
Astur
Üyeliği silinmiş kullanıcı-
İçerik sayısı
266 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
1
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by Astur
-
Valla sözcüğü her kullananın bilinçli bir biçimde homofobik vs. davranışlar sergilediği kanaatinde değilim ama sözcüklerin sonunun Türkçede bu şekilde değiştirilmesinin ne ima ettiği sanıyorum için herkes için açık, ve sözcükte de böyle bir ima var. Aynısı Fethullah Gülen'e "fetoş" dendiğinde falan da var. İşin komiği bu tarz hitaplara sık sık başvuranların bazıları TDK'nın tanımına sığınıyor, ama buna sığınanların jadı'nın dediği gibi bunun altını doldurmaları gerekir. Arada bana akıllarınca böyle hakaret eden arkadaşlara soruyorum; yahu ben bu yazdıklarımı bir gazetedeki köşemde vs. yazsam, her gün yüz binlerce kişi okusa falan belki bir şekilde bundan kariyer anlamında bir çıkar sağlamam mümkün olabilir, bu olasılık düşünülebilir. Ama habire yasal olarak baskı altında olan, insanların nicklerin arkasına saklanmalarının zorunlu olduğu bu tarz forum ortamlarında bir insanın sadece benimki gibi fikirleri değil, herhangi bir fikri savunmaktan ne çıkarı olabilir?
-
Türkiye'de kendini ilerici addeden kesimin çok büyük bir sorunu var, inanılmaz dogmatikler. Kendi savundukların görüşlerin doğru olduğuna, ve de bunların doğruluğuna öyle güçlü bir biçimde inanıyorlar ki özellikle eğitimli, dünyayı tanıyan insanların kendileri ile fikir ayrılıkları yaşayabilecekleri ve de yaşadıkları gerçeğini hazmetmekte zorlanıyorlar. Onlar için kendileri gibi düşünmeyen insanların varlığını açıklayabilecek iki seçenek var. Birincisi şu: Bir kişi cahildir, eğitimsizdir, din ile beyni yıkanmıştır vs. ondan doğru düşünememektedir. İkinci seçenek ise şudur : Doğru düşünmek için gerekli donanıma sahip olduğunu düşündükleri bireylerin, bu bahsettiğimiz kesimin siyaset vb. konularda dediklerinin doğru olduğunu bilmelerine rağmen para vb. çıkar karşılığı yalan söyledikleridir. Zira onların dünya hakkındaki gözlem, öngörü ve dilekleri tartışmasız (self-evident) bir biçimde doğrudur, ve eğitimli, akıllı addedecekleri bir şahıs da hem onlarla fikir ayrılığı yaşayıp hem de dediklerinde samimi olamaz. Bütün bu liboş muhabbetinin temelini oluşturan kafa yapısı da işte budur.
-
Yahu şu psikozdan çıkın artık, deşifre etmişmiş, yeri geldiğinde bir sürü yazardan bir sürü link veriyorum. Girip çıkmak ifadesini de daha anladığın dilden konuşayım diye kullandım. Sahtekar dediğin insanlar sizlerin çağdışı kafanızla çözemeyeceğiniz sorunları doğru analiz edip çözüm öneriyorlar. Sorunları yaratan zaten sizin zihniyetiniz. Hollanda'da ilkokul öğrencilerinin Türkçe eğitim alması şu anda yirmiden fazla belediyede mümkün. Türkler bu konuda zaten mücadele veriyor, zamanla sayı artacaktır: http://www.naldic.org.uk/docs/members/documents/NQ6.1.4.pdf Hollanda'daki Türkler göçmen ve de nüfusun yüzde 2 kadarını oluşturuyorlar, o açıdan durum biraz farklı Türkiye'deki Kürtlerden.
-
İngiltere ve Fransa'daki Türklerin durumu Kürtlerden farklı. Ama yine de örnekler var: http://www.humnet.ucla.edu/linguistics/people/grads/macswan/UW-euro.htm Ordu konusunda Nişanyan da dil Türkçe olmalıdır diyor, ne örneği istiyorsun?
-
Al bakalım, dünyanın her yerinden istediğin kadar örnek. http://en.wikipedia.org/wiki/Bilingual_education
-
Mantık süzgecinden geçirip onay verdim. Hangi ülkeden ne örneği istiyorsun? Örneği getirirsem sen ne ilan edeceksin?
- 77 yanıt
-
- 1
-
-
Yahu cigi bir dur ve düşün, sen milletin aklını beynini değerlendirmek için gerekecek donanıma sahip misin? Ben başlığı boğmama adına uzun bir kopyala yapıştır yapmadım, isteyen gitsin okusun diye link verdim. Nişanyan sende hararet yapıyorsa okuma sen. Ben bu linki vermesem Nişanyan'ın bu konuya ilişkin bir şeyler yazdığını bilmeyecek insanlar da var. Bırak insanlar kendileri karar versin, sana giren çıkan nedir yani?
