Jump to content

Bilim Forumunda Felsefe Yapılır mı?


haci

Recommended Posts

Olabilir, yeterki insanlasmaevrensellesme bilimsellesme ve bilissellesme icersin. Aksi zaten zihinsel devrim degildir, zihinsel teslimiyettir.

 

Iste sorun zaten o catismayi yaratan cikar zihniyetidir.

 

Mesela sen siddete karsi oldugunu soyledin. Bunu herhalde siddet ile saglamayi dusunmedin. Cunku SIDDETE SIDDET ILE KARSI OLAMAZSIN.

 

 

Doğada türler arasında çatışma, rekabet vb. hep olmuş.

 

Evrim de bunu doğrular. Hatta türler birbiriyle rekabet için bir tür silahlanma yarışına bile giriyor.

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Evolutionary_arms_race

 

İnsanileşme dediğiniz şey doğada var olan bu temel dinamiğe ne oranda karşı koyar sorusuna yanıt aramak gerekir:

 

Evrim türler arasında farklılaşma ve mücadeleye dayanıyor. Elbette zaman zaman işbirliği de var bu mücadelede.

 

Farklılıklar olduğu sürece sanırım çatışma olacaktır. Bu doğada var olan güçlü bir evrimsel dinamik. İnsan buna ne kadar direnebilir bilemiyorum...

Link to comment
Share on other sites

  • Replies 123
  • Oluşturuldu
  • Last Reply

Top Posters In This Topic

Doğada türler arasında çatışma, rekabet vb. hep olmuş.

 

Evrim de bunu doğrular. Hatta türler birbiriyle rekabet için bir tür silahlanma yarışına bile giriyor.

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Evolutionary_arms_race

 

İnsanileşme dediğiniz şey doğada var olan bu temel dinamiğe ne oranda karşı koyar sorusuna yanıt aramak gerekir:

 

Evrim türler arasında farklılaşma ve mücadeleye dayanıyor. Elbette zaman zaman işbirliği de var bu mücadelede.

 

Farklılıklar olduğu sürece sanırım çatışma olacaktır. Bu doğada var olan güçlü bir evrimsel dinamik. İnsan buna ne kadar direnebilir bilemiyorum...

Tamam iste. Olmus ama artik insan zihniyeti bunun olmamasi gerektiginin bilincinde ve farkinda. Yani zihinsel devrim. Cunku bu bir FIZIKSEL VE EVRIM SORUNU DEGIL, ZIHINSEL SORUNDUR. Ancak zihinlerin degisimi ile saglanabilir.

 

Tamam iste ONEMLI OLAN BUNA EVRIMSEL TESLIMIYET DEGIL, ZIHINSEL DEVRIM ILE DEGISTIRMEKTIR.

 

Benim de yaptigim budur. Sonucta insanoglu fenomeninin her turlu davranisi ve iliskisi ZIHINSEL YONLENDIRIMDIR.

Link to comment
Share on other sites

Iste belki farkimizda bu. Ayni turden olmamiza ragmen, ben insanoglu olarak kendimi ortaya koyarken, sen kendini ozdeslestiriyorsun; en basta bir hayvan ile.

 

O yuzden kimin insani taniyip tanimadigi kendisini mi yoksa ozdeslestirdigini mi ortaya koymakla belli oluyor.

 

Demekki siz o size gore olan fantazi alemini dusunemiyorsunuz?

 

Aksine bu bir fantazi degil, gozlemin ortaya koydugudur.

Bu iletiden anlaşıldığı kadarıyla, aslınızın hayvan, doğanızın hayvansal olması sizi çok rahatsız ediyor.

Ondan kurtulmaya çalışıyorsunuz. İnsanlığı aramanızı ben başka türlü açıklayamıyorum.

Siz hayvanlığa değil, bilimin sizi hayvanlaştırması olgusuna teslim olmuyorsunuz.

Bunu da marifet sanıyorsunuz. Kendinizi aşıyor, olmadığınız ve asla olamayacağınız bir varlığa transend olma umudu ile nafile çabalıyorsunuz.

Link to comment
Share on other sites

Bu iletiden anlaşıldığı kadarıyla, aslınızın hayvan, doğanızın hayvansal olması sizi çok rahatsız ediyor.

Ondan kurtulmaya çalışıyorsunuz. İnsanlığı aramanızı ben başka türlü açıklayamıyorum.

Siz hayvanlığa değil, bilimin sizi hayvanlaştırması olgusuna teslim olmuyorsunuz.

Bunu da marifet sanıyorsunuz. Kendinizi aşıyor, olmadığınız ve asla olamayacağınız bir varlığa transend olma umudu ile nafile çabalıyorsunuz.

Aynen cunku bu bir doga degiul dogal zihniyetin yapilandirdigidir.

 

Son cumlen ise senin kendilik bilisselligi algin olmadigini gosteriyor.

 

Cunku zihinsel devrimi yasasan bile algilayamiyorsun.

