Jump to content

Tanrı'ya inanmamak için sebepler


TheUniverse

Recommended Posts

Şu anda dünyanın büyük bir kısmı tek tanrılı dinlere inanıyor.Hristiyanlık,müslümanlık,yahudilik.İnsan tanrıyı sorguladıkça yavaş yavaş bunun mitolojiden(tek boynuzlu at,zeus vs vs) farksız oldugunu anlıyor.

 

İnanmamak için birinci sebep.

 

Gönderilen kitaplar birbiriyle çelişkili.Yani bunları herşeyi bilen gören uzayı ve evrenı yaratan ölümden sonra yaşamı getiren biri yaratmış güyaa fakat üçüde birbiryle çok çelişkililer.Hepsinin farklı yanları var geleceği gören bir tanrı neden farklı farklı birbiryle çelişen kitaplar göndersin ve en önemlisi nedense hep bir insan aracılıgıyla.Hiç kendisi dünyaya adım atma gereği duymuyor.Böyle üstün bir varlık olsa neden böyle bir davranışta bulunsun?

 

İkinci Sebep

 

O tanrı aynı zamanda cezalandıran ödüllendiren illa dünyaya gelsin ölsün acı çeksin en son ölünce ben bunu cennet veyza cehenneme alıyım diyor.Ayrıca cennete kamera koydularda naklen canı uydu yayınımı yapıyorlar.Kimse ölümden sonra oraya gidipte aa ne güzel biryer hadi sizde ölün dedimi?

 

Üçüncü Sebep

 

Bu diğerleriyle benzer olucak fakat eğer bu inançlılar bu kadar çok inansalar sevinmezlermi ölecekken.Yani demek istedigim sonsuz hayatın olduğu güzelligin oldugu bi yere gitmek için ölmek istemezmi.Ölümü için can atmazmı.Hadi intahar etmek günah diyelim ölmek için dolaylı yollardan herşeyi yapabilir.Veya kızı yada arkabası ölünce sevinmezmi.Benim kızım cennete gitti içim rahat çok mutluyum demezmi yada ölümcül hasta olunca o gün evinde parti falan vermesi lazım :D

 

Dördüncü Sebep

 

Doğaüstü sebeplerle açıklanan şeylerin bilgi arttıkça doğal açıklamalara kavuşması gayet yaygın bir durumken, nedensel ve doğal açıklaması olduğu halde insanların tüh hata yapmışız bu olayın sebebi doğal değil, bunu Tanrı/şeytanlar/cinler/ruhlar/melekler yaptı dediği ve doğal açıklamayı terkettiği olayların sayısı ne peki?

 

Sıfır.

 

Elbette insanlar olaylar için doğaüstü açıklamalar getirebiliyorlar. Ancak kanıtlara dayanan, test edilmiş ve tekrar tekrar deneye tabi tutulmuş açıklamalar?

 

Yine sıfır.

 

Gidişat bu yönde iken, sizce bugün bilimin tam olarak açıklayamadığı Evren’in ortaya çıkışı ya da insanın vicdanı gibi şeylerin tek açıklamasının doğaüstü açıklamalar olarak kalması olasılığı nedir?

 

Epey düşük. Sıfıra yakın.

 

Eğer ki bir gün herhangi bir olayın doğaüstü ya da ilahi sebebine dair sağlam bir kanıt görebilirsem o zaman inançsızlığımı gözden geçiririm. Ancak o güne kadar doğal açıklamaların doğaüstü açıklamaların yerini alacağını kabul ediyorum.

 

Beşinci Neden

 

Tanrıya dair hiç bir kanıt yok.Belge var diyeceksiniz kutsal kitaplarmı?.Onun birisi tarafından yazılmadıgı ne malum.Yani bir düşünün tamamen doğaüstü birşey kendini saklayan korkan bir tanrı bu.

 

Altıncı Neden

 

Tanrıyı kandırabiliyorsunuz.Çok kötü birşey yapıyorsunuz tövbe diyorsunuz gibi.Ayrıca dua ettiğinizde bi olayın gerçekleşmesini istediginzde atıyorum oran %50.Etmezseniz ne kaybediceksiniz.Yine %50.Eğer dua denen şey gerçek olsaydı bu dünyanın halini düşünemiyorum açıkçası.

