Jump to content

Metafizik-Varlik Tartismasinin Sonu


evrensel-insan

Recommended Posts

Bilindigi gibi insanoglu kendini bildi bileli felsefenin varlik ile ilgili dali olan metafizikte, ontolojik ve teolojik olarak varligin ne oldugunu tartismakta ve bu varlik tartismasinda akilci ve inancsal bir sonuca varamamaktadir.

Insanoglunun organi olan beyni ile bu organinin numenal yetisi olan dusunce; madde ve dusuncenin ilkligi, onceligi, tekligi, kesinligi, mutlakligi v.s. temelinde akilci ve inancsal ve ideolojik olarak, materyalizm ve nesnellik, idealizm ve oznellik ve daha sonradan yine insanoglunun herhangibir seyi ortaya koyumu olan kavramin da devreye girmesiyle, pozitivite ve isimcilik olarak uc koldan tartismaktadir.

Iste bu basligin ve dile gelen evrensel-insan zihniyetinin amaci, bu tartismaya bir son vermek ve bunu epistemolojik ve insanoglu temelinde ortaya koymaktir.

Ilk defa insanoglu tarihinde sitemizde dile gelicek olan bu konu ve yazi, daha once insanoglu tarihinin metafizik ve varlik tartismasinda epistemolojik olarak dile getirilememis, biliunc ve farkina varilamamistir.

Kisaca bu dile gelen aciklamalardan sonra, insanoglu eger bu konudaki cognitivizmini algi, bilgi, bilinc ve farkindalik olarak saglarsa; bu metafizigin varlik tartismasinin bilincli ve farkindalikli bir temelde anlamsizligini, gecersizligini, bilimsel ve bilissel olmadigini, gozlem vermedigini ayni teolojik noncognitivizm gibi, varliksal noncognitivizm olarak ortaya koyacaktir.

Bilindigi gibi evrensel-insan zihniyetinin temeli insanogluna dayanir ve onun her turlu ortaya koyum temelini veren yapilandirilmis dogal zihniyetin yapi ve isleyisini konusuna, kavramina veri ve degerine gore qua felsefesi (olarak) ve sorunsal resmini ortaya koyar. Buradaki algisal ve bilgisel ortaya koyumdaki evrensel-insan zihniyetinin amaci insanoglunu numenal yeti degeri olarak yasam ve iliskide, duzen ve sistemde, kurumlasma da ve her turlu teknik ve bilimde insanlastirmayi amaclamaktadir.

Buradaki insanlastirma bireyin kendisinden baslar ve birey kendini numenal yeti kullanimi olarak insanlastirirken, numenal paylasim olarak ta baska bireylerin maddelestirme, metalastirma, kullastirma, kolelestirme, tanrilastirma ve dusuncusuzlestirme temelli ve yaratilissal, inancsal, dogrusal, ideolojik dogal zihniyet cabalarina karsin; bilimsel, bilissel, bilgisel, kavramsal insanlasma ve insanlastirmayi amaclar.

Bu yazinin anlam ve iceriginin, evrensel-insan zihniyetindeki adi; BILISSEL ONTOLOJIK NONCOGNITIVIZM" dir.         

  • Like 23
Link to comment
Share on other sites

Yukaridaki giristen sonra; once varligin ne oldugu tartismasina dahil olmadan, bilimsel olarak insanogluna her turlu bilgi ve algi tabani olan temelin fenomen olarak bir olgu oldugunu hatirlatalim.

Ayni hatirlatmayi; bilissel bilim olarak bir fenomen olan beynin her turlu fonksiyonu olan zihinsel faaliyetin de numenal yeti oldugunu hatirlayalim.

Hatirlamamiz gereken bir nokta da insanoglunun kendi dahil herseyi ortaya koyumunu evrensel kavram ile belirttigini ve bildirdigini hatirlayalim.

Bu hatirlamalardan sonra, materyalizmin soyle bir iddiasi vardir "insanoglundan once madde vardi, madde tek gercekliktir, bu kesindir ve mutlaktir, yani maddeden baska nesnel olan baska bir gerceklik yoktur."

Iste materyalizmin bilimsel yanlislamaya meydan vermeyen ustelik kesinli iceren bu soylemi hem bilimsellige hem de bilimsellik algisina terstir. Cunku bilimsellikte kesinlik ve suphe olmadigi gibi, mutlak degismez ve sabit te yoktur. Bilimsellik olgu ve bilgiye dayanir ve olgunun evrensel onayli gecerliligi de yanlislanana kadardir.

Aslinda materyalizmin bu indirgemeci, akilci ve ideolojik iddiasi; hem idealizm de hem de pozitivizmde de vardir.

O yuzden kimse metasfizigin varlik tartismasinda yer alan gorus ve ideolojilerilerden bazilarini disarida biraktigimizi dusunmesin. Cunku baslik tum varliksal ideolojik iddialarin sonu olarak verilmistir.

O yuzden bu aciklamada, varlik fenomen olarak gececektir.         

Link to comment
Share on other sites

Simdi yavas yavas konumuza girebiliriz. Soyle bir soru soralim "Dunya var mi?"

Iste evrensel-insan zihniyeti bu sorunun yanitini varligin var/yok akilci siniri ile degil, noktalama, indirgeme, ifade ile degil; tum rewsmini vererek ve aciklayarak verecektir.

