rende Posted June 8, 2012 Report Share Posted June 8, 2012 Ahzap 37- (Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında tut, Allah'tan kork! diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 8, 2012 Author Report Share Posted June 8, 2012 Ahzap 50- Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 8, 2012 Author Report Share Posted June 8, 2012 Ahzap 51- Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halîmdir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 8, 2012 Author Report Share Posted June 8, 2012 Ahzap 53- Ey iman edenler! Siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 8, 2012 Author Report Share Posted June 8, 2012 Araf 178- Allah kimi doğru yola iletirse, odur doğru yolu bulan. Kimleri de saptırırsa, işte onlar, ziyana uğrayanların ta kendileridir. Rad 27- İnkar edenler diyorlar ki: "Ona (Muhammed'e) Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir." İbrahim 4- Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah'ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Nahl 93- Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz. EN’AM 6/111. Eğer biz onlara melekleri indirsek, ölüler onlarla konuşsa ve her şeyi karşılarına toplasaydık, Allah dilemedikçe, yine de inanmazlardı; fakat onların çoğu bunu bilmiyorlar. Yunus 100. Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 8, 2012 Author Report Share Posted June 8, 2012 Nisa 3. Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 8, 2012 Author Report Share Posted June 8, 2012 Nisa 89. Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin. Tevbe 5. Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Bakara 178- Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Talak 4 - Âdetten kesilen kadınlarınızın iddet bekleme sürelerinde kuşkuya düşerseniz, onların iddetleri üç aydır. Hiç âdet görmemiş kadınların süreleri de böyledir. Gebe olan kadınların süreleri ise yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan sakınırsa, O ona işinde bir kolaylık nasip eder. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Maide 33 - Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar için dünyada bir rezilliktir. Âhirette de onlara büyük bir azap vardır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Al_i imran 28 - Müminler müminleri bırakıp kafirleri dost edinmesinler.Kim böyle yaparsa Allah ile dostluğu kalmaz.Ancak onlardan sakınmanız hali müstesnadır.Allah ,size kendisinden korkmanızı emrediyor.Dönüş Allah adır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Nisa 93- Kim bir mü'mini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azab hazırlamıştır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Nisa 92. Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Bakara 221. İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, Mümin bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar. Link to comment Share on other sites More sharing options...
cebrail42 Posted June 9, 2012 Report Share Posted June 9, 2012 Allah once Erkegi Ademi yaratti ondan Havvayi yaratti ve Ademe emanet etti,Hz Havva Iblisin yalanini Hz Ademe inandirdi ve cennetten kovuldular Erkek ve kadin fiziksel olarak esitmidir hayir ama sonucta insaniz bu anlamda esitiz kadinlar her zaman korunmali ve saygi duymaliyiz cunku annelerimizdir Islamiyette birden fazla kadinla evlenmeye izin vermis ama zevk icin degil onun butun ihtiyaclarini omur boyu karsilamak ve diger evli olan kadinlarin oluru olmasi kosuluyla.Gunumuzde kendini uygar gorenler her defasinda kadini reklam malzemesi ve fuhus malzemesi olarak gormesine boylece ikinci planna dusurulmesine karsi cikmiyorlar o kadinlarda bu isleri zevkine yapmiyorlar maddi anlamda ayakta kalabilmek icin,Islamiyet bunun onune gecmek icindir,Peygamberin akraba kizlari ile evlenebilmesinden bahsediliyor,gunumuzde akraba cocujklari evlene miyorlar mi? Link to comment Share on other sites More sharing options...
