-
İçerik sayısı
262 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
3
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by Mantılı
-
Ateist olmadan önceki halimi pek hatırlamıyorum. Aklım bir şeylere ermeye başladığında ateisttim. Şu hayatta kimsenin önünde eğilmemek, kimseye secde etmemek, el etek öpmemek ne güzel şey...
-
Piyasada yoksa nereden biliyorsun?
-
Hepsi intihal ürünü zaten. Kökeni zerdüştlükten Sümerlere kadar dayanır.
-
Nietzsche: God is dead. Freud: God is dad. Bana kalırsa ikisi de doğru. Tanrıyı bizi koruyup kollayan bir baba figürüne ihtiyaç duyduğumuz için yarattık. Henüz hiçbir şeyi açıklayamadığımız bir çağda. Şimdiyse neyin ne olduğunu daha iyi anlıyoruz ve o babaya ihtiyacımız kalmadı. Zaten yalancı, kumarbaz, sahtekar, kadın düşmanı, homofobik, insanlıktan nasibini almamış, adam sendeci, hoyrat, cani ve en az bizim kadar cahildi. Öldü de kurtulduk. Bazıları hatırasını yaşatmak için her ne kadar çabalasa da nafile. İnsan zihninin kaderi prangaların esaretinde değil, kozmosun enginliğinde yaşamaktır.
-
Tanrı her şeyi bilen, her şeye kadir bir varlıksa ona hiçbir şekilde inkar edemeyeceğim şekilde inanmam için tam olarak ne yapması gerektiğini de biliyordur. Anlatıldığı kadar yüce gönüllü ve merhametli bir varlıksa da azap çekmemi istemiyordur. O halde niye kendini bana göstermiyor? Niye ikna etmek için doğrudan benimle iletişim kurmak yerine işe yaramayacağını bile bile mantıktan nasibini almamış kullarını gönderip vaktimi boşa harcıyor? Neden bu tür sorular soranlara "ne bekliyordunuz ki" mealinde ayetler göndererek sorumluluğundan kaçmayı tercih ediyor? Neden izleyiciyi güldürmeyi başaramamış bir komedyenin "ben esprilerimi yaptım, siz anlamıyorsanız ne yapayım" demesi gibi ikna olmamayı suç gibi gösteriyor? Şu meşhur mucizelerle ikna olacağımı da pek sanmıyorum. Malum, yeterince gelişmiş herhangi bir teknoloji büyüden ayırt edilemez.(Arthur C. Clark) Yine de denemesi bedava.
-
Sıkıntılı bir dönem gençken ben de geçirmiştim. Çok yıpratıcı bir işte uzun süre çalıştığım için bir noktadan sonra kopmalar başlamıştı. Lakin insan öyle ilginç bir canlı ki her zorluğun üstesinden gelebiliyor. Bazen bunun için başka insanlardan yardım almak en doğru seçim oluyor. Örneklerini çok gördüm.
-
@Kahin Gerçekten iyi niyetlisin ama alandaki bilgin mi eksik, yoksa beni trollüyor musun emin olamadım. Uzmanlık alanın neydi, sorması ayıp?
