Jump to content

Bilim Forumunda Felsefe Yapılır mı?


haci

Recommended Posts

Onu bana değil, ilgilendiğin hayvana sor..

Ben yalnız insan hayvanın yürüttüğü mantığı biliyorum.

Bunu sen mi soyluyorsun?

 

Buyuk ilerleme!

 

Insanoglunu hayvan ile ozdes  kilan sen degil miydin?

 

Ben hayvanlarda bilincli bir sorgulamanin ve akil yurutumunun oldugunu dusunmuyorum, henuz. Teknik uretemiyorlar ve bilim uretemiyorlar. Fenomene de henuz bilincli sekil veremiyorlar.

 

Mantik beyinde olan yetiyi kullanmak degil, bir cesit muhakeme yapmaktir.

 

Yalniz insanoglu dogal ve fenomenal zihniyeti asamadikca ve insansal devrimini gerceklestiremedikce, hayvan dan daha vahsi daha zararlidir.

 

Hayvan soyut bir deger icin oldurmez.

Link to comment
Share on other sites

  • Replies 123
  • Oluşturuldu
  • Last Reply

Top Posters In This Topic

Canlıların hesap, matematik vb. yapabilme yetisi onların DNA'larında var olan bir yeti.

 

Yani DNA'lar böylesi bir güce zaten sahipler.

 

Bu konuyla ilgili bilim dalı DNA computing

 

"For certain specialized problems, DNA computers are faster and smaller than any other computer built so far. Furthermore, particular mathematical computations have been demonstrated to work on a DNA computer."

 

http://en.wikipedia.org/wiki/DNA_computing

 

Tabii bir de bakteriler kendi aralarında iletişimle bu gücü büyük oranda arttırabiliyor:

 

http://www.insidescience.org/content/prisoner-bacteria-follow-game-theory-rules-survival/556

 

"Bacterial computers to solve complex mathematics problems"

 

http://futurismic.com/2009/07/24/bacterial-computers-to-solve-complex-mathematics-problems/

Link to comment
Share on other sites

Hayvanları tanımadığınız belli oluyor.

 

Hayvan soyut bir değer için öldürmeyebilir. Bu ne demek?

Hayvan soyut bir değer için öldürmeyebilir. Ayrıca hayvan öldürmeyebilir.

Hangi nedenden öldürmediğini ne biliyorsunuz?

Ayrıca hayvanın soyut bir değer için nasıl bir davranış sergilediğini nasıl bilebilirsiniz?

Hayvanların davranış psikolojileri ayrı bir meslek.

Ben  beslediğim köpeklerden biliyorum.

Bana yalan da söylemişlerdir, küfür ve hakaret de etmişlerdir.

 

Bende ilerleme yok. İnsanı hiçbir zaman bir hayvanla özdeş kılmadım. Bunu hayvanlara hakaret kabul ederim.

İnsan nev-i şahsına münhasır bir hayvandır.

Link to comment
Share on other sites

Hayvanları tanımadığınız belli oluyor.

 

Hayvan soyut bir değer için öldürmeyebilir. Bu ne demek?

Hayvan soyut bir değer için öldürmeyebilir. Ayrıca hayvan öldürmeyebilir.

Hangi nedenden öldürmediğini ne biliyorsunuz?

Ayrıca hayvanın soyut bir değer için nasıl bir davranış sergilediğini nasıl bilebilirsiniz?

Hayvanların davranış psikolojileri ayrı bir meslek.

Ben  beslediğim köpeklerden biliyorum.

Bana yalan da söylemişlerdir, küfür ve hakaret de etmişlerdir.

 

Bende ilerleme yok. İnsanı hiçbir zaman bir hayvanla özdeş kılmadım. Bunu hayvanlara hakaret kabul ederim.

İnsan nev-i şahsına münhasır bir hayvandır.

Insanoglunun bildigi kadariyla biliyorum. Yasamak beslenmek icin oldurur. Din icin milliyet icin tore icin politika icin v.s. oldurmez.

 

Bir arslan bir ceylani bunlar icin oldurmez, ustelik oldurdugunun de bilincindfe degildir.

 

Mesela bir kedi olecegini bilse, disi agrirken yemek yemez mi?