 

Mesela bir teistin ateist olmasi zihinsel bir degisimdir ve bu degisim onun her turlu dusuncesine ve davranisina yasam ve iliskisine yansir.

 

Bunu evrim ya da kisinin fizigi degil, beyninin soyuitlamasi olan zihni saglamistir. Iste o yuzden bunu saglamayan zihinler hala onlara verildigi gibi teist kalir.

 

Iste bu her konudaki ve kavramdaki her turlu degersel degisim, FIZIKSEL/EVRIMSEL DEGIL, ZIHINSELDIR. 

 

Inanclar ideolojiler dogrular etik degerler v.s. iste ancak bu ZIHINSEL DEGISIM TEMELINDEDIR.

 

Ben ise KOKLU TEMELDEN VE TABANDAN DOGAL/FENOMENAL ZIHNIYETTEN KURTULMA DEVRIMINDEN bahsediyorum.

 

Ayrica unutmamak gerekir bilincsiz bir zihinsel degisim geriye de donebilir. Yani bir ateist tekrar teist olabilir, ya da teist oldugu halde kendini ateist sanir. Bu her turlu etik degerde (milli, ahlaki, sosyal, siyasal, toresel, geleneksel, kulturel v.s.) gercelidir. Yani IDEOLOJIK VE IZMSEL DEGISIM.

Link to comment
Share on other sites

Tamam iste. Olmus ama artik insan zihniyeti bunun olmamasi gerektiginin bilincinde ve farkinda. Yani zihinsel devrim. Cunku bu bir FIZIKSEL VE EVRIM SORUNU DEGIL, ZIHINSEL SORUNDUR. Ancak zihinlerin degisimi ile saglanabilir.

 

Tamam iste ONEMLI OLAN BUNA EVRIMSEL TESLIMIYET DEGIL, ZIHINSEL DEVRIM ILE DEGISTIRMEKTIR.

 

Benim de yaptigim budur. Sonucta insanoglu fenomeninin her turlu davranisi ve iliskisi ZIHINSEL YONLENDIRIMDIR.

 

Önemli olan uygulamadır ama.

 

Uygulamada insanın sahip olduğu yüksek bilinç gücü onun nükleer silahlara vb. güçlere sahip olmasını sağlamış.

 

Yani yüksek bilinç gücü insana korkunç yıkıcı bir güç vermiş ve insanlar bu gücü zaman zaman kullanmaktan da çekinmemiş.

 

Yani evrimsel anlamda silahlanma yarışı insan türü için inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. 

Link to comment
Share on other sites

Önemli olan uygulamadır ama.

 

Uygulamada insanın sahip olduğu yüksek bilinç gücü onun nükleer silahlara vb. güçlere sahip olmasını sağlamış.

 

Yani yüksek bilinç gücü insana korkuç yıkıcı bir güç vermiş ve insanlar bu gücü zaman zaman kullanmaktan da çekinmemiş.

 

Yani evrimsel anlamda silahlanma yarışı insan türü için inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. 

Sorun da zaten bunun su istismarinda. Nedeni de gayet acik. Dogal/fenomenal zihniyetin giydirdigi sahte egosal ve akilci yanasimin cikari.

 

Sorun zaten basta bu SILAHLANMA ZIHNIYETI.

 

Butun mesele dayatilan zihniyete teslim olmaktadir. Iste zihinsel devrim bu teslimiyetten kurtarir.

Link to comment
Share on other sites

Dünyada 7 milyara yakın insan yaşıyor. Bunlar farklı farklı dinlere inanıyor. Ve bunlar birçok konuda farklı felsefelere, düşüncelere sahip insanlar. Bu insanların gelir durumları, işleri, beklentileri olağanüstü düzeylerde farklılıklar gösteriyor. 

 

Eğer tek bir insan yaşaydı barış içinde bir dünya olabilirdi gerçekten.

 

Ama 7 milyar insanın yaşadığı bu dünyada bu kadar insanı birçok konuda aynı görüşte birleştirmek, hareket etmesini ve barış içinde yaşamalarını sağlamak çok çok zor. Yine de imkansız demiyorum. 

 

Mesele bunun nasıl yapılacağı?

 

Yüksek bilinç ve zihin gücü insanlığın önüne yeni olanaklar açabileceği gibi insanlığın sonunu da getirebilir. 

Link to comment
Share on other sites

Dünyada 7 milyara yakın insan yaşıyor. Bunlar farklı farklı dinlere inanıyor. Ve bunlar birçok konuda farklı felsefelere, düşüncelere sahip insanlar. Bu insanların gelir durumları, işleri, beklentileri olağanüstü düzeylerde farklılıklar gösteriyor. 

 

Eğer tek bir insan yaşaydı barış içinde bir dünya olabilirdi gerçekten.

 

Ama 7 milyar insanın yaşadığı bu dünyada bu kadar insanı birçok konuda aynı görüşte birleştirmek, hareket etmesini ve barış içinde yaşamalarını sağlamak çok çok zor. Yine de imkansız demiyorum. 

