Jump to content

Bilim Forumunda Felsefe Yapılır mı?


haci

Recommended Posts

Bakın evrensel insan olma diye bir şey olmaz. Bu konuda sorulan sorulara bilimsel düzlemde yeterince yanıt vermediniz. 

 

Ve bu kavram totaliter bir bakış açısını barındırıyor. Ve gördüğüm kadarıyla sizin cevaplarınız da bu paralelde gidiyor. Yani Huxley'in ya da ona benzer teknolojik ütopyalara benzer birşey. 

Size gore olmayabilir. Ayrica "evrensel insan degil, "evrensel-insan" yani evrensel ile insan arasinda - var.

 

Dedigim gibi zaten ilk cumlenizdeki olumsuz yanasim, sizin dusunce sinirlariniza dayasniyor.

 

Bir birey gayet mumkun bir sekilde, kendisini insanlastirabilir ve evrensellestirebilir.

 

Totoliterlikte bir guc ve otorite olmanin topluma dayatimi vardir. Totoliter otorite/otoriter den gelir.

 

Ben ise oto kontroldan yanayim.

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/211-kontrol-sorunu/?hl=kontrol

Link to comment
Share on other sites

  • Replies 123
  • Oluşturuldu
  • Last Reply

Top Posters In This Topic

Eğer bilimsellikten söz ediyorsanız, evrensel insanın ne olduğunu bilimsel olarak ortaya koymanız gerekecek.

 

Ne yazık ki bunu yapmadınız bugüne dek.

 

Ayrıca çelişki çinde olduğunuzu ekleyeyim....

 

Hem insanın doğası yoktur şu yoktur bu yoktur diyorsunız hem de insan üzerinden genelleştirerek bir felsefe üretiyorsunuz.

 

İkincisi hem felsefenizi genelleştiriyorsunuz hem de yine sana göre bana göre noktalarına takılıp kalıyorsunuz. Bu noktaları nasıl aşacağınızı ortaya koymuyorsunuz. Ve ayrıca siz tüm insanları temsil etmiyorsunuz, yani tüm insanlar adına karar veremezsiniz. Ama bir taraftan totaliter biçimde tüm insanları kuşatan bir kavram üretip üstelik algı ve bilinç birliğini de kapsayan teknolojik bir ütopyadan söz ediyorsunuz.

 

Bunun nasıl olacağı konusunda somut bir öneriniz de yok. 

Link to comment
Share on other sites

Eğer bilimsellikten söz ediyorsanız, evrensel insanın ne olduğunu bilimsel olarak ortaya koymanız gerekecek.

 

Ne yazık ki bunu yapmadınız bugüne dek.

 

Ayrıca çelişki çinde olduğunuzu ekleyeyim....

 

Hem insanın doğası yoktur şu yoktur bu yoktur diyorsunız hem de insan üzerinden genelleştirerek bir felsefe üretiyorsunuz.

 

İkincisi hem felsefenizi genelleştiriyorsunuz hem de yine sana göre bana göre noktalarına takılıp kalıyorsunuz. Bu noktaları nasıl aşacağınızı ortaya koymuyorsunuz. Ve ayrıca siz tüm insanlarını temsil etmiyorsunuz, yani tüm insanlar adına karar veremezsiniz. Ama bir taraftan totaliter biçimde tüm insanları kuşatan bir kavram üretip üstelik algı ve bilinç birliğini de kapsayan teknolojik bir ütopyadan söz ediyorsunuz.

 

Bunun nasıl olacağı konusunda somut bir öneriniz de yok. 

Algilayamadiginiz belli. Ben gozlem olarak INSANOGLUNUN INSANLASAMADIGINI ORTAYA KOYUYORUM. Yine yanlis algi. Evrensel-insan bir zihniyettir ve yol/yontemdir.

 

Ucuncu yanlis algi. Evrensel-insan zihniyeti zaten insanlasamamis olmanin gozlemini sorunlarini ve cozumunu oneriyor.

 

Dorduncu yanlis algi, utopya yasama gecirilemeyen ve olmamis olandir.

 

Oneriler de yazilarda aciktir. Basta algi bilgi bilinc ve farkindalik beyin duzeyinin sorgulanmasini onerir.

 

Evrimci ve Devrici Sorgulama

Daha onceki mesaj ve basliklarda, sorgulama olabilmesi icin; bir rahatsizligin, bir zararin ve bir sorunun algilanmasi gerektigini daha once belirtmistim.

 

Simdi de, bu mesajda; sorgulamanin evrimci(bilinc altinin, bilinci zorlamasi) ve devrimci (bilincin, bilinc altini zorlamasi) iliski, bag ve farklarini ortaya koyacagim.

 

Herseyden once bir dogumun, dunyanin hangi cografya ve toplumunda olursa olsun, o toplumun verdigi tabu ve degerler ile kisinin yetistigini ve buyudugunu hatirlamak gerekir.

 

Bir kisi, eger kendisine verilen bu deger ve tabularla buyurken, sadece verilenleri uyguluyorsa; mutlu, huzurlu ve rahattir.

 

Eger bir huzursuzluk, rahatsizlik duymaya baslamissa, bu once bilincalti olarak meydana gelir ve kisiyi huzursuz, mutsuz etmeye baslar. Cun ku kisi bilincalti olarak denilenleri uygulamaktan bir rahatsizlik duymakta, bir terde aklinin be verilenlerin dogruluguna inandirmakta sorun yasamaktadir.

 

Iste bu yasanan sorun, kisiyi direk olarak uygulamakta olduklarinin tam tersine, karsitinayoneltir ve kisi, inandiklarinin dogrulugunu teyit etmeye, kendini bu dogrulara inandirmaya yonelir. Ya kendi kendini tatmin eder ve tekrar, verilenlerin dogruluguna inanarak huzur bulur, ya da aklini verilen dogrularin tam tersini yapmaya yonelterek, dogruyu yapilanda degil; ona karsi cikmakta, onu red etmekte bulur.