Mesela soyle basliyalim. Diyelim ki dogumhanede dogmakta olan bir bebek acisindan, "dunya var mi?" iste buradaki cevabimiz sorunun yoneldigi olarak "hayir yok" olacaktir. Peki bu dunyanin varligi ne zaman bebek tarafindan varlanacak? iste burada da dogacak bebegin dunyayi algilamasi, eski nesillerden ogrenmesi ve bunu dile getirebilmesidir. Sorumuzu soyle soralim "Dogacak bebegin babasi icin dunya var mi?" bu soruya hic dusunmeden herkes evet diyecektir. Cunku bebegin babasi bebekten once dunyaya gelmis, dunyayi kendinden eski nesillerden ogrenmis ve algilamistir.

Buraya kadar bir algilama sorunu olmadigi dusuncesi ile konu devam etmektedir.

Peki "Dinazorlar devrinde dunya var mi?" Iste bu soru daiyice dusunmek gerekir. Cunku dinazorlar devrinde insanoglu ve algisi, bilgisi ogrenimi/ogretimi yoktur.

Ama materyalizm olarak burada alisilagelmis cevap "evet" olacaktir. Simdi bu "evet" i inceleyelim.

Birincisi evet bir insanoglu uretimidir. Peki insanoglunun olmadigi bir dunya da ayni dogacak bebek misali nasil olurda dunya var olur.

Burada bir mantik yurutelim. "Dinazorlar var ise varliklarini bir mekanda surduruyorlar, iste bu mekan dunya" Peki "Dinazorlarin "dunya" diye bir algisi bilgisi var mi?" olamaz, cunku bu KAVRAM algisi ve bilgisi insanogluna ait. Peki dinazorlar acisindan boyle bir algi var mi? Varsa bilre bu algi DUNYA KAVRAMI DEGIL, GOZLEM VE YANSI VEREN FENOMENDIR" yani bilimsel olarak insanoglunun olmadigi bir yer ve ZAMAN da baska bircanlinin algisina yonelik bir gozlem ve yansi veren taban varsa bu fenomendir.

Buradan cok onemli bir sonuca ulasiyoruz. Insanoglunun olmadigi zamanda, INSANOGLUNA AIT OLAN DUNYA KAVRAMI YOK AMA; YANSI VE GOZLEMI INSANOGLU DISINDAKI DINAZORLARA VEREN BIR FENOMEN VAR.

Buradan su sonuc cikar. Kavram bir insanoglu urunu olarak insanoglu varligi varsa var ve gecerlidir, ama kavramlasmamis bir fenomen insanoglunun olmadigi zaman da gecerlidir.

Peki, madem bizler henuz ortada yokken; fenomen olarak dinazor kavraminin varligini nerden biliyoruz?

Iste ucuncu kilit noktasi da burasidir. Dinazorlar dinazor kavrami olarak ancak ve ancak insanoglunun varliginda ortaya konabilir. Peki o zaman insanoglunun olmadigi bir ZAMANDA olan nedir? Iste bu bir kavram olarak dinazor olmamis olan fenomendir. Peki biz bu fenomenin varligini bizim olmadigimiz bir ZAMANDA nerden biliyoruz? Biz varken evrimsel bir bulgu elde ediyoruz, buna dinazor kavramini veriyoruz ve yine bilimsel olarak bunun gozlemsel ZAMANINI OLCTUGUMUZDE BU DINAZOR OLARAK KAVRAM VERDIGIMIZ FENOMENIN VARLIGININ BIZIM VARLIGIMIZDAN ONCE OLDUGUNU ZAMANSAL OLARAK ORTAYA KOYUYORUZ.

Simdi tekrar basa donelim. Zaman bir insanoglu urunu, kavram bir insanoglu urunu, fenomen bir insanoglu urunu. O zaman buradan soyle bir sonuc cikiyor. HERSEY INSANOGLUNA GORE.

Peki simdi ilk sorumuza donelim. "Dunya var mi?"

Dogmamis bebege gore yok.
Bebegin annesine gore var.
Yukaridaki iki aciklama insanoglunun varliginin oldugu bir donem.

Dinazora gore dunya yok. Cunku dunya insanoglu kavrami, ama dinazor algisinda bir yansi ve gozlem veren var, bu da insanoglu bilimsel literaturunde fenomen. O zaman dinazora gore, dunya yok ama, insanoglunca dunya diye kavramlanacak bir fenomen var.

Peki insanoglunun olmadigi bir ZAMANDA dunya var mi? Kavram olarak, fenomen olarak yok. Ama insanoglunun zamansal algisina gore var.

Demekki cevaplar.

Insanogluna gore
Insanoglunun kavramina gore
Insanoglunun fenomen kavramina gore
Insanoglunun zamansal belirlemesine gore.

Iste, materyalizmin "madde insanoglundan bagimsiz olarak vardir" aciklamasini simdi daha bir net algi ile ortaya koyabiliriz.

Dogmakta olan bir bebege gore madde yok. Cunku henuz onu ogrenmemis, algilamamis ve bilgisine ulasmamis. Su anda bu bilgi, algi sahibi bir insanoglu ferdine gore var.

Insanoglu turune gore var ve M.O. 4000 yilinda kavram olarak ortaya konmus. Peki M.O. 5000 yilinda, henuz madde kavrami olarak yok, ama gozlem ve yansi veren bir fenomen olarak var. Peki insanoglunun bulunmadigi ZAMANDA? Insanoglunun algi ve bilgisince maddenin yasi 13.7 milyar. Dolayisiyle, madde

Kavram olarak M.O. 5000 yilinda yok.
Fenomen olarak diyelim insanoglunun yasi evrimsel olarak 7 milyon , o zaman 8 milyon yil once fenomen olarak ta yok. Peki neye gore daha once var. INSANOGLUNUN MADDEYI GOZLEM ILE ORTAYA KOYAN ZAMANINA GORE VAR.

