Jump to content

Evrensel-İnsan'a sorular.


ilgi

Recommended Posts

Ben aramizdaki bilgi ve dusunce hukuku ve gozlemine dayanarak "astigimizi" dusunuyorum.

 

Bazı tabularımı atmama yardımcı olduğun, dahası araştırmama neden olduğun bir gerçek. Seni izlemeye ve bende çelişki olan sorularıma devam edeceğim. Umarım sıkıntı vermiyorumdur.

 

Bundan önceki iletimdeki çelişkilerim benim için çok önemli.

Link to comment
Share on other sites

Önce bana söylermisin lutfen şu "madde, düşünce ve kavram" üçlüsünden her hangi birisini çıkarttığımızda bilgi oluşur mu?

(Yalnız maddeyi varlık, feneomen olarak nitelediğimi göz ardı etmeden.)

Olusmaz. Cunku bu uclem insanoglunun uclemidir. Yani bu uclem olmadan insanoglu da olmaz. Iste sorun monist temelde indirgemecilik ve determinizm de. 

Bilgi varlık değil, varlık ta bilgi değildir. Ancak, "bilgi nasıl türer" diye bir soruya şöyle cevap verebilirim; Bilgi insan beyni özelliğini almış VARLIKTAN, yine varlığı temel alarak türer/ürer.

 

 

 

 

Buna katılmam mümkün değil. İnsanın numenal yetisi tek başına (varlık olmadan, varlıktaki evriliş olmadan) evrilmeyi gözlemleyebilemez. Evrilen bilgi için, varlık olan madde ve yine bir varlık olan insanın dinamik yapısını gözlemlemesi gerek.

Burada numenal yeti indirgemeci ve determinist anlamda tabi ki tek basina degildir. Zaten insanoglu uclu varligi ve ikinci cumlen bunu acikliyor. Buradaki numenal yeti, BILGIYI BELIRLIYEN  DEGERLENDIREN ANA FAKTORDUR. Insanoglu noktasal dilinde de aciklama temelinde "sadece o" imis gibi bir algi uyandirir. Daha once bilginin nasil olustugunun formulunu sana vermistim.

 

 

 

İşte asıl bana mantıklı GelMEyen kısım bu. İkisi bir bütün. Birinci paragrafta bunu sordum; varlığı, yani fenomeni çıkar bakalım bilgi oluşur mu? Ha! uydurulur diyorsan, bu zaten bilimsel bilgi olmaz. Kaale de alınmaz.

Dedigim gibi insanoglu noktalama dilinden "sadece o" gibi bir aslgi cikabilir. Aslinda ortada iki temel var. Biri insanoglu digeri gozlem veren (fenomen taban senin varlik dedigin) ve insanoglu uclusu var. Yani insanoglu, gozlemi alan kavram ile ozdeslestiren ve kavramdan bilgi tureten.

 

Evet somuta indirgenememiş soyut bilgi de olabilir. Buna da eğer bilgi de olsa fenomen diyorsak, evet bu da gözlem verebilir. Ama ne önemi var, bilimsel değil. Misal; cinler gibi.. Bilim cin fenomeni ile ilgilenir mi? Sadece felsefi olarak tartışılabilir.

Buna neden fenomen diyelim? Fenomen sadece fiziki gozlem verendir. Zaten bilginin sosyalligi ve matematiksel/mantiksalligi da burdan gelir. Cunku gozlem veren fenomen ile ilgili somut bilgi zaten fiziksel bilgidir. Cin FENOMENI OLMAYAN SOSYAL BIR BILGIDIR. Buradaki tek fenomen bu sosyal bilgiyi ortaya atan insanogludur. Bu bilgi de cin kavrami uzerine turetilmistir. Yani cin, insanoglunun duyusal algisinda sekillendirdigi ve kavram verdigi bir sosyal bilgidir. Bilginin niteligi de metafizik ve fizik otesidir. Evet cin kavrami uzerine her turlu bilgi kullanilarak yapilan tartisma, fizik otesi tartismadir. Ister varliksal ister inancsal temelde olsun.

