Jump to content

Yeni Anayasa da Hangi Maddeler Degissin?


Rochader

Recommended Posts

Bence artik bizlerde yeni anayasa üzerine kafa yoralim. Burda benim icin su madde en bastan degismeli;

 

Madde 66. – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle mülga: 3.10.2001-4709/23 md.) Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz

 

Burda sanirim herkesin degismesini istedigi bir madde vardir. Onlari okumak isterdim.

 

SAYGILAR

Link to comment
Share on other sites

Neden bu madde değişmeli?

Bence gayet mantıklı bir madde.

 

Türk adı aynı zamanda bir etnik grubun adı, Türk demek o açıdan Amerikalı ya da İsviçreli demek gibi değil; hâl böyle olunca bu şekilde bir vatandaşlık tanımı yeterince kapsayıcı olmuyor, ülkemizde yaşayan diğer halklar dışlanmış oluyor.

Link to comment
Share on other sites

Türk adı aynı zamanda bir etnik grubun adı, Türk demek o açıdan Amerikalı ya da İsviçreli demek gibi değil; hâl böyle olunca bu şekilde bir vatandaşlık tanımı yeterince kapsayıcı olmuyor, ülkemizde yaşayan diğer halklar dışlanmış oluyor.

 

Türk kelimesinin binlerce yıllık bir geçmişi var.

Amerikalı veya İsviçreli gibi

dünden bugüne gelmiş bir kavram değil.

Birileri gocunuyor diye

bu asil kavramın içi boşaltılamaz.

Buna çanak tutan herkes vatan hainir.

Türkiyeli demek Türk demek değildir.

Osmanlılar Türkiyeli değildi

ama herkes onlara Türk diyordu.

Link to comment
Share on other sites

Vatandas baskadir, vatandasin etnik kokeni baskadir.

 

Vatandas, milletin degildir. Vatandasin milliyeti olur.

 

Vatandas toplumun degil, ulkenindir.

Turk baskadir, Turkiye baskadir.

 

Ulkenin adi Turkiye'dir ve vatandasta Turkiye'nin vatandasidir.

 

Ayni para gibi, toplumun parasi olmaz, ulkenin parasi olur.

 

Ulkenin dili olur.

 

Bunlara paralel olarak ta, vatandasin kendi etnik kokeni, kendi dili olur.

 

Bu temelde Turk kavrami, turkiye demek degildir, Turkiyede yasayan demektir. Turkiye'de yasayan her vatandas, Turkiye vatandasidir ve her vatandasin ulke dili Turkcedir, ulke parasi Turkiye lirasidir.

 

Her bir vatandasin ise, kendine ait bir etnik kokeni, dini inanci ve bu etnik koken ve dini inancinin kulturu, kulturel, etik degerleri vardir. Devlet her vatandasin bu hak ve ozgurlugunu hem tanimak, hem temsil etmek durumundadir. Ama hic bir vatandasin etnik kokeninden, dininden yana bir taraf olmayarak, hepsini farklari ile birlikte antiayrimci olarak ve firsat esitligi temelinde, temsil edilen sivili kurum ve kuruluslariyla sosyal ve hukuki koruyarak ve destekleyerek.

 

Yani devlet hem vatandasini, hem de vatandasin farkli her turlu degerini temsil etmek ve korumak, desteklemek zorundadir. Iste bu da devletin etnik bir kokeninin ve dini bir inancinin olmamasi demektir.

 

Baska turlu bir ulkede vatandas olarak farkli halklar birlikte beraber bir toplum olarak yasayamaz.

 

saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Vatandas, Halk ve birey farki;

Herhangibir kisi, dunyanin hangi cografyasinda dogarsa dogsun, dogumdan itibaren ona verilen bir ulke vatandasligi, dogdugu bolgenin ait oldugu bir halki ve henuz Turkiye'de olmayan birey olmasi vardir.

 

Vatandasligi, onun ulkesini, etnik koken ve dini inanci, o ulkede yasayan toplumun hangi halkina mensup oldugunu belirler.

