Jump to content

Dusuncenin Insanoglu Yasamindaki Onemi


evrensel-insan

Recommended Posts

Bilimde ne akıl (mind) ne de thought (düşünce, düşünme) hakkında işe yarar bir teori yok.

Düşüncenin fizyolojisi bilinmiyor. Beyin zedelenmelerinde bile düşünce yok olmuyor. Bazı akıl hastalıklarında (şizofreni ve bipolar gibi) ve bunamalarda vb düşünce bozuklukları görülüyor.

 

Düşüncenin mekanizması iyi bilinseydi, yukardaki felsefi zırvalara başvurulmazdı diye düşünüyorum.

Ama yine de onlar o kadar saçma ki,  10 metrelik bir sopa ile bile bulaşmak istemiyorum.

Artik bu tip demogojilere ve polemik davetlerine bir yanit vermenin anlami yok.

 

Yazilanlar ortada, varsa bilgin ve dusuncen yazarsin; yoksa illa bir seyler yazmak icin kendini zorlamana gerek yok.

 

Sonucta bir kisinin bir seye "zirva" diyebilmesi icin, sadece kendini egosal olarak tatmin etmek degil; o "zirva" dedigine neden yanit veremedigini algilamasi lazim.

 

Ama ben artik alistim. Senin bilgin ve dusuncenin bittigi yerde, illa gereksiz ve anlamsiz bir seyler yazmazsan, gece uykularin kacacak.

 

Cunku "zirva sacma" ancak bilgisi ve dusuncesi olmayanlarin kullanacagi ve siginacagi bir kavramdir.

Link to comment
Share on other sites

Düşünce konusunda gözlemlere dayanan biraz bilimsel bilgi var. Ama mind (akıl) konusunda hemen hiç yok.

Bilimin dolduramadığı yeri felsefe dolduruyor.

Felsefenin de bu alanda sınırı yok.

Burada konu düşünce. Dolayısıyla bilimsel görüşlere yer verilebilir.

Düşüncenin de beyinde bazı anatomik alt yapıları var. Ama onlar geniş ve dağınık.

 

Şimdiye kadar yazılanlardan şunları öğrenmiş olmamız gerekiyor:

 

İnsan her an düşünüyor.

Düşünce akıldan geçenlerden oluşuyor.

İyi ve kötü düşünce ayrımı yapay. Öyle bir ayrım gereksiz. Çünkü insan aynı anda hem iyi hem de kötü düşünebiliyor.

Düşünce daha önce kazanılmış deneyimlerden ve bilgilerden yararlanıyor. Onları manüple ediyor.

Hiç kuşkusuz düşünce son derece önemli bir insanlık yetisi. İnsanı diğer hayvanlardan ayıran bir yeti.

Düşünmemek mümkün değil. Ancak komada mümkün.

Düşünmek bebeğin doğumu ile başlayan bir etkinlik. Tabii bebek önce bir zemin bilgi, informasyon, veri biriktiriyor.

Onları içgüdüleri ve hisleri ile algılıyor. Sinirler beyinde ve beyin dışında henüz tam olarak miyelineşmedikleri için bazı hisler diğerlerinden daha kuvvetli.

Örneğin bebeğin vizyonu koku alma hissine göre daha zayıf. Anneyi koku duyusu ile tanıyor. Kulağı da nisbeten iyi işitiyor.

Diğer duyular zamanla gelişiyor ve onlar bebeğin düşünlerini oluşturacağı zemini hazırlıyor.

İnsan uykuda bile düşünüyor. Ona rüya deniyor.

Düşünmeyen beyin ya komadadır ya da ölmektedir.

Link to comment
Share on other sites

Aklın (mind) felsefesi konusunda aşağıdaki ingilizce kaynaklara göz atabiliriz.

 

http://atheism.about.com/od/philosophybranches/p/Mind.htm

 

http://www.thegreatcourses.com/tgc/courses/course_detail.aspx?cid=4278     Satın almanız gerekiyor.

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Philosophy_of_mind

 

 

http://thecollaboratory.wikidot.com/philosophy-of-thought-and-logic-2011-2012

 

Başkaları da var ve bazılarını satın almanız gerekiyor. Adamlar düşüncelerini burada yaptığımız gibi, bedavadan satmıyorlar.

