alpinçayırı

Romanesk, sözcük anlamı olarak ''Roma tarzı'' anlamına gelip Avrupa'da 11. ve 12. Yüzyıl'daki mimari akımıdır.

Bozkurt Cumhuriyet Marşı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında sözleri Malatya milletvekili Hilmi Bey tarafından yazılmış ve bestelenmiş milliyetçi bir marştır. Sadece bu durum bile Atatürk'ün bozkurt sevgisi ve CHP'nin bozkurtlu ilk ambleminin en somut kanıtlarından birisidir. Bütün Dünya bilir ki bozkurt, Türklüğün sembolüdür ve siyaset üstüdür. İlgili link:

Filistin, kendi aptallığının ve ihanetinin bedelini ödüyor. Filistinli Araplar, 1. Dünya Savaşı sonunda ufak çıkarlar uğruna Türklere ihanet edip Yahudilere toprak sattı. Banane, çeksinler cezalarını. Kendi düşen ağlamaz. Hem onlar; babaları bir, anneleri ayrı kardeş iki Semitik toplum. Sülale kabgasına karışılmaz.

Sansürcü AKP hükümeti en sonunda Instagram'ı da engelledi. Daha önce 2007, 2008, 2011'de YouTube'u; 2014'te Facebook'u ve Twitter'ı sansürlemişlerdi. VPN ile Instagram'a girebilirsiniz.

Daha önce de Tansu Çiller'in oğlu, durduk yere kendi karısını dövüyordu. Tansu Çiller, oğlunu aklamak için sürekli farklı adlarla pisikiyatıra yatırıyordu. Abdüllatif Şener'in oğlunun bu sıkandal olayı da buna benziyor.

Macar Turan şarkısı:

Kıpçak Savaş Maskesi, Kıpçakların savaşa giderken taktığı çekik göz şekilli çelikten yapılmış bir maskedir. İnternet ortamında Vendetta Maskesi olarak da bilinir. İlgili link:

Toquz Oyuz, Farya Faraji adlı Youtube kanalının tüyleri diken diken eden muhteşem bir şarkısıdır. Aynı zamanda Alamut'un Kuzeyi adlı nonteist Youtube kanalının videolarının introsunda kullandığı bir müzik türüdür. İlgili link:

Sakleb(صقلبي/saqlabi), Arap-İslam kaynaklarında köle anlamına gelir, saklebin çoğulu Sakalibe'dir(صقالبة/Saqaliba/Saklebiler) ve bu sözcük; tarihte Slavlar için kullanılmıştır çünkü Slavlar, tarih boyunca Avarlarla tanışıncaya kadar ormanlarından çıkmaya korkan ilkel bir topluluk olarak kalmış ve dönemin süper güçlerinin arasında köle ticaretinde kullanılmışlardır. İngilizce'de Slavery, kölelik demektir. sakalibe-s(k)lave-köle

İbrahim de bir İbrani olup Tevrat'ta gerçek adı Avraham olarak geçer. (Eğer gerçekten yaşadıysa) Avraham, tarihteki ilk siyonisttir çünkü suyu kıt Orta Doğu topraklarındaki en büyük nehir olan Nil ve Fırat'ın arasını Vadedilmiş Topraklar(Arz-ı Mevud/Ha-Aretz Ha-Muvtacha/The Promised Land) olarak belirlemiştir. Bu durum, açıkça Tevrat'ın Tekvin(Yaratılış/Bereşit/Genesis) Bölümü'nün 15. Ayeti'nde geçer. Tevrat, Tekvin 15-18:21: O günde Rab, Avraham'la ahdedip dedi: Mısır Irmağı'ndan büyük ırmağa, Fırat Irmağı'na kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin soyuna verdim.

Tarihteki en köklü mitolojilerden birisi olan Türk Mitolojisi'nde kutsal sayılan bir sürü hayvan vardır. Türk Mitolojisi'nde özellikle şu üç hayvan öne çıkar: Bozkurt, Kartal ve Geyik Zaten bozkurt, Türklüğün asıl sembolüdür.