Eger bireysel bilinci erisirse de, kendisi kendi iradesiyle hic bir baski altinda kalmadan basta halkinin verdigi kimlik degerlerini korur, ya da onlari onemsemez. Baska bir ulkeye giderse, oranin vatandasi olabilir, ilk vatandasligini koruyabilir (cifte vatandaslik), ya da koruyamaz (ulke ikili vatandasliga izin vermez)

 

Ama her halukarde, halka mensup bir birey olarak; kendi halkinin etik kimlik degerlerini koruyabilir, ya da enternasyonal bir zihniyet ile onemsemez.

 

1923 ve TC oncesi, Osmanlida, ne bir millet, ne de bir milliyet algisi yoktu. Ya dini inanc farki, ya da konusulan dil varki vardi.

 

Dolayisiyle, 1923 sonrasi kurulan TC vatandaslarini kayit ederken, onlara farkli halklar olarak dini inanc ve etnik kokenlerini sormadilar ve otomatikman hepsinin farkli halklarinin etnik kokenini ve dini inancina Turk ve islam olarak islediler. Ayrica hic bir vatandasa da, buna itiraz hakki veya hak ve ozgurluk tanim v.s. vermediler.

 

Iste bu TURKLESTIRME ve ISLAMLASTIRMA (SUNNILESTIRME) yanasimi, o gunden bugune bir sorun olarak Turkiye'nin basinda durmakta ve her turlu politik cikar ve ayrimci amacli bir arac olarak su istismar edilmektedir.

 

Halbuki bunun politik bir cikar ve ayrimcilik ile degil; devletin bir yaptirimi olarak insan haklari, evrensel hukuk ve hak ve ozgurluklerin temsili ve taninmasi olarak onemi vardir. Bu da bugune kadar verilememis, cunku devlet her gelen politik iktidarin politikasi amacinda, iktidarin elinde oyuncak olmustur. Turkiye'de devlet yoktur, parti ve politika devleti vardir.

 

Iste tam da bu nedenden, her politika devleti kendi gudumu altina almis ve kendi ayrimciligini ve cikarini devlet eliyle uygulamistir. Bu bugune kadar, TURKLESTIRME VE SUNNILESTIRME UZERINE olmustur ve henuz belirgin olarak ta degisen bir sey yoktur, sadece hak ve ozgurluk itirazlari, eylemleri, cikislari olmustur ve devlet her defasinda bu cikislara karsi guc kullanmis ve istekleri yerine getirmemistir.

 

Iste bu anayasa bunun icin de cok onemlidir.

 

Saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Devlet ve Devletin Yonetimi (Hukumet) Farki

Eger bir ulkenin ve farkli halklardan olusan toplumunun bir anayasasi olacaksa, bu anayasa HUKUMETIN DEGIL; DEVLETIN ANAYASASIDIR.

 

Devlet, kendi anayasasini sivil, sosyal ve antiayrimci, tarafsiz olarak ulkesi ve toplumu ve de farkli halklarinin ve de bireylerinin HEPSINI KAPSAYACAK VE BIRINI ONE CIKARMAYACAK VE YOK SAYMAYACAK sekilde ortaya koymali ve bu GELEN HUKUMETLERIN POLITIK AYRIMCI, CIKARCI AMACLARI DOGRULTUSUNDA DEGISIME ACIK OLMAMALIDIR.

Cunku anayasa politik hukumetlerin degil, vatandaslarin, toplumun farkli halklarinin ve bireylerinin anayasasidir. Bu anayasa da, buna gore hazirlanmali ve her hukumet politika amac degisiminde bir araci haline, politikanin bir oy amacli araci haline getirilmemeli ve bu tum vatandaslari kapsayan hak ve ozgurlukler, politik cikarlarin elinde oyuncak olmamali ve su istismar edilmemelidir.

 

Turkiye'nin en buyuk sorunu, boyle bir devlet anlayisinin olmamasi ve devletin her gelen hukumetce herturlu politik cikar dogrultusunda kullanimina acik olmasidir.

