenlerde olabilir. Senin gibi kesinlikle böyledir demek yerine bekle ve gör desek daha doğru olur kanımca. Sonsuz bir evren demek yaşı yok demek. Tanrı gibi yani. Bu durumda herşeyin çoktan olup bitmesi gerekmez mi? Evren tamamen donmuş, yıldızlar sönmüş. Fakat hâlâ bir yerlerde gaz kümeleri yıldız doğuruyor.

Anlamıyorum, evren sadece proton ve elektrondan oluşuyor demiştin. Peki uzayın eğilip bükülen dokusu nedir? Sonsuz bir evrenden bahsediyorsun, peki bizim görebildiğimiz neden 93 milyar ışık yılı çapında? Geri kalanında galaksiler yıldızlar yok mu? süper nova patlaması olmuyor mu? Yani sonsuz bir evrende daha fazla madde olması, daha fazla yıldızın parlaması ve uzayın daha aydınlık olması gerekmez mi? Sonsuz evrende neden , en azından bir kısmında var olan bu galaksiler neden haraket ediyor. Neden uzaklasiyorlar. Daha durağan ya da tamamen durmuş olmaları gerekmez mıydi? Ve yahutta hepsinin bir noktada toplanması! Sonsuz bu evrenin görebildiğimiz kısmında ne oldu da bir anda galaksiler yıldızlar ortaya çıktı? Evrenin sonsuz boyutta olduğunu nasıl öğrendin?

Görgüsüzlük rahatsız edicidir. Evinde, kendi özel alaninda istediğin haltı ye ama toplum içinde başkalarını rahatsız edemezsin. Toplu taşımada ayakları karşı koltuğa uzatarak oturma en çok karşılaştığım görgüsüzlüktur. Birde araba kornasına abanma var. Cahillik, vandallik falan bir araya gelince zaten otomatik ilkel oluyorsun.

Mümkünse önce uyutsunlar bir iki ay sonra uyandirsinlar belki düşüncesi değişir. Kış uykusu gibi düşünün. Varmı böyle bir teknik tıb biliminde. Bilenler anlayanlar yesillendirsin.

Evreni kapsadığı kadarıyla, yani sadece içindeki elektron ve atomlardan ibaret sanman yanlış. Çok büyük bir boşluk var. Uzayda metrekübe düşen hidrojen atomu sayısı bir. Madde evrenin içine saçılmış. Senin dediğin gibi olsaydı. İçi su dolu şişirilmiş balona benzerdi. Antitezin yok, bir çalışman arastirman yok. Sadece kim bulmuş kim görmüş diyorsun. Sana niye inanalım?

Bu oranı nasıl yorumluyorsun?

Cinsel açlık çekmiyorsa insan yanından anadan üryan biri de geçse huylanmaz. Düzenli bir ilişkim olduğunda sorun yok ama bende de bazen araya zaman girince huylanmaya hatta yüzüne bile bakilmayacak alt kat komşumu tenhada kistirma hayali baş gösteriyor. Bunlar normal şeyler. Tahrik olmak, kendini tatmin etmek, eve gidince gördüğü güzel kadınları hayal ederek çavuşu tokatlamak gayet doğal davranışlardir. Ama birini taciz etmek falan insana yakışan davranışlar değil, bunu hayvanlar yapar.

Bedeni dondurup yıllar sonra çözmekte zamanda yolculuktur. Hani alcor denilen firma yapıyor, insanları donduruyor ve gelecekte bir gün hayata döndürmek mümkün olursa diye yapıyorlar ya işte öyle. Bilim kurgu filmlerinde de bu tema kullanılır. İnsanlar uzun mesafe yolculuklarında bir tüpün içine yatarlar ve bütün vücut fonksiyonları durur, uyku benzeri bir moda girerler. Solucan deliklerinden daha çok akla yatıyor. Solucan delikleri hiç güvenli değildir. Evren kağıt gibi düz olmadığı için solucan deliği uzay dokusunu her yönden büzerek merkeze odaklar. Deliğe girdiğinde nereden çıkacağını kestiremezsin. Diyelim ki dünya ile alfa centauri sistemi arasında kalan uzay dokusunu solucan deliği ile kisalttik. Ne yapmış olduk, İki sistem arasında ne varsa daha dar bir alana sıkıştırdık. Asteroitler, Plüton benzeri cüce gezegenler, gaz ve toz bulutları merkezde yoğunlaştı. Yani yolculuk esnasında büyük bir hızla carpisabilecegimiz bir kütle var önümüzde...... Sıkıntılı bir durum, hiç sağlıklı bir yolculuk sunmuyor bize solucan delikleri.

