Mantılı

Oha, adam imamların inanç birliğini bilim insanlarının görüş birliği ile aynı kefeye koydu ya la... Bilimi dinle aynı seviyeye indirgemek klasik bir din savunucusu hareketidir. Bilimsel otoritelere duyulan güveni desteksiz inanç ile aynı görme gafleti. Kimlerle aynı safta durduğunu çok net gördük böylece. Altta yatan gizli amaç bilimi itibarsızlaştırmak, bilimsel çalışmaları değersizleştirmek ve gücünü özgür düşünceden alan hümanizm gibi akımlara aklı sıra ket vurarak dindar düşünce sistemini etkin ve yetkin kılmak. Sen sonsuz enerjiye sahip olduğuna inandığın elektron tanrısına dua et ki yazdıklarını şuradaki üç beş kişi dışında gören olmuyor. Ne olduğunu ve amacını anladığımıza göre içi boş söylemlerine tekrar cevap vermek vaktimin en anlamsız boşa harcanışı olur. Sana hayatta bol şanslar.

O uzman sen misin? "Bir uzman." Sen değilsen kim? 1984 yılından kalma bir Alman gazete makalesini yazan kişi mi? Bir uzmana atıfta bulunduğunu hatırlamıyorum. Uzmanların (çoğul)görüş birliği (consensus) var bu konuda. Uzmanlara (çoğul) katılmayan sensin. Kaçma , kabul et.

Ben uzmanlardan iyi bildiğimi iddia etmedim. Bunu yapan tek kişi sensin. Hadi canım, hadi kardeşim, boş yapma.

Hubble'ın nasıl fotoğraf çektiğini, ne gibi teknikler teknolojiler kullandığını bilmiyorsun anlaşılan. Bu kadar boş bir insanla tartışmak da anlamsız. Internetten okuduğu üç beş yazıyla her şeyi konunun uzmanlarından daha iyi bildiğini iddia edecek özgüven bizde yok, anca sende var. Kendin ürettiğin hiçbir şey yok, anca başkalarının üzerinde yıllarca çalıştığı işlere bok atarsın sen. Ciddiye alınacak bir insan değilsin. Daha önce uzmanlık alanın ne diye sorduğumda konuyla ne alakası var demiştin. Bir uzmanlık alanın varsa onun üzerinden konuş ve seni ciddiye alalım, yoksa boş yapma.

Elinde gelişmiş nükleer silahlar bulunan bir diktatörlük rejimi daha gelirse vay dünyanın haline... P2025 başkana sonsuz yetki tanıyor. Silahlı kuvvetleri ayaklanmaları bastırmak için kullanma yetkisi bunlardan biri. Protestoların fazla dayanma şansı yok. Idealist birkaç kişi insanları organize etmeye kalkar ve olaylara karışan herkes tek tek idam edilir. Yetkiler arasında bunlar da var. Öyle büyük bir iç savaş beklemeyin. Çünkü insanları sindirmek kolaydır. Ayrıca şu anda Putin'i caydıran tek kuvvet Amerika. NATO falan hikaye. Trump ülkesini NATO'dan çekerse, ki çekmek istediğini açıkça söylüyor, Putin Avrupa ülkelerini falan umursamaz. Hiç birinin ABD desteği olmadan Rusya'ya kafa tutacak gücü yok. Putin çok geçmeden yukarıdan aşağıya eski Sovyet Rusya'yı yeniden kurma çalışmalarına hız verir. Biz de NATO madde 5 gereği ittifak ülkelerine yapılan saldırıda taraf olmak zorunda kalırız. O savaşın kazananı olmaz zaten ama bizim şu anda taraf olmasak bile bölgedeki bir savaşı atlatacak ekonomimiz yok. Kötü gün akçesi diye bir şey kalmadı, yendi bitti gitti. Genel seferberliğe hazır olun kısacası. Bir kuru ekmek için sokakta birbirini vuran insanlara rastlamak işten bile olmaz. Fırsat bu fırsat seçimler ve demokratik haklar askıya alınır. Teokratik rejime geçiş bizim için de hızlanır. Çok uzak değil, şunun şurasında bir, bilemedin iki yıl. Trump'ın seçilmesi dünya dengelerini ve tarihini 9 büyüklüğünde bir deprem gibi sallar.

