Jump to content

AKP ne yaptığını zannediyor?


mantik

Recommended Posts

Bu dinciler ne yaptığını zannediyor? Bunların döneminde demokrasi eridi, gittikçe de erimekte.

 

Sansürler, yasaklar, internet yasakları, muhalif gazeteci ve yazarların polis ve yargı gücü kullanılarak taciz edilmesi, yargının bağımsızlığına gölge düşürülmesi (artık HSYK'yı ve yargı kurumlarını da ele geçirdiler), bu yolla kuvvetler ayrılığı prensibinin çiğnenmesi, ergenekon, balyoz, vs diye ithamlarla tüm muhalif politik güçlerin sindirilmesi, askerlerin, laik aydınların sudan sebeplerle hala tutuklu bulunması, vs bunlar sadece Türkiye'deki demokrasinin değil, aslında AKP'nin de altını oyan uygulamalar.

 

AKP bundan sıyrılabileceğini mi düşünüyor?

 

İlelebet iktidarda kalacaklarına ve kendilerinden hesap sorulmayacağına mı inanıyorlar?

 

Laik güçler tekrar iktidara geldiğinde, tüm bu yapılanların hesabının sorulacağını görmüyorlar mı?

 

Yoksa bazı kişilerin düşündüğü gibi teokratik bir diktatörlüğün mü peşindeler?

 

İlkel pek çok ülkede gördüğümüz, seçimi kaybetseler bile iktidar koltuğunu bırakmak istemeyen ve ancak silah gücüyle yerlerinden edilebilen diktatörlüklere mi dönüştürmek istiyorlar Türkiye'yi?

 

Bu diktatörlüklerin hepsi isyan edip başlarındaki baskıcı diktatörlerden kurtulmaya çalışırken, bizi onlara mı benzetmeye çalışıyor AKP?

 

Ancak gitmeyeceklerine inananlar bu kadar haksızlığı bu kadar rahatça yapabilirler diye düşünüyorum çünkü.

 

Halktan %40 oy almak yetmez. Halk nankördür. İktidar biraz daha yıpransın, başka alternatifleri eninde sonunda deneyecektir, denemek isteyecektir.

 

Bu gerçekleştiğinde AKP ne yapacak peki?

 

Tayyip Erdoğan'ın ve bütün kabinesinin mahkemelerde süründüğü ve büyük suçlarla itham edildiği günler geldiğinde ne yapacaklar?

 

Ergenekon diyerek, Balyoz diyerek hayali düşmanlar yarattılar. Bunu da politik rakiplerini sindirmek için kullanıyorlar. Amerikalıların deyimiyle McCarthy'cilik yapıyorlar. ABD'de aynı şey zamanında 'komünizm' kullanılarak yapılmıştı. İnsanlar komünist oldukları ithamıyla ortada yeterli delil yokken, fol yok, yumurta yokken suçlamış, ifadeleri alınıp soruşturmuştu. Modern zamanların cadı avı da denebilir buna.

 

AKP'nin yaptığı da aynı şey. Bu işin sonunu kendileri için iyi görmüyorum. Bu yaptıkları yanlarına kalmaz. Bunun hesabını ise asker ya da dış bir güç değil, bizzat halk sorar.

 

Türk halkına cahil diyoruz, kime oy vereceklerini iyi seçemiyorlar diyoruz, vs ama bardağı taşıran uygulamaları görmeyecek ve hesabını sormayacak kadar kör olduğuna da inanmıyorum Türk halkının. En azından inanmak istemiyorum.

Link to comment
Share on other sites

Sayın mantık, öncelikle sitemlerinizde son derece haklısınız.

Türkiye tarihi bu denli baskıcı bir hükümet ve başbakan görmedi. Siyasi ortam uygun olsa Tayyip Erdoğan'dan çok iyi bir diktatör olabilirdi.

Herkes gibi Tayyip Erdoğan da gideceğini çok iyi biliyor; ama sorun şu; Tayyip Erdoğan gidince yerine kim gelecek?

Tayyip Erdoğan'ın gitmesi, onun yargılanacağı anlamına gelmez. Ayrıca gittiğinde yargılanmasına imkan tanıyan her şeyi de yavaş yavaş ortadan kaldırıyor.