 

Mesele bunun nasıl yapılacağı?

 

Yüksek bilinç ve zihin gücü insanlığın önüne yeni olanaklar açabileceği gibi insanlığın sonunu da getirebilir. 

Iste ben bunun bilinclenme ile yapilacagini dusundugumden  dusunce ve bilgi dile getiriyorum.

 

Kimin bundan ne algilayacagi da, herkesin insanligi bilimselligi evrenselligi ve bilisselligi nasil algiladigina ve bu kavramlara ne kadar onem verdigine ilgi duyduguna ya da etkilendigine bagli. 

 

Sorunun zihinsel oldugunu algilasmak ve kendi beyninin zihinsel degisimini ve devrimini kendisinin bilincli olarak yerine getirmesi her bir beynin kendi insiyatifindedir.

 

Tabi ki sonucta her fikir ve dusunce her turlu cikar temelinde de algilanabilir ve kullanilabilir.

 

Mesela benim her konu ve kavramdaki yazilari her bir okuyan ya da karsilasan, kendince bir algiya yoneliyor.

 

Her turlu icerikteki siteler kendi algilari temelinde kendi sitelerinde yayinliyor.

 

Zaten sorun da bir yazinin dogmatik okunmasinda, herkes kendi ideolojik inancsal dogrusal temelinde okuyor ve ya ona paralel bir olumluluk ya da ona karsi bir olumsuzluk algiliyor.

 

Olumsuzluk algiliyorsa, itiraz ediyor ve karsi cikiyor; olumluluk algilarsa, ya daha detayli algilama adina soruyor yada katki sagliyor.

 

Cunku burada belirgin bir kutuplasma yok, gerci algi o temelde. Yani dindara gore dinsiz yaziyor, dinsize gore de olmayacak bir sey yaziliyor.

 

Mesela benim politika bolumundeki son yazim. Vesayete karsi cikiyor. Yani hem milli hem de dini vesayete karsi cikiyor. O yuzden hem dindari hem milliyetcisi karsisina aliyor v.s.

 

Ya da sinirli olarak dindari milliyetcilikle, milliyetcisi de dindarlikla itham ediyor v.s.

 

Qua felsefesi basligini okumani oneririm.

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra...

Evet yazılanları okudum. Ama somut bir karşılık göremedim.

 

Ama öte yandan çok iddialı söylemleriniz var. Üstelik bazı çelişkiler veya sorunlarda var.

 

 

Zaten sorun da bir yazinin dogmatik okunmasinda, herkes kendi ideolojik inancsal dogrusal temelinde okuyor ve ya ona paralel bir olumluluk ya da ona karsi bir olumsuzluk algiliyor.

 

Evet herkes olayları kendi düşünce, anlayış bakış açısından bakarak anlayacak, yorumlayacak. Bu farklı olmanın bir gereği aynı zamanda. İnsanlar farklı oldukları için bu farklılıklar ve anlaşmazlıklar olacak. Size göre bir başkasının farklı düşünmesi, sizi anlamaması onun ideolojik düşünmesinden kaynaklanırken, ona göre ise sizin ideolojik düşünmenizden kaynaklanabilir. Siz kendinizi ideolojiler üstü görebilirsiniz ama bir başkası öyle görmeyebilir. 

 

Bu farklı düşünceleri zihinsel devrim nasıl çözülebilir bilmiyorum, çünkü zihinsel devrim daha fazla düşünce vb. oluşturacağı için bu düşüncelere bağlı olarak çatışmalar da artabilir. Siz suçu ideolojik veya dogmatik düşünmeye bağlıyorsunuz ama her türden farklı düşünceler ve bu düşüncelerin uygulamaları da çatışma nedeni olabilir. Ve yine üst düzeyde zihinsel devrim olsa bile bu insanlar her konuda aynı şeyleri düşünecek ve anlaşacaklar diye bir şey yok. 

 

76. iletimde şöyle yazmıştım:

 

Doğada türler arasında çatışma, rekabet vb. hep olmuş.


Evrim de bunu doğrular. Hatta türler birbiriyle rekabet için bir tür silahlanma yarışına bile giriyor.

http://en.wikipedia....onary_arms_race


İnsanileşme dediğiniz şey doğada var olan bu temel dinamiğe ne oranda karşı koyar sorusuna yanıt aramak gerekir:

Evrim türler arasında farklılaşma ve mücadeleye dayanıyor. Elbette zaman zaman işbirliği de var bu mücadelede.

 

Buna karşı zihinsel bir devrim ile bu sorunların çözüleceğini iddia edebilirsiniz tabii.

 

Doğanın kanun ve kurallarını insanlar zamanla bir takım çözümler bulabilir elbette. Ama mesele bunun nasıl olacağını somut bir şekilde ortaya koymaktır.

 

Yoksa bu sadece bir iddia olarak kalır. Evet insan belki ölüme de çare bulabilir, evrene de hükmedebilir. Ama bunlar sadece iddia. Böyle şeyler olmayabilir de. 