Codex Cumanicus, Latince "Kıpçak(Kuman/Polovets) Sözlüğü" anlamına gelen bir eserdir. Codex Cumanicus, 13-14. Yüzyıllar arasında İtalyan ve Alman misyonerlerin Karadeniz'n kuzeyindeki Kırım yarımadası ve çevresinde yaşayan Kıpçak Türkleri'ni Hıristiyanlığa çekmek için Türkçe'nin kuzey kolu Kıpçakça yazdığı; Türk tarihi, edebiyatı ve sosyolojisi açısından güzide bir eserdir. Codex Cumanicus'ta genellikle Katolik Hıristiyan olan Kıpçak Türkleri'nin geleneksel halk kültürü, yaşayış biçimleri ara sıra savaşlardan sahneler yer verilmiştir. Kütüphanecilik ve sözlükçülük tarihinde 13.-14. Yüzyıllar arasında yazılmış Codex Cumanicus, Kaşgarlı Mahmut'un 11. Yüzyıl'da yazdığı Dîvânu Lugâti't-Türk adlı eserinden sonra ikinci önemli eserdir.

Atabet'ül Hakayık(Gerçeklerin Eşiği), Yüknekli Edip Ahmet(Edip Ahmed Yükneki) tarafından 12. Yüzyıl'da yazılmış bir Türk-İslam eseridir. Atabet'ül Hakayık, Hakaniye Türkçesi ile yazılmış olup didaktik(öğretici) bir üslupla, nasihatname tarzında bir eserdir. Gerçeklerin Eşiği, 46 beyitten ve 101 dörtlükten meydana gelmiştir.

Dîvânu Lugâti't-Türk(Türk Lehçelerini Toplayan Sözlük); Karahanlılar döneminde Kaşgarlı Mahmut(Mahmud el-Kaşgari) tarafından 1072'de Araplara Türkçe öğretmek için yazılan, Türk dilinin ilk ansiklopedik sözlüğüdür. Dîvânu Lugâti't-Türk'ün içinde yalnızca eski Türkçe sözcükler yer almaz, bunun yanında Türk boylarının yaşadığı yerlerin haritası, menkıbevi hikayeler, çeşitli destanlar da barındırır. Dîvânu Lugâti't-Türk, her ne kadar Türk milleti, tarihi, kültürü, sosyolojisi hakkında önemli bilgiler verse de Kaşgarlı Mahmut, bu eserini yazarken bir o kadar da İslam apolijistliği yapmıştır. Şöyle ki: Dîvânu Lugâti't-Türk'te 22 Oğuz boyu gösterilir fakat tarihi gerçeklere 24 oğuz boyu vardır. Kaşgarlı Mahmut'un diğer iki Oğuz boyunu dahil etmemesinin sebebi onların Müslüman olmamasıdır. Tipik bir İslamcı kafası işte ne eksik ne fazla...

@somebody Latinize etmek, adı üstünde yazı sistemi olarak Latin(Roma) Alfabesi ile yazılmayan diller ile yazılmış bir cümlede ne yazıldığının anlaşılması için yapılan harflerarası bir çeviri yöntemidir ve çok önemli bir çeviriyazım(tıransliterasyon) tekniğidir. Latinizasyon, tam tersine çok dürüst bir eylemdir. Ayrıca Latin Alfabesi'nin bitişken(sondan eklemeli) bir dil olan Türkçe'ye en uygun alfabe olduğunu, Latin Alfabesi'nin tarihteki kökeninin Turanlı Etrüsklerin(Tursakalar) İtalyan Yarımadası'na getirdiği Runik Yazı'ya dayandığı, daha sonra Aryan Romalıların Etrüsklerin Runik yazısını öğrenip onu geliştirerek günümüzdeki Latin Alfabesi'ne son şeklini verdiği gerçeğini unutma. İbranice ve Arapça gibi kök bakımından bükümlü(çekimli), söylenirken gırtlaktan çıkarılan seslerden dolayı son derece kaba, yazı sistemi olarak yılana benzeyen, yazı yönü olarak sağdan sola yazılan Semitik diller çok eciş bücüştür ve yanıltıcıdır. Kanji(Çin Alfabesi), yazım yönü soldan sağa olmasına rağmen kutuyu andıran şekilleri dolayısıyla da kafa karıştırıcı bir alfabedir. Tek heceli(yalınlayan) bir dil olan Çince, basitleştirilmiş ve geleneksel Çince olmak üzere ikiye ayrılır. Çince'nin Latinize edilmiş haline Pinyin denilir. Yani özetle Latin Alfabesi; son derece önemli bir alfabedir çünkü Latin Alfabesi, şekil olarak diğer alfabelere nazaran kolayca okunup yazılır.