 

 

 

Bu çelişkiyi aşamadan diğer "başlıklara" geçmek istemiyorum. O zaman her şey karman çorman oluyor. Zaten zor kavrıyorum. Özellikle senin yazıların.

 

Simdi astik mi?

 

Diğer insanların felsefi yazılarını çok daha kolay anlayabiliyorum. Belki yanlışta olabilirler ama anlatım dilleri daha anlaşılır.

 

Benle uğraşın için ne kadar teşekkür etsem az. Takdire değer gerçekten.  :)

 

Ben bilgi ve dusunce alisverisinde hic bir zaman bir ugrasimdan "gocunmam/bikmam" yeterki gozlemim bana kisinin bilincacikligini verdigi yanitlardan gostersin.

 

Senden de zaten boyle bir gozlem aliyorum. O yuzden ben de tesekkur ederim.

Link to comment
Share on other sites

Bazı tabularımı atmama yardımcı olduğun, dahası araştırmama neden olduğun bir gerçek. Seni izlemeye ve bende çelişki olan sorularıma devam edeceğim. Umarım sıkıntı vermiyorumdur.

 

Bundan önceki iletimdeki çelişkilerim benim için çok önemli.

Butun bunlar benden ziyade senin bilinc acikligindan ve dusunce ve bilgiye beynini kapatmadigindan ve de o tabularini sorgulanmaz kilmamandan oluyor. Aksi zaten rahatsiz olurdun ve yanitlarin farkli (kisisel duygusal, atisma, satasma, susturma v.s.) olurdu. Yani zihinsel degisime kapali ve tutucu tabularini koruyucu olurdun . Eger bunu sen kendin istemesen, ben ne caba harcarsam harcayayim, sana bir sey vermem mumkun degildir.

 

Ayrica beni en cok sevindiren, senin burada verilenler ile yetinmeyip, kendi insiyatifin ile sorgulaman ve arastirman.

 

O yuzden birak bana "s1k1nt1" vermeyi, aksine hem beni dusundurtuyor, hem gecmis bilgilerimi tazeletiyor ve onlari yeniden sorgulama ve degerlendirme ve gerekirse degistirme olanagi veriyorsun.

 

Zaten karsilikli iletisim de iki tarafin da bilincacikligi en verimli olandir.

Link to comment
Share on other sites

 

-ilgi dedi ki-
 
Cin fenomeni.. 
 

Buna neden fenomen diyelim? Fenomen sadece fiziki gozlem verendir.

 

 

-Evrensel- insan dedi ki-
 

 

Daha önceki forumda da; bana, "soyut kavramlar da bir fenomendir" dediğini hatırlıyorum. Bunu bana nasıl anlatacaksın bakalım?

Link to comment
Share on other sites

Olusmaz. Cunku bu uclem insanoglunun uclemidir. Yani bu uclem olmadan insanoglu da olmaz. Iste sorun monist temelde indirgemecilik ve determinizm de. 

 

Evet çelişkide sona yaklaşıyoruz galiba. İşte bu çelişkiyi halletmeden onun için diğer yazılarını anlayamıyorum. Zira anlamam bu temelde.

 

Şu senin cümleni irdeleyelim; "bu üçlem olmadan insanoğlu olmaz" diyorsun. Üçlem ise, "Madde, düşünce, kavram".

 

Düşünce ve kavram olmadan madde nasıl olmuyor? Yani insanoğlunun yaşı ile evrenin yaşı aynı mı? İnsanoğlu yokken evren yok muydu?

 

"Düşünce olmasa madde olmaz" görüşü bence idealizm. 

 

Diğer arkadaşların da söylediği gibi, insanı TEK YARATICI olarak görme düşüncesi. Bu, "Tanrı düşündü, evreni yarattı" düşüncesi gibi bir şey oluyor.