 

Oyuzden bu anayasa hukumetin degil; toplumun vatandasinin, farkli halklarinin ve bireylerinin her turlu hak ve ozgurluklerini uygulayici ve temsil edici bir anayasa olmalidir.

 

Zaten boyle bir anayasa saglanamazsa, ne bir butunluk,birlik ve beraberlik saglanir, ne de ulke toplumu ve farkli halklari bir butun olarak korunmus olur. Aksine, gelen hukumetlerin elinde onlarin politik amaclarinin bir oyuncagi ve araci olur.

 

Zaten bunun boyle oldugu da, 1923' te beri ara ara gelen iktidarlarin politik cikar keyfine gore degistirilen ve hic bir zaman toplumun farkli halklarinin ve bireylerinin her birini ve hepsini kapsayan bir anayasa olusturulamamistir.

 

Oyuzden konu sadece anayasa degil; anayasanin devletin olmasi ve tum toplumu farkli halklari ile birlikte kucaklamasi, temsili ve farklarinin her turlu yasamda uygulama hakkinin ve ozgurlugunun taninmasi ve bunun gelen hukumetlerin politikalarinin ayrimci ve cikarci amaclariyla degistirilememesinin saglanmasidir.

 

Bu da insan haklarina ve evrensel hukuk kurallarina hak ve ozgurlukler olarak guvence bagidir. Iste bu guvence, politik keyfe acik olmamali ve onlarin elinde oyuncak ve cikar araci olmamalidir.

 

Cunku sonucta, devletin bir PARTI DEVLETI olarak kalmasi ve her partinin devleti kendi partisi politikasi dogrultusunda yonetmesi, anayasayi hem toplumsallikdisi, hem de ayrimci ve cikarci kilar.

 

Iste tam da bu yuzden, bu anayasa su anki hukumetce degil; toplumun ve farkli halklarinin ve her kesiminin ve de insan haklari veevrensel hukuk temsilinin hak ve ozgurluklerini taniyici ve temsil edici bir birliktelikle hazirlanmali ve TOPLUMA VE DE FARKLI HALKLARINA ONAY ALMAK ICIN SUNULMALIDIR.

 

Iste parti devleti ile,ulkenin, toplumunun ve farkli halklara mensup vatandasin ve de vatandasin bireyinin devleti farki budur.

 

Ancak boyle bir devlet ve anayasasi, sivil, sosyal ve insan haklari ve evrensel hukuk guvencesinde olabilir. Cunku bu guvenceyi, devlet sivil kurum ve kuruluslari eliyle saglayacaktir.

 

Gerisi, "eski tas eski hamam" olur.

 

Saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Türk kelimesinin binlerce yıllık bir geçmişi var.

Amerikalı veya İsviçreli gibi

dünden bugüne gelmiş bir kavram değil.

Birileri gocunuyor diye

bu asil kavramın içi boşaltılamaz.

Buna çanak tutan herkes vatan hainir.

Türkiyeli demek Türk demek değildir.

Osmanlılar Türkiyeli değildi

ama herkes onlara Türk diyordu.

 

Uydurmayalım, Türk adının en eski kullanımı yanlış hatırlamıyorsam 7. yüzyılda Çin kaynaklarında. Binlerce olduğunu nereden çıkardın?

 

Osmanlı bünyesindeki milletler tek tek imparatorluktan kopmaya başladığında vatandaşlık tanımında değişikliğe gitmek durumunda kalmıştı. Türkiye de kalıyor işte.

 

Tabii seninle tartışmak boşuna gibi, kendin gibi düşünmeyen herkesi vatan haini falan addediyorsan ne diye tartışıyorsun? Al silahını eline, medeni insan taklidini bırak...

Link to comment
Share on other sites

Turk kavraminin ilk defa osmanli'da ve milliyet ve milliyetcilik icerigi olarak kullanimi, 1902 yilindaki bir Ittihak ve Terakki Cemiyeti toplantisinda gerceklesmistir.