Henry cavill , Jason mamoa gibi bir fizik yerine tavuk bacağı gibi kollara inek gibi bir göbeğe falan sahiplerse yapmasınlar çok itici olurlar. Yok ben insanların midesini bulandirmak istiyorum diyorlarsa yapsınlar. Sapıklık olarak düşünülmesi yerine başka şeyler akla getirebilir. Tembel biri, aylak, ayyaş vs... Kadın vücudu erkeğe göre daha hoş görünür. Kadınlar bile erkekten çok kadınlara bakarlar. Tayt ve sütyen dediklerini giyip çıkmak cesaret ister, fiziğine güvenen yaparda şişman bir kadının yapması pek normal bir davranış değildir bana göre.

Mastürbasyon yapıyor musun?

Batiyorlar, sen uyudugun için farketmiyorsun. Coğrafi konumuna göre batarlar. Güneşte bir yıldızdır bu arada. Hayret nasıl bunu hiç söylememiş. Evrenin kabuğunda açılmış deliklerden evrene dışarıdan gelen disko ışıkları onlar.

Söylenmiş bir güzel söz var. Özbek miydi, kimdi hatırlamıyorum. " En güzel masalları araplar uydurur, En güzel farslar anlatır, En kolay Türkler inanır." Çocukluğumda elime küçük ebatlarda bir kitapçık geçmişti. İşte şu sureyi bu kadar okursan bilmem hangi dileğin kabul olur. Falanca sureyi filanca sure ile şu kadar oku rüyanda peygamberi gör. Heryerde satılıyordu bu kitap. Belki içinizde denk gelen olmuştur. Ha denedim mi denedim elbet ama bir bok olmadı. El ilah affetsin.

Dış güneş sistemine ( mars gezegeni ve ötesi) araç göndermek içerideki gezegenlere, Venüs ve Merkür'e göndermekten daha kolay. Sebebi güneşin muazzam kütle çekimi. Aracı kaybetme riski daha yüksek. Bu yüzden Mars'a gitmek Merkür'e gitmekten daha kısa sürüyor. Güneşimizin etrafına inşa edeceğimiz küre güneşe çarpmadan, kütle çekimine yenilmeden orada durmalı. Senkronize haraket etmeli. Çok sağlam olmalı ki asteroidler ve kuyruklu yıldız darbelerine dayanabilmeli. Gunesimize nerdeyse her gün iri bir cisim düşüyor. Dyson kuremizin bir noktasındaki darbe domino taşı etkisiyle büyük bir yıkıma sebep olacaktır. Üstelik yıldızdan yayılan enerjinin tamamını yakalayarak nerede kullanıyor olabilirler? Bilemiyorum Altan, kafamda deli sorular.

Havalar orada çok sıcak. Çoğu oralarda hayatını kaybediyor. Peki 30-40 yıl sonra sıcaklık oralarda daha da artar ve nefes alınamayacak hale gelirse ne yapacak bu hacı olmak isteyenler. Düşünsenize hava 70 derece , siyah küp siyah olduğu için pişmiş dumanı tütüyor, nasıl el sürecekler. Taşınması söz konusu olabilir. Kuzey kutbunun merkezine koysunlar. İnsanlar serin serin hacı olsun.

Hintliler de öyle diyor. Kâbe ve ona ibadet ediş şekilleri bizden çalıntı diyorlar. Hatta kabenin duvarında bir zamanlar asılı duran yazının kendi mabetlerinden birindeki ile birebir aynı olduğunu söylüyorlar. Mabet etrafında yedi defa dönme, su içme gibi bir takım ibadetlerinde kopya olduğunu belirtiyorlar. Kaynak isteyen kendi bulabilir.

John carpenter hayranı olduğum için izlemiştim. İlk olarak Prince of darkness filmini 12 yaşımda sinemada izlerken filmin son on dakikası kaçtığımı biliyorum. Düşük bütçeyle iyi işler çıkardı kendisi. Ghosts of the mars filmiyle benden bu kadarmış dedi. Çok kötü bir filmdi gerçektende. Film müziklerini kendi yapıyordu. Zaten o müzikler filmleri çok güzel cilalıyordu. George Romero Day of the Dead filmiyle asker kesimine giydirmiş. George Romero askeri kesime hep göndermiş. Tâbi ben çok beğendiğim filmler hakkında birşeyler okurken denk gelmiştim bu bilgiye. They Live filminin de içinde bir yerlere gönderme olduğunu sonradan öğrenmiştim. Eskiden sanki biraz daha üstü kapalıyken şimdi çok daha açık anlaşılır gönderiyor, giydiriyorlar.