Link to comment
Share on other sites

 

 

 

 

Daha önceki forumda da; bana, "soyut kavramlar da bir fenomendir" dediğini hatırlıyorum. Bunu bana nasıl anlatacaksın bakalım?

Orda bir yanlis algilama olmus, galiba. Soyut kavramlarin tek bir fenomeni vardir, o da insanogludur. Hatirladigim kadariyla, bu konuyu dusuncenin davranis olarak yansisi temelinde yazismis ve soyut kavramlarin direk degil, indirekt fenomeni oldugunu soylemistim.

 

Mesela cin kavrami bu ekranda gozlem verir, ama o kavramin fenomenal tabani insanogludur.

 

Digerbir dolayli fenomen de ozdeslestirmedir. Mesela Allah kavrami fenoimen olarak kuran ile ozdeslestirilmistir.

 

Ya da panteizm, kendi tanrisini evren ile ozdeslestirir.

 

Yani ve kisaca, soyut kavramlarin fenomeni ya INSANOGLUNUN OZDESTESTIRDIGI, YA DA INSANOGLUNUN KENDISIDIR.

 

Bu arada insanoglu disinda kalan fenomenin disinda, insanoglunun fenomenlestirdigi de vardir. Mesela cami, ya da masa. Bunlar once akilda tasarlanir ve sonra da fenomenlesir.

 

Iste sosyal bilgi temelli izmler ya da ideolojik inancsallar da, ayni sekilde once akilda sekillenir, sonra yasamda fenomenlesmeye calisir. Demokrasi gibi.

 

Buradaki sorun diyelim demokrasi nin gozlemi sorun udur. Bu gozlemi alan icin demokrasi varken, almayan icin yoktur.

 

Allah'i kuran ile ozdeslestiren icen Allah var olurken, ozdeslestirmeyen icin Allah yoktur. Amaallah epistemolojik olarak ve bilgi olarak vardir.

 

Bilimdeki fenomen ise, hic bir sekilde akilcilik ve inancin ozdeslestirmesine gerek kalmayan, direk tum insanoglu turune gozlem verendir.

 

Bu aciklamalar yeterli oldu mu?

Link to comment
Share on other sites

Evet çelişkide sona yaklaşıyoruz galiba. İşte bu çelişkiyi halletmeden onun için diğer yazılarını anlayamıyorum. Zira anlamam bu temelde.

 

Şu senin cümleni irdeleyelim; "bu üçlem olmadan insanoğlu olmaz" diyorsun. Üçlem ise, "Madde, düşünce, kavram".

 

Düşünce ve kavram olmadan madde nasıl olmuyor? Yani insanoğlunun yaşı ile evrenin yaşı aynı mı? İnsanoğlu yokken evren yok muydu?

 

"Düşünce olmasa madde olmaz" görüşü bence idealizm. 

 

Diğer arkadaşların da söylediği gibi, insanı TEK YARATICI olarak görme düşüncesi. Bu, "Tanrı düşündü, evreni yarattı" düşüncesi gibi bir şey oluyor.

Evet epistemolojik ve soyutlama olarak insanoglu yine kendi turu ve birince bilinen ve algilanan tek yaraticidir. Burada onemli olasn yaratis ve yaratilis farkini algilamak. Yaratilis edilgen ve baska bir ozne gerektirendir. Yaratis ise direk bir seyin yaratimi ve onun yaraticisidir.

 

Bu konuda ayni isimde baslik var, istersen verebilirim.

 

Bu uclem metafizik varliksal temelde su sekildedir. Madde insanoglunun beyni, dusunce onun fonksiyonu kavram da beynin fonksiyonunun yansitilmasidir.

 

Burada kavram hem beyin hem dusuncedir ve kavramin kendisidir, Beyin dusunce fonksiyonunun fenomeni ve kavramin algilayanidir, dusunce beynin fonksiyonu, kavramin yaraticisi numenal yetidir.

 

Iste biri olmadan diger ikisi olmaz ve insanoglu bu uclemin toplamidir.