Link to comment
Share on other sites

Evet yazılanları okudum. Ama somut bir karşılık göremedim.

 

Ama öte yandan çok iddialı söylemleriniz var. Üstelik bazı çelişkiler veya sorunlarda var.

 

 

Evet herkes olayları kendi düşünce, anlayış bakış açısından bakarak anlayacak, yorumlayacak. Bu farklı olmanın bir gereği aynı zamanda. İnsanlar farklı oldukları için bu farklılıklar ve anlaşmazlıklar olacak. Size göre bir başkasının farklı düşünmesi, sizi anlamaması onun ideolojik düşünmesinden kaynaklanırken, ona göre ise sizin ideolojik düşünmenizden kaynaklanabilir. Siz kendinizi ideolojiler üstü görebilirsiniz ama bir başkası öyle görmeyebilir. 

 

Bu farklı düşünceleri zihinsel devrim nasıl çözülebilir bilmiyorum, çünkü zihinsel devrim daha fazla düşünce vb. oluşturacağı için bu düşüncelere bağlı olarak çatışmalar da artabilir. Siz suçu ideolojik veya dogmatik düşünmeye bağlıyorsunuz ama her türden farklı düşünceler ve bu düşüncelerin uygulamaları da çatışma nedeni olabilir. Ve yine üst düzeyde zihinsel devrim olsa bile bu insanlar her konuda aynı şeyleri düşünecek ve anlaşacaklar diye bir şey yok. 

 

76. iletimde şöyle yazmıştım:

 

Doğada türler arasında çatışma, rekabet vb. hep olmuş.

 

 

Evrim de bunu doğrular. Hatta türler birbiriyle rekabet için bir tür silahlanma yarışına bile giriyor.

 

http://en.wikipedia....onary_arms_race

 

 

İnsanileşme dediğiniz şey doğada var olan bu temel dinamiğe ne oranda karşı koyar sorusuna yanıt aramak gerekir:

 

Evrim türler arasında farklılaşma ve mücadeleye dayanıyor. Elbette zaman zaman işbirliği de var bu mücadelede.

 

Buna karşı zihinsel bir devrim ile bu sorunların çözüleceğini iddia edebilirsiniz tabii.

 

Doğanın kanun ve kurallarını insanlar zamanla bir takım çözümler bulabilir elbette. Ama mesele bunun nasıl olacağını somut bir şekilde ortaya koymaktır.

 

Yoksa bu sadece bir iddia olarak kalır. Evet insan belki ölüme de çare bulabilir, evrene de hükmedebilir. Ama bunlar sadece iddia. Böyle şeyler olmayabilir de. 

Tabi ki farklidir. Yalniz burada ...e goreler ve temeller onemlidir.

 

Benim ....e gorem insanoglu, temelim de insanoglunun zihinsel faaliyetinin dusunce davranis yasam iliski duzen sistem v.s. olarak yasama gecmesidir.

 

Iste buradaki ...e gorem de insanlasmak, evrensellesmek, bilimsellesmek ve bilissellesmektir.

 

Tum degerlendirmeler bu temeldedir. Burada bir ideoloji inanc v.s. olmasindan ziyade, insanoglu varliginin farkindali birey bilinci ve insanoglunun bir arada yasayabilmesi adina evrensel hukuk insan haklasri ve hak ve ozgurlukler vardir.

 

Bunlar algilandigi ve bilince ciktigi zaman, dunyadaki her insanoglunun isteyecegi seylerdir.

 

Tartisma tam da senin dedigin gibi, dogal/fenomenal zihniyet temelli insanoglu varliginin farkinda olmayan birey bilinci olmayan farkli temeller temelindedir.

 

Zihinsel devrim her seyden once Zinhin ne oldugunun algisi insanoglu vucuduna verdigi yon ve yontem ve de yasam ve iliskinin duzen ve sistemin her turlu belirleyici faktoru oldugu algilandiginda ve kisinin kendi zihnini kendi kontrolunde bilincli olarak degisime ugratmasinda kendini bulur. 

 

Devrimi ise butun bu degisimlerin ne oldugunun ve degisim olmasini gerektiren faktorun ne oldugunun ve bunun yapilandirilmisliginin yapi ve isleyisinin temel ve kokenlerinin ne oldugunun algisi ve bilinci temelinde KOKTEN VE TEMELDEN DEGISIMININ getirecegi devrimdir.

 

Bu devrim basta insanoglu fenomenini zihinsel davranissal olarak insanlastiracak ve evrensellestirecek, yasam ve iliskisini de bilimsel ve bilissel olarak duzenleyecek gelistirecek ve yenileyecektir. 

Link to comment
Share on other sites

Evrensel hukuk, düşünce, insan diyorsunuz kime göre bunlar?

 

Size göre sanırım veya sizin gibi düşünenlere göre...

 

Evrensel fizik yasaları var, bu yasalar başka bir uygarlığı filan da bağlayabilir.