Link to comment
Share on other sites

Herseyde oldugu gibi bu konu ve kavramda da fenomenal zihniyet ile dusunuyorsun.

 

Yani yazdiklarindan ne dusuncenin onemi ne de dusunmek uzerine bir aciklama yok.

 

Baslik "Dusuncenin insanoglu yasamindaki onemi" Sen bu basliktan ve yazilanlardan, dusuncenin onemi olarak ne algiladin?

 

Evet bazilari bilgiyi para ile satar, bazilari bedava paylasir.

 

Madem beyin devamli dusunuyorsa, ki aksini iddia eden yok; o zaman sen dusunce ve dusunmenin oneminden ne algiliyorsun.

 

Sonucta senin aciklamalarina gore, dusunce ve dusunme yetisi insanlogluna tepside sunulmus, o zaman dusunce ve dusunmenin ne onemi olur ki; degil mi ama!

 

Cunku ayni tepside sunulma, insanogluna dogumdan "insan" denerek veriliyor.

 

Ama ne yazikki kimse insanlasmanin ne oldugunu bilmiyor, sadece eger vicdani korelmemis ise, insanlik disi bir dusunce ya da davranis sundugunda kisi o da farkina varirsa, pisman oluyor v.s. 

 

O yuzden bu baslik tepside sunulanlarin ne oldugundan ziyade yasamdaki onemini vurguluyor. Bu da tepside sunulanlarin farkina bilincine varmak ve onlara insan olarak hakkini vermekten geciyor.

 

Iste tepside sunulanlarin onemi de ancak bu farkindalik ve bilincten sonra basliyor.

 

Bak sana bu yazilanlar ile ilgili ner denmek istendigini bir yazi ile aciklayayim.

 

Belki bu yaziyi okuduktan sonra tepside sunulanlarin onemini daha bir algilarsin.

 

Tabi b unun icin fenomenal bakisin temelini insanoglu fenomeninin olusturmasi gerekir.

 

Yoksa insanoglunu gene ozdeslestirecek bir fenomen ararsan, zaten insanoglunun yani senin farkindaligin ve bilincin henuz yok demektir.

 

Dogumdan, Bireye; Bireyden, Insana

 

Bu yazida, sizlere "yasam yolculugunu" aciklamaya calisacagim.

Dogum ve doganin iradesinden bagimsiz kendisine verilenler; deri rengi, cinsiyet, ad, soyad, aile, sulale, cevre, ulke, milli koken, dini koken, yap-yapma egitim ve ogretimi, milli kokensel ve dini kokensel degerler, toplumsal degerler, cografi degerler, ailevi degerler, cevresel degerler, genel ve programli, egitim, ogretim, zorunlu arkadas ve okul cevresi, akraba iliskileri,ekonomik degerler, sosyal ve siyasal degerler, etiksel degerler, okunup ogrenilen degerler, tarihi, bilimsel, felsefi degerler, herturlu soyut degerler, v.s.

Kisi buyudukce; bu degerleri, ozumseme, karsi cikma, kabul etme, tartisma, dusunme ve davranisa tasima, degerlerin, kendine gore ifadesi, kullanma, iletme, sahiplenme, bu degerlerin "en dogrusunu, iyisini, guzelini, olmasi gerekenini v.s." savunma, baskalarini bu savunulan degerlere, ikna etmeye cabalama, herkesi; kendi degerlerini savunmaya yonelik tartisma ve TUM VERILEN DEGERLERLE, DEGERSEL, INANCSAL, DOGRUSAL IDEOLOJIK VE TEORIK MUCADELE.

Ne yazikki; bizim gibi, birey olma ve bireysellik egitimi vermeden yoksun toplumlar icin, hayat yolculugu burada bitiyor.

Olmasi gereken, birey yolculugu ise; tum bu dogumdan itabaren verilen degerleri, kendi oz irade ve algi temelinde kendin icin; yeniden duzenleme, gereksizlerinden arinma, gerekli gorulenleri; kendi oz iradenle algilama v.s. KISACA; KENDI KENDINI, dogumdan itibaren verilen degerler yerine KENDI OZ DEGERLERINLE OLUSTURMA. Bireysel kisilik olusturumu.