 

Bu konuda da baslik var, istersen veririm.

 

Son kisma yani "insan yoksa evren yok muydu?" kismina gelince; bu soruyu ve temelini ben cok genis ve aciklayici olarak su baslikta isledim.

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1019-metafizik-varlik-tartismasinin-sonu/

 

oraya bir goz at, sonra da istersen yazisiriz.

 

Idealizm materyalizm ve pozirivizmin sorunu; determinist indirgemeciliktir. Yani madde dusunce ve kavramdan sadece monist temelde birini kendine taban alir, diger ikisini red eder ya da digerlerini birine baglar. Bu s1k1nt1 dilin noktasal islevinden gelmektedir. Yani monizm, ilk tek, once v.s. kisirdongusu hastaligi ve bu hastaligin getirdigi ideolojik inancsal dogma ve mutlaklik.

Link to comment
Share on other sites

Ilklik, teklik, baslangic ve mutlaklik ne olarak ortaya konmursa konsun, ZAMANSAL VE INSANOGLU YAPILANDIRILMISLIGIDIR. Bilimsel olarak ilklik, teklik, baslangic, ve mutlaklik gozlem vermez ve tum bu konudaki orttaya koyumlar akilci inancsal ve ideolojiktir. Zaten metafizigin varliksal kisirdongusu de bu akilciligin indirgemeci ve determinist savasimi ve kisir dongusudur.

 

Ha bir insanoglu disi ve ustu bir aklin yarattigi varligi ilk, tek mutlak kilmissin; ha bir metafizik tabani (madde dusunce ya da kavram) farki nedir?

 

Evet madde bir fiziksel bilgidir ve gozlem verir, yani bir fenomendir. Bunun insanoglunun verdigi her turlu gozlem vermeyen ozellikleri ise akilci

inancsal ve ideolojiktir.

 

İkinci ve üçüncü satırın bana göre farklı. Birincide "madde"ye metafiziki demiş, ikincide ise bilimseldir demişsin. Ben mi yanlış anlıyorum?

 

Geçmişten beri madde konusundaki soruma beni tatmin edici cevapalamadım.  Umarım bu kez alırım.

 

Madde nasıl metafiziki oluyor? Madde gözlem veren, bilimsel, görüngü, veya bir olgu değil mi?

 

(Merak beyinin dinlenmesine izin vermiyor. Lutfen bu kez daha kısa ve basit olarak açıklamaya çalış. Merak etme kısa da olsa anlamadığımı tekrar sorarım.)

 

 

 

Mesela maddenin ne oldugunun sinirlarinin v.s. ortaya konmasi INSANOGLU OLMADAN MUMKUN DEGILDIR. Ayrica determinist monist ve

indirgemeci bir ideolojik inancsaldir. Ustelik rakipleri vardir (idealizm ve pozitivizm) yani maddenin ne oldugunu ortaya koymak, BILIMSEL VE OLGUSAL DEGILDIR.

 

Sen burada "madde insanoğluna ait bir kavramdır" diyorsun. İyi ama bu kavram insan duyularıyla oluşturulmuş bir kavram. Bu sanırım gözlemi ve deneyi de içeriyor. Ve sonuçta bilimsel bir kavram oluyor. Nasıl metafiziki diyoruz?

 

 

halbuki felsefe sadece bilimsel bakis acisi temelinde olmak durumundadir. Yani bilimsel felsefe.

 

"Bilimsel bakış açısı temelinde" olan felsefenin(bilimsel felsefe) bilimden farkı nedir? Bunu anlamak istiyorum. Yine mümkün olduğu kadar kısaca lütfen.

 

 

Mesela maddenin ne oldugunun sinirlarinin v.s. ortaya konmasi INSANOGLU OLMADAN MUMKUN DEGILDIR.

 

Bilimsel bilgiler de nihayetinde insanoğlu yapılandırılmışlığı değil mi? Maddenin "ne" olduğuyla bilim ilgilenmez mi? Kimya bilimi maddenin ne olduğuya ilgilenmiyor mu? "Nasıl" ve "ne"ye bilim cevap vermezse ben vahiylerden mi araştırmalıyım?