Iste butun bu temelde, kavram insanoglu ile ayni zamandadir, daha once yoktur.
Fenomen insanoglu ile ayni zamandadir, daha once yoktur.
Zaman insanoglu ile ayni donemdedir daha once yoktur.

Iste bu yoklar insanogluna goredir.

Bir dinazora gore kavram yoktur, ama ona yansiyan ve gozlem veren bir fenomen vardir ve bu fenomenin varligi insanoglundan bagimsizdir. Bir dinazora gore zaman yoktur, ama insanoglu dinazor fenomen varligini kendi varliginda dinazoru zamansal olarak kendinden once var oldugunu ortaya koymaktadir.

Insanoglundan once numenal yeti ve degerleri yoktur. Ama insanoglu oncesi bazi hayvanlarin beyin fonksiyonu vardir ve bunu insanoglu kendi varliginda ortaya koymaktadir. Kendi varligindan once oldugu da zamansaldir.

Demekki hersey insanogluna gore ortaya konur ve uc cesit konur. ZAMANA, KAVRAMA, FENOMENE GORE.

Madde kavram olarak M.O. 5000 yilinda yoktur, fenomen ve zamana gore vardir.
Madde fenomen olarak 8 milyar yil once yoktur, cunku algilayacak insanoglu yoktur; ama zamana gore vardir.

Maddenin ZAMANSAL (KAVRAMSAL VE FENOMENAL DEGIL) YASI 13.7 MILYAR, FENOMENAL (KAVRAMSAL DEGIL) YASI 7 MILYON, KAVRAM YASI, 6 BIN SENEDIR. Butun bunlar insanogluna ve onun kavramina, fenomenine ve zamanina goredir.

Peki bunlardan hangisi maddenin, insanoglu numenal yeti yasidir. Hepsi. Sonuctabilgi ve algi numenal yeti olmadan ne fenomenal, ne zamansal, ne de kavramsal ortaya konamaz.

Beyin olmadan da numenal yeti olamaz. Beyin ve numenal yeti olmadan da kavram olamaz. Kavram kendi de dahil, hem beyni hem de numenal yetiyi ortaya koyandir.

Iste bu temelde fenomen fiziksel bilgiye, numen sosyal bilgiye, kavram da her ikisine hitap eder. Insanogluna gore, insanoglu eliyle, insanogluna ait ve insanoglu monologuyla;
Fenomenin varligi /zamansal/kavramsal/zihinsel; numenin varligi da zamansal/kavramsal/fenomenal dir. Hepsi de insanoglu urunudur ve insanoglu varligi ile endekslidir. Insanoglu oncesi varlik, zamansal/fenomenal/kavramsal/ olarak farklilasabilir. Ayni madde gibi. Cunku bir fenomen felsefi ve bilimsel anlamda algi ve bilgi ile kavramlasir.

Boylece varligin metafizik temeldeki ilklik, teklik, kesinlik, mutlaklik, oncelik v.s. tartismasi boylece sona ermistir. Cunku bu tartismanin her birt ideolojik kolu olan materyalizmin maddesi ve nesnelligi, idealizmin dusuncesi ve oznelligi, pozitivizmin ise isimselligi icicedir ve fark ta dilin teke indirgeme sorunundan ve kesinlik noktalama yapilanisindan kaynaklanmaktadir.

Buradaki icicelik ile ic iceligi saglayan ve tartisan varlik farklarinin farkini algilamak ve biribirine rakip kilmak yerine bu farklaruin insanoglunun bir butununu olusturdugunu gorebilmektir.

Aksi bu tartismanin noncognatif bir icerikteki kisir dongusu ve anlamsizligi gereksizligini algilayamamaktir.         

Link to comment
Share on other sites

  • 8 months later...

Bir dinazora gore kavram yoktur, ama ona yansiyan ve gozlem veren bir fenomen vardir ve bu fenomenin varligi insanoglundan bagimsizdir.

 

Hayır!.. Fenomenin varlığı, yukardaki bilgilere göre insanoğlundan bağımsız değildir. Çünkü fenomen kavramının varlığı da insanoğlunun yaşındadır. Zamansal olarak ta insanoğluna bağımlıdır. Zira zamansal gözlemler/algılar da insanoğluna bağımlıdır. Sonuçta HER ŞEY insanoğluna bağımlıdır.

 

Son tahlilde; fenomen de, zamansallık ta, kavramlar da(madde, dünya, dinazorun algısı vs) NUMENAL YETİYE BAĞIMLIDIR.

 

O HALDE HERŞEY, İNSANOĞLU İLE VARDIR. İNSANOĞLU OLMADAN DÜNYA DA YOKTUR, FENOMEN DE, DİNAZOR DA, ZAMANSAL BİLGİLER DE.

 

İNSAN YOKKEN HİÇ BİR ŞEY YOKTU.  (Sen bu cümleyi kuramaya cesaret edemedin ben kurayım bari :) )

 

Bunu kabullenmek mümkün mü?

Link to comment
Share on other sites

Hayır!.. Fenomenin varlığı, yukardaki bilgilere göre insanoğlundan bağımsız değildir. Çünkü fenomen kavramının varlığı da insanoğlunun yaşındadır. Zamansal olarak ta insanoğluna bağımlıdır. Zira zamansal gözlemler/algılar da insanoğluna bağımlıdır. Sonuçta HER ŞEY insanoğluna bağımlıdır.

 

Son tahlilde; fenomen de, zamansallık ta, kavramlar da(madde, dünya, dinazorun algısı vs) NUMENAL YETİYE BAĞIMLIDIR.