cebrail42 Posted June 9, 2012 Report Share Posted June 9, 2012 Bakara 221. İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, Mümin bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar.Cocugu yetistiren annedir gayri muslimle evlilik okuca cocugunda annesinin dininden olmasi cok buyuk ihtimalden oldugu icin yasaktir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
cebrail42 Posted June 9, 2012 Report Share Posted June 9, 2012 Nisa 92. Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir.Haksiz yere haangi dinden olursa olsun haramdir oteki tarafta yeri cehennemdir Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Allah once Erkegi Ademi yaratti ondan Havvayi yaratti ve Ademe emanet etti,Hz Havva Iblisin yalanini Hz Ademe inandirdi ve cennetten kovuldular Erkek ve kadin fiziksel olarak esitmidir hayir ama sonucta insaniz bu anlamda esitiz kadinlar her zaman korunmali ve saygi duymaliyiz cunku annelerimizdir Islamiyette birden fazla kadinla evlenmeye izin vermis ama zevk icin degil onun butun ihtiyaclarini omur boyu karsilamak ve diger evli olan kadinlarin oluru olmasi kosuluyla.Gunumuzde kendini uygar gorenler her defasinda kadini reklam malzemesi ve fuhus malzemesi olarak gormesine boylece ikinci planna dusurulmesine karsi cikmiyorlar o kadinlarda bu isleri zevkine yapmiyorlar maddi anlamda ayakta kalabilmek icin,Islamiyet bunun onune gecmek icindir,Peygamberin akraba kizlari ile evlenebilmesinden bahsediliyor,gunumuzde akraba cocujklari evlene miyorlar mi?Bu yazdığın tamamen yanlış. Allah ın ayetlerini yalanlayan bir yazı. Bak Allah konuyu sadece erkeğin takdirine bırakmış. Ömür boyu bakmak da nereden çıktı. Dünyada en kolay kadın boşama yöntemi belki de Kuran da vardır ve erkeğin 2 dudağının arasındadır. 3 kez boşol de mehirini de ver gönder kadını. İtiraz edersen ilgili ayetleri de yazarım. Bu kadar yanlışı tek cümleye sığdırmayı başardığın için diğer dediklerine cevap vermiyorum Nisa 3. Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
cebrail42 Posted June 9, 2012 Report Share Posted June 9, 2012 Al_i imran 28 - Müminler müminleri bırakıp kafirleri dost edinmesinler.Kim böyle yaparsa Allah ile dostluğu kalmaz.Ancak onlardan sakınmanız hali müstesnadır.Allah ,size kendisinden korkmanızı emrediyor.Dönüş Allah adır.Muslumanlar onlari dost gordukleri icin somurulup olduruluyorlar eziliyorlar Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Cocugu yetistiren annedir gayri muslimle evlilik okuca cocugunda annesinin dininden olmasi cok buyuk ihtimalden oldugu icin yasaktir.Mümin cariye kısmını soruyorum. Allah nasıl olurda bir insanın hem de Müslüman bir insanın cariye (köle) olmasından rahatsız olmaz. Köleliği lanetlemez? Müsümanı müslümana köle yapan bir yaratıcı nasıl olur? Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Haksiz yere haangi dinden olursa olsun haramdir oteki tarafta yeri cehennemdirKaynak:???? Bak benim kaynağım aşağıda Nisa 93- Kim bir mü'mini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azab hazırlamıştır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Bak güzel arkadaşım savunmaya çalıştığın din, insanları nasıl inançları sebebiyle öldürme emri veriyor. Sen hala hakszı adam öldürülmez diyorsun. Senin o hoşgörü dinin benim gibilerin sadece inancımdan ötürü öldürmemi emrediyor.