 

Ama evrensel hukuk kuralları deyince bugün birçok kişi farklı farklı şeyleri anlayabilir ve uygulayabilir.

 

İslamcı biri İslamın evrensel olduğunu, çünkü son din olduğunu, bu yüzden en doğru din olduğunu iddia edebilir.

 

Kapitalist biri burjuva hukukuna bağlı hukuk anlayışını evrensel hukuk olarak görebilir.

 

Komünist biri daha başka başka şeyler söyleyebilir.

 

Birey bilinci dersen iş daha da karmaşık hale gelebilir. Her birey kendi felsefesi, düşüncesi vb. göre çok farklı farklı hukuk, düşünce vb. şeyleri savunabilir. 

Link to comment
Share on other sites

Evrensel hukuk, düşünce, insan diyorsunuz kime göre bunlar?

 

Size göre sanırım veya sizin gibi düşünenlere göre...

 

Evrensel fizik yasaları var, bu yasalar başka bir uygarlığı filan da bağlayabilir.

 

Ama evrensel hukuk kuralları deyince bugün birçok kişi farklı farklı şeyleri anlayabilir ve uygulayabilir.

 

İslamcı biri İslamın evrensel olduğunu, çünkü son din olduğunu, bu yüzden en doğru din olduğunu iddia edebilir.

 

Kapitalist biri burjuva hukukuna bağlı hukuk anlayışını evrensel hukuk olarak görebilir.

 

Komünist biri daha başka başka şeyler söyleyebilir.

 

Birey bilinci dersen iş daha da karmaşık hale gelebilir. Her birey kendi felsefesi, düşüncesi vb. göre çok farklı farklı hukuk, düşünce vb. şeyleri savunabilir. 

Insanligin bugunku geldigi cagdasligin bilimselligine bilisselligine insansalligina ve evrenselligine gore.

 

Yukaridaki cumleden siz ne anliyorsunuz?

 

Sizin ...e goreniz farkli ise, nedir ve onun olmasinin nedeni nedir? Yani ne amac temelinde sectiginiz ...e goreyi sectiniz?

Link to comment
Share on other sites

 

Insanligin bugunku geldigi cagdasligin bilimselligine bilisselligine insansalligina ve evrenselligine gore.

 

 

 

Yukaridaki cumleden siz ne anliyorsunuz?

 

Bu cümleden ne mi anlıyorum?

 

Bir kere ben "evrensel insan" gibi kavramlara vb. katılmıyorum. Çok fazla iddialı bir kavram. 

 

Br taraftan hiçbir ideojiye, düşünceye, sisteme vb. bağlı olmadığını söyleyeceksiniz bir yandan herkesi ortak bir düşünce birliği içinde olmaya çağıran evrensel insandan söz edeceksiniz. Üstelik zaman zaman totaliter bir bakış açısı gibi  geliyor bu bana. Neye göre evrensel, kime göre evrensel? Kim belirleyecek evrensel olanı? 

 

İnsanlığın bugün geldiği noktaye gelince.  Nükleer silahlar, bilime rağmen her yerde bir taraftan yükselen dincilik...Teknolojiye rağmen milyonlarca açlık ve sefillik ve yoksulluk içinde yaşayan insan. Bir de tüm bunlara rağmen çok fazla kibirlenen insan....

 

Ama bilimsellik derseniz....

 

Marksizm de bilimsel olduğunu söylüyor. Kemalizm de bunu söyler. Aslına bakarsanız bugün birçok ideoloji bilimsellikten söz ediyor. Ama hepsi farklı farklı sonuçlara varıyor.

 

Bir de ideolojik olmadığını söyleyen düşünceler var ama onların da aslında ideolojik olduğu söylenebilir.

 

Eğer "evrensel insan" deyince ben şunu anlıyorum, bilim de bunu anlıyor diyorsanız buyurun anlatın ve gösterin. Bilim nerede evrensel insanın tanımını yapmış ve onun hakkında ne demiş? Ve bilim nerede insan, şu nedenlerden dolayı insan olmuştur ve bu nedenden dolayı insanoğlundan farklıdır demiş?

Link to comment
Share on other sites

Bu cümleden ne mi anlıyorum?

 

Bir kere ben "evrensel insan" gibi kavramlara vb. katılmıyorum. Çok fazla iddialı bir kavram. 

 

Br taraftan hiçbir ideojiye, düşünceye, sisteme vb. bağlı olmadığını söyleyeceksiniz bir yandan herkesi ortak bir düşünce birliği içinde olmaya çağıran evrensel insandan söz edeceksiniz. Üstelik zaman zaman totaliter bir bakış açısı gibi  geliyor bu bana. Neye göre evrensel, kime göre evrensel? Kim belirleyecek evrensel olanı? 

 

İnsanlığın bugün geldiği noktaye gelince.  Nükleer silahlar, bilime rağmen her yerde bir taraftan yükselen dincilik...Teknolojiye rağmen milyonlarca açlık ve sefillik ve yoksulluk içinde yaşayan insan. Bir de tüm bunlara rağmen çok fazla kibirlenen insan....

