Jump to content

İnsan da ruh var mıdır


Max Stirner

Recommended Posts

Sanırım insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği düşünme yetisi ve bu yolla bir şeyler üretebilmelidir 

dinler bu düşünme yetisi ile iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırma durumuna ruh diyor bildiğim kadarıyla 

ancak belli bir yaşa kadar insan yavruları bu düşünme yetisini kullanamıyor ve hatta kanunlar bile reşit olana kadar bu insanlara bir veli atıyor 

ve yine yaşlılar ve zihinsel rahatsızlığı bulunananlar bu yetiyi bir hayvan kadar bile kullanamıyorlar 

o zaman okul çağına kadar bir insanın tam ruhu yoktur yine dinlere göre buluğ çağına kadar günah yazılmaz yani ergenliğe kadar insanların ruhu yoktur 

devam edelim yasalara göre reşit olana kadar insanların hala özgür ve hür bir ruhu yoktur 

bu yaştan sonra kişi Nietzche bile olsa akıl sağlığını kaybedebilir ve yine ruhu yoktur 

peki bizi hayvanlardan ayıran bu akıl ve iyiyi kötüden ayırma yetisi değil ise ruh nedir @Hami

bence ruh yoktur dinler bu kendi kendisinin bilincinde olma durumuna ruh der

ancak bu yetiyi tam anlamıyla reşit olana kadar kullanamayız ve yine akıl sağlığımızı kaybedebiliriz bu iki dönem de ruhumuza ne oluyor

biz sadece evrim sayesinde kendi kendimizin bilincine vardık fakat hayvanların yapmayacağı kötülükler için kullandık bunu çoğu zaman 

bana göre çoğu insan hala ilkel atalarımız ve vahşi hayvanlar gibi ilkel dürtüleri ile hareket ediyor bu dürtüler değil de akıl ile hareket etmeye dinler ruh diyebilir peki o zaman aklını tam olarak kullanamayan insanların ruhu nedir hayvandan bile daha ilkel bu insanlar

benim merak ettiğim bizim beynimiz nasıl kendi kendinin farkına varacak şekilde evrimleşti 

eğer ruh bir şeyleri duyguları hissetmek ise hayvanların insanlardan daha gelişmiş duyguları var 

yine akli melekelerini tam anlamıyla kullanamayan insanlar da bu durum hayvanlardan daha aşagıdır 

bana göre insan da bir hayvandır hatta hiç bir hayvanın yapmayacağı zararları doğaya ve birbirine veren en tehlikeli hayvandır

sizce ruh varmıdır var ise nedir var olduğu nasıl anlaşılır 

Link to comment
Share on other sites

Ruh, sahip olduğu maddi ve manevi cihazlarıyla işler yapar. Şuuruyla fark eder, aklıyla anlar, vicdanıyla tartar, karar verir, hayaliyle planlar yapar, hafızasıyla bilgi depolar, kalbiyle sever. Onun sayılamayacak kadar çok kabiliyeti vardır. Bunların bir kısmı da maddi uzuvlarla ortaya çıkar. Ruh, eliyle tutar, gözüyle görür, kulağıyla işitir, ayağıyla yürür... Bedende bulunduğu sürece bedene muhtaçtır. Faaliyetleri bedenle sınırlıdır. Beden ile ruh, ampul ile elektrik gibidir. Ampul kırılınca elektrik yok olmuyor ve var olmaya devam ediyor. Biz onu görmesek de inanıyoruz ki, elektrik hâlâ mevcuttur. Aynen bunun gibi, insan ölmekle ruh vücuttan çıkıyor. Fakat var olmaya devam ediyor. Cenab-ı Allah ruha münasip daha güzel bir elbise giydirerek, kabir aleminde yaşamını devam ettiriyor.