İnsanlık suçu işliyor bunu yaparak. --------------------------------------(Alıntıdır.) Fıkhî İctihadlara Göre Mürtedin Cezası Fıkhî İctihadlara Göre Mürtedin Cezası Bir müslümanın dinini değiştiştirip irtidâdı; görülmesi, duyulması, itiraf etmesi veya iki âdil müslüman tarafından şâhitlik edilmesi hallerinde sâbit olur. Mürtedin cezası, eğer tevbe etmezse öldürülmektir: "Dinini değiştireni öldürün" (Buhârî, Cihâd, 149). Ulemanın çoğunluğu kadın için de aynı hükmün uygulanacağı görüşündedirler. Ancak Hanefiler bu konuda farklı görüştedirler. Kadınların öldürülmesini nehyeden hadisin (Ebû Dâvud, Cihad, 121) hükmünün geneli kapsadığını iddia ederek irtidad eden kadının öldürülmeyeceği görüşünü ileri sürmüşlerdir (İbn Kudâme, el-Muğnî, Mısır (t.y.), VIII/125; Seyyid Sâbık, Fıkhu's-Sünne, Kahire, (t.y.), II/385 vd.). Mürtede had uygulanmadan önce, tevbe edip İslâm'a dönmesi telkin edilir. Fakat bunun ne şekilde uygulanacağı hakkında ihtilâf vardır. Âlimlerin çoğunluğunun görüşüne göre, üç defa tevbe etmesi istendikten sonra öldürülür. Hz. Ömer (r.a.), irtidad edenin üç gün hapsedilip tevbe etmeye çağrılması ve bu zaman zarfında yiyecek olarak suçluya sadece ekmek verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Hz. Ali (r.a.), bu müddeti bir ay olarak uygulamıştır. en-Nahaî ise bunun bir zamanla sınırlandırılmaması ve tevbe edene kadar sürekli İslam'a çağrılması gerektiği görüşünü ileri sürmüştür. Ancak, bu görüş, Sünnet ve icmâ ile sâbit olan irtidad cezasının uygulanmasını imkânsız kılacağından itibara şâyân değildir. İmam Mâlik, Leys, İshak ve Ebû Hanîfe; zındıkın ve irtidat edip tevbe ettikten sonra tekrar dinden dönenin tevbesinin dikkate alınmayacağını ve haddin uygulanacağını kabul etmişlerdir. Çünkü zındıkın mürted sayılmasını gerektiren önceki görüşlerinden döndüğü hiç bir zaman açık olarak tesbit edilemez. Allah Teâlâ; "Ancak, tevbe edip kendilerini düzelten ve Allah'ın indirdiğini açıklayanlar müstesnâ" (2/Bakara, 160) buyurmaktadır. Dinden dönmeyi birkaç defa tekrarlayanların tevbelerinin kabul edilmeyeceğine delil olarak da şu âyet-i kerîme gösterilmektedir: "İman edip sonra inkâr eden, sonra imân edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak ne de doğru yola eriştirecektir." (4/Nisâ, 137) Müslüman anne babadan doğan ve müslüman olarak yetişen kimse irtidat edince, tevbe etmeye çağrılmadan had uygulanır. Fakat daha önce küfre girip sonra müslüman olan kimse tevbeye çağrılır. Allah'a ve Rasûlüne küfreden kimse de tevbe etmeye çağrılmadan öldürülür. Böyle bir kimse tevbe etse dahi durum değişmez. Çünkü, Allah'a ve Rasûlüne küfretmek haddi gerektirir. Tevbe ise haddi düşürmez (İbn Kudâme, a.g.e., 125 vd.). Mürtedin irtidat etmesiyle birlikte, bütün sâlih amelleri silinir ve o ebedî olarak Cehennemde kalır: "Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, işte onların dünya ve âhirette amelleri boşa gitmiştir. İşte cehennemlikler onlardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır." (2/Bakara, 2/217) Bu, tevbe edilmediği takdirde böyledir. Mürted tevbe ettiği takdirde, irtidat etmeden önceki amellerinin yok olup olmayacağı hususunda İslâm âlimleri arasında görüş ayrılıkları vardır. İmam Şâfiî'ye göre irtidad edip, sonra İslâm'a dönenin haccı da dâhil hiç bir ameli düşmez. İmam Mâlik'e göre ise amellerinin tamamı, irtidad ettiği an düşer (el-Kurtubî, el-Cami'li Ahkâmi'l-Kur'an, Beyrut 1965, III/48). İrtidatla birlikte evlilik akdi fesh olur. Ancak mürted tekrar İslâm'a döner ve her iki taraf evliliklerini sürdürmek isterse, yeniden bir nikâh akdi ve mehir söz konusu olmaz. Hanefîler kocanın irtidadına bağlı boşanmayı bâ'in talak olarak kabul etmişlerdir. Mürted, müslüman yakınlarına mirasçı olamadığı gibi, o öldüğünde de müslüman yakınları ona mirasçı olamazlar: "Kâfir müslümana, müslüman da kâfire mirasçı olamaz." (Buhârî, Ferâiz, 26; Müslim, Ferâiz, 1) Ancak