Son asama ise; gerek dogumdan itabaren verilen olsun, gerekse senin kendi oz degerlerin olsun; butun bu degerlerin, birer; ayrimcilik, bencillik, cikar, mucadele, TANRISAL, DOGRUSAL, INANCSAL, IDEOLOJIK temelli corefaith degerler oldugunun bilincine varma ve sanki, yeniden doguma doner gibi; insanlasmak ve insanlik sunmak adina; tarihi tamamen geri cevirerek; tum bu elde edilen degerlerden bir bir arinma ve hemen hemen her degerde, serbest dusunur olabilme.

Bu arada; bireysel sayginin, hak ve ozgurluklerin bilincine varabilme; gercek ve dogru farkinin bilincine varabilme ve, tum ctetolojik ve evrenssel koken ve temele ait dusunce ve davranisin vasfina ererek; bu dusunce yapisinin, insandisi, insanlikdisi ve insanozaleyhte iceriginin bilincine vararak; bireysel temelde; tum bu insanozunun disindaki degerlerden arinma mucadelesi. Yani, birey bilinci almis yapiyi; bireysel olarak insanlastirmaya yonelme.

En azindan, belki olum (olmek) gelmeden; hic olmazsa; bazi degerlerde insan olmanin ozde ne oldugu, tadilmis olur.

Iste, yasam yolculugu; dogumdan, bireye; ve bireyden, insana dogru uzanan, yalniz, yorucu, zevkli, inisli cikisli, ama devamli ilerleyen bir yolculuktur. Once veri ile baslar, sonra algi ve kendinleme ile devam eder, sonra tum verilerin curutulmesi ve yanlislanmasi algisi ile, verilerden, arinma, ihtiyac duymama, ile; tamamen farkli kulvarda giden bir yolculuktur.

Cok ilginctir, biryerde; tum yasam yolculugu, bir bebegin dogumda dile gelip"ben insanim, bana bu verileri bosuna vermeyin cunku bu veriler beni insan olmaktan alikoyuyor, uzaklastiriyor, bana ayrimciligi, bencilligi, cikari, ve herturlu insan olmayan degerlerle bir yasam surmemi benden istiyor, o yuzden; hic zahmet etmeyin. Birakin, beni kendi halime; ben bir birey olarak; bireysel temelde; tum insan olan ve insanlik sunan evrensel degerlerle yasam ve iliski sureyim" Iste, dunyanin neresinde olursa olsun, bir dogan bebek bunu diyebilse; tum yasam yolculugu cok degisik olur. Tum dogan bebekler, bunu diyebilse; dunya da degisik olur. En azindan, bir bebek yasam yolculugunu GERIYE DOGRU DEGIL; ILERIYE DOGRU yapar. Halbuki, dogan bebege; dogdugu andan itibaren insan diyorlar. Iste bu ilk ve dile gelmeyen veri. Tum yasam yolculugu da; bu veriyi almak icin geciyor. En azindan, birey bilinci alabilmis olan icin, bu olanak doguyor. Bence ilk alinmasi gereken bilinc te; BELKI INSAN OLARAK DOGUYORUZ AMA INSAN OLMAK ICIN YASIYORUZ.

En azindan; bize verilen bu ilk, gorunussel ve ayrimsiz verinin anlamini kendimize vermek icin, onun ozunu ozde algilamak icin; yasam yolculugu yapalim.         

Link to comment
Share on other sites

Düşünce insanoğlundan soyutlanarak incelenecek bir konu değil.

O nedenden son derece önemli bir konu.

Önce düşüncenin ne olduğunda bir konsensusa varmamız gerekiyor. Umarım bir konsensusa vardık.

Burası felsefe forumu olduğu için düşünce hakkında her türlü görüşe yer verilebilir.

Düşünme bilinç ve farkındalıkla çok yakından ilgili.

Düşünmek insan olmakla özdeş. Bu da düşünmenin ayrı bir öneme sahip olması demek.

Yani düşüncenin insan yaşamındaki yerini abartmak mümkün değil. O kadar önemli..

 

Mind (akıl) hakkında öyle düşünmüyorum. Bilim o konuda çok derin bir karanlıkta ve konuyu felsefeye terketmiş durumda..