 

“Şuuruyla fark eder, aklıyla anlar, vicdanıyla tartar, karar verir, hayaliyle planlar yapar, hafızasıyla bilgi depolar, kalbiyle sever. “
Bu yeteneklerden aciz insanların ruhu eksik midir yok mudur

biraz belgesel izleyin bazı insanlardan daha ileridir vahşi hayvanlar bu konularda 

@Hami

Link to comment
Share on other sites

On 11.12.2023 at 02:34, Frankenstein yazdı:

Sanırım insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği düşünme yetisi ve bu yolla bir şeyler üretebilmelidir 

dinler bu düşünme yetisi ile iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırma durumuna ruh diyor bildiğim kadarıyla 

ancak belli bir yaşa kadar insan yavruları bu düşünme yetisini kullanamıyor ve hatta kanunlar bile reşit olana kadar bu insanlara bir veli atıyor 

ve yine yaşlılar ve zihinsel rahatsızlığı bulunananlar bu yetiyi bir hayvan kadar bile kullanamıyorlar 

o zaman okul çağına kadar bir insanın tam ruhu yoktur yine dinlere göre buluğ çağına kadar günah yazılmaz yani ergenliğe kadar insanların ruhu yoktur 

devam edelim yasalara göre reşit olana kadar insanların hala özgür ve hür bir ruhu yoktur 

bu yaştan sonra kişi Nietzche bile olsa akıl sağlığını kaybedebilir ve yine ruhu yoktur 

peki bizi hayvanlardan ayıran bu akıl ve iyiyi kötüden ayırma yetisi değil ise ruh nedir @Hami

bence ruh yoktur dinler bu kendi kendisinin bilincinde olma durumuna ruh der

ancak bu yetiyi tam anlamıyla reşit olana kadar kullanamayız ve yine akıl sağlığımızı kaybedebiliriz bu iki dönem de ruhumuza ne oluyor

biz sadece evrim sayesinde kendi kendimizin bilincine vardık fakat hayvanların yapmayacağı kötülükler için kullandık bunu çoğu zaman 

bana göre çoğu insan hala ilkel atalarımız ve vahşi hayvanlar gibi ilkel dürtüleri ile hareket ediyor bu dürtüler değil de akıl ile hareket etmeye dinler ruh diyebilir peki o zaman aklını tam olarak kullanamayan insanların ruhu nedir hayvandan bile daha ilkel bu insanlar

benim merak ettiğim bizim beynimiz nasıl kendi kendinin farkına varacak şekilde evrimleşti 

eğer ruh bir şeyleri duyguları hissetmek ise hayvanların insanlardan daha gelişmiş duyguları var 

yine akli melekelerini tam anlamıyla kullanamayan insanlar da bu durum hayvanlardan daha aşagıdır 

bana göre insan da bir hayvandır hatta hiç bir hayvanın yapmayacağı zararları doğaya ve birbirine veren en tehlikeli hayvandır

sizce ruh varmıdır var ise nedir var olduğu nasıl anlaşılır 

Ruh konusu bilginin kısıtlı olduğu pek az anlatılan bir konudur.bildiğim ve dilim döndüğü kadarıyla yazacağım(en doğrusunu Allah bilir) bizim ilk yaratıldığımız nurani varlık halimizdir ruh.bu dünyaya gelir iken bedenlenip geliyor.Tasavvufta bedene binek diye tabir edenler oluyor.hakikat yolunda yürüyen,nefsini terbiye edebilen insanda melekten daha üstünolabilme,veya kötüleştikçe kötüleşen kabalaşan insanda hayvandan daha aşağı olabilme potansiyeli mevcuttur.

Evet genel düşünce insanı hayvandan ayıran en önemli özelliği aklı ve düşünebilmesi.Bence insanı hayvandan ayıran özelliği maneviyatı ve bilgeliğidir.insan bu konuda yol alabildiği ölçüde, hayvani tarafından uzaklaşır. İnsanı insanyapan değerler sevgi edep, adap,samimiyet,sadakat,vefa,aşk,aile bağları ,adalet duygusu,fedakarlık,merhamet vs manevi değerlerdir.Ruh bunun kaynağımı dır,yoksa jenaratörü müdür bilmem

eğer farklı kılan akıl ve düşünce olsaydı bu insanın potansiyelini küçümsemek ve basitleştirmek olurdu.zira maymunlar cehennemi filmindeki gibi genetik bir buluş veya yapay zekanın 100-200 sene sonraki halini hayal edersek insanın hiçbir hükmü ve farkının kalmayacağını öngörebiliriz. olmaz derseniz 100-200 sene önceki insanlığın ve bilimin durumunu bugün ile karşılaştırın.