- 15 yanıt
-
- karadelikler
- parçacık fiziği
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
@Kahin Graviton nedir? Hmm, fizikçi değilim ama elimden geldiğince anlatmaya çalışayım. Bunlar için doğrudan denebilecek deneysel bir delil olmasa da oluşturulan modellerde matematiksel tutarlılık sağladıklarını biliyorum. Kuantum düzeyinde kütleçekimle ilgili davranışları açıklamakta kullanıyorlar. Varlıklarını ispatlayamasak da kuantum alan teorisi ve sicim teorisi gibi çalışmalarda temel parçacıklar olarak kullanıyorlar ayrıca. Öte yandan kara deliklerin varlığı dolaylı olarak ispat edilmiş diyebiliriz. Genel görelilik kuramına dayalı gözlemler yoluyla. Sormak yerine kolayca bir sürü kaynağa ulaşabilirsiniz. O yüzden detaya girmek istemiyorum. Fakat sorularınızı genel olarak gereksiz buldum. Teorik fiziğin nasıl bir şey olduğunu tam anlamadığınızı düşündürdü. "Var olmayan bir şey nasıl keşfedilir" demenizden de zaten öğrenmek için sormadığınız belli oluyor. Var olup olmadığını bilmeniz mümkün değil ama sizin var olmadığı yönünde sabit bir inancınız var gibi görünüyor. Teorik bilimin nasıl çalıştığını daha basit bir örnekle anlatmaya çalışayım. 1846 yılında Fransız matematikçi Le Verrier, Uranüs'ün hareketlerinde bir düzensizlik tespit etti. Yaptığı matematiksel hesaplarla Uranüs'ün ötesinde başka bir gezegen olduğu sonucuna vardı. Ancak böyle bir gözlem yoktu. Orada başka bir gezegen olamazdı. Evet, bu bir keşifti ama insanlar "var olmayan bir şey nasıl keşfedilir" demedi. Onun yerine teleskoplarını hesaplanan mevkiye çevirip gözlem yapmaya başladılar ve Neptün'ün keşfini görsel delille desteklediler. Daha da ilginci, aynı dönemde, aynı gözlemleri yapan İngiliz astronom Adams da aynı tahminlerde bulunmuştu. Bu örnek tatmin etmediyse Higgs bozonunu araştırabilirsiniz. Bilim bilinmeyen karşısındaki açıklama gayretidir. Bilmediklerimizi açıklanamaz, bilinemez diye bir kenara atmaktansa anlama yolunda atılan her adım (potansiyel olarak) insanlığın faydasınadır. Selamlar
- 15 yanıt
-
- karadelikler
- parçacık fiziği
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
@somebody Bugün keyfim yerinde. İçimi dökeyim biraz izninizle. Hristiyan çevrelerde karşıma daha çok Pascal's Wager olarak çıkan konuya benziyor. "Tanrı ya varsa? Sen inan. Yoksa bir şey kaybetmezsin. Varsa da cehennemden kurtulursun." Teistlerin dürüstlükten uzak kafa yapılarını çok iyi yansıtan bir argüman. En tiksindiğim argümandır ayrıca. Her şeyi bildiği, her şeye kadir olduğu ileri sürülen tanrının böyle bir sahtekarlığı fark etmeyeceğini düşünebilmeleri, bunu denemeyi teklif etmeleri... Tanrıyı bile kandırabileceğini düşünen insan, başka insanları donuna kadar dolandırmaktan geri durmaz. Gücenmece yok. Evrimin zaten ispat ettiği üzere şempanzelerle ortak bir atadan geliyoruz. "Ve bu çok belli oluyor ne yazık ki." (Hitchens'ın da dediği gibi.) Son 10-15 yıldır islamiyetin yükselişte olduğunu duyuyoruz. Hristiyanlık ise düşüşte. Olsun. Moral bozmayalım. Ateizm de yükselişte. Hem de islamdan daha büyük bir hızla yükseliyor. Şimdi böyle dediğimiz zaman teistler sanki bir açığımızı bulmuş gibi sevinip, "işte, ateizmi islam ve hristiyanlıkla aynı başlıkta incelediğimize göre ateizm de bir inanç sistemidir" iddialarına geri dönerler. (Bir nevi siz de en az bizim kadar kötüsünüz demek gibi.) Halbuki ateizm çok