Proje 2025 - Amerikan Deneyinin Sonu Konuyu Aron Ra'dan dinlemek bir başka oluyor. Trump kazanırsa Tayyip'in 20 yılda yapamadığını 6 ayda yapacak. Teokratik Amerika'ya hoş geldiniz.

Boşnakların ne derece araplaştığı konusu tartışmaya açıktır. Bizden daha arap olduklarını düşünmüyorum.

Protestansa gerek yok, evlenebiliyor neticede. Katolik tayfa bunu kabul etmez ama, sözde çok ahlaklılardır. Onun yerine erkek çocukları ile sayısız skandallarını bulabilirsin. Dünyada iki milyar Katolik hristiyan var. Peki bu insanlara ahlak değerlerini, neyin doğru neyin yanlış olduğunu kim söylüyor? Vatikandaki şahıs, Papa efendi. Peki bu papalar hangi sistemde yetişiyor? Hayatın en doğal parçası olan cinselliği kendi kendilerine yasaklamış bir grup içinden bir tane normal insan çıkabilir mi? Gelelim bizim dincilere. Herifler cinsi sapıklığın kitabını yazmış. Ne ararsan var, tabii en başta pedofili. Badeleme, seks köleliği, say say bitmez. Açıp şu binbir gece masallarını oku bak. Baştan sona kadar okumana da gerek yok. İlk 100 sayfada geçen fantezileri görünce aklın gidecek.

Bizim içsel ses dediğimiz şeye eskiden vahiy derlermiş. Gerçi hala vahiy olarak görenler de var. Hristiyanlar, özellikle de evanjelist protestan kesim ise buna kutsal ruh diyor. Kutsal ruh her insana vahiy indirebilir, içinizde bir ses duyuyorsanız bu bizzat tanrıdan gelmiştir diye insanları yönlendiriyorlar. Asıl ilaç bu insanlara lazım.

Denizdeki dalgalar, Meksika dalgası, ses dalgaları, EM dalga... Başka türlü dalgalar da var tabii. Dalgalar sadece konseptse, sadece zihnimizde mevcutsa, gerçek dünyada var değilse, radar denen alet nasıl çalışıyor? Ya sonar? Yoksa onlar da mı birer komplo teorisi? Radyo denen şey aslında EM dalgalar ile çalışmıyor mu? Mikrodalga fırınlar aslında normal fırın mı? Şimdi bana bol ünlem işaretli ve sonuna "nokta!" diye yazdığın bir cevap yolla. Sicim teorisinin şu anda yanlışlanabilir olmadığı doğru. Buna bir lafım yok. Ama sırf o yüzden bunu bir saçmalık olarak görüp araştırmaları desteklememek de daha büyük bir saçmalık. Kopernik de güneşin merkezde olduğunu söylediğinde senin gibileri "saçmalık" tepkisini vermişti. Pastör ve Koch mikrop teorisini öne sürdüklerinde de aynısı olmuştu. Alfred Wegener kıtaların zamanla kaydığını ileri sürdüğünde de. Bu saydığım kişiler konuyu zaten bildiğini sanan insanları dinleselerdi bilim zerre ilerlemezdi. Fikirler her ne kadar spekülatifmiş gibi görünse de araştırmalarla zamanla çeşitli bulgulara delillere ulaşılabilir. Ulaşamazlarsa zaten bir süre sonra konu kapanır.

Vay be EM dalgayı kabul etmiş ha? Çakma bilimciler, çöp falan dememiş...

