Jump to content

Evrensel-İnsan'a sorular.


ilgi

Recommended Posts

Iste esaretten kurtulmak ve arinmak basta VUCUTLARIMIZIN VE DAVRANISLARIMIZIN SADECE ZIHNIMIZDE YER ETMISLERI UYGULAYAN BIRER ARACLAR OLDUGUNUN ALGILANMASI ve DEGISIMIN DEVRIMIN, EVRIMSEL/BIYOLOJIK/FIZIKSEL V.S. DEGIL DE, ZIHINSEL TEMELDE OLMASI GEREKTIGININ ALGILANMASIDIR.

 

 

Ben materyalist bir ateistken, Terence bana felsefi cok fena tokatlar atti, altindan kalkamadim. Sonunda fikirlerini iyice inceledigimde kendisininde rasyonel oldugunu, bilimsel yontemlerden cok uzak olmadigini ve gayet mantikli dusunceler ortaya koydugunu farkettim. Ama Terence dusunce olarak bambaska bir seviyede. Normal insanlarin dusunce patternlerini kullanmiyor ve gercekten altindan kalkilmayacak gerceklerle yuz yuze birakiyor insani. Bunlari da zamanla duzgun kelimelerle tartismaya acicam.

 

Terence'in su fikri beni cok cok derinden etkiledi soylemem lazim. Terence insanlik tarihine baktiginda tamamen psikolojisi bozuk, timarhanelik, farmakolojik destege ihtiyaci olan insanlar surusunun eseri oldugunu soyluyor. Gercekten tarih diye onumuze koyulan seyin sadece savaslardan ibaret oldugunu goruyoruz nerdeyse. Lafi uzatmaya gerek yok, insanligin bencede cok ciddi farmakolojik destege ihtiyaci var. Bizler yuce, sadece dusunce gucuyle hirslarimizdan siyrilacak, korkularimizi, kinimizi, nefretimizi kenara birakacak canlilar olsaydik bunu yapmamiz icin son 100.000 yilda uzun bir zamanimiz vardi.

 

Olmuyor ama iste, insanlar para icin diger insanlarin insanliginin ustunden geciyorlar, karakterlerini bozuyorlar. Birbirlerini olduruyorlar. Normal sehir yasami, kitanin diger ucundaki insanlarin sefilligi anlamina gelirken. Kimsenin umrunda olmayabiliyor bu yasam. Insan gercekten hareketlerinin sonuclarinin bilincine varamiyor. Biz bugun ne yapmaliyiz? Hemen simdi, insanlar olmesin diye? Dunyaya psikolojisi bozuk insanlar surusu olarak yaklasmayi ogrenmeli ve farmakolojik destegi icinde ilk insanlarin basindan beri kullandigi ilaclari kullanmayi ogrenmeli, ogretmeliyiz.

 

Bir nevi post-modern samanizmin butun problemlere cozum degil ama en azindan artik birbirimizi oldurmemek icin gerekli oldugunu savunuyorum. Bu maddelerin etkilerini bilmiyorsaniz karsi cikmaniz cok normal. Amazonda'ki kabilelerin ne icin bu maddeleri kullandigini incelerseniz gunumuz toplumununda bu tip desteklere ihtiyaci oldugunu anliyacaksiniz. Ne olucak bu ilaclarla? Egonun varliginin bilincine varilmasi, gozunun icine bakilmasi ve kontrolun ele gecirilmesi. Oldurmeyin abicim birbirinizi gerek yok, oturun bir sigara sarin emin olun cok daha tatmin edici ve zevkli. Bu cok demokratik bir yontem, insanin ne kadar zeki, zengin olduguna bakmiyor. Onlarca yil meditasyon yapmana, binlerce kitap okumana gerek yok. Hemen calisacak, kesin calisacak bir yontem. Bizim ise hemen calisan, kesin calisan bir cozume ihtiyacimiz var.

 

Terence gibi bende dogada insanin egosunu inanilmaz sekilde tatmin eden maddeler varken dis dunyada cildirmis gibi hareket etmenin mantiksiz oldugunu savunuyorum. Insanlari oldurmek, doganin icine etmek, canlilari soylari tukenene kadar avlamak. Gerek yok abicim. Zevk icin birini oldurecek kadar insanligindan ciktiysan, kendini zevk icin olurmen daha mantiklidir. Ve aradigin eger zevkse, hazsa emin ol ucaktan atom bombasi birakmaktan cok cok cok cok daha buyuk zevkler var.

 

Terence'nin dediginin (ikinci paragrafta koyulastirilmis kisim) altinda yatan gozlemin gercegi tam da bu konudur.

 

Yani INSANOGLU, GUC OTORITE IKTIDAR VE YONETIM YONLENDIRIM OLARAK SADECE TEK BIR NITELIKLI CIKARIN TARIHSEL KURBANI OLARAK, her donem kendi bunyesindfe egosal ver akilci bir cikar savasi yurutmustur.