 

Ama bilimsellik derseniz....

 

Marksizm de bilimsel olduğunu söylüyor. Kemalizm de bunu söyler. Aslına bakarsanız bugün birçok ideoloji bilimsellikten söz ediyor. Ama hepsi farklı farklı sonuçlara varıyor.

 

Bir de ideolojik olmadığını söyleyen düşünceler var ama onların da aslında ideolojik olduğu söylenebilir.

 

Eğer "evrensel insan" deyince ben şunu anlıyorum, bilim de bunu anlıyor diyorsanız buyurun anlatın ve gösterin. Bilim nerede evrensel insanın tanımını yapmış ve onun hakkında ne demiş? Ve bilim nerede insan, şu nedenlerden dolayı insan olmuştur ve bu nedenden dolayı insanoğlundan farklıdır demiş?

Dusunce birligi degil, algi bilgi ve bilimsellik bilissellik birligi.

 

Evet dinde bilimseldir. Cunku herkes bilir ki bir seye bilim etiketi takmak onu yukseltir. O yuzden her bir ideoloji ve inancin BILIMI KENDI CIKARINA YONELIK KULLANMASI kacinilmazdir.

 

Iste boylece, bilimselligin ve bilisselligin algisinin bilgisinin bilincinin oneminin farkindaligi ve bu farkindalik temelinde neyin neden ve nasil bilimsel olup olmadigi da ortaya cikar.

 

Benim yazilarim gozleme ve bilissellige dayanir. Bilimsel olup olmadigi olgu icerip icermedigine baglidir. Sonucta sosyal bilginin bilimselligi SADECE GOZLEM OLARAK BU BILGININ INSANOGLU UZERINDEKI YARATTIGI SOSYO-PSIKOLOJIK SORUNUN TESBITININ VE DILE GELISININ BILIMSELLIGIDIR.

 

Iste bilissel gozlem, sosyal bilgi de bu sorunu ortayakoyar. Yani ideolojik inancsal ve izm temelli akilciligin yasama uygulanirken getirdigi her turlu sosyo-psikolojik sorunu.

Link to comment
Share on other sites

 

Dusunce birligi degil, algi bilgi ve bilimsellik bilissellik birligi.

 

 
O zaman sizin totaliter bir düşünceyi savunduğunuzu söyleyebilirim. Ve bence insanın doğasına da uygun bir düşünce değil bu.
 
İnsanı dönüştürmeye çalışan ve yeni bir insan yaratmaya çalışan totaliter bir düşünceyi, uygulamayı vb. her neyse onu savunuyorsunuz. Bu düşünce değil, bilinç şu bu demeniz bir şeyi değiştirmez. Nihayetinde söylemlerinizi düşünce olarak ifade ediyorsunuz. Söylemlerinizden anladığım bu. 
 
Bu ütopya Huxley'in kitabındakilere benziyor. Teknolojik bir ütopya bu:

 

 
Romanın kurgusu Londra'da 26. yüzyılda geçmektedir ve distopik bir atmosfer mevcuttur. Romanda üreme teknolojisi, öjenik ve hipnopedi (uykuda öğretim) sayesinde toplum değiştirilmiştir. Aslında tanımlanan dünya bir ütopya olarak da gözükebilir, fakat ironik bir ütopya;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Cesur_Yeni_Dünya

 

Totaliter bir düzen bu. Öyle olduğu düşünülmese bile öyle olacak bir dünya düzeni. 

Link to comment
Share on other sites

 

 

 
O zaman sizin totaliter bir düşünceyi savunduğunuzu söyleyebilirim. Ve bence insanın doğasına da uygun bir düşünce değil bu.
 
İnsanı dönüştürmeye çalışan ve yeni bir insan yaratmaya çalışan totaliter bir düşünceyi, uygulamayı vb. her neyse onu savunuyorsunuz. Bu düşünce değil, bilinç şu bu demeniz bir şeyi değiştirmez. Nihayetinde söylemlerinizi düşünce olarak ifade ediyorsunuz. Söylemlerinizden anladığım bu. 

Ben dusunce birligi degil derken, siz totoliter bir dusunce savundugumu soyluyorsunuz. Cunku algi olarak dusunceyi ve bilgiyi sabitliyor indirgiyor ve determinize ediyorsunuz.

 

Halbuki bunlar sinirsizdir.

 

Ayrica insanin dogasdi yoktur, insanoglu dusuncesinin insanin dogasi olarak ortaya attigi vardir. Zateb dogal zihniyetin insanoglu dogasi temelli siniri ve teslimiyeti de budur. Iste siz bu sinir temelinde degerlendiriyor ve yazilanlari verdiginiz sinirin icine koyamiyorsunuz.