 

Toplumda bu sekilde bir dusunceye ve davranisa yonelmis kisiler, toplumun gozunde ve algisinda "aksi, isyankar, itirazci, soz dinlemez, yaramaz v.s." temelli toplumun "uygun gidisatina" uymayan kisiler olarak algilanirlar ve toplum genelde bu tip kisilere "suphe, endise v.s." ile bakar. Hatta bu kisiler, ya toplumsal bir sorun olurlar, ya ailelerinden ayrilmak zorunda kalirlar ve de genelde toplum tarafindan distalanirlar.

 

Burada kisinin, boyle bir yasam ve iliskide nasil bir yol alacagi, tamamen kisinin, bu isi ne yone yonlendirecegi, ya da topluma uyarlayacagi temelinde degisiklik gosterir.

 

Iste buraya kadar anlatilan kisim, sorgulamanin evrimci kismi ve bilincaltinin bilinci zorlama kismidir.

 

Devrimci sorgulama ise, basta birey bilinci gerektirir. Yani kisinin, kendi varliginin bilincinde ve farkinda olmasi, kendi kararlarini kendine verildigi gibi degil de, kendi insiyatifi ile almasi ve kendi varligini yasam ve iliskilerinde ortaya dusunce ve davranis olarak koyabilmesi ve bu konuda kararli,azimli davranabilmesidir. Yani toplumsal kisilikten, vatandasliktan ve toplumun bir biri olmaktan kurtulmus bir bilinc ve farkindaliktir.

 

Iste bu duzeye gelmis bir kisi, verilenlerin, karsitini dusunmek ve uygulamak yerine, verilenlerin ne oldugunu, neden uygulanmasi gerektigini, bunlarin kendisine ne saglayacagini v.s. sorgulamaya baslar.

 

Iste bu sorgulama, devrimci sorgulamadir. Cunku burada, ne bir bilinc alti rahatsizligi vardir, ne de bir bilincalti zorlamasi. Burada olan, bilincin; kisiyi her yonuyle, ne yapmasi hakkinda verilenleri degil; kendi kararlarini uygulamaya yonlenme vardir. Iste bu yonlenim, ister istemez kisinin her bilincalti uygulamasinda, bunun kendi karari olup olmadigi sorusunu ortaya atacak ve kisiyi sorgulamaya itecektir.

 

Iste bu noktadan sonra, bilinc; bilincalti bir uygulamayi yerine getirmeden once "bu benim uygulamam mi olacak?" sorusu ile bilincalti uygulamayi uygulamadan once, bilinciyle sorgulayacaktir.

 

Bu asamanin bir ilerisi, artik uygulama oncesidir. Yani kisi daha uygulama asamasina gelmeden once, tum bilinc altini bilinciyle sorgulayacak ve bilincalti uygulamaya gecmeden, bilinci ile o uygulamayi onceden kendi karari ile kontrol edecek ve yonlendirecektir.

 

Iste bu asama "bana dogumdan itibaren verilen hersey bir sorun" algisini getirecek ve kisi, bilincaltindaki her verileni bilinci ile sorgulayacaktir.

 

Bu bilincin bilincaltini sorgulamasinin bitecegi yer,kisiye gore degisir. Ama, genelde biten yer; kisinin aklinin kendini inandirdigi dogrusunu uygulamadaki, sorunsuzlugu, rahatligi ve huzur/mutlulugudur. Bu devam ettikce de, sorgulamaolmayacaktir.

 

Buradaki en buyuk sorun, kisinin kendisine verilen dogumdan itibaren her degeri sorgulamasi yaninda, kendi sorguladiklarini sorgulamayarak bilincaltina atmasi ve KENDI BILINC ALTINI BILINCSIZ OLARAK KENDI YARATMASIDIR.

 

Cunku bu asama, kisiyi bencil, ayrimci, egoist, cikarci v.s. kisaca bireyci akilci kilacak ve kendi aklinin inandigi dogrularini sabitliyerek, sahiplenerek sorgulamadan bilincaltina atacak ve bu seferde bu bilinc altinin uygulama emri altina girecektir.

 

O yuzden bilincin, bilincaltini sorgulamasi ve tekrar bilinc alti sorununu yaratmamasi icin, bu sorgulama sadece verilenler degil; kendi inandigi dogrularinin da sorgulanmasiyla devam ettirilmelidir.

 

Yani, bilincin onu herhangibir aklin inandigi dogru ile tikanmamali ve sinirlandirilmamalidir.

 

Bu da zaten, bireyin bilinc olarak surekli suregelen surec icinde bilinclenmesi demektir.

 

Unutmamak gerekir ki, her mutluluk, huzur v.s. o konudaki sorunlarin, ertelenmesi ve bilincalti yonlendirimine birakilmasi demektir.

 

Cunku insanoglunun her turlu yapilandirilmisliginin yapi ve isleyisi sorundur.

 

Bu sorundan da, ancak bu yapilandirilmis yapi ve isleyisin evrensel koken ve temellerine erisilerek ve algilayarak ve de onlarin disina cikarak kurtulunabilir. Cunku, her noktalama, kesinlik, mutlaklik, sahiplik, sabitlik, dogruluk v.s. aklin inancidir ve sorunun ertelendigi ve de bilincaltinin yonetimi ele gecirdigi yerdir.

 

Burada en onemli yol gosterici, ..e gore konusudur. Yani neye/kime gore sorundur, rahatsizliktir,zarardir?

 

Iste burada, tum bu yapilandirilmis yapi ve isleyisin bir insanoglu urunu oldugunu algilarsak ve insanoglu disinda bir guc aramaz ve ...e gore belirlemezsek; herseyin ...e goresinin insanoglu turu oldugunu algilariz.

 

Buradan da sorunun, insanoglu turunun zihniyet olarak insanlasamamasinin sorunu oldugu algilanir.