ilginçtir. Sadece tanrı vardır iddiasını reddetmekten ibaret olan bir durumdan söz ediyoruz. Tanrı vardır iddiası (teizm) olmasaydı ateizm de olmayacaktı. Çoğumuz tanrı yoktur demiyor. Diyenlerimiz de var tabii, gnostik ateistler. (Anti-teistler ile karıştırmayın, onlar teizmle mücadele edilmesi gerektiğine inanır). Efendim ateistlerin tanrısı da bilimmiş ve bilim her şeyi bilemezmiş. Yoo, bilimden gayet uzak ateistler de var. Ateizminde dogmatik olanlar da var, rasyonel olanlar da. Biz ateistler birbirimizle konuşurken birbirimize din kardeşi gibi bakmayız ki. Ben seküler hümanizmi benimsemişimdir, bir başkası gayet de başka bir şeyi benimsemiş olabilir. Varsayımlardan olabildiğince uzak durmaya çalışırım şahsen. Olabildiğince, çünkü bilimde ve mantıkta da bazı varsayımlar olmak zorundadır. Uzun lafın kısası, ateizm ne bir sistemdir, ne bir inançtır, ne de bir inanç sistemidir. "Peki o zaman tanrı yoksa tüm bunlar nasıl var" gibi sorularla gelenlere de cevabım çok kısa ve öz. "Bilmiyorum." Bilmemek ayıp değil ki. Bilim o yüzden var. Düşe kalka öğreneceğiz. Belki de asla öğrenemeyeceğiz. "Bilmiyorum" demekten çekinmeyin. Buna verecek bir cevap yok. Tartışma burada biter. Çünkü verebilecekleri tek cevap "tamam, sen bilmiyorsun ama ben biliyorum, tanrı var". İddianın kime ait olduğunu hatırlatmak açısından iyi olur. Ben de o zaman "nereden biliyorsan bana bir anlat da bir hatam eksiğim varsa ben de öğreneyim, çünkü ben doğru şeylere inanmak istiyorum" derim. İspat edemeyeceğini, inanç temelli bir iddia olduğunu kendileri de biliyorlar. İspat olarak öne sürecekleri en son şey inanç olacak, ki bu da çürütmesi en kolay argüman. Dürüst bir insan için geriye kalan iki seçenek var: "1. Söylediklerini anlıyorum ama ben inanmaya devam edeceğim." "2. Söylediklerin üzerinde derinlemesine düşünmem lazım, bir şeyler kafamda tam oturmadı." Neyse, ateizm yükselişte. Bunu hatırlatarak kapatayım. Doğru sebeplerden ötürü ateist olmuş herkesin buralarda fikirlerini paylaştığını görmeyi çok isterim. Ateist olduğu gerçeğinin farkına varmış ve ne yapacağını şaşırmış insanları da buraya yönlendirebilirim. Üyesi değilim ama gönüllü destek sağlayan başka bir dernek veya kurumdan haberim yok.
-
Aradan neredeyse 12 yıl geçmiş... Merak eden arkadaşlar için kitabı öneririm. "Ateizmi Anlamak" gayet kapsamlı bir kitap. Adı üstünde, anlamak isteyenler için. Yukarıdaki üyenin bu yorumu dikkatimi çekti. "Beni ikna edici" yazan yerin altını çizmek istiyorum. İkna edilmesi gerekenler onlarmış gibi. İspat etme sorumluluğu iddiayı ortaya atandadır. İddia da tanrının olduğu iddiasıdır. Olay bundan ibarettir. Tüm ateistler adına konuşamam ama benim teistleri ikna etmek gibi bir düşüncem hiçbir zaman olmadı. Beni ikna etmek isteyen varsa buyursun gelsin dedim her zaman. Gelenlerle tartıştım. Çoğu zaman anlaşamadan ayrıldık. Kendi savının yetersiz olduğuna ikna olanlar da olmadı değil tabii. Lakin bugüne kadar aynı savunmalarla çıktılar karşıma. Bu savunmaların çoğu ya Aydın Türk'ün kitabında açıklananlarla aynı ya da onların hafif değiştirilmiş versiyonları. Eninde sonunda dönüp dolaşıp geldikleri yer varsayımlar ve inançlar dünyası. @mantik Harika bir kaynak kitap olmuş. Emeğinize sağlık. Daha önce teşekkür etme fırsatım olmamıştı. Bu mesajı görür müsünüz bilmiyorum ama gıyabınızda olsa da teşekkürü borç bilirim.