-
Adamın dedikleri mantıklı, bir itirazın varsa buyur paylaş bizlerle, yoksa parazit yapma. Senin beyninin çalışmasını ve ürünlerini de görüyoruz yani, bence bu anadilde eğitim konusuna ilişkin de bir video hazırla, alakalı alakasız 100 tane resmi topla, power point tarzı sunumunu yap, arkaya da Sting falan çal, ders ver hepimize.
-
http://nisanyan1.blogspot.com/2010/10/anayasa-sohbetleri-1-dil.html
-
Bunu Hollandalı ya da Belçikalı biri hazırlamış. Görüntülerin bazıları da epey güncel, şu amca yeni sayılır: http://www.youtube.com/watch?v=EnQa7NhXLZA Şaka bir yana, Wilders'e oy veren tipler falan Türkleri böyle görüyorlardır herhalde. Bizde Kürtlere böyle bakanların yüzdesi daha fazla gibi tabii.
-
E Pante o zaman niye AB düşmanı ulusalcı kalemlere alkış tutuyorsun? Bu insanlar AB üyeliği hedefinin en azından yakın dönemde gerçekçi olmadığı yönünde nesnel bir değerlendirme yapmaktan ziyade ısrarlı bir biçimde AB karşıtlığı yapıyorlar, memlekette yanlış giden bilumum şeyi AB'yi hedef alan komplo teorileri ile falan açıklıyorlar. Böyle düşünüyorsan bu anlamdaki konumunu gözden geçirsen yeridir.
-
Pante bu sözün sahibinin sen olmadığının farkındayım elbette ama siyaseten yakın durduğun siyasetçi ve yazarların değerlendirmeleri her seçimden sonra bu yönde oluyor. Bu anlayışla olmaz. Devrim sözcüğü hem Türkçede hem de İngilizcede iki farklı anlamda kullanılıyor. Birincisi ihtilal, yani yönetimin zorla devrilmesi. Diğeri ise büyük değişikliklere verilen isim. Türkiye'deki tek parti rejiminin 50'deki seçim sonrası yönetimi barışçıl bir biçimde devretmesine Beyaz Devrim deniyor mesela, veya Hindistan'daki tarım alanındaki bazı gelişmelere Yeşil Devrim adı veriliyor, bu tarz bir şey. İkincisini kastediyorsan sorun yok. Demokratik sosyalizm dediğin şeyi burada tartışmak uygun olur mu bilemiyorum. Medyadan enerjiye, enerjiden bankalara uzanan geniş bir yelpazedeki şirket ve kurumların kamulaştırılması, ne oranda ve hangi süreçlerle kamulaştırılacaklarını falan konuşmak lazım, onu tartışacak olursak da başlık konusundan oldukça sapmış olacağız. Seçim kazanıp, parlamentoda çoğunluğu sağlayıp bu değişiklikleri yapabiliyorsanız yapın. İstediğiniz değişiklikleri yapsanız dahi ekonomiyi 6 ayda falan batıracağınızdan çok uzun ömürlü olacağını sanmıyorum zaten bu tarz şeylerin. 33 başlıktan 1'i kapatıldı ifadesini Milliyet'in linkini verdiğim haberine bakarak yazdım. Anladığım kadarıyla 13 tane başlık açılmış ama henüz kapatılamamış. Başlığı açmak ile kapatmak aynı şey değil yani. 3'üne başlanabiliyor, 17'si ise dediğin gibi bloke. Mehmet Ali Birand burada güzel anlatmış: http://gundem.milliyet.com.tr/kavgayi-birakin-bu-yarayi-kapatmaya-bakin-/mehmet-ali-birand/guncel/gundemyazardetay/07.01.2011/1335805/default.htm Şu andaki konjonktürde Türkiye'yi alacaklar gibi gözükmüyor ama şartlar önümüzdeki yıllarda değişebilir, hazırlıklı olmak lazım. AB'deki ekonomik sorunların atlatılması, Fransa'da falan yönetimin değişmesi gerek, bunlar olmayacak şeyler değil. Şu Kıbrıs sorunu çözülebilseydi en önemli engellerden biri ortadan kalkacaktı, ama Annan Planı işlerliğe ne yazık ki sokulamadı. Ben AB reformlarının üye olup olmamamızdan bağımsız Türkiye için yararlı olacağı kanaatindeyim, ondan AB hedefinden sapılmasını istemiyorum. AB hedefi tamamen gündemden kalksa, NATO'dan falan da çekilsek ciddi ciddi eksenimiz kayar hem, bu da arzu edilebilir bir şey değil kanımca.