Soyuz Sovetskikh Sotsialisticheskikh Respublik(SSSR), Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin(SSCB) Latinize edilmiş Rusça'daki tam açılımıdır. SSSR'nin İngilizce'deki kısaltması USSR'dir nitekim her iki dil de Hint-Avrupa Dil Ailesi'ndendir. Daha doğrusu işin aslı şöyledir: İngilizce: Union of Soviet Socialist Republics(USSR) Latinize Edilmiş Rusça: Soyuz Sovetskikh Sotsialisticheskikh Respublik(SSSR) Kiril Alfabesiyle Orijinal Rusça: Союз Советских Социалистических Республик(CCCP) Türkçe: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği(SSCB)

Nihat Genç ve Veryansın TV ekibini oluşturan diğer kişiler tarafından kurulan yeni bir parti olup partinin ilkeleri Türkçülük ve Kemalizm'dir. Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi(CVP), Türkiye'deki alışagelmiş diğer partilerin aksine dış politikada Avrasyacılığı savunur ve NATO'dan çıkılmasını ister. Resmi internet sitesi: https://cvh.org.tr/

Bizantizm, sosyolojik olarak Türkiye'deki din ve devlet arasındaki ilişkinin Bizans İmparatorluğu'ndan kalma olduğunu söyleyen bir görüştür. Bizantizm'in öz Türkçe karşılığı Bizansçılık'tır. Bizantizm'in en önemli kanıtları, Bizans(Doğu Roma) imparatorluğu ile Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya yerleşen Selçuklu İmparatorluğu'nın ortak sembolleri olan çift başlı kartaldır ve aslında Bizans döneminde İstanbul'un ayyıldızlı şehir bayrağıdır. Bizantizm, Osmanlı Devleti'nde Fatih Sultan Mehmet'in o dönemki adı Yunanca Konstantinopolis olan İstanbul'u fethetmesinden sonra İstanbul'a Arapça Konstantiniyye ve kendisine Kayser-i Rum(Roma Kayseri) demesidir. Bizans İmparatorluğu'nun önemli sembollerinden birisi olan çift başlı kartal, din ve devlet işlerinin bir arada olduğunu simgelerdi ve Bizans'ın çift başlı kartalının üzerinde haç bulunurdu. Gerçekten de Türk siyasetinde ve toplumunun her alanında Bizantizm'in derin izlerini görüyoruz.

Peygamber olabilmek için her şeyden önce, Orta Doğu'da doğmak ve Semitik(Sami) ırktan olmak gerekir. Dinler tarihindeki peygamberler, İbrani'dir ve Arap'tır; özellikle İbrani/Yahudi peygamberlerin sayısı baya bir fazladır. Samiler dışındaki toplumlarda "peygamberlik" diye dini bir kurum yoktur. Bir de bunların yanında erkek olmak, iyi bir hitabet ve belagat gücü, kurnaz ve girişimci bir zeka, medya ve siyaset gücü, peygamberliğini iddia ettikten sonra şansının yaver gitmesi gibi diğer etmenler de dahildir.

Nisa Suresi 59. Ayet, İslam'daki devlet yöneticilerine körü körüne biati savunan ulu'l emre itaatin en belirgin kanıtıdır: İlgili ayet: Nisa 59: "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah'a ve Resulü'ne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir." Elmalılı Hamdi Yazır Meali Kaynak: https://kuranmeali.com/