- 28 yanıt
-
- 1
-
-
Nightwish - Perfume of the Timeless Dün yayınlandı! 💯😍👏
-
Çok sevdiğin o kitaptan şurada paylaştığım kesitlere ne diyorsun Emre? Sence ilerici ve güzelliklerle dolu bir yaşam felsefesi mi bu? Düşünüyorum da, yüce bir yaratıcı olsa ve benimle iletişime geçse, yani peygamber falan olmama gerek yok haa, daha mütevazi bir insan olurdum sanırım. Kendinden çok daha yüksek bir varlıktan haberdar olmak buna yeterdi. Bunu daha fazla kadınla birlikte olmak için kullanmadım kısacası. Hadi kabul et... Sen aslında seks kölesi istiyorsun ve buna günümüzde müsaade eden tek kitap kuran. Yani bildiğin kadarıyla... Var mı şu dünyada Araplar kadar uçkuruna düşkün bir millet? Binbir gece masallarının baştan sona Arap erkeğinin cinsel fantezi ve korkularıyla dolu olması bunun kanıtı. Aç onu oku, şu kurandan daha mantıklı gelecek bak...
-
Deepak Chopra gibi şarlatanlar da bu tür sahte bilimlerden milyon dolarlar kazansın tabii.
- 3 yanıt
-
- sahte bilim
- shifting
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Nuh tufanı da olmadı mesela. Olsaydı jeolojik olarak ispatlanabilirdi. İncilde yazdığı gibi antik Mısır'da 3 milyon yahudi köle de yoktu. Olsaydı mısırlıları bir kaşık suda boğarlardı. Yahudi kölelerin Mısırdan göç olayı da hiçbir zaman yaşanmadı. O dönemde Mısır'da Yahudiler olduğuna dair bir kanıt olmadığı gibi, sözde 40 yıl süren ve Kenan'da son bulan göçün tarihi kalıntıları da yok. Sahi, bir ara Celal Şengör böyle dedi diye yargılanacaktı, değil mi? İnançlara saygı bilim ve hakikati yok saymayı gerektirmemeli.
-
Gerçek islamın bu olmadığı doğru gerçi. Kuranda yazdığı gibi yaşasak gerçek islamı görürüz. Boşuna şeriat gelsin demiyor adamlar. Kendileri açısından son derece çıkarlı olur. Yedikleri önlerinde yemedikleri artlarında... Bir elleri yağda diğeri balda... Onlara dokunmayan yılanın bin yaşadığı zulüm ve hak(!)sızlık düzeni. Buna önayak olacak fakir ve cahil insanlara acırım. Bol bol badelenmeye layık olsalar da acırım. Kaderde varsa düzülmek, neye yarar üzülmek diye diye köleliği kabul edeceklere de peşinen söyleyeyim. Bahtsız Bedeviliğin tek koşulu çölde olmak değil. Haberiniz ola.
-
Peygamberler klinik olarak incelense kalıbımı basarım ya sosyopat ya da psikopat çıkar. Bunlara bazı aziz ve şeyhleri de katabiliriz.
-
Muhammed'in başı sıkıştığında, bir şeye morali bozulduğunda veya canı bir şey istediğinde tanrının ona ayetler gönderdiğini duymuşsunuzdur belki. Burada bunlardan sadece bazılarına örnek vereceğim. Aşağıdaki ayette bir erkeğin kaç kadınla evlenebileceğinden bahsediyor. Fakat hepsine adaletli davranamayacaksan, yani bazılarına daha çok ilgi göstereceksen bir taneyle yetin diyor. Böylesi daha adaletliymiş. 1. Peygambere eş sınırı yok! Nisa Suresi, Ayet 3 "Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur." Fakat bu rakamlar Muhammed'e bir süre sonra yetmemiş olmalı ki aşağıdaki ayet inivermiş. Azhab Suresi, Ayet 50 "Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." 