Kovulmuş Üye Konu tarihi: 5 Mayıs Report Paylaş Konu tarihi: 5 Mayıs Komedyen Jim Gaffigan'ın bir sözü var; kullanılmış yatağımı satsam kimse para vermez ama otellerde yüzlerce kişinin yattığı yataklara gecelik servet ödüyorsunuz. Üstelik o yatakların üzerinde işeyen , yemek yiyen , fantaziler yapan , tüküren , prezervatif bırakan , sarhoşken salya akıtan , çıplak yatan , terli terli yatan , kokan....kaç kişi yatıyor biliyor musunuz. Peki o yatakların üzerinde 5mm kalınlığındaki şilte her müşteride değişiyor mu? Sadece örtü takımı değişiyor o kadar. Hele ki tuvalet banyo , UV ışıkla baksanız neler bulacaksınız Neyse tatil yaparken bunları da düşünün. Daha fazla canınızı sıkmayayım. Her müşteriden sonra yatak değiştirmek mümkün değildir ama steril ortam için yatakların toplanıp formaldehit buharı ile özel bir sterilizasyon odasında on dakika bekletilmesi gerekir. Yani her müşteriden sonra yatak ve yastıklar steril edilmek üzere hijyen kabinine alınmalıdır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
kavak Mesaj tarihi: 5 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 5 Mayıs Ona bakarsan, herhangi bir lokantaya da gitmemen gerek. Oradaki garsonların ellerini nereye soktuklarını, tabakların, çatal ve kaşıkların nasıl yıkandığını veya mutfağın ne halde olduğu görsen, evden çıkmazsın herhalde. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 5 Mayıs Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: 5 Mayıs 22 dakika önce, kavak yazdı: Ona bakarsan, herhangi bir lokantaya da gitmemen gerek. Oradaki garsonların ellerini nereye soktuklarını, tabakların, çatal ve kaşıkların nasıl yıkandığını veya mutfağın ne halde olduğu görsen, evden çıkmazsın herhalde. Yatak ile yemek lokantası aynı şey değil. Lokanta için de temiz olanı tercih ederim elbette. Ama yemek 100 derece ısıda kaynıyor , yemek takımları her kullanımda yıkanıyor. Yatak öyle değil. Üzerinde saatler geçiriyorsun. Üstelik herhangi bir sterilizasyon uygulanmıyor bile. Ayrıca yatak konusu insamların mahremidir. Orada ne yaptığını denetleyemezsin. Lokantada denetim çok daha kolaydır. Otelde ayaklarıyla o yatağın her yerine değebilirler. Mantar , bakteri , deri döküntüsü , binlerce parazit her an yatağın üzerinde bulunmaktadır. Lokantada yemeğe ayak sokan yok. Link to comment Share on other sites More sharing options...
kavak Mesaj tarihi: 5 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 5 Mayıs 8 dakika önce, somebody yazdı: Yatak ile yemek lokantası aynı şey değil. Lokanta için de temiz olanı tercih ederim elbette. Ama yemek 100 derece ısıda kaynıyor , yemek takımları her kullanımda yıkanıyor. Yatak öyle değil. Üzerinde saatler geçiriyorsun. Üstelik herhangi bir sterilizasyon uygulanmıyor bile. Ayrıca yatak konusu insamların mahremidir. Orada ne yaptığını denetleyemezsin. Lokantada denetim çok daha kolaydır. Otelde ayaklarıyla o yatağın her yerine değebilirler. Mantar , bakteri , deri döküntüsü , binlerce parazit her an yatağın üzerinde bulunmaktadır. Lokantada yemeğe ayak sokan yok. Aynı şey değil ancak birçok benzer yönleri var. Öyle mutfaklar var ki, ben neredeyim dersin. O garsonlar veya ahçılar ayaklarını sokmuyor ancak sigara içeni var, burnuna elleyeni var. Yahu elini yıkamayan bile var. Yani var oğlu/kızı var. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 5 Mayıs Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: 5 Mayıs 42 dakika önce, kavak yazdı: Aynı şey değil ancak birçok benzer yönleri var. Öyle mutfaklar var ki, ben neredeyim dersin. O garsonlar veya ahçılar ayaklarını sokmuyor ancak sigara içeni var, burnuna elleyeni var. Yahu elini yıkamayan bile var. Yani var oğlu/kızı var. Otel yatağı ile lokanta mutfagını karşılaştırmak doğru değil. Mutfakta yapmak zorunda oldukları kurallar var. Şikayet edersin gelir basarlar cezayı , yada kötü reklam ile müşteri kaybeder. Ama otel yatakları hakkında hiçbir hijyen kuralı yok. Orada yatan kişi ayağını yıkadı mı, yatağa kaç kere öksürdü hapşırdı, salya akıttı, hasta mı değil mi, çıplak yattı mı, paraziti var mı? Pis mutfak ile asla benzemez. Mutfak pis diyelim ki. Yemek pişerken 100 derecede dakikalarca kaynıyor , bu bile mikropları öldürüyor. Tabaklar çanaklar deterjan ve suyla yıkanıyor. Ama otel yatağı bunca pisliğe rağmen ne kaynıyor ne de sterilize ediliyor , nede bununla ilgili bir talimat var. Bunların hiçbirinin denetimi yok. Link to comment Share on other sites More sharing options...