 

Iste her birey bilinci almis kisinin,bilincli ve farkinda olarak bilinc altini bilince cikarmasinin altinda yatan neden, insanoglunun yapilandirdigi zihniyetin, insansal/evrensel yonlendirimi, sorgulanmasi ve degisimidir.

 

Iste bir birey, bilincli ve farkinda olarak, zihniyetini insanlasmaya yonelttigi surece sorunu, rahatsizligi ve zarari algilar ve bilincalti devreye girmeden, bilincli olarak insanlasmaya yonelir.

 

Bu da zaten bir surekli suregelen bir surectir ve noktalamali, huzur, rahatlik v.s. de sorun da soz konusu degildir. Cunku bilincin duraganligi degil; (mutluluk ya da rahatsizlik), surekliligi ve hareketi soz konusudur.

 

Yani ne rahatsizliktan yola cikilmistir, ne de rahatliliktan; bilincli ve farkindalikli olarak insanoglunun yapilandirdigi yapi ve isleyisin zihinsel devriminden yola cikilmistir. Iste bu devrimin "oldu" su yoktur, sadece devrimci zihinsellik ile yasam ve iliski surmek vardir.

 

Ustelik bu yasam ve iliski, kisiyi yonlendiren ve kontrol eden, bilincaltinin degil; aksine, kisinin bilincli ve farkinda olarak kendi kendini kontrol ve yonlendirmesidir. Zihnini insanlastirmaya yonelik.

 

Iste birey bilincinin, tursel duzeyi ve farkindaligi bu bilinctir.

 

Bu arada verdigim linklere bakiyor musunuz?

 

Link to comment
Share on other sites

Siz bilimsel olmaktan söz edip durdunuz bilimsel olma onu aynı zamanda sana göre, bana göre algısına değil somut biçimde ortaya koymaya göre işler. Bu çok önemlidir. 

 

"Yoksa ben anlatıyorum, çok önemli şeyler söylüyorum ama kimse anlamıyor" yöntemi bizim için yeterli değil.

 

Bu yol, yöntem için de geçerlidir....Madem bilimsel olmaktan söz ediyoruz ve onu esas alıyoruz.

 

"Evrensel insan" sizin hayalinizde ya da zihninizde  insanlık için varmak istediğiniz yer diyelim.

 

Bilimsel ve teknolojik yöntemlerle bu noktaya varacaksınız bunu anladım...

 

Ama böyle bir insan nasıl ortaya çıkacak, mesele burada? Somut olarak ortaya koyulması gereken nokta bu...

 

Yoksa bilimsel olarak oraya varacağım demek yeterli değil...

Link to comment
Share on other sites

Siz bilimsel olmaktan söz edip durdunuz bilimsel olma onu aynı zamanda sana göre, bana göre algısına değil somut biçimde ortaya koymaya göre işler. Bu çok önemlidir. 

 

"Yoksa ben anlatıyorum, çok önemli şeyler söylüyorum ama kimse anlamıyor" yöntemi bizim için yeterli değil.

 

Bu yol, yöntem için de geçerlidir....Madem bilimsel olmaktan söz ediyoruz ve onu esas alıyoruz.

 

Evrensel insan sizin hayalinizde ya da zihninizde  insanlık için varmak istediğiniz yer diyelim.

 

Bilimsel ve teknolojik yöntemlerle bu noktaya varacaksınız bunu anladım...

 

Ama böyle bir insan nasıl ortaya çıkacak, mesele burada? Somut olarak ortaya koyulması gereken nokta bu...

 

Yoksa bilimsel olarak oraya varacağım demek yeterli değil...

Ben bana gore bilimsel olmaktan bahsetmedim, ..e gore temelindeki bilimsel olmaktan bahsettim. Bilimselligin seni beni tabi ki olmaz.

 

Son yazdigim yaziyi okudunuz mu?

 

Bunun yaninda, beyin duzeyi olarak ve ..e gore olarak; Bilimsel felsefe yani yapilandirmaci epistemoloji gerekir.

 

Serbest dusunurluk gerekir, Qua felsefesi gerekir, dogal/fenomenal zihniyetin bilisselligi temelinde ondan numenal zihniyet olarak  kurtulmak/arinmak gerekir.

 

Basta dogumdan itibaren kendisine verilen her turlu degerin ve onun yonlendirim ve yaptiriminin bir sorun oldugu algilanacak ve butun bu alinan ve beyinde yer etmis degerler sorgulanacak ve onlardan arinilacak.

Link to comment
Share on other sites

Bugünkü dünya düzeninde insanları serbest düşünür olarak yetiştirmek mümkün mü?

 

Değilse bu ne zaman olabilir? Belli bir zamanı var mı yoksa ne yapmamız gerekir?

 

Diyelim hepsini yaptık böyle insanlar yetişti ve bu yetişen insanlar belli bir zaman sonra şöyle bir karar aldı:

 

İnsan olmak yerine böcek olalım, bu daha üstün, iyi ya da uygun bir çözüm dediler ve hepsi böcek oldular.

 

Bu durumda evrensel böcek olmanın daha iyi olduğunu mu anlayacağız? Yoksa ne anlamak gerekir buradan?

Link to comment
Share on other sites

 bu yetişen insanlar belli bir zaman sonra şöyle bir karar aldı:

 

İnsan olmak yerine böcek olalım, bu daha üstün, iyi ya da uygun bir çözüm dediler ve hepsi böcek oldular.

 

Bu durumda evrensel böcek olmanın daha iyi olduğunu mu anlayacağız? Yoksa ne anlamak gerekir buradan?

 

Serbest düşünür, evrensel insan, insanlaşma bilincine varmanın, örnek te olsa, sonuçta "böcek olmayı isteme"ye kadar gide(bile)ceğini mi düşünüyorsunuz? Bumu evrensel insanlaşma bilincinin kazanılmasından anladığınız?