Ben insanlar içinde evrime inanmıyorum.bunu neye dayanarak söyledin dersen TİN süresi 4. Ayet: Gerçektende Biz insanı en güzel biçimde yarattık..

buradaki güzel kelimesi fiziken ve manevi anlamda en güzel. Ve insan yaratılıştan beri bence düşüşte.yani tersine evrim.ben insanlığın MÖ 20 bin 50 binlerde çok daha ileri medeniyetler kurduğuna inanıyorum.bilimde,ilimde,teknolojide,felsefede çok daha ileri..nuhun gemisi neden bütün canlıların genetiğini toplandığı  bir uzay gemisi neden olmasın?

Link to comment
Share on other sites

Ruh diye birşey ispatlanmamistir.

Insan çoğu canlıdan daha geridir. Koku alma , görme , beslenme ve iskelet kas sistemi dahil çoğu konuda hayvanlardan daha geridir.

Canlılığı oluşturan DNA ve hormonlardir. Bunları cikartirsan ruh da gider.

Hesap bu kadar basit. DNA yoksa ruh yok. Ruh yoksa DNA yok

Yada hormonlar yoksa ruh yok , ruh yoksa hormonlar yok.

Bunun arkasında birşey aramak da bizim doymak bilmeyen istahimizdir. Bu da hormonal ve zihinsel bir durumdur.

Link to comment
Share on other sites

On 12.12.2023 at 13:10, Hami yazdı:

Evet genel düşünce insanı hayvandan ayıran en önemli özelliği aklı ve düşünebilmesi.Bence insanı hayvandan ayıran özelliği maneviyatı ve bilgeliğidir.insan bu konuda yol alabildiği ölçüde, hayvani tarafından uzaklaşır.

Ba ba laflara bak.

Insanın neresi bilge?

Bütün icadlarini hayvanlardan yada doğadan taklit etmektedir.

Bir kutup ayısı kadar keskin burnun olmadıgi gibi bir köpek balığı gibi de avlanamazsin. Bir arı kadar çevrene hakim degilsin , bir köpek kadar duyguların güçlü değil.

Senin kıyafet giyip tenekeye şekil vermen dışında bir ekstra özelliğin yok be.

Tapınmak dersen , işte bu insana özgü bir davranış. Çünkü biz hayvanlar kadar adaptasyon saglayamiyoruz bu eksikligimizi tapinarak geçiştirmeye çalışıyoruz. Yani bu da bir üstünlük değil sadece acizligimizi maskelemek.

Link to comment
Share on other sites

On 14.12.2023 at 18:32, Kafir İmam yazdı:

Ba ba laflara bak.

Insanın neresi bilge?

Bütün icadlarini hayvanlardan yada doğadan taklit etmektedir.

Bir kutup ayısı kadar keskin burnun olmadıgi gibi bir köpek balığı gibi de avlanamazsin. Bir arı kadar çevrene hakim degilsin , bir köpek kadar duyguların güçlü değil.

Senin kıyafet giyip tenekeye şekil vermen dışında bir ekstra özelliğin yok be.

Tapınmak dersen , işte bu insana özgü bir davranış. Çünkü biz hayvanlar kadar adaptasyon saglayamiyoruz bu eksikligimizi tapinarak geçiştirmeye çalışıyoruz. Yani bu da bir üstünlük değil sadece acizligimizi maskelemek.

Yazdıkların benim yazdığımdan pek farklı değil.icadlar için insanlar doğadan esinleniyor olabilir ama bütün icatlar dersen eksik olur.arabanın,elektriğin icadıyla başlar dijital teknolojiye kadar gelir..ayrıca kaçırdığın şey ben zaten insanın akıl veya fiziksel üstünlüğünden bahsetmedim.tapınmaktan dinden de bahsetmedim.istersen budist istersen ateist ol.aşk,sevgi,vefa,aile bağları,merhamet,adalet duygusu,İnsan bunlarda yükseldiği ölçüde değerlidir kıymetlidir üstündür.iinsanı insan yapan şey maneviyatıdır.

insanda böyle bir potansiyel vardır ve onu diğer canlılardan ayıran budur.bu değerler için inanç ve dinden bahsetmedim.bu insanın yaratılış özelliğinde var tapınsın tapınmasın 

Link to comment
Share on other sites

3 saat önce, Hami yazdı:

aşk,sevgi,vefa,aile bağları,merhamet,adalet duygusu

Bu kavramlar üzerine Nietzsche'nin değerli çalışmaları var kitaplarına dağılmış bir şekilde veriyor ancak genel olarak yazıyorum insanca pek insanca, iyilik ve kötülüğün ötesinde ve ahlakın soykütüğü kitaplarına bakılabilir.  