âlimler bu konuda da ihtilaf etmişlerdir. Hz. Ali (r.a), Hasan, Şa'bi, Leys, Ebû Hanife ve İshak ibn Raheveyh müslüman yakınların mirasa sahip olacaklarını kabul ederken; Mâlik ve Şâfii'nin de içinde bulunduğu diğer bir grup âlim de mürteddin malının beytülmale intikal edeceğini söylemişlerdir. Ebû Hanîfe'ye göre, irtidad halinde kazanılan mal fey hükmündedir (Kurtubî, a.g.e., III/49). Ebû Hanîfe, irtidad etmeden önce sahip olunan malın mirasçılara intikal edebileceğine hükmederken, mürtedin irtidadla birlikte hukuken ölmüş olduğu prensibinden hareket etmektedir. Ebû Yusuf, Muhammed ve Şubrume her hâl u kârda mirâs olayının sözkonusu olduğunu söylemişlerdir. Kurtubî; "İki millet (mü'min ve kâfir) arasında miras yoktur." (Ebû Dâvud Ferâiz, 13; Tirmizî, Ferâiz, 16; İbn Mâce, Ferâiz, 6) hadisinin hükmünün mutlak olacağını ileri sürerek, müslümanla mürted arasında verâset olayından bahsedenlerin görüşlerini reddetmektedir (Kurtubî, aynı yer). Mürted, had uygulanana kadar, malının gerçek sahibi olup, bunda dilediği gibi tasarruf etmekten alıkonulamaz. Öldürülmeyi hak etmiş olması, O'nun malındaki tasarruf hakkını düşürmez. Bu konu diğer had gerektiren cezalarda olduğu gibi değerlendirilir. Bunun gibi, kaçıp daru'l harbe sığınsa, mülkiyet hakkı yine düşmez. İslâm ülkesindeki mal varlığı yed-i emin vasıtası ile koruma altına alınır (Seyyid Sabık, a.g.e., II/390). Ayrıca mürted öldüğünde yıkanmaz, kefenlenmez, cenaze namaz kılınmaz ve müslüman mezarlığına defnedilmez. Mürted için istiğfar câiz olmadığı gibi, onu rahmetle anmak da câiz değildir: "Ne peygamberin ne de mü'minlerin cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, yakın akrabaları da olsa, müşrikler için af dilemeleri asla doğru olmaz."(9/Tevbe, 113) Bir kimse İslâm'dan çıkıp başka bir dine girdiği zaman onun irtidadına hükmedilerek cezalandırılır. Ancak, irtidat olayı bununla sınırlı mıdır; yoksa kâfirlerin din değiştirip başka bir küfür dinine girmesi de irtidad mı sayılır? Âlimler bu konuda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Zâhiren bakıldığında bir kâfir, bâtıl olan dininden çıkıp, onun gibi bâtıl olan başka bir dine girmiş olduğundan dolayı sorgulanmaz. Çünkü küfür tek bir millettir. Ancak, İslâm'ı terkedip başka bir dine girenin durumu, hidâyetten yüz çevirip dalâleti seçtiği için farklılık arzetmektedir. Mâlikîler ve Hanefîler bu görüştedirler. Şâfiîler'de ise bu konuda iki farklı görüş vardır. Bir kâfir, dininden döndükten sonra, ya İslâm'a girer ya da öldürülür. Taberânî İbn Abbas'tan merfû olarak şöyle bir hadis nakletmektedir: "Dininden çıkıp kendisine İslam'dan başka bir din seçeni öldürün." (Seyyid Sabık, a.g.e., 382). Ahmed ibn Hanbel'in de iştirak ettiği diğer görüş ise şöyledir: Kâfirin seçtiği yeni din, eski dininden yukarıda ise, sorgulanmaz, aksi halde irtidat cezası uygulanır; Yahûdi veya Hristiyan'ın Mecusîliği seçmesi gibi.[1] İslâm hukukunda mürtedle ilgili ceza ve bir takım hükümler vardır. Ayetlerde şöyle buyrulur: "İçinizden dininden dönüp kâfir olarak ölen olursa bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır. Onlar orada temelli kalıcıdırlar." (el-Bakara: 2/217). Bu ayet-i Kerime irtidad eden kimsenin ahiretteki cezasını belirtmektedir. Amellerin de boşa gideceği şöyle bildirilir: "İnkâr edip kâfir olarak ölenlerin hiç birinden, yeryüzünü dolduracak kadar altın fidye verseler bile kabul olunmayacaktır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. Onların bir yardımcıları da yoktur.” (Alu İmrân, 3/91). İrtidad, bir bakıma İslâm toplumuna ve devletine karşı baş kaldırma, ciddi bir isyanda bulunma