Geçerliliği olmadığını söylemek de iddia değil mi yani? Sen hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsin kısacası? Ortaya bir şeyler atıp atıp aksini kanıtlama işini başkalarına bırakıyorsun. Çok tanıdık bir davranış bu. https://www.astronomy.ohio-state.edu/pogge.1/Ast162/Unit5/gps.html Bu yazıdaki hataları bana anlat bakalım o zaman. Hangi mantık kuralLARını ihlal ettiğimi açıklar mısın? Evet, çünkü......? Nedenini de söyle de biz de bir şeyler öğrenelim. Hangi kanuna göre? Eğer iftiraya girer diyorsan al sana güncel mevzuat. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf Yaptığım şeyde buraya giren hiçbir şey yok. Beni hangi kanunla tehdit ettiğini de açıklarsan sevinirim. Yalan söylediğini düşündüğüm kişinin yalan söylediğini belirtmem ifade özgürlüğüne girer. Eğer bu kişi yalan söylemiyorsa zaten çekinecek bir şeyi yoktur. Kim olduğunu bile bilmiyor kimse burada, herhangi bir itibar kaybın da yok. Söylediklerine itiraz etmemizi kabullenmek sana zor geliyor, farkındayım. Ama iddialarını desteklemek yerine karşı tarafı susturmaya yönelik tehditler savurman da ifade özgürlüğüne, sorgulama özgürlüğüne ne kadar değer verdiğinin göstergesi bana göre. Hodri meydan! Bul nerede olduğumu, kim olduğumu, dava et beni. Mahkemede görelilik teorisinin yayınlandığı günden bu yana çöpte olması konusunda kimden kanıt isteyecekler görürüz.

Görelilik teorisi zaten 1915'te yayımlanmadı mı? Senin dediğin doğruysa yayımlandıktan birkaç sene çöpe atıldı. Net yalan söylüyorsun. Ayrıca kim çöpe attı? İddianı belgeyle kanıtla. Telefonunda kullandığın GPS bile görellik teorisinden faydalanıyor. İddianı destekleyemeyince karşı tarafa saldırma taktiği. Konudan saptır, başka hedef göster. Araştırmaları falan bırakın beyler. Kahin "nokta" dedi. Konu kapanmıştır. Boşuna kahin demiyor kendine. Einstein çöp. Gözle göremediğimiz sürece tüm teoriler çöp. Bunu bilmiyor musun? Gerçeklikten kopmuşsun. Nokta! Bilim dünyası bunun gibilere kalmış olsaydı atom modelini de kuramazdık. "Öyle saçmalık mı olur, o zaman bana bir atom göster, noktaaa" deyip kapatırlardı konuyu. Pimini çektim bıraktım. Bakalım neler olacak...

Bu dincelerin evrimle ilgili şöyle bir yaklaşımı da var. "Evet, evrim gerçekten var. Bu doğru. Ama bu sadece tanrının ne kadar mükemmel olduğunun başka bir göstergesi. Tanrı evreni yaratırken bu süreci başlattı ve kuralları belirledi. Ara sıra da evrimin doğru yönde ilerlemesi için küçük müdahalelerde bulundu." (Müdahale derken gezegen çapında yaşanan soy tükenme olaylarını kastederek.) Nihai hedefi hep insanı yaratmaktı yani onlara göre. Bu noktaya gelirken telef ettiği diğer canlıların (varolmuş tüm canlıların %98'i olarak tahmin ediliyor) bir önemi yok yani. Yan ürünler. Başarısız deneyler.

Bu sözün orijinali şöyle: "Din insan haysiyetine bir hakarettir. Dini olsa da olmasa da iyi insanlar iyi şeyler, kötü insanlar kötü şeyler yapar. Fakat iyi insanların kötü şeyler yapması için din gerekir."