Link to comment
Share on other sites

On 16.12.2023 at 04:45, Kaz yazdı:

Bu kavramlar üzerine Nietzsche'nin değerli çalışmaları var kitaplarına dağılmış bir şekilde veriyor ancak genel olarak yazıyorum insanca pek insanca, iyilik ve kötülüğün ötesinde ve ahlakın soykütüğü kitaplarına bakılabilir.  

Tamam Fırsat bulunca bakacağım 

Link to comment
Share on other sites

İslam`da canlıların ruhu-hayaleti yoktur

 
İslam`da insana ait ölümsüz ve tanrısal parça ruh inancı yoktur.

Yaratılan her şey maddidir. Hatta cinler ve melekler bile (örneğin cinler ateşten yaratılmışlardır).

Cennet ve cehennem de farklı fizik yasalarına sahip diğer evrenlerdedir ve sapına kadar maddedir.

Ruhçu öğretinin İslam dünyasına uydurma hadisler ve tasavvuf öğretileriyle sızması sonucunda bugün Müslümanlar uydurma ruhlar âlemine iman ettirilmektedir. Hatta Kuran`ı tercüme derken ayetlerde "nefs, can" geçen yerlerde "ruh" denilerek çeviriler bile çarpıtılmıştır.

Kuran`da gerçekten ruh diyen ayetler "vahiy"den ve de bu vahyi ileten Cebrail adlı vahiy meleğinden bahsetmektedir.

Yani Kuran`da;

Ruh = Vahiy
Ruh = Vahiy meleği

Kuran`a göre kabir azabı veya mükâfatı yoktur. Hemen hemen herkes kıyamet sonrası, mahşer gününde tekrar yaratılacak ve sonsuz yaşamlarına kavuşacaklardır.

Yalnız dikkat ederseniz hemen hemen herkes dedim. Çünkü Kuran`a göre istisna insanlar var. Bu konuda bazı yazarlar güzel tespitlerde bulunmuşlardır.

Kimdir bu ayrıcalıklı insanlar? Bunlar Firavun gibi günahkârlıkta çok aşırıya giden büyük günahkârlarla, şehitler gibi sevap kazanmada çok ileri seviyede olan cennetlik insanlardır.

Firavun gibi günah işlemede çok aşırı bir seviyede ileri giden insanlar daha kıyamet beklenmeden cehennemde yaratılarak daha şimdiden ateşte yanmaya başlamışlardır. Ahirette ise cezalarını daha şiddetli bir şekilde çekmeye başlayacaklardır:

- Ateş; onlar, sabah akşam ona karşı sunulur dururlar. Kıyamet kopacağı gün de: "Tıkın firavun ailesini en şiddetli azaba!" (denilir). (Mümin Suresi 46. Ayet )

Burada firavun ve ailesinin şimdiden sürekli ateşe atıldığı, kıyamet sonrası ise asıl azaba atılacağı söyleniyor. Yanı bunlar şimdiden beden olarak cehennemde yaratılmışlardır.

Diğer uç gurup ise iyilikte çok ileriye gidenlerdir. Bunlar da kıyamet beklenmeden şimdiden cennette bedenen tekrar yaratılmışlar ve mükâfatlandırılmaya başlanmışlardır. Bunlara örnek olarak şehitleri verebiliriz:

-Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

-Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır. " müjdesinde bulunurlar. (Ali İmran suresi 169-170)

Burada da açıkça ayetler, şehitlerin kanlı ve canlı bir şekilde yani bedenen cennette şimdiden yaşamaya başladıklarını ve nimetler içinde olduklarını söylüyor.

Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

-Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır. " müjdesinde bulunurlar. (Ali İmran suresi 169–170)

Bu ayetler bile ruhlar âlemi safsatasını yerle bir etmeye yeterlidir.

Eğer insanların ruhu olsaydı, tüm insanlar öldükten sonra yaşıyor olacaktı ve ayet "herkes canlıdır aslında " falan derdi.