hareketidir. Bu yüzden mürtede uygulanacak müeyyideler ağır tutulmuştur. Hadisler de şöyle buyurulur: "Kim dininden dönerse, onu öldürün"[2] "Müslüman bir kimsenin öldürülmesi ancak şu üç sebepten biriyle helâl olur: İmandan sonra dinden çıkma, evlilikten sonra zina, haksız yere birini kasden öldürme"[3] İrtidad edenin öldürüleceğine dair hüküm Hanefîler'e göre, yalnız erkekleri kapsamına alır. İrtidad edene, İslâm dini arzedilerek tövbe etmesi istenir. Bu müstehaptır. Kendisine daha önce İslâm daveti ulaştığı için, bu çağrı farz değildir. O, yeniden İslâm'a dönerse problem bitmiş olur. Eğer küfürde ısrar eder, devlet başkanı tövbe ümidi görürse veya mürted, süre istemiş bulunursa; kendisine üç gün süre verilir. Eğer devlet başkanı tövbe ümidi görmez ve mürted de bir süre talebinde bulunmamış olursa, derhal öldürülür. Bu konuya delil olarak Hz. Ömer'in uygulaması gösterilir. İslâm ordusunda irtidad edip, derhal öldürülen bir adamın durumu Hz. Ömer'e haber verilince şöyle demiştir: "Onu bir yerde üç gün hapsetmeniz her gün bir ekmek vermeniz ve tövbeye davet etmeniz gerekmez miydi? Umulur ki o, tövbe eder ve Allah'a dönerdi. Ey Allah'ım! Ben bu olayda hazır bulunmadım. Emir vermedim. Haber bana ulaştığı zaman rıza da göstermedim"[4] Hz. Ali de mürtedi üç defa tövbeye davet eder ve şu ayeti okurdu; "İman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkarlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak ne de doğru yola eriştirecektir" (en-Nisâ, 4/137). Mürted'in tevbeye davet edilmeden önce öldürülmesi mekruhtur. Ancak dinden dönmekte ismetini yitirdiği için, onu öldüren yetkiliye bir şey gerekmez. Mürtedin tevbesi kelime-i şehâdet getirmesi ve girdiği dinden yeniden İslâm'a dönmesidir. Dinden dönen kadının öldürülmesi caiz değildir. Fakat o yeniden İslâm'a girmeye zorlanır. Zorlama şöyle olur: Hapsedilir ve her gün çıkarılarak tövbe etmesi istenir. İslâm'a dönerse serbest bırakılır. Aksi halde ölünceye kadar hapiste kalır. Öldürülmeme konusunda delil şu hadistir: "Kadın ve çocukları öldürmeyin"[5] İmam Şâfiî'ye göre, mürted kadın da erkek gibi öldürülür. Delil: "Dinini değiştiren kimseyi öldürünüz"[6] hadisinin genel ifadesidir. Çünkü kanın mübah olmasının illeti, imandan sonra küfürdür. Mürted erkeğin öldürülmesinin sebebi budur. Aynı özellik mürted kadında da vardır. İmandan sonra küfür, aslî küfürden daha ağırdır.[7] Mürted manen ölmüş sayıldığı için o, kimseye mirasçı olmaz. Mürtede başkalarının mirasçı olması konusunda ise görüş ayrılıkları vardır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, dinden çıkanın irtidattan önce veya sonra kazandıkları kendi müslüman varislerine intikal eder. Ebû Hanîfe'ye göre ise, irtidattan önce kazandıkları kendi mirasçılarına, sonra kazandıkları ise beytülmâle gider. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîlere göre ise tüm malı beytülmâle intikal eder. Karı-koca birlikte irtidad etseler veya birlikte İslâm'a girseler, nikâh bağları devam eder. imam Züfer'e göre ise bu durumlarda nikâh akdi fasit olur. Eşlerden biri diğerinden önce İslâm'a girerse, nikâh akdinin fasit olacağı konusunda görüş birliği (icma') vardı.[8] [1] bkz. Seyyid Sâbık aynı yer. Ahmet Kalkan, Kur’an Kavram Tefsiri. [2] Buhârî, Cihad: 148; İ'tisâm: 28. [3] Buhârî, Diyât: 6, Kasâme. 25, 26. [4] el-Kâsânı, Bedâyîu's-Sanâyi Beyrut 1402/1982, VII, 134, 135. [5] Ebu Dâvud, Cihâd, 90. [6] Buhâri, Cihâd, 149; İ'tisam, 28. [7] el-Kâsânî, a g e., VII, 135. [8] el-Kâsânî, a g e., VIII, 136, 137. Şamil İslam Ansiklopedisi: 3/175. Link to comment Share on other sites More sharing options...
