Ben Manisalı'yı dürüst ve samimi bulmuyorum. Nereden okudun öyle bir şey? AB'ye üyeliğe de hayır demedim, bence, getirileri götürülerinden fazla olacaktır AB üyeliğinin.
Kaypak Pante, sen varlık vergisini sosyalizm sanacak kendisini şaşırmış birisisin. Çapını ve anlayışını kemalistlerin abuk subuk uygulamalarını elinde bezle savunmaya koşarken gösteriyorsun zaten. Kemalizmden başka ne hayalin olabilir. Azalarak bitin artık
Adam olsaydın saçmalamaya devam etmezdin. Makineli tarıma geçilmesi, şehir nüfusunun artması daha büyük sanayi tesislerinin kurulması ancak 1950'den sonra mümkün oldu.
:rolleyes: Siz niye dibinizdeki Musul Kerkük'ü, Batum'u, Kıbrıs'ı alamadınız peki? :rolleyes: Hacı efendi ekonomik gelişmişlik ile alakasız başka bir şey söyledi. Ben de ona yanıt verdim, elbette Cemiyet-i Akvam'a katılmak önemli, ama en nihayetinde geçmişte Birinci Dünya Savaşına girmiş bir ülkeydi burası. Barışı beraber kuracaklardı çağırdılar Türkiye'yi de.
EE tamam hadin bunu kabul ettik de, nihayetinde bağımsız bir güç idi, kendi kararlarını kendisi alıyordu, konferanslara kongrelere anlaşmalara katılıyordu. Dolayısıyla Cemiyet-i Akvam'a bakiyesi Türkiye'nin davet edilmesi öyle ahım şahım bir olay değil benim kanaatimce. Ama bunun ekonomik atılımla ne alakası var? Kemalist periyotta da Türkiye büyük bir ekonomik atılım yok. Asıl ekonomik atılım Menderes döneminden sonra geldi.
Saçmalamada sınır tanımıyorsun. Senin hayalindeki Kemalist ülke Suriye ayarında katı otoriter bir düzenin hüküm sürdüğü bir yer. Bu ülkede allahtan Liberaller, Sosyalistler, Kürtler, Dindarlar, Aleviler var da, öyle bir düzen kuramıyorsunuz. Acınızı anlıyoruz, yorgan altında ağlarken çıkardığınız hıçkırıklarınıza içimiz burkuluyor. Ama elden ne gelir o devirler geçti. :rolleyes:
EEE neymiş bunun esprisi şimdi? Osmanlı Devleti yüzyıllardır Avrupa'nın bir parçasıydı. Cemiyet-i Akvam'a çağrılmış Atatürk döneminde büyük atılım yapmışmış. Gören de diyecek eski bir sömürge. :lol:
Bunun Atatürk ile alakası yok. Osmanlı bakiyesi olmakla alakası var. Osmanlı büyük devlet idi, onun etki alanı düşünülerek çağrıldı. Hem zaten bu tür siyasi konular ile ekonomik atılımlar farklı şeyler. Konuyla alakası yok. Kemalist dönemde Türkiye'de büyük bir iktisadi ilerleme yok. 50 sonrasını beklemek lazım.
http://www.birgun.net/writer_2007_index.php?category_code=1187092191&news_code=1198944238&year=2007&month=12&day=29 Linkten alıntı yapıyorum: Sanayi Sayımı üzerine yazacağım. 1927 yılındaki sanayi sayımına göre Diyarbekir'in 772 sanayi işletmesi var. Bu 772 işletmenin 199'u dokuma, 133'ü maden ve makine imalatında faaliyet yürütüyor. Gerek teknolojik olarak, gerekse işgücü kapasitesi bir de nitelikli işgücü açısından Diyarbekir o yıllarda dokumacılıkta, özellikle de ipekli dokumada önemli bir merkez olarak kabul görüyor. Bir başka çarpıcı sonuç Kimya Sanayinde dört ve üzeri işçi çalıştıran beş işyeri ile Diyarbekir ve Erzurum Türkiye'de altıncı sırada yer alıyor. Ve yine aynı tarih olan 1927 senesinde Diyarbekir sanayi alanında 3.276 insanı istihdam ediyor
Bunu söyleyen ben değilim, İlhan Tekeli konferansında anlatıyordu. Sovyeterler Birliğnin kurulması, Ermenilerin bölgeden sürülmesi ve Ortadoğu ve Kafkaslarda ulus devletlerin kurulmasıyla ticari hacim daralıyor.
Kadir Cangızbay, Ertuğrul Kürkçü, Gün Zileli, Foti Benlisoy, Fuat Ercan, Erinç Yelda, Aydın Engin, Oya Baydar... O bi şey üretemedi ki, sorun da orada.