2. Peygamber eşlerine adaletli davranmaktan muaftır! Az önce Nisa Suresi, Ayet 3'te erkekler eşlerine eşit oranda ilgi göstermeli, adaletli davranmalı, yoksa sadece bir eş almalı yazıyor demiştik. Fakat Muhammed eşlerine eşit davranma olayından sıkılmış olmalı ki ona özel bir istisna yaratan bir ayet inmiş. Hem de az öncekinin hemen ardından. Yeri gelmişken peygambere tanıdığımız ayrıcalıkları sıralayalım demişler belli ki. Azhab Suresi, Ayet 51 "Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah kalplerinizdekini bilir. Allah hakkıyla bilendir, halimdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)" 3. Peygamberin canı oğlunun karısını çekerse... Muhammed bir gün evlatlık oğlu Zeyd'in karısını kısmen açık bir elbiseyle görür ve onu arzulamaya başlar. Babasının arzusunu öğrenen Zeyd ise karısı Zeyneb'i boşar ve böylece babası onunla evlenir. Araplar bile böyle bir durumu ensest ve skandal olarak yorumlayınca aşağıdaki ayet iner. Azhab Suresi, Ayet 37 "Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, "Eşini nikahında tut (onu boşama) ve Allah'tan sakın" diyordun. İçinde, Allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha layıktı. Zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk olmasın. Allah'ın emri mutlaka yerine getirilmiştir." 4. Muhammed'e özel, kölelerle ilişki müsaadesi Muhammed'in eşleriyle sırayla ilgilendiğini biliyoruz. Bir gece normalde Hafsa'ya ilgi gösterecekken acil bir ailevi işle ilgilenmek üzere evde değilmiş. O da gidip kendisine Bizans'ın Mısır valisinden hediye edilen Mariye el-Kıbtiyye ile ilgilenmiş. Hafsa bu duruma çok içerlemiş ve Muhammed onlara bir daha olmaz diye söz vermiş. (Yemin etmiş diyenler de var.) Tabii ki bir şartla, bu olaydan kimseye bahsetmemeliymiş. Fakat Hafsa durumu Ayşe'ye anlatmış. Bunun sonucunda da Muhammed bir ay boyunca sadece Mariye ile ilgilenmiş. Bunun üzerine Hafsa ve Ayşe diğer eşleri de organize edip ilişkiye girmemeye karar vermişler. Tanrı bu durum karşısında sessiz kalır mı? Tabii ki hayır. Öncelikle Mariye ile ilişkisi konusunda aşağıdaki ayeti indirmiş. Tahrım Suresi, Ayet 1 "Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." Ondan sonra da Hafsa ve Ayşe'ye tehdit içerikli bir mesaj... pardon, ayet inmiş. Tahrım Suresi, Ayet 3-5 "Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi. (Ey peygamber'in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah'a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü'minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar. Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir. " 5. Peygambere misafir olacaksanız zamanında kalkmayı bileceksiniz... Muhammed'in lüks sofralarda zevküsefa ettiğini kimse anlatmamıştır sizlere belki. Neyse, bu seferki konu misafirlerinin ne zaman kalkması gerektiğini bilmesi konusunda. Ve tabii peygamberin eşleriyle nasıl konuşulacağı hakkında da ilginç öneriler var. Ahzab Suresi, Ayet 53 "Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır." Özetle peygamberi rahatsız etmeyin. "Yemeğinizi yiyin, kalkın gidin, adamın asabını bozmayın, eşlerine de göz dikmeyin, oyarım" mealinde bir ayet. Diyeceksiniz ki o son kısım (kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız) nereden çıktı? Demek ki göz koyanlar varmış ya da Muhammed öldükten sonra böyle bir durumdan rahatsız olacağını düşünmüş. Şimdilik bu kadar. Sadece bunlar bile Kuranın ahlaken yüce bir varlıktan inmediğine dair yeterli kanıt niteliğinde. Dini size neden arapça öğretmek istediklerini anladınız mı? Ateist olmak için kuranı okumak yeterlidir.