 

"Evrensel insan olmak"tan benim anladığım kısaca, toplumsal yaşamdaki olumsuzuklara asıl neden olan tabusal, toplumsal değerlerden, birey bilinci kazanarak arınmak.

Link to comment
Share on other sites

Bakın evrensel insan olma diye bir şey olmaz. Bu konuda sorulan sorulara bilimsel düzlemde yeterince yanıt vermediniz. 

 

Ve bu kavram totaliter bir bakış açısını barındırıyor.

 

Evrensel insan olmanın bir gereği de serbest düşünürlüğü, totaliter olmakla nasıl bağdaştırıyorsunuz? Anlamadım.

Link to comment
Share on other sites

Serbest düşünür, evrensel insan, insanlaşma bilincine varmanın, örnek te olsa, sonuçta "böcek olmayı isteme"ye kadar gide(bile)ceğini mi düşünüyorsunuz? Bumu evrensel insanlaşma bilincinin kazanılmasından anladığınız?

 

"Evrensel insan olmak"tan benim anladığım kısaca, toplumsal yaşamdaki olumsuzuklara asıl neden olan tabusal, toplumsal değerlerden, birey bilinci kazanarak arınmak.

 

İnsanların neyi isteyeceklerini bilemeyiz, adı üstünde serbest düşünür, şartların gereği insanlar bunu veya başka bir şeyi, insan olmaktan çıkmayı isteyebilirler. Yani kesin olarak her zaman için  insanlar bunu veya şunu istemezler demek o kadar basit değil. 

 

Ama buna rağmen "hayır bunu istemezler, şunu şunu isterler, böyle olur filan" diyebilirsiniz. Tabii bu da sizin iddianız olur.

 

Burada insanları determinist olmakla suçlayan ben değilim. Evrensel insan. 

Link to comment
Share on other sites

Evrensel insan olmanın bir gereği de serbest düşünürlüğü, totaliter olmakla nasıl bağdaştırıyorsunuz? Anlamadım.

Evrensel insan ortak algı ve bilinç birliğinden söz ediyor. Nasıl ortak algı, neye göre ortak algı?

 

Serbest düşünür olmak ve birey algısından söz ediyorsunuz. Bununla neyi çözeceksiniz? Herkesi serbest düşünür mü yapacaksınız? 

 

Yukarıda da söyledim insanlar farklı farklı düşünce, bu farklı fikir ve farklılıklara bağlı olarak yine de anlaşmazlıklar olacaktır. Bunları nasıl çözeceksiniz belli değil. Sadece bir niyet var. 

 

Ortak algı ile insanların arasındaki bireysel farklılıklara dayanan sorunlar şiddet olmadan çözüelecek vb. deniliyor. Üstelik herkes serbest düşünecek. Bir yandan ortak bilinçve ortak bir algı olacak. İnsanlar neye göre serbest düşünecek? Ortak bilinç ve ortak algıya göre mi? Bu ortak bilinç ve algıya göre farklı düşünenler ne olacak belli değil.

 

Diğer yandan tüm bunların somut bir karşılığı, yaşanmışlığı yok. Nasıl olacağı, olup olmayacağı belli değil. Hadi onu da geçtik.

 

Ben diyorum ki ortak algı ve bilinç ancak totaliter bir düzende oluşturabilir. Başka türlü olmaz.

 

Aksini iddia ediyorsanız buyurun ortaya koyun. Evrensel İnsanın dediği gibi bir düzen tarih boyunca olmadı. Ve Evrensel-insan bunun nasıl olacağını da somut bir şekilde ortaya koymuyor. Ama size göre herhalde böyle bir sorun yok. 

 

Eğer aksini savunuyorsanız bunu somut bir şekilde ortaya koyun ve gösterin. En azından bir toplumda bunun yaşanmışlığını gösterin, biz de olacağına inanalım. 

Link to comment
Share on other sites

 

"Evrensel insan olmak"tan benim anladığım kısaca, toplumsal yaşamdaki olumsuzuklara asıl neden olan tabusal, toplumsal değerlerden, birey bilinci kazanarak arınmak.

 

Bunlar çok muğlak tanımlar.
 
Bu tanıma göre kapitalist bir patron bile pekala serbest düşünür olduğunu, birey bilincine sahip olduğunu iddia edebilir. Şimdi bu kapitalist patronlar mı böyle bir dünya düzenini kuracak?
 
Dersiniz ki kapitalist patron dogmatik biri, kapitalizme inanmış.  Fakat o patron pekala kapitalizme dogmatik olarak bakmadığını ve sadece şartların gereği böyle davrandığını iddia edebilir.  
 
Tam tersine kapitalizme karşı olan komünist biri de türlü nedenlerden dolayı serbest düşünür olduğunu ve şartların gereği komünist olduğunu söyleyebilir. 
 
Yani birey bilinci kazandığını iddia eden kişiler çok farklı farklı söylemlerde bulunabilir ve birçok konuda derin anlaşmazlığı da düşebilirler. 
Link to comment
Share on other sites

 

Bunlar çok muğlak tanımlar.
 
.....

 
Yani birey bilinci kazandığını iddia eden kişiler çok farklı farklı söylemlerde bulunabilir ve birçok konuda derin anlaşmazlığı da düşebilirler. 

 

Birey bilinci kazanarak evrensel insan olma yolunda sempatizanım. Bu fikirden etkilendim. Evrensel insan zihniyeti gereği gibi samimi olarak okunup irdelenirse, benimseMEmek mümkün değil gibi.

 

Evrensel insan olmanın bilişelliği ve sergilediği duruş için bir alıntı yapacağım. Daha geniş bilgi için; http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1012-evrensel-insan-zihniyetinin-bireysel-bilisselligi/?p=8726

 

 

 

 

Seküler laiklikten yanayım- yani evrensel hukuk hak ve özgürlükler insan hakları temelinde toplumun her farklı halkının farkının özgürlüğü tanım ve temsil hakkı.