 

Sonucta hayvanlarin davranisina bir "psikoloji" eklemek te insanoglunun bir tezahuru. Uzulen, aglayan, gulen, strese giren v.s. hayvanlar.

 

Ah bir de bu hayvanlar kendileri hakkinda bu insdanoglunun "kendi kendine nasil gelin/guvey olduklarini" bir bilse.

 

Eminim "size ne oluyor kardesim, siz kendi turunuze bakin/daha kendiniz kendi aranizda gecinemiyorsunuz, bir de bizim adimiza ahkam kesiyorsunuz" derlerdi.

 

Senin butun kullandigin kavramlar dahil, hepsi insanoglu algisi ve bilgisi.

 

Hayvanlari ben de korurum ve elimden geldigi kadar saglikli yasamalarini saglamaya calisirim.

Link to comment
Share on other sites

Canlıların hesap, matematik vb. yapabilme yetisi onların DNA'larında var olan bir yeti.

 

Yani DNA'lar böylesi bir güce zaten sahipler.

 

Bu konuyla ilgili bilim dalı DNA computing

 

"For certain specialized problems, DNA computers are faster and smaller than any other computer built so far. Furthermore, particular mathematical computations have been demonstrated to work on a DNA computer."

 

http://en.wikipedia.org/wiki/DNA_computing

 

Tabii bir de bakteriler kendi aralarında iletişimle bu gücü büyük oranda arttırabiliyor:

 

http://www.insidescience.org/content/prisoner-bacteria-follow-game-theory-rules-survival/556

 

"Bacterial computers to solve complex mathematics problems"

 

http://futurismic.com/2009/07/24/bacterial-computers-to-solve-complex-mathematics-problems/

Olabilir. Insanoglundaki bilgi matematiksel/mantiksal bilgidir. Yani matematigin bir insanoglu mantigi vardir.

Link to comment
Share on other sites

 

nsanoglunun bildigi kadariyla biliyorum. Yasamak beslenmek icin oldurur.

Din icin milliyet icin tore icin politika icin v.s. oldurmez.

 

Teritorisini korumak için öldürür.  Dişi ile çiftleşmek için öldürür.

Bebeklerini korumak için öldürür. Biz bütün bunlardan ve diğerlerinden kendimize göre soyut kavramlar oluşturan bir türüz.

 

Link to comment
Share on other sites

 

 

nsanoglunun bildigi kadariyla biliyorum. Yasamak beslenmek icin oldurur.

Din icin milliyet icin tore icin politika icin v.s. oldurmez.

 

Teritorisini korumak için öldürür.  Dişi ile çiftleşmek için öldürür.

Bebeklerini korumak için öldürür. Biz bütün bunlardan ve diğerlerinden kendimize göre soyut kavramlar oluşturan bir türüz.

 

Iste benim dedigim de tamda bu insanoglunun dogal zihniyeti ve davranisi iliskisi tam da bu hayvani alginin ve gozlemin kavramsal bilgiye donusumu. 

 

Kisaca insanoglu kendini degil, hayvani yasiyor ve dillendiriyor.

 

Bunun temeli de erkeksel karaktere ve onuin guc ve otoritesine ve haskimiyetine dayaniyor.

 

Tabi bunu da egosal cikar icin kullaniyor. Cikarina destegi de ayni degerleri paylastiklarindan aliyor. Aile cevre toplum ulke v.s.

 

Kisaca PARCASALLIKTAN kurtulamiyor. Bu da onu ne bir layikiyle birey ne de turunun insani yapmiyor.

Link to comment
Share on other sites

-Üniversite FELSEFE ders kitaplarından bir alıntı-

 

İnsanı diğer canlı türlerinden veya hayvandan ayıran önemli bir özellik, onun sadece hayatta kalmaya çalışan ve türünü devam ettiren salt bir doğal varlık olmayıp, içinde yaşadığı dünyayı veya çevresini anlamlı kılmaya ve açıklamaya kalkmasıdır.