 

O HALDE HERŞEY, İNSANOĞLU İLE VARDIR. İNSANOĞLU OLMADAN DÜNYA DA YOKTUR, FENOMEN DE, DİNAZOR DA, ZAMANSAL BİLGİLER DE.

 

İNSAN YOKKEN HİÇ BİR ŞEY YOKTU.  (Sen bu cümleyi kuramaya cesaret edemedin ben kurayım bari :) )

 

Bunu kabullenmek mümkün mü?

Kavramsal bilgisel olarak haklisin. Yalniz insanoglundan bagimsiz insanogluna gozlem veren bir sey var. Iste insanoglu bu seyin, her turlu anlamini icerigini adini sifatini tanimini v.s. ekledi. Iste yapilandirilmislik ta budur.

 

Yalniz YAPILANDIRILACAK OLASN INSANOGLUNUN KENDISI DE DAHIL; INSANOGLUNDAN BAGIMSIZDIR.

 

O yuzden Bu insanoglunun kendi dahil gozlemini alarak kavramsal bilgi turettigi kurdugu bagdir.

 

Yani fenomenin GOZLEMI ALGILANANA VE KAV RAMSAL BILGI ILE BESLENENE KADAR, BAGIMSIZDIR.

 

Ayrica buradaki bagimsizlik, mustakil var olan anlamindadir.

 

"Yok" ifadesi de insanogluna aittir. :)

 

Ayrica bunun en guzel kaniti, senin cumlenin " Insanoglu yokken hic bir sey yoktu" nun kime/neye gore oldugu.

 

Insanogluna gore degil mi?

 

Insanoglu gelisi ile dunyaya neler ekledi, basligini bugun actim.

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1184-insanoglu-dunyaya-neler-ekledi/

 

Bir de su basligi oku.

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/978-insanoglunun-kavramsal-bilgisi-ve-epistemolojik-alternatifsizlik/

 

Bu baslik gozlem verenin nasil insanoglu algisi ve kavramsal bilgisi ile "yok oldugunu" detayli olarak acikliyor.

 

Bir de unutmayalim, insanoglu disindaki canlilar da, kendi GOZLEMI ALGILAMALARI VE YANSITMALARIYLA, KENDI TURLERI ARASINDA DIYALOG KURARLAR. 

 

Iste burada evrensel-insan zihniyetinin cok onemli bir bulusu ortaya cikar.

 

Bu da INSANOGLUNUN HER TURLU GOZLEMI ALGISI VE KAVRAMSAL BILGISI SADECE KENDI TURU TEMELINDE BIR MONOLOGDUR.

 

Iste buradan da cok onemli bir bulgu ortaya cikar, insanoglu monologunu biri birine yonelik kullandigindan DIALOG KURMAK YERINE, MONOLOG DIKTA EDER.

 

Iste tartisma da hangi monologun hangi monologu ikna edecegi, susturacagi, kabul ettirecegidir.

 

Iste o yuzden DIL SADECE NOKTASAL DEGIL, EMIRSEL/BUYURSAL VE KESIN VE DE DETERMINISTTIR. Kisaca dogmadire ve bu dogmanin algisi hic degismez. O yuzden de dogal/fenomenal zihnniyet otesini beyinler sorgulayamaz ve kendini "dogallik/bilim" altinda teslkim ederler ve caresiz birakirlar.

 

Kisaca BIAT KADERCILIGI SADECE KULSAL DEGIL, MADDESELDIR.

 

"Bunu kabullenmek mumkun mu?" kime/neye gore? 

 

Bu kabullenme, zaten insanoglu disinda oina gozlem veren hic bir fenomeni baglamiyor.

Link to comment
Share on other sites

Ayrica insanoglu evrildiginde ve beyni gozlemi algilayip kavrama cevirdiginde, uzerinde bulundugu mekana "dunya" dedi ve yukaridaki mekana da "uzay/gokyuzu/sema/ufuk/evren" dedi.

 

Burada bir olgu var. Bu olgu da, PARCANIN ANCAK BIR MEKANDA VAR OLABILECEGI.

 

Yani insanoglu turu parcasi, adina dunya dedigi ve evren dedigi mekanlar olmasaydi, zaten dunya olmadan evren olmadan var da olasmazdi.

 

Iste zamanin yaratiminin sebebi, MEKANDA HAREKETTIR.

 

Ayrica mekanin yasi da ZAMANSAL OLARAK ORTAYA KONUR.

 

Bu konuda ki baslik, oldukca aciklamali ikinci mesaj da "mekan parca zaman" uclemi ve iliskisini acikliyor. 

 

http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/1165-parca-ve-butunkap-ve-icerik-uzerine/

 

Sen, benim yazdiklarimi verildigi gibi algiladikca, daha once okumus olsan bile bu algi degisimi ile, kendine okunani daha bir algilanir kilacaksin.

 

O yuzden benim basliklarim "evladiyelik" yani her bilinc ve farkindalik asiminda okundugunda daha derin ve farkli algilanacak, her algilanis; verileni verildigi gibi algilamaya daha yatkin olacaktir.

 

Boylece soracagin sorular ve yapacagin yorumlar ve paylasacagin dusunce ve bilgi; belki de beni yeni dusunce ve bilgi ufuklarina zorlayacak.

 

Simdiye kadar bu pek mumkun olmadi, cunku herkes kendi dogrusuyla yorumlayip, yazilanlari yanlislama yarisina girdiklerinden, ben de kendi dagarcigima pek bir sey katamadim. Tabi kendi bireysel cabam disinda.

Link to comment
Share on other sites

Boylece varligin metafizik temeldeki ilklik, teklik, kesinlik, mutlaklik, oncelik v.s. tartismasi boylece sona ermistir.