 

Madde nedir? En azından bilimsel tanımı yapılmalı. "Uzayda yer kaplayan, belli bir kütlesi ve ağırlığı olan.." vs. gibi.

Link to comment
Share on other sites

İkinci ve üçüncü satırın bana göre farklı. Birincide "madde"ye metafiziki demiş, ikincide ise bilimseldir demişsin. Ben mi yanlış anlıyorum?

 

Geçmişten beri madde konusundaki soruma beni tatmin edici cevapalamadım.  Umarım bu kez alırım.

 

Madde nasıl metafiziki oluyor? Madde gözlem veren, bilimsel, görüngü, veya bir olgu değil mi?

Eger fiziki bilgiden bahsediyorsak, evet. Yalniz bildigin gibi materyalizm, maddeyi "ilk tek ve mutlak" kilar. Iste bu kilis bilimsel degildir. Cunku bu kilisin gozlemi yoktur. Maddeyi eger gozlem veren bir fenomen olarak alir ve sadece gozlemini dile getirirsen, zaten bu fiziksel bilgidir. Ayrica maddenin ne olduguna dair, bilimsel bir ortak tanim algi ve anlam/icerik yok. Yalniz bir fenomen olarak gozlem verir. Iste bilimsellik bu gozlemdedir. Yoksa, GOZLEMI VERENIN NE OLDUGUNUN ORTAYA KONMASINDA DEGIL. Iste bu ortaya koyus, varliksal ve metafiziktir yani ideolojik/inancsal.  

 

(Merak beyinin dinlenmesine izin vermiyor. Lutfen bu kez daha kısa ve basit olarak açıklamaya çalış. Merak etme kısa da olsa anlamadığımı tekrar sorarım.)

 

 

 

Sen burada "madde insanoğluna ait bir kavramdır" diyorsun. İyi ama bu kavram insan duyularıyla oluşturulmuş bir kavram. Bu sanırım gözlemi ve deneyi de içeriyor. Ve sonuçta bilimsel bir kavram oluyor. Nasıl metafiziki diyoruz?

Maddenin ne oldugunun materyalizm temelinde ortaya konmasi, varliksal metafizik ve ideolojiktir. Bilimsel olan madde adi verileni gozlemlemekten baslar.

"Bilimsel bakış açısı temelinde" olan felsefenin(bilimsel felsefe) bilimden farkı nedir? Bunu anlamak istiyorum. Yine mümkün olduğu kadar kısaca lütfen.

Bilime felsefi bakmak; bilimsel, felsefeye bilimsel bakmak, metafiziktir. Yani klasik bilim, bilime metafizigi bulastirir. Bilimsel felsefe ise, bilime felsefe ekler. Biri FELSEFI "BILIM", DIGERI BILIMSEL FELSEFEDIR. Yani varliktan yola cikmak, felsefi; bilgiden yola cikmak bilimseldir. BILIM VARLIKTAN YOLA CIKMAZ, GOZLEMINDEN YOLA CIKAR.

Bilimsel bilgiler de nihayetinde insanoğlu yapılandırılmışlığı değil mi? Maddenin "ne" olduğuyla bilim ilgilenmez mi? Kimya bilimi maddenin ne olduğuya ilgilenmiyor mu? "Nasıl" ve "ne"ye bilim cevap vermezse ben vahiylerden mi araştırmalıyım?

 

Madde nedir? En azından bilimsel tanımı yapılmalı. "Uzayda yer kaplayan, belli bir kütlesi ve ağırlığı olan.." vs. gibi.

Tabi ki her turlu bilgi insanoglu yapilandirilmisligidir. Bilimsel olarak madde, insanogluna gozlem veren bir tabandir; o kadar. Yani bilimsel olan maddenin varliksal ne oldugu tartismasi degildir. Bu tartisma ve ortaya koyum, materyalizme aittir.