Evet, uzayda yaşam var. Bu gezegen dışında da. Basit bir mantık yürütmekle bunu dogrulayabiliriz. Birşeyden bir tane varsa ikincisi de vardır. Bir gezegen, bir yıldız, bir uydu, tek başına bir insan, bir tane maymun, bir tane böcek yok. Üzerinde yaşam olan bir gezegen varsa ikincisi de vardır. Evren o kadar büyük ki size çok benzeyen bir canlının başka bir gezegende yaşıyor olma ihtimalini yok sayamayacaginiz kadardır bu büyüklük. İkinci soru. İletişim de olduğumuz zeki bir uygarlık yok. Arıyoruz. Sondalar yolluyoruz. Belki birileri bulur diye mesaj yolluyoruz. Onlarda benzer şeyler yapıyor olabilir. Bu aralar Dyson küresi arıyorlar. 7 kadar yıldızdan şüphe ettiklerini okudum. Bana imkansız gelse de bilim böyle birşey her taşın altına bakıyorlar.

makkeswar mahadev. Bunu hiç duydunuz mu?

%100 lerden %80 lere, hiç fena değil aslında. Ve bu yüzde 20lik düşüşün gerçekleştiği süreyi tüm insanlık tarihine oranlayinca gerçekten büyük bir rakam diyebilirim. Dünya nüfusunun yüzde kırk gibi bir kısmı kirsallarda yaşıyor, onların tamamını dindarlarin yüzdesine dahil edersek şehirlerdeki nüfusun dindar oranı çok düşük kalıyor. Dünya geneli için verdiğin oran Hindistan için yapılan araştırmada çıkan oranla aynı. Teknoloji bilim bilişim çağındayız ama dünyanın tamamına ulaşamıyor, ulaştığı yerlerde de doğru kullanılmıyor olmalı. Ben dindarların oranının düşmeye devam edeceğini ama asla sıfır olmayacağını tahmin ediyorum. Yüzde ellinin altına düştüğü anda sesi kesilmeye başlar dinlerin. Degersizleşip gözden düşerler hızlıca.

Taş ve sopalarla yapılacak savaşda ağacın arkasına saklanirsin da geçti o devirler. Sığınaklara ne oldu diye sorar insan, ne ağacı arkadaş! Ağaç seni roketten fuzeden nasıl korusun. Büyük bir savaşta ortada ne saklanacak ağaç kalır ne de taş.

Sejah daha sonra museylime ile evlenmiş, peygamberlik iddiasından vazgeçmiş. Museylimenin gerçek adı maslama'dir. Birde Tuleyha var peygamber olduğunu söyleyen. Kimin adamı daha çok o kazanmış peygamberliği. Museylime ve muhammed arasındaki mektuplasma bana muhammedin daha kurnaz olduğunu gösteriyor. Biri bölüselim torpağları emmi diyor, diğeri benden torpağ morpağ heç bir sekim alaman diyor ve ekliyor, allah kime isterse ona verir. Wikipediaya göre; Müseylime'nin Dabestan-e Mazaheb'deki anlatımına göre, [o, herhangi bir yöne dönerek Tanrı'ya günde 3 kez dua etmeyi öğretiyordu. Allah'ın tek bir yönle sınırlı olmadığını ileri sürerek Müslümanların namaz yönü olarak Kabe'yi seçmelerini eleştirdi . Müseylime, Kabe'nin Tanrı'nın Evi olmadığını, çünkü her şeye gücü yeten bir Tanrı'nın evi olmadığını açıkladı. Müseylime, Ramazan ayında orucun gündüz yerine gece tutulması gerektiğini söyledi . Sünneti yasakladı . Müseylime kadın ve erkeği eşit görüyordu ve evlilik öncesi cinsel ilişkiye izin veriyordu. Müseylime çok eşliliği ve kuzen evliliğini yasakladı . Müseylime, kendi dinine giren her kölenin özgür olacağını ilan etti. Müseylime, İblis'in var olmadığını, çünkü adil ve merhametli bir Allah'ın, İblis gibi bir varlığın insanları hataya düşürmesine izin vermeyeceğini ifade etti. Müseylime ayrıca Allah'a yapılan ibadetlerde kendisinin veya herhangi bir peygamberin isminin yer almasının yanlış olduğunu söyledi.