 

Bunun izahi ise, INSANOGLUNU ZIHINSEL ESIR ALAN NITELIGIN, INSANLIK EVRENSELLIK,BILIMSELLIK VE BILISSELLIK TASIMAYAN; AKSINE AYRIMCI CIKARCI DOGAL/FENOMENAL ZIHNIYET OLMASI ve bunun insanoglu yapilandirilmisliginin yapi ve isleyisinin temel ve koken sorunlarinin (x ve y) algilanamamis ve ortaya konamamis olmasi ve tum zihinsel "cozumlerin/cikislarin" sadece ayn i temelde "yeni bir" ayrimci cikarci zihniyet getirmesidir.

 

Bunun sonuncusu nihilizm eliyle gelen bireyci akilciligin, KENDI TURUNU KARSISINA ALAN ve kendi birsel, zumresel, sinifsal cikari adina her turlu insanlikdisi dusunce ve davranisi mesru ve mubah kilmasidir, tabi guc otorite sayesinde.

 

Bunun bugunku temeli, tanrisal (olumlu/olumsuz) emperyalist (karsiti yani antisi de dahil) metafizik (varliksal/ontolojik butun ideolojiler, teolojik butun inanclar ve fizik otesi tum masallar) ve etik (tek temelli bir nitelik yonlendirimi ve dayatmasi; milli, dini, sosyal, siyasal, ahlaki v.s. temelde) zihniyetlerin; dogal/fenomenal zihniyet olarak INSANOGLUNU KENDI ZIHNIYETI ILE KENDI DISINDAKI BIR FENOMENAL/DOGAL/EVRIMSEL v.s. guce teslim etmesi ve caresizligidir.
__________________
Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
 

Link to comment
Share on other sites

Demekki "her yigidin yogurt yeyisi bir baska" ama yenen yogurt ayni. :)

 

Iste sen o sekilde, ben o sekilde dile getiriyorum. Onemli olan ayni alginin verilmesi.

 

Ben de tam bunu söylüyorum işte. İnsanların yoğurt yiyişi farklı diyip te yoğurt yeme üsulünün INSANLIK, EVRENSELLIK, BILIMSELLIK VE BILISSELLIK  olması gerektiğini göz ardı ederek, DOGAL/FENOMENAL ZIHNIYETe uygun usüllerle yoğurt yerse bir işe yaramıyor.

 

Soruların, sorgulamaların cevapların da bilimsellliğe ve bilişselliğe uygun ilkeli olması gerekiyor.

 

Bu cevaplama tekniği üzerindeki konuşmayı bitirirsek iyi olacak.Yeteri kadar algılanmıştır umarım.

Link to comment
Share on other sites

Ben de tam bunu söylüyorum işte. İnsanların yoğurt yiyişi farklı diyip te yoğurt yeme üsulünün INSANLIK, EVRENSELLIK, BILIMSELLIK VE BILISSELLIK  olması gerektiğini göz ardı ederek, DOGAL/FENOMENAL ZIHNIYETe uygun usüllerle yoğurt yerse bir işe yaramıyor.

 

Soruların, sorgulamaların cevapların da bilimsellliğe ve bilişselliğe uygun ilkeli olması gerekiyor.

 

Bu cevaplama tekniği üzerindeki konuşmayı bitirirsek iyi olacak.Yeteri kadar algılanmıştır umarım.

Tamam, anlastik. Yeni sorularini bekliyorum. :)

Link to comment
Share on other sites

İnsanların bilgiyle doğduğunu Küresel Vana arkadaşımız da iddia ediyordu. Bu metafiziki bir görüş. Çözülemediğinde insanı teolojik çözüme götürür.

  

 İlgi beyefendinin bu iletideki iddiasının cevabı aşağıdaki linkle ulaşılabilecek olan konunun esas başlığında tarafımca verilmiştir :

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1114-insanogluna-dogumdan-gelen-hicbir-kavramsal-degerbilgi-yoktur/page-15&do=findComment&comment=10391

 

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra...

 

Bu temelde de, bilim bir ispat degil; olgu ortaya koyma ve yanlislanabilirlik temelinde gozlem ile yeni bilgilere acilabilmedir.

 

Sn. Evrensel-İnsan,

 

-Yanlışlama metodu bilimsel ispat değil mi?

 

-"Yanlışlanabilirlik" kavramı ile "yanlışlama metodu" özdeş midir?

 

Kısaca lutfen. (anlamazsam detay isterim :) )

 

Öyle ki, sana göre, edindiğim bilgilerin hemen hepsinin değişmesi gerektiğini anlıyorum. Bu ilgimi de çekiyor.

 

Link to comment
Share on other sites

Sn. Evrensel-İnsan,

 

-Yanlışlama metodu bilimsel ispat değil mi?

 

-"Yanlışlanabilirlik" kavramı ile "yanlışlama metodu" özdeş midir?

 

Kısaca lutfen. (anlamazsam detay isterim :) )

 

Öyle ki, sana göre, edindiğim bilgilerin hemen hepsinin değişmesi gerektiğini anlıyorum. Bu ilgimi de çekiyor.

 

Kisaca K.Popper, bilimi, klasik metafizik/varliksal/ontolojik temelinden kurtaran ve sadece ispata dayali bu bilimsel alginin, bilimi sadece bir ispat sabitliginde tutacagini soyleyen, felsefede bilimsel cigir acmis; bilimsel felsefenin bilimsel temelini ispattan kurtarmis bir bilimci ve filozoftur.