Link to comment
Share on other sites

Düşünce insanoğlundan soyutlanarak incelenecek bir konu değil.

O nedenden son derece önemli bir konu.

Önce düşüncenin ne olduğunda bir konsensusa varmamız gerekiyor. Umarım bir konsensusa vardık.

Burası felsefe forumu olduğu için düşünce hakkında her türlü görüşe yer verilebilir.

Düşünme bilinç ve farkındalıkla çok yakından ilgili.

Düşünmek insan olmakla özdeş. Bu da düşünmenin ayrı bir öneme sahip olması demek.

Yani düşüncenin insan yaşamındaki yerini abartmak mümkün değil. O kadar önemli..

 

Mind (akıl) hakkında öyle düşünmüyorum. Bilim o konuda çok derin bir karanlıkta ve konuyu felsefeye terketmiş durumda..

Insanoglundan soyutlayan yok. Zaten dusunce beynin fonksiyonu.

 

Neyse ben insanoglunun insan gibi dusunmedigini bunun da nedeninin dogal/fenomenal zihniyet oldugunu ve bu zihniyetlerin kendiliginden geldigini ve sorgulama icermedigini soyluyorum.

 

Zaten dusunen kisinin hem onemsedigi degerleri degisiyor, hem insanlik algisi degisiyor v.s.

 

Bunun en guzel ornegi bilgili ile bilgisiz farki, herzaman bilgiye acik olmak ile, bilgilendigini kendine yeterli bulmak farki.

 

Iste dusuncenin ve dusunmenin onemi bu farklardan ve insan gibi yasayabilip iliski kurabilmekten geciyor.

 

Yoksa, O.Dogu'da insan cigeri yigenin de beyni var o da dusunuyor. Bir seri katilinde, bir iskencecinin de bir tecavuzcunun de, kizini diri diri gomen bir tore bagimlisininda, kadini taslayanin da, katliam yapaninda v.s. bir beyni var ve dusunuyor.

 

Iste dusuncenin onemi BOYLE DUSUNMEMEKTEN GECIYOR. Cunku boyle dusunmemek demek, bu dusunce ve davranislarin insanlikdisi ve vicdan disi oldugunun algisina ve farkina varmak demek.

 

Bir de hak ve ozgurluk taniyanlar, empati kuranlar, herkesi oldugu gibi algilayanlar, yardima ihtiyaci olana yardim edenler, devamli bilgilenen ve bunu paylasanlar, bilimin ne oldugunu algilayanlar v.s. nin de beyni var ve dusunuyor.

 

Iste dusunceniun onemi BOYLE DUSUNMEKTEN GECIYOR.

 

Cunku boyle dusunmek demek, insanlik demek, evrensellik demek, cagdaslik demek, v.s. bu dusunce ve davranisin insanoglu fenomenine yakisan oldugunun algisina ve farkina varmak demek.

 

Iste dusuncenin onemi burda.

 

Bu da senin gibi dusunceyi fenomenal zihniyet ile degil, numenal zihniyet ile degerlendirmekten kaynaklaniyor.

 

Yani temelin insanoglu (tanri madde DNA atom, bitki, hayvan, evren, doga, dunya v.s. degil) hedefin( maddiyat ekonomi ideoloji inanc cikarci akilci bireyci egoist etik v.s. degil)  zihinsel devrim alinmasi.

 

Senin dusunurken aldigin temel ve hedefledigin amac nedir?

 

Insanoglu ve zihinsel devrim olmadigi ortada.

Link to comment
Share on other sites

 

Senin dusunurken aldigin temel ve hedefledigin amac nedir?

 

Insanoglu ve zihinsel devrim olmadigi ortada.

Normal koşullarda bir konuya, çözmek istediğin bir soruna konzantre değilsen, düşüncelerinin bir hedefi ve amacı olamaz. Her an aklından herşey geçiyor.

Onların ne olduğunu biliyor musun? Onlar seni olmak istediğin insan yapıyor mu? Onlardan memnun musun? Onlar sende nasıl hisler olduğunu yansıtıyor. Onlar sayesinde kendini nasıl tanıyorsun?