 

Yedinci Neden

 

Kıyamet hikayesi.Herkesin atıp tuttuğu bundan illa binlerce yıl sonra olacak dedikleri saçma sapan dua üstü bir masal.

 

 

 

Geç oldu yarın devam edeceğim eklemek istedikleriniz olursa paylaşın.Geç vakitte yazdgım icin bazı ufak hatalar olabilir kusura bakmayın.

Link to comment
Share on other sites

Şu anda dünyanın büyük bir kısmı tek tanrılı dinlere inanıyor.Hristiyanlık,müslümanlık,yahudilik.İnsan tanrıyı sorguladıkça yavaş yavaş bunun mitolojiden(tek boynuzlu at,zeus vs vs) farksız oldugunu anlıyor.

 

İnanmamak için birinci sebep.

 

Gönderilen kitaplar birbiriyle çelişkili.Yani bunları herşeyi bilen gören uzayı ve evrenı yaratan ölümden sonra yaşamı getiren biri yaratmış güyaa fakat üçüde birbiryle çok çelişkililer.Hepsinin farklı yanları var geleceği gören bir tanrı neden farklı farklı birbiryle çelişen kitaplar göndersin ve en önemlisi nedense hep bir insan aracılıgıyla.Hiç kendisi dünyaya adım atma gereği duymuyor.Böyle üstün bir varlık olsa neden böyle bir davranışta bulunsun?

 

 

 

 

Çok sebepler sıralamaşsın sevgili theuniverse,

 

Birinci sebepte semavi kitapların çelişkili olduğunu düşünüyorsun.

 

Zaman dilimleri hep çelişkili olur zaten..Dünkü olay bugün ayıplanabilir ilkellik sayılabilir benimsenmeyebilir ,daha sonra yeni kanunlar yeni hükümler çıkar değişkenlikte bir kural olma ihtimalide olabilir..İnsan için böyle olursa yaratıcının tekamül kanununu kurumlaştırması neden akla uymasın ki? Değişmeyen ise yatatıcıya inanmak olursa bunda çelişki sözkonusu olmaz diye düşünüyorm..Belkide yanılıyorum.

Link to comment
Share on other sites

demek istediğim islam dininde sözü geçen geleceği geçmişi herşeyi bilen bir tanrı olsa neden en dogru şekilde sadece 1 kitapta toplamaz ve geleceği görse onların değişeceiğini anlar ve daha farklı bir yönet yapardı.Ama bana göre tanrı kavramı bir saçmalıktan başka birşey değil.

 

 

Eğer yaratıcı saçmalıksa gönderdiği kitaplardaki çelişkiyi nasıl anlaliz edeceğiz neye göre?

 

Tanrıya inanmak saçmalık ve hiçbir şey ise 'inanmamayı' nasıl gerçek olarak tanımlayacağız hangi (şeye) göre?

Link to comment
Share on other sites

Ben hiçbirşeye değil bilime inanaırım,mantığa inanırım bu soyut kavramların mitolojiden farkı yok.Tanrı gerçekse tek boynuzlu at zeus poseidon onlarda gerçek olsun kanıtı yok ama soyut.Ayrıca o kitapları birinin yazmadığı ne malum.Sen o kitapları gördünmü tanrı yollarken?

 

Sevgili TheUniverse,

 

Bilime inanırım demek mantığa inanmak anlamımı taşır ?

Bir bilimadamı tanrı yoktur işte buldum dediğini hiç duydunmu ?

 

Kainatı yaratanın somut olduğunu nerden bileceğiz ?

 

Anlıyorum asıl anlaşılmayan canalıcı belkide düşüncenin özü burda yatıyor.

Link to comment
Share on other sites

gerçekler mantıklı mıdır...

 

olan bazı olayları gördüğümüzde bunlar bize mantıksız gelebiliyor...

 

ama onların olduğunu görüyoruz...

 

yani onlar gerçek ama mantıksız...

 

tanrı da bize göre mantıksız olabilir mi...

 

yani tanrının varlığı mantıkla bulunabilir mi...

 

gözle görünen şey eğer mantıksız sa mantığımıza mı yoksa gözümüze mi inanacağız...

 

gözle görmesek de duysak o zaman ne olur...

