Mantılı

@somebody Kadınlar konusunda ortalama bir Türk erkeğinin görüşlerini yansıtıyorsun. Bazı toplumsal normlar Türk kadınlarını başka ülke kadınlarından ayırsa da genelleme yapmak doğru değil. Fikirlerini doğru bulmuyorum. Mesela bu tamamen senin beklentilerini karşılayacak şekilde yazılmış. Japon kadınla evli olup bin pişman olan Türkler de çok. Kültürel farklar insandaki beklentiye büyük oranda etki eder. Sana göre iyi hoş olan başkası için kabul edilemez olabilir. Şu forumda artık kadınlar şöyle erkekler böyle ya da kadının şöylesi erkeğin böylesi makbul gibi tartışmaları vakit kaybı olarak görüyorum. Toplumumuzda her türden insan var, ister beğen ister beğenme. İnsanın yetiştirilme tarzına bağlı. Dolayısıyla herkes kendine uygun birini bulabilir. Yeter ki insan önce kendini tanısın, neyi neden istediğini bilsin. Bunları bilmeyen insan başkasına akıl danışsa da hayır gelmez. Herkes kendi istekleri doğrultusunda seçimini yapmakta özgür. Kendinizi tanıyın. Diğer insanları tanımaya çalışın. Dayatma kültürünü normalleştiren toksik zihniyetten uzak durun. Gerisi kendiliğinden gelir zaten.

Açıkçası insanların inançlarını kendi başlarına yaşamaları gerektiğini düşünüyorum. Tanrı diye bir kavrama ihtiyacı olanlara lafım yok. İnsanın çocukluğundan kalma bir ihtiyaç. Hayır, benim asıl derdim bu inançlarını yasalaştırıp başka insanları da kendi kurallarına göre yaşamaya zorlanmaları. İnsanların akıllarını zehirleyip kötülük yapmaya itmeleri. Kötülük diyorum çünkü kitaplardaki mesajın, her ne kadar süslenmiş olsa da, kötülüğe bir çağrı olduğunu düşünüyorum. Bir insan ancak yalanlara inanarak daha iyi bir insan olacaksa varsın olmasın. Tanrı gibi mutlak bir otoritenin tehdidi olmadığı takdirde hırsızlık, cinayet ve tecavüz gibi suçlar işlemeye eğilimli ise toplumun geri kalanı ona zaten yapacağını bilir. Kaldı ki bu tür suçları işleyenler sanılanın aksine dinsiz değil, tam tersine dindar geçinen kişilerden çıkıyor. Dinleri de birtakım suçları normalleştirip, köleliğe, pedofiliye ve kadına yönelik suçlara cevaz veriyor. Dolayısıyla bu inançlarla yaşamak istiyorlarsa buyursun yaşasınlar. Geri kalan herkes de onlar gibi yaşamazsa şiddete, kötülemeye ve ayıplamaya başvurmaktan vazgeçsinler. İddia ettikleri gibi önce saygılı olsunlar. O zaman oturup normal insanlar gibi eğriyi doğruyu konuşabiliriz.

"1 yılda zengin olmak isteyeni 6 ayda asarlar." İspanyol atasözü Çok manidar.

Bir koruk ekşisi olsa da içsem...