Darbe girişiminden sonra bu bankada hesabı olan vatandaşlar da fetoye destek vermekle suçlandı. Şans ya... Kredi çekmen gerekti diyelim ve en uygunu orada buldun, karakoldasın. Apartman aidatının hesabı orada, her ay para yatırıyorsun, karakoldasın. Önce milleti teşvik et, sonra kandırıldım. Ama vatandaş kandırılmış sayılmıyor. Bu fetocu şerefsizlere prim verip her yere tek tek yerleştirip, yükselebilmeleri için şerefiyle çalışan insanları tasfiye ettikten sonra kandırıldım. Millet bunları unuttu çoktan tabii, karın doyurma ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak bile lüks oldu.

Subjektif bir iddia. Ben de Türküm ama bozkurt beni temsil eden bir sembol değil. Kimse benim Türklüğümü 20 asır önce bozkırda yaşayan insanların hurafelerinden kalma sembollerle bağdaştıramaz. Orta Asya Türklerinin, ki hepsi için geçerli olmayabilir, sembolüdür diyebiliriz. Semboller zamanla farklı anlamlara bürünür ve farklı çağlarda farklı şeyleri temsil edebilir. Her türlü sembol çoğu zaman siyasette de kullanılır. Ayrıca siyaset üstü kavramı da biraz düşündürücü bence. Siyaseti nasıl tanımladığımıza bağlı. Siyaset hayatımızı nasıl ve ne şartlarda yaşadığımızı belirleyen bir olgu ve toplumun hayatında etkisi olan her şey siyasete dahil edilebilir, ki ediliyor da. Siyaset üstü sözünü genelde inançlarını tartışmaya açmak istemeyen insanlar kullanır. Konudan bağımsız olarak, hurafe kelimesine baktım şimdi TDK'dan. Şöyle tanımlanmış: "İslamiyet’ten önceki dinlerden kalan veya dinde olmadığı hâlde sonradan oluşturulmuş, gerçekle ilgisi bulunmayan batıl inanç, efsane, hikâye, rivayet vb." Sanki İslamiyet'in gerçekle ilgisi varmış da...

Bu konuda referans alabileceğim bir kaynak verebilir misin? Bu iddia ilgimi çekti.

1984'te ve 2000'de yazıldığını söylediğin o makaleleri o gün okumuşsun gibi "yazmıştı" deme bari, "yazmış" falan de. Bilgiler biraz eski kalmış. 2012'den sonra çıkan makaleleri oku biraz da. Bunu sana aynen iade ediyorum. Bir insanın kendine kahin diye isim seçmesi için ne tür kompleksleri olması gerekiyor, bir ara da bunu anlatsana bize. Hiçbir zaman hatalı olduğunu kabul etmeye yanaşmayan insanlarda tanrı kompleksi var derler ama psikolog olmadığım için tanı koymaktan imtina edeceğim. Boş vakitlerinde bir boy aynası bulup karşısında secde falan ediyor musun? Kendi pozisyonunu özetlemişsin burada. Boş konuşuyorsun.

ABD'nin 2024 başkanlık seçimlerini muhafazakar partinin kazanması halinde ülkeyi içten fethetmeyi planlayan, ülkeyi "hristiyan devlet" adıyla tanımlamak isteyen bağımsız(!) Trump destekçisi bir grubun yayınladığı yaklaşık 1000 sayfalık bir bildiri. Çeşitli makalelerden oluşan bir kitap halinde bulmak mümkün. Ülkeyi ele geçirdikten sonra neler yapacaklarını tek tek sıralamışlar. Bize katılmak isteyenler CV'lerini göndersinler, bu kişiler sadakat yemini ettikten sonra başkanın emrinde, yeteneklerine göre çeşitli görevlerde çalışacak. Sol kanada verilen bir mesaj da var. "Bu iş olacak. Kanlı olup olmaması sizin direnip direnmemenize bağlı." İşin ciddiyeti bu seviyede. Okumak isteyenler için orijinal sitesi burada. https://www.project2025.org/policy/ ABD'nin bağımsızlık günü olan 4 Temmuz'da ülkenin gündemine oturan konu bu. Bağımsızlık gününün neyi temsil ettiğini çoğu vatandaşının unuttuğu bu ülke şu anda, zamanında yakasını kurtarmayı başardığı kralların ve diktatörlerin yönetimine doğru ilerliyor yavaş yavaş. Bize de ders olsun.