kavak Mesaj tarihi: 5 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 5 Mayıs 20 dakika önce, somebody yazdı: Otel yatağı ile lokanta mutfagını karşılaştırmak doğru değil. Mutfakta yapmak zorunda oldukları kurallar var. Şikayet edersin gelir basarlar cezayı , yada kötü reklam ile müşteri kaybeder. Ama otel yatakları hakkında hiçbir hijyen kuralı yok. Orada yatan kişi ayağını yıkadı mı, yatağa kaç kere öksürdü hapşırdı, salya akıttı, hasta mı değil mi, çıplak yattı mı, paraziti var mı? Pis mutfak ile asla benzemez. Mutfak pis diyelim ki. Yemek pişerken 100 derecede dakikalarca kaynıyor , bu bile mikropları öldürüyor. Tabaklar çanaklar deterjan ve suyla yıkanıyor. Ama otel yatağı bunca pisliğe rağmen ne kaynıyor ne de sterilize ediliyor , nede bununla ilgili bir talimat var. Bunların hiçbirinin denetimi yok. Hotellerin yani turizm tesislerinin yapmaları şart olan yükümlülükler ve yönetmelikler elbette vardır. Bunların da lokantalardan bir farkı yok. Bunları da şikayet edersin, ki internet vasıtası ile bunları eleştirmek bile mümkün. Denetlemekten bahsediyorsun, sanki hoteller bundan muaf. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 5 Mayıs Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: 5 Mayıs 1 dakika önce, kavak yazdı: Hotellerin yani turizm tesislerinin yapmaları şart olan yükümlülükler ve yönetmelikler elbette vardır. Bunların da lokantalardan bir farkı yok. Bunları da şikayet edersin, ki internet vasıtası ile bunları eleştirmek bile mümkün. Denetlemekten bahsediyorsun, sanki hoteller bundan muaf. Yatak yastık hijyeni diye bir kural yok. Çarşaf değişiyorsa yeterli görülüyor. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 6 Haziran Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran Otellerin kullanılmış yataklarına servet akıtmaya devam edin. Üzerinde kimbilir kimler yattı. Terli , sarhoş , parazitli , mantarlı , yastık tarafına ayak koyan , işeyen , kusan...kimbilir herşey yaşandı orada. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Deadanddark Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran Oteller, hamamlar, saunalar,havuzlar,toplu taşıma araçları, umumi tuvaletler, lokantalar, kıyafet mağazaları. Bunlar insan sağlığını tehtit eden yerler. Bakın özellikle kıyafet mağazalarında elbise denememeye dikkat edin. Kaç kişi giydi çıkardı bilemezsiniz. İlk önce makinada yıkayın öyle giyin. Dışarda mümkün olduğu kadar birşeyler yememeye çalışın. Kıçını eliyle yıkayan insanların çalıştığını düşünün. Aslında virüsler bakteriler her yerdeler. Bir Gölden beyin yiyen amip kapma ihtimaliniz de var mesela. Bunun et yiyen bakterisi de var. Uyuz böceği var, mantarı var, hpv di var. Var oğlu var. Elinizden geldiğince tetbiri elden bırakmayın. Her ne kadar sakınan göze çöp batar diye bir söz varsa da boş verin. Ciddiye almayın bu boş lafı. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kahin Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran @somebody Otellerin kullanılmış yataklarına servet akıtmaya devam edin. Üzerinde kimbilir kimler yattı. Terli , sarhoş , parazitli , mantarlı , yastık tarafına ayak koyan , işeyen , kusan...kimbilir herşey yaşandı orada @Deadanddark Bunlar insan sağlığını tehtit eden yerler. Bu sadece sağlık sektöründe çalışan hekimlerin ve onlar gibi düşünen sizlerin görüşüdür. Bu görüşün insan vücudundaki ve doğadaki gerçek biyolojik süreçlerle hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar sadece entelektüel gevezelik! Eğer durum böyle değilse, o zaman bana bilimsel makaleleri ya da bu konu hakkında bir deney gösterin? Yok, değil mi? Dışarda mümkün olduğu kadar birşeyler yememeye çalışın. Kıçını eliyle yıkayan insanların çalıştığını düşünün. Seni hasta eden şey kişinin poposunu elle yıkaması değil, senin bu konudaki düşüncendir. Nosebo etkisi hakkında biraz araştırma yapmanı tavsiye ederim! Ayrıca kimyager Max von Pettenkofer tarafından 7 Ekim 1892'de kolera bakterileri ile yapılan deneyi de okumanı tavsiye ederim. Aslında virüsler bakteriler her yerdeler. Bir Gölden beyin yiyen amip kapma ihtimaliniz de var mesela. Bunun et yiyen bakterisi de var. Uyuz böceği var, mantarı var, hpv di var. Var oğlu var. Virüs yalanları bir yana, bakteriler olmadan insan yaşamı mümkün olmazdı. Bakteriler sağlığımız ve doğa üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir! Okulda biyoloji dersleri sırasında uyudun mu? Elinizden geldiğince tetbiri elden bırakmayın. Her ne kadar sakınan göze çöp batar diye bir söz varsa da boş verin. Ciddiye almayın bu boş lafı. Atalarımızın hijyenik ürünler olmadan nasıl yaşadıklarını "merak ediyorum". Sana göre herkesin ölmüş olması gerekir, öyle değil mi? Ama değiller, çünkü hayatta olmamız bunun kanıtı! 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Deadanddark Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran 7 dakika önce, Kahin yazdı: Bu sadece sağlık sektöründe çalışan hekimlerin ve onlar gibi düşünen sizlerin görüşüdür. Bu görüşün insan vücudundaki ve doğadaki gerçek biyolojik süreçlerle hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar sadece entelektüel gevezelik! Eğer durum böyle değilse, o zaman bana bilimsel makaleleri ya da bu konu hakkında bir deney gösterin? Yok, değil mi? Sana başka birşey gosterirdim ama yok içimden gelmedi. Bakteriler yaşam için gerekli elbette ama bunların hepsinin iyi niyetli olduğunu kabul etmek ahmaklık olur. Senin bakterin beni tehtit edebilir. Benim bakterim seni deli edebilir. Gerçi senin kafa zaten bayağı mayhoş. Gerek yok başkasının bakterisine. 12 dakika önce, Kahin yazdı: Virüs yalanları bir yana, bakteriler olmadan insan yaşamı mümkün olmazdı. Bakteriler sağlığımız ve doğa üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir! Okulda biyoloji dersleri sırasında uyudun mu? Hastir ordan got lalesi. 13 dakika önce, Kahin yazdı: Atalarımızın hijyenik ürünler olmadan nasıl yaşadıklarını "merak ediyorum". Sana göre herkesin ölmüş olması gerekir, öyle değil mi? Ama değiller, çünkü hayatta olmamız bunun kanıtı! Nüfus artışı yerleşik hayat,kavimler göçü falan , hiç birşey eskisi gibi değil. Papua Yeni Gine de çıkar yola, gelir senin kıçına girer anladin mı? Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 6 Haziran Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran Kuaförler özellikle mikropların çok yayıldığı yerlerdir. @Kahinsen özellikle sebze meyveleri yıkamadan ye bakalım.. hani bir laf var ya , dalından kopartıp yemek , işte onu yaparsan sinek larvalarını ve yerleşik parazitleri de yutmuş oluyorsun. Gıda ile ilgili kafan kadar kalın yönetmelik var. Bilimsel çalışma diyorsun da bunu kendini kobay olarak kullanıp da yapabilirsin. Örneğin yemekleri çiğ tüketip yiyebilirsin. Vücuduna giren parazit ve larvaların kontrolünde deli gibi dolaşırsın. Günümüzde buzdolapları ve UV ışık sayesinde tarladan pazara gelene kadar yiyeceklerin içindeki olası tüm mikrop ve parazitler ölüyorlar. Otel yataklarına UV sterilizasyon şartı konmalı , yada kimyasal buharlı sterilizasyon şartı konmalı. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Deadanddark Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran 58 dakika önce, Kahin yazdı: Virüs yalanları bir yana, bakteriler olmadan insan yaşamı mümkün olmazdı. Bakteriler sağlığımız ve doğa üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir! Bakteriler vücudumuz için gereklidir elbette ama gereksiz çoğalmaları sağlığımızı tehtit eder. Bir faydası yok ki tersine zararlı olacakki beyaz kan hucremiz tarafından avlanan bir bakterinin görseli altta. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kahin Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran @Deadanddark Sana başka birşey gosterirdim ama yok içimden gelmedi. Çünkü hiçbir şey yok, değil mi? Bakteriler yaşam için gerekli elbette ama bunların hepsinin iyi niyetli olduğunu kabul etmek ahmaklık olur. Senin bakterin beni tehtit edebilir. Benim bakterim seni deli edebilir. Gerçi senin kafa zaten bayağı mayhoş. Gerek yok başkasının bakterisine. Söylediğini çürütmek çok kolay, gerçek hayat pratiği ile: Bir kadın ve bir erkek, ne kadar süredir birlikte olduklarına bağlı olarak, birlikte yaşadıkları süre boyunca milyarlarca bakteri alışverişinde bulunur. Diğer insanlarla ve hayvanlarla birlikte yaşamak da - insanlar sosyal yaratıklardır - bunu sağlar. Ne eşim ne de diğer insanlar ve hayvanlar beni hasta etmedi ve ben de onları hasta etmedim! İstatistiklere göre, 2023 yılında Türkiye'de otel, pansiyon ve benzeri konaklama yerlerinde yaklaşık 50 milyon geceleme gerçekleşmiştir. Bu süre boyunca, insanlarda kaç tane bakteri veya mantar "enfeksiyonu" veya koli basili zehirlenmesi vakası meydana geldiğini biliyor musun? Mikroplar çıplak gözle görülemeyen canlı organizmalardır. Ve birçoğu içimizde ve üzerimizde yaşar. Bunlar arasında küçük tek hücreli organizmalar, mikroskobik mantarlar ve hepsinden önemlisi bakteriler yer alır. Bakteriler açık ara farkla en yaygın sakinlerimizdir. 2016 yılında yapılan bir araştırma, insan vücudunun, içerdiği hücre sayısıyla aşağı yukarı aynı sayıda mikrop barındırdığı sonucuna varmıştır. Bu sayı için 70 kilo ağırlığında, 1.70 metre boyunda ve yaklaşık 20 ila 30 yaşlarında bir "referans adam" temel alınmıştır: ortalama olarak yaklaşık 30 trilyon insan hücresinden oluşmaktadır. Hastir ordan got lalesi. Bu sadece senin gerçek karakterini gösteriyor. Ayrıca, ben asla havlamam, ısırırım! Nüfus artışı yerleşik hayat,kavimler göçü falan , hiç birşey eskisi gibi değil. Papua Yeni Gine de çıkar yola, gelir senin kıçına girer anladin mı? Kıç kelimesini çok kullanıyorsun. Kişisel bir soru: Yumuşak bir kardeş misin? 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kahin Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran @somebody sen özellikle sebze meyveleri yıkamadan ye bakalım.. hani bir laf var ya , dalından kopartıp yemek , işte onu yaparsan sinek larvalarını ve yerleşik parazitleri de yutmuş oluyorsun. Ben köyde büyüdüm. Ben ve diğer çocuklar her yaz bunu yapardık, yani meyveleri yikamadan yerdik. Protein açısından zengin olan sinek larvalarını ve yerleşik parazitleri da yedim ve hiçbir şey olmadı! Bilimsel çalışma diyorsun da bunu kendini kobay olarak kullanıp da yapabilirsin. Örneğin yemekleri çiğ tüketip yiyebilirsin. Vücuduna giren parazit ve larvaların kontrolünde deli gibi dolaşırsın. Günümüzde buzdolapları ve UV ışık sayesinde tarladan pazara gelene kadar yiyeceklerin içindeki olası tüm mikrop ve parazitler ölüyorlar. Otel yataklarına UV sterilizasyon şartı konmalı , yada kimyasal buharlı sterilizasyon şartı konmalı. Atalarımız yemek pişirir ya da kızartır mıydı? Buzdolapları mı vardı? Hiç çiğ köfte yemedin mi? Argümanlarını çürütmek çok kolay! 