 

Birey devletinden yanayım- yani vatandaşın devleti için değil, devletin bireyi için var olmasından,  bireyinin hak ve özgürlüğünü koruyacak kurum ve kuruluşlarının olmasından yanayım.

 

Politik olmayan devletten yanayım- yani devletin hiç bir din ve mezhepten ve etnik kökenden yana olmaması, hepsine ayni mesafede olması, hepsinin hak ve özgürlüğünü koruması ve farkların politik araç ve duygu sömürüsü ya da oy pusulası olarak kullanımına izin verilmemesi.

 

Ülke ve toplum çıkarlarını gözeten politikadan yanayım- Her türlü politikanın ülkenin dışarıda barışa yönelik olması ve içeride de toplum ve farklı halklarının her türlü yaşam ve ilişki standart inin yükseltilmesine, olanaklarının sağlanmasına yönelik olması.

 

Bilimsel, bilişsel ve bilgisel eğitim/öğretim ve yetiştirim den yanayım- Eğitimin temelinin, din milliyet etik, metafizik değerler üzerine değil, evrensel olgu temelindeki bilimden olmasından yanayım. Her turlu yetiştirimin ve eğitimin öğrenimin kritik, analitik, yapılandırmacı ve birey yetiştiren beyinleri düşündürten, düşüncenin onunu açan şekilde olması her turlu düşünce ve ifade özgürlüğünden yanayım. Kısaca vatandaş ve toplumsal "biz/öteki" kutuplu ötekileştiren/ötekileşen değil; hak ve özgürlüklü birey ve onun farkları içselleştiren uzlaşmalı birebirine saygılı bireysel yetişim.

 

Evrensel-İnsan

 

Muğlak olanı ve karşı olduğun tarafları belirtirmisin?

Link to comment
Share on other sites

Bugünkü dünya düzeninde insanları serbest düşünür olarak yetiştirmek mümkün mü?

 

Değilse bu ne zaman olabilir? Belli bir zamanı var mı yoksa ne yapmamız gerekir?

 

Diyelim hepsini yaptık böyle insanlar yetişti ve bu yetişen insanlar belli bir zaman sonra şöyle bir karar aldı:

 

İnsan olmak yerine böcek olalım, bu daha üstün, iyi ya da uygun bir çözüm dediler ve hepsi böcek oldular.

 

Bu durumda evrensel böcek olmanın daha iyi olduğunu mu anlayacağız? Yoksa ne anlamak gerekir buradan?

Evet bilgi toplumu caginda yetisen cagdas ve ozgur bireyin, bir serbest dusunur olabilmesi mumkun. Yalniz henuz serbest bireylerin toplumu ortada yok.

 

Bu ozgur bireylerin kendi adlarina istedikleri degersel ve zihinde ayrimcilik iceren hak ve ozgurluklerinin gereksizligini ve bunlasrin sadece ayrimciliga yaradigini algiladiklarinda ve zihinsel ayrimciligi zihinsel degisim ve zihinsel devrim ile ortadan kaldirdiklarinda mumkun olacak.

 

Zaten serbest dusunce ZIHINSEL AYRIM YAPMAYAN FAKAT BU ZIHINSEL AYRIMIN VERDIGI GOZLEMI FARK OLARAK ALGILAYAN bir zihniyettir. O yuzden olan farkin hak ve ozgurlugunu tanirken, bunun ayrimciliginin zihinde oldugunun bilincindedir. 

 

Evrensel-insan zihniyeti bolumune yazdigim som mesaji oku.

 

Gelelim "bocek olma" konusuna.

 

Basta serbest dusunebilen bir beyin, evrimsel olarak nasil bir gorunumu varsa, buna mudahele edip degistirmek istemez. Cunku gereksiz luzumsuz ve anlamsizdir.

 

Zihinsel olarak ise bocek olmak mumkun degildir. Cunku insanoglunun bocek ile ortak bir dili ve dialogu yoktur. Bocegi kendi gozleminin algisi bilgisi temelinde kendine ait kavramsal bilgisi ile ortaya koyar. Bocek sadece gozlem veren bir fenomendir. Boyle bir kavramsal bilgi bocege ait degildir, insanogluna ait bir monologdur.

Link to comment
Share on other sites

Birey bilinci kazanarak evrensel insan olma yolunda sempatizanım. Bu fikirden etkilendim. Evrensel insan zihniyeti gereği gibi samimi olarak okunup irdelenirse, benimseMEmek mümkün değil gibi.

 

Evrensel insan olmanın bilişelliği ve sergilediği duruş için bir alıntı yapacağım. Daha geniş bilgi için; http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1012-evrensel-insan-zihniyetinin-bireysel-bilisselligi/?p=8726

 

 

 

Muğlak olanı ve karşı olduğun tarafları belirtirmisin?

 

Buna benzer tanımlar, yasalar vb. birçok devlette var.

 

Örneğin Kemalistler yukarıda söyleyenenlerin birçoğuna benzer şeyleri zaman zaman dile getirmişlerdir. Zaman zaman Marksistlerde dile getiriyor. 

 

Birçok burjuva devleti benzer şeyleri dile getirebilir, imza atabilir.

 

Evrensel insan farklı olarak politik olmadığını söylemiş; ama bir başkası için pekala bunlar politik olarak da düşünülebilir.

 

Yani buna benzer söylemler zaten dile getiriliyor. Sonuçları da görüyoruz. Evrensel insanın dediği gibi bir şeyin olduğu yok.

 

En önemlisi yukarıda da söylediğim gibi bir şeyler söylemek değil uygulamaktır.

 

Bu tür düşüncelerin uygulamasıdır. Ben de bunun hangi istikamette olacağını söyledim. Aksini söylüyorsanız somut olarak ortaya koymanız ve bir toplumda uygulama ile göstermeniz gerekir. 