 

Yapamazsin, basta madde indirgemeci ve determinist olarak monist degildir. Yani onu gozlemliyen algilayan kavramsal bilgiye tasiyan bir insanoglu vardir.

 

Iste bu insanoglunun maddenin ne oldugu tanimi, OLGUSAL DEGILDIR. Ustelik diger varliksal temellere de indirgemecilik ve determinizm olarak ters duser.

 

Kisaca metafizik varliksal TEMEL INSANOGLUNUN TARTISTIGIDIR. Bilimsellikte ise herkesi baglayan olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirlik vardir. Bu da hic bir varliksal kesinligi sabitligi v.s. dogma olarak icermez.

Link to comment
Share on other sites

Söylediklerinin çoğunu anlamış gibiyim. Yalnız netleştirmek adına, yukarda belirttiğim maddenin ne olduğunun kısa tanımının ve ayrıntı bilgilerin(kimyasal, fiziksel) neden bilimsel, olgusal olamayacağını anlayamadım.

Bir onceki mesajimdaki soruya once yanit ver istersen.

 

Diger soruda, sence neden; bilim bilimsel olarak gozlem veren bir tabana MADDE DEMIYOR DA, FENOMEN DIYOR.

 

Cunku fenomen, SADECE GORUNGU VERENDIR. Bunun disinda tum ozellikler gozlem temelindedir.

 

Yani FENOMENIN VARLIKSAL NE OLDUGUNUN METAFIZIK/ONTOLOJIK IDEOLOJIK INANCSALLARLA ACIKLANMASI NE BILIMDIR, NE DE BILIMSELDIR.

Link to comment
Share on other sites

Eğer numenal bilgilere de varlık veya fenomen diyorsak elbette madde diyemeyiz. Maddenin bilimsel tanımı var.

Hayir o nedenden degil.

 

Birincisi maddenin bilimsel tum insanoglunun INDIRGEMECI DETERMINIST VE NESNEL olarak kabullenecegi bir tanimi yoktur.

 

Ikincisi, "madde" diyen insanoglu KAVRAM KULLANIR

 

Ucuncusu insanogluna ona madde dedirten onun sadece MADDE YONU DEGIL, AYNI ZAMANDA BEYNININ FONKSIYONU OLAN NUMENAL YETISIDIR.

 

Iste bu nedenden, gozlemini algiladigini kavramsal bilgi ile ortaya koyan insanoglu sadece maddeye monist, indirgemeci ve determinist olarak indirgenemez.

 

Hayvanlar da oyle ve hatta tum canlilar.

 

Iste bu yuzden bilim VARLIKSAL TEMELI ORTAYA OLGUISAL OLARAK KONAMAYAN GOZLEM VEREN TABANI FENOMEN OLARAK ALIR.

Link to comment
Share on other sites

Söylediklerinin çoğunu anlamış gibiyim. Yalnız netleştirmek adına, yukarda belirttiğim maddenin ne olduğunun kısa tanımının ve ayrıntı bilgilerin(kimyasal, fiziksel) neden bilimsel, olgusal olamayacağını anlayamadım.

Zaten bu saydiklarin, insanoglunun gozlemi sonucu ortaya cikmis fiziki bilgilerdir. Iste bu bilgilerden olgu olanlar hangi bilimsel temelde ve bransta olursa olsun, gozlem verir.

 

Yani gozlem veren fenomenin, gozlemin algisindan ortaya cikan; insanoglunun kavramsal bilgisi ile acikladigi ve ortaya koydugu, fenomene dair ozelliklerdir.

Link to comment
Share on other sites

Galiba fenomen, varlık, madde, indirgemek, determinist bakış, monizm kavramlarının anlamlarını yüzeysel yada yanlış bildiğimden anlayamıyorum.

 

Geçmişte de fenomen ve madde tanımlarının klasik tanınmlarına karşı çıkmıştın ve anlaşamamıştık. Bazı yerlerden benim görüşüm parelelinde alıntılar yapmıştım.