Ama öyle demiyor. Şöyle diyor:

-Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

Yani "sadece şehitler gibi istisna insanlar kıyamet öncesi yaşayabiliyorlar. " Çünkü diğer insanlar ölüler ve kıyameti bekliyorlar ikinci yaratılış için. Ve ruhları olmadığından cansızlar.

Ama şehitler şimdiden cennette yaratıldıklarından (Rabbin katı), diğer insanlardan farklı olarak şimdiden ikinci yaşamlarına başlamış bulunuyorlar. Kıyametten sonra kendilerine katılacak diğer insanları da bekliyorlar.

Yine insanların ruhu olmadığına Kuran`dan delil vermeye devam edelim:

Yasin 51–52: Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar. Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman`ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler. "

Eğer bu insanlar öldükten sonra ruhlar âleminde yaşamaya devam etselerdi, bu âlemde yaşayacakları binlerce ve hatta belki de milyonlarca yıl boyunca ahiretin gerçek olduğu acı gerçeğini yudum yudum özümsemiş olacaklardır.

Ama hayır, bu insanlar dünyada öldükten sonra ilk defa kendilerine geliyorlar ve büyük bir şaşkınlık içinde "meğerse doğruymuş" gibilerinden bir şeyler söyleyerek büyük bir şok yaşıyorlar.

Çünkü ruhsal yaşam diye bir şey yok. Onlar vefat ettikten sonra kıyamete kadar cansız bir şekilde beklediler ve uyandıklarında yani ikinci yaratılışlarında da acı gerçeği gördüler.


Bazı insanların şimdiden cennete girdiğine bir diğer delil olarak şu ayetleri de verelim:

Yasin Suresi(20-29):
Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"
"Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar. "
"Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O`na döndürüleceksiniz. "
"O`ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar. "
"Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim. "
"Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"
"Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi?
Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı. "
Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.
Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.

*************

Eğer kıyametten sonraki cennete girişten bahsetseydi, o zaman o adamın toplumu zaten onu görüyor olurdu. Ama hemen ölümünden sonra bedenli olarak cennete giriyor, diğerleri ise daha yeryüzünde olduğundan ve/veya henüz dirilmediğinden, "kavmim, Allah`ın beni affedip cennetine aldığını bilebilseydi" demekte.

*************

RUM

55. Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı.
56. İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah`ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz. "

Eğer bu günahkarlar ruhlar aleminde binlerce veya milyonlarca yıl azaplar içinde yaşamış olsalardı, o zaman onlara bekleme süresi kısa gelmek bir yana dursun tam tersine olduğundan da uzun gelecekti.

Ama görüldüğü üzere, dirildikleri andan itibaren kendilerine ilk defa geliyorlar ve dünyadaki bekleme sürelerinin çok kısa olduğuna yemin ediyorlar.

Ayrıca ilim ve iman içinde olanlar onlara şöyle diyor: "Yemin olsun, siz, Allah`ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz. "

Yani hem "siz kıyamet gününe kadar beklediniz" diyorlar hem de "siz daha önce bunu bilmiyordunuz" diyerekten onların bilinçlerinin ilk defa yerine geldiğine vurgu yapıyorlar.

Bu arada Kuran'da ruh kelimesi sadece tekil olarak geçmektedir. Ruhun çoğulu olan "ervah"  kelimesi ayetlerde asla geçmez. Bu da ruhların olmadığına dair bir başka sağlama, kanıt daha sunmaktadır bizlere.

İNSANA AİT RUH İNANCININ YAPTIĞI BOZGUNCULUKLAR

1.İnsana ait tanrısal parça ruh inancı insanların rableştirilmesinin kapısını ardına kadar açıyor ve bunun sonucunda kutsal insanlar, tapınılan sefil ruhbanlar ortaya çıkıyor.

2.İnsana ait ruh inancından dolayı çoğu insan tekâmül safsatasına inanıyor. Ve bu yüzden acı çekip olgunlaşacağına inandığından kendine zulmediyor veya başına bir musibet geldi mi bunu iyi bir şey zannedip kurtulmak için şevkli davranmayabiliyor. Hâlbuki Kuran'a göre başımıza gelen musibetler hiç de hayra alamet değildir ve günahlarımızdan dolayı bir uyarıdırlar.

