Deadanddark

Canlıları bitkiler ve hayvanlar diye ayırıyoruz. Tanrı(lar) diye bir kategori yok. Hayvandan tanrı olmaz, yani insandan. Tanrı diye birşey mümkün değil.

Çene eklemlerin düzgün çalışıyor mu? İki işaret parmağınla dokun, ağzını yavaşça aç kapa. Biri diğerinden önce hareket ediyor mu kontrol edebilirsin. Dişlerin birbiri üzerine tam basıyor mu? Çene eğriliği var mı? Sürekli aynı tarafla mi çiğniyorsun? Sakız çiğneme alışkanlığın var mı? Sert gıdalar, elma ve et gibi, çok tüketiyor musun? Hepsine hayır diyorsan, Kronik burun tıkanıklığın var mı? Horlama var mı? Artan basınç hasar veriyor. Kulak içi kıllar hasar görüyor. Uyurken kulaklık ya da kulak tipasi kullaniyor musun? Bu saydıklarım kulak çınlamasının en ciddi sebepleri. Sonra kulak yıkama olayı geliyor. Bu da ciddi sorun yaratıyor. Ardından boyun düzleşmesi ve boyun fıtığı. Bunları araştırdı mi?

Bahsettiğim şeyi anlamamışsın. Sende bir gariplik var ama dur bakalım belki bulacağım.

Tanrın buraya gelecek ve biz onun boyunun ölçüsünü alacağız. Daha önce gelmiş ama şimdi neyden çekiniyor. Az biraz müsade etse ölçü aletimizle tanışacak ama o saklanmayi tercih ediyor.

Peki ya yıldızlar orada birşey varmış gibi davranıyorsa. Oraya birşey koymalisin. Sence orada ne var? Şöyle anlatayım, Yıldızlar genellikle ikili sistemler halindedir. Birbirleri etrafında dans ederler. Peki bir yıldız yalnız görülür iken neden çiftmiş gibi davranır. Samanyolunun merkezindeki iri yıldızlar neden böyle garip davranır sence. Sana cevap yazıyoruz ama sen bizi göremiyorsun. Boşlukta, orada birşey seninle konuşuyor ama sen onu göremiyorsun. Orada birşey olmalı.

Senin tanrın ölçülmek için daha neyi bekliyor. Yine ve şimdi insan olarak gelsin, bizde boyunun ölçüsünü alalım. Daha önce bunu yaptı ve insan olarak geldi. Bizim başımız kel mi? Bize de gelsin.

Hücre çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Kuş yumurtaları ise çıplak gözle görülebilecek kadar büyüktür. Dünyanın en büyük virüsü ise bir çok bakteriden büyüktür. Bu dev virüsleri görüntülemek çok daha kolay elbette.

Sen benimle sevişmek istiyorsun. Delil istedik diye bir insanın üzerine bu kadar gidilmezki. Ben tanrı için küçük insanlık için büyük bir delil istedim senden. Tanrının nude fotoğrafını istemedim.

Hız aynı zamanda gecikmedir. Ay yüzeyine bırakılan aynalara gönderilen lazer ışınlarının gönderildikleri noktaya dönüşlerindeki gecikmedir örneğin.

Prometeus ve covenant filmlerinde android david yaraticisinin yaraticilarini telef ediyordu. Tanrı böyle birsey değil , en azindan benim anladığım kabul ettigim sekliyle. Yarattığı tarafindan yok edilen tanrı olamaz. Yaratmayla tanrı olunmaz.

Bana özel bir delilden söz etmiyorum. Hepimizin aynı anda işte budur dediği , tartışmaya yer birakmayan bir şey olmalı. Mesela dünyanın kendi etrafinda döndüğünü biliyor olmamız gibi.

Bütün tartışmalara, ayrılıklara son verecek bir delil olmalı. Git ve o delili getir, olmadı tanrıdan iste.

Böyle devam et, yakında daredevil a dönüşeceksin.