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kahin Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran @Deadanddark Bakteriler vücudumuz için gereklidir elbette ama gereksiz çoğalmaları sağlığımızı tehtit eder. Bunun bilimsel makaleleri nerede? Bir faydası yok ki tersine zararlı olacakki beyaz kan hucremiz tarafından avlanan bir bakterinin görseli altta. Yüklediğin bakteri resmiyle ilgili bilimsel makaleyi nereden okuyabilirim? Ya da daha iyisi, lütfen bunu buraya kopyala, böylece çalışmayı birlikte okuyabiliriz. Ve sana hatanın nerede olduğunu gösterebilirim! Link to comment Share on other sites More sharing options...
Deadanddark Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran 59 dakika önce, Kahin yazdı: Çünkü hiçbir şey yok, değil mi? Var aslında ama ne yeri ne de zamanı değil. 1 saat önce, Kahin yazdı: Söylediğini çürütmek çok kolay, gerçek hayat pratiği ile: Bir kadın ve bir erkek, ne kadar süredir birlikte olduklarına bağlı olarak, birlikte yaşadıkları süre boyunca milyarlarca bakteri alışverişinde bulunur. Diğer insanlarla ve hayvanlarla birlikte yaşamak da - insanlar sosyal yaratıklardır - bunu sağlar. Ne eşim ne de diğer insanlar ve hayvanlar beni hasta etmedi ve ben de onları hasta etmedim! Etmiş olabilirsin. Hasta olmuş olabilirsin. Her hastalıkta ölümcül değildir. Ateşin iner çıkar, mide bulantısı halsizlik iştahsızlık derken atlatırsın. Sen herhalde hastalanmayi ölmekle bir tutuyorsun. Hindistana gidip sokak lezzetlerini dene ve musluktan su iç. Ya da uzaklara gitme , bul bir tane umumi tuvalet ve kepçeyle bok ye. Bu deneyi yap kendini gözlemle. Çok kolay değil mi. Gerek yok bilimsel makaleye. 1 saat önce, Kahin yazdı: Mikroplar çıplak gözle görülemeyen canlı organizmalardır. Ve birçoğu içimizde ve üzerimizde yaşar. Bunlar arasında küçük tek hücreli organizmalar, mikroskobik mantarlar ve hepsinden önemlisi bakteriler yer alır. Bakteriler açık ara farkla en yaygın sakinlerimizdir. 2016 yılında yapılan bir araştırma, insan vücudunun, içerdiği hücre sayısıyla aşağı yukarı aynı sayıda mikrop barındırdığı sonucuna varmıştır. Bu sayı için 70 kilo ağırlığında, 1.70 metre boyunda ve yaklaşık 20 ila 30 yaşlarında bir "referans adam" temel alınmıştır: ortalama olarak yaklaşık 30 trilyon insan hücresinden oluşmaktadır. Bunlar bildiğimiz şeyler. Seni suyun içinde yaşamaya zorlarsam çırpınmaya başlarsın. Aynı durum bakteriler içinde geçerli, bulunması gereken bir ortamı var. Oradan farklı bir konuma geçerse rahatsız eder. Bağırsağında olması gereken bakteri kanına girerse bu rahatsız edici olur. 28 dakika önce, Kahin yazdı: Bunun bilimsel makaleleri nerede? Sittir et bilimsel makaleyi, gotune mı sokacaksin. Sen yeterince bilimselsin zaten. 