3.İnsana ait ruh inancından dolayı insanüstü bir varlık olabileceğine inanan ruhbanlar dünya nimetlerine sırt çevirerek kutsallaştığına inanıyorlar. Bu sapkınlığı bir erdem olarak görüyorlar. Hatta kimisi cennet nimetlerini bile istemiyor ve ilahlaşmaktan başka bir şeyi gözü görmüyor(birlenme inancı).

4.İnsana ait tanrısal parça ruh inancından dolayı ölümün güzel bir şey olduğu zannediliyor. Çünkü bu inanca göre ruh bedene hapistir ve ölüm ruhun özgürlüğüne kavuşması-birlenmesi demektir. Bu hastalıklı düşüncenin sonucunda ne yazık ki insan hayatına verilen önem azalabiliyor ruhlara inanan insanlarda.

5.Yine insana ait ruh inancından dolayı birçok insan reenkarnasyona inanıyor. Bu da her dirilişte bambaşka bir yaratık olunacağı anlamına geliyor. Ve bu da farkında olunmasa da ölen kişinin bir daha geri gelmemek üzere yok olması demektir. Çünkü başka bir bedende başka bir kişilikte hatta başka cinsiyet veya türde dünyaya geleceksen sürekli, ölünce şu anki sen bir daha oluşmamak üzere yok olacak demektir. Yani tam bir materyalist inanca bürünüyor işin derinine inince.

6.Ruh ikizi inancı görülüyor birçok ruhçu öğretide... Bunun sonucunda yalnızca ruh ikiziyle birlikte olan insanın tekâmül edip mutlu olabileceği safsatasına inanılıyor. Bu da cinselliği çaktırmadan yasaklama-kısıtlama hinliğini içeriyor.

7.İnsana ait ruh inancı ve tekâmül safsatası aslında günah işlemenin gerekli olduğu yanlış inancına da götürüyor insanları. Çünkü tekâmül için dünyaya gelen ruh günah işleyip acı çekmeli ki mükemmelliğe giden yolda olgunlaşabilsin deniliyor. Bu inanç kabala öğretisiyle Museviliğe, tasavvuf öğretisiyle de İslam dünyasına sokuşturulmuştur.

8.İnsana ait ölümsüz ruh inancı, bedenli yeniden yaratılıp ahirette maddi yaşayacağımız gerçeğini bazı kimselere inkâr ettiriyor. Ruhçular maddeyi küçümsedikleri hatta bazıları iğrendikleri için sonsuz yaşamın bedenli değil de ruh olarak olabileceğini söyleyiveriyorlar. Kutsal kitaplardaki maddi sonsuz yaşamı anlatan ayetlere sembolik anlamlar yükleyerek dolaylı yoldan inkâr ediyorlar.

9.Yine bazı ruhçular Allah'ın yarattığı bu maddi evrene şükretmek bir yana dursun,ona "leş" diyerek hakaret ve nefretlerini kusuyorlar.Allah'ın bizim için yarattığı güzelliklere nefret ve hainlik içinde olabiliyorlar.Kendi uydurdukları madde ötesi aleme tapınıyorlar ve ona ulaşmak için çırpınıyorlar.

10.Ruhun tekâmülü inancı sonucunda kişisel ve toplumsal bazda ayrımcılık-üstünlük meselesi ortaya çıkıyor. Kimi insanlar kimi insanlardan üstün kabul edildiği gibi kimi ırklar da diğer ırklardan üstün tutulabiliyorlar. Bazı ruhçular sarışın renkli gözlü insanın tekâmül etmiş üstün insanı temsil ettiğine inanırlar. Hatta Hitler’in zalimliklerinin arkasında bile bu ruhçu-ırkçı sapma vardır. Büyük ruh adlı varlıktan medyumlar aracılığıyla aldığı direktifler doğrultusunda bilenen çılgınlıklarını yapmıştır Hitler.

11.Ruhlara inanan insan cinlerin aldatmalarına daha yatkın oluyor. Ruh çağırma seanslarında ya şarlatanların yalanlarına kanıyorlar ya da cinlerin ruh kılığında söyledikleri yalanlara... Yakınlarının veya hayatta olmayan ünlü insanların ruhlarıyla görüştüğünü sanan kimseler, bu celselerde aldıkları bilgileri mutlak doğru zannedip yoldan çıkabiliyorlar.


Selam ve sevgiler.
 
Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...