Nisa Suresi 3. Ayet, Kur'an'ın en tartışmalı ve sıkandal ayetlerinden birisidir. Her ne kadar, Nisa; Arapça "kadın" anlamına gelse de Nisa Suresi'nde Arab'ın Allah'ı tarafından kadınlar aşağılanır, cariyelik ve yetim kızlarla evlilik gibi mide bulandırıcı ahlaksız durumlar desteklenir. Bu ayette Tatlısu Müslümanları'nı şok edecek çok eşlilik acı gerçeği vardır. Eyyy Tatlısu Müslümanları, özellikle de Arab'ın dinini eğip bükerek şirin göstermeye çalışan Müslüman kadınlar; İslam'da bal gibi de çok eşlilik vardır, daha bu neyin kıvırması? İlgili ayet: Nisa 3: "Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle(sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir." Elmalılı Hamdi Yazır Meali Kaynak: https://kuranmeali.com/

Popülizm; "halk yağcılığı, "halk şakşakçılığı" anlamlarına gelir. Popülizmi genelde din tüccarı, sahtekar sağcılar yapar. AKP mitinglerindeki çomarların hüloğğğ ve buna karşılık Tayyip'in "bizim milletimiz" diye böğürmesi, popülizmin en somut kanıtlarından birisidir. Popülizm, sağ popülizm ve sol popülizm olmak üzere ikiye ayrılır. Popülistler en büyük halk ve vatan düşmanıdır; popülizm, sürü yönetimi için etkili bir araçtır.

Ulu Önder Atatürk'ün 1931'de Yalova'dayken Medeni Bilgiler kitabında dönemin Türk Tarih Kurumu Genel Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu'na göndermek için el yazısıyla belirttiği, kendisinden sonra gelen İslamcı TTK başkanları tarafından sansürlenen, Atilla Oral'ın Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu'nda bahsettiği, Mustafa Kemal Atatürk'ün Arab'ın dini İslam için söylediği muhteşem bir sözüdür. İkra Bismi Rabbi, Kur'an-ı Kerim'deki Alak Suresi'nin ilk ayetidir: "ikra’bismi rabbikellezî halak", "Yaratan Rab'binin adıyla oku" demektir.

Tatlısu Müslümanları'nın bilmediği yadsınamaz acı bir gerçektir. İslam'da özellikle Sünni İslam'da ilgili otorite sahibine muhalefet yoktur tam tersine itaat vardır. Kur'an-ı Kerim'in Nisa Suresi 59. Ayeti'nde ve Kütüb-ü Sitte'nin sahih hadislerinde tebaanın devlet yöneticilerine mutlak itaatini savunan ulu'l emre itaat durumu vardır, bunun için de tarih boyunca Müslüman ülkelerde Hıristiyan Batı'da olduğu gibi geniş çaplı, kalıcı ve etkili halk hareketleri oluşmamıştır; halk hareketleri olduysa bile yerel bir bölgede belirli bir çevrede sınırlı kalmıştır. Şiilik'te muhalefet bir nebze olsun itibarlıdır(sarı muhalefet), Alevilik'te muhalefet her zaman baş tacıdır(gerçek muhalefet). Bugün iktidar-muhalefet arasında yaşanan sorunların aslında Sünnilik geleneğinin sonucudur denebilir. Ehlisünnet geleneği; iktidar sahiplerine karşı yapılan muhalefeti bir hak olarak görmez, tam tersine kendisini "Allah'ın yeryüzündeki gölgesi/temsilcisi" olarak gördüğü için kendisine yapılan uyarıları, muhalefeti kendisine saldırı olarak görür ve totaliter bir şekilde bunu yapanların yok edilmesi gerektiğini düşünür. Bunun için de 1400 yıllık İslam tarihinde seçimle başa gelen siyasetçiler, seçimle değil zorla koltuktan indirilmiştir ve eleştiri kültürü gelişmemiştir; daha doğrusu İslam ülkelerinde istifa denilen bir kavram yoktur çünkü istifa etmek, onurlu kişilerin işidir.

Uçkuru gevşek ahlaksız dincilerin her türlü haltı yiyip Allahlarına tövbe ederken kendilerini aklamak için söyledikleri mide bulandırıcı bir cümle. Neymiş, şeytana uymuşmuş da zart zurt. Sizden ala şeytan mı var ulan şerefsizler?!.. Şeytan, tecavüzcü yobazlardan çok daha masumdur ve dürüsttür.