Jump to content

Recommended Posts

Yalan da bir gerçek ama yalanın içeriği gerçek değil. Yani bu ikilem nedeniyle zihinler çok bulanıyor. Evet yalan denen bir gerçek var ama yalan.

Burada asıl sorun İNANMAK sözcüğünde gizlidir.

İnanmak demek ispatı olmayan birşeyin sadece güven yada çıkara dayalı olarak varsayılmasıdır.

Bir şeyin yalan olduğuna inanıyorum cümlesi hatalıdır. Eğer bir şey yalansa o yalan ispat edilir ve ona inanılmaz. İspatı olan şeye inanmasak da o vardır.

İnanmak sözcüğü ise gerçek ve ispatı olmayan durumlarda söylenir. Bu bir Varsayımdır.

Yarının iyi geçeceğine inanıyorum demek doğrudur. Ama suyun kaşdırma kuvvetine inanıyorum demek anlatım bozukluğudur.

Halk arasında inanmak sözcüğü çok yersiz kullanılıyor. Ve hiç farkettirmeden yaşamı olumsuz etkiliyor.

İspatı olan şeye inanılmaz. İspatı olan şey BİLİNİR.

Dünyanın döndüğüne inanıyorum diyemezsin. Gerçek olan birşeye inanılmaz çünkü o zaten vardır. Gerçek olan bir konuda zorlama yoktur ve bilinir.

İnamak ise zorlamaya dayalı bir algıdır. Bilmek özgürce yapılan eylemdir.

Dinler tanrıya inanmamızı emreder. Neden?

Varsa vardır , yoksa yoktur. Ama dinler bunu tartışmaya açmadan inanmak zorunluluğu koyar.

Mevsimin yaz olduğuna inanabilirsin. Ama bu gerçeği değiştirmez. Kimseyi de zorlayamazsın ,Çünkü şuan kış gerçektir.

Muhammed'in tanrının elçisi olduğna inanılır ve zorlama ile kabul ettirilir. İsa ve Musa da öyle... İşte bu yalandır çünkü yalan olduğunun ispatı var. Doğru olduğunun ispatı yok.

Allah herşeyi yarattı sözüne inanmak zorundasın. Peki ya inanmasam?

Link to comment
Share on other sites

Bir şeye inanmak için herhangi bir veriye gerek yok. Gözlemlemek yok, ölçmek yok, tekrarlanabilirlik yok. Bunların hiçbirine ihtiyacınız yok. Yeter ki inanmak isteyin. Tek boynuzlu atlara, 8 kanatlı meleklere, sinsi şeytanlara, ne olduğu meçhul cinlere, küfür ve hakaret eden tanrılara falan filan... Bunlara inanmak çok kolay. Bunun için yapmanız gereken tek şey şu: Beyin ve mantık off. 

Dinler ve tanrılar düşünen, mantık yürüten, vicdanını ve özgürlüğünü ön planda tutan insanlar istemez. Korkak, biat eden, kurban kesen, sorgulamayan, eleştirmeyen bireylerden oluşan ve gütmesi kolay toplum isterler.

İşte tam bu nedenlerden ötürü bilime, bilimsel gelişmelere düşmandırlar. Bilime ve evrime karşıdırlar, çünkü insanların aydınlanmasını ve bilgilenmesini istemezler.  Halbuki toplumsal barışın olabilmesi dinlerin cahil bıraktığı ve ayrıştırdığı insanların her alanda bilgilenmesiyle mümkündür.

 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Sign in

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...