 

Söz gelimi hayvan bir diğerine sadece doğal yapısının ve ihtiyacının doğal bir sonucu olarak yönelip onu kendisiyle çiftleşmeye zorlar. Oysa insan karşı cinse olan bu yönelimini, doğal bir boyuttan çıkartarak manevi bir boyuta taşımakla, onu sevgiyle bezemekle kalmaz, bütünüyle anlamlı hale getirir. Yine bir köpek ya da at kendisine sunulanları veya çevresinde bulduklarını doğal bir biçimde tüketerek beslenme işlevini yerine getirip yaşamını sürdürür. Bunu elbette, insan da yapar. Ama insan bunu yapmakla yetinmeyip beslenme ve sindirim fonksiyonların canlılarda nasıl gerçekleştiğini sorgular, söz konusu fonksiyonlara ilişkin olarak anlamlı açıklamalar geliştirir.

 

Hayvanlar da yakınlarındaki veya çevrelerindeki diğer canlıların ölümüne tanık olurlar. Fakat onlar buna hiçbir şekilde anlam veremezler. Oysa insan, ölüme tanıklık etmekle kalmaz, sonlu ve sınırlı varlığının bilincine varan yegâne varlık olarak kendisine kaygı veren bu durumu zihninde tasarlayıp ölümün anlamını sorgular. Hatta sadece ölüme değil fakat ölüm olgusu üzerinden, hayatına da bir anlam yükleme durumuna gelir. Buna göre insan karşılaştığı tikel olguları anlamlı kılan, onlara bir açıklama getirebilen bir varlıktır. O, bunu çoğu zaman tek tek olguların gerisindeki tümellere, algısal görünüşlerin ötesindeki gerçekliğe nüfuz etmek suretiyle yapar. İsanın bunu yapabilmesini, sadece kendisine özgü olan bu başarıyı hayata geçirebilmesini mümkün kılan şey ise onun hayvan gibi, salt maddi bir varlık yapısıylayla sınırlanmayıp aynı zamanda manevi bir varlık olması olgusudur. İnsanın söz konusu ruhsal boyutu, farklı şekillerde tezahür eder. O, bu ruhsal boyutu sayesinde aklıyla olduğu kadar duyguları, imgelemiyle de kendisini gerçekleştirir. Bu durum, onun varlığa tek ve monolitik bir biçimde değil de, farklı şekillerde anlam yükleyebilmesini, dünyayı farklı perspektiflerden açıklayabilmesini mümkün kılar. Baflka bir deyişle, dünyanın açıklanması ve anlamlı kılınması, insanın çok boyutlu yapısı veya farklı katmanlara ayrılmış manevi gerçekliği sayesinde, dört eksen üzerinden gerçekleşir: Bilim, felsefe ve sanat.

Link to comment
Share on other sites

Evet onemli olan iunsanoglu kendilik farkindaligi ve bilincidir. Iste bu alinirsa, zaten bunun bilisselligi temelinde insanoglunun diger fenomenlerden her turlu farkini en basta KENDI INSAN VASFINI ZIHINSEL VE DAVRANISSAL kazanma adina, hayvan insan arasi gecis formunu tamamlayacak, ve insanlasacaktir.

 

Iste insanoglunun en onemli yetisi ve olamama celiskisi budur.

 

Hayvanlar icin henuz bir ZIHINSEL DEVRIM KONUSU yoktur.

 

Zaten hayvanlara bunu insanoglu ogretecekse, once kendi turunun devrimini saglamalidir.

 

O yuzden numenal zihniyet ve evrensel-insan zihniyeti, dogal/fenomenal zihniyet gibi; insanoglunu hayvanlastirmak ya da baska fenomenler ile ozdeslestimek yerine ve baska bir guce teslim etmek yerine, HER TURLU FARKINI FARKININ FARKINA VARARAK ORTAYA KOYMALI VE BUNU BILINCE TASIMALI VE DE BILISSELLIGINI KAZANMALIDIR. 

 

Yoksa insanoglu fenomen olarak her turlu fenomeni ortaya koyarken, N.Hoca misali kendi varliginin farkina ve bilincine varamamaktadir. Nedeni de kendini bulmak yerine, kendini baska fenomenlerle ozdeslestirmesidir.

Link to comment
Share on other sites

Olabilir. Insanoglundaki bilgi matematiksel/mantiksal bilgidir. Yani matematigin bir insanoglu mantigi vardir.