Türk astronota isim geldi aklıma. Tayyinot. Almanya'da parti kurmuş diyorlar reis için. Dava. https://dava-eu.org/

Yeni bir oyuna başladım, ismi immortal fenyx rising. Typhon isimli yunan mitolojik şeytani bütün iyi tanrıları yenmiş ve onları esir almış, amacımız onları kurtarmak. İslam'ın şeytani önce adem yaratilinca burun kıvıran bir melek sonra bir cin oluyor. Askerde olduğunu düşün binbaşı diyor ki oğlum git bana şunu getir, sende rütbesi olmayan bir ersin ve diyorsun ki ayakların yok mu git kendin al. Sonucunu az çok tahmin edersin değil mi! Herneyse tanrimiz çok bağışlayıcı ya hem affediyor hem bahse tutuşuyor. Başımıza çok şey geliyor bu bahis oyunlarından. Oynamayın. Kumar günahtır çünkü, ama tanrı yaparsa değil. Biri cenneti diğeri cehennemi doldurmak istiyor, bakalım kim daha çok insan yığacak bu iki farkli yere. Gerçi bunu yanlislayan ayetler var. Yani tanrı şike yapıyor. İstediğimi oraya istemediğimi buraya gönderirim ayetlerini biliyorsunuzdur. Hiç biri umrumda değil ben şeytanın kazanacağı ödülü merak ediyorum, var mı bilen?

Falcilar kurnaz ve zeki insanlardir. Çapraz sorgu yapan dedektifler ile ilgili belgesel hiç izledin mı? Falcı olmasa dedektif olacakmış hergeleler. Yapay zeka poe bu konuyla ilgili ne diyor bir bakalim. Geleceği tahmin etme veya bir kişinin geçmişine dair içgörü sağlama yeteneğine sahip olduğunu iddia eden falcılar, medyumlar ve benzeri kişiler, doğruluk izlenimi yaratmak için sıklıkla çeşitli teknikler kullanırlar. Bazı falcıların size geçmişiniz ve geleceğiniz hakkında bilgi verme konusunda iyi görünmelerinin bazı nedenleri şunlardır: Soğuk okuma : Falcıların kullandığı yaygın tekniklerden biri soğuk okumadır. Soğuk okuma, genel ifadelerde bulunmayı veya çoğu insan için geçerli olabilecek yönlendirici sorular sormayı içerir. Yetenekli uygulayıcılar daha sonra aldıkları yanıtları daha spesifik ve görünüşte doğru beyanlarda bulunmak için kullanabilirler. Sıcak okuma : Sıcak okuma, falcının okuma öncesinde kişi hakkında bilgi topladığı bir diğer tekniktir. Bu, çevrimiçi araştırma yoluyla, kişinin randevu alırken sağladığı bilgilerle veya hatta okuma sırasında yapılan ince gözlemler yoluyla olabilir. Beden dili ve ipuçları : Falcılar, geçmiş veya mevcut durumları hakkında bilinçli tahminler yapmak için kişinin beden dilini ve diğer sözsüz ipuçlarını okumaya da güvenebilirler. Bu ipuçları, falcının tahminlerini gerçekleştirmek için kullanabileceği değerli bilgiler sağlayabilir. Doğrulama yanlılığı : Falcılardan rehberlik isteyen kişilerin, gerçekleşen tahminleri hatırlama ve gerçekleşmeyen tahminleri unutma olasılıkları daha yüksek olabilir. Bu, tahminler genellemelere veya şansa dayalı olsa bile doğruluk yanılsaması yaratabilir. Psikolojik faktörler : Falcılar, müşterileriyle güven ve bağlantı duygusu yaratmak için sıklıkla psikolojik teknikler kullanırlar. Bu, bireyleri sağlanan bilgilere karşı daha açık hale getirebilir ve muğlak veya genel ifadeleri kendi yaşamlarına son derece özel olarak yorumlama olasılığını artırabilir. Rastgele şans : Bazen falcıların yaptığı tahminler tesadüfen gerçekleşebilir. İnsanlar karmaşıktır ve hayattaki pek çok olay tahmin edilemez. Bir tahmin gelecekteki bir olayla uyumlu hale geldiğinde, doğaüstü bir içgörü izlenimi yaratabilir.