 

K.Popper'a gore bilimi dogmalardan ve sabitlikten ispat yolu ile kurtaracak olanin OBSERVABLE FALSIFICATION, YANI GOZLEMLENEBILIR YANLISLAMA OLDUGUNU BILIMSEL OLARAK ORTAYA KOYMUSTUR.

 

Bu method ancak gozlem ile yerine getirilir ve bu method sayesinde bilim dogmalasmaktan kurtulur ve ilerler, gelisir ve yenilenir.

 

Burada en onemli nokta, yanlislanabilme olanagidir. Mesela etik ve metafizik ideolojik inanclar temelinde ortaya atilanlar, sadece kendi inancsal ideolojisi bunyesinde dogrudur ve bu dogrunun, OLGUSAL BIR TEMELI OLMADIGINDAN, FENOMENAL BIR TABASNI OLMADIGINDAN; yanlislanmasi da ancak, yine metafizik etik ideolojik inancsal baska bir dogru temelinde olur. Her iki dogruda, birbirine gore birbirini yanlislar. Yalniz bu yanlislama da IKISIDE GOZLEM VERMEZ. Yanlislama ve dogrulama akilda aklin inancinda ve aklin doigrulamasindadir.

 

Bu temelde en guzel konu tanri kavramidir. Varliksal temelde tanri ne dogrulanabilir, ne de yanlislanabilir. Cunku NE BIR FENOMENAL TABANI NE DE BIR GOZLEMI VARDIR. Iste o yuzden A bakis acisinin varladigi tanri, B bakis acisina gore yanlistir ve A da B de kendi ideolojik inancsal temelleri ve akillarinin dogruladiklari temelde sadece kendine dogrudur.

 

Yanlislama metodu, bilimsel gecerli kilinmis olan bir olgunun, gecersizligini ortaya koymak ve bilime yeni bir olgu ve gozlem ufku acmaktir.

 

Bu durumu Popper, kugu ornegi uzerinden verir.

 

"Butun kugular beyazdir" soylemi bir olgudur ve tum insanoglunun kabullendigi bir dogrudur. Ne zamana kadar, BIRISI BIR YERDE BASKA BIR RENK KUGU GOZLEMLEYENE KADAR.,

 

Iste bu durumda artik "butun kugular beyazdir" cumlesi olgusal gecerliliigini yitirir cunku gozlem ile baska bir rwnk kugu bulunmustur. 

 

Kisaca yanlislanabilirlik ancak gozlem verme durumunda ve tum insanoglunun olgusal gecerli kildiginin gozlem ile yanlislanmasi durumunda gecerlidir.

 

Metodu da, OLGUSAL GECERLILIGI GECERSIZ KILACAK VE OLGUSAL GECERLILIGI GECERLI KILAN GOZLEMIN; BASKA BIR GOZLEM ILE YENILENMESI VE DEGISMESIDIR.

 

Umarim "uzun ve karmasik" olmamistir.

 

Eger algi yanilgisi olabillecek bir aciklama bulursan, onun uzerine yeniden sorabilirsin.

 

Bilimde hersey gozleme dayanir. Femonen bile tarif olarak OBSERVABLE OCCURANCE olarak gecer.

 

Buradaki anlam ve icerik cok onemlidir. Occurance, DAHA ONCE OLAN BIR SEYDEN DEGIL, OLAN BIR SEYDEN YENI BIR B ELIRIS ELDE ETMEDIR.

 

Mesela diyelim gunesi gozlemliyor ve bilgi ortaya koyuyorsun, elindeki teknik olanaklar ile daha once gozlemini alamadigin, yepyeni bir gozlem aliyorsun. Iste bu gozlemini aldigin YENI FENOMEN OLUYOR.

 

O yuzden yapilandirmaci epistemoloji fenomenden degil de, gerceklikten yola cikar ve derki "insanoglundan bagimsiz bir gozlem veren gerceklik vardir; YALNIZ BU GERCEGIN ADI TENIMI TARIFI ANLAM VE ICERIGI YAPILANDIRILMISTIR.

 

Iste burdan gercekligin ONTOLOJIK DEGIL; YAPILANDIRILMIS OLDUGU ORTAYA CIKAR.

 

Yanlislanabilme olanagi olmayan hic bir bilgi, bilimsel degildir. Cunku yanlislanabilemeyen bilgi, dogmalasir, sabitlesir, tikanir. Iste o yuzden ideolojiler ve inanclar bilimsel degildir.

 

Neyse daha fazla uzatmayayim. :)

Link to comment
Share on other sites

O yuzden yapilandirmaci epistemoloji fenomenden degil de, gerceklikten yola cikar ve derki "insanoglundan bagimsiz bir gozlem veren gerceklik vardir; YALNIZ BU GERCEGIN ADI TENIMI TARIFI ANLAM VE ICERIGI YAPILANDIRILMISTIR.

.

Sn. evrensel-insan,

 

Size bir sorum olacak :

 

GERÇEK YAPILANDIRILMIŞSA, GERÇEKLİK NASIL İNSANOĞLUNDAN BAĞIMSIZ OLUR ?