Bunlar senin görüşlerin; insanoğlu ile insan arasında bir fark yok zaten, varsa bile bu fark subjektif temelde olduğu sürece, senin değer yargılarını yücelten bir insanlık algısını kabul etme zorunluluğum yok, üstelik kabul etmek için iyi neden de göremiyorum, söylediğin nedenleri de kabul etmiyorum ve ikna edici bulmuyorum, neredeyse tümüyle subjektij değer yargılarına dayalı olan  ya da ne olduğu tam belli olmayan son derece muğlak bir temelde bilinç düzeyinin yükselmesinden söz ediyorsun. Buna rağmen sen bunların ikna edici olduğunu söylüyorsan bu seni ve senin gibi düşünenleri (kimlerse onlar) bağlar beni ve benim gibi düşünenleri değil. 

Link to comment
Share on other sites

Bunlar senin görüşlerin; insanoğlu ile insan arasında bir fark yok zaten, varsa bile bu fark subjektif temelde olduğu sürece, senin değer yargılarını yücelten bir insanlık algısını kabul etme zorunluluğum yok, üstelik kabul etmek için iyi neden de göremiyorum, söylediğin nedenleri de kabul etmiyorum ve ikna edici bulmuyorum, neredeyse tümüyle subjektij değer yargılarına dayalı olan  ya da ne olduğu tam belli olmayan son derece muğlak bir temelde bilinç düzeyinin yükselmesinden söz ediyorsun. Buna rağmen sen bunların ikna edici olduğunu söylüyorsan bu seni ve senin gibi düşünenleri (kimlerse onlar) bağlar beni ve benim gibi düşünenleri değil. 

Kimse kimseye boyle bir zorunluluk dayatmiyor. Isteyen insanglunu istedigi fenomen ile ozdeslestirebilir. Ama bilmelidir ki iste bu ozdeslestirmedir insanogluna tanriyi aratan ya da insanoglunu mal meta yerine koyan ya da dogallik kisvesi altinda onu caresiz birakan ve teslim alan.

 

Evet insanoglu fenomeni beyninin yetisi ile yasiyor. Zaten dogal/fenomenal zihniyetten biat kulturunden teslimiyetci algidan v e caresizlikten farki, bunun farkina varmasi. INSAN GIBI YASAYABILMESI VE ILISKI KURMASI isteniyorsa, insanoglunun her turlu diger fenomenlerden farki algilanmalidir.

 

Bunu algilamayan beyinlerde kendilik bilisselligi de yoktuir, insansal zihniyette.

 

Isin acisi ben insanligi kendi turum olan sizlerle kurmak yerine ve baska fenomenler ile tartisabilmek yerine, sizlerle insanoglu turu birleri ile tartisiyorum.

Link to comment
Share on other sites

Kimse kimseye boyle bir zorunluluk dayatmiyor. Isteyen insanglunu istedigi fenomen ile ozdeslestirebilir. Ama bilmelidir ki iste bu ozdeslestirmedir insanogluna tanriyi aratan ya da insanoglunu mal meta yerine koyan ya da dogallik kisvesi altinda onu caresiz birakan ve teslim alan.

 

Evet insanoglu fenomeni beyninin yetisi ile yasiyor. Zaten dogal/fenomenal zihniyetten biat kulturunden teslimiyetci algidan v e caresizlikten farki, bunun farkina varmasi. INSAN GIBI YASAYABILMESI VE ILISKI KURMASI isteniyorsa, insanoglunun her turlu diger fenomenlerden farki algilanmalidir.

 

Bunu algilamayan beyinlerde kendilik bilisselligi de yoktuir, insansal zihniyette.

 

Isin acisi ben insanligi kendi turum olan sizlerle kurmak yerine ve baska fenomenler ile tartisabilmek yerine, sizlerle insanoglu turu birleri ile tartisiyorum.

 

İnsanoğlu dediğin ne, bir hayvan mı?

 

Peki biat etme, dinler vb. şeyler nasıl ortaya çıktı ve gittikçe kök saldı sence? Hayvanların biat ettiği bir din var mı?

 

Ama insanların çoğunun biat ettiği bir din var, gelişmiş bilince sahip insan dine biat ediyor ama hayvanların biat ettiği bir din yok...

 

Buradan şuraya geliyoruz gelişmiş bir bilince sahip olmak bir şeyleri biat etmeyi engellemiyor. 