 

Bunca yazını okuduktan sonra bu yukardaki alıntıladığım görüşüne evet diyebilmeliydim ama diyemiyorum. Çünkü yazılarından net bir görüş elde edilemiyor.

 

Yukardaki başlıkta verdin bilgilere göre, her şeyin varlığını insanoğlunun numenal yetisine bağlıyorsun, sonra da materyalizmin varlığı/maddeyi ilklemesine, öncelik tespitine karşı çıkıyorsun. Peki ilk sana göre numenal yeti mi?

 

Bir de bakiyoruz ki BİLİM "ilk" için harıl harıl çalışma yapıyor. Mesela cern çalışması. Bu çalışma önceki varlığın nasıl var olduğunu anlamaya çalışmıyor mu?

 

Bu güne kadar ki yapılan bilimsel çalışmalardan, maddenin yada varlığın, insanoğlundan önce var olduğu ortaya çıkmadı mı? Yukardaki alıntıladığım satırında bu "öncelik" tespitini, materyalizmin de haklı olarak savunusunu/kabulünü eleştiriyorsun. Ne hakla? 

 

Daha bir yazını anlamadan diğer yazını okumamı salık veriyorsun. Bir de bunu itiraz temelinde yaptığımı, bu yüzden anlayamadığımı söylüyorsun. Hayır bu haksızlık. Benim de herkesin olduğu gibi çelişkilerim var. Bunları anlamaya çalışıyorum. Ama bu konuda bu güne dek seninki de dahil olmak üzere net bir yanıt/bilgi bulamıyorum.

 

Zaten net yanıt ve bilgi olsa bilim "önce" yi araştırır mı? Göya felsefe ile buna cevap verilmeye çalışılıyor. Bu mümkün mü? Lafazanlıktan ileriye gitmiyor. Son kabulüm materyalist felsefe de eleştiriliyor. Determinizmi benimsesen keza o da öyle. Felsefeler işte böyle kafa karıştırmaktan başka işe yaramıyor.

 

Ben artık pes ettim felsefelerden. Ayrıca felsefeyi sevMEmeye de başladım. Artık bilimin bulgularından tatmin olmaya çalışacağım. Dinler gibi, yüzlerce felsefe kendi yolunun doğru olduğunu söylemeye çalışıyor.

 

Materyalizmin yanlışı olarak gördüğün "öncelik" araştırmasını bilim yapıyor mu, yapmıyor mu? Bilim öncelik merakından veya nedir merakından doğmamış mı?

 

Sence, madde yada varlık insanoğlundan önce değil midir? Eğer öncedir diyorsan, bunca söze ne gerek var. Materyalizmin suçu ne? Bilimin suçu ne?

 

Tabi ki insan numenal yetisi ile kendinden önceki araştırıp tespit edecek ve kavramlaştıracak. Bunda anormallik veya şaşılacak  olan nedir?

 

Neyse artık iyicene dağıldım. Bir müddet okuyup, düşünüp, iredeleyip, kendimi toparlamaya çalışacağım. Sana kolay gelsin.

 

Senden edindiğim toplumsal değerlerin birey bilincini engellemesi ve bunun bilincine varmak. Bunun için ayrıca teşekkür ederim.

Link to comment
Share on other sites

Bunca yazını okuduktan sonra bu yukardaki alıntıladığım görüşüne evet diyebilmeliydim ama diyemiyorum. Çünkü yazılarından net bir görüş elde edilemiyor.

 

Yukardaki başlıkta verdin bilgilere göre, her şeyin varlığını insanoğlunun numenal yetisine bağlıyorsun, sonra da materyalizmin varlığı/maddeyi ilklemesine, öncelik tespitine karşı çıkıyorsun. Peki ilk sana göre numenal yeti mi?

Ilklik, teklik, baslangic ve mutlaklik ne olarask ortaya konmursa konsun, ZAMANSAL VE INSANOGLU YAPILANDIRILMISLIGIDIR. Bilimsel olarak ilklik, teklik, baslangic, ve mutlaklik gozlem vermez ve tum bu konudaki orttaya koyumlar akilci inancsal ve ideolojiktir. Zaten metafizigin varliksal kisirdongusu de bu akilciligin indirgemeci ve determinist savasimi ve kisir dongusudur.

 

Ha bir insanoglu disi ve ustu bir aklin yarattigi varligi ilk, tek mutlak kilmissin; ha bir metafizik tabani (madde dusunce ya da kavram) farki nedir?

 

Evet madde bir fiziksel bilgidir ve gozlem verir, yani bir fenomendir. Bunun insanoglunun verdigi her turlu gozlem vermeyen ozellikleri ise akilci inancsal ve ideolojiktir.

 

O yuzden insanoglu da ortaya koyumu da bir uclemdir (Y sekli ve cizimi) kisaca ve temel olarak bir pozitif nokta. Insanoglu ortaya kloyumunun karekteristigi de bir dortlemdir (x sekli ve cizimi) yani; ikilem,  karsitlik kendisi ve karsiti.

 

Iste bu 7'LEM HERSEYIN YAPILANDIRILMISLIGININ YAPISIdir. Bu 7 lem bir butun olarak sadece farklari ortaya konabilir, ama biri digerine ilk ya da ustun ya da indirgemeci ya da determinist kilinamaz.

 

Kisaca A vari 7'li olarak yapilandirilmistir. Iste bu yapilandirilmis A'nin yapi ve isleyisi INDIRGEMECILIK VE DETERMINIZMIN KULAK VE SESE DAYALI NOKTALAMA TEMELINDE SADECE BIRININ A OLARAK ORTAYA KONMASI YA DA A YA OZDES KILINMASI; tam da dogal/fenomenal zihniyetin cikmazi, teslimiyeti, caresizligi ve tartisma temellki ikna olma/etme kisir dongusudur. 