rende Posted June 9, 2012 Author Report Share Posted June 9, 2012 Aşağıdaki ayet, Allah a inanmayı reddedenlerin nasıl rahatlıkla öldürülmesi gerektiğini anlatıyor. Ortada inanmayanların saldırganlığı da yok. Tebliğe yüz çevirmeleri yeterli Nisa 89. Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin. Link to comment Share on other sites More sharing options...
cebrail42 Posted June 9, 2012 Report Share Posted June 9, 2012 Bu yazdığın tamamen yanlış. Allah ın ayetlerini yalanlayan bir yazı. Bak Allah konuyu sadece erkeğin takdirine bırakmış. Ömür boyu bakmak da nereden çıktı. Dünyada en kolay kadın boşama yöntemi belki de Kuran da vardır ve erkeğin 2 dudağının arasındadır. 3 kez boşol de mehirini de ver gönder kadını. İtiraz edersen ilgili ayetleri de yazarım. Bu kadar yanlışı tek cümleye sığdırmayı başardığın için diğer dediklerine cevap vermiyorum Nisa 3. Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. Bos ol demek o kadar kolaymiymis sebepsiz yere bos derse kul hakki oluyor uzerinde her gunah bagislaniyor ama kul hakki bagislanmiyor,mehir elbette verilmeli nafakada verilmeli kadin bosaninca ekonomik olarak nasil ayakta kalacak cocuklar eger onda kalmissa nasil bakacak kadin kotu yollara mi suruklensin elbette kadin korunmaliAyetleri hayatin gercekleri ile karsilastirmak gerek.Allah burada aile kurmayi tesvik ediyor cocugu doguran ana baba degil baba belli degilse nesebi de belli degildir, Hz Muhammed birden fazla kadinla evlenmis ama bunlar fakir kadinlar bakmak icin onlari korumak icin evlilik akdini yapmak zorundaydi eger yapmamis olsaydi o zaman gayri mesru iliski yasaniyormus gibi bir durum meydanna gelirdiPeygamber oleene kadar hepsine bakmis ,.bos ol deyip kapi onune birakmamistir.Gunumuzde kadini ve aile kurumunu yok etmek icin canla basla bir ugras var hayatta bunlar apacik belli zaten Link to comment Share on other sites More sharing options...
cebrail42 Posted June 9, 2012 Report Share Posted June 9, 2012 Kaynak:???? Bak benim kaynağım aşağıda Nisa 93- Kim bir mü'mini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azab hazırlamıştır.Hz.Muhammet Mekkelilerle yaptigi savasta yakalanan esirler icin fidye verebilecek olanlar icin fidye karsiliginda veremeyecek olanlar icinde bir muslumana okuma yazma ogretmekeri karsiluginda serbest birakilmalarini istemis Mekkeye girdigi zamanda kimseyi kikictan gecirinde dememistoir,rnegin Osmanli Devleti Islami kurallarin egemen oldugu devletti ne zaman inanmayan insanlsri kilictan gecirmistir,tarih boyunca zulme ugrayan muslumanlar olmustur.Turkiyede buyuk bir bolum Islami inanca sahip cikipta insanlar musluman olmayanlari mi yok etmeye calisiyor soz konusu bile olamaz isteyen istedigine inanir Zorla islama sokma olsaydi bugun orta avrupa afrika asyanin buyuk bir kismi musluman olurdu zorla dine sokma hristiyanlikta vardir Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountSign in
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now