 

Üstelik bunları daha da kolay hale getirebiliyor: gelişmiş bilince sahip olanlar olmayanları köle haline getirebiliyor. Belki de gelişmiş beyne sahip olmanın tuzakları da denebilir buna. Gelişmiş bir bilinç, birçok şeyin farkına vardığı için bunları kendi çıkarı için kötü yönde de kullanabilir. Ki insanlığın şu anda yaşadığı sorun da bu. Ve bu sorun hala büyük oranda bu paralelde devam ediyor. 

 

Ve üstelik gelişmiş bilince sahip olanlar hangi temelde anlaşacaklar, ne diye senin söylediğin temelde anlaşsınlar? Herkes pekala kendi felsefesini, düşüncesini, çıkarını vb. daha ön planda tutabilir. Bu da çatışmaların, anlaşmazlıkların nedeni olacaktır.  

Link to comment
Share on other sites

İnsanoğlu dediğin ne, bir hayvan mı?

 

Peki biat etme, dinler vb. şeyler nasıl ortaya çıktı ve gittikçe kök saldı sence? Hayvanların biat ettiği bir din var mı?

 

Ama insanların çoğunun biat ettiği bir din var, gelişmiş bilince sahip insan dine biat ediyor ama hayvanların biat ettiği bir din yok...

 

Buradan şuraya geliyoruz gelişmiş bir bilince sahip olmak bir şeyleri biat etmeyi engellemiyor. 

 

Üstelik bunları daha da kolay hale getirebiliyor: gelişmiş bilince sahip olanlar olmayanları köle haline getirebiliyor. Belki de gelişmiş beyne sahip olmanın tuzakları da denebilir buna. Gelişmiş bir bilinç, birçok şeyin farkına vardığı için bunları kendi çıkarı için kötü yönde de kullanabilir. Ki insanlığın şu anda yaşadığı sorun da bu. Ve bu sorun hala büyük oranda bu paralelde devam ediyor. 

 

Ve üstelik gelişmiş bilince saip olanlar hangi temelde anlaşacaklar, ne diye senin söylediğin temelde anlaşsınlar.Herkes pekala kendi felsefesini, düşüncesini, çıkarını vb. daha ön planda tutabilir. 

Insanoglu zihinsel olarak insanlasamamis bir fenomendir. Burada bu fenomeni ne ile ozdeslestirmek sadece ideolojik inancsaldir. Kimi hayvan ile, kimi canli ile kimi DNA ile kimi atom madde ile kimi evren ile v.s. ozdeslestirir.

 

Ben ise onun insanlasmasi uzerine dusunce ve bilgi dile getiriyorum. Cunku insdanoglu zihinsel, davranissal duzen sistem kurma yasam ve iliski ve de her turlu soyutlama adina, insanlik sunmamaktadir.

 

Iste insanoglunun insanlasmamis zihniyeti dir, bunlari cikarip insanoglunu kendi turu bunyesinde cikar temelli savastiran.

 

Aynen, gelismis bilinc iki sey yapiyor. Ya insanoglunun bu zihinsel durumunu her turlu cikar ve ayrimcilik icin yonlendiriyor bunun icin insanoglunu kendi ile ozdeslestirmek yerine, sirf bir baska seye teslim biat etmesi ve caresiz birakmasi adina bunu yapiyor. Bilimi de dogalligi de her turlu degeri de bu cikar da kullaniyor, ya da benim gibi insanlastirmaya yonlendiriyor.

 

Onemli olan INSANLASMAKTA, EVRENSELLESMEKTE, BILIMSELLIKTE VE BILISSELLIKTE anlasmak.

Link to comment
Share on other sites

Insanoglu zihinsel olarak insanlasamamis bir fenomendir. Burada bu fenomeni ne ile ozdeslestirmek sadece ideolojik inancsaldir. Kimi hayvan ile, kimi canli ile kimi DNA ile kimi atom madde ile kimi evren ile v.s. ozdeslestirir.

 

Ben ise onun insanlasmasi uzerine dusunce ve bilgi dile getiriyorum. Cunku insdanoglu zihinsel, davranissal duzen sistem kurma yasam ve iliski ve de her turlu soyutlama adina, insanlik sunmamaktadir.