Link to comment
Share on other sites

 

Basta serbest dusunebilen bir beyin, evrimsel olarak nasil bir gorunumu varsa, buna mudahele edip degistirmek istemez. Cunku gereksiz luzumsuz ve anlamsizdir.

 

 

 

Zihinsel olarak ise bocek olmak mumkun degildir. Cunku insanoglunun bocek ile ortak bir dili ve dialogu yoktur. Bocegi kendi gozleminin algisi bilgisi temelinde kendine ait kavramsal bilgisi ile ortaya koyar. Bocek sadece gozlem veren bir fenomendir. Boyle bir kavramsal bilgi bocege ait degildir, insanogluna ait bir monologdur.

 

 

Deterministik bir yanıt verdiniz. Halbuki sınırsız olmaktan söz edip duruyordunuz.

 

Gelecekte insanların neler isteyeceğini ve neleri keşfedeceğini nereden biliyorsunuz? Bilmiyorsunuz. O yüzden söylediklerinize katılmam mümkün değil. 

 

Siz Evrensel insanın ne olacağını, olmak istediklerini üstelik onu bugüne monte ederek sınırladınız. 

 

Aslında düşüncelerinizin uygulaması da bu şekilde olabilir. Sınırsızlıktan söz eden ama gerçekte son derece sınırlayıcı bir düşünce. Determinizme karşı olduğunu söyleyen ama son derece determinist, serbest düşünür olduğunu söyleyen ama ortak algı ve bilinç ile düşünceleri sınırlayan ve kontrol eden.

 

O yüzden yanıtınıza şaşırmadım diyebilirim. 

Link to comment
Share on other sites

İnsanların neyi isteyeceklerini bilemeyiz, adı üstünde serbest düşünür, şartların gereği insanlar bunu veya başka bir şeyi, insan olmaktan çıkmayı isteyebilirler. Yani kesin olarak her zaman için  insanlar bunu veya şunu istemezler demek o kadar basit değil. 

 

Ama buna rağmen "hayır bunu istemezler, şunu şunu isterler, böyle olur filan" diyebilirsiniz. Tabii bu da sizin iddianız olur.

 

Burada insanları determinist olmakla suçlayan ben değilim. Evrensel insan. 

Burada benim dile getirdigim gozlemdir. Ben bunun elestirisini yapmiyorum. Sadece bu gozlemin neden ve nasil bir sorun oldugunu dile getiriyorum. Burada bir suclamada  kabule zorlama da yok.

Link to comment
Share on other sites

Evrensel insan ortak algı ve bilinç birliğinden söz ediyor. Nasıl ortak algı, neye göre ortak algı?

 

Serbest düşünür olmak ve birey algısından söz ediyorsunuz. Bununla neyi çözeceksiniz? Herkesi serbest düşünür mü yapacaksınız? 

 

Yukarıda da söyledim insanlar farklı farklı düşünce, bu farklı fikir ve farklılıklara bağlı olarak yine de anlaşmazlıklar olacaktır. Bunları nasıl çözeceksiniz belli değil. Sadece bir niyet var. 

 

Ortak algı ile insanların arasındaki bireysel farklılıklara dayanan sorunlar şiddet olmadan çözüelecek vb. deniliyor. Üstelik herkes serbest düşünecek. Bir yandan ortak bilinçve ortak bir algı olacak. İnsanlar neye göre serbest düşünecek? Ortak bilinç ve ortak algıya göre mi? Bu ortak bilinç ve algıya göre farklı düşünenler ne olacak belli değil.

 

Diğer yandan tüm bunların somut bir karşılığı, yaşanmışlığı yok. Nasıl olacağı, olup olmayacağı belli değil. Hadi onu da geçtik.

 

Ben diyorum ki ortak algı ve bilinç ancak totaliter bir düzende oluşturabilir. Başka türlü olmaz.

 

Aksini iddia ediyorsanız buyurun ortaya koyun. Evrensel İnsanın dediği gibi bir düzen tarih boyunca olmadı. Ve Evrensel-insan bunun nasıl olacağını da somut bir şekilde ortaya koymuyor. Ama size göre herhalde böyle bir sorun yok. 

 

Eğer aksini savunuyorsanız bunu somut bir şekilde ortaya koyun ve gösterin. En azından bir toplumda bunun yaşanmışlığını gösterin, biz de olacağına inanalım. 

Burada evrensel-insan zihniyeti ile birey farkinin algilanamamasi konusu var.

 

Evrensel-insan zihniyeti adi ustunde bir zihniyettir, vucudu fiziki yoktur. Bu zihniyerti uygulamak isteyen birey, mesela ben; bunu kendi algimca bilgimce ve bilincimce uygularim. 

 

Burada bir pratik vardir. Dolayisi ile somutluk, ZIHNIYETTE DEGIL, BU ZIHNIYETI UYGULAYAN BIREYIN YASAM VE ILISKISINDEDIR.

Link to comment
Share on other sites

Buna benzer tanımlar, yasalar vb. birçok devlette var.

 

Örneğin Kemalistler yukarıda söyleyenenlerin birçoğuna benzer şeyleri zaman zaman dile getirmişlerdir. Zaman zaman Marksistlerde dile getiriyor. 

 

Birçok burjuva devleti benzer şeyleri dile getirebilir, imza atabilir.

 

Evrensel insan farklı olarak politik olmadığını söylemiş; ama bir başkası için pekala bunlar politik olarak da düşünülebilir.

 

Yani buna benzer söylemler zaten dile getiriliyor. Sonuçları da görüyoruz. Evrensel insanın dediği gibi bir şeyin olduğu yok.

 

En önemlisi yukarıda da söylediğim gibi bir şeyler söylemek değil uygulamaktır.

 

Bu tür düşüncelerin uygulamasıdır. Ben de bunun hangi istikamette olacağını söyledim. Aksini söylüyorsanız somut olarak ortaya koymanız ve bir toplumda uygulama ile göstermeniz gerekir. 