Link to comment
Share on other sites

.

Sn. evrensel-insan,

 

Size bir sorum olacak :

 

GERÇEK YAPILANDIRILMIŞSA, GERÇEKLİK NASIL İNSANOĞLUNDAN BAĞIMSIZ OLUR ?

Insanogluna gozlem veren gercek yapilandirilmistir. Yani constructive reality.

 

the world is independent of human minds, but knowledge of the world is always a human and social construction.

 

Yani dunya gercekligi insanoglu dusuncesinden bagimsizdir, fakat dunyanin bilgisi herzaman insanoglu sosyal yapilandirilmisligidir.

 

Iste gercek-gozlem veren

 

Yapilandirilmis bilgisi-gerceklik.

 

Bakalim buralardan ne cesit celiskiler bulacaksin?

Link to comment
Share on other sites

Hepimizin dilinden dusmeyen, gercek kavrami, bilincli ve farkinda olarak kullanilan bir kavram degildir.

 

Herseyden once bu kavramin, neler icerdigi ve farkli algilari ortaya koymak gerekir.

 

Neyin gercek oldugu (truth) ile, gercekte var olan (reality) farkli seylerdir.

Neyin gercek oldugu (truth) neyin gercek olmadigina (falsity) baglidir. Buradaki gercek olmayan (false) ile, gercekte var olmayan (unreal) ayni seyler degildir. Ayni,

 

gercek olan (true) ile gercekte var olan (real) in ayni seyler olmadigi gibi.

 

Gerceklik (reality), sadece gercekte var olan konusudur. Yani gercek olan (true) ve gercek olmayan ( false), gercegin ne oldugu (truth) konusunu icermez.

 

Gerceklik (reality) konusu, metafizigin ontolojisinin (varlik) konusu iken, neyin gercek oldugu (truth) epistemolojinin (bilgi) konusudur.

 

Bu temelde, olgu (fact) ile, kurgu (fiction) da bilimselligin konusudur.

 

Bu temelde de gerceklik, varliksal (ontological) ve bilgisel/bilimsel/epistemolojik (epistemological) gerceklik olarak farklilasir.

 

Bilindigi gibi, varliksal gercekligin, ontolojik ideolojileri olarak uc tane ideolojisi vardir.

 

Bunlar gercekte var olan gercekligin nesnel oldugunu ve gercek olan varligin madde oldugunu soyleyen-materyalizm

 

Gercekte var olan gercekligin oznel oldugunu ve gercek olan varligin dusunce oldugunu soyleyen-idealizm

 

Gercekte var olan gercekligin isim oldugunu ve gercek olan varligin olmadigini soyleyen-pozitivizm

 

Realizm ise gercekcilik demektir. Yani, realist olan bir kisi, konuya gercekte var olan uzerinden bakan kisidir. Realizmin ve realistin, yani gercekcinin neyin gercek oldugu (truth) konusundaki yanasimi, ontolojik ve/veya epistemolojik olabilir. Ontolojik ise, materyalist, idealist veya pozitivist olabilir.

 

Ben, gercege ontolojik ve metafizik olarak bakmadigim icin, bu konuyu burada noktaliyorum. Benim, gerceklige ve gercekcilige bakis acim, epistemolojiktir ve bilindigi gibi, constructivist, yani yapilandirmaci epistemolojidir.

 

Herseyden once epistemoloji gercegin ne oldugu(truth), dogrulamasi (justification) ve inanc (belief) uzerinedir.

 

Iste bu temelde, bilimsellik ve inancsallik farklilasir. Bilimsellik olgu (fact) uzerine kurulurken, inancsallik kurgu (fiction) uzerine kurulur.

 

Herseyden once, bir yapilandirmaci; gercekligin ontolojik degil, yapilandirilmislik (constructed) uzerine kuruldugunu dile getirir. Bu farklilik, constructivizmi, ontolojiden (varlik) epistemolojiye (bilgi) tasir.

 

Yapilandirmacilik temelinde, bilimsel ve bilissel bilginin tabiatini dile getirir. Buna gore, bilimsel bilginin, bilim kisilerince yapilandirildigi ve dunyadan kesfedilmedigi gorusune sahiptir.

 

Duyusal deneyimi aciklamak icin,bilimin kavramlarinin onerilmis birer zihinsel yapilandirilmislik oldugunu soyler.

 

Bilebilecegimiz tek gercekligin, insanoglu dusuncesinin sundugu/temsil ettigi gerceklik oldugunu soyler.

 

Gercekligin insan dusuncesinden bagimsiz oldugunu, fakat anlaminin, iceriginin ve bilgisinin herzaman bir insanoglu yapilandirmisligi oldugunu soyler.

 

Irkin, cinsiyetin ve cinselligin ayni masanin, sandalyenin ve atomun da oldugu gibi, fiziksel ve biyolojik gercekligin sunumunun/temsil edilmesinin bir insanoglu yapilandirmasi oldugunu soyler.