 

Demokrasi kültürünün son derece eksik ve yoz olduğu Türkiye gibi ülkelerde kahraman olarak lanse bile edilebilir önümüzdeki süreçlerde.

Tartışılması gereken konu şu. Erdoğan elbette gidecektir; ama gittiği zaman iktidara laik güçler gelecek midir ya da gelecek herhangi bir laik güç kalacak mıdır?

Ve laiklik dışında gelecek olan 'laik güçler'in totaliterlik bakımından Erdoğan'dan ne farkları olacaktır?

Biri laikleri bastırırken, laikler muhafazakarları bastıracaksa nitelik olarak birbirlerinden hiçbir farkları kalmaz.

Öyleyse iktidarı ne zaman 'gerçek demokratlar' ele geçirecektir?

Link to comment
Share on other sites

AKP bunları ve daha fazlasını yapmak zorunda.

Yapmamak elinde değil. Çünkü politikası o merkezde.

Daha önce kendini saklıyordu. Ama artık saklayamaz ve arkasına saklanacağı bir kuvvet de yok.

Mecburen bu yaptıklarını yapıyor.

AKP'nin politikasında kötüye gidiş şeklinde bir gelişme olduğunu sanmıyorum.

Bize artık gerçek renklerini göstermekten çekinmiyor.

Kendisine höt diyen bir güç yok artık...

 

Halkın bunu değerlendirmesi ise ayrı bir olay.

Henüz çok erken. Halkın uyanması zaman olacak bir süreç.

Link to comment
Share on other sites

Akp ve onun baskani, TC basbakani ve BOP esbaskani, zaten kendisinden istenileni ve kendisine verilen gorevi yapiyor. Kendi deyimiyle;

 

"Bizim bir gorevimiz var, nedir bu gorev; biz, orta dogu ve gelismis Kuzey Afrika projesinin esbaskaniyiz ve gorevimizi yapiyoruz"

 

Oyuzden aslinda "sasiracak" bir sey yok.

 

Oemperyalist zihniyetin, soros ideolojisi ve evengalist orgutlenmesinin kendisine verdigi gorevi yapiyor.

 

Yoksa, Libya saldirilarina destek olurmuydu?

 

Kisaca kendisine verilen her turlu gorev temelinde, kendi ulkesini, toplumunu ve farkli halklarini kendisinden istenen gorev temelinde bu gorevi kendisinden yapmak isteyenlere peskes cekiyor.

 

Kisaca, emperyalizmin planli/projeli her turlu ekonomik ve politik cikari icin calisiyor.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2011/04/21/ak-parti-nin-secim-afisi-tepki-cekti-1290091.Jpeg

 

Aradaki farkı görüyorsan, Ak partinin ne yapmak istediğin gayet net bir şekilde görebilirsin, keza at gözlüğü takmadıysan :D :D :D

 

10 sene evvel LDP bunun Besim Tibuk'lu versiyonunu yapmıştı. Haber siteleri pek bilmez, o yüzden ifşa da edemediler. :)

Link to comment
Share on other sites

http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2011/04/21/ak-parti-nin-secim-afisi-tepki-cekti-1290091.Jpeg

 

Aradaki farkı görüyorsan, Ak partinin ne yapmak istediğin gayet net bir şekilde görebilirsin, keza at gözlüğü takmadıysan :D :D :D

 

Artistliğe değil icraata bakacaksın.

Ecevit, küstah pozlara karşı aynıyla karşılık vermediyse efendiliğindendir, kibarlığındandır.

 

Ama o aşağılamaya yeltendiğin Ecevit, gidip de onlara yalvarmadı RTE gibi.

Yine Ecevit, kendi genelkurmay başkanı ile görüşebilmek için ABD'yi devreye sokmadı.

O Ecevit ki ABD'ye rağmen Kıbrıs'ın işgaline-ilhakına müdahale etti.

Yine o Ecevit ki, ABD'nin ambargosuna rağmen "Türk tarlalarında ne ekileceğine biz karar veririz" dedi ve haşhaş ekiminde geri adım atmadı. RTE döneminde ise tarlalarımızda ne ekileceğine AB karar veriyor.