 

adamın bir tanrı var ben gördüm yada onunla konuştum dediğinde ne yapacağiz...

 

tanrı bir gün karşımıza çıkıp ahan da ben geldim göründüm deyiverse o gün mantıkla aramız nasıl olur...

Link to comment
Share on other sites

Sevgili TheUniverse,

 

Bilime inanırım demek mantığa inanmak anlamımı taşır ?

Bir bilimadamı tanrı yoktur işte buldum dediğini hiç duydunmu ?

 

Kainatı yaratanın somut olduğunu nerden bileceğiz ?

 

Anlıyorum asıl anlaşılmayan canalıcı belkide düşüncenin özü burda yatıyor.

 

 

Sen bana tanrı var soyut diyosun.Tamam bende sana Zeus var soyut diyorum hadi bakalım dediğim şeyi çürüt?.Soyut benimkide.

Link to comment
Share on other sites

Sen bana tanrı var soyut diyosun.Tamam bende sana Zeus var soyut diyorum hadi bakalım dediğim şeyi çürüt?.Soyut benimkide.

 

Her ikiside aklin ortaya attigi kavramlar olarak vardir. Onemli olan bu kavramlara nasil bir anlam ve icerik verilecegi ve bu kavramlarla nasil bir iliski kurulacagidir. Bu da buna ihtiyac duyan herkes ve onun duzeyi icin olumlu ya da olumsuz degiskendir.

Link to comment
Share on other sites

Sen bana tanrı var soyut diyosun.Tamam bende sana Zeus var soyut diyorum hadi bakalım dediğim şeyi çürüt?.Soyut benimkide.

 

Amacım birşeyler çüretmek falan değil sevgili TheUniverse,

 

Ben yaratıcının ne somut nede soyut olduğunu söylemedim..Onu söyleyen sensin.

 

Hani sen ben bilime inanırım diğerleri somut falan dedin ya ha bende sana onu sordum ..

 

Böyle giderse biz birinci sebebi bile aşamayacağız .

Link to comment
Share on other sites

Amacım birşeyler çüretmek falan değil sevgili TheUniverse,

 

Ben yaratıcının ne somut nede soyut olduğunu söylemedim..Onu söyleyen sensin.

 

Hani sen ben bilime inanırım diğerleri somut falan dedin ya ha bende sana onu sordum ..

 

Böyle giderse biz birinci sebebi bile aşamayacağız .

 

Bilime inanilmaz. Bilim bilgisini olgu olarak evrensel onay almis sekilde ve tartismasiz ortaya koyar. Inanmak ise, aklin isidir. Bilim ise gozlemin dile getirdigi ve olgulastirdigidir.

Link to comment
Share on other sites

Bilime inanırım dedim.Mantıkla bilim çelişkili değildir.Mesela evrenin varoluşunu ele alalım.Dinci kesim tanrı yarattı der.Nasıl yarattı?Tanrıyı kim yarattı?Tanrı nerde?Neden yarattı? bu soruların cevabı varmı?sanmıyorum.Dinde neden niçin diye sorgulayamazsın.Ben şu anda big bang teorisini dogru görüyorum.İlerde değişirse daha mantıklı bir teori olursa ona inanabilirim.Anladınmı ne demek istediğimi.
Link to comment
Share on other sites

Bilime inanilmaz. Bilim bilgisini olgu olarak evrensel onay almis sekilde ve tartismasiz ortaya koyar. Inanmak ise, aklin isidir. Bilim ise gozlemin dile getirdigi ve olgulastirdigidir.

 

 

İnanırım derken o manada demedim.Tanrıya inanmak gibi değil.Onay aldığı için ve mantıklı olduğu için benim evrenin oluşundaki görüşüm big bang teorisidir şu anda.

Link to comment
Share on other sites

gerçekler mantıklı mıdır...

 

olan bazı olayları gördüğümüzde bunlar bize mantıksız gelebiliyor...

 

ama onların olduğunu görüyoruz...

 

yani onlar gerçek ama mantıksız...

 

tanrı da bize göre mantıksız olabilir mi...

 

yani tanrının varlığı mantıkla bulunabilir mi...

 

gözle görünen şey eğer mantıksız sa mantığımıza mı yoksa gözümüze mi inanacağız...

 

gözle görmesek de duysak o zaman ne olur...