 

Mesela mistik bilgileri fenomen ve gözlem veren olarak mı kabullenmeliyiz? Bunlar bilimin ilgi alanında mı? Benim bildiğim, pozitif bilimlerin madde dışı ile ilgilenmediği.

  • Like 2
Link to comment
Share on other sites

Iste bu yuzden herhangibir fenomenin varliksal temelde indirgemeci ve determinist ne oldugunu ortaya koymak, BILIMSEL DEGILDIR.

 

Iste o yuzden adi insanoglu olan ve gozlem veren fenomenin de varliksal ne oldugu ortaya konamaz. Bu hem bilgiyi bitirmek, hem de mutlaklamak olarak bilimin degiskenligine ters dusmek ve kisaca BIR SEYIN NE OLDUGUNUN ORTAYA KONMASI, MUTLAKA METAFIZIK/ETIK IDEOLOJIK INANCSAL TEMEL ICERECEKTIR. Bu da akilciliktir. 

 

Iste o yuzden evrensel-insan zihniyeti; INSANOGLUNUN NE OLDUGUNU DEGIL, NEDEN INSANLASAMADIGININ, EVRENSELLESEMEDIGININ, BILIMSELLESEMEDIGININ VE BILISSELLESEMEDIGININ NEDENINI INSANOGLU FENOMEN VARLIGININ FARKINDALIGI VE BILINCI TEMELINDE VE BIRI OLANININ BIREY BILISSELLIGI TEMELINDE GOZLEM OLARAK ORTAYA KOYAR ve "eger zihinsel davranissal iliskisel yasamsal duzensel ve sistemsel ve de hewr turlu kurumsallasma temelinde insanlasmak, evrensellesmek, bilimsellesmek bilissellesmek isteyen varsa; sorun bu gozlemin acikladigindadir" der ve zihinsel degisim ve devrimin bunun onemini algilayanlarca yol ve yontemini gosterir. 

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Zaten bu saydiklarin, insanoglunun gozlemi sonucu ortaya cikmis fiziki bilgilerdir. Iste bu bilgilerden olgu olanlar hangi bilimsel temelde ve bransta olursa olsun, gozlem verir.

 

Yani gozlem veren fenomenin, gozlemin algisindan ortaya cikan; insanoglunun kavramsal bilgisi ile acikladigi ve ortaya koydugu, fenomene dair ozelliklerdir.

 

Maddenin "ne" olduğunu anlatan bilgiler değil mi? 

 

Ayrıca, gözlem veren fenomen veya vermeyen fenomen olarak ayrılıyor mu? Ayrılıyorsa eğer bilim sadece gözlem veren fenomenle mi ilgileniyor?

Link to comment
Share on other sites

Galiba fenomen, varlık, madde, indirgemek, determinist bakış, monizm kavramlarının anlamlarını yüzeysel yada yanlış bildiğimden anlayamıyorum.

 

Geçmişte de fenomen ve madde tanımlarının klasik tanınmlarına karşı çıkmıştın ve anlaşamamıştık. Bazı yerlerden benim görüşüm parelelinde alıntılar yapmıştım.

 

Mesela mistik bilgileri fenomen ve gözlem veren olarak mı kabullenmeliyiz? Bunlar bilimin ilgi alanında mı? Benim bildiğim, pozitif bilimlerin madde dışı ile ilgilenmediği.

Fenomen sadece ve sadece bilimsel olarak in sanogluna duyusal gozlem veren ve algilanan kavramsal bilgi ile de ozdeslestirilen tabandir.

 

Burada metafizik felsefedeki "fenemenoloji" ile bilimsel gozlem veren taban "fenomen" i karistirmamak gerekir. Yani BILIMSEL OLARAK INSANOGLU ICIN FENOMENIN GOZLEM VEREN TABAN OLMASI DISINDA HIC BIR VARLIKSAL KESIN MUTLAK V.S. BIR ANLAM VE ICERIGI YOKTUR.