S.S.S.S. kanunu

Devamı geldi dostlar. 8. Ey @Mantılı, onlar ki ölümden korkar. Oysaki ölüme dair korkunç olan tek şey nasıl öldükleridir. Onlara de ki son nefeslerini verirken pişman olmayacak şekilde yaşasınlar. 9. Bilsinler ki ölümden sonra onları bekleyen başka bir hayat yok. Güzel bir yaşam için tek şansları bu. Onlara de ki ahlaklı bir duruş iç huzur ve pişmanlıksız bir ölüm getirir. 10. Bilsinler ki onlara ahlakın ne olduğunu dikte edenlerin tek maksadı onları düşünmekten mahrum bırakarak akıl ve kalplerine hükmetmektir. Onlara tanrıyı sunup onun ahlak kuralları nesneldir diyenler sahtekardır. Önemli olan ahlak kurallarını belirlemek değil, akıl süzgeciyle, ahlak kurallarını oturtacakları temel koşulları tespit etmektir. 11. Onlara de ki ahlak özneldir ama ahlak kurallarına temel teşkil eden koşulları nesnel bir yaklaşımla belirleyerek evrensel bazı kurallara ulaşmak mümkündür. Kültürel farklılıkların farklı ahlak kuralları meydana getirmesi göreceli ahlakı ve bunun sonuçlarını haklı çıkarmaz. 12. Gaflet içindeki bazıları da insandan gelen ahlak kurallarını yetersiz görür ve mutlak otorite olan tanrısının koyduğu kuralları evrensel zanneder. Yine de iyi olanlara sor: tanrının olmadığı bir dünyada çalıp, tecavüz edip, öldürmekten onları alıkoyan hiçbir şey kalmaz mıydı? Kendi ahlak anlayışlarını tanrıdan almadıklarını göster. 13. Onlara da anlat, esenlik isteği tüm canlılarda evrenseldir ve ahlakın oturtulacağı nesnel temellerden biridir. Hiçbir canlıya, mutlak surette gerekli değilse zarar vermemek ve tüm canlıların esenliğini yükseltmek en temel ahlaki değerdir. 14. @Ey Mantılı, bil ki sen de bir gün öleceksin. Oku, düşün, tart ve tekrar düşün. Aklını asla, hangi otorite olursa olsun bir başkasına emanet etme. Ancak bu şekilde mutlu yaşar ve mutlu ölürsün.

HIV denen şey de yalan mı?

Bu kısım dikkatimi daha çok çekti.

Haberlerde İran Lübnan ve Yemen, İsraile üç koldan saldırmaya hazırlanıyor diyorlar. ABD uçak gemisi göndermiş. Bütün bunların hepsi kıçı kırık bir tanrı uğruna.

Bunu okuyunca aklıma şu geldi... Hani derler ya, dinlerin en büyük başarısı milyonlarca insanı bu yalana inandırabilmek değildir diye. Evet, belki de en büyük başarıları geri kalan insanları onların bu inancına saygı göstermeyi kabul ettirebilmiş olmaları. Tabii bu kolay olmadı hiç. Çok öldürmek, çok korkutmak, çok sindirmek ve daha çok öldürmek zorunda kaldılar. İşte halimiz budur. Ben de Celal Şengör olsam ben de açık açık söylerdim. Adamın bir gelecek kaygısı yok ki, tuzu kuru. İstese yurt dışında istediği yerde kürsü bulur kendine. Gidin üniversitelere sorun, kaç ateist prof bunu açıkça itiraf edebilir ki bu politik ortamda? Ertesi gün ikisinden biri sıkar topuğuna. Ya ülkücüsü ya şeriatçısı... Üniversitelerimiz bu tiplerle dolu. Ateistler bizim ülkemizde kötülük sıralamasında en aşağıda. Tecavüzcüden bile sonra geliyoruz. Hatta çocuk tecavüzcüsü bile bizden kıymetlidir bu dincilerin gözünde. İşin komik tarafı satanistler bile bizden kıymetlidir. Satanistler "bile" dediğime bakmayın, bazı satanistleri ben de severim.

Doğrudur, bozulur. Bizimki gibi bir ülkede hem ateist olacaksın, hem karşında her türlü pislikten geri durmayan dinci bir yalakalar çetesi olacak, hem o gencecik yaşta olacaksın, hem de ailen var... Risk büyük. Psikoloji bozulur doğal olarak. Sadece küfür yemedi, ölüm tehditleri aldılar diye biliyorum. O yüzden hep derim. Ateizm aktivistliği bir yere kadar. Önceliğin her daim ailenin ve kendinin güvenliği olacak. Karşında dinlerine küfredince "ühü ühü" diyen kafeterya hristiyanları yok ki. Silahlı, azılı, manyak, ölüme ve kana susamış, seni öldürürse cennete gideceğine inanan bir güruh var.