 

adamın bir tanrı var ben gördüm yada onunla konuştum dediğinde ne yapacağiz...

 

tanrı bir gün karşımıza çıkıp ahan da ben geldim göründüm deyiverse o gün mantıkla aramız nasıl olur...

 

Butun mesela inanctir. Aklini inandiran kisi kendine dogrulamak icin, inandigi tanrisini bir somut ile ozdeslestirerek, duyarda gorurde.

 

Ama bu duyus ve gorus, aklin inancinin neye inandigi ile neyi duydugunu gordugunu ozdeslestirmesidir.

 

Cunku arayan akil, mutlaka kendisini inandiracagi ve somut olarak ozdeslestirerek kendine dogrulayacagi bir tanriyi mutlaka bulur.

Link to comment
Share on other sites

İnanırım derken o manada demedim.Tanrıya inanmak gibi değil.Onay aldığı için ve mantıklı olduğu için benim evrenin oluşundaki görüşüm big bang teorisidir şu anda.

 

Ozaman inanci kullanma. Cunku bilim gozleme dayanir.

 

Ayrica big bang henuz bir teoridir ve gozleme dayanmamaktadir. Cern deneyi "Tanri parcacigini" aramanin disinda, big bangi gozleme tasimak icin yapilmaktadir.

Link to comment
Share on other sites

Bilime inanilmaz. Bilim bilgisini olgu olarak evrensel onay almis sekilde ve tartismasiz ortaya koyar. Inanmak ise, aklin isidir. Bilim ise gozlemin dile getirdigi ve olgulastirdigidir.

 

Bak ilk kez akıllı bir laf ettin.

 

İnanç az veri ile üzerini RASTGELE tamamlayarak sonuca gitmek.

 

Böyle ol.

 

Ancak Felsefeyi bu kurala sokmaya çalışma döverim seni.

Link to comment
Share on other sites

Bak ilk kez akıllı bir laf ettin.

 

İnanç az veri ile üzerini RASTGELE tamamlayarak sonuca gitmek.

 

Böyle ol.

 

Ancak Felsefeyi bu kurala sokmaya çalışma döverim seni.

 

Gunaydin. Bunu ben her zaman soyluyorum da, demekki senin ilk defa algilayacagin tuttu.

 

Bak arkadasim, ben; dusunce olarak inancdisi, ideolojidisi, tanridisi, ontoloji ve teoloji disi bir serbest dusunurum.

 

Oyuzden butun bu icerikteki her turlu izmin (materyalizm, idealizm, pozitivizm, objektivizm, realizm, teizm, deizm, panteizm, panenteizm, agnostisizm, ateizm v.s.) disi bir bilinc sahibi olarak; tum bu izmlerin insanoglunun yasami, iliskisi, duzeni, sistemi uzerindeki insanlastirmayan gozlemi sorunsal olarak ve bilimsel, bilissel ve epistemolojik olarak ortaya koyarim.

 

Tabiki sen bunlarin icinde yer aldigindan (ateizm ve materyalizm) benim dile getirdigim sorunsal gozlemi materyalist ve ateist olmadigi algisiyla ve disina da cikamayan akilcilik ile bildigin bir karsit ile (idealizm) ozdeslestirirsin.

 

Boyle yapman da gayet dogaldir. Cunku dogal zihniyet saydiklarimin disina cikamaz ve biri tarafi olarak yer alir ve digerleri ile tartisir. Senin de dogal olarak yaptigin budur.

Link to comment
Share on other sites

Ben yaratıcının ne somut nede soyut olduğunu söylemedim..Onu söyleyen sensin.

 

Yaratıcı iddiasının doğruluğunun sağlamasını yapacak başka bir şey de, YAŞAM ALANLARININ tespitidir.

Senin bu yukarıda alıntıladığım ve buna benzer veya türevi her türlü sanrının barınması için gerekli ANA YAŞAM ALANI insan bilincidir.

 

İnsan bilinci ne yapıyor?

İnsan bilinci simülasyon yapıyor.

 

Yani gerçeklikten gelen verileri kendi simülasyon sisteminde 3 boyutlu olarak simule edebiliyor.