 

Bundan once osmanli imparatorlugunda, Turkluk bir amac iceren kullanim degildir.

 

Sarayin dili de Turkce degil; osmanlicadir (farsca+arapca)

Batinin Osmanlilara Turk demesinin sebebi de, Lozan'daki TC'nin bir Osmanli devami olmasidir. Iste bu zihniyet, Osmanli'nin her turlu ozelliginin TC'ne yuklenmesi amaci temelli (mesela Ermeni meselesi), Osmanli'dan tarihte Turk olarak bahseder.

 

Bilindigi gibi, Turkce dilini resmi olarak kullanan tek devlet, Anadolu Selcuklu devleti olan, Karamanogullaridir.

 

Iste bu dil temelinde bir rum, bulgar v.s. Turkce konusabilir, ya da Turkce konusamiyan, bir rum, bulgar musluman olabilir.

 

1924 teki muzayede de one cikan DIL DEGIL; DINI INANIS OLMUSTUR. Yani, degisim, Turkce konusanlar olarak degil; musluman olanlar olarak saglanmistir.

 

Bunun neden boyle oldugunu da, Ataturk'e ya da onu her yonuyle iyi tanidigini soyleyenlere sormak lazim.

 

Isin en aci tarafi, daha 1960 lara kadar toplum arasinda TURK=MUSLUMAN olarak algilaniyor, dini inanis ve etnik koken, ya da milliyet farkinin ne oldugu bile bilinmiyordu.

 

Cunku tarihsel olarak, dini inanc kimligi milli koken kimliginden hem daha genistir, hem de daha oncedir. Oyuzden de kisilerin ilk kimligi dini inanctir, milli kimligin onemsenisi Ataturk ve TC ile birlikte gelmistir. Oda sadece turk ve turklestirme olarak. Ayni uygulamayi, din uzerinde ve devsirme adiyla osmanli imparatorlugu, baska dine mensup kisilere uygulamistir.

 

SUNNILESTIRME,Osmanli'nin; TURKLESTIRME'DE TC'nin bir baski araci ve alternatifsiz sunulani olmustur.

 

Saygilarimla;

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

İlk 3 madde dahil bütün maddeler değişebilir ancak ilk 3 maddenin değişmesine gerek yok.Benim açımdan herhangi bir sıkıntı yok.Ama yeni anayasaya mutlaka vicdani ret hakkı konulmalıdır.

 

Vicdani red diye bir şey yok.

Bu ülkenin ekmeğini yeyip,

suyunu için seve seve askere gidecek.

Gerekirse şehit olacak, gazi olacak.

Yok yapmam diyorsan

yallah makedonyaya

git orda yaşa.

Link to comment
Share on other sites

Vicdani red diye bir şey yok.

Bu ülkenin ekmeğini yeyip,

suyunu için seve seve askere gidecek.

Gerekirse şehit olacak, gazi olacak.

Yok yapmam diyorsan

yallah makedonyaya

git orda yaşa.

 

Ben bu ülkenin ekmeğini yiyip suyundan içiyorsam o yediğimin içtiğimin hepsini kuruşu kuruşuna geri ödüyorum.Devlet bana hiç birşeyi hayrına vermiyor.20 yaşında ki gençleri kışlaya toplayıp orada patates soğan soydurtuyorlar.Ülkede ne savaş durumu ne de sana saldırmayı belkeyen ülke.Bu kadar genci alıp sağa dön sola dön hadi sana vatani görev.

 

Bunu profesyonel olarak yapabilcek bir sürü insan var.Vatan aşkıyla yanıp tutuşan adamları alırsın belirli bir ücret karşılığı terör bölgesinde asayişi sağlamak için yollarsın oraya tamam.Batı şehirlerine binlerce adamı zorla kışlaya tıkmanın ne mantığı var?