Bir de bakiyoruz ki BİLİM "ilk" için harıl harıl çalışma yapıyor. Mesela cern çalışması. Bu çalışma önceki varlığın nasıl var olduğunu anlamaya çalışmıyor mu?

Evet cern zamansal olarak big bangi gozleme tasimaya calisiyor.

Bu güne kadar ki yapılan bilimsel çalışmalardan, maddenin yada varlığın, insanoğlundan önce var olduğu ortaya çıkmadı mı? Yukardaki alıntıladığım satırında bu "öncelik" tespitini, materyalizmin de haklı olarak savunusunu/kabulünü eleştiriyorsun. Ne hakla? 

zamansal olarak evet. yani mekana insanoglundan once geldigi yine insanoglu varliginda insanoglu tarafindan zamansal olarak ortaya kondu.

Daha bir yazını anlamadan diğer yazını okumamı salık veriyorsun. Bir de bunu itiraz temelinde yaptığımı, bu yüzden anlayamadığımı söylüyorsun. Hayır bu haksızlık. Benim de herkesin olduğu gibi çelişkilerim var. Bunları anlamaya çalışıyorum. Ama bu konuda bu güne dek seninki de dahil olmak üzere net bir yanıt/bilgi bulamıyorum.

 

Zaten net yanıt ve bilgi olsa bilim "önce" yi araştırır mı? Göya felsefe ile buna cevap verilmeye çalışılıyor. Bu mümkün mü? Lafazanlıktan ileriye gitmiyor. Son kabulüm materyalist felsefe de eleştiriliyor. Determinizmi benimsesen keza o da öyle. Felsefeler işte böyle kafa karıştırmaktan başka işe yaramıyor.

Net bilgiden kasit nedir? Net bilgi olgudur ve bu olgu da gozlem ile yanlislanabilene kadar gecerlidir. Gecerli oldugu surece de bilimsel baglayicidir.

Ben artık pes ettim felsefelerden. Ayrıca felsefeyi sevMEmeye de başladım. Artık bilimin bulgularından tatmin olmaya çalışacağım. Dinler gibi, yüzlerce felsefe kendi yolunun doğru olduğunu söylemeye çalışıyor.

 

Materyalizmin yanlışı olarak gördüğün "öncelik" araştırmasını bilim yapıyor mu, yapmıyor mu? Bilim öncelik merakından veya nedir merakından doğmamış mı?

20. yuzyilin ortalarina kadar, klasik bilim; temel olarak metafizige ve ontolojiye dayaniyordu. Bu tarihten sonra ise, bilim temelini epistemolojiden yani bilgiden aldi ve bilimin felsefesi de, yapilandirmaci epistemoloji.

 

Buradaki sorun, klasik bilimdeki felsefeleri bilimin temeli yapmakta; halbuki felsefe sadece bilimsel bakis acisi temelinde olmak durumundadir. Yani bilimsel felsefe. Metafizik felsefe ne bilim ile ilgilidir ne de bilimseldir. Cunku gozlem vermeyen akilcilik, kesinlik, mutlaklik ilklik teklik icerir. Bilimi sonlandirir ve dogmalastirir. Bilimin ilerlemewsi gelismesi yerine; bilimi ispat ile sonlandirir.

 

Hayir bilim sokrates oncesi gozlem ile dogmustur. Insanoglunu metafizik batakligina sokan ve bu batakligin 20. yuzyilin ortasina kadar surmesini saglayan; ilk felsefeciler, aristo, platon ve soktarestir. Ustelik onlarin akilciligi yuzunden insanoglu karanlik cag yasamistir. Ta ki ronesansa kadar. Eger insanoglu ilk yaptigi gibi gozlemi akila tercih etse idi, bugun dunya ve insanlik cok farkli yerde olurdu.

 

Ne yazik ki insanoglunun noktalama sonlama tatmin olma v.s. akilciligi, EPISTEMOLOJININ GELDIGI GOZLEM VE BILIMSEL SINIR ILE HIC BIR ZAMAN YETINMEMIS VE HER DAIM BILIM USTU AKILCILIGA SAPMISTIR.

 

Yalniz artik oyle degildir. Insanoglu bilimsel olarak geldigi sinirsal noktayi bilmekte ve bu sinirin surekli suregelen bir surec temelinde yine bilimsel olarak yenilendigini degistigini gormekte ve saglamaktadir.

 

Insanoglunun tarihinin her doneminde YANITIUNI BILMEDIGI SEYLER HER ZAMAN OLACAKTIR. Iste bilimsel olmak bunun bilisselliginde olmak, sirf tatmin olsun diye, bilimsel olmayan yanitlar vermemektir. Yoksa bilim her zaman metafizik ile bezenmis olur. Yani felsefe bilime yardim edecegine, felsefe bilimi belirler. FELSEFI BILIM insanoglunun en buyuk sorunudur.

 

Bunlar ile ilgili benim basliklarim var.

Sence, madde yada varlık insanoğlundan önce değil midir? Eğer öncedir diyorsan, bunca söze ne gerek var. Materyalizmin suçu ne? Bilimin suçu ne?

 

Tabi ki insan numenal yetisi ile kendinden önceki araştırıp tespit edecek ve kavramlaştıracak. Bunda anormallik veya şaşılacak  olan nedir?

 

Neyse artık iyicene dağıldım. Bir müddet okuyup, düşünüp, iredeleyip, kendimi toparlamaya çalışacağım. Sana kolay gelsin.