 

Bu simülasyonlar

 

1- Gerçekliğin olduğu gibi sümule edilmesi

2- Gerçekliğin elden geçirilerek, çarpıtılarak veya hiç kullanılmayarak tamamen sıfırdan tasarım yaparak sümule edilmesi

 

şeklinde gerçekleşir.

 

 

Gerçekliğin olduğu gibi simule edilmesi (yani yorumsuz, katışıksız, saf gerçeklik algısı) sürecinde böyle bir ürün çıkıyor mu? Hayır.

Bu tanrı ürünü nerede çıkıyor?

2'inci seçenekte.

Elden geçirme, çarpıtma veya gerçekliğin hiç kullanılmayarak sıfırdan yeni tasarım simule edilmesi sürecinde.

 

Sonuç:

Tanrı, hastalık olarak kabul edilebilecek bir simulasyon alışkanlığıdır.

 

Ve var olmak için insan bilincine ihtiyaç duyması da bunun kanıtıdır.

 

Mesela ışık.

Var olmak için insan bilincine ihtiyaç duymuyor.

Çarpışma sonucu patlama (bir simulasyon diye verdim bu örneği, yani halihazırda yok ama iki unsura ihtiyaç duyuyor gerçekleşmek için)

Var olmak için insan bilincine ihtiyaç duymaz.

 

Tanrı

Varlığı %100 olarak insan bilincine bağlı ve var olmak için insan bilincine ihtiyacı var.

Link to comment
Share on other sites

Ancak Felsefeyi bu kurala sokmaya çalışma döverim seni.

 

Dovmek fiziksel degil; bilgi, bilinc, farkindalik, birikim duzeyi ile olur. Bu konuda da dayak yiyen her zaman sen oluyorsun.

 

Ayrica terbiyeni ve saygini takin, senin gibi coluk cocugun bu tip kashve agzi ile dile getirdigi efeliklere karnim tok.

 

Ben 55 yasinda bir kisiyim ve zamaninda senin gibi terbiyesiz ve saygisizlari efeleri cok adam ettim.

 

Ama dayak ile degil, bilgi ile, ogreti ile, sabir ile, hosgoru ile, anlayis ile.

 

Bunlarin ne oldugunu hic biliyor musun?

Link to comment
Share on other sites

Gunaydin. Bunu ben her zaman soyluyorum da, demekki senin ilk defa algilayacagin tuttu.

 

Bak arkadasim, ben; dusunce olarak inancdisi, ideolojidisi, tanridisi, ontoloji ve teoloji disi bir serbest dusunurum.

 

Oyuzden butun bu icerikteki her turlu izmin (materyalizm, idealizm, pozitivizm, objektivizm, realizm, teizm, deizm, panteizm, panenteizm, agnostisizm, ateizm v.s.) disi bir bilinc sahibi olarak; tum bu izmlerin insanoglunun yasami, iliskisi, duzeni, sistemi uzerindeki insanlastirmayan gozlemi sorunsal olarak ve bilimsel, bilissel ve epistemolojik olarak ortaya koyarim.

 

Tabiki sen bunlarin icinde yer aldigindan (ateizm ve materyalizm) benim dile getirdigim sorunsal gozlemi materyalist ve ateist olmadigi algisiyla ve disina da cikamayan akilcilik ile bildigin bir karsit ile (idealizm) ozdeslestirirsin.

 

Boyle yapman da gayet dogaldir. Cunku dogal zihniyet saydiklarimin disina cikamaz ve biri tarafi olarak yer alir ve digerleri ile tartisir. Senin de dogal olarak yaptigin budur.

 

Ben de sana diyorum ki.

Ateizm ve Materializm bir izm değil.

İşte o inanç sistemini sıfıra indirgeyen ve evrensel onay mekanizmasını kullanmasıyla dikkat çeken bir olmaıs gereken bilinç düzeyidir.

 

Senin bunların ortaya koyduğun yönleriyle bunların uzaktan yakından alakası yok.

 

Evrensel onay yorum katmazsan olur.

Bilimin tüm derdi zaten insanın yorumundan kurtararak durumu evrenselleştirmeye çalışmaktır.

Bu nedenle hakkında bir yorum, fikir, inanç olduğu halde incelediği herşeye bunları yok sayrak yaklaşmaya çalışır.

 

İşte Ateist bilinç de aynısını karşılaştığı her durumda yapar.