29 dakika önce, Kahin yazdı: Yüklediğin bakteri resmiyle ilgili bilimsel makaleyi nereden okuyabilirim? Ya da daha iyisi, lütfen bunu buraya kopyala, böylece çalışmayı birlikte okuyabiliriz. Ve sana hatanın nerede olduğunu gösterebilirim! Sen dediğimi yap. Git bir umumi tuvaletten bok ye. Yada git bir tavuk çiftliğinde ki tavukların bokunu ye sonra kendi videolarını çek bizimle paylaş. Umarım geberir gidersin, 1 saat önce, Kahin yazdı: Kıç kelimesini çok kullanıyorsun. Kişisel bir soru: Yumuşak bir kardeş misin? Seviyeyi ilk sen aşağı çektin biyoloji dersi ve uyuma cümlesini kurarak. İnsan gibi konuş, kicinla değil. Nasıl konuşursan öyle cevap alırsın tamam mı orta bacağımın kurma kolu. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 6 Haziran Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran 1 saat önce, Kahin yazdı: Atalarımız yemek pişirir ya da kızartır mıydı? Buzdolapları mı vardı? Hiç çiğ köfte yemedin mi? Argümanlarını çürütmek çok kolay! Onlar yemek pişirmedikleri için ömürleri de kısa oluyordu. İlkel bir homosapiensin ömrü 25 yıldır. Ayrıca parazitleri yok etmek için ateş dışında kullanılan maddeler de vardır. Tuz ve baharatla terbiye edilmiş çiğ et yenebilir. Veya dondurulmuş , kurutulmuş gıdalarda da parazitler az olur. Yıkanmadan yenen yiyeceklerin içinde en yaygın parazitler barsak solucanlarıdır. Bunlar otel yatağına salyasını akıtmış taşıyıcı bir insandan diğerine de geçebilir. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Link to comment Share on other sites More sharing options...
ateist otobüs şöförü Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran Ben de 19 yaşinda 3000 kişilik bir otelin çamşırhanrsinde çalıştım daha sonra restaurantta tuvaletleri temizledim garsonluk da yaptım mutfak personelinin nasıl çalıştıgını da gözlerim ile gördüm sokak fahişeleri ile otopark yada apartman boşlugunda korunmasız cinsel ilişkiye girmek en sevdiğim aktivite dir Fakat temizlik hastası olduğum döneme göre çok daha sağlıklıyım 🤣 Hiv yada HPV benzeri tedavisi olmayan bir bulaşıcı hastalık kapma riskiniz yok ise bu konuları fazla kafaya takmayın derim Şuan evde de öğrenci evinden aldığım 2.el yatak ve eşyaları kullanıyorum Bana göre temizlik hastalığı ve bulaşıcı hastalık kapma riskini birbirine karıştırmamak gerekir Link to comment Share on other sites More sharing options...
Deadanddark Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran 28 dakika önce, Max Stirner yazdı: Ben de 19 yaşinda 3000 kişilik bir otelin çamşırhanrsinde çalıştım daha sonra restaurantta tuvaletleri temizledim garsonluk da yaptım mutfak personelinin nasıl çalıştıgını da gözlerim ile gördüm sokak fahişeleri ile otopark yada apartman boşlugunda korunmasız cinsel ilişkiye girmek en sevdiğim aktivite dir Fakat temizlik hastası olduğum döneme göre çok daha sağlıklıyım 🤣 Hiv yada HPV benzeri tedavisi olmayan bir bulaşıcı hastalık kapma riskiniz yok ise bu konuları fazla kafaya takmayın derim Şuan evde de öğrenci evinden aldığım 2.el yatak ve eşyaları kullanıyorum Bana göre temizlik hastalığı ve bulaşıcı hastalık kapma riskini birbirine karıştırmamak gerekir 3000 kişilik bir otelin çamaşırhanesinde çalışmak seni temizlik hastası yapmaz. Ben ne temizlikciler gördüm kendi evi pislikten geçilmiyor. HPV bulasmadigindan emin oldun mu? Hijyen önemli bir konudur. Bakın elinizdeki parmaklar farklı boylarda. Arı sokunca ölebilecek insan var yüz arı soksa gülmekten katılacak insan var. Farklı tepkiler gösterebilir vücudumuz. Seni hasta eden beni sadece gıdıklayabilir. Birde şöyle birşey var, tetikleme olayı. Bir yerinizdeki geçici rahatsızlık başka bir yerinizde etkili olabilir. Kalıcı hasara yol açabilir, kroniklesebilir. Ne yapıyoruz, suya sabuna dokunuyoruz. Sloganımız bu. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 6 Haziran Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran Otel odası mahrem bir konudur. Oradaki kişilerin ne yapıp ne yapmaması gerektiğini denetleyemezsınız. Taksi koltuğu yada otobüs gibi değildir. Oteller yol gene hanı gibidir. Müşterinin neyi nasıl yaptığını bilmediğiniz için oda hijyeni ve özellikle yatak hijyeni bence çok önemlidir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Deadanddark Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran 10 dakika önce, somebody yazdı: Otel odası mahrem bir konudur. Oradaki kişilerin ne yapıp ne yapmaması gerektiğini denetleyemezsınız. Taksi koltuğu yada otobüs gibi değildir. Oteller yol gene hanı gibidir. Müşterinin neyi nasıl yaptığını bilmediğiniz için oda hijyeni ve özellikle yatak hijyeni bence çok önemlidir. Koltuk deyip geçme öylece. Kusani var, burnunu sileni var. Bok birakani süreni de olabilir. Yaşamayalım ölelim o zaman dediğinizi duyar gibiyim. Doğru çokta abartmaya gerek yok. Koltuk herneyse aslında büyük tehlike hapşıran öksüren insanlar ve tutunmaya yarayan metal plastik yüzeyler. Yüzümüze dokunmamaya gayret gostereliyiz. Yanımizda inince elimize sürecek dezenfektan taşımaliyiz. Yaşam kalitem düşsün istemiyorum diyorsak dikkatli olmalıyız. Link to comment Share on other sites More sharing options...
ateist otobüs şöförü Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran Otellerde maidler her sabah nevresim takımı havlu vs değiştirir Biz de bunları çamlırhanede ayırıp yıkanması için fabrikaya göndeririz Bu eşyalar çok yüksek ısıda özel kimyasal lar ile birlikte temizlenir Bu temizlik işini yapan çok büyük Laundry şirketleri var Bu arada maid konulu filmler fenadır Bende bir keresinde odaya ufacık bir şort ve yine daracık ve ufacık bir üst götürdüm kapıyı havluya sarılı duştan yeni çıkmış iki Rus LOLİTA açtı o gün nirvanaya ylaştım 😂 Mini barda kalan alkolleri içmekte ayrı bir keyiftir Link to comment Share on other sites More sharing options...
ateist otobüs şöförü Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran Ben eskiden çok titiz bir insan idim Ancak temizlik görevlisi olarak çalıştıktan sonra hastalık kapmadığıım sürece hiç birşey beni ırgalamaz Bagışıklık sisteminde güçlü galiba Link to comment Share on other sites More sharing options...
Deadanddark Mesaj tarihi: 6 Haziran Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Haziran 3 dakika önce, Max Stirner yazdı: Otellerde maidler her sabah nevresim takımı havlu vs değiştirir Biz de bunları çamlırhanede ayırıp yıkanması için fabrikaya göndeririz Bu eşyalar çok yüksek ısıda özel kimyasal lar ile birlikte temizlenir Bu temizlik işini yapan çok büyük Laundry şirketleri var Bu arada maid konulu filmler fenadır Bende bir keresinde odaya ufacık bir şort ve yine daracık ve ufacık bir üst götürdüm kapıyı havluya sarılı duştan yeni çıkmış iki Rus LOLİTA açtı o gün nirvanaya ylaştım 😂 Mini barda kalan alkolleri içmekte ayrı bir keyiftir Bende bellboy,minibarci olarak çalıştım. Fethiye Ölüdeniz'de. Otel odaları iyide personelin kaldığı yeraltı hücreleri hiçte hijyenik değildi. İngilizlerin kaldığı odalarda içi sarımsaklı su dolu surahiler olurdu bazen. Nedenini sormayı hep unutmuştum. Sivrisinekler için önlemmiydi yoksa. Hayatın derdi bitmiyor, Sivrisinekti, keneydi, toz akariydi. Mücadeleye devam. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now