O Ecevit ki, Irak'ın işgaline karşı çıktı ve destek vermeyeceklerini belirtti. Yeni dünya düzeni projesine de BOP'a da karşı çıktı. RTE ise BOP'un eşbaşkanı oldu. Irak'ta kardeş dediği 1 milyon müslümanın öldürülmesine destek verdi, gıkını çıkarmadı. Şimdi de Libya'daki kardeşlerinin bombalanmasına destek veriyor. Bu nasıl kardeşlikse!

 

Boyu 1,85 olsa, millete tepeden baksa, kabadayı gibi konuşsa ne yazar?

Ecevit, Gelibolu orman yangınına 2 dairesinden birini bağışlayacak derecede onurlu bir insandı.

RTE ise başbakanken bile, milyon dolarlık adamken bile, Amerika'da okuyan kızı için işadamından 20-25 milyarcık isteyen adamdır.

 

Adam var, adamcık var.

Adamı anlamak için boyuna-bosuna, hava atmasına bakmayacaksın, aldanırsın.

Link to comment
Share on other sites

Ben bu yazılanlara katılmıyorum.

Ergenekon ve Balyoz'un askeri ve siyasi muhalefeti

sindirmek için bir tuzak olduğu bana saçma geliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri ki çok güçlü bir ordu

siz böyle bir ordunun en üst beyin kademesine

yalan,dolan düzmece belgelerle iftiralar atacaksınız

ve HAYATTA kacalaksınız.

Ben buna imkan vermiyorum.

TSK o belgelerin yalan olduğuna %1 ihtimal verse

bunların hiç biri olmazdı.

Neticede ses kayıtları var, toprak altından silahlar var bunlar ne?

Hangi demokratik Avrupa ülkesinde dağdan bayırdan silah fışkırıyor?

 

Medyaya baskı yapıldığı falan yok.

Kimse gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklanmış değil.

Nitekim bu kararları hakimler veriyor.

Türkiye'de savcıların kimseyi tutuklama yetkisi falan yok

Bunlar gizli olduğu için kamuoyuna açıklanmıyor.

Nitekim birileri tatmin olsun diye hukuk çiğnenemez.

Yargı kararını verdiğinde herkes ne olduğunu görür.

 

Bu ülkede yüksek yargının kimlerin elinde olduğunu iyi biliyorduk.

Neticede bir referandum yapıldı ve yapı değiştirildi.

Belli bir zumrenin tekeli kırıldı.

HSYK ve Anayasa Mahkemesi AB standartlarına getirildi.

Nitekim AB, her defasında bu değişikliği desteklediği açıkladı.

Yargı AKP'nin eline geçti demedi.

Çünkü aklın yolu bir, doğru olan bu yeni yapı.

 

AKP seçimi kaybetse de gitmeyecekmiş!...

Adam gelecek seçimde aday olmayacağını şimdiden söylüyor.

Adam partisine kural koymuş " kimse 3 dönemden fazla vekillik yapamaz " diye

Böyle bir kural hangi partide var?

Bu kuralı koyan adam diktatörlük peşinde olabilir mi?

 

Halk teveccüh gösterdiği sürece AKP iktidardır.

Bunu bileceğiz ve kabulleneceğiz.

Link to comment
Share on other sites

Tutuklanan gazeteciler, susturulmuş bir basın, düzmece adil olmayan muhalefeti yıldırmaya ve sindirmeye yönelik yargılamalar, cezaya dönüşen tutuklamalar, devletin de içinde olduğu akıl almaz bir adaletsizlik ahlaksızlık ve kayıtsızlıkla şifreli sınavlarla haksızlığa uğratılan geleceği ile oynanan gençlerimiz, bir dinsel cemaatin elinde olan keyfi hareket eden suçsuz vatandaşların bilgisayarlarına düzmece delil kopyalayıp onları tutuklayan zorba bir polis devleti.

 

AKP'nin şu anda ipleri elinde tutuyor olması kurdukları totaliter sistemin kalıcı olacağını göstermez. Önemli olan AKP'ye oy verenlerin ne zaman uyanacağı, kaybettikleri ve kaybedecekleri demokratik hakların ucunun eninde sonunda kendileri de dahil olmak üzere herkese dokunacağının farkına varıp ne zaman demokrasiye sahip çıkacağı ve bunu nasıl yapacağıdır.