 

Mesela, sosyal bir yapilandirmacilik olan, iyi ve kotu terimlerinin neyi icerip, neyi icermedigi, toplum olarak ne ifade ettigi, ne anlam ve icerikte oldugu disarida dunyada yoktur, fakat, sadece sosyal yapilandirilmisligin kulturu icinde verdigi anlamin icinde ve yoluyla belirlenir. Temeli bu yapilandirilmis sosyal bilgi ve onun ogrenimine dayanir.

 

Bu temelde, neyin gercek oldugu (truth) yapilandirilmis gercekliktir.

 

Epistemolojik gercekligin, yapilandirilmisliginin evrensel kullanim sembolleri olan ve yapi ve isleyisini ortaya koyan x ve y, evrensel-insan zihniyetinin konusudur.

 

Ontolojik (varliksal) gerceklik, hem bilimin konusu degildir, hem de bilimsel degildir. Cunku bilim ve bilimsellik metod olarak, gozlemi, gozlemin teorisini, bu teorinin test edilip, olgulasmasini ve gozlem ile yanlislanabilirliginin baki kaldigi metodunu kullanir.

 

Ontolojik ve teolojik gerceklik, felsefenin metafiziginin insanoglunca yuzyillardir neyin gercek olduguna dair tartistigi materyalist ve idealist ideolojileridir. Bu temelde ontolojik(varliksal) ve teolojik(tanrisal) gercegin ne oldugu (truth) tartismasi, surer gider. Bu da hic bir zaman sonuclanamayan ontolojik gerceklik tartismasidir.

Link to comment
Share on other sites

Bilimde hersey gozleme dayanir. Femonen bile tarif olarak OBSERVABLE OCCURANCE olarak gecer.

 

Buradaki anlam ve icerik cok onemlidir. Occurance, DAHA ONCE OLAN BIR SEYDEN DEGIL, OLAN BIR SEYDEN YENI BIR B ELIRIS ELDE ETMEDIR.

 

Mesela diyelim gunesi gozlemliyor ve bilgi ortaya koyuyorsun, elindeki teknik olanaklar ile daha once gozlemini alamadigin, yepyeni bir gozlem aliyorsun. Iste bu gozlemini aldigin YENI FENOMEN OLUYOR.

.

Diğer başlıkta Bilimdeki Fenomen ile Felsefedeki Fenomen farkını anlamış olman da bir aşama, tebrikler.

Link to comment
Share on other sites

Insanogluna gozlem veren gercek yapilandirilmistir. Yani constructive reality.

 

the world is independent of human minds, but knowledge of the world is always a human and social construction.

 

Yani dunya gercekligi insanoglu dusuncesinden bagimsizdir, fakat dunyanin bilgisi herzaman insanoglu sosyal yapilandirilmisligidir.

 

Iste gercek-gozlem veren

 

Yapilandirilmis bilgisi-gerceklik.

 

Bakalim buralardan ne cesit celiskiler bulacaksin?

.

Reality gerçeklik, Truth onun yapılandırılmış bilgisi desen yeterli idi.

Link to comment
Share on other sites

Ontolojik ve teolojik gerceklik, felsefenin metafiziginin insanoglunca yuzyillardir neyin gercek olduguna dair tartistigi materyalist ve idealist ideolojileridir. Bu temelde ontolojik(varliksal) ve teolojik(tanrisal) gercegin ne oldugu (truth) tartismasi, surer gider. Bu da hic bir zaman sonuclanamayan ontolojik gerceklik tartismasidir.

.

Yapılandırmacı Epistemoloji bu ontolojik tartışmaya kendince bir cevap vererek sonlandırmış zaten. O da gerçekliğin ( reality ) ulaşılamaz İdealar olduğudur.

.

Gercekte var olan gercekligin oznel oldugunu ve gercek olan varligin dusunce oldugunu soyleyen-idealizm

bir yapilandirmaci; gercekligin ontolojik degil, yapilandirilmislik (constructed) uzerine kuruldugunu dile getirir.

.

.

Duyusal deneyimi aciklamak icin,bilimin kavramlarinin onerilmis birer zihinsel yapilandirilmislik oldugunu soyler.

 

Bilebilecegimiz tek gercekligin, insanoglu dusuncesinin sundugu/temsil ettigi gerceklik oldugunu soyler.

.

.

Gercekligin insan dusuncesinden bagimsiz oldugunu, fakat anlaminin, iceriginin ve bilgisinin herzaman bir insanoglu yapilandirmisligi oldugunu soyler.]

 

Irkin, cinsiyetin ve cinselligin ayni masanin, sandalyenin ve atomun da oldugu gibi, fiziksel ve biyolojik gercekligin sunumunun/temsil edilmesinin bir insanoglu yapilandirmasi oldugunu soyler.

 

Mesela, sosyal bir yapilandirmacilik olan, iyi ve kotu terimlerinin neyi icerip, neyi icermedigi, toplum olarak ne ifade ettigi, ne anlam ve icerikte oldugu disarida dunyada yoktur, fakat, sadece sosyal yapilandirilmisligin kulturu icinde verdigi anlamin icinde ve yoluyla belirlenir. Temeli bu yapilandirilmis sosyal bilgi ve onun ogrenimine dayanir.

.