@Deadanddark Bulaşma bence üstat. Adam bilim camiasının fikir birliği içinde onayladığı şeyi "çakma bilimciler" diyerek reddediyor. Belli ki bu konuları onlardan daha iyi biliyor. Sezgilere aykırı parçacık fiziği üzerine uzmanlığı olduğunu sanmıyorum ama internette araştırma yapmış anlaşılan. Kendinden bu kadar emin olduğuna göre Higgs field ve Boson'un tespitinde kullanılan gelişmiş teknolojiye (LHC, ATLAS, CMS detector vs) de hakim, tespit ve tanımlama yöntemlerine aşina ve istatistiki analizleri (veri analizi, önem derecelendirmesi, çapraz doğrulama) de yalayıp yutmuş olmalı. Bağımsız değerlendirme raporlarını bilmiyor olması da mümkün değil. Her bilimsel hipotezde olduğu gibi bunun için de yazılan bir düzine kadar raporu da incelemiştir. İnternette bu konuyla ilgili dezenformasyonu da görüp, analiz edip, dikkate almayıp kendi çalışmalarını yaparak elde ettiği bulguları, teorik olsa da, kendi makalesinde açıklayarak bilim camiasına sunmuştur hatta. Yoksa niye bu kadar kendinden emin konuşsun? Gerçi ben emin olamadım şimdi... Bunlar doğru olsa burada bizimle tartışmak yerine bilim dünyasını yerinden oynatacak makalesini yayımlıyor olurdu. Şimdi ya bu arkadaş büyük bir yanılgı içinde, ki bu durum oldukça üzücü olurdu, harcanmış zamana yazık hiçbir şeye değilse; ya da bilim camiası aslında büyük bir komplo içinde bizden bir şeyler saklamaya veya bizi bir sebeple uyutmaya çalışıyor. Bir de takmış allah parçacığı falan... Lederman kitabında "goddamn particle" kelimesini kullanmak istemiş olsa da yayınevinin "god particle yapalım, daha çok ilgi görür" teklifini kabul ettiğine pişman olmuştur. Neyse, olan olmuş bir kere. Vur Hitchens usturasını geç. Kompleksli ergenlerle vakit kaybetmeyelim.

Çoğu zaman kanıt aramıyorlar bile. Tahmin ediyorlar. Koca orman yanmış. Delil mi kalır? Kalsa bile kim uğraşır aramakla? Nedeni aslında hepimizin malumu. Arazinin imara açılması. Büyük şirketler kundaklıyor. Bu esnada sahte delil yerleştirmek de işin bir parçası.

Çok güzel filmdi. Ricky Gervais'in standup videolarını da tavsiye ederim.

Bilim insanları arasında da ahlaksız, yalancı ve her şeyden önce çıkarını gözeten var. Bildiklerini paylaşmaktan ziyade deneyi manipüle ederek sonuçları para babalarının istediği yöne çekiyorlar. O yüzden makale okurken o makaleye atıfta bulunan veya makaleyi inceleyen ilave makaleler de bakılmalı. Zamanında (1970lerde) kloroflorokarbonların (CFC) ozon tabakasının delinmesine bir etkisi olmadığını yazan bilim insanları da oldu. Patronları tabii ki en büyük CFC üreticileriydi. Halbuki durum çok açık ortadaydı. O3'ten (ozon) bir oksijen, CFC'den bir karbon ile kolayca bağ kurup karbonmonoksit üretir.

Gerçekten imkanım olsa beslemek istediğim bir hayvan. Çok güzeller.