Jump to content

En Son Okudugunuz Kitaplar


evrenselbirey

Recommended Posts

Çok kitap okuyan biri değilim... Daha çok, bilgisayar başında, internet ortamında okuma yapıyorum. Başta Ekşi Sözlük'tekiler olmak üzere internette ilgimi çeken yazıları, yorumları, makaleleri, analizleri, tartışmaları vs. okumaya çalışıyorum. Ayrıca çok hareketli olan ülke gündemini ve dünya gündemini de internetten takip etmeye çalışınca, zaten "basılı kitap" okumaya zaman kalmıyor.

 

En son okumuş olduğum kitaplar, şunlar idi:

1. "Ama Hangi Atatürk" (yazar: Taha Akyol)

2. "Latife Hanım" (yazar: İpek Çalışlar)


Tarihe özel bir ilgim olmamasına rağmen, gene de bu 2 kitabı okumaya karar verdim ve keyif alarak da okudum.

Gazeteci Taha Akyol, biliyorsunuz, muhafazakar (sağ görüşlü) geçmişi olmasına rağmen bir yanıyla da "liberal" olarak değerlendirilen bir isim... 578 sayfalık bu kitabının ismini, Attila İlhan'ın meşhur "Hangi Atatürk" kitabına cevap verir gibi "Ama Hangi Atatürk" şeklinde koymuş. Oldukça tarafsız bir bakış açısıyla Atatürk'ün eylem ve sözlerini masaya yatırmış ve askeri yönünden ziyade politikacı, diplomat, stratejist yönünü ortaya koymaya çalışmış. Hem Atatürk'ü hem de Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında olan biten hadiseleri ayrıntılarıyla öğrenmek için değerli bir kaynak diyebilirim. Kitabın sonlarında yer alan "Musul... Bir Kaybın Hikâyesi" bölümü, en heyecanla okuduğum kısım oldu. Musul'u İngilizlere kaptırmamak için Türkiye'nin diplomatik olarak hakikaten de çok mücadele ettiğini fakat İngiltere'nin kararlı tutumu ve savaş seçeneğini sürekli öne sürmesi sebebiyle Musul'u neticede kaybettiğimizi öğrendim.

"Latife Hanım" kitabı da, merakla okunan ve bol bol tarihi dokümana yer verilen bir kitap... Gazeteci İpek Çalışlar, çok titiz bir çalışma yapmış ve Atatürk'ün 2.5 yıl boyunca evli kalmış olduğu, 8 dil bilen, hukuk tahsiline sahip Latife Hanım'ın hayatıyla ilgili en ayrıntılı biyografik eseri meydana getirmiş.

Kitaptan aklımda kalan en ilginç cümle şu oldu:

"Latife Hanım, evliliği süresince, kendisinin bir 'cumhurbaşkanı eşi' olduğunu hiç unutmuyordu ama kocasının bir 'cumhurbaşkanı' olduğunu sık sık unutuyordu."

(Bu tespiti yapan da, Latife Hanım'ın babası Muammer Bey imiş)

 

Bu 2 araştırma-inceleme kitabının da, "liberal" (yani Atatürkçü olmayan) yazarlarca kaleme alınmış olunduğunu hatırda tutmak gerek tabii...


Ben aslında, bilim adamı Carl Sagan'ın bütün kitaplarını okumayı arzu ediyorum. Carl Sagan'ın önemli bir aydın olduğunu biliyorum ama kitaplarını okumaya fırsat bulamadım henüz. Bunu da bir eksiklik olarak görüyorum kendimde... Özellikle de "Tanrı'nın Kapısını Çalan Bilim" ve "Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı" isimli kitaplarını bir an önce okumam lazım, farkındayım...

Şu sayfada, Carl Sagan'ı okumuş olan kişilerin yorumları var:

https://1000kitap.com/yazar/carl-sagan

Link to comment
Share on other sites

  • 1 sene sonra...

51307C8CHSL._SX377_BO1,204,203,200_.jpg

 

Gecen ay bu kitabi bitirdim. Daha yeni bir kitaba baslamadim. Bu kitap, uyusturucularin yada genel olarak psikiyatride kullanilan ilaclarin beyinde, molekuler duzeyde ne yaptigini, beyni ve davranisi nasil etkiledigini anlatiyor. Asagiya Amazon linkini koyuyorum. Ayrica arzu eden olursa internette sanirim ucretsiz pdf'ini de bulabilir. Guzel bir kitapti. Tavsiye edilir.

Amazon link

 

Link to comment
Share on other sites

On 8/3/2023 at 4:02 AM, müftü said:

Uzun zamandır bulamadığım bir kitabı okudum daha yeni. Lawrence Krauss - Hiç Yoktan Bir Evren. 