- 1 yanıt
-
- 1
-
-
Burada gördüğümüz olay, çoğu islam bilgininin (?) görüşüne göre, sonradan gelenin öncekinin yerine almasıdır. Buna nesih adını veriyorlar. Neyi kastettiğimi yine bir ayetle anlatayım. Kuranın kendisi bile bazı ayetlerin sonradan değiştirildiğini bakın nasıl da kabul ve izah ediyor. Bakara Suresi, Ayet 106 "Biz bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak, mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kādirdir." Tefsir: Sözlükte “iptal etmek, gidermek, yok etmek, nakletmek” gibi anlamlara gelen nesh (nesih), İslâmî bir terim olarak “dinî bir hükmün yürürlükten kaldırılması veya daha sonra gelen bir hükümle değiştirilmesi” anlamında kullanılır. Sadece buyruk ve yasaklarda nesih söz konusu olabilir. Ortadan kaldırılan hükme mensuh, onu ortadan kaldırana da nâsih denir. Prensip olarak neshin aklen mümkün olduğu, ayrıca diğer dinlerde de fiilen meydana geldiği hususunda görüşbirliği vardır. Nitekim Tevrat’ın bazı hükümleri İncil ile yürürlükten kaldırılmıştır. Aynı şekilde Tevrat ve İncil’deki hükümlerin bir kısmı da Kur’an-ı Kerîm tarafından değiştirilmiş veya kaldırılmıştır. Ayrıca Hz. Peygamber’in kabir ziyaretiyle ilgili hadislerinde olduğu gibi İslâm’ın gelişme sürecine bağlı olarak önceki bazı hükümler sonradan değiştirilmiştir. Ancak Kur’an-ı Kerîm’de neshedilmiş âyetler bulunup bulunmadığı konusu tartışmalıdır. İslâm bilginlerinin çoğunluğu bâzı âyetlerin sonradan gelen başka âyetler veya hadislerle neshedildiğini savunurken bazı âlimler de bu görüşü reddetmişlerdir. Bu arada Kur’an’da neshi mümkün görenler de mensuh âyetlerin sayısıyla ilgili olarak 5 ile 200 arasında değişen farklı rakamlar ileri sürmüşlerdir. Daha çok son dönem İslâm bilginlerinin tercih ettiği ve bizce de isabetli olan anlayışa göre bir konuda iki farklı hüküm içeren iki âyetten, sonra gelenin –nihaî bir düzenleme getirme amacının açıkça anlaşıldığı durumlar dışında– öncekinin hükmünü tamamen ortadan kaldırdığını kabul etmek yerine, her iki âyetin de kendi şartlarında geçerli ve yürürlükte olduğunu, hangisinin indiği şartlar mevcutsa onun hükmünün uygulanması gerektiğini, böylece duruma göre birinin veya ötekinin uygulanabileceğini, eğer birinin şartları artık sonsuz olarak tekrar doğmazsa pratikte o hükmü uygulamaya da imkân bulunmayacağını düşünmek daha isabetli görülmektedir (nesih hakkında ek bilgi için ayrıca bk. “Tefsire Giriş” bölümü, “I. Kur’an-ı Kerîm F Nesih” başlığı). “Unutturursak” diye çevirdiğimiz “nünsi(hâ)” fiiliyle ne kastedildiği konusunda farklı yorumlar yapılmıştır. Şevkânî’nin özetlediği bilgilere göre söz konusu fiili “nense (hâ)” şeklinde okuyanlara göre âyette bu fiil, “(neshedilmesini) ertelersek” anlamında kullanılmıştır. Bizim de tercih ettiğimiz “nünsi(hâ)” şeklindeki okunuşa göre bu ifade, “... o âyeti (değiştirmeden, neshetmeden) olduğu gibi bırakırsak” veya “o âyetin yürürlükten kaldırılmasına izin verirsek” şeklinde açıklanmıştır. Şevkânî, son yorumun, “lugat ve nazar ehlinin çoğunluğunun üzerinde birleştiği yorum” olduğunu söyler (Başka yorumlar için bk. Şevkânî, I, 138-139). Buradaki “unutturma” ifadesiyle, geçmiş dinlere ait kitaplarda bulunan ilâhî mesajların unutturulması, yani sonraki kitaplara ve rivayetlere hiç intikal etmemesi de kastedilmiş olabilir. Kaynak: https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/tefsir-2/bakara-suresi-2/ayet-106/kuran-yolu-meali-5 Demek ki neymiş? Kuran zaman, yer ve duruma göre önceki ayetlerini işine geldiği gibi değiştirirmiş. Kuranın tanrının mükemmel ve değişmez kelamı olduğuna inananlara kapak olsun bu da.