Bir seyin dile getirilmesi baskadir. Onun bir nitelik olarak toplumu zorlama mudahele baski temelinde yonlendirmesi yapilandirmasi baskadir.

 

Senin buradaki en buyuk algi farkin, olayi BIREYSEL DEGIL; TOPLUMSAL OLARAK ALGILAMAK.

 

Evrensel-insan zihniyeti BIREYE YONELIKTIR VE TAMAMEN BIREYIN KENDI BILISSELLIGI ILE ZIHINSEL DEVRIMINI KENDISININ YAPMASINI ONERIR.

 

Ideolojiler, inanclar izmler ise, kendi niteligini topluma dayatmak ve bunun icin de guc ve otoriteyi ele gecirmek icin vardir.

 

Toplumdaki uygulamasi BIREYSELDIR.

Link to comment
Share on other sites

Deterministik bir yanıt verdiniz. Halbuki sınırsız olmaktan söz edip duruyordunuz.

 

Gelecekte insanların neler isteyeceğini ve neleri keşfedeceğini nereden biliyorsunuz? Bilmiyorsunuz. O yüzden söylediklerinize katılmam mümkün değil. 

 

Siz Evrensel insanın ne olacağını, olmak istediklerini üstelik onu bugüne monte ederek sınırladınız. 

 

Aslında düşüncelerinizin uygulaması da bu şekilde olabilir. Sınırsızlıktan söz eden ama gerçekte son derece sınırlayıcı bir düşünce. Determinizme karşı olduğunu söyleyen ama son derece determinist, serbest düşünür olduğunu söyleyen ama ortak algı ve bilinç ile düşünceleri sınırlayan ve kontrol eden.

 

O yüzden yanıtınıza şaşırmadım diyebilirim. 

Ben bilimsel ve bilissel temelde mantiksal olabilirligin olanagi temelinde yanit verioyorum. O da epistemolojik olarak yani bugunku gelinen teknik ve kavramsal bilgi ve de bilimin isiginda.

 

Ben gelecek ile ilgili bir sey soyleyen bir medyum degilim. Benim her turlu temelim gozleme dayanir. Gelecek ise henuz gozlem vermiyor.

 

O yuzden en azindan sizin metafizik ...e gore temelli sinirlamaniz bende yok. Burada zaten epistemolojik gelinen nokta bir sinirdir. Yalniz bu sinir sinirli degildir ve insanoglu teknigi bilgisi bilimi temelinde surekli olarak yenilenen ve degisendir.

 

Iste cagdaslik ta zaten bu degisime ayak uydurabilmektir.

Link to comment
Share on other sites

ÇıBir seyin dile getirilmesi baskadir. Onun bir nitelik olarak toplumu zorlama mudahele baski temelinde yonlendirmesi yapilandirmasi baskadir.

 

Senin buradaki en buyuk algi farkin, olayi BIREYSEL DEGIL; TOPLUMSAL OLARAK ALGILAMAK.

 

Evrensel-insan zihniyeti BIREYE YONELIKTIR VE TAMAMEN BIREYIN KENDI BILISSELLIGI ILE ZIHINSEL DEVRIMINI KENDISININ YAPMASINI ONERIR.

 

Ideolojiler, inanclar izmler ise, kendi niteligini topluma dayatmak ve bunun icin de guc ve otoriteyi ele gecirmek icin vardir.

 

Toplumdaki uygulamasi BIREYSELDIR.

 

Bence burada hatayı yapan sensin.

 

Ve anladığım kadarıyla neyi savunduğunu da iyi bilmiyorsun.

 

Savunduğun toplumsal bir düzen.(Ortak bilinç, ortak algı vb. söz ediyorsun, bu açıdan tek bireyle ilgili olmadığı açık.) Devlet düzeni vb. Bir tek bireyle filan bunu çözemesin.

 

Savunduğun şeyin de uygulaması yok. Ben uygularım sen anlamıyorum sözü bilimsel değil. 

 

Kanıt ve argümanların bu açıdan güvenilir değil. Çok sık anecdotal evidence gibi güvenilmez yöntemlere baş vuruyorsun.

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Anecdotal_evidence

 

Sana somut uygulamasını soruyorum, konuyu anlamadığımı söylüyorsun. Yani yanıtın bu. Bu yanıt değil.

 

Argümanın şu: anlamıyorsun, olay bireysel, ben uyguluyorum vb.

 

Yani sen anlaşılmazlık, bireysellik vb. şeylerin arkasına sakalanarak yukarıda sorulara yanıt verdiğini sanıyorsun ama yanıt verdiğin bir şey yok. 

 

Bu kanıt yöntemi ile zaten isteyen herkes her şeyi ispatlayabilir: Olay bireysel, ben uyguluyorum, ben denedim, anlamıyorsunuz vb. Ne kadar basit gerçekten.

Link to comment
Share on other sites

Bence burada hatayı yapan sensin.

 

Ve anladığım kadarıyla neyi savunduğunu da iyi bilmiyorsun.

 

Savunduğun toplumsal bir düzen.(Ortak bilinç, ortak algı vb. söz ediyorsun, bu açıdan tek bireyle ilgili olmadığı açık.) Devlet düzeni vb. Bir tek bireyle filan bunu çözemesin.

 

Savunduğun şeyin de uygulaması yok. Ben uygularım sen anlamıyorum sözü bilimsel değil. 

 

Kanıt ve argümanların bu açıdan güvenilir değil. Çok sık anecdotal evidence gibi güvenilmez yöntemlere baş vuruyorsun.

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Anecdotal_evidence

 

Sana somut uygulamasını soruyorum, konuyu anlamadığımı söylüyorsun. Yani yanıtın bu. Bu yanıt değil.

 

Argümanın şu: anlamıyorsun, olay bireysel, ben uyguluyorum vb.