Burada yapılan üçkağıtçılık, Felesefenin ETİK dalının konusu olan DEĞER YARGILARININ GÖRECELİĞİNİN BİLİMSEL BİLGİLERİ DE KAPSAYACAK ŞEKİLDE GENİŞLETİLMESİdir.

 

Zira, Gerçeklik ( Reality ) insan zihninden bağımsız ise, ve Gerçekliğin bilgisinin ( Truth ) insana ait özneliği varsa, Reality bir İdea ve insan bunun bilgisine asla ulaşamaz demektir. Reality de ancak Tanrın zihninde var olabilir demektir.

 

Bu resmen İdealizm kabulü üzerine Ontolojik tartışmayı sonlandırmak demektir.

 

O nedenle, Bilimin Yöntemsel Naturalizmi ile Yapılandırmacı Epistemolojinin hiçbir alakası yoktur.

 

Yapılandırmacı Epistemoloji, daha öncesinde Bilimsel Felsefe olduğunu iddia eden Diyalektik Materyalizmi gözden düşürmek amacıyla kurgulanmış bir felsefedir.

 

Ontoloji ile ilgilenmeyen Yöntemsel Naturalizmdir.

 

Zira, Gerçeklik ( reality ) İnsan zihninden bağımsızdır diyen bir felsefe açıkça Ontolojik Tartışmada İdealizmin tarafını tutmuş ve tartışmayı bu yönde kendince sonlandırmış demektir.

 

Bu konuda söylenebilecek yegane yargı ; Gerçekliğin İnsan Zihinden bağımsız olup olmadığının bilinmediğidir. Ya da bu konuda susmaktır.

 

Nitekim, Bilimin Felsefesi olan Yöntemsel Naturalizmin de bu konuda bir beyanı yoktur ve zaten olamaz da.

 

Bilim yalnızca olgular üzerinden işine bakar.

 

Ve gerçekten Bilimsel Felsefe yapabilmek için, Diyalektik Materyalizmin ontolojik tabanını Bilimin felsefi olarak geldiği bu noktada yok sayıp revize etmek yeterlidir.

 

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

.

Yapılandırmacı Epistemoloji bu ontolojik tartışmaya kendince bir cevap vererek sonlandırmış zaten. O da gerçekliğin ( reality ) ulaşılamaz İdealar olduğudur.

Hayir gercekligin yapilandirilmis oldugudur. Aksi yanitin varsa buyur ver. Yani insanoglu disindakmi baska bir gefrcekligin ontoilojik temelde gercekligini ONUN ADINA DEGIL; ONDAN OLARAK KANITLA. Mesela madde adina degil; maddeden kanitla.

 

.

.

Burada yapılan üçkağıtçılık, Felesefenin ETİK dalının konusu olan DEĞER YARGILARININ GÖRECELİĞİNİN BİLİMSEL BİLGİLERİ DE KAPSAYACAK ŞEKİLDE GENİŞLETİLMESİdir.

 

Konunun etik dali sosyal yapilandirilmislitir, yapilandirilmisliklar  dalina gore celitlidir.

 

 

Zira, Gerçeklik ( Reality ) insan zihninden bağımsız ise, ve Gerçekliğin bilgisinin ( Truth ) insana ait özneliği varsa, Reality bir İdea ve insan bunun bilgisine asla ulaşamaz demektir. Reality de ancak Tanrın zihninde var olabilir demektir.

 

Reality ile truth ayni seyler degildir, bunu ben acikladim.

 

 

Bu r

esmen İdealizm kabulü üzerine Ontolojik tartışmayı sonlandırmak demektir.

 

O nedenle, Bilimin Yöntemsel Naturalizmi ile Yapılandırmacı Epistemolojinin hiçbir alakası yoktur.

 

Yapılandırmacı Epistemoloji, daha öncesinde Bilimsel Felsefe olduğunu iddia eden Diyalektik Materyalizmi gözden düşürmek amacıyla kurgulanmış bir felsefedir.[/qoute]

 

 

 

Konuya epistemolojik bakamadigin surece ne algilaman ne de farkina varman mumkun degildir. Sen once gercekligin yapilandirmaciligi ile ontolojikligi farkini algilaman gerekir.

 

Ontoloji ile ilgilenmeyen Yöntemsel Naturalizmdir.

 

Zira, Gerçeklik ( reality ) İnsan zihninden bağımsızdır diyen bir felsefe açıkça Ontolojik Tartışmada İdealizmin tarafını tutmuş ve tartışmayı bu yönde kendince sonlandırmış demektir.

 

Bu konuda söylenebilecek yegane yargı ; Gerçekliğin İnsan Zihinden bağımsız olup olmadığının bilinmediğidir. Ya da bu konuda susmaktır.

 

Nitekim, Bilimin Felsefesi olan Yöntemsel Naturalizmin de bu konuda bir beyanı yoktur ve zaten olamaz da.

 

Iste bu karmasa epistemolojik bakis acisi ile ontolojik bakis acisi farkidir.

 

Bilim yalnızca olgular üzerinden işine bakar.

 

Ve gerçekten Bilimsel Felsefe yapabilmek için, Diyalektik Materyalizmin ontolojik tabanını Bilimin felsefi olarak geldiği bu noktada yok sayıp revize etmek yeterlidir.