Bu arada Yunanca "pneuma" kelimesi de hava, rüzgar, nefes ve ruh anlamlarına gelir. Şaşırdık mı? Hayııır... Peki ya İbranice? "Ruach" (רוּחַ). Hava, rüzgar, nefes, ruh... aynı şey. Arapça'da biraz farklı. روح (ruh) Bildiğimiz ruh. ريح (rih) ise hava, nefes. Aşağı yukarı aynı şey. Aramice רוחא (ruwach) yine aynı şekilde, hava, rüzgar, nefes ve ruh... Latinceye geçelim. Spiritus, ruh, nefes, rüzgar, üflemek...

Soru yanlış bence. Ateist kelimesi benim ne olmadığımı gösteriyor, ne olduğumu değil. Ama madem soruldu, dilim döndüğünce anlatayım. Din yalanlarına kanmayı sanırım 8 yaşında bıraktım. Çünkü ilkokul 1'i yeni bitirmiştim, okuma yazma öğrenmiştim. Çok düzgün, saygın bir öğretmenim vardı. Tam bir cumhuriyet kadını, Atatürkçü. Bana ilk kitaplarımı hediye etmişti. Neyse, okumayı onun sayesinde sevdim. Evdeki kuranı da okumaya başladım ikinci sınıfta. İlk okuduğumda da masal gibi gelmişti. Sonradan da hiç değişmedi. Başka kitapları da okudukça iyice pekişti bu ateizm bende. Pekişti diyorum çünkü sadece kuranı okumak yetmedi bana. İncili de okudum. Yetmedi, Budizm, şintoizm, Yunan mitolojisi, İskandinav mitolojisi... Yetmedi, tarih kitapları. 14 yaşımda Darwin ile tanıştım. Bilimi zaten seviyorum. Sonrası aşağı yukarı bu tonda devam etti. Ama hiçbir hikaye beni tanrının varlığına ikna etmedi. O yüzden bir zamanlar inanan insanların sonradan yaşadığı aydınlanma hissi nedir hiç bilmiyorum. Yaş ilerledikçe ateist düşüncelerim de evrim geçirdi. Anti teist oldum diyebilirim. Dinlerle mücadele edilmesi gerektiğine kanaat getirdim. Bu düşüncem hiçbir zaman büyük çapta hayata geçmedi ama ileride olabilir belki. Küçük çapta değişiklik yarattım diyebilirim ama. Dinden çıkardığım insanlar var. Müslüman, hristiyan çoğu... Bir tane de Hindu. Çevremde pek çok insanda sorgulama safhasını başlattım, gerisi kendilerine kalmış. Şimdi başa dönüyorum. Soru yanlış. Benim hayat görüşüm seküler hümanizm. Dinin toplumsal hayattan çıkıp bireysel hayatta kalması gerektiğini düşünüyorum. Özgürlüklere inanıyorum ve her mecrada savunuyorum. Başkalarının mantık dışı görüşlerinin insanların bireysel özgürlüklerini kısıtlamasına karşıyım. Din tabii ki bunların başında geliyor ama sözde ateist geçinen insanların da aynı şeyi yaptığını görüyorum. Bu da normal çünkü ateist olmak yeterli değil. Aptal insan ateist olunca da aptal devam ediyor çoğu zaman. Rasyonelliğe aykırı dünya görüşlerini başkalarına zorlamaya çalışıyorlar. Neden ateist olduklarını bile anlamakta zorlanıyorum. Kısacası ateist olmak yeterli değil. Tek başına bir anlam ifade etmiyor.

Şimdi, dünya nüfusundan yaklaşık 400 milyon insana çocuk sahibi olmak istiyorsanız sevmediğiniz biriyle evlenmek zorundasınız derken ortaya koyduğunuz fikirler rasyonel verilere mi dayanıyor yoksa sadece gördüğüm kadarıyla ve bana kalırsalarla mı uğraşıyoruz?

Peki ya gey çiftlere verilmemeli mi sence? Bir insanın çocuğu iyi yetiştirip yetiştiremeyeceğinin kıstası ne senin gözünde?

Evli değilsen vermezler diye düşünüyorum yine de. Bilmiyorum gerçi, hiç denemedim. Milletin %90'ı çocuk diye ölüp bitiyor. Başkasının çocuğu olmaz ama. İlla kendi çocuğu olacak. Defolu mal (!) istemezler.

Çocuk da çocuk diye delirmiyorsanız evlenmeyi düşünmeyin bence.