Link to comment
Share on other sites

Dovmek fiziksel degil; bilgi, bilinc, farkindalik, birikim duzeyi ile olur. Bu konuda da dayak yiyen her zaman sen oluyorsun.

 

Ayrica terbiyeni ve saygini takin, senin gibi coluk cocugun bu tip kashve agzi ile dile getirdigi efeliklere karnim tok.

 

Ben 55 yasinda bir kisiyim ve zamaninda senin gibi terbiyesiz ve saygisizlari efeleri cok adam ettim.

 

Ama dayak ile degil, bilgi ile, ogreti ile, sabir ile, hosgoru ile, anlayis ile.

 

Bunlarin ne oldugunu hic biliyor musun?

 

Senin evrensel sisteminde saygı ve terbiye kavramları nereden güç alıyor?

Ve senin öz denetimini sağlayan şey nedir?

 

Hadi bana saygı ve terbiye diye bir denetim ve sınır koydun.

 

Kendin için sınır ve denetim nedir?

 

Ahmakça pek ahmakça.

 

Ayrıca dayak yiyeceğin varsa yersin.

Bunu engelleyemezsin.

 

Yani ben "bu adamı döveceğim, suratına bir tokat patlatacağım" diye bir plan yaparsam

Senin bunu engelleme gücün yoktur.

 

Görünmez kavramları önüme atacağına gerçekliğe dön.

 

Seni dövüp dövmememin tek sınırlayıcısı yine kendimim.

Bu planın bendeki değeri ve gündem sırasıdır.

 

Sen burada pasif, yani dövülen/dövülecek olacağından, olaylarda bir belirleyiciliğe sahip değilsin.

 

Sıfırdır belirleyici değerin :)

Link to comment
Share on other sites

Ben de sana diyorum ki.

Ateizm ve Materializm bir izm değil.

İşte o inanç sistemini sıfıra indirgeyen ve evrensel onay mekanizmasını kullanmasıyla dikkat çeken bir olmaıs gereken bilinç düzeyidir.

 

Senin bunların ortaya koyduğun yönleriyle bunların uzaktan yakından alakası yok.

 

Evrensel onay yorum katmazsan olur.

Bilimin tüm derdi zaten insanın yorumundan kurtararak durumu evrenselleştirmeye çalışmaktır.

Bu nedenle hakkında bir yorum, fikir, inanç olduğu halde incelediği herşeye bunları yok sayrak yaklaşmaya çalışır.

 

İşte Ateist bilinç de aynısını karşılaştığı her durumda yapar.

 

AteIZM ve MaterialIZM bir izm.

 

Izm demek, izm yaptigi kokun ate ve material bakis acisi demektir, IST de bu izmlerin takipcisidir.

 

İdeoloji, siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler bütünü.-Alinti-

 

İdeoloji kelimesi, Fransızca idéologie (telaffuz: [ideoloʒiː]) kelimesinden türetmiştir[1] (idée [bu bağlamda: fikir; düşünce][2] ve -ologie [ -oloji, yani bilim]).-Alinti-

 

http://tr.wikipedia....i/%C4%B0deoloji

 

İnanç, kelime anlamıyla, bir düşünceye gönülden bağlı bulunmak demektir. Ayrıca inanılan şey, görüş, öğretidir. Din bilimde, Tanrı'ya, bir dine inanma, iman ve itikattir.

 

Yani bir düşünceye, bir kişiye, soyut bir kavrama (örneğin tanrı) gönülden bağlanma durumudur.-Alinti-

 

http://tr.wikipedia....%C4%B0nan%C3%A7

 

Neyse en azindan kullanilan kavramlarin anlamlarini algilaman, seni belki bir yerlere getirir.

Link to comment
Share on other sites

Senin evrensel sisteminde saygı ve terbiye kavramları nereden güç alıyor?

Ve senin öz denetimini sağlayan şey nedir?