 

Iste insanoglunun insanlasmamis zihniyeti dir, bunlari cikarip insanoglunu kendi turu bunyesinde cikar temelli savastiran.

 

Aynen, gelismis bilinc iki sey yapiyor. Ya insanoglunun bu zihinsel durumunu her turlu cikar ve ayrimcilik icin yonlendiriyor bunun icin insanoglunu kendi ile ozdeslestirmek yerine, sirf bir baska seye teslim biat etmesi ve caresiz birakmasi adina bunu yapiyor. Bilimi de dogalligi de her turlu degeri de bu cikar da kullaniyor, ya da benim gibi insanlastirmaya yonlendiriyor.

 

Onemli olan INSANLASMAKTA, EVRENSELLESMEKTE, BILIMSELLIKTE VE BILISSELLIKTE anlasmak.

 

Çok aşırı iddialı sözler bunlar.

 

İnsani olma dediğin şey ne senin? Kim bunu kabul ediyor?

 

Senin insani dediğin bir şeyi bir başkası insanı bulmayabilir veya kabul etmeyebilir üstelik. Sen başkası için insanoğlu diyebilirsin başkası da senin için benzer şeyleri söyleyebilir. Ama ben bir şeye biat etmiyorum demen de durumu değiştirmiyor. Çünkü bu biat ile sınırlı bir şey değil ki. Bir başkası başka nedenlerden dolayı seni insani bulmayabilir pekala...  

 

Bir taraftan tüm ideolojileri kabul etmediğini söylüyorsun diğer yandan insani olma diye bir ideoloji ortaya koyuyorsun. (Gerçi bunun ideoloji olmadığını söyleyebilirsin ama açıkça bu bir ideoloji, felsefi, düşünsel, politik vb. yanları olduğu belli.)

Link to comment
Share on other sites

Çok aşırı iddialı sözler bunlar.

 

İnsani olma dediğin şey ne senin? Kim bunu kabul ediyor?

 

Senin insani dediğin bir şeyi bir başkası insanı bulmayabilir veya kabul etmeyebilir üstelik. 

 

Bir taraftan tüm ideolojileri kabul etmediğini söylüyorsun diğer yandan insani olma diye bir ideoloji ortaya koyuyorsun. (Gerçi bunun ideoloji olmadığını söyleyebilirsin ama açıkça bu bir ideoloji, felsefi, düşünsel, politik vb. yanları olduğu belli.)

Sence insan olmak nedir?

 

Benim temelim insan olamamaktan yola cikiyor.

 

Sence bizler neyi neden birbirimiz ile tartisiyoruz?

 

Benim koydugumun temelleri bir ideoloji degildir.

 

Sence insanlasmak nedir? Sen bu dunyada olan her turlu cikar temelli savasima ve insanoglunun biribirini bu temelde katletmesine oldurmesine iskencesine kisaca insanlikdisi davranisina razi misin?

 

Ya da sence bu insanoglunun bir "dogasi mi"

Link to comment
Share on other sites

Sence insan olmak nedir?

 

Benim temelim insan olamamaktan yola cikiyor.

 

Sence bizler neyi neden birbirimiz ile tartisiyoruz?

 

Benim koydugumun temelleri bir ideoloji degildir.

 

Sence insanlasmak nedir? Sen bu dunyada olan her turlu cikar temelli savasima ve insanoglunun biribirini bu temelde katletmesine oldurmesine iskencesine kisaca insanlikdisi davranisina razi misin?

 

Ya da sence bu insanoglunun bir "dogasi mi"

 

Şiddet vb.şeyleri savunmuyorum. 

 

Ama bir başkası size saldırdığında sanırım ona karşı koyarsınız. Bir başkasına göre sizin bu direnmeniz, karşı koymanız bile bir şiddet iken size göre değildir...  

 

İşte bakış açısına, şartlara göre insan bazen ister istemez kendisini şiddetin içinde bulabilir. 

Link to comment
Share on other sites

Şiddet vb.şeyleri savunmuyorum. 

 

Ama bir başkası size saldırdığında sanırım ona karşı koyarsınız. Bir başkasına göre sizin bu direnmeniz, karşı koymanız bile bir şiddet iken size göre değildir...  

 

İşte bakış açısına, şartlara göre insan bazen ister istemez kendisini şiddetin içinde bulabilir. 