İnsanoğlu olduğumu devamlı düşünecek değilim. Olduğumu biliyorum. Düşünerek yaşamımda bir devrim yapmam mümkün elbette ama o da yalnız bana bağlı değil. Başkalarının katkısına ihtiyacım var. Sosyal bir hayvan olduğumun bilincindeyim. Herşeyden önce başkalarına zarar vermemeye çalışmalıyım.

Seninle insanlık konusunda temel ilkelerde ayrılıyoruz. Ben kendi insanlığımla barışığım.. Diğerlerini de benim istediğim gibi değil, oldukları gibl kabul etmeden yanayım.

Zihinsel devrim yapınca daha iyi bir insan olacağının ne gibi bir garantisi var.

Eğer bu yazdıkların gibi olduysan, içinde biraz öfke, biraz nefret, biraz hırs olduğunu düşünüyorum. Ben bunlardan kendimi arındırmaya çalışıyorum.

Link to comment
Share on other sites

Normal koşullarda bir konuya, çözmek istediğin bir soruna konzantre değilsen, düşüncelerinin bir hedefi ve amacı olamaz. Her an aklından herşey geçiyor.

Onların ne olduğunu biliyor musun? Onlar seni olmak istediğin insan yapıyor mu? Onlardan memnun musun? Onlar sende nasıl hisler olduğunu yansıtıyor. Onlar sayesinde kendini nasıl tanıyorsun?

İnsanoğlu olduğumu devamlı düşünecek değilim. Olduğumu biliyorum. Düşünerek yaşamımda bir devrim yapmam mümkün elbette ama o da yalnız bana bağlı değil. Başkalarının katkısına ihtiyacım var. Sosyal bir hayvan olduğumun bilincindeyim. Herşeyden önce başkalarına zarar vermemeye çalışmalıyım.

Seninle insanlık konusunda temel ilkelerde ayrılıyoruz. Ben kendi insanlığımla barışığım.. Diğerlerini de benim istediğim gibi değil, oldukları gibl kabul etmeden yanayım.

Zihinsel devrim yapınca daha iyi bir insan olacağının ne gibi bir garantisi var.

Eğer bu yazdıkların gibi olduysan, içinde biraz öfke, biraz nefret, biraz hırs olduğunu düşünüyorum. Ben bunlardan kendimi arındırmaya çalışıyorum.

Ben bireysel yasamimda aklimi kendi yarar ve cikarima kullanirim.

 

Her dusuncemin ise bir amaci vardir. Cunku ben beynimi kendim dusundurturum.

 

Hic bir konuya duygusal yanasmam, mantiksal yanasirim. Kimseye zarar vermemek kimseye karismamak herkesi oldugu gibi algilarim. Bireysel hak ve ozgurluklerimi sonuna kadar savunurum, baskalarininkini de desteklerim.

 

Ben zihinsel devrimi her an yasayabilirim. Dusunce olarak bazan yeniden dogarim.

 

Memnuniyet v.s. gozlem temelindedir. Bir hata algilarsam kendimi sorgularim. Hatayi baskasinda degil, kendimde ararim.

 

Garantisi su her insanlasma devrimimde herseyin bilgisi algisi bilinci cok daha farkli oluyor, ezber bozuluyor sorgulanmazlar sorgulaniyor.

 

Yani "evrimci ve devrimci sorgulama" basliginda yazani uyguluyorum.

 

Icimde ne ofke ne nefret ne de hirs var. Sadece sorgulayarak sorunlarin cozumu var. O da ben tarafli. Yasarim ve yasatirim.

 

Bildigin gibi serbest dusunurum. Yani sorgulanmazim yok. Core faithim de yok. Sabit hic bir konu ve kavramda inancim ideolojim de yok.

 

Ben de insanoglu oldugumun bilisselligindeyim. Bu da zihinsel devrim bilinci demek. Sonucta bir seyin bilisselligi onun asimidir.

Link to comment
Share on other sites

Ben bireysel yasamimda aklimi kendi yarar ve cikarima kullanirim.

 

Her dusuncemin ise bir amaci vardir. Cunku ben beynimi kendim dusundurturum.

 

Hic bir konuya duygusal yanasmam, mantiksal yanasirim. Kimseye zarar vermemek kimseye karismamak herkesi oldugu gibi algilarim. Bireysel hak ve ozgurluklerimi sonuna kadar savunurum, baskalarininkini de desteklerim.