 

Saygi, her turlu farkin farkina varmak, ne kendi farkini one cikarmak, ne de baska farklari gormemezlikten gelmek. Kisaca farkin farkina vararak farklarin bir arada yasamasini ve biribirinden ayrilmamasini saglamak. Terbiyede kisisel satasmama, atismama, efelik yapmama, baskasina aklinca goz dagi vermeme kisaca saygili olmaktir. Dusunce olarak her turlu elestirini yapabilirsin, ama; kisilere yoinelmek ve yazi yerine yazari hedef almak saygisizliktir. Ayrica da, duygusal atisma/satasma disinda bir anlami yoktur

 

Hadi bana saygı ve terbiye diye bir denetim ve sınır koydun

 

Kendin için sınır ve denetim nedir?

 

Benim hak ve ozgurluk sinirim, baskalarinin hak ve ozgurluk siniridir. Yani benim hakkim baskalarina dokunmadigi yerde, benim ozgurlugum de baskalarinin ozgurlugune dokunmadigi yerdedir. Ben genelde yaziyi hedef alip, yazari hedef almadigindan; senin yasadigin sorunlari yasamam. Ama bazen yanit verme zorunlulugu hissederim. O da bir yere kadar. Ondan sonra ayni icerikteki yazilari "yazi yazarinaaittir" zihniyeti ile gale almam ve karsilikli atisma/satasma duygusalligi ve anlamsizligini onler ve kontrol ederim.

 

Ahmakça pek ahmakça.

 

Ayrıca dayak yiyeceğin varsa yersin.

Bunu engelleyemezsin.

 

Yani ben "bu adamı döveceğim, suratına bir tokat patlatacağım" diye bir plan yaparsam

Senin bunu engelleme gücün yoktur.

 

Eger is fiziksellige gelir de, kacinilmaz olursa; kimin kime dayak atacagini o an durum ve yerdeki sartlar belirler.

 

Görünmez kavramları önüme atacağına gerçekliğe dön.

 

Seni dövüp dövmememin tek sınırlayıcısı yine kendimim.

Bu planın bendeki değeri ve gündem sırasıdır.

 

Sen burada pasif, yani dövülen/dövülecek olacağından, olaylarda bir belirleyiciliğe sahip değilsin.

 

Sıfırdır belirleyici değerin :)

 

 

Bu yazdiklarin bir deger icermediginden, yanita dagerek yok.

Link to comment
Share on other sites

AteIZM ve MaterialIZM bir izm.

 

Izm demek, izm yaptigi kokun ate ve material bakis acisi demektir, IST de bu izmlerin takipcisidir.

 

İdeoloji, siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler bütünü.-Alinti-

 

İdeoloji kelimesi, Fransızca idéologie (telaffuz: [ideoloʒiː]) kelimesinden türetmiştir[1] (idée [bu bağlamda: fikir; düşünce][2] ve -ologie [ -oloji, yani bilim]).-Alinti-

 

http://tr.wikipedia....i/%C4%B0deoloji

 

İnanç, kelime anlamıyla, bir düşünceye gönülden bağlı bulunmak demektir. Ayrıca inanılan şey, görüş, öğretidir. Din bilimde, Tanrı'ya, bir dine inanma, iman ve itikattir.

 

Yani bir düşünceye, bir kişiye, soyut bir kavrama (örneğin tanrı) gönülden bağlanma durumudur.-Alinti-

 

http://tr.wikipedia....%C4%B0nan%C3%A7

 

Neyse en azindan kullanilan kavramlarin anlamlarini algilaman, seni belki bir yerlere getirir.

 

Bana ikide bir oradan buradan kelime tanımı linki vermekten seni men ederim.

Eğer bir şey öğrenmesi gereken birisi varsa o da sensin.

Kendin oku, oku da adam ol.

Link to comment
Share on other sites

Bana ikide bir oradan buradan kelime tanımı linki vermekten seni men ederim.

Eğer bir şey öğrenmesi gereken birisi varsa o da sensin.

Kendin oku, oku da adam ol.

 

Unutma, bundan sonra bilmedigin ve kullandigin her kavram icin aynisini yapacagim. En azindan neyin ne oldugunu bilki ona gore cav cav et.

 

Senin beni bir seyden men etmeye, ne bilgin, ne birikimin, ne gucun ne de herhangibir seyin yetmez.

 

Yukaridaki tanimlari oku ogren de bir daha "materyalizm ve ateizm bir ideoloji degil" deme.

 

 

Sonucta senin bilgisizligini iste boyle alintilar ortaya cikariyor. Sen de okura kendini desifre etmekle kaliyorsun.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...