Bir fenomen olarak insanogluna yapilan fiziksel saldiriya karsi koymak zaten etki tepki prensibidir.

 

Buradaki mucadele FIZIKSEL DEGIUL, ZIHINSEL MUCADELEDIR. Yani insanoglu fenomeninin zihinsel insanlasma devrimi.

 

Aslinda senin siddete karsi cikman, teslimiyetlerden biri olan "siddet insanoglu dogasinda vardir" soylemine karsi cikmaktir. Hayvanda boyle bir algi ve biligi bilinc yoktur. Cunku o yasamak beslenmek icin siddet kullanmak zorundadir.

 

Zaten senin bir onceki mesajda bahsettigin "yuksek" bilinc, insanoglunu yasam ve iliski olarak yonlendirenin ona verilen dusunsel ve davranissal temelli degerler oldugunun bilincindedir. Siddet zaten bu bilincin ana temelidir. Tabi bunu kendince ideolojik inancsal etik be sahte bilim icerikli bir temele oturtup mesru ve mubah kilmaktadir. 

Link to comment
Share on other sites

Sence insan olmak nedir?

 

Benim temelim insan olamamaktan yola cikiyor.

 

Sence bizler neyi neden birbirimiz ile tartisiyoruz?

 

Benim koydugumun temelleri bir ideoloji degildir.

 

Sence insanlasmak nedir? Sen bu dunyada olan her turlu cikar temelli savasima ve insanoglunun biribirini bu temelde katletmesine oldurmesine iskencesine kisaca insanlikdisi davranisina razi misin?

 

Ya da sence bu insanoglunun bir "dogasi mi"

Doğası değilse nedir?

İnsanlar neden birbirlerini öldürmektedirler?

İnsanlaşmak öldürmemek midir, yoksa öldürmeye devam etmek midir?

Link to comment
Share on other sites

Doğası değilse nedir?

İnsanlar neden birbirlerini öldürmektedirler?

İnsanlaşmak öldürmemek midir, yoksa öldürmeye devam etmek midir?

Bu bir doga degil, DOGAL ZIHNIYETTIR. Iste zaten bu zihniyete teslimiyet ve biat sorundur. 

 

Insanoglunun dogasi insanoglu dusuncesi ne derse o olmaktadir.

 

Insanlasma Yasamak ve yassatmaktir.

Link to comment
Share on other sites

Bir fenomen olarak insanogluna yapilan fiziksel saldiriya karsi koymak zaten etki tepki prensibidir.

 

Buradaki mucadele FIZIKSEL DEGIUL, ZIHINSEL MUCADELEDIR. Yani insanoglu fenomeninin zihinsel insanlasma devrimi.

 

Aslinda senin siddete karsi cikman, teslimiyetlerden biri olan "siddet insanoglu dogasinda vardir" soylemine karsi cikmaktir. Hayvanda boyle bir algi ve biligi bilinc yoktur. Cunku o yasamak beslenmek icin siddet kullanmak zorundadir.

 

Zaten senin bir onceki mesajda bahsettigin "yuksek" bilinc, insanoglunu yasam ve iliski olarak yonlendirenin ona verilen dusunsel ve davranissal temelli degerler oldugunun bilincindedir. Siddet zaten bu bilincin ana temelidir. Tabi bunu kendince ideolojik inancsal etik be sahte bilim icerikli bir temele oturtup mesru ve mubah kilmaktadir. 

 

Gerçek hayatta sözlerinizin uygulamasına geçelim. 

 

Örneğin gecenin bir vakti evinize birileri baltayla girmiş durumda ve size öldüresiye saldırıyorlar, direnişiniz sadece zihinsel mi olurdu? Yoksa fiziksel olarak da direnir miydiniz?

 

Sanırım fiziksel olarak da harekete geçerdiniz. 

 

Bazen hatta, çok defa salt düşünce işe yaramayabilir...

Link to comment
Share on other sites

Gerçek hayatta sözlerinizin uygulamasına geçelim. 

 

Örneğin gecenin bir vakti evinize birileri baltayla girmiş durumda ve size öldüresiye saldırıyorlar, direnişiniz sadece zihinsel mi olurdu? Yoksa fiziksel olarak da direnir miydiniz?