 

Ben zihinsel devrimi her an yasayabilirim. Dusunce olarak bazan yeniden dogarim.

 

Memnuniyet v.s. gozlem temelindedir. Bir hata algilarsam kendimi sorgularim. Hatayi baskasinda degil, kendimde ararim.

 

Garantisi su her insanlasma devrimimde herseyin bilgisi algisi bilinci cok daha farkli oluyor, ezber bozuluyor sorgulanmazlar sorgulaniyor.

 

Yani "evrimci ve devrimci sorgulama" basliginda yazani uyguluyorum.

 

Icimde ne ofke ne nefret ne de hirs var. Sadece sorgulayarak sorunlarin cozumu var. O da ben tarafli. Yasarim ve yasatirim.

 

Bildigin gibi serbest dusunurum. Yani sorgulanmazim yok. Core faithim de yok. Sabit hic bir konu ve kavramda inancim ideolojim de yok.

 

Ben de insanoglu oldugumun bilisselligindeyim. Bu da zihinsel devrim bilinci demek. Sonucta bir seyin bilisselligi onun asimidir.

Sen öyle zannediyorsun. Aklından geçen bütün düşünleri kontrol edemezsin.

Çünkü onlar  korteksin kontrol edemediği ilkel beyin yörelerinden kaynak alıyor.

Düşünerek çok şey başarırsın belki ama, sözünü ettiğin zihinsel devrimi gerçekleştiremez, daha iyi ve üstün bir insan olamazsın. Nasıl iyi, üstün insan olunduğu henüz bilinmiyor.

Muhtemelen asla bilinemeyecek. Çünkü zihinsel devrim doğaya karşı bir isyan gibi duruyor. O da insanın doğasında yok.

Link to comment
Share on other sites

Sen öyle zannediyorsun. Aklından geçen bütün düşünleri kontrol edemezsin.

Çünkü onlar  korteksin kontrol edemediği ilkel beyin yörelerinden kaynak alıyor.

Düşünerek çok şey başarırsın belki ama, sözünü ettiğin zihinsel devrimi gerçekleştiremez, daha iyi ve üstün bir insan olamazsın. Nasıl iyi, üstün insan olunduğu henüz bilinmiyor.

Muhtemelen asla bilinemeyecek. Çünkü zihinsel devrim doğaya karşı bir isyan gibi duruyor. O da insanın doğasında yok.

Benim oyle zannetmem, senin bunlari algilayamamandir. Cunku benim ufkum sende yok. Olmadigi icinde benim dediklerimin olabilirligi sana gore "zannetme" gelir ve bu dogasldir.

 

Cunku senin temelin fizige benim ise insanoglunun beyninin yetisine dayaniyor. Sen fizigin esiri ve teslim olmussusun. Ben ise zihinleri degistirerek davranislarin da degistigini goruyor biuliyor ve yasiyorum. Sen bu gordugun ve yasadigin degisimi fizike mahkum ediyorsun, ben ise bunu degistirenin beynin yetisi oldugunun bilincindeyim.

 

Dolayisiyla sende fiziksel kadercilik var, ben de ise sinirsiz zihinsel ufuk var.

 

Evet zihinsel devrim, dogaya degil; dogal/fenomenal zihniyete karsi bir durustur, aykiridir, anarmaldir delalet icerir. Zaten sen bunu yapamazsin, cunku INSANOGLUNU KENDI ZIHNIYETI ILE OLUSTURDUGU DOGASINA TESLIM EDIYORSUN. Bir teistin ateist olmasi ZIHINSEL DEGISIMDIR. Eger bu degisimi yapilandirilmisligin yapi ve isleyisinin kokunden temelinden yaparsan bu devrim olur.

 

Bu da yapilandirilmisligin yapi ve temelinin farkindaligi ve bilincini gerektirir. Yani evrensel-insan zihniyeti ve onun bunu ortaya qua felsefesi olarak koyusu.

Link to comment
Share on other sites

Fiziksel kadercilik ne demek?

Kader denen bir kavrama mı inanıyorsun?

Bizim kaderle işimiz yok.