 

Evet ne anladiginiz sizin beyin bilinc ve algi temelinizdedir. Halbuki burada anlama degil algilama onemlidir. Yani yazilanlarin kendi dogrulariniz ile mukayesesi degil, ne yazildigini verildigi gibi algilamak.

 

Sonucta her bir ortaya koyum bir method ve zihniyet icerir. Bu da egore temelli ve hedeflidir.

 

Burada dile gelenler de bu temel ve hedefteki zihniyetin ve metodun geldigi algi bilgi ve bilinc duzeyinin ortaya koyduklaridir.

Link to comment
Share on other sites

 

 

 
O zaman sizin totaliter bir düşünceyi savunduğunuzu söyleyebilirim. Ve bence insanın doğasına da uygun bir düşünce değil bu.
 
İnsanı dönüştürmeye çalışan ve yeni bir insan yaratmaya çalışan totaliter bir düşünceyi, uygulamayı vb. her neyse onu savunuyorsunuz. Bu düşünce değil, bilinç şu bu demeniz bir şeyi değiştirmez. Nihayetinde söylemlerinizi düşünce olarak ifade ediyorsunuz. Söylemlerinizden anladığım bu. 
 
Bu ütopya Huxley'in kitabındakilere benziyor. Teknolojik bir ütopya bu:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Cesur_Yeni_Dünya

 

Totaliter bir düzen bu. Öyle olduğu düşünülmese bile öyle olacak bir dünya düzeni. 

Bir seyin utopya olup olmadigini ne belirler?

 

Benim dile getirdiklerimin davranisini ben yasam ve iliskilerimde uyguluyorum. Utopya ise tamamen yasam ve iliskiden uzak bir teori cesididir.

 

Dolayisi ile birey bilincinin tursel evrensel insansal bilimsel ve bilissel duzeyinin yansisi da bireyseldir. Zaten bu zorlanirsa o zaman ideolojiden inanctan farki kalmaz. Burada bireyin ne algiladigi ya da bu algiladigini nasil yasam ve iliskiye tasiyacagi kendi insiyatifindedir.

 

Yani kimseye "sen de boyle yap" temelli bir zorlama, dayatma degildir. Sadece "ben boyle yapiyorum" un dile gelmesidir.

Link to comment
Share on other sites

Bakın siz totaliter bir dünya düzenini savunuyorsunuz. 

 

Böyle olmadığını söylüyorsunuz ama totaliter bir dünya düzeninden başka bir yerde dediğiniz şeyler olmaz.

 

Aslında totaliter demiyecektim ama o kadar keskin kelimeler kullandınız ki buna mecbur kaldım. 

 

Diyorsunuz ki:  algi bilgi ve bilimsellik bilissellik birligi.

 

Bu nasıl olabilir? Nerede olmuş?

 

Bunlar olsa olsa totaliter düzenlerde olabilir...

 

Tabii bu tür şeyleri savunanlar her zaman sınırsızlığı, işin iyi tarafını vb. gösterirler. Örneğin dinler cennetten söz eder. Sınırsız Tanrı cenneti yaratacaktır vb. Burada da teknoloji ve bilim bunu yapacak.

 

Ama sınırsızlığın kötü tarafları da vardır. 

 

Sizin düşünceniz bu bakımdan Huxley'in romanına benziyor. 
 

Link to comment
Share on other sites

Bakın siz totaliter bir dünya düzenini savunuyorsunuz. 

 

Böyle olmadığını söylüyorsunuz ama totaliter bir dünya düzeninden başka bir yerde dediğiniz şeyler olmaz.

 

Aslında totaliter demiyecektim ama o kadar keskin kelimeler kullandınız ki buna mecbur kaldım. 

 

Diyorsunuz ki:  algi bilgi ve bilimsellik bilissellik birligi.

 

Bu nasıl olabilir? Nerede olmuş?

 

Bunlar olsa olsa totaliter düzenlerde olabilir...

 

Tabii bu tür şeyleri savunanlar her zaman sınırsızlığı, işin iyi tarafını vb. gösterirler. Ama sınırsızlığın kötü tarafları da vardır. 

 

Sizin düşünceniz bu bakımdan Huxley'in romanına benziyor. 

 

Benim adima konusuyor ve karar veriyorsunuz.

 

Bunu neden yapiyorsunuz da, benim verdiklerimi verildigi gibi algilamaya calismiyorsunuz?

 

Sizin totoliterden alginiz nedir?

 

Bir kisinin kendi beyin duzeyinin her turlu temelini dusunce ve bilgi olarak dile getirmesi ve kendi adina yasam ve iliskilerinde uygulamasi nasil bir utopya ve totaliterlik oluyor?

 

Aciklar misiniz?

Link to comment
Share on other sites

Ben dusunce birligi degil derken, siz totoliter bir dusunce savundugumu soyluyorsunuz. Cunku algi olarak dusunceyi ve bilgiyi sabitliyor indirgiyor ve determinize ediyorsunuz.

 

Halbuki bunlar sinirsizdir.