 

Sanırım fiziksel olarak da harekete geçerdiniz. 

 

Bazen hatta, çok defa salt düşünce işe yaramayabilir...

Yukarida izah ettim. Fiziksel saldiriya karsi her bir fenomen kendini korur. Tabi ki ben de kendimi korurum.

 

Bunun konumuz ile ilgisi yok.

 

Konumuz zihinsel devrim. Aslinda o saldiran kendi zihinsel devrimini gerceklestirse, zaten saldirmaz.

 

Iste burada saldiriyi ve siddeti onleyecek olan, FIZIKSEL SAVASIM DEGIL, ZIHINSEL SAVASIMDIR.

 

Tabiki yasamda ve pratikte her turlu fiziksel saldiriya karsi koruma fizikseldir.

Link to comment
Share on other sites

Bu bir doga degil, DOGAL ZIHNIYETTIR. Iste zaten bu zihniyete teslimiyet ve biat sorundur. 

 

Insanoglunun dogasi insanoglu dusuncesi ne derse o olmaktadir.

 

Insanlasma Yasamak ve yassatmaktir.

Kabul edilebilir bir görüş değil.

İnsanı tanımadığınız çok açık. İnsan söz konusu olunca bir fantezi aleminde yaşıyor gibisiniz.

Link to comment
Share on other sites

Yukarida izah ettim. Fiziksel saldiriya karsi her bir fenomen kendini korur. Tabi ki ben de kendimi korurum.

 

Bunun konumuz ile ilgisi yok.

 

Konumuz zihinsel devrim. Aslinda o saldiran kendi zihinsel devrimini gerceklestirse, zaten saldirmaz.

 

Iste burada saldiriyi ve siddeti onleyecek olan, FIZIKSEL SAVASIM DEGIL, ZIHINSEL SAVASIMDIR.

Aslında konumuzla alakası var.

 

Zihinsel devrim de, neye göre, kime göre zihinsel devrim? Bakış açısına göre değişen durumlar var diyorum.

 

 

Tabiki yasamda ve pratikte her turlu fiziksel saldiriya karsi koruma fizikseldir.

 

İşte fiziksel saldırı algısı bile bakış açısına göre değişebilir. Örneğin biri şunu diyebilir: "şu bölge benim alanım buraya giremezsin". Diğeri de hayır burası benim bölgem, benim yaşam alanım  diye ona karşı çıkabilir. İşte size çatışmak için bir olay.

Link to comment
Share on other sites

Kabul edilebilir bir görüş değil.

İnsanı tanımadığınız çok açık. İnsan söz konusu olunca bir fantezi aleminde yaşıyor gibisiniz.

Iste belki farkimizda bu. Ayni turden olmamiza ragmen, ben insanoglu olarak kendimi ortaya koyarken, sen kendini ozdeslestiriyorsun; en basta bir hayvan ile.

 

O yuzden kimin insani taniyip tanimadigi kendisini mi yoksa ozdeslestirdigini mi ortaya koymakla belli oluyor.

 

Demekki siz o size gore olan fantazi alemini dusunemiyorsunuz?

 

Aksine bu bir fantazi degil, gozlemin ortaya koydugudur.

Link to comment
Share on other sites

Aslında konumuzla alakası var.

 

Zihinsel devrim de, neye göre, kime göre zihinsel devrim? Bakış açısına göre değişen durumlar var diyorum.

 

 

İşte fiziksel saldırı algısı bile bakış açısına göre değişebilir. Örneğin biri şunu diyebilir: "şu bölge benim alanım buraya giremezsin". Diğeri de hayır burası benim bölgem, benim yaşam alanım,  diye ona karşı çıkabilir. İşte size çatışmak için bir olay.

Olabilir, yeterki insanlasmaevrensellesme bilimsellesme ve bilissellesme icersin. Aksi zaten zihinsel devrim degildir, zihinsel teslimiyettir.

 

Iste sorun zaten o catismayi yaratan cikar zihniyetidir.

 

Mesela sen siddete karsi oldugunu soyledin. Bunu herhalde siddet ile saglamayi dusunmedin. Cunku SIDDETE SIDDET ILE KARSI OLAMAZSIN.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now



×
×
  • Create New...