 

Yani sen anlaşılmazlık, bireysellik vb. şeylerin arkasına sakalanarak yukarıda sorulara yanıt verdiğini sanıyorsun ama yanıt verdiğin bir şey yok. 

 

Bu kanıt yöntemi ile zaten isteyen herkes herşeyi ispatlayabilir: Olay bireysel, ben uyguluyorum, ben denedim, anlamıyorsunuz vb.

Hala benim adima konusuyorsun. Sen benim neyi savundugumu benden iyi mi bileceksin?

 

Savunan benim bu savunuyu kendi takintilarin ile yorumlayan sensin.

 

Somut uygulama yani evrensel-insan zihniyetini benim bir birey olarak uygulamam asagidadir.

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1012-evrensel-insan-zihniyetinin-bireysel-bilisselligi/?p=8726

 

Buna yazilarimdan, teolojik temelde tanrisal bir zihniyet tasimadigimi ve tanri kavramini sadece insanoglu yasaminda bir sosyo-psikolojik sorun olarak gozlemledigimi de ekleyebilirsin. Zaten hic bir dine de mensup degilim. Ne oldugum da buradadir.

 

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci

Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim

- Evrensel-Insan Zihniyeti

 

Quantum dusuncesinde "dusuncem ne ise oyum" gecerlidir.

Link to comment
Share on other sites

Hala benim adima konusuyorsun. Sen benim neyi savundugumu benden iyi mi bileceksin?

 

Savunan benim bu savunuyu kendi takintilarin ile yorumlayan sensin.

 

Somut uygulama yani evrensel-insan zihniyetini benim bir birey olarak uygulamam asagidadir.

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1012-evrensel-insan-zihniyetinin-bireysel-bilisselligi/?p=8726

 

Buna yazilarimdan, teolojik temelde tanrisal bir zihniyet tasimadigimi ve tanri kavramini sadece insanoglu yasaminda bir sosyo-psikolojik sorun olarak gozlemledigimi de ekleyebilirsin. Zaten hic bir dine de mensup degilim. Ne oldugum da buradadir.

 

Evrensel-Insan - Yapilandirmaci

Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim

- Evrensel-Insan Zihniyeti

 

Quantum dusuncesinde "dusuncem ne ise oyum" gecerlidir.

 

 

Bak sen benim adıma konuşuyorsun. Diyorsun ki "sen anlamıyorsun." Benim adıma bir söz söylüyorsun.

 

Bu durumda ben de sana yanıt verebilirim. 

 

Hep başkasını suçlayıp durma. Kimse seni anlamak sorunda değil.

 

Kimse sen ne dersen bunu kabul etmek zorunda değil. 

 

Sana birçok soru sordum yanıt vermedin. 

 

Mesele karışık hale geldiğinde o senin görüşün dedin çıktın. Peki o zaman bunlar da senin görüşün diyoruz. 

 

Ama en önemlisi şu bilim subjektik bakış açısını merkeze alamaz. Sen ben anlıyorum, ben uyguluyorum diyorsun. 

 

Objektif ve bilimsel olması için aynı deney, algı başkalarınca da desteklenmesi lazım. 

 

Dediğim gibi argümanların subjektif düzlemde. 

 

Kanıt ve argümanların bu açıdan güvenilir değil. Çok sık anecdotal evidence gibi güvenilmez yöntemlere baş vuruyorsun.

 

http://en.wikipedia....cdotal_evidence

 

Bu şekilde tartışmayla zaten bir yere varılmaz.

Link to comment
Share on other sites

Bak sen benim adıma konuşuyorsun. Diyorsun ki "sen anlamıyorsun." Benim adıma bir söz söylüyorsun.

 

Bu durumda ben de sana yanıt verebilirim. 

 

Hep başkasını suçlayıp durma. Kimse seni anlamak sorunda değil.

 

Kimse sen ne dersen bunu kabul etmek zorunda değil. 

 

Sana birçok soru sordum yanıt vermedin. 

 

Mesele karışık hale geldiğinde o senin görüşün dedin çıktın. Peki o zaman bunlar da senin görüşün diyoruz. 

 

Ama en önemlisi şu bilim subjektik bakış açısını merkeze alamaz. Sen ben anlıyorum, ben uyguluyorum diyorsun. 

 

Objektif ve bilimsel olması için aynı deney, algı başkalarınca da desteklenmesi lazım. 

 

Dediğim gibi argümanların subjektif düzlemde. 

 

Kanıt ve argümanların bu açıdan güvenilir değil. Çok sık anecdotal evidence gibi güvenilmez yöntemlere baş vuruyorsun.

 

http://en.wikipedia....cdotal_evidence

 

Bu şekilde tartışmayla zaten bir yere varılmaz.

Ben sen anlamiyorsun demiyorum, yazilanlari verildigi gibi algilamadigini soyluyorum.

 

Bu da bir suclama degil gozlem verendir. 

 

Burada alinan gozlem de verilmek istenen algiya verilen yanittir. Iste bu yanit verilenin verildigi gibi alguilanmadigini gosteriyor.

 

Bu da bir suclama degil bir tesbitin dile gelmesidir.

 

Zaten sorun  kabul ve redde, algilamak ise bunun disindadir. Yani verileni verildigi gibi; kendi degerlerin ile mukayese etmeden algilamaktir.

 

Kisaca "evrensel-insan lakapli sahis bu yazida bunu vermek istiyor" algisidir. Yani verilen alginin dogrulugu yanlisligi kabulu ya da reddi degil.

 

Bir seyi baskalarinin destekleyip desteklememesi onlarin bilecegi seydir.

 

Bilissel bir beyin, baskasina gore hareket etmez. Kendi bireysel dusunce ve gorusunu ortaya koyar. Bu da kimseye "kabul et/karsi cik" anlaminda bir mudahele ya da empoze degildir.  

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now



×
×
  • Create New...