Önemli olan bir şekilde popüler olması ve insanlara sesini duyurabilmesi diye düşünüyorum. Şahsen kişiliğinden pek hazzetmedim. Bir mütevazilik eksikliği var çocukta. Konuşurken küçük dünyaları ben yarattım edasını hissedebiliyor insan. Hayranları bu dediğimi duysa beni topa tutar ayrıca. Müthiş saldırgan bir fan kitlesi var. Hani sırf o çocuk söyledi diye inananlar... Kabul etmek lazım, kendine has bir karizması ve nüfuzu var bu insanlar üzerinde. Bu yüzden belki de biraz burnu havada. Agnostik olduğu konusunda ne kadar doğru söylüyor bilmiyorum. Dinden soğuyan insanların çeşitli ara evreleri olur. Bunlardan biri de agnostiklik tabii. Bence agnostik olmak hiç akıl kârı iş değil. Ne yani? Periler, hayaletler, vampirler, zombiler, Noel baba ve bilimum yalan hikaye hakkında da agnostik misin? Yok, onlar konusunda agnostiğim demezler. Bu çelişki tanrıya özeldir. Hususi tanrı için böyle bir ayrıcalık tanınır. Dolayısıyla Diamond aslında ateisttir bence ama ya çekiniyordur ya takipçi sayısını düşünerek açıklamıyordur. Eğer gerçekten de agnostik ise o zaman da doğal bir süreç içinden geçiyordur, doğru yolu bulması yakındır. Kitaplarına gelince, ben de biraz bakındım şöyle. @kavak yazarlık yeteneği konusunda haklı bence. Ama bilmediğimiz bir şeyi yazmasa da bu bilgilerden yoksun bir millet için bir ilk olma potansiyeli var. Çocuğun bunu başarması da tamamen popüler olmaya bağlı. Sen ben yazsak kaç kişiye ulaşacağız ki? Yazsın, yazmaya da devam etsin. İnsanlarda en azından sorgulamaya bir başlangıç tesis etsin.

Tam aradığım türden bir cevap. Tabii ki vahiy geldiği falan yok bana da. Maksat biraz düşündürmek. Muhammed zaten yanlış bilmiyorsam 5 yaşına kadar bedevilerle yaşamış. O zamanlar bebekler hastalıklar yüzünden en azından iki yıllığına bedevi sütannelere verilirmiş. Bu bedeviler de yolculara çölde rehberlik eder, geceleri de onlara hikayeler anlatırmış. Hani diyorlar ya, okuma yazması bile olmayan bir adam nasıl bu kadar şey biliyor... Küçüklüğünden beri bu tür hikayelerle büyümüş zaten. 40 yaşına kadar da işi gücü olmayan bir adam. Kayınpeder zengin miydi neydi... Bu tür bir hayat... Kaldı ki nasıl bir insan çevresinde konuşulan hikayeleri hiç bilmiyor olabilir ki? İleride vaktim olursa bir üçleme yazabilirim, halen fikir aşamasında. 1) Yahudiler neden hristiyan olmalı? 2) Hristiyanlar neden müslüman olmalı? 3) Müslümanlar neden ateist olmalı? İlk kitabım Avrupa ve Amerika'da ses getirir. İkincisi müslüman coğrafyasında. Üçüncü kitabı yayınlamadan önce kendime güvenli bir yer bulmam gerekebilir tabii.

Quid pro quo. Her şey karşılıklı. You scratch my back, and I scratch yours. Bugün sen bana, yarın ben sana. Bana dokunmayan yılan gitsin düşmanıma dokunsun, 1000 değil 10,000 yaşasın!

Küçük işletmeler oradan üç beş bir şey satıp varlığını sürdürmeye çalışıyor. O imkan giderse komisyon canavarı trendyol gibi sitelere gitmek zorundalar. Sadece bir şeyler üretip vergisini ödeyen sıradan vatandaşın iflasına üzülürüm.

Özgür irade diye bir şey yok.

Lucas bu karakteri yazarken Hitler'i esas aldığı çok belli zaten. Sondaki stormtroopers kısmına çok güldüm. Hitler de mi kullanmış? Niye? Blitzkrieg yaptıkları için mi?