 

O yuzdenm de taban olarak sinirsizdir. Cunku her bir gozlem algisinda farkli kavramsal bilgiyi insanoglu ortaya koyar. Iste bilginin degisimi de budur.

 

Metafizigin uc dali da (varlik tanri ve fizik otesi) bilimin alaninda degildir. Bilim sadece gozlem veren temelindedir.

 

Butun bu alan, INSANOGLU AKLININ YARATTIGI VE KENDINCE SOMUTA TASIDIGI BILGI ALANI OLARAK, SADECE INSANOGLU FENOMENININ DAVRANISI TEMELINDE GOZLEM VERIR. Iste burdan da psikoloji ve sosyoloji cikar.

 

Yani "insanoglu neden boyle dusunur ve davranir?" sorusunun gozlemsel yaniti.

 

Ya da "insanoglu bir arada nasil yasar?" sorusu.

 

Ya da "insanoglu ne yaparsa dogaya dunyaya evrene zarar vermez?" sorusu

 

Iste bu tip temeli insanoglu fenomeninin numenal yetisinin gozlemsel yansisina yonelik sorular.

 

Ya da "insanoglu neden inanca ihtiyac duyar?" v.s. temelli.

 

Iste evrensel-insan zihniyetinin dusunsel bilgi zenginligi de bu sorular ve verilen gozlemsel/sorunsal qua felsefeli resmi ortaya koymaktir.

Link to comment
Share on other sites

Maddenin "ne" olduğunu anlatan bilgiler değil mi? 

 

Ayrıca, gözlem veren fenomen veya vermeyen fenomen olarak ayrılıyor mu? Ayrılıyorsa eğer bilim sadece gözlem veren fenomenle mi ilgileniyor?

O bilgiler fenomene ve fenomenin adi ne olarak konmussa ona ait bilgilerdir. Fiziksel sosyal matematiksel/mantiksal bilgi olabilir.

 

Hayir, GOZLEM VERMEYEN NUMEN dir.

 

Kant bu iki dali bu temelde farkli kilmistir.

 

Yalniz numen, numenal yeti ve numenal deger veri tabu olarak farklilasir. Iste bu farki Kant ortaya koymamis, numeni tanrisina bahsetmisti. Iste buradaki yeti farki, insanoglunundur. Bu da degerin de onun yaratimi oldugunu ortaya koyar.

 

Numenal yeti tarafi, bilimin cognitive science kismidir. Yani bilissel bilim.

Link to comment
Share on other sites

Metafizigin uc dali da (varlik tanri ve fizik otesi) bilimin alaninda degildir. Bilim sadece gozlem veren temelindedir.

 

Varlık fenomen değil midir?

 

Din ögeleri fenomen değimlidir? Var ve her yerde dillendirilişini gözlemliyoruz. (Bilim sadece gozlem veren temelindedir. Ev-İns.)

 

 

Acelece yazıları tam irdelemeden sorular soruyorum. Daha sonra irdeleyerek okuyacağım. Benim için önemli

Link to comment
Share on other sites

Varlık fenomen değil midir?

 

Din ögeleri fenomen değimlidir? Var ve her yerde dillendirilişini gözlemliyoruz. (Bilim sadece gozlem veren temelindedir. Ev-İns.)

 

 

Acelece yazıları tam irdelemeden sorular soruyorum. Daha sonra irdeleyerek okuyacağım. Benim için önemli

Gozlem vereni fenomen vermeyeni degildir.

 

Eger insanoglu fenomenlestirdi ise, gozlem veriyorsa fenomendir. Cami, oruc, zekat, namaz yani dinin insanoglunca uygulanan sartlari.

 

Kisaca fenomen gozlem veren olarak iki cesittir. Birincisi insanogluna gozlem veren.

 

Ikincisi insanoglunun aklinda yarattigini fenomenlestirmesi. Yani SOYUT ALGISINI SOMUTA TASIMASI.

 

Yeterli mi?

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...