Fizik herşeydir. Fizik, kadere inananlar için de kaderdir aynı zamanda. Ama kadercilik değildir.

Fizik dogma değildir. Bilimin kendisidir. Özüdür. Herşeyidir.

Evet.. Ben senin algıladıklarını algılayamıyorum. Bundan da şikayetçi değilim. Memnunum.

Ama benim algıladıklarım da var. Onları da fizikle açıklamak mümkün.

Ben fizikle açıklayamadığım algılarım üzerinde durmam. Onlar hiç kuşkusuz aklımdan sürekli olarak geçen düşünlerdir.

Onların aklımdan geçmesini önlemeyi düşünmem bile. Çünkü onların önlenmesi kişiye zarar verebilir. Belki sana zarar veriyordur onları engellemeye ve kontrol etmeye çalışman.

Düşünleri manüple eden istemli veya istemsiz her teşebbüs akıl hastalığına neden olabilir. Şizofreni örneğin düşünce hastalığıdır. Bipolar hastalık da öyledir. Psikozlar düşünce hastalıklarıdır.

Hasta kendiliğinden ortaya çıkan düşünlerini bazı alanlara yönlendirirse, patolojik düşünmeye  başlar. Tabii bu yönlendirme onun elinde değildir. Nörotransmiterler ve medyatör bozuklukları ile ilgili bir olaydır.

Düşünce üzerinde ciddi olarak durumlması gereken bilr konudur. Çok az bilinidiği için de felsefesinin yapılmasını doğal karşılıyorum.

Link to comment
Share on other sites

Fiziksel kadercilik ne demek?

Kader denen bir kavrama mı inanıyorsun?

Bizim kaderle işimiz yok.

Fizik herşeydir. Fizik, kadere inananlar için de kaderdir aynı zamanda. Ama kadercilik değildir.

Fizik dogma değildir. Bilimin kendisidir. Özüdür. Herşeyidir.

Evet.. Ben senin algıladıklarını algılayamıyorum. Bundan da şikayetçi değilim. Memnunum.

Ama benim algıladıklarım da var. Onları da fizikle açıklamak mümkün.

Ben fizikle açıklayamadığım algılarım üzerinde durmam. Onlar hiç kuşkusuz aklımdan sürekli olarak geçen düşünlerdir.

Onların aklımdan geçmesini önlemeyi düşünmem bile. Çünkü onların önlenmesi kişiye zarar verebilir. Belki sana zarar veriyordur onları engellemeye ve kontrol etmeye çalışman.

Düşünleri manüple eden istemli veya istemsiz her teşebbüs akıl hastalığına neden olabilir. Şizofreni örneğin düşünce hastalığıdır. Bipolar hastalık da öyledir. Psikozlar düşünce hastalıklarıdır.

Hasta kendiliğinden ortaya çıkan düşünlerini bazı alanlara yönlendirirse, patolojik düşünmeye  başlar. Tabii bu yönlendirme onun elinde değildir. Nörotransmiterler ve medyatör bozuklukları ile ilgili bir olaydır.

Düşünce üzerinde ciddi olarak durumlması gereken bilr konudur. Çok az bilinidiği için de felsefesinin yapılmasını doğal karşılıyorum.

Ben neden inanayim. Senin insanoglunu dusuncesel olarak bir dogalliga teslim etmenin fiziksel kadercilik oldugunu soyluyorum. Benim dusuncem de teslimiyet yok ki, kadercilik olsun.

 

Iste senin sorunun algi denenin sadece FIZIKLE SINIRLANMASI. Indirgemeci ve teslimiyetci. Ne kisinin ne beynin soyutlamasinin bunu degistirebilecegini v.s. dusunmemen. Iste senin fiziki kaderciligin bu noktada.

 

Asil akil hastaligi ve bilimum psikolojik sorun ve bozukluk, INSANOGLU FIZIGININ INSAN OLARAK DUSUNUP DAVRANAMAMASININ GETIRDIGIDIR.

 

Serbest dusunurler, dunyada beyni en saglikli en zinde en aktif isleyen bireyleridir. Baslari bile agrimaz. Cunku teslimiyetleri yoktur, dogmalari yoktur, sorgulanmazlari yoktur v.s. 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...