Bilimsel felsefenin temeli ontolojik degil, epistemolojiktir.

 

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

Sana kisaca soyle izah edeyim. Tum kavramlara verilen anlam ve icerik ontolojik temelde ustelik hangi temele (madde, dusunce ve kavram) gore degisir. 

 

Epistemlojik temelde de ayni sekilde degisir. Yapilandirmaci epistemoloji epistemolojik temeldeki teorileren biridir ve umumi algida bilimsel ve bilissel olanidir. Dolayisi ile tum kavramlarin anlam ve icerigi bu temelde de degisir.

 

Ayrica benim "qua felsefesi ve serbest dusunurluk" temellerinin getirdigi anlam ve icerikteki gozlem algi bilinc ve farkindalik ta bu anlam ve icerikleri bilimsel ve bilissel temelde ve ...e gore insanoglu temeli ve ...e gore insanoglu hedefi bunyesinde analojik/epistemolojik mantigin abductive yani anlam ve mana cikarmasina gore de degisir.

 

Iste bu aciklamalar isiginda, bir kavramin anlam ve icerigini algilamak ancak kendi temeli bunyesindedir.

 

Buradaki tartismanin tek temeli, gercekligin ontolojik miu epistemolojik mi oldugu ve de ontolojinin hangi temelinin oldugu ve de epistemolojinin yapuilandirmaci temelinin oldugu acisindan degisir.

 

Benim dedigim gercekligin ontolojik degil de, yapilandirilmis olmasi bilimsel ve bilisseldir.

 

Bunun tartisilabilmesi icin de, once gercegin ne oldugu (reality) ve neyin gercek oldugu (truth) farklilasir. Reaality ontolojinin, truth epistemolojinin konusudur.

 

Iste ontolojik temeldeki gercegin ne oldugu tartismasi varliksal iken, neyin gercek oldugu tartismasi bilgiseldir. Gercegin ne oldugunun tartismasi temelleri oznel nesnel ve isimsel iken;gercekte var olan varlik tartismasi, madde dusunce ve kavramdir.

 

neyin gercek oildugu ise bilgisel olarak "inanc ile dogrulanandir" Iste bu temelde zaten gelen gerceklik YAPILANDIRILMIS VE INSANOGLU YAPILANDIRILMISLIGIDIR.

 

Varlik ile ilgili gercek te, bilimselk degildir. Cunku ontolojik olarak ne varligin ne oldugu ne de gercekte var olan varligin ne oldugu indirgemeci ve determinist olarak tartismalidir(madde/nesnel-dusunce/oznel ve yok/isimsel) yani materyalizm, idealizm ve pozitivizm.

 

Bilimsel olan ise varligin ne oldugunu tartismas sadece observable occurance olarak taban alir ve bunun gozleminden de bilimselligi baslatir.

 

O yuzden bir kavrami tartisacak isek, onun hem felsefi dalinda (ontolojik/epistemolojik) hem de ...e goresinde (insanoglu, madde, dusunce, kavram) ortak bir algi gelistirmak gerekir.

 

Yoksa farkli kulvarlarda farkli anlam ve icerik verilen kav ramlarin tartismasi ve bir sonuca varilmasi mantiksal degildir. Cunku DOGRULAMALAR farklidir ontolojik ya da epistemolojik. Buna paralel olarak da varilan sonuclar farkli olur.

 

Lutfen bu yazilanlari iyi oku verildigi gibi algila ve yanitini ona gore varki, eger yazisacaksak hem ilerleme kayit edelim. Hem dusunce ve bilgi paylasimi yapalim ve de kitleye bilgili bilincli katki sagliyacak bir yazisma ortaya koyalim.

 

Iste bunun icin tum kulvarlar temelleri farklari ve ..e goreler acik ve net sekilde ortaya konmali ve ilgili bilgi ve algi oldugu gozleme yazismalarda sunulmalidir.

 

Yoksa amac acik yakalamak, ayni temelde olmayan mantik ile yazilani celiskili gostermek soyleneni birak algilamayi ustelik tam tersi olarak algilamak yazismayi bir yere goturmez.

 

En azindan boyle bir durumda gelen uyarilara dikkat etmek ve yanlisligi uzatip konu ve kavramdan sapmasmak gerekir.

 

Iste bu temelde basliga uygun olarak sormak istedigini ayni ilgi lakapli arkadasin yaptigi gibi acik ve net olarak sor ve alacagin yanitin da ontolojik degil; epistemolojik oldugunu bil.

 

Eger ontolojik yanit istersen de dusuncemi o kavramda sorabilirsin ben de sana sorununu aciklayabilirim. Cunku ontolojik yanit ne olursa olsun bilimsel olmayacagindan mutlaka bir ideolojik inancdal temelde diger ideolojik inancsal temellere gore yanlis olarak alguilanacak bu da sorunun temeli olacaktir. Iste ben de sana ontolojik yaniti qua felsefesinin tam da bu temel farklarinin getirdigi sorun olarak yanitlayacagim.