Işık her yöne ilerler dedin , ben ise sana o iş öyle olmaz her zaman dedim. Pulsarlardan yayılan ışımayi ve GRB leri buna birer örnek olarak verdim. Onlar belli bir yöne doğru ilerlerler. Madem ışık atomların dalgalanmasidir o zaman gölge nasıl oluşur diye kendine sorman gerekirdi ama sen ancak gevezelik etmeyi biliyorsun. Duvara gelen atom dalgaları neden duvardan geçip arkadaki atomlarla ilerlemeye devam etmiyor! Senin hesabına göre böyle olmalıydı. Duvardan sonra havadaki atomlar bu görevi devralmali halbuki. Bir diğer olay ise bahsettiğim uzayda metreküplük alanda sadece bir kaç atom olmasına. Sen bunu neden yanlış buldunki? Sonuçta atomlar bir araya gelerek gök cisimlerini oluşturdu. Boşlukta ise pek birşey kalmadı. Eğer uzay boslugu dünya atmosferi gibi atom bakımından yoğun olsaydı çok fena şeyler olurdu. En basitinden dünya yörüngesinde muazzam hızlarda dönen uydular parçalanır alev alev yanardı. Güneşteki o devasa patlamaların sesini buradan duyabilirdik. Uzay daha gürültülü bir yer olabilirdi. Bilim insanları kara madde nerede diye kafa yormayi bırakırdı. Diğer detaylara girmeye gerek yok, sana bunlar yeter. Biraz kafayı çalıştır.

Sana özel bir soru sorayım istiyorum. İster cevap ver ister verme. Seni taburcumu ettiler yoksa kaçtın mı?

Patlamaların kaynağı herhangi birimizin kıçı değilse sence ne olabilir! Ne oluyor yukarda? Pulsarlar ne yapıyor, magnetarlar ne yapıyor. Wolf rayet yıldızları ne yapar? Yıldızlar en iyi ve en çok kaynak. Peki uzayda metre kareye bir atom düşerken bize gözümüze gelen ne! Nasıl geliyor? La ola dalgasinda insanları ayağa kaldıran güç nedir? Tamam dalgalanıyorlar ama onları ayağa kaldıran birşeye ihtiyaç var!

Bağlantıyı okumalısın. Peki Gama ray burst için ne düşünüyorsun?

Lazer ışını nedir! Doğal lazer kaynağı için ne düşünüyorsunuz? https://www.nasa.gov/home/hqnews/1995/95-148.txt

İlahilere devam, Sıradaki ilahimiz okuması çok zor olanından. Buyrun bir deneyin.

Demek ki adamın kıçında hala çok fazla kıl var.

Fantaziyi bende çok severim, Ama filmlerde oyunlarda. Hobbit serisini önce sinemada izledim bayildim sonra tv de defalarca izledim. Kratos ile önce yunan tanrılarını öldürdüm sonra gözüme kuzeyli tanrıları kestirdim. İlerleyen yıllarda çinli ve hintli tanrıları biçmeyi çok isterdim. O kadar çok tanrı varki birini öldürüyorsun sonra bir başkası bitiyor. Elini nereye atsan tanrıya değiyor. Bazıları oyunlara bazıları filmlere bazilarida çizgi romanlara renk katiyor. Ama birtanesi varki , işte ondan bir halt olmuyor. Çünkü bir b.ka benzemiyor. Nedense en çok o popüler. Belkide bir b.ka benzememesi onu popüler yapıyor. İsteyen istedigi şeye benzetebiliyor. Bilinmez elbet ama belki o da bir gün Kratos gibi biri tarafindan iyice benzetilir. Digerleri de zamaninda gayet kiymetliydi ve saygi goruyorlardi. Sonra ne oldu peki , insan eglencesine birer birer meze oldular.

Korkuya devam.. Bugünkü başlık " Sen soktun sen çıkar tanrım yoksa ben çıkaracağım" İyi korkmalar.

Hayır be mucahit, O başka bir ayeti sana örnek verdi. Sen karistirdin. Lütfen bastan tüm yorumlari yeniden oku.

Peki bunu okuyan o ilk insanlar ne düşündüler. Hani onlar anlasin diye öyle yazilmisti? Hem sarsilmasinlar diye dağları yarattim desin hem de sarsmaya devam etsin. Bu ne perhiz bu ne kabak tatlisi.

Beni destekleyen yorumları yok, o sadece seninle tartışıyor. Bu yüzden bence bir özür borçlusun kendisine. Çeviriye gelince, Google'ın arama motoruna el anbiya yaz, olmadı el kibir yaz çıkan sonuçlardan çeviri yap. Ben Türkçe kaynaklardan yararlanmamaya çalışıyorum elimden geldiğince. Bak mücahit inanılmaz mantık hatalarıyla dolu bir ayeti tartışıyoruz. Yeri ve göğü ayırıp yere dağları çakan bir tanrının aslında beceriksizligini konuşuyoruz. Sarsilmasinlar diye yere dağ çakma ihtiyacı duyan tanrının deprem öldürmez bina öldürür gerçeğinden haberi yok. Sarsılmayan bir yer de yaratabilirdi en azından.