-
Siyasi söylemlerde yer yer kolayca okunabilecek altmetinler oluyor. Herkes sustu, asker konuşmak zorunda kaldı ne demek mesela sence? Ya da asker sivillere destek vermeli ne demek? Adam açık açık askerin siyasete müdahil olmasını diliyor. Askerden medet umuyor. Demokrasilerde olacak iş değil bu. Demokrasimizin yüz çeşit sıkıntısı var ama düzenli seçim yapılıyor ediliyor, niye halk desteğini alıp iktidar olmaya çalışmak yerine devrim hayalleri falan kuruyorsunuz? Hani Kürt siyasi hareketinin önünü seçim barajı, KCK davası vs. tıkıyor, sizin zihniyetinizin baraj sorunu yok, ama yerel ve genel seçimlerde, referandumlarda durmadan yenilgi alıyorsunuz. Sorunu biraz kendinizde arasanız? Stockholm sendromu diyerek, göbeğini kaşıyan halk diyerek olmuyor bu iş. AB ve ABD'nin çıkarları da her alanda örtüşmüyor, yok öyle bir şey. Hırvatistan da üyelik için gereken şeyleri bir bir halletti. Biz yapmadık. Kıbrıs gibi çetrefilli konular da süreci tıkıyor tabii de, gereksinimleri yerine getirmeden bizi oyalıyorlar diye ağlaşmak iş mi? 33 başlıktan birini kapatabilmişiz henüz; bunları yapmış olsak ve hâlâ kapıda bekletseler itirazını anlayacağım da Türkiye üyelik yoluna giren diğer ülkelerin gerçekleştirdiği şeyleri gerçekleştirmedi. Ha bir de Hırvatistan pek çok alanda Avrupa'ya zaten entegre olmuş, ufak nüfuslu ufak bir ülke. AB açısından Türkiye kararı doğal olarak daha zorlu bir karar. http://dunya.milliyet.com.tr/hirvatistan-cikti-ay-a-/dunya/dunyadetay/25.06.2011/1406588/default.htm
-
Asker silah patlatmasın ama ben de varım desin falan demiş işte Manisalı, sunucu okudu yazısını. Kimse bir şey yapmıyor, ordu yapmalı diyor, ordumuz bizi kurtarsın dedi dediğim bu. AB ve ABD'nin bölgede beklentileri, çıkarları elbette var. Türkiye'nin de var. Ama Türkiye'nin AB'nin tehdidi altında olduğu tarzı iddiaların aslı yok. Ulusalcılar ülke dışa kapansın istiyorlar, tüm bu anti-emperyalizm, tam bağımsızlık geyiğinin özü o. Dışa açılan Türkiye'yi istedikleri gibi kontrol etmeleri mümkün değil zira. Öyle de oluyor nitekim.
-
Aslında dini simgelerin kamusal alandaki konumuna ilişkin düzenlemeler dünyanın birçok yerinde aktif biçimde tartışma konusudur, ve bu tarz konular her zaman ilgi çekici ve cevabı kolay kolay verilemeyecek sorularla doludur. *********************************************
-
Niye değil? Osman Pamukoğlu gibi konuşuyor, yok bütün dünya bize düşman, ondan ordumuz bizi kurtarmalı falan diyor. Ben zamanında Cumhuriyet'te de okurdum bu adamı, pek bir ışık göremiyorum. Uras silahlanmaya harcanan paralar eğitime, sağlığa vs. gitsin diye mi kızdın Pante? Nedir yani "liboşik" bulduğun? Ben şahsen NATO'dan çıkılması gerektiğini falan düşünmüyorum, ama mesele o değil. Anti-emperyalizm geyiği yapan, hem de orduya sırtını yaslayan Manisalı'nın tutarsızlığını yüzüne vurmuş işte Uras. Kapak dediğim o. Hem NATO'ya, ABD'ye karşı takılayım, hem de ordudan medet umayım olmaz.
-
Uras güzel konuşmuş, son saniyelerde de ramazan kampanyası yapmış, 3 kapak bir bardak.
-
http://grooveshark.com/#/search?q=bela%20fleck%20oh%20darling Favori Beatles cover'ım.
-
Saygıdeğer evrensel-insan yine kendini sadece bir cümleyle, kısa ve öz haliyle ifade etmiş. Ben de shevek'in avatarındaki trollface ve de alıntıladığı 4chan motto'sundan aldığım ilhamla şu sözü paylaşmak istiyorum: http://i.qkme.me/1skg.jpg
-
That which doesn't kill me, only makes me stranger.
-
Evet, yine bir Türkiye klasiği. YSK'nın yaptıkları kanunen doğru ama kanunlar o kadar saçma ki, hukuki açıdan doğru olan bir hareket diğer her anlamda olumsuz sonuçlar yaratıyor. Umarım bir yolunu bulup Dicle'yi bir şekilde meclise sokarlar. Balbay vs. keza. Öbür türlü bir sürü gereksiz gerginlik, ondan da ötesi milyonlarca insanın temsil edilememesi söz konusu.
-
Bak AK Parti'liler seçimden önce öngörmüşler bunun olacağını, ve Dicle'nin adaylığının düşürülmesi için başvurmuşlar. Avukatlarının da durumdan haberi varmış, bence bunun böyle olacağını bilmeden başvurmaları gibi bir durum yok. http://siyaset.milliyet.com.tr/ak-parti-ysk-kararindan-once-basvurdu/siyaset/siyasetdetay/24.06.2011/1406072/default.htm Durumu yasal olarak düzeltmek de kolay değil.