 

Senden edindiğim toplumsal değerlerin birey bilincini engellemesi ve bunun bilincine varmak. Bunun için ayrıca teşekkür ederim.

Oncelik bir zamansal ortaya koyumdur. YALNIZ ORTAYA KOYAN TEK FENOMEN INSANOGLUDUR. Dolayisi ile tum ortaya koyumlar insanoglu varligi oldugunda gecerlidir. Insanoglu oncesi olan insanoglu kavramsal bilgisi ile tanisilmamasidir.

 

Mesela maddenin ne oldugunun sinirlarinin v.s. ortaya konmasi INSANOGLU OLMADAN MUMKUN DEGILDIR. Ayrica determinist monist ve indirgemeci bir ideolojik inancsaldir. Ustelik rakipleri vardir (idealizm ve pozitivizm) yani maddenin ne oldugunu ortaya koymak, BILIMSEL VE OLGUSAL DEGILDIR.

 

Dagilmana aslinda gerek yok.

 

Tum konu ve bakis acisi, ....e gore temelli ve hedefli bilisselliktedir. Sen de bunun bilinc ve farkina vardikca, beyninde her sey cok daha berraklasacak ve buyuk bir sinirsiz ve sonu olmayan ufka sahip olacaksin. Cunku teslimiyet ve caresizlik kalmayacak.

 

Neyse eger ben sana yanit olarak algida fazlaileri gittiysem, ozur dilerim. Sonucta ben kendi algimca ve senin yanitlarina paralel olarak bir bilinc algisi sundum. 

 

Bazan bazi seyleri sindirmek zaman alir. Cunku beyin bilincalti olarak ezberlere ve sartlanmisliklara sahiptir. Bir dusunce ve bilginin bunu rahatsiz etmesi, beynin rahatsizligi ve algi tikanikligidir.

 

Iste bunu zamanla kontrollu ve bilincli olarak asmak zaten devrimci sorgulamadir. Sonucta evrimci sorgulama, bundan rahatsiz olur.

 

Ben tamamen sana birakacagim. Bundan sonra da belki en iyisi fazla bogucu yanitlar vermemek olacak. Tabi basarabilirsem :)

 

Sonucta ben verdigim yanitlarda durmadan duzey degistirdigimin farkinda ve bilincindeyim. Yalniz bunun seni tikamasi ya da rahatsiz etmesi benim vermek istedigim degildir. Cun ku vicdan "hem kendine hem de baskasina fiziksel/zihinsel zarar vermemek" saygi da "farkin farkina varmak, hic bir farki es gecmemek ve bir farki diogerlerine ustun kilmamak" tir.

 

Evet son cumlen, bence bilimsellikten daha onemli bir kazanim. Cunku birey bilinc ve farkindaligi kendi kendin ile olan her turlu sorgulama mucadelesinin ve mucadelelerin en cetinidir.

 

Bilimsellik bilissellik te bunun yoludur. Yani bu sorgulamanin ...e goresi; insanlasmak, evrensellesmek, bilimsellesmek ve bilissellesmektir. Tabi en once, BIREYSELLESMEK. Yani kendi beyninde olanin farkina ve bilincine varmak ve her turlu sorgulamak ve degerlendirmek. 

Link to comment
Share on other sites

  • 4 weeks later...

bence bilimsellikten daha onemli bir kazanim. Cunku birey bilinc ve farkindaligi kendi kendin ile olan her turlu sorgulama mucadelesinin ve mucadelelerin en cetinidir.

 

Bilimsellik bilissellik te bunun yoludur. Yani bu sorgulamanin ...e goresi; insanlasmak, evrensellesmek, bilimsellesmek ve bilissellesmektir. Tabi en once, BIREYSELLESMEK. Yani kendi beyninde olanin farkina ve bilincine varmak ve her turlu sorgulamak ve degerlendirmek.

.

Bilimselik bireyselleşmenin yolu ise, bireyselleşmek nasıl bilimsellikten önce gelir ? :)

Link to comment
Share on other sites

.

Bilimselik bireyselleşmenin yolu ise, bireyselleşmek nasıl bilimsellikten önce gelir ? :)

Bireysellesmenin bilimsellik ile bir direk bagi yok.

 

Bireysellesmek kisinin toplumsal kisilikten ve kendine verilenlerden kendineait olani kenisi kendi adina ortaya koymasidir. Yukarida yaziyor zaten, once bireysellesmek ve aslinda daha da once insanoglu fenomenal varliginin OZDESLESMEDEN FARKINDALIGI.

 

Ayrica burada kesinlesmis bir oncelik yoktur. Yalniz insanoglunun bir seyi sorgulayabilmesi once ona verilen o seyin savunu ya da karsi cikisindan algi olarak kurtulmasi demektir. Cunku bu kisir dongunun ve neyi neen savunup karsi ciktiginin ne oldugunu bilmek istemektedir.

 

Bir bilim kisisi kendisine verilen temelde bir bilim kisisi olabilir. Mesela bir fizikci fizik bilgisini takip eder. Yalniz bu onun birey oldugu alamina gelmez.

 

Bireysellesmek kisinin kendine ait dusunce ve davranisini kendi adina ortaya koymasidir,ona verilen ya da ondan isteneni degil.

 

Kisaca biatini sorgulayan bireysellesiyor, demektir.

Link to comment
Share on other sites

Ona Satır arası okumak denmez. :) Satır arası okumak bir cümlenin açık anlamının dışında, yazılanın altında bir şey aramaktır. Benim yaptığım sadece açık anlamlar arasındaki çelişkiyi göstermek.