- 1 yanıt
-
- 2
-
-
Bu konuya verilebilecek çok örnek var. Ben kurandaki iki ayeti örnek vereceğim. Benzer kıyaslamalar varsa paylaşırsanız ne kadar iki yüzlü olduklarını gözler önüne serelim. Bakalım Kuran dinsizler için ne öngörüyor? Zuhruf suresinde geçen ayet henüz yeterince güçlü olmadıkları zaman inmiş. Tevbe suresindeki ayet ise orduları varken. Zuhruf Suresi, Ayet 88-89 "Allah, peygamberin “Ey rabbim! Bunlar iman etmemekte direnen bir topluluk” dediğini de biliyor. Onları bırak ve “Sizinle kavgam yok” de. Yakında bilecekler!" Tefsir: 89. âyet bütün tebliğciler için geçerli bir ilkeyi ifade etmektedir: Tebliğcinin vazifesi bildirmektir, yapılacak her şey yapıldıktan sonra inkârda direnenler kendi hallerine bırakılır, insanları zorla imana getirmek için savaşılmaz, farklı inanç taşıyanlarla barış içinde yaşanır. Savaşın sebebi karşı tarafın hukuk tanımazlığıdır, insan hak ve hürriyetlerine saldırmasıdır. Bunlar engellenir, hak ve özgürlükler kurtarılır, hür düşünceleri ve iradeleri ile inkârı seçenlerin gerçeği anlamaları ya zamana veya âhirete bırakılır. Kaynak: https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/tefsir-2/zuhruf-suresi-43/ayet-89/kuran-yolu-meali-5 Tevbe Suresi, Ayet 29 "Ehl-i kitap’tan Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, Allah ve resulünün yasakladığını yasak saymayan ve hak dine uymayan kimselerle, yenilmiş olarak ve kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın." Bunun tefsirini buraya yazmayacağım. Çünkü uzun uzun bu ayetin kuranın diğer öğretileriyle nasıl çeliştiğini anlatmışlar. Daha sonra da rivayetlerle aslında neyin kastedilmiş olabileceğini yazmışlar. Merak eden aşağıdaki linkten okuyabilir. https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/tefsir-2/tevbe-suresi-9/ayet-29/kuran-yolu-meali-5 Bir zamanlar kediyken sonradan aslan kesilmişler bana sorarsanız. Bunlara ne kadar yüz verirseniz o kadar yüzsüzleşirler. Ne kadar güçlenirlerse akıl ve ahlaktan o kadar uzaklaşırlar.
- 1 yanıt
-
- 2
-
-
Ateizme verdiğiniz hizmetlerden ötürü teşekkür ederim.
-
Son yazdıklarından sonra sanki Son Ayet Dürücü daha uygun gibi. ☺️
-
Yine bilimdeki gelişmelerden sonra dincilerin kitaba bakıp "aslında burada bu kastedilmiş olabilir" demesine şahit oluyoruz. Bir kere de bir kutsal kitap bilimde çığır açan bir keşfe ilham versin. Tabii ki öyle bir şey asla olmayacak.
-
Madem Bertrand Russell dedik, muhteşem sözlerinden birini de ben paylaşayım. "The fundamental cause of the trouble is that in the modern world the stupid are cocksure while the intelligent are full of doubt." "Modern dünyadaki temel sorun, aptallar kendinden son derece eminken akıllıların şüphe içinde bulunmasıdır." Sorgulamaktan asla vazgeçemeden doğru bildiklerimizi insanlara cesurca sunmaya devam edeceğiz. Bunun aksi halkın kaderini salt çıkar peşinde yapmayacağı hiçbir şey olmayanların merhametine bırakmak olur.
-
Aynı zamanda çeşitli üniversitelerde verdiği çok sayıda konferans, katıldığı çok sayıda münazara var. Bunlardan bazıları siyasi içerikli ayrıca. Kendisini solun merkezinde olarak tanımlar. Büyük bir Trump düşmanıdır. Videolarını izlemenizi tavsiye ederim.