 

Yani herhangibir ontoloijik bakis acisinin herhangibir indirgemeci determinist (madde/nesnel-dusunce/oznel ve yok/isim) temelinden degil; aksine insanogluna gore bu uc temeli de iceren onun uzerinden sorunu dile getirecegim.

 

Cunku onemli olan dusunce ve bilginin insansal evrensel bilgisel ve bilimsel sifatlara yonelik getirecegi acilim ve netlik olacaktir. Bu da insanoglunun numenal yetisinin gozlemi algisi kavramsal bilgisi demektir. Bu da yine insanoglunun bilinci farkindaligi ve bilisselligi ile paraleldir. En onemlisi de bilincacikligi ezber bozmasi dogmalardan arinmasi cagdasligi ve de KENDI SERBEST IRADESI VE BEYNINDE YER ETMISLERIN ALGISININ BILGISININ VE BILINCININ ACIKLANABILECEK SEKILDE VE HIC BIRININ SABITLEN MIS OLMAMASI SEKLINDE BEYNIN KENDISINE AIT OLAN BIREYSEL BILINC.

 

Umarim yazilanlar algilanmistir.  

Link to comment
Share on other sites

Hayir gercekligin yapilandirilmis oldugudur. Aksi yanitin varsa buyur ver. Yani insanoglu disindakmi baska bir gefrcekligin ontoilojik temelde gercekligini ONUN ADINA DEGIL; ONDAN OLARAK KANITLA. Mesela madde adina degil; maddeden kanitla.

.

Hemen kanıtlayayım.

 

Geçenlerde Madde bana " abi, gerçek benim, diğerleri çakma " dedi. :)

 

Ya sen okuduklarını hakikaten anlamıyorsun. Ben nerede ontolojik gerçeklik vardır demişim, göster bakiim ?

 

Yoksa ve anlamadığın yer varsa, alıntılayıp sorabilirsin, mesela İlgi rümuzlu arkadaşın yaptığı gibi...

Link to comment
Share on other sites

.

Hemen kanıtlayayım.

 

Geçenlerde Madde bana " abi, gerçek benim, diğerleri çakma " dedi. :)

 

Ya sen okuduklarını hakikaten anlamıyorsun. Ben nerede ontolojik gerçeklik vardır demişim, göster bakiim ?

 

Yoksa ve anlamadığın yer varsa, alıntılayıp sorabilirsin, mesela İlgi rümuzlu arkadaşın yaptığı gibi...

Gercek kavrami felsefenin hangi dalinin konusudur, bir gercegin gercekligi neye gore ortaya konur?

Link to comment
Share on other sites

Yine ayni kurnazlik. GERCEKLIGIN FELSEFI TABANI NEDIR VE NEDEN ODUR.

 

Gerceklik tek mutlak midir, degiskenlik midir?

 

Gerceklik dogal midir, insanoglu yapilandirilmisligimidir?

 

Insanoglu iradesinden bagimsiz bir gerceklik var midir? var ise, bu gerceklik insanoglu olmadan kendi kendini nasil ortaya koyar?

 

Gercek ile gercegin ne oldyugu farki nedir?

 

Gercegin ne oldugu nasil oretaya konur?

 

Gercekte var olan varlik var midir?

 

Gercek varlik nedir ve neden odur?

 

Hic lagaluga demogoji yapmadan biliyorsan bildigin sekli ile bilmiyorsan da bilmiyorum diyerek emin degilsen de emin degilim diyerek, bu sorulara yanit ver.

 

Sen gercek misin? gercek oldugunu ortaya koy.

 

Bu sorulara kendi algin bilgin bilincin ve de temelin ne ise onun ile yanit ver ki; bende ona gore yanit vereyim.

Link to comment
Share on other sites

.

Kurnazlık senin yaptığın. Tekrar cevap verdiğimde yazdıklarımı anlayacağından emin olsam cevap yazardım. Ben yeterince bilgi ortaya koydum ama bana göre benim yazdıklarımı anlamamışsın. O nedenle, anlamadığın yeri alıntıyarak sor, ilerleyelim.

Hep ayni hipokritik bilincalti yanasim. Kendi yaptigini baskasina yuklemek ve dialog kurma bilincinden yoksun olmak.

 

Istersen once sen argument ile discussion farkini ogren.

 

Ozaman belki dialog ile monolog farkini da ogrenirsin.

Link to comment
Share on other sites

sormak istedigini ayni ilgi lakapli arkadasin yaptigi gibi acik ve net olarak sor

 

Bir kez daha açık ve net sorayım o halde? :)

 

Sorum her ikinize ve her ikinizin lakabına ait. :)

 

"Küresel-Vana" demekle ne kastediliyor? Eğer kasıt "fenomenal ana çıkış" anlamında ise, yerine "Evrensel Vana" demek daha doğru olmayacak mı idi?

 

"Evrensel-İnsan" lakabı; "insan sadece küremizdedir" bilgisine sahipken, "Küresel-İnsan" olması daha doğru olmayacak mı idi?

Kaldı ki insanoğlunun evrene ait bilgisi, kültürü henüz yok denecek kadar az. Hatta küresel bilgisi bile.. 

 

Yeteri kadar açık ve net olmadı galiba.. :)

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...