 

Halkımız demokrasinin dört yılda bir süslenerek sandık başına gitmekten öte bir şey olduğunu algılamak bu bilince ulaşmak zorunda. Demokrasi 1 günü seçime ayrılan 1460 günü zorbalıkla geçen bir düzen olamaz.

Link to comment
Share on other sites

Terzaghi

 

Uzun süredir CIA çok meşgul. Belki farkediyorsundur.

 

Geçenlerde David Letterman'ın bir talk show programına Donald Rumsfeld katılmıştı. Bilindiği gibi ABD'nin bir önceki hükümetinde çok önemli bir pozisyondaydı kendisi. (Savunma bakanıydı galiba). Yani ABD'nin neler yapmakta olduğu, ne haltlar karıştırmakta olduğunu iyi bilen birisi.

 

David Letterman kendisine sordu, Libya, Tunus, Mısır, vs oralar karıştı iyice, bunların altında bizim (Amerika'nın) bir parmağı var mı diye sordu.

 

Donald Rumsfeld, şöyle bir durakladı, adamın yüzüne baktı, birkaç saniye sessiz kaldı (tabi o arada seyircilerden bir kahkaha koptu) sonra da kısa bir "No" ile cevap verdi.

 

David Letterman ise cevap olarak "Çok salak bir soruydu değil mi?" dedi.

 

Yani adam "Tabi ki parmağımız var, ne zannediyordun ki? Ama burada itiraf edecek durumda değilim" demiş oldu bu yaptıklarıyla.

 

Demek istediğim, bütün bunlar ülkeler arasında dönen üst düzey politik manevraların falan uzantısı olan şeyler.

 

ABD, Türk ordusunun ve kemalist zihniyetin Türkiye'deki gücünden memnun değildi.

 

En basiti, Irak'a girmelerinden önce Türkiye üzerinden oraya girmelerine bizden izin çıkmaması hiç hoşlarına gitmedi.

 

Ayrıca Türkiye'deki korumacı ekonomi, globalizasyona olan direnç, vs de hep kemalizmin eseri olarak algılandığından (ki öyledir denebilir aslında) ABD zaten Türkiye'de ordunun etkisinin azaltılmasına ve bunu yapmaya niyetli olan bir eğilime destek vermeye hazırdı. AKP ise zaten Cumhuriyet'in ilk yıllarından beri CHP ve kemalist çizginin rakibi olmuş eğilimin günümüzdeki uzantısı olan bir grup olduğundan, ABD'nin desteklemesi için biçilmiş kaftandılar kendileri.

 

Bütün bunlar bir rastlantı gibi mi görünüyor sana?

 

CIA başka ülkelerde başka şeyler yapıyor.

 

Bizim ülkemizde ise bunları yapıyor. Ordunun prestijinin azaltılması konusunda Fethullah Gülen ve AKP ile işbirliği yapıyor.

 

Yoksa, onların desteği olmadan, Türkiye'deki 80 küsur yıllık dengelerin bir anda alt üst olabileceğine ihtimal veriyor musun?

Link to comment
Share on other sites

  • 13 sene sonra...
On 24.04.2011 at 21:47, Terzaghi yazdı:

Ben bu yazılanlara katılmıyorum.

Ergenekon ve Balyoz'un askeri ve siyasi muhalefeti

sindirmek için bir tuzak olduğu bana saçma geliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri ki çok güçlü bir ordu

siz böyle bir ordunun en üst beyin kademesine

yalan,dolan düzmece belgelerle iftiralar atacaksınız

ve HAYATTA kacalaksınız.

Ben buna imkan vermiyorum.

TSK o belgelerin yalan olduğuna %1 ihtimal verse

bunların hiç biri olmazdı.

Neticede ses kayıtları var, toprak altından silahlar var bunlar ne?

Hangi demokratik Avrupa ülkesinde dağdan bayırdan silah fışkırıyor?

Hala aynı düşüncedemisin

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...