Ondan önce Walter Sinnott-Armstrong - Tanrısız Ahlak kitabını okuduydum. ..Tatmin edici bulmadım.

Nick Lane'in son kitabını bekliyorum. 🤘

Bu kitaplarin hic birini okumadim. Ne diyor Krauss? Evren hic bir sey yokken oyle kendiliginden-hiclikten cikti mi diyor? Ne diyor?

Benim sahsi dusuncem, evrenin ezeli oldugu. Evren de, madde de, sevgi de, bilimsel yasalar da, tanrilar da sonsuzdur.

Link to comment
Share on other sites

On 7/26/2023 at 5:38 AM, pigeon said:

Bu kitabi belki 6 kere okudum. Pek cok yerini de cizerek, renkli kalemle vurgulayarak okudum. Cok iyi bir kitapti. Okudugun icin sevindim. Tanri zeka vermisse, calistiracaksin, sorgulayacaksin. Din adamlarina guvenmeyeceksin. Soru soracaksin. Bir aydin boyle yapar.

Link to comment
Share on other sites

  • 6 ay sonra...
  • 5 ay sonra...
On 06.08.2023 at 02:37, Cougar yazdı:

Bu kitaplarin hic birini okumadim. Ne diyor Krauss? Evren hic bir sey yokken oyle kendiliginden-hiclikten cikti mi diyor? Ne diyor?

Benim sahsi dusuncem, evrenin ezeli oldugu. Evren de, madde de, sevgi de, bilimsel yasalar da, tanrilar da sonsuzdur.

Tanrılar derken neyi kastettin inancın nedir?

Link to comment
Share on other sites

On 05.08.2023 at 23:37, Cougar yazdı:

Benim sahsi dusuncem, evrenin ezeli oldugu. Evren de, madde de, sevgi de, bilimsel yasalar da, tanrilar da sonsuzdur.

Sevginin sonsuzluğu ile miktarı ters orantılıdır. Kırıntı kadar bir sevginin sonsuzluğunun ne anlamı var. Evrende ve dünyada herşey birbirini yok ederek varlığını sürdürüyor. İnsan olarak şanslıyız belki ama bizi de sömüren bir çevre var.

Deniz kaplumbağaları yumurtalarını karaya bırakırlar sonra o yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz denize doğru koşarlar. Buna mucize diyenler var. Ama denize ulaşana kadar binlerce yavru kuşlara ve çakallara yem olur.

Yani ben sevgi dolu bir tanrı olsam o deniz canlısını denize yumurtlatırım. Burada hata var.

 insan olarak anamız bizi denize doğurup bıraksa ve sonra biz bebek halimize can havliyle karaya doğru çırpınırken balinalar , köpek balıkları bizi yeseler. Ne kadar mantıklı olur değil mi. Buna mucize diyemeyiz , bir Tanrı bizi seviyor ve karaya yönlendiriyor işte bu mucize diyemeyiz.

Sevgi denen şey insanoğlunun ve bazı canlıların kısıtlı geliştirdiği güzel bir şey. Ama çok kısıtlı birşey. Sonsuza kadar gider mi dersin.

Link to comment
Share on other sites

2 saat önce, somebody yazdı:

Sevginin sonsuzluğu ile miktarı ters orantılıdır. Kırıntı kadar bir sevginin sonsuzluğunun ne anlamı var. Evrende ve dünyada herşey birbirini yok ederek varlığını sürdürüyor. İnsan olarak şanslıyız belki ama bizi de sömüren bir çevre var.

Deniz kaplumbağaları yumurtalarını karaya bırakırlar sonra o yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz denize doğru koşarlar. Buna mucize diyenler var. Ama denize ulaşana kadar binlerce yavru kuşlara ve çakallara yem olur.

Yani ben sevgi dolu bir tanrı olsam o deniz canlısını denize yumurtlatırım. Burada hata var.

 insan olarak anamız bizi denize doğurup bıraksa ve sonra biz bebek halimize can havliyle karaya doğru çırpınırken balinalar , köpek balıkları bizi yeseler. Ne kadar mantıklı olur değil mi. Buna mucize diyemeyiz , bir Tanrı bizi seviyor ve karaya yönlendiriyor işte bu mucize diyemeyiz.

Sevgi denen şey insanoğlunun ve bazı canlıların kısıtlı geliştirdiği güzel bir şey. Ama çok kısıtlı birşey. Sonsuza kadar gider mi dersin.

tanrı yok ya da kötü bir tanrı var. belki de bizden haberi olmayan bir tanrı vardır. o çok büyük biz ise minicikk

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...