Dedimya orada bir celiski yok. Osenin yanlis algindan kaynaklaniyor.

 

Cunku celiski gostermeye ihtiyac duymak zaten anlamsizdir. Cunku celiski veren de degil, onu alandadir. 

 

Iste o yuzden satir arasi okumaktir. Cunku tam da senin yaptigin "acik anlamin disinda, yazilanlarin altinda bir sey buldugunu zannetmektir."

Link to comment
Share on other sites

.

İnsanoglu " fenomenal varliginin OZDESLESMEDEN FARKINDALIGI "nı nasıl sağlayacak ?

Kendi varliginin farkina vararak. Yani baska bir sey olmadiginin farkina vararak. Cunku ozdeslestirme dusuncenin yonunu degistirir. Algi da o ozdeslesen bunyersindedir. Insanoglunu madde ile ozdeslestirmek, onu meta ve mulk yapar. Alir satarsin. Cikarin icin kullanirsin, niteliginin farkina varamazsin, numenal yetisinin farkina varamazsin v.s.

Link to comment
Share on other sites

.

Bunu hangi yolla yapacak ?

Ezberlerini bozarak biat etmekten kurtularak kendi kimligini/degerlerini v.s. ortaya soruldugunda yanit verebilir sekilde koyarak. Kendini degerlendirerek sorgulayarak kul kole mal mulk olmadiginin farkina vararak v.s. bir suru yonu var. Yeterki oncelikle kendi varliginin kendine ait kildigi seylerin sorununun rahatsizliginin zararinin farkina varsin.

 

Yaptigi her seyin kendi yaptigini algilasin v.s.

 

Herkesin kendi beynince bunun farkina varabilmesinin bir algisi vardir. Yeterki bu algiya kulak versin.   

Link to comment
Share on other sites

.

Her türlü derken buna Değer Yargıları ya da senin Jargonunla Sosyal Bilgiler de giriyor mu ?

Tabi ki. Sonucta diyelim bir kisi diyelim materyalist/ateist oldugunu soyluyor ama sorunca bunu acikliyamiyor. Belli ki bu ona verilendir. Iste o yuzden kritik analitik dusunce cok onemlidir. Neden ateist/materyalist oldugunu acikliyamiyorsa, bunu kendine sormamis demektir.

Link to comment
Share on other sites

Tabi ki. Sonucta diyelim bir kisi diyelim materyalist/ateist oldugunu soyluyor ama sorunca bunu acikliyamiyor. 

.

Saptırdın. Ben neye göre ezberini bozacak diye sordum. Her türlü bilgisine göre dedin. Yani, Materyalist biri, " ona verilen ezberini " materyalizm bilgisi ile mi bozacak ? Materyalizmi bilmeden kendisine materyalist diyen kişi zaten materyalist değildir. :)

 

Materyalist zaten Insanoglunu madde ile ozdeslestirir onu meta ve mulk yapar. Bunu bilmeden yapana materyalist denmez ki zaten. Bilerek yapıyorsa, nasıl  insanoğlunu madde ile özdeşleştirmeyecek, nasıl meta veya mülk yapmayacak ?

Link to comment
Share on other sites

.

Saptırdın. Ben neye göre ezberini bozacak diye sordum. Her türlü bilgisine göre dedin. Yani, Materyalist biri, " ona verilen ezberini " materyalizm bilgisi ile mi bozacak ? Materyalizmi bilmeden kendisine materyalist diyen kişi zaten materyalist değildir. :)

 

Materyalist zaten Insanoglunu madde ile ozdeslestirir onu meta ve mulk yapar. Bunu bilmeden yapana materyalist denmez ki zaten. Bilerek yapıyorsa, nasıl  insanoğlunu madde ile özdeşleştirmeyecek, nasıl meta veya mülk yapmayacak ?

Sana gore degildir, ona gore oyledir. Cunku burada bir sorgulanmazlik ve ezber soz konusudur. Bozacaginin temeli kendinin neyi savundugunu aciklayamamasidir. 

 

Iste burda satasma ve atisma ve de savunu baslar. Yalniz bu savunuda bilgi ve dusunce yoktur, ezber ve sahiplenme vardir.

 

Iste burada neden yaptiginin bilgisinde farkinda ve bilincinde degildir.

 

Cunmku yaptigini bile kabul etmemektedir. Bu zaten dile getirdigi davranisindan ortaya cikar.

 

Cunku KENDISINI DEGERLENDIRMEYI BILMEZ VE ALGILAMAZ. Butun yaptigi ona soyleneni kendi ezberi ile degerlendirmesi ve cikmaza girdiginde de satasmaya atismaya ego rahatsizligini bilincsizce gidermeye yonelmektedir.

 

Iste o yuzden bir kisi cevap veremedigi yerde, bu yola sapar. Cunku ne bildigini bilmemektedir. Sadece bildigini zannetmekte ve inatla savunmaktadir.

 

Zaten birey olsa "bana bu soruldu ben yanit veremedim, bunun nedeni nedir?" diye kendine sorar.

 

Birey kendisinin oldugunun farkinda olandir.

Link to comment
Share on other sites

Sana gore degildir, ona gore oyledir. Cunku burada bir sorgulanmazlik ve ezber soz konusudur. Bozacaginin temeli kendinin neyi savundugunu aciklayamamasidir.

.

Açıklayabiliyorsa, bilinçli bir materyalist ise, Insanoglunu madde ile ozdeslestirir onu meta ve mulk yapmaz mı demek istiyorsun ? Materyalist bilinç Insanoglunu madde ile ozdeslestirir onu meta ve mulk yapan bilinç değil midir ?

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Sign in

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...