 

Ayrica insanin dogasdi yoktur, insanoglu dusuncesinin insanin dogasi olarak ortaya attigi vardir. Zateb dogal zihniyetin insanoglu dogasi temelli siniri ve teslimiyeti de budur. Iste siz bu sinir temelinde degerlendiriyor ve yazilanlari verdiginiz sinirin icine koyamiyorsunuz.

 

Evet ne anladiginiz sizin beyin bilinc ve algi temelinizdedir. Halbuki burada anlama degil algilama onemlidir. Yani yazilanlarin kendi dogrulariniz ile mukayesesi degil, ne yazildigini verildigi gibi algilamak.

 

Sonucta her bir ortaya koyum bir method ve zihniyet icerir. Bu da egore temelli ve hedeflidir.

 

Burada dile gelenler de bu temel ve hedefteki zihniyetin ve metodun geldigi algi bilgi ve bilinc duzeyinin ortaya koyduklaridir.

 

 

 

Diyelim ki biri insanın doğası yok, biri bu insanı böcek yapayım farketmez dese ne yapacağız, normal mi karşılayacağız?

 

Verilecek uygun bir eğitimle böcek haline getirilecek kişi buna da itiraz etmeyebilir üstelik.  

 

İnsanın doğası benim için onun özgür olması ve özgürce karar vermesidir. Yoksa elbette sabit bir insan doğası olduğuna ben de inanmıyorum.

 

Ama totaliter düzenlerde insanın özgür karar verme gücü yoktur. 

Link to comment
Share on other sites

Diyelim ki biri insanın doğası yok, biri bu insanı böcek yapayım farketmez dese ne yapacağız, normal mi karşılayacağız?

 

Verilecek uygun bir eğitimle böcek haline getirilecek kişi buna da itiraz etmeyebilir üstelik.  

 

İnsanın doğası benim için onun özgür olması ve özgürce karar vermesidir. Yoksa elbette sabit bir insan doğası olduğuna ben de inanmıyorum.

 

Ama totaliter düzenlerde insanın özgür karar verme gücü yoktur. 

Insanoglunun dogal zihniyetine uygun.

 

Hayir bu hak ve ozgurluklere aykiri.

 

Ozgur den ne algiliyorsun? Neye ya da neyden ozgur.

 

Tabiki cunku uzerinde baski ve dayatma vardir. Tum ideolojik inancsallar ve izmler kendi niteliklerini topluma onlari nicelik olarak algilayarak dayasttiklarindan totoliterdir. Bunu da guc otorite ve iktidar ile saglarlar.

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1142-bagimlilik-ve-baglilik-farki/

Link to comment
Share on other sites

Benim adima konusuyor ve karar veriyorsunuz.

 

Bunu neden yapiyorsunuz da, benim verdiklerimi verildigi gibi algilamaya calismiyorsunuz?

 

Sizin totoliterden alginiz nedir?

 

Bir kisinin kendi beyin duzeyinin her turlu temelini dusunce ve bilgi olarak dile getirmesi ve kendi adina yasam ve iliskilerinde uygulamasi nasil bir utopya ve totaliterlik oluyor?

 

Aciklar misiniz?

 

 

Sizin söylemlerinizden çıkardığım sonuç bu. 

 

Siz evresel insandan vb. söz ediyorsunuz. Algı ve bilişseliğin birliği vb. şeylerden söz ediyorsunuz. Onların getirisi totaliter bir düzen olacaktır diye düşünüyorum. 

Link to comment
Share on other sites

Sizin söylemlerinizden çıkardığım sonuç bu. 

 

Siz evresel insandan vb. söz ediyorsunuz. Algı ve bilişseliğin birliği vb. şeylerden söz ediyorsunuz. Onların getirisi totaliter bir düzen olacaktır diye düşünüyorum. 

Hayir ben evrensel-insan zihniyetini kendi bireysel yasam ve iliskimde uygulamaktan soz ediyorum.

 

Bir niteligi tum topluma tek nitelik olarak dayatmak ve zorlamak bunu da guc ve otorite ile saglamaktir, totoliterlik.

 

Benim yazilarimda boyle bir algiyi nerden ve nasil aldiniz?

Link to comment
Share on other sites

Hayir ben evrensel-insan zihniyetini kendi bireysel yasam ve iliskimde uygulamaktan soz ediyorum.

 

Bir niteligi tum topluma tek nitelik olarak dayatmak ve zorlamak bunu da guc ve otorite ile saglamaktir, totoliterlik.

 

Benim yazilarimda boyle bir algiyi nerden ve nasil aldiniz?

 

 

Bakın evrensel insan olma diye bir şey olmaz. Bu konuda sorulan sorulara bilimsel düzlemde yeterince yanıt vermediniz. 

 

Ve bu kavram totaliter bir bakış açısını barındırıyor. Ve gördüğüm kadarıyla sizin cevaplarınız da bu paralelde gidiyor. Yani Huxley'in ya da ona benzer teknolojik ütopyalara benzer birşey. 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now



×
×
  • Create New...