Link to comment
Share on other sites

Ben bu ülkenin ekmeğini yiyip suyundan içiyorsam o yediğimin içtiğimin hepsini kuruşu kuruşuna geri ödüyorum.Devlet bana hiç birşeyi hayrına vermiyor.20 yaşında ki gençleri kışlaya toplayıp orada patates soğan soydurtuyorlar.Ülkede ne savaş durumu ne de sana saldırmayı belkeyen ülke.Bu kadar genci alıp sağa dön sola dön hadi sana vatani görev.

 

Bunu profesyonel olarak yapabilcek bir sürü insan var.Vatan aşkıyla yanıp tutuşan adamları alırsın belirli bir ücret karşılığı terör bölgesinde asayişi sağlamak için yollarsın oraya tamam.Batı şehirlerine binlerce adamı zorla kışlaya tıkmanın ne mantığı var?

 

Türkiye Amerika'dan daha zengin bir ülke olsa

yine de mecburi askerlik devam etmelidir.

Bu parayla ölçülecek bir şey değil.

Bunun bir geçmişi, bir anlamı var.

Profesyonel askerlik yine olur,

ama " Mehmetçik " her zaman varlığını sürdürmeli.

Bu da zorunlu askerlikle olur.

Savaş haline eli silah tutan herkes

askere alınır zaten o ayrı.

 

Ayrıca askerlik adam etme yeridir.

Çoğu şımarık veletler

askerden döndükten sonra

süt dökmüş kediye döner.

Bir hayat tecrübesidir,

bir milli mekteptir.

Zorunlu askerliğin faydaları anlatmakla bitmez...

Link to comment
Share on other sites

Türkiye Amerika'dan daha zengin bir ülke olsa

yine de mecburi askerlik devam etmelidir.

Bu parayla ölçülecek bir şey değil.

Bunun bir geçmişi, bir anlamı var.

Profesyonel askerlik yine olur,

ama " Mehmetçik " her zaman varlığını sürdürmeli.

Bu da zorunlu askerlikle olur.

Savaş haline eli silah tutan herkes

askere alınır zaten o ayrı.

 

Ayrıca askerlik adam etme yeridir.

Çoğu şımarık veletler

askerden döndükten sonra

süt dökmüş kediye döner.

Bir hayat tecrübesidir,

bir milli mekteptir.

Zorunlu askerliğin faydaları anlatmakla bitmez...

 

Bilakis direkt parayla alakalı bir durum.Devlet yıllardır orduya çok ciddi paralar aktarıyor.Bu paralar ordunun ve askerlerin ihtiyacını karşılamakla beraber birilerine de rant sağlıyor.Tsk ve Diyanet'e aktarılan paralar eğitime yada sağlık hizmetlerine harcansa bu hem üniversiteler çok kaliteli olur hem sağlık hizmetleri artar.

 

Vicdani ret çıksa bile çeşitli baskılardan ötürü bu hakkı kullanıcak kesim azınlıkta kalır.30 lu yaşlara gelipte hala askerliğini yapmamış bir sürü insan var.Bu adamlar belirli bir kariyer yapmış vs vs vs.Onlar için askerlik demek bunca yıllık emeğin bir anda yok olması demek.

 

Askerliğin bir hayat tecrübesi falan olduğuna da inanmıyorum.Orada yapılan resmen eziyet.Gerizekalılarla dolu bir yer ve senden kat kat vasıf adamlar sırf senden 3-5 ay önce askere gitti diye sana istediğini yapabiliyor.Askerlikte kazanacağın tecrübenin en az 3 katını zaten iş hayatında kazanıyorsun.

Link to comment
Share on other sites

Zorunlu askerlik kaldirilmali konusu belki de ayri bir baslik olmali, ne kadar yapilabilirligi var emin degilim ama bence de kaldirilmalidir, ya da bazi kisitlamalar konmalidir. Artik biraz daha teknolojik askeri guce yonelinmelidir, simdi bile insan gucunun cok daha azaldigini, insansiz ucaklarin, uzaktan atilan bombalarin vb. teknolojilerin gucunu goruyoruz.
Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...